PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Pelvik Organ Sarkmasının Belirtileri Ve Nedenleri

Için bilgi mi arıyorsunuz? Pelvik Organ Sarkmasının Belirtileri Ve Nedenleri makalesine göz atın ve hakkında daha fazla bilgi edinin

Pelvik organ prolapsusunun belirtileri nelerdir?

En yaygın belirti, vajinanızda bir şeyin dışarı düşüyormuş gibi bir şişlik hissetmektir. Diğer belirtiler şunlardır:

  • Vajinanızda şişlik, dolgunluk veya baskı hissi.

  • Pelvisinizde dolgunluk, baskı veya ağrı.

  • Alt sırtınızda veya belde ağrı veya sızı.

  • Cinsel ilişki sırasında baskı, vurma hissi veya ağrı (disparoni).

  • Gün ilerledikçe kötüleşen şişlik veya baskı.

  • Öksürdüğünüzde veya uzun süre ayakta kaldığınızda kötüleşen şişlik veya baskı.

  • İdrar yapmak veya dışkılamak için dışarı çıkmış organları parmağınızla itme ihtiyacı.

  • Vajinal lekelenme.

Belirtileriniz, sarkmanın bulunduğu yere bağlıdır. Jinekoloğunuza belirtilerinizi anlatmak, pelvik tabanınızdaki zayıf noktaların tespit edilmesine yardımcı olur.

Stres inkontinansı, acil idrar kaçırma ve dışkı inkontinansı genellikle POP ile birlikte görülür, çünkü benzer risk faktörlerine sahiptirler. Belirtiler şunları içerir:

  • Öksürdüğünüzde, güldüğünüzde veya egzersiz yaptığınızda idrar kaçırma (stres inkontinansı).

  • Kontrol etmesi zor olan sık idrara çıkma isteği (acil inkontinans).

  • Kabızlık veya dışkıyı kontrol edememe (dışkı inkontinansı).

Pelvik organ prolapsusuna ne sebep olur?

Pelvik tabanınız birçok nedenle zayıflayabilir. Zayıf bir pelvik taban, prolapsus olasılığınızı artırır.

  • Vajinal doğum, POP gelişimiyle ilişkilendirilen en yaygın faktördür. Birden fazla vajinal doğum, ikiz veya üçüz gebelikler veya normalden büyük bir fetüs (fetal makrozomi) taşımak, pelvik taban kaslarınızın POP’ye yol açabilecek yaralanmalar yaşama olasılığını artırır.

  • Yaşlanma süreci, pelvik taban kaslarınız da dahil olmak üzere kaslarınızın güç kaybetmesine neden olabilir. Bunun bir faktörü azalan östrojendir. Menopoz sırasında, vücudunuz daha az östrojen üretir. Bu düşüş, pelvik tabanınızı destekleyen bağ dokuların zayıflamasına neden olabilir.

  • Aşırı kilolu olmanız, POP riskinizi artırır. Araştırmalar, klinik olarak aşırı kilolu olan veya obez olan kişilerin, normal kilo aralığındaki insanlara göre POP geliştirme olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir.

  • Uzun süreli karın içi baskı, pelvik taban kaslarınızı aşırı zorlayarak zayıflamalarına neden olabilir. Kronik kabızlık, kronik öksürük ve sık ağır kaldırma, POP geliştirme şansınızı artırır.

  • Ailede POP öyküsü bulunması, POP geliştirme olasılığınızı artırabilir. POP’nin genetik bileşenleri üzerindeki araştırmalar devam ediyor, ancak zayıf bir pelvik tabanı miras almış olmanız mümkündür.

  • Kolajen düzensizlikleri, pelvik tabanınızdaki bağ dokularını zayıflatarak POP geliştirme olasılığınızı artırır. Ehlers-Danlos Sendromu gibi bağ dokusu bozukluğu olan ve eklemlerinde daha fazla hareketlilik bulunan kişiler, POP geliştirme açısından daha büyük bir risk altındadır.

Teşhis ve Testler

Pelvik organ prolapsusu nasıl teşhis edilir?

Randevunuz sırasında, jinekoloğunuz belirtilerinizi inceleyecek ve bir pelvik muayene yapacaktır. Muayene sırasında, prolapsunuzun tam boyutunu zorlanma ve rahatlama durumunda görebilmesi için öksürmenizi isteyebilir. Sizi hem yatar durumda hem de ayakta muayene edebilirler. Çoğu zaman, bir pelvik muayene prolapsus teşhisi için yeterlidir.

Ek testler şunları içerebilir:

  • POP ile yaygın olan idrar sorunlarını kontrol etmek için mesane fonksiyon testleri. Testler, sağlayıcınızın mesane ve üretrayı içeriden görmesini sağlayan sistoskopi prosedürünü içerebilir. Ayrıca, mesanenizin ve üretranızın idrarı nasıl depolayıp bıraktığını görmek için bir ürodinami testi yapabilirler.

  • Görüntüleme yöntemleri: jinekoloğunuz, sarkmanın boyutunu belirlemek için bir pelvik taban ultrasonu veya MRI isteyebilir. Görüntüleme genellikle yalnızca karmaşık vakalarda kullanılır.

Evreleme Sistemi

Pelvik organ prolapsusu için evreleme sistemi nedir?

Pelvik Organ Prolapsusu Kantifikasyon (POP-Q) sistemi, prolapsusunuzun hafif mi yoksa şiddetli mi olduğunu sınıflandırır. Skala sıfırdan dörde kadar değişir. Sıfırıncı Evre, organlarınızın yerinden hiç oynamadığını gösterir. Dördüncü Evre, tam bir prolapsus olduğunu ifade eder. Tam prolapsus en şiddetli türdür ve bir organın vücudunuzun dışına çıkmasını içerebilir.

Hem prolapsus türü hem de prolapsusun derecesi tedavinizi şekillendirir.

Pelvik Organ Sarkmasının Belirtileri Ve Nedenleri

Için bilgi mi arıyorsunuz? Pelvik Organ Sarkmasının Belirtileri Ve Nedenleri makalesine göz atın ve hakkında daha fazla bilgi edinin

Pelvik organ prolapsusunun belirtileri nelerdir?

En yaygın belirti, vajinanızda bir şeyin dışarı düşüyormuş gibi bir şişlik hissetmektir. Diğer belirtiler şunlardır:

  • Vajinanızda şişlik, dolgunluk veya baskı hissi.

  • Pelvisinizde dolgunluk, baskı veya ağrı.

  • Alt sırtınızda veya belde ağrı veya sızı.

  • Cinsel ilişki sırasında baskı, vurma hissi veya ağrı (disparoni).

  • Gün ilerledikçe kötüleşen şişlik veya baskı.

  • Öksürdüğünüzde veya uzun süre ayakta kaldığınızda kötüleşen şişlik veya baskı.

  • İdrar yapmak veya dışkılamak için dışarı çıkmış organları parmağınızla itme ihtiyacı.

  • Vajinal lekelenme.

Belirtileriniz, sarkmanın bulunduğu yere bağlıdır. Jinekoloğunuza belirtilerinizi anlatmak, pelvik tabanınızdaki zayıf noktaların tespit edilmesine yardımcı olur.

Stres inkontinansı, acil idrar kaçırma ve dışkı inkontinansı genellikle POP ile birlikte görülür, çünkü benzer risk faktörlerine sahiptirler. Belirtiler şunları içerir:

  • Öksürdüğünüzde, güldüğünüzde veya egzersiz yaptığınızda idrar kaçırma (stres inkontinansı).

  • Kontrol etmesi zor olan sık idrara çıkma isteği (acil inkontinans).

  • Kabızlık veya dışkıyı kontrol edememe (dışkı inkontinansı).

Pelvik organ prolapsusuna ne sebep olur?

Pelvik tabanınız birçok nedenle zayıflayabilir. Zayıf bir pelvik taban, prolapsus olasılığınızı artırır.

  • Vajinal doğum, POP gelişimiyle ilişkilendirilen en yaygın faktördür. Birden fazla vajinal doğum, ikiz veya üçüz gebelikler veya normalden büyük bir fetüs (fetal makrozomi) taşımak, pelvik taban kaslarınızın POP’ye yol açabilecek yaralanmalar yaşama olasılığını artırır.

  • Yaşlanma süreci, pelvik taban kaslarınız da dahil olmak üzere kaslarınızın güç kaybetmesine neden olabilir. Bunun bir faktörü azalan östrojendir. Menopoz sırasında, vücudunuz daha az östrojen üretir. Bu düşüş, pelvik tabanınızı destekleyen bağ dokuların zayıflamasına neden olabilir.

  • Aşırı kilolu olmanız, POP riskinizi artırır. Araştırmalar, klinik olarak aşırı kilolu olan veya obez olan kişilerin, normal kilo aralığındaki insanlara göre POP geliştirme olasılığının daha yüksek olduğunu göstermiştir.

  • Uzun süreli karın içi baskı, pelvik taban kaslarınızı aşırı zorlayarak zayıflamalarına neden olabilir. Kronik kabızlık, kronik öksürük ve sık ağır kaldırma, POP geliştirme şansınızı artırır.

  • Ailede POP öyküsü bulunması, POP geliştirme olasılığınızı artırabilir. POP’nin genetik bileşenleri üzerindeki araştırmalar devam ediyor, ancak zayıf bir pelvik tabanı miras almış olmanız mümkündür.

  • Kolajen düzensizlikleri, pelvik tabanınızdaki bağ dokularını zayıflatarak POP geliştirme olasılığınızı artırır. Ehlers-Danlos Sendromu gibi bağ dokusu bozukluğu olan ve eklemlerinde daha fazla hareketlilik bulunan kişiler, POP geliştirme açısından daha büyük bir risk altındadır.

Teşhis ve Testler

Pelvik organ prolapsusu nasıl teşhis edilir?

Randevunuz sırasında, jinekoloğunuz belirtilerinizi inceleyecek ve bir pelvik muayene yapacaktır. Muayene sırasında, prolapsunuzun tam boyutunu zorlanma ve rahatlama durumunda görebilmesi için öksürmenizi isteyebilir. Sizi hem yatar durumda hem de ayakta muayene edebilirler. Çoğu zaman, bir pelvik muayene prolapsus teşhisi için yeterlidir.

Ek testler şunları içerebilir:

  • POP ile yaygın olan idrar sorunlarını kontrol etmek için mesane fonksiyon testleri. Testler, sağlayıcınızın mesane ve üretrayı içeriden görmesini sağlayan sistoskopi prosedürünü içerebilir. Ayrıca, mesanenizin ve üretranızın idrarı nasıl depolayıp bıraktığını görmek için bir ürodinami testi yapabilirler.

  • Görüntüleme yöntemleri: jinekoloğunuz, sarkmanın boyutunu belirlemek için bir pelvik taban ultrasonu veya MRI isteyebilir. Görüntüleme genellikle yalnızca karmaşık vakalarda kullanılır.

Evreleme Sistemi

Pelvik organ prolapsusu için evreleme sistemi nedir?

Pelvik Organ Prolapsusu Kantifikasyon (POP-Q) sistemi, prolapsusunuzun hafif mi yoksa şiddetli mi olduğunu sınıflandırır. Skala sıfırdan dörde kadar değişir. Sıfırıncı Evre, organlarınızın yerinden hiç oynamadığını gösterir. Dördüncü Evre, tam bir prolapsus olduğunu ifade eder. Tam prolapsus en şiddetli türdür ve bir organın vücudunuzun dışına çıkmasını içerebilir.

Hem prolapsus türü hem de prolapsusun derecesi tedavinizi şekillendirir.

Kadınlarda idrar kaçırma tedavisini uzmanına sorduk

Kadınlarda idrar kaçırma sıkça görülen ve tedavi edilebilir bir sorun! Kadınlarda tuvaletini tutamama, idrar kaçırma nedenleri ve tedavisini uzmana sorduk.

Kadınlarda idrar kaçırma, birçok kadının karşılaştığı, ancak genellikle sessiz kaldığı bir sağlık sorunudur. Bu sorun hem fiziksel hem de duygusal olarak yaşam kalitesini etkileyebilir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Serdar Aydın Pudra.com okurlarına özel olarak kadınlarda idrar kaçırmanın sıklığı, çeşitli tipleri, potansiyel nedenleri ve etkili tedavi seçeneklerini ele aldı, tedavi yöntemlerini anlattı.

Kadınlarda idrar kaçırma oldukça yaygın bir sorun ve toplumun geniş bir kesimini etkiliyor. Araştırmalar, kadınların yaklaşık olarak %25 ila %45’inin hayatlarının bir döneminde idrar kaçırma sorunuyla karşılaştığını gösteriyor. Ancak kadınlar çiş kaçırma sorununu dile getirmekten utanma vb. nedenlerle, bu sorunu gizliyor ve tedavisi konusunda da çözümsüz kalıyor. Ancak kadınlarda idrar kaçırma sıkça görülse de tedavi edilebilir bir sorun. Biz de bu önemli konuyu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Serdar Aydın’a sorduk.

Doç. Dr. Serdar Aydın, idrar kaçırmanın farklı tipleri olduğundan bahsediyor. Buna göre strese göre, acil sıkışmaya bağlı veya taşmalı idrar kaçırma gibi idrar kaçırma tipleri var. Doç. Dr. Aydın, bu tiplerin özelliklerini bizler için açıklıyor:

İDRAR KAÇIRMA TİPLERİ

Strese bağlı idrar kaçırma: Fiziksel aktiviteler, öksürme, hapşırma gibi basınç artışıyla ortaya çıkan bir tipidir. Bu durum pelvik taban kaslarının zayıflığından kaynaklanabilir ve idrar kaçırma nedeniyle küçük bir çocuğun kahkahası ya da bir spor aktivitesi sırasında utanç verici anlar yaşanabilir.

Acil sıkışma tipi idrar kaçırma: Ani ve güçlü bir idrar tutamama hissiyle karakterizedir. Kişi ani bir şekilde idrar yapma ihtiyacı hisseder ve idrarını tutamaz. Bu durum mesane kaslarının kontrolünü kaybetmesiyle ortaya çıkar.

Taşmalı idrar kaçırma: Mesanenin tam olarak boşaltılamaması nedeniyle oluşur ve idrarın sürekli sızmasına neden olabilir.

KASLARIN ZAYIFLAMASI VEYA HORMON EKSİKLİKLERİ DE İDRAR KAÇIRMAYA YOL AÇABİLİR

Bunların dışında, pelvik taban kaslarının zayıflaması, menopoz dönemine veya farklı hastalıklara bağlı olarak östrojen hormonunun azalması ve genetik faktörler de idrar kaçırma sorununun oluşmasına yol açabiliyor.

Doç. Dr. Serdar Aydın, bunları şu şekilde sıralıyor…

• Hamilelik, doğum, yaşlanma gibi faktörler pelvik taban kaslarının zayıflamasına neden olabilir. Bu kaslar mesane ve idrar yolunun kontrolünü sağlar. Zayıfladıklarında idrar kaçırma riski artar.

• Östrojen hormonundaki düşüş pelvik taban kaslarının elastikiyetini azaltabilir ve idrar kaçırma sorununa yol açabilir.

• Menopoz döneminde östrojen seviyelerindeki düşüş bu sorunun ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.

• Aile öyküsünde idrar kaçırma sorunu olan kişilerde bu sorunun ortaya çıkma olasılığı daha yüksek olabilir.

• Genetik faktörler idrar yolunun ve pelvik taban kaslarının yapısını etkileyebilir.

İDRAR KAÇIRMA TEDAVİSİ İÇİN HANGİ UZMANA GİTMELİYİM?

Doç. Dr. Serdar Aydın, idrar kaçırma tedavisi için ilk adımın bir sağlık uzmanıyla görüşme olduğunu belirtiyor ve ekliyor:

“Bir doğum uzmanı, ürolog veya jinekolog bu konuda size yardımcı olabilecek uzmanlar. Uzman yaşam tarzınızı, semptomlarınızı ve tıbbi geçmişinizi değerlendirerek doğru teşhisi koymak ve uygun tedavi seçeneklerini sunmak için sizinle çalışacaktır.”

İDRAR KAÇIRMA TEDAVİSİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?

İdrar kaçırma sorunu yaşayan kadınlar için çeşitli etkili tedavi seçenekleri mevcut. Kadınlarda çişini tutamama tedavi seçenekleri arasında yaşam tarzı değişiklikleri, pelvik taban egzersizleri, ilaç ve bazen de cerrahi müdahale yer alabilir.

• Örneğin pelvik taban kaslarını güçlendirmek için Kegel egzersizleri etkili olabilir. Kegel egzersizleri pelvik taban kaslarını güçlendirmek için düzenli olarak yapılması önerilen egzersizlerdir. Bu egzersizler, kasların tonusunu artırır ve idrar kaçırma sorununu azaltabilir.

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

İDRAR KAÇIRMA İÇİN AMELİYATSIZ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

• Ayrıca, mesane eğitimi ve idrar alışkanlıklarını düzenlemek de semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olabiliyor.

Sıkışma tipi idrar kaçırmada mesane eğitimi, idrarı düzenli bir şekilde tutmayı öğrenmeyi ve mesane kapasitesini kontrol etmeyi içerir. Şikayetlerin azaltılmasında önemlidir.

• Diğer bir ameliyatsız tedavi yolu, vajina içerisine yerleştirilen destekleyici bir cihaz olan “pesser”ler. Bu cihazlar idrar kaçırmanın kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Cihaz pelvik tabanı destekleyerek idrar yolunu sıkı bir şekilde kapatabilir.

• Ayrıca ilaçlarla da idrar kaçırma şikayetleri büyük oranda azaltılabilir. Son yıllarda çıkan birçok ilaç yüksek etkinliği ve az yan etkisiyle ön plana çıkmaktadır.

• Bu tedavilerin etkisiz kaldığı durumlarda cerrahi müdahaleler yüksek başarı oranlarıylahastalığın tedavisinde uygulanmaktadır.

Doç. Dr. Serdar Aydın, idrar kaçırma konusunda farkındalığın artması ve kadınların bu sorunu daha fazla gizleme gereği duymadan destek almalarının çok önemli olduğunu belirtiyor ve Pudra.com okuyucuları için şunları söylüyor:

“İdrar kaçırma utanılacak veya mahcup olunacak bir durum değildir. Aslında bu sorun halk arasında oldukça yaygındır ve tedavi edilebilir bir durumdur. Bu nedenle, idrar kaçırma problemi yaşayan kadınlar sessizce bu durumu kabul etmek yerine yardım almalı ve tedavi edilebilir bir sorun olduğunu unutmamalıdır. Unutmayın, sağlığınız önemlidir ve size destek olacak uzmanlar mevcuttur.

BU HABER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

İdrar Kaçırmada Şok dalga Tedavisi

İdrar Kaçırma için bilgi mi arıyorsunuz? İdrar Kaçırmada Şok dalga Tedavisi makalesine göz atın ve İdrar Kaçırma hakkında daha fazla bilgi edinin

Şok Dalga Tedavisi Nedir?

Şok dalga tedavisi(ESWT); jeneratörden oluşturulan yoğun ve basınçlı ses dalgalarının bir
prob vasıtası ile vücudun hedeflenen bölgesine yönlendirilmesi ile yapılan bir tedavi
yöntemidir. Bu yöntem ilk kez böbrek ve idrar yolları taşlarının kırılması amacıyla
tasarlanmış(ESWL) ve hala başarı ile uygulanmaktadır. Aynı şekilde tasarlanmış ve
yoğunluğu azaltılmış veya ayarlanabilen cihazın başka amaçlarla kullanımı devreye girmiş,
günümüzde birçok amaç için kullanılmaktadır.
Li-ESWT iyileştirici etkilerini yeni damar oluşumunu uyaran madde miktarını (VEGF) dramatik
şekilde artırarak yapmaktadır. Bunlara örnek olarak, düşük yoğunluklu ekstrakorporeal şok
dalga tedavisi (Li-ESWT) lokal inflamasyonu destekleyebilir, yeni damar oluşumunu teşvik
edebilir, kök hücreleri ve kan damarı oluşumunu sağlayan hücreleri toplayabilir, hücresel
çoğalmayı ve hücre yenilenmesini uyarabilir, ve oksidatif stresi bloke edebilir, böylece kan
dolaşımını iyileştirebilir ve doku tamirini yani onarımını sağlayabilir.

Stres Tip İdrar Kaçırmada Şok Dalga Tedavisi

Stres tipi idrar kaçırma(stres inkontinans); fiziksel efor, efor, öksürme veya hapşırma
sırasında istemsiz idrar kaçırmalara denilmektedir. Erişkin kadınların yaklaşık %50’sinde
görülen bir durumdur, kadın efor sarf ederken, hapşırır veya öksürürken, kahkaha atarken ve
ağır birşey kaldırırken idrar kaçırır. Bu da sosyal etkileşimi ve fiziksel aktiviteyi olumsuz
yönde etkilemekte, cinsel ilişkiden kaçınma, bozma ve kötüleşme gibi yaşam kalitesinin
(QoL) bozulması gibi önemli problemlere neden olabilecek bir durumdur. Ayrıca duygusal ve
zihinsel sağlığı olumsuz yönde etkilemektedir. Stres üriner inkontinans, birincil olarak pelvik
tabanın düzenin bozulması, ve idrarı kontrol eden iç kapağın (iç sfinkter) zayıflamasından
kaynaklanmakta, ikinci olarak idrar kanalı ve/veya mesane boynunun aşırı oynaklığı ve
gevşekliğine (hipermobilitesi) bağlı olduğu düşünülmektedir. Stres üriner inkontinans
tedavisinde; yaşam tarzı değişiklikleri, pelvik taban kas egzersizi ve ilaç tedavileri yanında;
cerrahi girişimler uygulanmaktadır. Hiçbir yöntem %100 çözüm sunmamaktadır. Bu nedenle,
normal pelvik taban gücünü ve iç idrar kapağın(iç sfinkter) fonksiyonunu eski haline
getirebilecek yeni tedavilere acilen ihtiyaç duyulmaktadır.
Stres tipi idrar kaçıran kadınlarda, 8 hafta, haftada bir kez, düşük yoğunluklu şok dalga
tedavisi(Li-eswt, 0.25 mJ/mm2, 3000 atım, 3/sn atım frekans) idrar kanalı boyunca
uygulandığında İdrar kaçağını önemli ölçüde azaltmakla kalmayıp aynı zamanda aşırı aktif
mesanenin acil işeme ihtiyacı belirtisini de hafifletmekte ve yaşam kalitesini önemli ölçüde
iyileştirmektedir. Şok dalga tedavisi, stres tip idrar kaçırma problemini , pelvik taban
fonksiyonunu eski haline döndürülmesi ve ardından idrar reflexinde sorumlu kısmını harekete
geçirerek mesanenin bilinçli kontrolünü sağlayarak etkisini gösterdiği bulunmuştur. Yapılan
işlemin kayda değer bir yan etkisi yoktur, hamilelik dışında her durumda yapılabilir. Sonuç
olarak, düşük yoğunluktaki şok dalga tedavisi (Li-ESWT), özellikle kadınlarda stres tipi idrar
kaçırmada yeni, invaziv-girişimsel olmayan ve etkili bir tedavi metodu , idrar kaçıran
kadınlarda bir umut ışığı olarak görülebilmektedir. Bu yöntem, kanıttan yoksun olmasına
rağmen, stres tipi idrar kaçırma tedavisinde klasik tedavilerle birlikte veya klasik tedaviye
alternatif olarak kullanılabilir. Bu tedavinin uygulanması hekim ve hasta ile beraber karar
verebileceği bir opsiyon ve seçenek olarak görülmelidir. Düşük yoğunluktaki şok dalga
tedavisi kök hücre tedavisi ile birlikte yapıldığında etkisi daha fazla olabilir.
Stres tipi idrar kaçırmada, şok dalga tedavisi ile kök hücre tedavisinin birlikte
uygulanması elde edilecek sonuca olumlu yönde etki edeceği beklenebilir.

Aşırı Aktif Mesanede, Sıkışma Tipi İdrar Kaçırmada Şok Dalga Tedavisi

Aşırı aktif mesane, sıkışma tipi idrar kaçırma:, yine genel yaşam kalitesini (QoL) ciddi
şekilde azaltabilen yaygın bir durumdur. Sıkışma tipi idrar kaçırma ani-acil idrara çıkma
ihtiyacı ile birlikte tuvalete yetişememe veya idrarı geciktirememe durumudur ve idrar bu
esnada kaçar. Erişkin insanların yaklaşık % 16-17’sini ilgilendiren bir durumdur, yaşlanma ile
bu durum artmaktadır. Aşırı aktif mesanenin fizyolojik temelinde mesane kasının(detrusor)
aşırı aktivitesinden kaynaklanmaktadır. Mesanenin istemsiz aşırı aktivitesine oksijen azlığı
(hipoksi), oksidatif stres ve kan akımının azalmasının rol oynadığını bilinmektedir.
Mesaneye botulinum toksini enjeksiyonu ve posterior tibial sinir
stimülasyonu (PTNS) veya sakral nöromodülasyon (SNM) ile girişimsel-invaziv tedaviler
devreye girmektedir. Bu tedavilerden de %100 sonuç alınmamaktadır. Bu nedenle alternatif
bir tedavi, özellikle tıbbi olmayan ve rahatsız edici yan etkileri olmayan daha az invaziv-
girişimsel bir tedavi bulmak, Aşırı aktif mesane hastaları için son derece önemlidir.
Aşırı aktif mesaneye bağlı idrar kaçırmalarda(sıkışma tipi idrar kaçırmalarda; düşük
yoğunluklu şok dalga tedavisi ilginç bir şekilde iyi sonuçlar alınabilir. Ancak bu iyileştirici
etkisinin altında yatan moleküler mekanizma hala belirsizdir. Ancak şok dalga
uygulamasının oksidatif stresi , planlı hücre ölümünü (apoptozis) nispeten engellediği ve
doku onarımını desteklediği bilinmektedir. Li-ESWT bu etkilerini vasküler endotelyal büyüme
faktörünü (VEGF) dramatik şekilde artırarak yapmaktadır. Bunlara örnek olarak, düşük
yoğunluklu ekstrakorporeal şok dalga tedavisi (LiESWT), yeni damar oluşumunu teşvik
etmekte, kök hücreleri ve kan damarı oluşumunu sağlayan hücreleri toplamakta, hücresel
çoğalmayı ve hücre yenilenmesini uyarmakta, ve oksidatif stresi bloke etmektedir. Böylece
kan dolaşımını iyileştirebilir ve doku tamirini yani onarımını sağlayabilir. Sonuç olarak,
mesane kan dolaşımını ve mesane sinirlerini (innervasyonunu) artırmaktadır. Buna bağlı
mesane kasında hücre yenilenmesini (rejenerasyonunu) harekete geçirmekte, mesane ve
idrar kanalının kas kasılma fonksiyonunu iyileştirmekte, ve sonuçta idrarı tutma yeteneğini
desteklemektedir.

Aşırı aktif mesanesi olan hastalarda düşük yoğunluktaki şok dalga uygulaması ile; (0.10-
0.25 mJ/mm2, 3000 atım, haftada bir, 4-8 hafta) işeme sıklığı azalmakta, işeme başına idrar
hacmi artmakta ve işedikten sonra kalan idrar miktarı azalabilir.
Aşırı aktif mesanesi ve idrar kaçırması olan kadınlarda cinsel fonksiyonu bozukluluğu bilinen bir gerçektir.Cinsel istekte azalma ve cinsel uyarılma kaybı görülmektedir.
Şok dalga tedavisi ile birlikte östrojen kullanımı sadece aşırı aktif mesane ve idrar kaçırma semptomlarını iyileştirebilir, aynı zamanda cinsel
yaşamı fonksiyonlarını ve kalitesini de arttırabilir. Bu nedenle şok dalga uygulaması,
özellikle menopoz sonrası kadınlarda östrojen kullanımı ile birlikte kadın cinsel işlev
bozukluğunun tedavisinde önemli bir rol oynayabilir. Sonuç olarak stres tipi idrar kaçırma ve
aşırı aktif mesanesi olan sıkışma tipi idrar kaçırması olan kadınlarda düşük yoğunluktaki şok
dalga tedavisi, yeni, kolay uygulanabilir, tekrarlanabilir, ağrısız, bilinen bir yan etkisi olmayan
ve noninvaziv-girişimsel olmayan bir tedavi yöntemi olarak kabul edilebilir.

Düşük yoğunluktaki şok dalga uygulaması(Li-eswt), kesin kanıttan yoksun olmasına rağmen,
kadınlarda stres tip ve aşırı aktif mesaneye bağlı idrar kaçırmalarda klasik tedavilerle birlikte
veya klasik tedaviye alternatif olarak kullanılabilir. Bu tedavinin uygulanması hekim ve hasta
ile beraber karar verebileceği bir opsiyon ve seçenek olarak görülmelidir. Düşük
yoğunluktaki şok dalga tedavisi kök hücre tedavisi ile birlikte yapıldığında etkisi daha fazla
olabilir. Şok dalga tedavisi ile kök hücre tedavisinin birlikte uygulanması
elde edilecek sonuca olumlu yönde etki edeceği beklenebilir.

Lazerle Prostat Ameliyatı: Holep, Thulep ve Greenlight

Prostat Hastalıkları için bilgi mi arıyorsunuz? Lazerle Prostat Ameliyatı: Holep, Thulep ve Greenlight makalesine göz atın ve Prostat Hastalıkları hakkında daha fazla bilgi edinin

Ürolojide Lazer(Laser) Kullanımı

Lazer (LASER) Nedir?: Lazer yada Laser kelimesi, “Light Amplification of Stimulated
Emission of Radiation-LASER” teriminin Türkçe kısaltmasıdır. Lazer cihazları; günümüzde,
teknolojik ilerlemeler sayesinde başta iyi huylu prostat büyümesi, böbrek ve idrar yolları
taşlarının kırılmasında-tedavisinde olmak üzere; mesane ve üst idrar yolları tümörlerinin
endoskopik olarak temizlenmesi(rezeksiyonu) ve evrelemesinde, ve diğer birçok ürolojik
hastalıkta kullanılan bir başarılı bir yöntem olabilir.Lazer, kesme, kanı durdurma(koagülasyon) ve
buharlaştırma(vaporizasyon) fonksiyonunu eş zamanlı olarak gerçekleştirebilmesinin yanında
ödem, sertleşme ve darlık riskini de büyük oranda azaltabilir.

Günümüzde Ürolojik cerrahide bugüne kadar kullanılan lazer türleri:

  • Karbondioksit-CO2 Lazer, artık fazla kullanılmamaktadır
  • Neodymium:Yttrium-Aluminum-Garnet (Nd:YAG),
  • Holmium:Yttrium-Aluminum-Garnet (Ho:YAG), Holmium Lazer
  • Thulium lazer
  • Potasyum-Titanil-Fosfat (KTP): Greenlight

Holmium Lazer ile Prostat Ameliyatı: HoLEP

HOLEP nedir? : HoLEP, Holmium lazer ile yapılan prostat ameliyatını ifade etmektedir.
Holmium lazer dokuda ve böbrek taşında oldukça iyi bir şekilde emilir ve etkin bir şekilde
kullanıma olanak verir. Holmium lazer cihazı hem taş kırmada kullanılırken, hem de özellikle
prostat ve diğer dokularda eş zamanlı kesme, kanama kontrolü ve buharlaştırma amacıyla
kullanılır.

Holmium lazerin diğer lazerlerden en önemli farkı uygulanan dokuya yıkıcı/yakıcı etkisinin
çok derin olmamasıdır(0.40 mm). Prostata uygulandığında etki derinliği birden bire artmaz,
prostatın kapsülünü geçmez. Holmium lazerin bu özelliği nedeniyle rahatlıkla prostatın
kapsülü ile büyümüş prostat dokusu arasından kolaylıkla sıyırma işlemi yapılabilir, yani
enükleasyon yapılabilir. HoLEP’le prostat ameliyatı tamda bu işlemi ifade eder.

HoLEP ile Prostat Ameliyatı Nasıl Yapılır?
İşlem hastane şartlarında, genel veya lokal anestezi (spinal), penisdeki dış idrar deliğinden
kameralı endoskopik bir aletle girilir, prostat dokusu, idrar kanalı, idrarı kontrol eden yani
idrar tutmamızı sağlayan kapağın (sfinkter) incelenmesi ve ardında mesaneye ilerleterek
mesanenin içi başka bir problem (tümör, taş vs) olup olmadığını kontrol ile başlar. Takiben
prostat Holmium lazer probu ile idrar tutmamızı sağlayan kapak-sfinkter korunarak belli
noktalardan prostat lobları kendi kapsülünden gerisin geriye mesaneye doğru sıyrılarak 2-3
parça halinde mesaneye bırakılır, kanayan yerler yine Holmium lazer probu ile yakılır.
Mesane içine bırakılan prostat parçaları morselatör denen özel bir cihazla parçalanır ve
vakumlanarak dışarı alınır. İçeride parça olmadığından emin olduktan ve kanama
kontrolünden sonra idrar sondası konularak işleme son verilir. Çıkarılan doku incelenmek
üzere patolojiye gönderilir, yani bazı lazer ameliyatlarının aksine Holep ameliyatında
prostatın tümüyle dışarı alınmakta ve patolojide inceleme olanağı olmakta, eğer kanser
çıkarsa ona göre ek tedavi verilmelidir.

HoLEP ameliyatından sonra hastanede kaç gün kalınır, İdrar sondası ne zaman
alınır?:

HoLEP ile prostat ameliyatı sonrası 1-2 gün sonra idrar sondası çekilip hasta taburcu
edilir.

HoLEP Ameliyatı Erkekliği Etkiler mi?
Lazerle yapılan iyi huylu prostat büyümesi ameliyatlarında thulium lazer enerjisinin daha az
doku derinliğine ulaşması nedeniyle sertleşmeyi sağlayan sinirlere zarar vermemektedir.
Holep’e göre lazer enerjisinin etki derinliği nispeten daha azdır(0.40 mm), bu yönüyle
avantajlı sayılabilir. Sonuç olarak HoLEP Ameliyatı erkekliğe yani cinsel
fonksiyonlara zarar vermemektedir. Ancak prostat ameliyatlarında olduğu gibi Holep de meni
geri kaçmasını engelleyen alan alındığı için orgazm anında meni geriye doğru mesaneye
kaçar ve daha sonra idrarla beraber dışarı atılır(retrograd ejakülasyon). Bu durumun hastaya
bir zararı yoktur.

Hastalar ameliyattan sonra şu sorunlar olabilir:

  • Geçici kanamalar olabilir, kanı sulandırıcı ilaç kesilmiş hastalarda ise tekrar
    başlanması bir müddet ertelenebilir.
  • Geçici idrar yaparken yanma ve ağrı: zaman geçtikçe bu şikayetler etkisini kaybeder,
    bir kaç hafta sürebilir.
  • İlk haftalarda hafif idrar kaçırma, bu hastalarda idrar tutma jimnastiği (kegel egzersizi)
    önerilebilir.
  • Ameliyat sonrası idrar yolları enfeksiyonu, antibiyotik tedavisi uygulanabilir, bol su önerilir.
    İdrar yapamama yani geçici idrar tıkanması olabilir,1-2 gün idrar sondası gerekebilir.

Uzun dönemde prostatın tekrar büyüyüp idrar yolunu tıkaması teorik olarak mümkün
ancak pratikte pek görülmemektedir.

​Holep ile Alınan Sonuçlar:

HoLEP ile diğer prostat ameliyatları türleri ile alınan iyileşme sonuçları karşılaştırıldığında;
işeme hızı ve prostat belirtilerinde ki düzelme aynıdır. Bunun yanında hastanede kalış süresi
ve sonda kalış süresi HOLEP’te ortalama bir gün daha kısadır. Ancak halen klasik kalapı
prostat ameliyatı olan TUR-P, en ideal cerrahi tedavi olma özelliğine devam ettirmektedir.
Hastalar tercih yaparken bu veriler sunulur, hasta ve cerrahın ortak kararı ile ameliyat
yöntemine karar verilmelidir.

Thulium Lazer ile Prostat Ameliyatı: ThuLEP

ThuLEP Nedir? ThuFLEP Nedir?:ThuLEP Thulium lazerin Holep gibi prostat ameliyatında
kullanımını ifade eder. Esasen isimleri farklı olsa da Holmium ve Thulium lazer ile yapılan
ameliyatlar ikisinde de amaç prostatın açık ameliyattaki gibi kapsülden tümüyle sıyrılması ve
sonra morselatör denilen cihazla sıyrılan prostatın kıyma şeklinde parçalanarak idrar
kanalından çıkarılma işlemidir. HoLEP ameliyatında Holmium lazer, ThuLEP ameliyatında ise
Thulium lazer kullanılmaktadır. Thulium lazer cihazı Holmium lazerde olduğu gibi hem taş
kırmada kullanılırken, hem de özellikle prostat ve diğer dokularda eş zamanlı kesme,
kanama kontrolü ve buharlaştırma amacıyla kullanılmaktadır.
Holmium lazerler darbeli lazerlerdir; thulium lazerler devamlı-analog etki eden lazerlerdir.
Thulium lazer, holmiumun lazerinin aksine bıçak benzeri bir etki yapmaktadır.Her iki lazer
enerjisi ile yapılan işlemler birbirine benzemekle birlikte ThuLEP lazerin daha iyi kesici gücü
ve daha az doku derinliğine ulaşması söz konusudur.ThuLEP yada ThuFLEP tekniği, halen
kullanılmakta olan HOLEP’te teknolojisine göre yan etkileri ve dokudaki bozulmaların daha
az olması, daha iyi kanama kontrolü olanağı sağlaması gibi önemli sayılabilecek avantajları
olabilir.
En güncel teknoloji olan ThuLEP yada ThuFLEP (Thulium Fiber Lazer) teknolojisi, İyi huylu
prostat büyümesi (BPH) tedavisinde, mesane tümörlerinin endoskopik rezeksiyonu ve
evrelemesinde, üst üriner sistem tümörlerinin rezeksiyonu ve evrelemesinde
kullanılmaktadır.

ThuLEP hangi hastalara yapılır?

  • Prostat ameliyatı düşünülen her hastaya yapılabilir.
  • Prostatın büyüklüğüne bakılmaksızın her büyüklükteki prostata uygulanabilir.
  • Ayrıca mesane taşı varsaaynı seansda o da temizlenebilir.
  • Devamlı sonda taşımak zorunda kalan hastalara yapılabilir.
  • Kan sulandırıcı tedavisi alan hastalara da uygulanabilir.

ThuLEP ile Prostat Ameliyatı Nasıl Yapılır?

HoLEP ve ThuLEP esas olarak kullanılan aletler ve teknik ekipman neredeyse birebir aynıdır,
tek fark kullanılan lazer cihazıdır. HoLEP ameliyatında Holmium lazer, ThuLEP ameliyatında
ise Thulium lazer kullanılmaktadır.
İşlem hastane şartlarında, genel veya lokal anestezi (spinal), penisdeki dış idrar deliğinden
endoskopik aletle girilir, prostat dokusu, idrar kanalı, idrarı kontrol eden yani idrar tutmamızı
sağlayan kapağın (sfinkter) incelenmesi ve ardında mesaneye ilerleterek mesanenin içi
başka bir problem (tümör, taş vs) olup olmadığını kontrol ile başlar. Takiben prostat Thulium
lazer probu ile idrar tutmamızı sağlayan kapak-sfinkter korunarak belli noktalardan prostat
lobları kendi kapsülünden gerisin geriye mesaneye doğru sıyrılarak 2-3 parça halinde
mesaneye bırakılır, kanayan yerler yine Thulium lazer probu ile yakılır. Mesane içine
bırakılan prostat parçaları morselatör denen özel bir cihazla parçalanır ve vakumlanarak
dışarı alınır. İçeride parça olmadığından emin olduktan ve kanama kontrolünden sonra idrar
sondası konularak işleme son verilir. Çıkarılan doku incelenmek üzere patolojiye gönderilir,
yani bazı lazer ameliyatlarının aksine Holep ve Thulep ameliyatında prostatın tümüyle dışarı
alınmakta ve patolojide inceleme olanağı olmakta, eğer kanser çıkarsa ona göre ek tedavi
verilmelidir.

ThuLEP ameliyatından sonra hastanede kaç gün kalınır, İdrar sondası ne zaman alınır?:
ThuLEP ile prostat ameliyatı sonrası 1-2 gün sonra idrar sondası çekilip hasta taburcu edilir.

ThuLEP Ameliyatı Erkekliği Etkiler mi?

Lazerle yapılan iyi huylu prostat büyümesi ameliyatlarında thulium lazer enerjisinin daha az
doku derinliğine ulaşması nedeniyle sertleşmeyi sağlayan sinirlere zarar vermemektedir.
Holep’e göre lazer enerjisinin etki derinliği nispeten daha azdır(0.25 mm), bu yönüyle
avantajlı sayılabilir. Sonuç olarak ThuLEP Ameliyatı erkekliğe yani cinsel fonksiyonlara zarar
vermemektedir. Ancak prostat ameliyatlarında olduğu gibi Holep de de Thulep de de meni
geri kaçmasını engelleyen alan alındığı için orgazm anında meni geriye doğru mesaneye
kaçar ve daha sonra idrarla beraber dışarı atılır(retrograd ejakülasyon). Bu durumun hastaya
bir zararı yoktur.

Hastalar ameliyattan sonra şu sorunlar olabilir:

  • Geçici kanamalar olabilir, kanı sulandırıcı ilaç kesilmiş hastalarda ise tekrar
    başlanması bir müddet ertelenebilir.
  • Geçici idrar yaparken yanma ve ağrı: zaman geçtikçe bu şikayetler etkisini kaybeder,
    bir kaç hafta sürebilir.
  • İlk haftalarda hafif idrar kaçırma, bu hastalarda idrar tutma jimnastiği (kegel egzersizi)
    önerilebilir.
  • Ameliyat sonrası idrar yolları enfeksiyonu, antibiyotik tedavisi uygulanabilir, bol su önerilir.
  • İdrar yapamama yani geçici idrar tıkanması olabilir,1-2 gün idrar sondası gerekebilir.
  • Uzun dönemde prostatın tekrar büyüyüp idrar yolunu tıkaması teorik olarak mümkün
    ancak pratikte pek görülmemektedir.

​​Hastalar normal günlük yaşama ne zaman dönebilir?: Hastalar 1-2 hafta için de iş
hayatına dönebilir, 4 hafta sonra cinsellikten uzak durması önerilir. İlk cinsel temas da
idrarda-menide kanama görülebilir.

GreenLight Lazer ile Prostat Ameliyatı: GreenLight

GreenLight lazer yöntemi nedir?: GreenLight lazer yöntemi; iyi huylu prostat büyümesinin
cerrahi tedavisinde kullanılan, prostatın büyümüş kısımlarının greenlight lazer enerjisiyle
buharlaştırılması olarak bilinmektedir. GreenLight, bir lazer tedavisidir ve yüksek güçlü lazer
enerjisi kullanılarak prostat dokularının buharlaştırılıp yok edilmesi amaçlanmaktadır.
Hastaların çoğu aynı gün içerisinde ya da ertesi gün taburcu edilmekte ve 1-2 hafta
içerisinde normal günlük yaşamına dönebilmektedir. Kolay uygulanabilirliği, kanamanın az
olması ve hastanede kalma süresinin daha az olması bazı özel hasta grupları için tercih
nedeni olabilir. Greenlight denmesinin nedeni lazerin yaydığı ışının yeşil renkli olmasından
kaynaklanır.

GreenLight lazer yöntemi ile alınan sonuçlar; diğer yöntemler yapılan ameliyatın sonuçları ile
karşılaştırıldığında eğer bazı özel hasta grupları dikkate alındığında sonuçlar birbirine
benzerdir, ancak yinede greenlight prostatektomi herkese ve her prostata uygulanacak
standart bir tedavi metodu değildir, uluslararası kılavuzlarda prostat ameliyatı için sadece
halihazırda kullanılan bir yöntem olarak geçmektedir, birinci planda önerilen bir yöndem
değildir.

GreenLight Lazer ile Prostat Ameliyatı Nasıl Yapılır?

İşlem hastane şartlarında, genel veya lokal anestezi (spinal), penisdeki dış idrar deliğinden
kameralı endoskopik bir aletle girilir, prostat dokusu, idrar kanalı, idrarı kontrol eden yani
idrar tutmamızı sağlayan kapağın (sfinkter) incelenmesi ve ardında mesaneye ilerleterek
mesanenin içi başka bir problem (tümör, taş vs) olup olmadığını kontrol ile başlar.
Sonrasında endoskop içinden ilerletilen greenlight lazer probu ile büyümüş prostat lobları
yeterli ve istenilen ölçüde buharlaştırılır ve rahat idrar yapılabilecek kadar bir alan oluşturulur,
prostat tarafından oluşturulan tıkanıklık giderilir. Ancak bu yöntemde dışarı doku
alınmadığından patolojik inceleme yapılmamaktadır, bu yüzden ameliyat öncesi hastada
prostat kanseri olmadığını diğer yöntemlerle ekarte edilmiş olması gereklidir.

GreenLight operasyonunun avantajları nelerdir?

  • GreenLight lazer yöntemi prostat ameliyatları içerisinde en güvenli yöntemlerden
    biridir. GreenLight lazerle prostat ameliyatı işlemi sadece buharlaştırılarak ortadan
    kaldırılmak istenen bölgeyle sınırlıdır, bu da diğer prostat ameliyatlarında görülen
    yan etkiler görülmez.
  • Kansız bir ameliyattır. Kan kaybı yok denilecek az olan bir ameliyattır. Kan sulandırıcı tedavi alan hastalarda uygulanabilmektedir.
  • Hastaların bu işlem için hastanede yatış süresi ortalama bir gündür, aynı gün veya
    işlemden bir gün sonra taburcu edilir.
  • Ameliyattan sonra 12-24 saat içerisinde hastanın sondası çıkarılmaktadır. Bir haftada
    günlük normal yaşama dönebilmektedir.
  • Kanama, erkeklik kaybı, meni boşalmaması, idrar kaçırma gibi istenmeyen
    komplikasyonlar diğer yöntemlere nazaran daha azdır.

Jake Gyllenhaal’dan inanılmaz itiraf: #prizmabet İdrarımı verdim

Hollywood’un ünlü yıldızı Jake Gyllenhaal, son zamanlarda katıldığı The Kelly Clarkson Show’da unutulmaz bir anısını paylaştı.

Hollywood’un ünlü yıldızı Jake Gyllenhaal, son zamanlarda katıldığı The Kelly Clarkson Show’da unutulmaz bir anısını paylaştı. Karanlık Yolculuk, Pers Prensi ve Brokeback Dağı gibi filmlerle tanınan oyuncu, geçmişte cankurtaranlık yaptığını ve denizanası sokması sonrası bir kişiye idrarını verdiğini söyledi.

Jake Gyllenhaal idrar

Gyllenhaal, sahilde yaralanmış kişilere ilk yardım uygularken, denizanası tarafından sokulan birinin idrarına ihtiyacı olduğunu öğrendi. Bu durumda yapılacak en uygun şeyin idrar kullanmak olduğunu hatırlayan oyuncu, söz konusu kişiye yardım etmek için kendi idrarını kullandığını anlattı.

Jake Gyllenhaal idrar hikayesi ile sosyal medya gündemine oturdu

Sunucu Kelly Clarkson, aktörün hikayesine şaşırmış bir şekilde yaklaşarak, “Gerçekten bunu yaptın mı? Yoksa bir bardağa yaparak ona mı verdin?” diye sordu. Ancak Gyllenhaal, denizanası sokmasının acısının o kadar şiddetli olduğunu ve çaresizce herhangi bir çözüme ihtiyacı olduğunu hatırlatarak, kendi idrarını doğrudan kullanmanın en uygun çözüm olduğunu vurguladı.

Gyllenhaal, cankurtaranlık dönemi hakkında daha fazla anı paylaşarak, denizde çalışmanın hiç de ‘Baywatch’ dizisinde olduğu gibi olmadığını söyleyerek izleyicileri güldürdü.