PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Evrensel Stratejik Gereklilik: Molekülden İlaca Projesiyle İlaç Sektörüne Yetkin İnsan Gücü Desteği

Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü koordinatörlüğünde, Türkiye’den ve Avrupa’dan farklı üniversite ve sektör temsilcilerinin iş birliğiyle yürütülen ve Avrupa Birliği Erasmus+ Programı kapsamında finanse edilen, “Evrensel Stratejik Gereklilik: Molekülden İlaca” adlı proje ile ilaç sektöründe stratejik öneme sahip uzmanlar yetiştirildi.

Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü koordinatörlüğünde, Türkiye’den ve Avrupa’dan farklı üniversite ve sektör temsilcilerinin iş birliğiyle yürütülen ve Avrupa Birliği Erasmus+ Programı kapsamında finanse edilen, “Evrensel Stratejik Gereklilik: Molekülden İlaca” adlı proje ile ilaç sektöründe stratejik öneme sahip uzmanlar yetiştirildi.

COVID-19 pandemisinin ardından ilaç araştırma ve üretim süreçlerinde uluslararası standartlara sahip, eğitimli ve deneyimli bir iş gücü oluşturulması hedefi ile molekülden ilaca uzanan süreçte yenilikçi ve pratik uygulamaları içeren bir yaklaşımla yürütülen proje, Avrupa Birliği tarafından 400 bin Euro bütçe ile desteklendi.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Kobay A.Ş. ile İtalya’dan Padova Üniversitesi, Portekiz’den Minho Üniversitesi ve Hollanda’dan Transmissible BV’nin de desteğiyle yaklaşık 2 yıl önce hayata geçirilen “Evrensel Stratejik Gereklilik: Molekülden İlaca” adlı projenin kapanış toplantısı, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı İlker Astarcı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ayar ile proje ortağı akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi.

 Proje Multidisipliner Çalışma ile Yürütüldü

Toplantının başında Biyoteknoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Demet Cansaran Duman, proje ve projenin çıktıları üzerine katılımcılara bilgiler verdi.

Prof. Dr. Duman, COVID-19 pandemisi ile birlikte ilaç ve aşı çalışmalarının ne kadar önemli olduğunun bir kez daha farkına varıldığını aktardı.

Molekülün keşfinden ilaca giden yolda pek çok sürecin gerçekleştiğini belirten Duman, bunun için de multidisipliner bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Keşif aşamasında biyoloji, moleküler biyoloji, kimya mezunlarının, faz çalışmalarında tıp mezunlarının, ruhsatlama aşamasında ise eczacılık fakültesi mezunlarının daha yetkin olduğunu belirten Duman, “Türkiye’nin neden halen molekülü yok, ilacı yok? Bu süreci el ele vererek tamamlamamız gerekir. Dolayısıyla bütünsel olarak bu ilaç geliştirme aşamasında yetkin insan gücü eksiğimiz ulusal ve uluslararası boyutta oldukça fazla. Bir parçanın ya da iki parçanın keşif aşamasını, araştırma aşamasını, geliştirme aşamasını bilen var fakat bir arada bütünsel ilaç geliştirme konusunda yetkin insan gücümüz maalesef ki eksik. Hem ulusal hem de uluslararası boyutta. COVID 19 bize bunu daha da net bir şekilde göstermiş oldu” ifadelerini kullandı.
Duman, bundan yola çıkarak başlattıkları projenin amaçlarını; ilaç araştırmalarında uzmanlaşmış iş gücü sağlamak, acil ilaç talebi durumlarında deneyimli personeli insanlığın hizmetine hazır hale getirmek, dünyayla aynı anda yenilikçi uygulamalarla ilaç araştırmaları ve Ar-Ge çalışmalarını yapmak ve ülkelerin ilaç araştırma üretim süreçlerinin yarıda kalmaması, araştırmaların sürdürülebilir ve sonlanabilir olmasını sağlamak şeklinde sıraladı.

Duman, koordinatörlüğünü Ankara Üniversitesinin yürüttüğü projede, her biri farklı alanda ilaç geliştirme alanında molekülden ilaca giden yolda her biri farklı uzmanlıklara sahip birçok araştırmacının yer aldığını da kaydetti.
 “İlaç Üretim Kültürü İnşa Ediyoruz”
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar da konuşmasında, Ankara Üniversitesinin fen bilimlerinde, sosyal bilimlerde, mühendislikte ve sağlık bilimlerinde çok yetkin akademisyenlere sahip olduğuna dikkat çekti.

Prof. Dr. Demet Cansaran Duman’ın koordinatörlüğünde paydaş üniversiteler ve firmalarla birlikte yürütülen “Evrensel Stratejik Gereklilik: Molekülden İlaca” projesinin, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından Avrupa Birliği Erasmus+ Programı kapsamında en yüksek bütçe ile desteklendiğine vurgu yapan Ünüvar, şöyle devam etti:
“Gerçekten çok önemli bir iş yapıyorlar. ‘Molekülden İlaca’ denildiğinde üretim akla geliyor ama biz aslında bir kültür inşası da yapıyoruz. Ne kültürü? İlaç üretim kültürü. Pandemi bize bir şey gösterdi. Siz kendi kendinize yeten ülke olmazsanız mahkûm olursunuz. Ekonomik olarak mahkûm olursunuz. Bir müddet sonra da gerçekten o ilaca ya da tıbbi cihaza erişiminiz olmazsa mağdur olursunuz. Onun için mağdur ve mahkûm olmamak için bizim kendi üretimimizi yapmamız lazım.”
“Savunma Sanayiinde Yaptıklarımızı İlaç ve Tıbbi Cihazda da Yapabiliriz”
Savunma sanayiinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde herkesin gurur duyduğu bir başarı hikayesinin yazıldığını ifade eden Ünüvar, “Savunma sanayiinde dışa bağımlılığımız yüzde 80’lerden yüzde 20’lere düştü. Artık kendi gemimizi, kendi helikopterimizi, kendi silahımızı, kendi savunma sanayii ürünlerimizi üretiyoruz. Savunma sanayiinde yaptıklarımızı ilaç ve tıbbi cihazda da yapabiliriz. Bunları yapmamız lazım. Bunun için gayret göstermemiz lazım. Aslında bu proje ile biz aynı zamanda o makus talihi kırma anlamında da çok önemli bir adım atıyoruz” diye konuştu.

 “Elimizden Geldiğince Desteklemeye Devam Edeceğiz”

Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı İlker Astarcı da yapılan çalışmanın takdire şayan olduğunu belirterek, “Gerçekten muhteşem bir çalışma olmuş. Ben emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyorum. Ben bu çalışmanın birinci aşama olduğunu düşünüyorum. Devamının gelmesini ümit ediyorum ve gelmesi gerektiğini de düşünüyorum. Dolayısıyla biz vatanımıza, milletimize, insanlığa faydalı olacak bu tür projeleri elimizden geldiğince desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ayar da sorumluluğunu üstlendiği kurumun tam da bunu yapmak istediğini dile getirerek, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Sayın Cumhurbaşkanımızın politikaları gereği dışa bağımlılığı azaltmak, maliyeti düşürmek ve yerli ürünler yaparak dünyaya katkıda bulunmak vizyonuna idareci bir kurum olarak, denetleyici bir kurum olarak biz de katkı vermek istiyoruz. Bu süreci bilen insan sayısını artırarak bunu başarmamız mümkün olacaktır. Bunu başarabilirsek dışa bağımlılığımızı azaltırız, kendi ulusal güvenliğimizi sağlarız.”

Konuşmaların ardından plaket takdimi ve anı fotoğrafı çekimi gerçekleştirildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), dikkat dağınıklığı, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik gibi belirtilerle birlikte bireyin yaşamında olumsuz etkileri bulunan bir davranışsal bir bozukluktur. İlkokul yaşlarından itibaren sıklıkla rastlanan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda özellikle çocuklarda verilen ödev ve görevlerden çabucak sıkılma, hayallere dalma, eşyaları kaybetme, oturduğu yerde uzun süre kalamama, sıra bekleyememe, çevreden gelen uyaranlarla kolayca dağılma gibi belirtiler gözlenirken; yetişkin dönemde dikkat eksikliği, odaklanma sorunları, karar almada ve sürdürmede zorluk, yapılacakları ve zamanı organize etmede güçlük yaşama gibi belirtiler görülür.

DEHB üçe ayrılır:

1)Hiperaktivite baskın tip: Bu tipte sorun yaşayan bireylerde genelde yerinde duramama, yüksek enerji, huzursuzluk, aşırı hareketlilik, bulunduğu ortama uyum sağlayamama gibi belirtiler gösterir. Bu tip insanlar düşünmeden konuşma, başkalarının sözünü kesme gibi davranışlar sergileyebilirler.

2) Dikkat Eksikliği baskın tip: Söz konusu dikkat eksikliği baskın olan bireylerde odaklanmada güçlük, uzaklara dalıp gitme, kişinin herhangi bir işi yapma ya da o işi sürdürmedeki zorluk ve dağınık davranışlar gözlemlenir.

3)Birleşik tip: Belki de bu bozukluğun en zoru olan birleşik tipteki insanlar hem hiperaktivite hem de dikkat eksikliğinde bahsettiğimiz belirtileri görmek mümkündür.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Nedenleri ve Etki Eden Risk Faktörleri

Odaklanamama, uygun olmayan tepkileri engelleyememe gibi belirtilerle ortaya çıkan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, beyinde hem yapısal hem de nörokimyasal düzeyde yaşanan farklılıklar nedeniyle ortaya çıkan bir bozukluktur.

DEHB’nin etkisine bakıldığında genetik ve çevresel faktörlerden etkilenme söz konusudur. DEHB oluşumunda genetiğin rolü %80-90 civarındadır. Sanıldığının aksine anne-babanın çocuğuna hatalı davranması gibi nedenlerle DEHB oluşmaz; anne-babanın hatalı tutumları DEHB belirtilerinde artışa veya DEHB’ye başka psikolojik sorunların eklenmesine yol açabilir. Kişiye aktarılan genetik miras onun ileride DEHB olup olmayacağı konusunda önemli bir unsurdur. Ancak kalıtım dışında bazı biyolojik faktörler de genetik yapıyla etkileşime girerek DEHB’nin ortaya çıkıp çıkmamasında etkili olurlar. Bu etkenler arasında en önemlisi annenin hamilelik sürecinde sigara, kurşun gibi bazı zehirli maddelere maruz kalmasıdır.

Genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin birbiriyle etkileşimi DEHB oluşturacak düzeyde olduğunda bebeğin beyninde bazı bozukluklar oluşmaya başlar. Bu bozukluklar beynin ön bölgesi (frontal lob) ve onunla yakın ilişkide olan beyin bölgelerinde (striatum ve beyincik) normalden eksik bir gelişime yol açar. Doğum sırasında ve doğum sonrası bebeğin ilk birkaç yaşında beyindeki bu bozukluklar artma veya azalma eğilimi gösterebilir. Örneğin sağlıklı bir doğum ve doğumdan sonra toksinlerle karşılaşmama, beyindeki bu bozukluğun daha artmasını engeller ve ileriki yıllarda DEHB’nin çok daha az şiddetli olmasını sağlayabilir. Diğer yandan doğum sırasında beyin zedelenmesi olması veya doğumdan sonra çocuğun kurşun sigara gibi zehirli maddelere maruz kalması beyindeki bu bozuklukların çok daha artmasına ve ileride DEHB belirtilerinin çok daha şiddetli olmasına yol açabilir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Tedavisi

Net tanı konulabilmesi için çocuğun okul dönemine gelmesini beklemek gerekir. Belirtiler altı ay kadar süreyi geçtiği halde devam ediyorsa ebeveynler DEHB’den şüphe edebilir. Psikoterapi sürecinde, akademik ve sosyal beklentilerin karşılanabilmesi için çocukla sosyal beceri eğitimi çalışılmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi odaklı uygulamalar ile akran iletişimi, davranış kontrolü, öfke yönetimi, hareketlilik ve dürtüselliğin azalması yönünde müdahalelerde bulunulmaktadır. Çocuğun olumlu yöndeki davranışı pekiştirilerek özdenetim kurması amaçlanmakta; aile ile psikoeğitim uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Hiperaktivite testi olarak nöropsikolojik testlerden de yararlanılır. Hastanın nörolojik olarak incelenmesi de gerekir. Ayrıca çeşitli kan tahlillerine de ihtiyaç vardır. Teşhis için EEG uygulaması yapılabilir. Tedavi sürecinde psikolojik terapilerin yanı sıra hiperaktivite ilaçları kullanılması da gerekebilir. Davranışçı tedavilerin etkileri yeterli olmadığı takdirde ilaç kullanımına başlanır. DEHB ilaçları, hiperaktiviteye bağlı olarak ortaya çıkan aşırı hareketlilik, dikkat dağınıklığı gibi belirtileri kontrol altına almakta son derece etkilidir. Belirtileri ciddi boyutlarda olan hastalarda ise merkezi sinir sistemi ve vücudun aktivitesini artıranlar da dahil olmak üzere birçok ilaç grubunun adı olarak bildiğimiz psikostimülanlar kullanılır. Aileler ilaç kullanımı konusunda genellikle çekingen davransa da hekimin tavsiyelerini dinlemek ve uzmanlığına güvenmek, olumlu sonuçlar elde edilmesi açısından önemlidir. Tedavi sürecinde ilaçlar ve terapiler kadar aile desteği de önemlidir.

Sevgilerimle

Stajyer Psikolog Muhammed Mustafa Kozak

Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), dikkat dağınıklığı, aşırı hareketlilik ve dürtüsellik gibi belirtilerle birlikte bireyin yaşamında olumsuz etkileri bulunan bir davranışsal bir bozukluktur. İlkokul yaşlarından itibaren sıklıkla rastlanan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda özellikle çocuklarda verilen ödev ve görevlerden çabucak sıkılma, hayallere dalma, eşyaları kaybetme, oturduğu yerde uzun süre kalamama, sıra bekleyememe, çevreden gelen uyaranlarla kolayca dağılma gibi belirtiler gözlenirken; yetişkin dönemde dikkat eksikliği, odaklanma sorunları, karar almada ve sürdürmede zorluk, yapılacakları ve zamanı organize etmede güçlük yaşama gibi belirtiler görülür.

DEHB üçe ayrılır:

1)Hiperaktivite baskın tip: Bu tipte sorun yaşayan bireylerde genelde yerinde duramama, yüksek enerji, huzursuzluk, aşırı hareketlilik, bulunduğu ortama uyum sağlayamama gibi belirtiler gösterir. Bu tip insanlar düşünmeden konuşma, başkalarının sözünü kesme gibi davranışlar sergileyebilirler.

2) Dikkat Eksikliği baskın tip: Söz konusu dikkat eksikliği baskın olan bireylerde odaklanmada güçlük, uzaklara dalıp gitme, kişinin herhangi bir işi yapma ya da o işi sürdürmedeki zorluk ve dağınık davranışlar gözlemlenir.

3)Birleşik tip: Belki de bu bozukluğun en zoru olan birleşik tipteki insanlar hem hiperaktivite hem de dikkat eksikliğinde bahsettiğimiz belirtileri görmek mümkündür.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Nedenleri ve Etki Eden Risk Faktörleri

Odaklanamama, uygun olmayan tepkileri engelleyememe gibi belirtilerle ortaya çıkan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, beyinde hem yapısal hem de nörokimyasal düzeyde yaşanan farklılıklar nedeniyle ortaya çıkan bir bozukluktur.

DEHB’nin etkisine bakıldığında genetik ve çevresel faktörlerden etkilenme söz konusudur. DEHB oluşumunda genetiğin rolü %80-90 civarındadır. Sanıldığının aksine anne-babanın çocuğuna hatalı davranması gibi nedenlerle DEHB oluşmaz; anne-babanın hatalı tutumları DEHB belirtilerinde artışa veya DEHB’ye başka psikolojik sorunların eklenmesine yol açabilir. Kişiye aktarılan genetik miras onun ileride DEHB olup olmayacağı konusunda önemli bir unsurdur. Ancak kalıtım dışında bazı biyolojik faktörler de genetik yapıyla etkileşime girerek DEHB’nin ortaya çıkıp çıkmamasında etkili olurlar. Bu etkenler arasında en önemlisi annenin hamilelik sürecinde sigara, kurşun gibi bazı zehirli maddelere maruz kalmasıdır.

Genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin birbiriyle etkileşimi DEHB oluşturacak düzeyde olduğunda bebeğin beyninde bazı bozukluklar oluşmaya başlar. Bu bozukluklar beynin ön bölgesi (frontal lob) ve onunla yakın ilişkide olan beyin bölgelerinde (striatum ve beyincik) normalden eksik bir gelişime yol açar. Doğum sırasında ve doğum sonrası bebeğin ilk birkaç yaşında beyindeki bu bozukluklar artma veya azalma eğilimi gösterebilir. Örneğin sağlıklı bir doğum ve doğumdan sonra toksinlerle karşılaşmama, beyindeki bu bozukluğun daha artmasını engeller ve ileriki yıllarda DEHB’nin çok daha az şiddetli olmasını sağlayabilir. Diğer yandan doğum sırasında beyin zedelenmesi olması veya doğumdan sonra çocuğun kurşun sigara gibi zehirli maddelere maruz kalması beyindeki bu bozuklukların çok daha artmasına ve ileride DEHB belirtilerinin çok daha şiddetli olmasına yol açabilir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun Tedavisi

Net tanı konulabilmesi için çocuğun okul dönemine gelmesini beklemek gerekir. Belirtiler altı ay kadar süreyi geçtiği halde devam ediyorsa ebeveynler DEHB’den şüphe edebilir. Psikoterapi sürecinde, akademik ve sosyal beklentilerin karşılanabilmesi için çocukla sosyal beceri eğitimi çalışılmaktadır. Bilişsel Davranışçı Terapi odaklı uygulamalar ile akran iletişimi, davranış kontrolü, öfke yönetimi, hareketlilik ve dürtüselliğin azalması yönünde müdahalelerde bulunulmaktadır. Çocuğun olumlu yöndeki davranışı pekiştirilerek özdenetim kurması amaçlanmakta; aile ile psikoeğitim uygulamaları gerçekleştirilmektedir. Hiperaktivite testi olarak nöropsikolojik testlerden de yararlanılır. Hastanın nörolojik olarak incelenmesi de gerekir. Ayrıca çeşitli kan tahlillerine de ihtiyaç vardır. Teşhis için EEG uygulaması yapılabilir. Tedavi sürecinde psikolojik terapilerin yanı sıra hiperaktivite ilaçları kullanılması da gerekebilir. Davranışçı tedavilerin etkileri yeterli olmadığı takdirde ilaç kullanımına başlanır. DEHB ilaçları, hiperaktiviteye bağlı olarak ortaya çıkan aşırı hareketlilik, dikkat dağınıklığı gibi belirtileri kontrol altına almakta son derece etkilidir. Belirtileri ciddi boyutlarda olan hastalarda ise merkezi sinir sistemi ve vücudun aktivitesini artıranlar da dahil olmak üzere birçok ilaç grubunun adı olarak bildiğimiz psikostimülanlar kullanılır. Aileler ilaç kullanımı konusunda genellikle çekingen davransa da hekimin tavsiyelerini dinlemek ve uzmanlığına güvenmek, olumlu sonuçlar elde edilmesi açısından önemlidir. Tedavi sürecinde ilaçlar ve terapiler kadar aile desteği de önemlidir.

Sevgilerimle

Stajyer Psikolog Muhammed Mustafa Kozak

Uzman Psikolog Mustafa Cem Oğuz

Yaygın Bir İnanışa Göre İlaçları Buzdolabında Saklıyoruz: Peki Hata mı Ediyoruz?

Ülkemizde ilaç saklama koşullarıyla ilgili doğru bilinen pek çok yanlış var. Bunlardan birisi de ilaçları nerede muhafaza etmemiz gerektiğiyle alakalı.

Kimine göre buzdolabı, en güvenilir yerken kimine göre de oda sıcaklığında saklamak en sağlıklı olanı. Peki sizce buzdolabında mı saklanan ilaç daha güvenilirdir, yoksa oda sıcaklığında mı?

Uzmanlara göre, bu konuyla ilgili sık yapılan bir hata var!

İlaçların etkili ve güvenli bir şekilde kullanılması, sadece doğru dozda alımına değil, ideal saklama koşullarına da bağlı.

Aslında ilaçları birçok insan buzdolabı kapağında saklıyor. Bu, pek de doğru bir yöntem değil. Çünkü soğuk zincir uyarısı bulunan ilaçlar, buzdolabında 2-8 derece arasında saklanmalıdır. Bu ilaçların da buzdolabının kapağında değil, iç raflarında, duvarlara temas etmeyecek şekilde ve mümkünse yiyeceklerden ayrı bir bölümde muhafaza edilmesi gerekiyor.

Eğer ilacın üzerinde “oda sıcaklığında muhafaza ediniz” ibaresi bulunuyorsa, bu ilaçlar Güneş görmeyen, serin ve nemli olmayan bir yerde, 25 dereceyi geçmeyecek şekilde saklanması gerek.

Saklama talimatlarını okumakta fayda var.

Açıldıktan sonra ilaçların saklama süreleri, etken maddelerine bağlı olarak değişiklik gösteriyor. Hap, şurup ya da damla gibi çeşitli ilaçların saklama süreleri de açılma tarihine göre değişiklik gösteriyor. Ancak kilit nokta şu: Güneş ışığından korumak.

Güneş ışığı, bazı ilaçların etkinliğini azaltıyor. Işık hassasiyeti olan ilaçların, doğrudan Güneş ışığına maruz kalmaması gerekmekte. Bu yüzden bazı ilaçlar, bunun için ekstra özenli bir saklama koşulu gerektiriyor.

Yine de buzdolabında ilaç saklama alışkanlığına sahip kişilerdenseniz, bu alışkanlığı en kısa zamanda bırakmanızda fayda var!

Kaynaklar:

Bitki çaylarının da yan etkisi var! Özellikle bu çaylara dikkat…

Bitki çaylarının da yan etkileri olabiliyor; özellikle ilaçlarla kullanıldığında… Tansiyon hastalarının ve gebelerin çayı dikkatli tüketmesi gerekiyor.

Bitkilerin yan etkileri ve ilaçlarla birlikte kullanıldığında meydana gelebilecek ilaç etkileşimleri konusunda yeterli bilgi sahibi misiniz? Özellikle bazı bitki çaylarının çok tüketilmesinin istenmeyen sağlık sorunlarına neden olabileceğini biliyor muydunuz? Kronik hastalıkları olan kişilerin, hamilelerin tükettiği bitki çaylarına daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü bitki çaylarının bazıları istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor.

Havalar yavaş yavaş soğumaya başlarken bağışıklığı güçlendirmek için başvurduğumuz bitki çaylarına talep artıyor. Kateşinler, flavonoller, flavonlar ve fenolik asitler gibi polifenol maddeler içeren bitki çayları antikarsinojenik, antimutojenik ve kardiovasküler hastalıklara karşı koruyucu özelliklere sahip olması nedeniyle tüketiliyor. Ancak unutulmaması gerekiyor ki, bitki çayları ilaçlarla beraber kullanıldığında potansiyel etkileşimleri nedeniyle yan etkileri olabiliyor.

Tansiyon sorunu olanların ve hamilelerin daha dikkatli tüketmesi gerekiyor

Özellikle kronik hastalığı bulunan, düzenli ilaç kullanan kişilerin ve hamilelerin tükettiği bitki çaylarına daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü bitki çaylarının bazıları tansiyonun bir anda düşmesine veya hamilelikte düşük gibi istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Diyetisyen Özden Örkcü bitki çayları hakkında bilgi verdi.

BİTKİSEL İLAÇ VE ÇAY TÜKETİRKEN DİKKAT EDİLECEKLER

  • Lisansı olmayan; kalite, etkililik ve güvenirliliği gösterilmemiş; etiketlenmesi ve standardizasyonu uygun olarak yapılmamış ilaçları tüketmeyin.
  • Denetimsiz, tezgah üstü olarak satılan bitkisel ilaçları almayın.
  • Ürünün üzerinde bitkinin adı, toplanan kısmı, etken madde miktarı varsa yan etkileri, çayın saflık oranı, üretim ve paketleme izninin mutlaka belirtilmiş olmasına dikkat edin.

DEPOLAMA KOŞULLARI

  • Depolama sırasındaki kötü havalandırma koşullarının çoğunlukla üründeki nem içeriğinin artmasına yol açıyor. Bu durumda bitkisel materyaller küflerin gelişimi ve toksin üretimine daha elverişli hale geliyor.
  • Uygun şartlarda kurutulmuş bitkiler genellikle 1 yıl boyunca muhafaza edilebilir. Ancak muhafaza ederken güneş görmemesine, ortamın nemli olmamasına, oda sıcaklığının ortalama üzerine çıkmamasına dikkat edin.

YEŞİL ÇAY TÜKETİLEN DİKKAT EDİLECEKLER

  • Hipertansiyonu ve çarpıntısı olan kişiler günlük bir iki fincandan fazla yeşil çay tüketmemeye özen göstermeli.

KEKİK ÇAYI TÜKETİRKEN DİKKAT EDİLECEKLER

  • Kekik yüksek tansiyon ilacının etkinliğini artırdığı için tansiyon düşüklüğüne neden olabilir. Bu sebeple kekik çayının, hipertansiyon ilaçlarından en az 2-3 saat sonra tüketilmesi öneriliyor.
  • Hamilelikte soğuk algınlığına iyi gelmesinin dışında bulantıya iyi geldiği için de tüketilen kekik çayının ise tüketim miktarının günlük 1 gr’ın üzerine çıkmaması gerekiyor.
  • Yüksek oranda tüketilen kekik çayı düşük riskine yol açabiliyor.

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Sanovel’e bir kez daha FDA onayı

Bu yıl 40. yaşını kutlayan, Türk ilaç sektörünün oyuncularından Sanovel, ilaç üretiminde standartların belirlenmesinde dünyanın en önemli kuruluşlarından biri olarak kabul edilen Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu’ndan (Food and Drug Administration-FDA) bir kez daha onay aldı.

Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu’ndan aldığı onayla İstanbul Silivri’de bulunan Ar-Ge Merkezi ve Üretim Kampüsü’ndeki süreçlerin uluslararası standartlara uygunluğunu yeniden tescilleyen şirket, küresel pazardaki stratejik konumunu güçlendirerek ABD’deki gücünü katlamayı hedefliyor. Türk ilaç sektöründe tam 40 yıldır faaliyet gösteren Sanovel, 2018 yılında majör ve kritik bulgu olmadan FDA onayı alan ilk ve tek Türk ilaç firması olarak bir ilke imza atmıştı.

Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen rutin denetim sonrasında Sanovel, bir kez daha yüksek bir başarı oranı ile ikinci kez FDA onayı almayı başardı. Sanovel CEO’su Hülya Yalın; “FDA onayı, ABD pazarına gıda, ilaç, medikal cihaz gibi ürünler sunan firmaların alması gereken çok kritik bir belge. Biz 2018 yılında majör ve kritik bulgu olmaksızın FDA onayını almış ilk ve tek Türk ilaç firması olma başarısını göstermiş, ABD pazarına giriş yapmıştık. Bu yıl da FDA’nın rutin olarak tekrarladığı denetim sürecinden başarıyla çıkarak ikinci kez onay aldık” dedi.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

İlaç Sektörü İstanbul’da Buluşuyor

İlaç Sektörü Istanbul’da bir araya geliyor. 5. Uluslararası İlaç Bileşenleri, Hammaddeleri Fuarı Pharmaist 2023, 31 Mayıs – 2 Haziran 2023 tarihleri arasında

İlaç Sektörü Istanbul’da bir araya geliyor. 5. Uluslararası İlaç Bileşenleri, Hammaddeleri Fuarı Pharmaist 2023, 31 Mayıs – 2 Haziran 2023 tarihleri arasında düzenlenecek.

Ulusal ve uluslararası sektör profesyonellerini İstanbul Fuar Merkezi’nde sektördeki önemli dernek, kurum ve markaları katılımcı ve ziyaretçileri ile buluşturmak için hazırlanıyor. Kimya sektörünün en önemli alt dallarından biri olan ilaç sektöre ait en son ürün ve teknolojilerin sergileneceği yerli ve yabancı sektör profesyonellerinin buluşma noktası olan platform; sektörün kimyasal, hammadde ve teknoloji ile ilgili satın alımlarını karşılamak için katılımcılara global markalarla etkileşim fırsatı sunacak.

Sektörün profesyonel iş platformu haline gelen Artkim Fuarcılık tarafından düzenlenen fuarda katılımcılar; İlaç Hammadde ve Bileşenleri, Etkin İlaç Hammaddeleri (API), Farmasötik Katkı ve Ara Ürünler, Anahtar Teslim Projeler, Yarı Mamuller ve Katkı Maddeleri ve Laboratuvar Cihazları, regülasyonları, yakından tanıma ve potansiyel müşterilerle tanışarak yüz yüz görüşme ve iş bağlantıları sağlama fırsatı yakalayacak.

Türkiye İlaç İhracatı Arttı

Ulusal ve uluslararası birçok kuruluşun yeni ürün ve teknolojilerini tanıtacağı Pharmaist 2023’de ilaç sektörüne dair dünyada ve ülkemizdeki en son gelişmeler, yenilikler ile sektöre dair gündemdeki konuların ele alındığı konferans, panel ve workshoplarla da sektörün geleceğine ışık tutulacak. Artkim Fuarcılık CEO’su Cengiz Yaman, yeni iş bağlantıları kurmak ve yeni pazarlara açılmak konusunda önemli rol oynayan ihtisas fuarlarına olan ilginin giderek artığını belirterek “Dünya ilaç pazarı 2022 yılında 1,5 trilyon dolara ulaşmış durumda. Türkiye 2022 yılında dünyada 21. sırada. Türkiye ilaç ihracatı 2022 yılını yüzde 0,6 artışla 1,92 milyar USD seviyesinde tamamlamış bulunuyor. Türkiye ihracatının rekor kırdığı 2022 yılıyla birlikte, 2015 – 2022 yılları arasında ilaç ihracatı yüzde 74,7 artışla güçlü bir performans sergiliyor. Pharmaist 2023, bu önemli sektörü destekleyen en büyük ihtisas fuarları arasında yer alıyor.” dedi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

Birlik Sağlık-Sen: Yerli İlaç Üretimi Acilen Teşvik Edilmelidir!

Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, yerli ilaç üretimi ve aşı üretimi konularını gündeme getirdi.

Birlik Sağlık-Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, yerli ilaç üretimi ve aşı üretimi konularını gündeme getirdi. EURO kurunun 10 TL ile sabitlenmiş olduğunu, pek çok ilacın temininde sıkıntı yaşandığına dikkat çeken Doğruyol, “Sağlık Bakanlığı ve mevcut hükümet hızlı bir şekilde yerli ilaç üretimini teşvik etmelidir. İlaçlarımız ve aşılarımız millileştirilmelidir. Vatandaşlarımızın piyasada ki pek çok ilaca fark ödeyerek alması, sağlık kurulu raporu olan pek çok ilaca bile ücret farkı ödenmesi, bazı ilaçların neredeyse ücretlerinin yarısını vatandaşın cebinden ödemesi devletin verdiği sağlık hizmetlerini kısmen ücretli hale getirmektedir. Piyasadaki ilaçların yaklaşık %35 inde ücret farkının çıkması da sıkıntıyı ortaya koymaktadır” dedi. 

Mülteciler Katkı Payı Ödemelidir!

Açıklamasına mültecilere yönelik önerilerle devam eden Ahmet Doğruyol şunları söyledi: “Türk vatandaşları ilaçta katkı payı ve muayene ücreti öderken, Suriyeli mültecilerin ödemediğini görüyoruz. Yıllarca sağlık primi ödeyen işçi memur ve bağkurlu vatandaşlarımız, emekli olduklarında %10, çalışırken %20, ilaç katkı payı ödemeleri ve devlet hastanelerine gittiklerinde 10 TL muayene ücreti ödemeleri, Suriyeli mültecilerin ise aldıkları sağlık hizmeti karşılığında ne ilaçta katkı payı nede, muayene ücreti ödememesi kendi vatandaşlarımıza karşı yapılmış olan bir haksızlıktır. Suriyeli mültecilerden de katkı payı ve muayene ücreti alınmalıdır. Birinci basamak sağlık hizmetleri sunumunu gerçekleştiren aile hekimliği siteminde bile reçeteye yazılan ilaç başına 1 TL gibi cüzi bir ücret bile olsa alınması doğru değildir. Mültecilerin yaşadığı bazı bölgelerdeki hastanelerin genel olarak mültecilere hizmet etmesi de olayın vahametini ortaya koymaktadır. Sağlık Bakanlığı ve mevcut hükümet hızlı bir şekilde  yerli ilaç üretimini teşvik etmelidir. İlaçlarımız ve aşılarımız millileştirilmelidir.”

Kalp yetersizliği hastalarında tedavi açığı çok büyük

Tıp bilimi, klinik ve laboratuvar esaslı büyük araştırmalarla, Kalp Yetersizliği alanında her birisi ayrı birer başarı hikayesi olan 4 grup ilacı keşfetti ve hastaların hizmetine sundu. Önce beta blokerler ve aldesteron antagonisti Spironolakton, adım adım yerlerini pekiştirdiler ve hastaların yaşamlarına konfor ve ömürlerine ömür kattılar. Son 10 yıllık süreçte ise ilk önceleri Diyabetik hastalarda kan şekeri düzeylerini ayarlamak amacıyla geliştirilen SGLTi2 grubu ilaçlar keşfedildi.

Tıp bilimi, klinik ve laboratuvar esaslı büyük araştırmalarla, Kalp Yetersizliği alanında her birisi ayrı birer başarı hikayesi olan 4 grup ilacı keşfetti ve hastaların hizmetine sundu. Önce beta blokerler ve aldesteron antagonisti Spironolakton, adım adım yerlerini pekiştirdiler ve hastaların yaşamlarına konfor ve ömürlerine ömür kattılar. Son 10 yıllık süreçte ise ilk önceleri Diyabetik hastalarda kan şekeri düzeylerini ayarlamak amacıyla geliştirilen SGLTi2 grubu ilaçlar keşfedildi. Diyabetik hastalarda özellikle vücuttan ve böbreklerden tuz ve şeker atılımını artırarak kalp yetersizliği hastalarında, hastaların şikayetlerini ve hastanelere yatma ihtiyaçlarını azaltırken, kalp yetersizliğine bağlı ölümleri azalttığı farkedildi. Benzer şekilde valsartan + sakubitril kombinasyonu ilaç devreye girdi.

Kalp yetersizliği hastalarında, tuz alımı ve sağlıklı diyet ile birlikte 4 grup ilacın etkin dozda ve güvenli kullanılmaları ile artık bu hastalığın insan hayatına verdiği olumsuzluklar inanılmaz bir şekilde azalmıştır. Hastalar bu tedaviden çok fayda görmektedirler. Hem hastaların ve hem de hekim olarak bizim yüzümüz gülmektedir.
Ancak, bütün yüz güldürücü ve inanılmaz derecede güzel ilaçlar piyasaya çıkmışken ve kullanılabiliyorken, tüm dünyada bizzat hekimlerin bu 4 ilacı eksiksiz bir şekilde hastalara verme oranları %5 ler civarındadır. Yani Kalp Yetersizliğinde tedavi açığı çok büyüktür. Unutulmamalıdır ki, Kalp Yetersizliği ciddi bir hastalıktır ve her hastaya ilk muayenede çok detaylı bir inceleme için yeterli vakit ayrılmalıdır. Her hastaya EKG, Akciğer Röntgeni, Renkli Dopler Ekokardiyografi, bazı durumlarda da Kardiyak MR, Tomografi ve Anjiyografi tetkikleri yapılması gerekir. Kalp yetersizliği hastalarında böbrek fonksiyonları, böbrek ultrasonografisi, kan BNP/Pro BNP, Troponin, Sodyum ve Potasyum düzeyleri ve hemogram bakılmalıdır.
İlaç tedavisindeki eksiklikler tamamlanmadan, hastalarda tam düzelme olmaz. Tedaviye başlandıktan sonra da hastaların düzenli Kilo, EKG, Mueyene ve Ekokardiyografi değerleri ölçülmelidir.
Optimal ilaç tedavisi ile kalp fonksiyonları düzelir, kalbin performansı artar, ejeksiyon fraksiyonu artar, LVdP/dT değerleri yükselir, Mitral yetersizliği şiddeti azalır ve hastaların akciğer basınçları düşer. Bütün bunların sonunda Kalp Yetersizliği hastalarında iyilik çok büyük bir hali elde edilir, yaşam kalitesi artar, hastaneye yatma ihtiyaçları azalır ve en önemlisi de ölümler azalır.
Sözlerime son verirken, kalp de yorulabilir ve iyi bir tedavi ile düzelir. Unutma, Kalp Yetersizliği çaresiz değildir. Kendin için bir şey yap ve tedavi eksiklerini tamamla.
Kalın sağlıcakla
Prof. Dr. Ramazan Akdemir
Sakarya
09.05.2023

AB ilaç dalında ıslahat hazırlığı #prizmabet

Avrupa Birliği (AB), ilaç fiyatlarını makul hale getirmek ve erişimi artırmak üzere yeni yasal düzenleme hazırladı.

AB Kurulu, Birliğin ilaç mevzuatında son 20 yılın en kapsamlı değişikliklerini içeren yeni ıslahat paketini açıkladı.

Buna nazaran, AB ülkelerinde ilaçlara erişim artırılacak. İlaç fiyatlarının makul düzeylerde olması sağlanacak.

Bu çerçevede AB’deki bütün hastaların inançlı, tesirli ve uygun fiyatlı ilaçlara vaktinde ve adil bir halde erişmesini sağlayan ilaç “tek pazarı” kurulacak. AB’den ilgili onayları alan ilaçların bütün üye ülkelerdeki hastalara süratle ulaşması sağlanacak.

Yenilikçi tedavilerin fiyatları düşürülecek ve ilaç kıtlığının önüne geçilecek.

Jenerik (eş değer) ve gibisi ilaçların erken temini sağlanacak. Bu ilaçların ruhsatlandırma süreçleri kolaylaştırılacak.

İlaç kesimi yatırıma cazip hale getirilecek. Dalın rekabet gücü ve yenilikçiliği desteklenecek.

İlaç araştırma, geliştirme ve üretimi için cazip ve yenilikçi bir çerçeve sunulacak.

Üreticilerin geliştirdikleri yeni ilaçlar 8 yıl boyunca korunacak. Bu süreçte jenerik eserler piyasaya sunulamayacak.

Yenilikçi ilaçlar için ise 12 yıla kadar yasal ve fikri mülkiyet hakları muhafazası uygulanabilecek.

İlaç bölümüne yönelik bürokratik süreçler azaltılacak ve sadeleştirilecek.

Avrupa İlaç Ajansı (EMA), gelecek vadeden ilaçları geliştirenlere bilimsel dayanak sağlayacak ve bu ilaçların onayını kolaylaştıracak.

Ruhsatlandırma süreci 400’den 180 güne inecek

İlaçların bilimsel olarak kıymetlendirilmesi ve müsaadeleri hızlandırılacak. EMA ruhsatlandırma süreci 400 günden 180 güne indirilecek.

AB’deki ilaç kıtlığı daha yakın takip edilecek. Bu alanda daha katı kurallar uygulanacak.

İlaç kıtlığı ve geri çağrılmalarının evvelce bildirilmesi gerekecek. İlaç kıtlığının önlenmesine yönelik planların geliştirilmesi için şirketlere yeni yasal yükümlülükler getirilecek.

AB çapında bir kritik ilaç listesi oluşturulacak. Listedeki ilaçların tedarik zincirine yönelik yeni tedbirler alınacak.

Söz konusu paketin onaylanması için üye ülkeler ve Avrupa Parlamentosu’nun (AP) onayı gerekiyor.

Avrupa ülkelerindeki büyük ilaç üreticileri kelam konusu değişikliklerden rahatsız oluyor. Halihazırda ilaç üreticilerine jenerik eserlerin girmesi öncesinde 10 yıl mühlet tanınıyorken, yeni paket bu süreyi azaltıyor.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet isimli bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir adedidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, sağlam ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en değerli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan karşılaşmaları üyeler bir fiyata katlanmadan istedikleri vakit takip edebiliyor. Böylelikle hem heyecanlı hem de çıkarlı bir bahis tecrübesi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol üzere tanınan spor kollarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için yalnızca siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız kafidir.

Prizmabet ayrıyeten üyelerine bol ölçüde bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te birinci üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu üzere farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve çıkarınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim kaideleri da hayli makul düzeydedir.

Prizmabet para yatırma ve çekme süreçleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin üzere farklı prosedürlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme süreçleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa müddette hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme süreçlerinde rastgele bir komite yahut kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı takviye hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı takviye grubu sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun yahut teklifinizi iletebilir ve anında tahlil bulabilirsiniz. Prizmabet canlı dayanak takımı profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en güzel bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de çıkarlı bir bahis tecrübesi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için yeni giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!