Dün spot doğal gaz piyasasında işlem hacmi 12 milyon 709 bin 740 lira oldu. Bu tutar, önceki gün 9 milyon 283 bin 502 lira olarak açıklanmıştı. Dün 1000 metreküp gazın referans fiyatı 8 bin 714 lira 44 kuruş, gaz ticaret miktarı ise 1 milyon 436 bin metreküp oldu.
Spot doğal gaz piyasasında dün 1000 metreküp gazın referans fiyatı 8 bin 714 lira 44 kuruş olarak belirlendi.
Enerji Piyasaları İşletme AŞ verilerine göre, piyasa katılımcıları için dengeleme gazı alış fiyatı 12 bin 455 lira, satış fiyatı ise 8 bin 278 lira 72 kuruş olarak belirlendi.
Türkiye’ye dün 121 milyon 592 bin 527 metreküp doğal gaz girişi sağlandı, piyasaya arz edilen doğal gaz miktarı ise 121 milyon 96 bin 797 metreküp olarak kayıtlara geçti.
Hükümetin enflasyonla mücadeleyi ön plana çıkardığı ekonomi planının uygulanması sürerken İstanbul’un aylık enflasyonunun yüzde 3,9 artmasını ekonomistler yorumladı. Ekonomistler, aylık enflasyonu çok yüksek bulurken, düşüş trendinin olmadığını kaydetti.
İstanbul Ticaret Odası (İTO), Türkiye’nin en büyük kenti İstanbul’da eylül ayındaki enflasyon verisini açıkladı. Buna göre eylülde perakende fiyatlar yüzde 3,9 arttı. Yıllık artış ise yüzde 59,18 olarak gerçekleşti. Ekonomistler, sosyal medya platformu X’ten İstanbul’un enflasyonunu değerlendirdi.
Koç Üniversitesi’nden Cem Çakmaklı, yüzde 3,9’luk enflasyon için “Çok yüksek bir gerçekleşme” diye yazdı. Çakmaklı, “Ağustos’ta 1,7, Temmuz’da ise 4,2 idi. İTO enfllasyonunda düşüş trendi yok” ifadesini kullandı.
‘Program çalışıyor…’
Ekonomist Tunç Şatıroğlu, “İstanbul’da 5 ayın en yüksek aylık enflasyonu” başlıklı haberi paylaşarak “Program çalışıyor” diye yazdı.
Şatıroğlu paylaşımlarına şunları ekledi: “Türkiye’de yıllık yüzde 3 enflasyon bir hayal olmamalı. Bunu başarmak mümkündür. Dünyadaki ülkelerin yarısında enflasyon yıllık yüzde 3,1 ve altında. 22 yıllık iktidarında bu sorunu çözemeyenlerin bundan sonra da çözmesi mümkün görünmüyor. (…) Euro Bölgesi’nde yıllık enflasyon %1,8’e düştü. İTO enflasyonu aylık %3,9 arttı.”
Ekonomist İris Cibre de yine X hesabından “İTO aylık yüzde 3.9 geldi. Program çalışıyor…” eleştirisini yaptı.
Dünyanın en popüler arama motoru Google, Android 16 işletim sistemini gelecek yıl piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Her seferinde sürümlerine bir tatlı ismi veren Google’ın Android 16’ya ‘Baklava’ ismini atadığı öne sürüldü. Bazı kişiler ise Google’ın alfabetik sırayla isimlendirme yapması nedeniyle yeni sürümün tatlısının ‘W’yle başlaması gerektiğini dile getirdi.
ABD merkezli teknoloji devi Google, gelecek yılın son çeyreğinde Android işletim sisteminin son versiyonu olan ‘Android 16’yı piyasaya sürmeyi planlıyor.
Teknoloji haberlerinin yer aldığı Android Authority’deki yazıya göre Android kodlarını inceleyen bağımsız bir uzman, Android 16’ya atanan tatlı adının ‘Baklava’ olabileceğini kaydetti.
Google, Android 1.1 işletim sisteminden bugüne kadar tüm sürümlerine gelenksel olarak bir tatlı adı veriyor. Son sürüm olan Android 15’e atanan ad vanilyalı dondurmaydı.
Google’ın kodlarını inceleyen uzman, ‘min_sdk_version’ olarak tanımlanan satırda alanın karşısında Android 15’e ait ‘VanillaIceCream’in olduğunu gördü. Bir başka alanda ise ‘min_sdk_version’un karşılığına ‘Baklava’ yazıldığını aktardı.
Buna karşın Google’ın alfabetik sırayı takip etmesiyle nedeniyle sıradaki tatlı adının ‘W’yle başlaması gerektiği de çok sayıda kişi tarafından dile getirildi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) son dakika deprem açıklaması geldi. AFAD, Ege Denizi İzmir Karaburun’da 4.0 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini duyurdu. Saat 14.49’da meydana gelen depremin derinliği 11.01 kilometre olarak ölçüldü.
Ege Denizi İzmir Karaburun’da 4 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan bilgiye göre saat 14.49’da, merkez üssü Karaburun olan 4 büyüklüğünde deprem kaydedildi.
Depremin 11.01 kilometre derinlikte meydana geldiği belirlendi.
WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange, yıllar süren hapis sürecinin ardından adalet sistemi işlediği için değil “gazetecilik suçunu kabul ettiği için salıverildiğini” belirterek, ifade özgürlüğünün tehlikede olduğu eleştirisinde bulundu.
WikiLeaks internet sitesinin kurucusu Assange, yıllar süren hapis sürecinin ardından ilk kez kamuoyuna açıklamada bulundu.
Strazburg’taki Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde (PACE) konuşan Assange, “gazetecilik suçu işlediğini kabul ettiği için salıverildiğini” belirtti.
Assange, adalet sistemine işaret ederek “Açıkçası sistem işlediği için özgür değilim. Yıllarca hapis yattıktan sonra özgürüm çünkü gazetecilik suçunu kabul ettim.” dedi.
ABD ile “casusluk suçunu kabul etmesi” karşılığında vardığı anlaşmanın ardından salıverilen Assange, “sonunda yerine getirilemeyen adalet yerine özgürlüğü seçtiğini” söyledi.
Assange, ABD ile yaptığı anlaşmada, ABD hükümetine karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmayacağı ve Bilgi Edinme Özgürlüğü yasasını işletmeyeceği şartının koşulduğunu dile getirerek, “Benim için adaletin önüne geçildi.” diye konuştu.
Davayı sonuna kadar sürdürseydi hayatının daha uzun yıllarını demir parmaklıklar ardında geçireceğini anlatan Assange, ev hapsinde, Londra’daki Ekvador Büyükelçiliğinde ve aynı kentteki Belmarsh Hapishanesi’nde son 14 yılını kaybettiğini dile getirdi.
Kaybettiği yıllar boyunca, “daha fazla cezasızlık, daha fazla gizlilik ve doğruyu söyleyenlere karşı daha fazla misillemenin” olduğunu gözlemlediğini ifade eden Assange, “İfade özgürlüğü ve bundan doğan her şey karanlık bir kavşakta.” ifadesini kullandı.
Assange, “Özgürlük ışığının sönmemesi, çoğunluğun sesinin azınlığın çıkarıyla susturulmaması ve gerçeğin peşinden gitmeye devam etmek için herkesi üzerine düşeni yapmaya” çağırdı.
Gazeteciliğin bir suç değil aksine “özgür ve bilgili bir toplumun temel direği” olduğunu vurgulayan Assange, gazetecilerin de işlerini yaptıkları için soruşturulmaması gerektiğini kaydetti.
Assange’ın dava süreci
Julian Assange’ın kurduğu WikiLeaks, 28 Ekim 2010’da ABD’nin Irak ve Afganistan’da işlediği suçları da delillendiren 251 bin gizli belgeyi yayımlamıştı.
Assange, Haziran 2012’de sığındığı Ekvador’un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019’da çıkarılarak gözaltına alınmış ve “kefaletle serbest bırakılma şartlarını ihlal etmekten” tutuklanarak Londra’daki Belmarsh Hapishanesi’ne konulmuştu.
ABD, İngiltere’den Assange’ın iadesini talep etmiş, İngiltere Yüksek Mahkemesi, ABD’den, Assange’ın ölüm cezasına çarptırılmayacağı ve adil şekilde yargılanacağı gibi güvenceler istemişti.
Julian Assange’ın haziranda, ABD ile varılan “casusluk yasasını ihlal ettiği” suçlamasını kabul etme anlaşması sonucu, ülkesi Avustralya’ya gitmek üzere, 5 yıldır tutuklu bulunduğu İngiltere’den ayrılmasına izin verilmişti.
Assange, anlaşma kapsamında Büyük Okyanus’un Asya kıyılarına yakın ABD toprağı Kuzey Mariana Adaları Bölge Mahkemesi’nde duruşmaya çıkarılmış ve İngiltere’de cezaevinde kaldığı süre göz önünde bulundurularak Avustralya’ya gönderilmişti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, güncellenen ‘Çalışma İzni Değerlendirme Kriterleri’nin güncellenerek, bugün itibarıyla yürürlüğe girdiğini duyurdu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, güncellenen ‘Çalışma İzni Değerlendirme Kriterleri’nin 1 Ekim 2024 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdiğini duyurdu.
Yeni düzenleme ile ‘istihdam’, ‘ücret’ ve ‘mali yeterlilik’ kriterleri güncellendi, muhtelif sektör ve işler için gerekli şartlar ve kriterler yeniden düzenlendi.
Öncelik yerli işgücü
Bakanlıktan yapılan açıklamada, uluslararası işgücü politikasına göre yapılan değerlendirmeler sonucunda Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu işgücünün öncelikle yerli işgücünden karşılanması, bunun mümkün olmaması halinde uluslararası işgücünün tamamlayıcı etkisinden faydalanılacağı belirtildi.
Açıklamada, nitelikli yabancıların Türkiye’ye kazandırılması ve bu kişilerin sağlayacağı katma değerin Türkiye’nin kalkınması bakımından önem arz ettiği vurgulandı. Türkiye’nin küresel arenadaki konumunun yanı sıra işgücü piyasasının dinamiklerinin ve ihtiyaçlarının zaman içerisinde değiştiği ifade edilerek şu ifadelere yer verildi:
“Başta 12. Kalkınma Planı olmak üzere üst politika belgelerinde çizilen çerçeve, sektör-meslek-iş temelinde yapılan analizler, sektör temsilcilerinin talepleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri, idari kayıt ve veriler ile benzeri hususlar dikkate alınarak ihtiyaçlar doğrultusunda; nitelikli yatırımcı ve işgücünün ülkemize çekilmesi, yerli işgücü arzının sınırlı kalması sebebiyle ihtiyacın karşılanamadığı alanlarda yabancı işgücünden tamamlayıcı mahiyette faydalanılması, yerli işgücüyle ihtiyacı karşılanabilen sektör-meslek-işler bakımından da koruyucu tedbirler alınması ve kayıtlı istihdamın artırılması amaçlarıyla çalışma izni değerlendirme kriterleri güncellenmiştir. Uluslararası İşgücü Kanunu Uygulama Yönetmeliği’nin 22’nci maddesi gereğince güncellenen ‘Çalışma İzni Değerlendirme Kriterleri’ 1 Ekim 2024 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir.”
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Müşterek Başkanı Ramazan Kaya, yılın son çeyreğinde siparişlerdeki düşüş nedeniyle yılı yüzde 6-7 düşüşle kapatacaklarını ifade etti. Kaya, Türkiye’nin Bangladeş, Vietnam ve Hindistan gibi ülkelerden yüzde 20 pahalı kaldığını belirterek kurun da enflasyon kadar artırılmasını istedi.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) tarafından 16 ve 17 Ekim’de gerçekleştirilecek 17’nci İstanbul Hazır Giyim Konferansı öncesi, sektörün ilk 9 ayı, yıl sonu hedefleri ve gelecek öngörüleri, düzenlenen basın toplantısında değerlendirildi.
TGSD Müşterek Başkanı Ramazan Kaya, toplantıdaki konuşmasında ihracatın Eylül 2022’de 1,9 milyar dolar, Eylül 2023’te de 1,6 milyar dolar olduğunu belirterek bu eylülde 1,65 milyar doları bulacağını kaydetti.
Kaya şöyle devam etti: “Yılın ilk 9 ayında, bir önceki yıla göre ihracatımız yüzde 8 civarında düşüşle karşı karşıya. Ancak yılın son çeyreğindeki siparişlerle birlikte kısmen de olsa bir iyileşme bekliyoruz. Bunun neticesinde bu yılı yaklaşık yüzde 6-7 düşüşle kapatacağımızı öngörüyoruz. Bu yılki hazır giyim ihracatımızın 18 milyar dolar civarında olacağına inanıyoruz.”
‘Maliyetler önemli ölçüde arttı’
Kaya, 2022’den bu yana sektörün üretim maliyetlerinin önemli ölçüde arttığına işaret ederek, “Buna karşın Türk lirasının değerlenmesi, kurun üzerindeki baskı ve iç pazarın sıkılaşma politikalarıyla daraltılması sonucu Türk hazır giyim sektörü ihracat pazarlarında artık sadece pahalı değil, çok pahalı hale geldi. Bu da rekabet gücümüzü ve karlılığımızı hızlıca düşürdü.” ifadelerini kullandı.
‘Türkiye yüzde 20 daha pahalı’
Türkiye’nin önceki yıllarda rekabet edilen Bangladeş, Vietnam, Hindistan gibi ülkelerden yaklaşık yüzde 20 daha pahalı olduğunu dile getiren Kaya, kalite, tedarik gücü ve ürün çeşitliliği gibi avantajlar sayesinde alım gruplarının bu farkı kısmen de olsa tolere edip ödediğini ancak bugün farkın neredeyse yüzde 60’lar civarında olduğunu bildirdi.
‘Kur artırılsın’
Geçen yıla göre birim fiyatlarının yüzde 3 civarında düştüğünü belirten Kaya, “Bizim sorunlarımız maliyet artışı, kur baskısı ve rekabet ettiğimiz ülkelerle artık rekabet edemememiz. Bu sorunların üstesinden gelmek için de bazı taleplerimiz bulunuyor. Özellikle maliyet düşürücü programlara, orta-uzun vadeli finansal desteklere ihtiyacımız var. Kurun enflasyon derecesinde artmasını bekliyoruz. Bizim için en önemli konulardan biri de asgari ücretin Orta Vadeli Program’daki (OVP) yeni dönem enflasyon hedefiyle belirlenmesi. Maliyetlerimizi ancak bu şekilde dengeleyebiliriz.” dedi.
2025’te ne bekliyorlar?
Kaya, 2025 ile ilgili öngörülerini şöyle anlattı: “Bu yılın ilk yarısında net ihracat büyümesi katkısının arttığını görüyoruz. İhracata dayalı büyüme başarılı olursa, dezenflasyon programının da başarılı olacağına inanıyoruz. Ülkemizin en çok ihracat yapan üçüncü sektörü olan hazır giyimin desteklenmesi programın hedefleriyle de örtüşüyor. Bu sektör aynı zamanda en çok istihdam sağlayan sektörlerden bir tanesi. Dezenflasyon programının parasal ve mali önlemlerine mutlaka sanayi ve üretimi destekleyen unsurların da eklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu dengeyi sağlayabilirsek bir toparlanma sürecinden bahsedebiliriz. Ancak bu toparlanmanın bugünden yarına olmasını da beklemiyoruz. Bu kapsamda 2025’te sektörümüzün yüzde 5 küçülme ihtimali de bulunuyor. En iyi ihtimal bu senenin rakamını egale edebiliriz. Ancak aynı kalmak veya daha sınırlı bir düşüş bile sektörümüzün geleceği açısından çok önemli.”
Deneyimli gazeteci Güneri Cıvağolu 85 yaşında hayatını kaybederken, iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez’den dikkat çeken bir paylaşım geldi. Eğilmez, Hazine Bakanlığı’ndan müsteşar olarak görev yaptığı 1991 yılında hükümete yönelik eleştirilerde bulunduğunu ve tenkitlerinin Sabah gazetesinde yazan Civaoglu tarafından gündeme taşındığını anımsattı. Mahfi Hoca mesajında, “Kimse de beni görevden almamıştı. Hey gidi günler hey” ifadesine yer verdi.
Türk basınının usta kalemlerinden, Milliyet yazarı Güneri Cıvaoğlu tedavi gördüğü hastanede 85 yaşında hayatını kaybetti.
Deneyimli iktisatçı Dr. Mahfi Eğilmez, Günerı Cıvaoğlu’nun ölüm haberinin ardından X (Twitter) hesabından ilgi çeken bir paylaşım yaptı.
Hazine Bakanlığı’nda müsteşar yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde hükümete yönelik eleştiriler getiren Eğilmez, tenkitlerinin o yıllarda Sabah gazetesinde yazan Güneri Cıvaoğlu tarafından yazıldığını anımsattı.
Mahfi Eğilmez gazete 1 Mayıs 1991 tarihli gazete küpürüne yer verdiği paylaşımında, Güneri Cıvaoğlu’nun ölüm haberini üzüntüyle öğrendiğini belirterek şunları yazdı:
* Hazine Müsteşar Yardımcısıyken (yani bürokrat olarak görevdeyken) zamanın hükümetini eleştirmiştim. O da 1 Mayıs 1991’de Sabah Gazetesi’nde yazmıştı bunları. Kimse de beni görevden almamıştı. Hey gidi günler hey. Ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.
Güneri Cıvaoğlu’nun söz konusu yazısındaki bölüm şöyle:
* Anavatan’ın birikmiş tüm günahları nedeniyle o tekmelenir. 1992 Genel Seçimlerine dayak yemiş, hırpalanmış, pörsümüş olarak girer. Kimse de O’nun ve Anavatan’ın bu seçim takviminde bir geleceği olabileceğin sanmasın.
* Hiç abartmıyorum. Düşünün ki, bu Hükümetin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar Yardımcısı Mahfi Eğimez, ekonomik fiyaskoyu açık açık gazetelere anlatıyor.
“Her ülkenin bir tek bütçesi var. O nedenle ekonomisi de kontrol altındadır. Bizde ise 50 bütçe var. Çünkü 50 fon, 50 bütçe demektir. Herkes kafasına göre harcıyor. Çok söyledik -yapmayın etmeyin diye, ama dinleyen olmadı… İşte bu hale geldik sonunda” sözleri Mahfi Eğilmez’indir
Altınay Savunma Teknolojileri, 2024 yılının ilk yarısına ait finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) açıkladı. Bu yılın mayıs ayında halka arz olan şirket, 2024 yılının ilk altı ayında 783,9 milyon TL hasılat elde ederek 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 4’lük bir artış gösterdi.
Altınay Savunma Teknolojileri 2024 ilk yarı kârını KAP’ta açıkladı. Açıklanan bilançoda 2023 yılının ilk altı ayına göre yüzde 1911 artışla 141,5 milyon TL net kâra ulaşan şirketin Genel Müdürü Z. Burak Mercan, “2024 yılının ilk yarısında gerçekleştirdiğimiz bu güçlü performans, Altınay Savunma Teknolojileri’nin sürdürülebilir büyüme stratejisinin bir göstergesidir. Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik koşullara ve yüksek enflasyona rağmen, verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek için attığımız adımlar meyvesini vermeye devam ediyor” dedi.
Net kârda büyük sıçrama
Bu yılın mayıs ayında halka arz olan Altınay Savunma Teknolojileri, 2024 yılının ilk altı ayında 783,9 milyon TL hasılat elde ederek 2023 yılının aynı dönemine göre yüzde 4’lük bir artış gösterdi. Brüt kârını, önceki yıla kıyasla yüzde 184 artırarak 403,6 milyon TL’ye ulaştıran şirket, net kârda ise büyük bir sıçrama gerçekleştirdi. İlk yarı bilançosunda yüzde 1911 oranında artan net dönem kârı, tarihi bir büyüme ile 141,5 milyon TL’ye ulaştı. Bu olağanüstü artışla şirket, finansal yapısının güçlendiğini ve sürdürülebilir bir kârlılık stratejisi izlediğini de göstermiş oldu.
FAVÖK 4,6 katına çıkârak 339,7 milyon TL’ye ulaştı
Şirket, 2024 yılının ilk yarısında FAVÖK performansında da dikkat çekici bir artış kaydetti. 2024 yılı ilk altı ayı itibarıyla FAVÖK, önceki yılın aynı dönemine kıyasla 4,6 kat çıkârak 339,7 milyon TL olarak gerçekleşti.
Genel Müdür Z. Burak Mercan, “Dünyanın içinde bulunduğu ekonomik koşullara ve yüksek enflasyona rağmen, verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek için attığımız adımlar meyvesini vermeye devam ediyor. Savunma sanayiindeki lider konumumuzu daha da güçlendirmek için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Maliyetlerde yüzde 38 oranında azalma
2024’ün ilk yarısında yüksek enflasyon baskılarına rağmen, Altınay Savunma Teknolojileri’nin toplam maliyetleri yüzde 38 oranında düşerek 380,3 milyon lira seviyesinde gerçekleşti. 2023’ün ilk yarısında 611,5 milyon lira olan maliyetler kalemi, etkin maliyet yönetimi ve süreç iyileştirmeleri ile azaltıldı. Ayrıca operasyonel verimliliği artırmak ve kaynakları daha etkili kullanmak için geliştirilen stratejik uygulamalar da bu başarıda etkili oldu. Şirket, yılın ikinci yarısında da inovatif projeleri ve stratejik iş birlikleriyle hem yurtiçi hem de yurt dışı pazarlarda büyümesini sürdürmeyi hedefliyor.
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Asbaşkanı Acun Ilıcalı, Antalyaspor maçının ardından zehir zemberek açıklamalarda bulundu. Ilıcalı, 7. haftada olduklarını hatırlatarak Fenerbahçe’nin 7 penaltısının verilmediğini söyledi. “Bu nasıl bir lig?” diyerek isyan eden Ilıcalı, Galatasaray’a bu sezon 14 sarı kartın gösterilmediğini, Türkiye’de sarı kart operasyonu yapıldığını iddia etti.
Fenerbahçe Kulübü Asbaşkanı Acun Ilıcalı, 2-0’lık deplasman galibiyetinin ardından basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Zehir zemberek açıklamalarda bulunan Ilıcalı, hakem kararlarına tepki gösterirken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili iddialara da cevap verdi.
Acun Ilıcalı’nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
‘Türkiye’de sarı kart operasyonu yapılıyor’
-Galatasaray’a bu sezon gösterilmeyen sarı kart sayısı 14. Varsa itirazı olan bana laf yetiştirerek değil, hakem hocaları 14 değil 13 diyor desinler. 10 hakem hocasının ortak kararı, diğer takıma da birer tane gösterilmemiş. Bir defans oyuncusu sarı kart görünce aynı oyunu sergileyebilir mi? Türkiye’de sarı kart operasyonu yapılıyor derken bundan bahsediyoruz.
-Bu operasyonda kimse hakemi konuşmaz. Sarı kart verilmeyen maçta hakem adaleti sağlamış olur mu? Yine 8 hakem hocasının bizzat kabul ettiği gerçeği açıklıyorum şu anda; Fenerbahçe’nin bu sezon resmi olarak verilmeyen penaltı sayısı 6. Bu hafta ile 7 oldu.”
-İki sene önce Fenerbahçe maçından sonra Galatasaraylı yönetici, ‘Ligi bitirtmeyiz’ dedi. Somut mu? Somut! Sonra özür diledi. Fenerbahçe’nin hakları yendi. Sonra da Galatasaray cephesinden; neden bu kadar tansiyonu yükseltiyorsunuz, futbol kardeşliktir dendi.
-Bu oynanan futbol değil, kuralların dışına çıkıldı artık. Kurallar uygulanmıyor nedense Fenerbahçe’ye karşı.
-Okan Buruk’un hakeme ettiği sözcük şu “Hocam bu penaltıyı verirsen bir daha burada maç yönetemezsin.” Hakem de o dakikadan sonra uzatmayı bir anda 6’ya düşürüyor. Hakem tehdit almış, ne yapacak?”
-TFF’ye bugün ziyarette bulunduk ve belgeleri sunduk. TFF adalet istiyor, biz de adalet istiyoruz. Ayrıcalık istemiyoruz. Bunu başaracağız. Ortalığı yakarak, yıkarak değil; somut örneklerle, iletişimle yapacağız. TFF Başkanı, hakemlerle konuşmuyor.
‘Sistemi devirip şampiyonluğa koşacağız’
Sistemi devirip şampiyonluğa koşacaklarını söyleyen Acun Ilıcalı, “Bizi Fenerbahçe taraftarı seçti kusura bakmayın. Sizin yıkma çabanızla gitmeyeceğiz. Düştüğü zaman kalkmayı bilen taraftarımızla gümbür gümbür yürüyeceğiz. Sistemi devirip şampiyonluğa hep beraber koşacağız. Başarının tek formülü birlik olmak.” dedi.
Erdoğan’a yönelik iddialara ateş püskürdü
Ilıcalı, Fenerbahçe ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arasının kötü olduğu iddialarına ise ateş püskürdü. Ilıcalık, “Fenerbahçe taraftarlarının buna inanması için uğraşıldı. Futbol ve spor sevdalısı bir insan. Neden Fenerbahçe’nin kötü olmasını istesin?” dedi.
