Kişisel asistanlar şüphesiz her ihtiyacımız olduğunda imdadımıza yetişir. Bunlar arasında en ünlü olanı olan ise Apple’ın efsanesi Siri’dir.
Peki bu asistanın ismi neden başka bir şey değil de Siri?
Bir teknoloji şirketi dijital asistana isim vermek istediğinde, birkaç şeyi inceler.
Bu isim, dikkat çekecek kadar benzersiz ancak hatırlaması kolay olmalıdır. Sesle etkinleştirilen asistanlarda ismin telaffuzu kolay olmalı ancak istemeden tetiklenebilecek kadar da yaygın olmamalıdır.
Ayrıca mırıldanan, fısıldayan ve aksanlı sesler kullanan kişiler tarafından söylendiğinde de diğer kelimelerden sıyrılmalı, ayırt edici ve benzersiz olmalıdır. Ek olarak elbette şirketin markasıyla bir uyum içinde olması da önemlidir.
Siri ilk etapta, DARPA’nın PAL (Öğrenen Kişiselleştirilmiş Asistan) girişimi kapsamındaki büyük bir AI projesinin parçası olarak yaratıldı.
2007’de de araştırma enstitüsü SRI International’dan ayrıldı ve 3 yıl sonrasında Apple şirketi tarafından satın alındı. Siri’nin kurucu ortağı Adam Cheyer’a göre Siri’nin; hatırlaması kolay, yazması kısa, telaffuzu rahat olması istendi.
Ayrıca yaygın olmayan bir insan ismi seçilmesi oldukça önemliydi. Siri’nin Norveçli CEO’su Dig Kittlaus da görünüşe göre bu ismin hayranıydı. Çünkü Norveççede Siri, “Sizi zafere götüren güzel kadın” manasına geliyordu.
Aynı zamanda Adam Cheyer da Siri’nin Swahili dilinde “Gizli” anlamına gelmesinden etkilenmişti.
Ancak herkes bu kadar kolay ikna olmadı.
Steve Jobs, sebebi bilinmeyen bir şekilde Siri isminden hoşlanmamıştı. Bu nedenle ekibini, daha iyi alternatifler üretmeleri üzerine görevlendirdi. Fakat Jobs, ekibin diğer fikirlerini de bir kişisel asistan ismi olmaya layık bulmadı.
Jobs’ın aklında elbette başka isim adayları da vardı ancak Apple lansmanında bu kişisel asistanın ismi, hiç beklenmedik anda Siri olarak açıklandı. Bu haber, Siri’nin CEO’larına büyük bir sürpriz oldu ve böylece Siri, Apple’ın kişisel asistanı oldu.