Yaz süresince fit kalmanın altın kuralı | Sürdürülebilir beslenme
Dengeli beslenme rutini oluşturun
Vücudu uzun süre aç bırakmayın
Mevsim sebzelerine önem verin
Metabolizmayı hızlandıran bitki çayları için
Düzenli su içme alışkanlığı kazanın
Fiziksel aktiviteleri artırın
Yaz meyveleriyle selüliti durdurun
Probiyotikleri sofranızdan eksik etmeyin
Yaz mevsimine sayılı haftalar kaldı. Kilo verme sürecine girenler için önemli tavsiyelerde bulunan Diyetisyen Banu Samur, “Öncelikle sürdürülebilir olmayan diyetlerden uzak durun” dedi. Sıcak günlere uygun giysilerini dolaplardan çıkarmaya hazırlananlar, kış süresince alınan kiloları vermek isteyenler için Diyetisyen Banu Samur, klasik kilo verme yöntemleri yerine bilinçli ve sürdürülebilir beslenme programları tavsiyesinde bulunuyor. Banu Samur, diyet yapmaya hazırlananlar için şunları söyledi;
Sürdürülebilir Beslenme
Öncelikle sürdürülebilir olmayan dönemsel, düşük kalorili diyetler yerine daha uzun vadede sürdürülebilir ve hayat tarzı olarak uygulanabilecek gerçekçi, sağlıklı, dengeli bir diyet programı benimsemeliyiz. Özellikle süt ve ürünleri, et- kuru baklagiller-yumurta-peynir, ekmek-tahıl ve meyve-sebze gruplarını dengeli bir şekilde içeren bir beslenme rutini oluşturulmalıdır. Bu programlar bir beslenme uzmanından destek alarak yaşam tarzınıza uygun ve rutininizi destekleyici bir şekilde kişiye özel planlanmalıdır.
Aç kalmak zayıflatmaz
Zayıflamak için yapılan en büyük yanlışlardan birinin vücudu saatlerce aç bırakmaktır “Bu metabolizmamızın yavaşlamasına neden olur. Son yapılan çalışmalarda vücudu uzun süre aç bırakmanın kalp krizi ve inme riskini arttırdığı bulunmuştur. Uzun süreli açlık hali, vücudumuzda kas yıkımına neden olur. Bu da kanda ürik asidin artmasına ve koma ve ölümle sonuçlanabilecek ketozis
durumuna neden olabilir. Fazla kilolarımızdan kurtulmanın en önemli noktalarından biri de midemize 2.5-3 saatte bir besin aldığımız aralıklı beslenme şeklidir. Liften zengin beslenin Lif diğer adıyla posanın en çok sebze, meyve, kurubaklagil ve tahıllarda bulunduğunu belirterek;Posa kolesterolü düşürür, kan şekerini dengeler. Posanın en önemli özeliklerinden biri de kişiyi uzun süre tok tutar. Özellikle akşam yemeklerinde bol mevsim yeşillikleriyle yapılan bir salata bulundurulması metabolizmamızı hızlandırarak sağlıklı bir şekilde zayıflamamızı sağlar. Ekmek, diyet yapmaya karar verdiğimizde ilk vazgeçtiğimiz besin oluyor. Çünkü genellikle en çok tüketilen besindir. Oysa ekmek yiyerek de zayıflamak mümkün. Öğünlerimizden ekmeği çıkardığımızda tokluk hissi oluşmadan sofradan kalkarız. Çabuk acıkırız ve bir sonraki öğünde ekmek yemesek de diğer besinlerle daha fazla kalori alırız. Bu da diyette zaman kaybından başka bir şey demek değildir. Ekmeksiz bir diyet yeterli karbonhidrat almamamıza neden olabilir. Bunun sonucunda yağ hücreleri yerine kas hücreleri parçalanır. Fazla kilolarımızdan sağlığımızı kaybetmeden kurtulmamız en doğrusudur. Karbonhidrat ve lif kaynağı olan tam tahıllı ekmek tüketimi hem enerji verir hem de tok tutarak diyette motivasyonumuzu arttırır.
BİTKİ ÇAYI
Şekersiz tüketilen bitki çayları iştahı azaltmada yardımcı olur. Yeşil çay ve beyaz çayın metabolizma hızlandırıcı etkisinden yararlanmak için günde 2-3 kupa kadar tüketilmesi gerekiyor.
SU TÜKETİMİ
Bir insanın su ihtiyacı günde en az 2-2,5 litredir. Ancak gün içerisindeki yoğunlukla su içmeyi unutabiliyoruz. 1-1.5 litrelik şişeler edinin ve yanınızdan ayırmayın. Su içmekten hoşlanmıyorsanız suyunuza nane, karanfil, limon atarak aroma kazandırabilir, içimini kolaylaştırabilirsiniz. Öğünlerinize başlamadan önce mutlaka 1 bardak su içip öyle başlayın. Yapılan araştırmalarda yeterli su tüketmenin metabolizmayı hızlandırdığı görülmüştür.
FİZİKSEL AKTİVİTE
Sağlıklı ve dengeli bir beslenme rutinini fiziksel aktivite ile desteklemek bu dönemde süreci hızlandırmak için oldukça önemli. Sağlıksız kilo alımını önlemek, fazla kilolardan kurtulmak veya var olan kilonun korunumu için haftanın birkaç günü 60 ila 90 dakika arası fiziksel aktivite yapılması önerilmektedir. Fiziksel aktivitenin varlığı aynı zamanda kronik hastalıklardan korunmada da önemli ve ihmal edilmemesi gereken bir noktadır.
UYKU DÜZENİ
Yetersiz uyku açlık-tokluk hormonlarımız olan ghrelin-leptinin salınımlarını etkileyerek besin alımında bozukluklara ve sonucunda da kilo artışına neden olabilir. Olumsuz sonuçların doğmaması için yetişkinlerin günlük 7-9 saat, 65 yaş üstünün 7-8 saat aralığında uyumaları önerilir.
4- SELÜLİTLERE KARŞI
Tek besin merkezli, mucize adı altında uygulanan beslenme tarzları sağlık açısından büyük risk teşkil etmekle beraber görünüm açısından da ciltte sarkıklar, kırışıklıklar gibi olumsuz sonuçlara neden olur. Bu olumsuz sonuçlar vücutta selülit görünümünde de artışa neden olur. Cilt bağ dokusunu iyileştirici ve yağ oluşumunu en aza indirgeyici bazı besinler de selülit tedavisinde beslenmeye eklenebilir. Bu besinlerden bazıları kivi, portakal, greyfurt, üzüm, kiraz, ananas ve tam buğday ürünleridir.
5-PROBİYOTİKLER
Yapılan araştırmalar probiyotiklerin kilo kontrolü ve bağırsak sağlığı üzerinde olumlu sonuçlarını ortaya koymuştur. Özellikle çalışmanın sonuçları arasında Lactobacillus ailesinin bazı türlerinin bel çevresi öncelik olmak üzere bölgesel kilo kaybında da etkileri de bulunmaktadır. Kilo kaybı sürecini hızlandırmak ve desteklemek amacıyla yoğurt, kefir, kombu çayı, lahana ve salatalık turşusu gibi probiyotik kaynaklarının tüketimi ile desteklenmelidir.