Yazın zayıflamanın yolları yaz mevsiminde zayıflamak çok kolay!
Yazın zayıflamanın yolları nelerdir? Yazın zayıflamak kolay mı? Bilinenin aksine yaz mevsiminde kilo vermek kış mevsimine göre çok daha kolay!
Yazın zayıflamanın yolları nelerdir? Yazın zayıflamak kolay mı? Bilinenin aksine yaz mevsiminde kilo vermek kış mevsimine göre çok daha kolay!
Vücuda birden fazla faydası olan soğan fazla kilolardan kurtulmada da yardımcı oluyor. Soğan kürü kilo veridir mi? Faydaları neler? İşte cevabı…
Sağlık açısından son derece faydalı olan soğan suyunu düzenli olarak tüketerek vücudunuzdaki şikayetçi olduğunuz kilolardan kurtulabilirsiniz. Sağlıklı bir şekilde kilo verme yollarını arayanlar için ‘Soğan suyu kürünün faydaları neler? Soğan suyu kürü neye iyi geliyor? Soğan suyu kürü kilo kaç kilo verdiriyor?‘ gibi merak edilen sorulara yanıt aradık! Hadi gelin soğan suyu kürü hakkındaki o derlemelere beraber göz atalım!
SOĞAN SUYU NEYE İYİ GELİR?
Vücutaki yağın parçalanma hızını arttırarak metabolizmayı hareketlendirmeye yardımcı oluyor. Gün içerisinde sık sık idrara çıkmayı sağlayarak vücuttaki zararlı besinlerin sağlıklı bir şekilde vücuttan atılmasını sağlıyor.
Vücuttaki toksinleri vücuttan atmaya yardımcı olarak 20 gün kadar bir sürede 4 kilodan kurtulmanıza yardımcı oluyor.
SOĞAN SUYU KÜRÜ NASIL TÜKETİLİR?
Fazla kilolarından kurtulmak isteyenler için düzenli öncelikli olarak düzenli tüketilmesi gerekir. Bu kürün unutulmaması gereken en önemli nokta soğan kürünün taze olarak tüketilmesidir. Gün içerisinde elde edilen karışımın bitirilmesi gerekmektedir. Her ne kadar alışma aşaması zorlayıcı olsa da gün geçtikçe alışmak kolaylaracaktır. Ancak bu süreçte etkili sonuç alabilmek adına yemek yemeden önce tüketilmesi öneriliyor. Yemek öncesi yaklaşık olarak 20 dakika önce tüketilmesi iştahın kesilmesine yarıdmcı olmaktadır. İlk 20 gün sonrası soğan suyuna ara verilmesi gerekmektedir.
KALORİSİ DÜŞÜK SOĞAN SUYU ÇORBASI NASIL YAPILIR?
Malzemeler; 4 adet soğan, 2 çorba kaşığı un, 1 yumurta sarısı, 1 su bardağı light süt, Tuz ve karabiber yeterli olacaktır.
Yapılış aşaması; Soğanların kabuklarını soyup doğradıktan sonra yağda iyice kavurmaya bırakın. Daha sonra üzerine biraz un serptikten sonra yavaş suyu yavaş yavaş ilae edin. Bu işlemden sonra üzerine tuz ve karabiber ekleyip blenderdan geçirin. 1 tane yumurta sarısı ve yağsız sütü çırpma bittikten sonra blenderda n geçirdiğiniz karışımı ve sütsüz yumurtayı karıştırıp kaynatın.
Zayıflama hikayelerinde bugün İngiltere’de yaşayan 100 kilo Katie Clark’ın hikayesi var. Katie Clark zayıflama hikayesini başarmış bir isim işte hikayesi.
Zayıflama hikayelerinde bugün İngiliz reality şov yıldızı Holly Hagan var. Ancak onun dönüşümü biraz sıradışı.
Bazı gıdaları diyette hiç tüketmemeniz gerekirken bazı gıdaları yemeniz bile kilo vermenize yardımcı oluyor.
Zaman zaman erkekler de fazla kilolarından şikayet etse de özellikle kadınlar için büyük dert olabiliyor. Özellikle sonbahar aylarının gelişiyle ağır yemeklere olan ilginin artması kışın fazlasıyla kilo alınmasına neden oluyor. Kışın alınan kilolar tüm yıl boyunca verilmeye çalışılıyor. Göbek yağlarını eritmek ise en zoru. Ancak doğru beslenme, düzenli egzersizler ile istenilen kiloya çok yakın zamanda ulaşabilirsiniz. İdeal kilonuza gelerek kilo nedeniyle artan kalp krizi ve felç riskinizi azaltabilirsiniz.
Kilo vermenizi sağlayan baharatlar
Yapılan bir çalışmada, zerdeçalın kilo kaybı üzerindeki etkileri analiz edildi. Araştırma ayrıca kilo kaybı ve kurkumin kullanımı ile ilgili olarak 1.604’ten fazla kişiden oluşan toplam 18 makaleyi araştırdı. Genel olarak, metabolik sendromlu ve ilgili bozuklukları olan hastalarda kurkumin alımının, BMI ve kiloda önemli bir azalma ile ilişkili olduğu bulundu.
Zencefil
Sağlık uzmanları, zencefilde bulunan bileşiklerin güçlü antioksidan ve antienflamatuar özelliklere sahip olduğunu söylüyor. Bu özelliklerin, kan şekerini düzenlemeye yardımcı olurken, göbek yağ kaybına yardımcı olduğu söyleniyor. National Library of Medicine’de de yayınlanan bir çalışmada, zencefilin hem vücut ağırlığı hem de göbek yağı üzerinde önemli bir etkisi olduğu bulundu.
Acıyı sevmeyen var mı?
Baharatlı acı biberlerde yaygın olarak bulunan kapsaisi karındaki yağ kaybını hızlandırır. Yemeklerinize daha fazla acı biber ekleyerek, bir kişinin metabolizmasını hızlandırmaya yardımcı olur ve bu da kilo kaybına yardımcı olur. Biberlerin ürettiği ısının, bir kişinin kalori tüketimini ve mideyi çevreleyenler de dahil olmak üzere “oksidaz” yağ katmanlarını artırabilir.
Bir çalışma, kilo kaybını nasıl etkileyeceğini analiz etmek için kimyon tüketen 88’den fazla aşırı kilolu veya obez kadına baktı ve iki gruba ayırdı. Deney grubuna üç ay boyunca iki öğün yoğurtlu 3 gr kimyon tozu verilirken, diğer gruba kimyon verilmedi. Çalışma, kimyon grubunun, kimyon olmayan gruba kıyasla daha hızlı kilo kaybıyla sonuçlandığını buldu. Çalışma, “Kilo verme diyetindeki kimyon tozu, aşırı kilolu / obez kadınlarda iyileşme gösterdi” dedi.
Tam bir bitki olmasa da limon, göbek yağını hedeflemeye yardımcı olduğu gösterilen baharatlar ve tatlandırıcılar listesinde yer alıyor. Yüksek C vitamini ve antioksidan seviyelerinin kilo kaybını teşvik etmeye ve sindirimi iyileştirmeye yardımcı olduğu söylenir. Limonlar ayrıca vücudu detoksifiye etmeye yardımcı olan ve böylece yağ yakmaya yardımcı olan idrar söktürücü özelliklere sahiptir. Sağlık uzmanları, ısı üretmek için kalorilerin yakıldığı metabolik bir süreç olan termojenezi indükleyerek metabolizmayı artırmak için limon suyu içilmesini tavsiye ediyor.
Yeme Bozukluğu için bilgi mi arıyorsunuz? Yeme Bozukluğu makalesine göz atın ve Yeme Bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin
Yeme bozuklukları, fiziksel sağlığı, psikososyal işleyişi etkileyen ölümcül ve maliyetli zihinsel bozukluklardır.
Kiloya, vücut şekline ve yemeye yönelik rahatsız edici tutumlar, yeme bozukluklarının ortaya çıkmasında ve sürdürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Yeme bozuklukları son 50 yıldır artmakta ve gıda ortamında değişiklikler ortaya çıkmaktadır.
Sağlık personelleri kişide genel sağlık değerlendirmesinin bir bileşeni olarak yeme alışkanlıklarını rutin olarak sorgulamalıdır.
Yeme bozukluklarının belirtileri erkekler ve kadınlar arasında farklılık gösterebilir. Yeme bozuklukları yeterince araştırılmadığından, patofizyolojileri, tedavileri ve yönetimi konusunda bir belirsizlik vardır.
Yeme bozuklukları, anormal yeme veya kilo kontrolü davranışları ile karakterize edilen ciddi psikiyatrik bozukluklardır.
Ağırlığa, vücut şekline ve yemeye yönelik rahatsız tutumlar, yemek bozukluğunun ortaya çıkmasında ve sürdürülmesinde önemli bir rol oynar.
Bu endişeler cinsiyete göre değişiklik gösterebilmektedir. Örneğin; erkeklerde vücut imajı kaygıları kaslılığa odaklanabilirken kadınlarda bu kaygılar daha çok kilo vermeye odaklanabilir.
Obezite kendi başına bir yeme bozukluğu olarak çerçevelenmez. Tüm yeme bozuklukları, fiziksel sağlığı önemli ölçüde bozmaktadır.
Anoreksiya nevroza; ciddi diyet kısıtlamalarını veya diğer kilo verme davranışlarını (örneğin, kusma, aşırı fiziksel aktivite) etkileyen, yoğun bir kilo alma korkusu veya rahatsız bir beden imajı veya her ikisi ile karakterize edilen, oldukça belirgin, ciddi bir zihinsel bozukluktur.
Ağırlık ve şekil ile ilgili endişeler, anoreksiya nervozayı kaçıngan-kısıtlayıcı gıda alımı bozukluğundan ayırmaktadır.
Ek olarak, bilişsel ve duygusal işlevsellik belirgin şekilde bozulur.
Anoreksiya nervozanın tıbbi komplikasyonları tüm organları ve sistemleri etkilemektedir ve genellikle yetersiz beslenme, kilo verme ve alma davranışlarından kaynaklanmaktadır.
Bulimia nevroza; normal veya yüksek kiloda ortaya çıkabilir (ağırlık, bulimia nervoza eşiğinin altındaysa alt tipi olan anoreksiya nervoza tanısı verilir). Bulimia nervoza, tekrarlayan tıkınırcasına yeme (yani, kontrolü kaybederek aşırı miktarlarda yemek yeme) ve kilo alımını önlemek için telafi edici davranışlarla karakterize edilir.
En yaygın telafi edici davranış kendi kendini kusturmaktır, ancak uygun olmayan ilaç kullanımı, oruç tutma veya aşırı egzersiz de kullanılabilmektedir. Bu davranışlar, ağırlık, vücut şekli veya görünümle ilgili olumsuz öz değerlendirme tarafından ortaya çıkabilmektedir.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu; bulimia nervozadakinden daha az telafi edici davranışlarla birlikte, rahatsız edici, tekrarlayan aşırı yeme nöbetleri ile karakterize edilir. Hem bulimia nervoza hem de aşırı yeme bozukluğuna sıklıkla obezite eşlik eder veya obeziteye yol açar.
Kaçıngan-kısıtlayıcı gıda alımı bozukluğu; artık yaşa bağlı olmayan bir bozukluk olarak kabul edilmektedir. Temel semptomlar, aşağıdakilerden biri veya daha fazlası ile birlikte ortaya çıkar. Bunlar gıdadan kaçınma veya gıdayı kısıtlamadır. Buna bağlı olarak; kilo kaybı veya büyümede yavaşlama, beslenme eksiklikleri, yeterli alım için tüple beslenmeye veya besin takviyelerine bağımlılık ve psikososyal bozulmalar meydana gelmektedir. Semptomlar, genel olarak gıdaya ve yemeye karşı ilginin olmaması, duyusal duyarlılığa dayalı gıda seçiciliği ve boğulma veya kusma gibi tiksindirici deneyimlerle ilgili yemenin olumsuz sonuçlarından korkma durumunda ortaya çıkabilmektedir.
Pika Sendromu; bir ay veya daha uzun bir süre boyunca besleyici olmayan veya gıda olmayan maddeleri yemeyi içerir. Başlıca tetikleyiciler, maddenin tadı, can sıkıntısı, merak veya psikolojik gerilimdir.
Ruminasyon bozukluğu; mide bulantısı, istemsiz öğürme veya tiksinti olmaksızın yemekten sonra yemeğin kusulmasıdır.
Yeme bozukluğuna (>%70) psikiyatrik komorbiditeler sebep olmaktadır. En sık görülen psikiyatrik komorbiditeler arasında duygudurum ve anksiyete bozuklukları, nörogelişimsel bozukluk, alkol ve madde kullanım bozuklukları ve kişilik bozuklukları yer alır.
Diyabetli kişilerde yeme bozukluğu prevalansı yüksektir.
Yeme bozuklukları ile çölyak ve Crohn hastalığı gibi otoimmün bozukluklar arasında çift yönlü ilişkiler gözlemlenmiştir.
Yeme Bozukluğu için bilgi mi arıyorsunuz? Yeme Bozuklukları makalesine göz atın ve Yeme Bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin
Beslenmek, bir takım yaşamsal fonksiyonlarımızı yerine getirmek ve günlük işlerimizi yapabilmemiz için gerekli enerjiyi sağladığımız rutin bir davranışımızdır. Ancak psikolojik, biyolojik ve toplumsal nedenlerin de etkisiyle yeme davranışlarında bozulmalar meydana gelebilmektedir. Yeme bozukluğu ile beraber beslenmek artık hayatta kalma amacını yitirerek hayatın merkezi haline gelir. Kişi zamanının büyük bir kısmını yemek ya da yememek üzerine kaygılı bir şekilde düşünerek geçirir; bu düşüncelerin etkisi ile davranışlarını şekillendirir. Bu durum kişinin kendisini, iş hayatını, aile yaşantısını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkilemeye başlar.
Yeme bozukluklarının nedenleri tam olarak bilinmese de çocukluk döneminde yaşanan olumsuz ya da travmatik olaylar, güvensiz bağlanma, erken ergenliğe girmiş olmak, kontrolcü bir ailede büyümüş olmak risk faktörleri olarak görülmektedir. Bu risk faktörleri ile beraber günümüzde medyanın zayıf olmayı güzellik ve başarı olarak gösteriyor olması yeme bozukluklarının artmasına neden olmaktadır.
YEME BOZUKLUĞU TÜRLERİ
PİKA; Kişinin besin değeri taşımayan (iplik, saç, boya, kâğıt, silgi vb.), yenilemeyecek maddeleri tekrarlayıcı bir şekilde yemesi ile kendini gösterir. Pika anemi ve kurşun zehirlenmesi gibi tıbbi bozukluklara neden olabilmektedir.
GERİ ÇIKARMA (GEVİŞ GETİRME) BOZUKLUĞU; Kişi yeni yuttuğu bir besini zorlama olmadan tekrardan ağzına getirir ve yeniden çiğneyerek yutar ya da ağzından atar.
KAÇINGAN/KISITLI YİYECEK ALIMI BOZUKLUĞU; Kişinin kilo alma ya da beden algısı ile ilgili herhangi bir endişe yaşamadığı halde devamlı bir şekilde yiyeceklerden kaçınması veya yiyecek kısıtlamasında bulunması. Yiyecek alımının kısıtlanmasının nedenleri; iştahı ve yemeyi bozan fiziksel ağrılar, yaygın anksiyete, yaşanan olumsuz duygular olabilmektedir.
ANOREKSİYA NERVOZA; Kişinin zayıf bir bedene sahip olma isteği ve kilo almaktan aşırı korkması ile besin alımını aşırı derecede kısıtlaması, kendini kusturması, laksatif kullanması ve aşırı egzersiz yapması bununla beraber vücut ağırlığının ya da biçiminin algılanmasında bozulma eşlik eder. Yetersiz beslenme ve düşük vücut ağırlığına bağlı olarak; amenore (adet görememe), kemik erimesi, vücutta kıllanma, kalp ritim bozukluğu gibi tıbbi rahatsızlıklar görülebilir.
BULUMİYA NERVOZA; Tekrarlayan tıkınırcasına yeme ataklarının ardından telafi davranışlarının (kendini kusturma, laksatif kullanma, aşırı egzersiz yapma ve yemek yememe vb.). Kişi kendini kilosu ve görünümüyle yargılar. Kişi yeme ataklarından sonra suçluluk hisseder. Aynı zamanda kişi yeme atağından sonra kendini kusturarak yediğini çıkardığı için kilosu normal seviyede seyreder. Tekrarlayan kusma davranışlarından dolayı deride sertleşme, kalınlaşma, diş çürümesi ve tükürük bezlerinde büyüme gibi bir takım tıbbi rahatsızlıklar yaşanır.
TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU; Kişi aynı zaman dilimi ve koşullarda yiyebileceğinden çok daha fazla besini kısa süre içinde tüketir ve yeme atağı sonrasında suçluluk hissetmesine rağmen herhangi bir telafi davranışında bulunmaz. Kişi aşırı miktarda yemek yeme davranışını engelleyemez ve yeme atağı tekrarlanır.
YEME BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ
İnsanlar yeme bozukluğu olduğunu fark etmeyebilir veya bu davranışlarından utandıkları veya suçluluk duyguları yaşadıkları için yeme bozukluğunu saklama eğilimi gösterebilirler. Kişi yeme bozukluğu konusunda yardım istediği zaman arkadaşlarının ve ailelerinin onları eleştireceğinden, dışlayabileceğinden korkarlar. Aynı zamanda tedavinin onlara kilo aldırabileceğini düşünürler. Bu nedenle tedavide motivasyonları düşük olabilir ya da tedaviye yeme bozukluğuna bağlı yaşanılan tıbbi rahatsızlıklardan dolayı başvurabilirler. Yeme bozukluğunun tedavisinde asıl amaç kilo almak ya da kilo vermek değildir. Kişinin yemek, kilo ve beden algısı ile ilgili yaşadığı kaygılar; kişiyi temelde yaşadığı sorunlardan uzaklaştırır. Bu nedenle tedavide önemli olan kişinin üzerini kapattığı temel probleme odaklanabilmektir.
Yeme bozukluğunun bir tercih olmadığı ve yaş, ırk, sosyo-ekonomik statü, cinsel tercih, beden yapısı, kilo farkı gözetmeksizin her kadını ve erkeği etkileyebileceği unutulmamalıdır.
Yeme Bozukluğu için bilgi mi arıyorsunuz? Kilo ve Beden Şekli İle Gelen Yeme Bozukluğu makalesine göz atın ve Yeme Bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin
Yeme bozuklukları her kadını ya da erkeği etkilese de genellikle, kadınlarda 15 – 24 yaş arasında daha sık rastlanabilen psikolojik rahatsızlıktır. Yeme bozukluğu çoğu zaman beden ve kilo olarak algılansa da ruhen etki eden bir durumdur. Yani yeme bozukluğu gösteren bir kişide altta yatan başka sorunlar olduğunu göstermektedir. Bu sorunlarla baş edilmediğinde bazı yeme bozukluğu davranışlarında bulunmaktadırlar.
Yeme bozukluğunun dört alt başlığı vardır. Bunlar;
Çoğumuzun bazı dönemlerden benden şekli ya da kilosu bakımından şikayet ettiğimiz olmuştur. Bunun nedenlerinden biri de medyada gördüğümüz mankenlerin bedenleri, çocukken bize oynatılan Barbie bebeklerle çevrili bir dünya da algı olarak ‘güzellik’ kavramını uzun ve zayıf olarak nitelenmektedir. Bu algı çerçevesinde bakılacak olursa bu ya da başka özel sebeplerden dolayı kişi de yeme bozuklukları görülmesi olasıdır. Bu düşünce ışığında olumsuz beden algısına sahip olmak kendilerinde öz saygısını yitirmesine, güvenin azalmasına neden olmaktadır. Erkekler de tıpkı bu durum gibi zayıf olma, V şeklinde bir vücut geliştirmeyi arzulamaktadırlar.
Yeme bozukluğunda ister kadın ister erkek olsun genellikle kendi fiziksel özellikleri hakkında abartılı şeklide endişelenmektedirler. Kilo ya da bedenlerinde en ufak bir farklılıkla birlikte çok fazla tepki verir ve saatlerce üzülmelerine sebep olmaktadır. Bu yüzden sürekli plan yaparlar ve nasıl kilo vereceklerini düşünürler. Kaygılarını yatıştırmak için uğraştırkları için kısır döngü şeklinde yıllarca devam edebilir. Bu da sağlıksız alışkanlıklar geliştirmelerine neden olmaktadır. Aynı zamanda yeme bozukluğu olan kişiler çok fazla tartılır, ayna da fiziksel olarak kotroller, mezura ile ölçüm yaparlar. Kontrol sürekli onlarda olmalarını isterler.
Kilo ve beden şekillerinde oluşan kaygılar insanlarla ilişkilerini olumsuz etkilemiştir. Vücudunun bir kısmını saklamak isterler, partilere katılmak istemezler (partide yiyip içilme olduğu için), fiziksel olarak olumsuz bir eleştiriye karşı korku içerisindedir. Bu da etrafındaki insandan kendini soyutlamasına ve başka bir takım sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Bu tür vakalarda genellikle depresyon ve anksiyete semptomlarında artış gözlemlenmiştir. Ya da tam tersi de olmaktadır. Depresyon bazı durumlarda yeme bozukluğuna sebep olduğunu da söyleyebilir. Bu dururmların psikoterapi ile baş edilebilecek sorunlar olduğu unutlmamalıdır.
Milli sporcularımız, Ermenistan’daki Avrupa Halter Şampiyonası’nı 22 madalya ile bitirdi.
Ermenistan’da düzenlenen Avrupa Halter Şampiyonası’nı Türkiye 22 madalyayla tamamladı.
Türkiye Halter Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, başkent Erivan’daki organizasyonun son gününde kadınlar +87 kiloda podyuma çıkan Melike Günal koparmada kaldırdığı 110 kiloyla üçüncü oldu. Milli sporcu, silkmede 132 kiloya ulaşarak 4. olurken, toplamda 242 kiloyla da aynı dereceyi elde etti.
Son günde podyuma çıkan milli sporculardan Tuana Süren ise koparmada 103 kilo ile 6. sırada yer aldı. Silkmede 131 kilo ve toplamda 234 kiloya ulaşan Tuana Süren, yıldızlar Avrupa rekoru kırmasına rağmen büyükler kategorisinde dereceye girmeyi başaramadı ve her iki kategoride 5. oldu.
Türkiye, şampiyonada altışar altın ve bronz, 10 gümüş olmak üzere toplam 22 madalya kazandı.
Hırvatistan’ın başkenti Zagreb’de düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası’nda milli sporcular 6 altın, 3 gümüş ve 8 bronz madalya elde etti.
Milli güreşçiler, Hırvatistan’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nı 17 madalyayla tamamladı.
Başkent Zagreb’de bir hafta süren organizasyon sona erdi. 6 altın, 3 gümüş ve 8 bronz olmak üzere toplam 17 madalya kazanan Türkiye, geçen yıl kırdığı madalya rekorunu elde etti.
Milliler, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de geçen yıl gerçekleştirilen Avrupa Güreş Şampiyonası’nda 7 altın, 3 gümüş ve 7 bronz olmak üzere toplam 17 madalya almıştı.
Hırvatistan’da 9 milli güreşçi finalde mücadele ederken Taha Akgül, Feyzullah Aktürk, Yasemin Adar Yiğit, Rıza Kayaalp, Adem Burak Uzun ve Burhan Akbudak, kürsünün en üst basamağına çıkmayı başardı.
Milli güreşçilerden Rıza Kayaalp 12, Taha Akgül 10, Yasemin Adar Yiğit ise 6. kez Avrupa şampiyonu olma başarısı gösterdi.
Rıza Kayaalp, 12 Avrupa şampiyonluğu bulunan Rus Aleksandr Karelin’in rekorunu egale etti.
– Grekoromen stilde takım şampiyonluğu
Türkiye, takım halinde grekoromen stilde şampiyon, kadınlarda ikinci, serbest stilde ise üçüncü oldu. 3 altın, 1 gümüş ve 2 bronz madalya kazanan Grekoromen Güreş Milli Takımı, 17 yıl sonra Avrupa şampiyonluğuna ulaştı.
Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da geçen yıl düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda Türkiye, grekoromen stil takım sıralamasında da zirvede yer almıştı.
2023 Avrupa Güreş Şampiyonası’nda kategorilere göre ülke sıralaması şöyle:
Erkekler serbest stil: 1. Azerbaycan (150 puan), 2. Gürcistan (137 puan), 3. Türkiye (115 puan)
Kadınlar: 1. Ukrayna (157 puan), 2. Türkiye (136 puan), 3. Bulgaristan (94 puan)
Grekoromen: 1. Türkiye (155 puan), 2. Azerbaycan (145 puan), 3. Gürcistan (124 puan)
– Madalya kazanan milli sporcular
Hırvatistan’daki organizasyonda madalya elde eden milli sporcular ve sıkletleri şöyle:
– Erkekler serbest stil (2 altın, 1 gümüş, 3 bronz)
Altın: 125 kilo Taha Akgül, 92 kilo Feyzullah Aktürk
Gümüş: 57 kilo Süleyman Atlı
Bronz: 61 kilo Emrah Ormanoğlu, 74 kilo Soner Demirtaş, 97 kilo İbrahim Çiftçi
– Kadınlar (1 altın, 1 gümüş, 3 bronz)
Altın: 76 kilo Yasemin Adar Yiğit
Gümüş: 72 kilo Buse Tosun Çavuşoğlu
Bronz: 50 kilo Evin Demirhan Yavuz, 53 kilo Zeynep Yetgil, 68 kilo Nesrin Baş
– Grekoromen (3 altın, 1 gümüş, 2 bronz)
Altın: 130 kilo Rıza Kayaalp, 55 kilo Adem Burak Uzun, 82 kilo Burhan Akbudak
Gümüş: 87 kilo Ali Cengiz
Bronz: 77 kilo Yunus Emre Başar, 72 kilo Selçuk Can