Aman Uzak Durun: Sıkça Mağdur Edebiyatı Yapan Kişilerin Manipülatif Olabileceğini Bilimsel Olarak Kanıtlayan Çarpıcı Araştırma

Mağdur edebiyatı yapan insanlarla mutlaka karşılaşmışsınızdır. Peki bu yola başvuran insanlar, mağduriyetlerini bizleri manipüle etmek için kullanıyor olabilir mi? Bu konuda yapılan bir araştırmayı sizlerle paylaşarak, bilimin ışığında bu soruya yanıt veriyoruz.

Literatürde yer alan “Signaling Virtuous Victimhood as Indicators of Dark Triad Personalities” (Erdemli Mağduriyet Sinyalleri: Karanlık Üçlü Kişilik Özelliklerinin Göstergesi) isimli bir çalışma oldukça çarpıcı sonuçlara ulaştı.

Söz konusu çalışma, bireylerin erdemli mağduriyet sinyalleri olarak tanımlanan ve halk arasında mağdur edebiyatı olarak bilinen durumu nasıl kullandıklarını ve bunun arkasında yatan kişilik özelliklerini tespit etmeyi amaçlıyor.

Sonuçlara geçmeden önce araştırmanın nasıl bir metodolojiye sahip olduğunu inceleyelim.

235 katılımcının yer aldığı araştırmada, katılımcıların yaş aralığının 18 ile 66 arasında değiştiğini, cinsiyet açısındansa dengeli bir dağılıma sahip olduğu belirtiliyor.

Söz konusu örneklem kapsamında, araştırma mağduriyet, erdem sinyalleri, Karanlık Üçlü kişilik özellikleri (narsisizm, makyavelizm, psikopati) ve etik dışı davranış eğilimlerini inceliyor.

Peki bulgular neyi işaret ediyor? Katılımcıların, mağdur edebiyatı yapan kişilere yardım etme eğiliminin daha fazla olduğu görülüyor.

Araştırma kapsamında mağdurluk, erdemli ve erdemsiz mağdurluk olarak ikiye ayrılıyor.

Erdemli mağdur dediğimiz kişiler, mağduriyet yaşadığını ifade ederken aynı zamanda ahlaki değerlerini ve topluma yararlı olma çabalarını da ön plana çıkaran kişiler olarak tanımlanıyor.

Öte yandan, erdemsiz mağdur olarak tanımlanan kişilerse mağduriyetini ifade ederken herhangi bir erdem sinyali vermeyen, hatta bazen ahlaki açıdan sorgulanabilir davranışlarla mağduriyeti destekleyen kişiler olarak nitelendiriliyor.

Bu doğrultuda, araştırma sonuçları katılımcıların erdemli mağdurlara daha fazla yardım etme eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar bu durumu, erdem sinyalinin mağduriyetin ahlaki bir zeminde algılanmasını ve yardım etme isteğini arttırdığı şeklinde yorumluyor.

En önemli bulgu ise, anti-sosyal davranışlar gösteren kişilerin erdemli mağduriyet sinyallerini daha sık kullanma eğiliminde olduğu!

Bulgular, makyavelist, narsist ve psikopat eğilimler taşıyan bireylerin, erdemli mağduriyet sinyallerini daha sık kullandığını gösteriyor.

Bu kişilik özelliklerinin manipülatif stratejiler geliştirmede etkili olduğu ve istediklerini elde etmek adına mağdur edebiyatı yaptıkları yorumu yapılıyor.

Ek olarak, erdemli mağduriyet sinyalleri veren bireylerin, aynı zamanda etik dışı davranışları daha fazla kabul etme eğiliminde olduğu görülüyor.

Araştırmacılar bu durumu, mağdur edebiyatına fazla başvurulmasının bireylerin sosyal normları ihlal etmesine ve kendi çıkarları için manipülasyon yapmasına zemin hazırladığı şeklinde yorumluyorlar.

Özetle, bu araştırma mağdur edebiyatına sıkça başvuran insanların bu yola manipülasyon amaçlı başvurma yatkınlığı olduğunu bilimsel bir temelde gösteriyor.

Tabii her araştırmada olduğu gibi bu araştırmanın da bazı kısıtları olabileceğini ve kendi örneklemi kapsamında genelleştirmenin doğru olduğunu vurgulayarak içeriğimizi noktalayalım.

Kaynak: Journal of Personality and Social Psychology

Aile Hekimlerinden ‘Parmak İzi Yoktur Raporu’ Taleplerine Yanıt!

TTB AHEK, hacca gideceklere, aile hekimlerinden parmak izi okunmuyor diye durum bildirir raporu verilmesini isteyen il sağlık müdürlüklere yanıt verdi.

Hacca gitmek isteyen ve parmak izi alınamayan yaşlı vatandaşların bazı iller ve ilçelerde; valilikler, kaymakamlıklar, müftülüklerden, il sağlık müdürlüklerine aile hekimliklerinin, ‘parmak izi yoktur, alınamıyor, silinmiştir’ raporu verilmesi için gelen resmi talepler tartışma yarattı. Konuyla ilgili Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK), “Hacca gideceklere, aile hekimlerinden parmak izi okunmuyor diye durum bildirir raporu verilmesini isteyen il sağlık müdürlüklerine hatırlatıyoruz: Aile hekimleri mevzuatı olmayan, görev tanımları dışında bir raporu hazırlayamaz, İngilizce bir metin altına imza atamazlar. Bunu bilin!” hatırlatmasında bulundu. 

“Aile Hekimleri, Hukuki Mevzuatı Olmayan Bir Sağlık Raporu Düzenleyemez”

Aile hekimliklerinden hacca gitmek isteyen ve parmak izi alınamayan yaşlılardan bazı illerde müftülük ve kaymakamlıklar aracılığı ile istenilen ‘parmak izi yoktur, alınamıyor, silinmiştir’ rapor taleplerine yanıt geldi. TTB AHEK, bu raporun hekimi zor duruma sokabileceğini, parmak izi çeşitli nedenlerle alınamayan yurttaşlar için aile hekimlerinden “parmak izi yoktur” yönünde rapor düzenlemesinin istendiğini belirtti. TTB AHEK açıklamasında, “Aile hekimleri, hukuki mevzuatı olmayan bir sağlık raporu düzenleyemez. Kurum veya kişiler keyfi olarak rapor hazırlanmasını isteyemezler.En son bir ilçe müftülüğü, aile hekimlerinin parmak izini sisteme yükleyemeyen hacılar için hem de İngilizce rapor istemiş. Verilmez bu rapor!” cümlelerine yer verdi. TTB AHEK twitter hesabından yaptığı açıklamalarda valiliklerden, müftülüklerden il sağlık müdürlüklerine gönderilen yazılar paylaşıldı.

Şanlıurfa Tabip Odası: Hukuksuz taleplere karşı mevzuatlara göre hareket etme yükümlülüğünü hatırlatıyoruz!

TTB AHEK’in konuyla ilgili açıklamasının ardından Şanlıurfa Tabip Odası “Aile Hekimlerinden Talep Edilen Parmak İzi Raporları Hakkında Hukuki ve Bilimsel Görüş” başlıklı bir açıklamada bulundu. 

Şanlıurfa Tabip Odası’nın açıklaması şöyle: 

Aile Hekimlerinden Talep Edilen Parmak İzi Raporları Hakkında Hukuki ve Bilimsel Görüş

Parmak izi kişilerin biyometrik kimliklendirmelerinde kullanılan, adli araştırmalar, güvenlik ve idari amaçlı veri tabanlarında toplanarak, kişilerin gerektiğinde kimlik tespiti için kullanılan, her bir bireyde farklı, değiştirilemez ve ölçülebilir nitelikte veriler sunan bir kimliklendirme yöntemidir. Ülkemizde vatandaşların parmak izi verileri İçişleri Bakanlığı çatısı altında, kolluk(jandarma ve polis) ile idari amaçlarla toplanan veri tabanlarında yer almaktadır. Parmak izi ölçüm ve tespitleri, adı geçen bu kuruluşlarda kullanılan fiziksel ve kimyasal ölçüm yöntemleri ile yapılmaktadır. Ancak parmak izi yokluğu (adermatoglifya), nadir görülen genetik bir mutasyon nedeniyle doğuştan ya da edinilmiş olarak daha sıklıkla ileri yaş kişilerde görülebilmektedir. Kimyasal maruziyeti, kronik dematitler, travma, yanık, ampütasyon benzeri durumlarda kişilerdeki parmak izlerinin kaybolması tıbben mümkündür. Bu tür durumlarda, avuç içi, yüz, iris, retina tanıma yöntemleri veya panoramik diş grafileri gibi farklı yöntemler ile kişilerin kimliklendirme işlemleri yapılabilir.

Hukuksuz Bilim Dışı Talepler

Aile Sağlığı Merkezleri gibi kamu sağlık kuruluşlarında yapılacak çıplak göz muayeneleri ile kişilerde adermatoglifya durumunu tespit etmek mümkün olmayabilir ya da yanlış adermatoglifia teşhisleri ile, ileri teknikler ve cihazlarla kişide parmak izi tespit edilebilecekken, yanıltıcı sonuçlar ortaya çıkmasına, gelişecek adli olaylarda karmaşa yaşanmasına sebep olabilir. Bu durumda kişilerin parmak izi olmadığını belirtilen raporların, parmak izi veri tabanı için daha standardize tekniklerle verileri toplama işlemi yapılan kurumlardan talep edilmesinin daha uygun olacağını, kamu sağlık kuruluşlarında çalışan hekimlerden böyle bir değerlendirme ve rapor talep edilmesi bilimsel olmamakla beraber Sağlık Bakanlığının ‘Sağlık Raporları Usul ve Esasları Hakkında Yönerge’ sinde de yer almamaktadır. Sağlık Bakanlığı birimlerinin diğer kurumlar tarafından talep edilen bu tür hukuksuz bilim dışı taleplere karşı mevzuatlara göre hareket etme yükümlülüğünü hatırlatıyoruz.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) 

Borderline Kişilik Bozukluğu

Kişilik Bozukluğu için bilgi mi arıyorsunuz? Borderline Kişilik Bozukluğu makalesine göz atın ve Kişilik Bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin

Borderline kişilik bozukluğu, kişinin kendisi ve başkaları hakkında düşünme ve hissetme şeklini
etkileyen, günlük yaşamda işlevsellik sorunlarına neden olan bir zihinsel bozukluktur. Benlik imajı
sorunlarını, duygu ve davranışları yönetmede zorlukları ve istikrarsız ilişkiler örüntüsünü içerir.
Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiler yoğun bir terk edilme korkusu yaşarlar. Yalnız
kalmaya tahammül edemeyen borderline kişilik bozukluğu belirtileri öfke, dürtüsellik, sık sık
değişen ruh halleri ve kalıcılığı olmayan ilişkiler kurmak şeklinde sıralanabilir.

Erken yetişkinlik döneminde başlayan borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiler genç
yetişkinlikte yoğun problemler yaşarken ilerleyen yaşlarda toplumsal kurallara uymamanın
yarattığı olumsuz sonuçlar nedeniyle kademeli olarak iyileşme gösterebilirler. Borderline kişilik
bozukluğunun tedavisinde medikal destek ve psikoterapi desteği bir arada ilerlemelidir.

Bu yazı esnasında belirtilerin bir kısmını kendinizde görüyor olabilirsiniz ancak bu borderline
kişilik bozukluğuna sahip olduğunuz anlamına gelmez. Bir düzeye kadar bu belirtiler pek çok
insanda bulunur.

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir?

Borderline kişilik bozukluğu, duygu düzenlemede, dürtü kontrolünde, kişilerarası ilişkilerde ve
kendilik imajında yaygın bir kararsızlık modeliyle karakterize olan bir kişilik bozukluğudur.

Klinik belirtiler arasında duygusal düzensizlik, dürtüsel saldırganlık, tekrarlayan kendine zarar
verme davranışları ve kronik intihar eğilimleri yer alır. Nedensel faktörler kısmen bilinmektedir.
Özellikle genetik yatkınlığın, fiziksel ve cinsel istismar gibi çocukluk dönemi yaşantılarının
bozukluk üzerinde etkisi bulunmaktadır.

Genel popülasyonun yaklaşık %1 -2’sini etkileyen borderline kişilik bozukluğunda şiddetli
psikososyal bozukluk ve intihara bağlı yüksek ölüm oranı görülür. Hastaların yaklaşık %10’unda
intihar öyküsü vardır. Bu oran genel popülasyondan neredeyse 50 kat daha fazladır.

ABD’de yapılan araştırmalarda yetişkinlerin yaklaşık %2’sinde ve kadınlarda 3 kat daha fazla
görülen borderline kişilik bozukluğu, İngiltere’de kişilik bozukluğu vakalarının % 0.7’sinde
tanılanmıştır. Türkiye’de sıklığına yönelik yeterli bilgi yoktur.

Borderline Kişilik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Kişinin hislerini, davranışlarını, düşüncelerini ve diğerleriyle kurduğu ilişkileri etkileyen borderline
kişilik bozukluğu birtakım semptomlarla kendini gösterir. Semptomlar şu şekilde sıralanabilir;

  • Borderline kişilikler yoğun düzey terk edilme korkusu hissederler. Gerçek ya da hayali birayrılık durumundan veya reddedilme ihtimalinden kurtulmak için önlem alırlar.
  • Borderline kişilikler karşılarındaki kişileri idealize edip sonra birdenbire o kişinin zalim
    olduğuna, kötü niyetli olduğuna inanabilirler.
  • Borderline kişiliklerin hayatlarında oluşturdukları hedefleri ve değerleri ani kararlarla,
    hızla değişebilir.
  • Borderline kişilikler strese bağlı olarak paranoya epizodları yaşayabilirler, gerçekle olan
    temasları kesilebilir.
  • Borderline kişiliklerin dürtüsel davranışları arasında kumar oynama, dikkatsiz araba
    kullanma, sık sık korunmadan cinsel ilişki yaşama, aşırı yemek yeme, uyuşturucu
    kullanma gibi riskli davranışlar yer alır. Bu kişiliğe sahip olan insanlar aniden iyi bir işten
    ayrılabilir, olumlu bir ilişkiyi sonlandırabilir. Bu şekilde farkında olmadan kendilerini
    sabote ederler.
  • Borderline kişilikler herhangi bir ayrılık veya reddedilme durumunda kendine zarar
    verme davranışlarında bulunabilirler. Borderline kişilik bozukluğu vakalarında çoğunlukla
    intihar teşebbüsü görülür.
  • Borderline kişilikler yoğun mutluluk, öfke, utanç duygularını içeren, birkaç saatten birkaç
    güne kadar süren ruh hali değişimleri yaşarlar.
  • Borderline kişilikleri yaşamlarını derin bir boşluk hissiyle sürdürdüklerini ifade edebilirler.
  • Borderline kişilikler öfkelerini kontrol etmekte zorlanırlar, alaycı davranabilirler. Fiziksel
    ya da sözel şiddet uygulayabilirler.

Borderline Kişilik Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?

Pek çok psikolojik ve psikiyatrik bozukluklarda olduğu gibi borderline kişilik bozukluğunun da
nedenleri tam olarak anlaşılmış değildir. Çocukluk döneminde istismar ve ihmal öyküsü bulunan
kişilerin borderline kişilik bozukluğu açısından risk grubunda olduğunu söylemek mümkündür.
Çevresel faktörlerlerin yanı sıra ikizler ve ailelerle yapılan birtakım araştırmalar, kişilik
bozukluklarının kalıtsal olabileceğini veya aile üyeleri arasında görülen diğer psikiyatrik
bozukluklarla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.

Birtakım araştırmalar ise duygu düzenleme, dürtüsellik ve saldırganlık davranışlarıyla ilişkili
olarak birtakım beyin anomalilerinin etkisine vurgu yapmaktadır.

Borderline kişilik bozukluğunun nörokimyasallarla da ilişkili olduğu bilinmektedir. Özellikle neşeli
ruh haline katkıda bulunan serotonin isimli nörokimyasal maddenin borderline kişiliklerde
normal miktarda salgılanmadığı görülmektedir.

Borderline Kişilik Bozukluğunun Görülme Sıklığı

Yapılan araştırmalara göre borderline kişilik bozukluğu kadınlarda erkeklerden daha yaygındır.
Çocuk ve ergen örnekleminde yapılan bir araştırmaya göre borderline kişilik bozukluğunun 9-19
yaş arasında görülme sıklığı %11 iken 11-21 yaş arasında görülme sıklığı %7.8’dir.

Borderline kişilik bozukluğu kız çocuklarında oğlan çocuklardan daha sık görülmektedir.

Borderline Kişilik Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir?

Amerikan Psikiyatri Birliği tanılamasına göre Borderline kişilik bozukluğu, genç erişkinlik
döneminde başlar, farklı koşullar altında ortaya çıkar. Özellikle kişilerarası ilişkilerde, benlik
algısında ve duygulanımda tutarsızlıkla karakterize olan borderline kişilik bozukluğu vakalarında
dürtüsel eğilimler görülür.

Saldırganlık, değişkenlik, tutarsızlık, çökkünlük ve şiddete eğilimli olmak gibi pek çok kriz durumu
borderline kişiliklerin hayatını domine eder.

Borderline kişilikler diğerlerine yönelik manipülatiftir. Kendilerine zarar verme eğilimindedirler
ve intihar teşebbüslerinde bulunurlar.

Önemli tanı ölçütlerinden biri olan duygusal dalgalanma ölçütüne göre borderline kişiliklerin
duygu durumları saatler içinde hızla değişebilir veya nadiren birkaç gün ya da daha uzun süre
değişmeden kalabilir.

Terk edilme korkusunun tetiklediği yoğun öfkeye bağlı olarak öfke patlamaları yaşarlar.
Diğer kişilerle yakın, stabil ve anlamlı ilişkiler kurmakta zorlanan borderline kişiliklerin benlik
bütünlüklerinde zayıflık ve boşluk duygusu vardır.

Borderline kişiliklerin kendine zarar verme davranışlarının ardında kendini cezalandırma, acı
veren duygulardan kurtulma, rahatlamayı sağlama ve kendini daha canlı hissetme gibi nedenler
yer alır. Bu bağlamda kumar oynama, aşırı yeme, tehlikeli araba kullanma gibi dürtüsel
davranışların altında da aynı nedenlerin yer aldığını söylemek mümkündür.

Borderline kişiliklerde öfke, üzüntü, utanç, panik, yalnızlık ve kronik boşluk duygularını içeren
yoğun duygulanım hali görülür. Bu kişiler duygularını çok yönlü ve yoğun yaşarlar. Duygular
büyük bir hızla ve akıcılıkla yer değiştirebilir.

Borderline kişilerde depersonalizasyon, derealizasyon, şüphecilik, sanrılar ve halüsinasyonlar gibi
birtakım bozulmuş bilişler mevcuttur.

Borderline kişilikler dürtüseldirler. Kasıtlı olarak kendilerine zarar verebilirler. Madde kötüye
kullanımı, düzensiz yeme, aşırı para harcama, sözlü patlamalar şeklinde görülen davranışlar da
dürtüselliğin yansımasıdır.

Borderline kişiliklerde istikrarsız ilişkiler görülür. Yalnız bırakılmaktan korktukları için insanları
tekrar tekrar telefonla arayabillirler, fiziksel olarak sürekli temas etmeyi isteyebilirler.
Borderline kişiliklerin ilişkileri çalkantılıdır. Öngörülmesi zor duygusal tepkiler gösterirler.