Trabzonspor, Bankalar Birliği’nden çıktı!
Trabzonspor Bankalar Birliği yapılandırması olarak bilinen kredi anlaşması kapsamından tüm krediler ve bu kredilere ilişkin faizlerin tamamen kapatılarak çıkıldığını duyurdu
Trabzonspor Bankalar Birliği yapılandırması olarak bilinen kredi anlaşması kapsamından tüm krediler ve bu kredilere ilişkin faizlerin tamamen kapatılarak çıkıldığını duyurdu
Trabzonspor konsorsiyum kredisini kapattı
Investing.com – Trabzonspor Sportif (TSPOR) Yatırım ve Futbol İşletmeciliği Ticaret A.Ş., bugün KAP’a yaptığı açıklamada 3 bankadan oluşan konsorsiyum kredisinin kapatıldığını bildirdi.
Trabzonspor Sportif, T.C. Ziraat Bankası, Denizbank ve Türkiye Halk Bankası’ndan oluşan konsorsiyum ile şirket arasında 06/2019 döneminde imzalanan ve 03/2021 döneminde yeniden yapılandırılarak vadesi 05/2030 dönemine kadar uzatılan kredinin ve bu kredilere ilişkin faizlerin tamamen kapatıldığı bildirdi.
Buna göre; Trabzonspor, kamuoyunda Bankalar Birliği yapılandırması olarak bilinen kredi anlaşmasını sona erdiren ilk spor şirketi oldu. Şirket tarafından yapılan açıklamada bankalar nezdinde hiçbir kredi ana para ya da faiz borcu kalmadığı bilgisi verildi.
TSPOR bedelli sermaye artışı gerçekleştirdi
Trabzonspor, 10.000.000.000 TL kayıtlı sermaye tavanı içerisinde 2.500.000.000 TL olan çıkarılmış sermayesinin tamamı nakden karşılanmak suretiyle %200 oranında bedelli olarak 5.000.000.000 TL artışla 7.500.000.000 TL’ye çıkarılması için 12 Eylül tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu tarafından onay almıştı.
Buna göre pay sahipleri ellerindeki payların %200’ü oranında yeni pay alma hakkına kavuştu. Yeni pay alma hakları (Rüçhan Hakkı) izahnamede belirtilen esaslara uygun olarak 16.09.2024 ile 30.09.2024 tarihleri arasında 15 gün süreyle kullandırılırken pay alma hakkı bugün sona erecek.
Yeni pay alma haklarının kullandırılmasından sonra kalan paylar 2 iş günü süreyle nominal değerden düşük olmamak üzere Borsa İstanbul A.Ş. birincil piyasada oluşacak fiyattan halka arz edilecek.
Yapılan KAP açıklamasında, Borsa İstanbul A.Ş. birincil piyasada satılamayan paylara ilişkin Trabzonspor Futbol İşletmeciliği Ticaret A.Ş.’nin satın alma taahhüdü bulunmadığı duyuruldu.
TSPOR, geçen haftayı %2,7 değer artışıyla 1,14 TL’den kapattı. Hisse, böylece 6 haftadır devam eden negatif kapanış serisini sonlandırdı.
Hisse, 12 Ağustos haftasından bu yana sert bir düşüş trendinde bulunurken bu süreçte yıllık kazanımlarını geri verdi ve bugün itibarıyla yılbaşından bu yana %6 bandında değer kaybına sahip.
Bankacılık sektörünün kredi hacmi, 20 Eylül haftasında 87 milyar 677 milyon lira artarak, 14 trilyon 775 milyar 363 milyon liraya çıktı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) haftalık bültenine göre, sektörün kredi hacmi 20 Eylül itibarıyla 87 milyar 677 milyon lira arttı.
Söz konusu dönemde kredi hacmi 14 trilyon 687 milyar 686 milyon liradan 14 trilyon 775 milyar 363 milyon liraya çıktı.
Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise bankalar arası dahil, geçen hafta 116 milyar 760 milyon lira artarak 17 trilyon 730 milyar 171 milyon liraya yükseldi.
TÜKETİCİ KREDİLERİNİN TUTARI 1 TRİLYON 808,5 MİLYAR LİRA OLDU
Tüketici kredilerinin tutarı, 20 Eylül itibarıyla 8 milyar 868 milyon lira azalışla 1 trilyon 808 milyar 531 milyon liraya düştü. Söz konusu tutarın 462 milyar 709 milyon lirası konut, 79 milyar 132 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 266 milyar 690 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.
Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı, 39 milyar 370,5 milyon lira artarak 1 trilyon 896 milyar 408,4 milyon lira oldu.
Bankaların bireysel kredi kartı alacakları ise yüzde 2,6 azalışla 1 trilyon 582 milyar 56 milyon liraya geriledi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 561 milyar 866 milyon lirasını taksitli, 1 trilyon 20 milyar 190 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.
YASAL ÖZ KAYNAKLAR ARTTI
Bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 20 Eylül itibarıyla önceki haftaya göre 1 milyar 266 milyon lira artışla 260 milyar 521 milyon liraya çıktı. Takipteki alacakların 194 milyar 282 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı.
Aynı dönemde bankacılık sisteminin yasal öz kaynakları, 27 milyar 490 milyon lira yükselerek 3 trilyon 172 milyar 892 milyon lira oldu.
KKM bakiyesi ise geçen hafta yüzde 1,9 ve 30 milyar 380 milyon liralık azalışla 1 trilyon 533 milyar 931,6 milyon liraya düştü.
Böylece KKM büyüklüğü, toplam mevduatın yüzde 8,7’sine geriledi.
patronlardunyasi.com
Bankacılık sektörünün toplam mevduatı, 20 Eylül ile biten haftada önceki haftaya göre 104,5 milyar lira artarak 18 trilyon 198,6 milyar liraya yükseldi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), haftalık para ve banka istatistiklerini açıkladı.
Buna göre, bankacılık sektörünün toplam mevduatı (bankalar arası dahil) 20 Eylül ile biten haftada 104 milyar 457 milyon 157 bin lira artışla 18 trilyon 198 milyar 631 milyon 141 bin liraya çıktı.
Aynı dönemde bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 0,21 yükselişle 10 trilyon 831 milyar 165 milyon 889 bin lira, yabancı para (YP) cinsinden mevduat ise yüzde 1,26 artışla 6 trilyon 589 milyar 139 milyon 153 bin lira oldu.
Bankalarda bulunan toplam YP mevduatı, geçen hafta 204 milyar 44 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, bu tutarın 172 milyar 256 milyon doları yurt içinde yerleşik kişilerin hesaplarında toplandı.
Yurt içi yerleşiklerin toplam YP mevduatında, parite etkisinden arındırılmış veriler göz önünde bulundurulduğunda 20 Eylül itibarıyla 1 milyar 208 milyon dolarlık artış görüldü.
Taksitli ticari kredi miktarı arttı
Mevduat bankalarındaki tüketici kredileri, geçen hafta yüzde 0,49 azalarak 1 trilyon 718 milyar 235 milyon 453 bin lira oldu.
Aynı dönemde taksitli ticari krediler yüzde 2,23 yükselişle 1 trilyon 739 milyar 845 milyon 316 bin liraya çıkarken, kredi kartları bakiyesi ise yüzde 1,80 azalışla 2 trilyon 64 milyar 96 milyon 977 bin liraya indi.
Mevduat bankalarındaki tüketici kredilerinin 416 milyar 609 milyon 230 bin lirası konut, 60 milyar 877 milyon 509 bin lirası taşıt ve 1 trilyon 240 milyar 748 milyon 714 bin lirası diğer kredilerden oluştu.
Bankacılık sektörünün TCMB dahil toplam kredi hacmi de 20 Eylül ile biten haftada 78 milyar 177 milyon 202 bin lira artarak 14 trilyon 279 milyar 249 milyon 758 bin liraya yükseldi.
Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40,50 artış kaydetti.
Bankacılık sektörünün kredi hacmi, 20 Eylül haftasında 87 milyar 677 milyon lira artarak, 14 trilyon 775 milyar 363 milyon liraya çıktı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) haftalık bültenine göre, sektörün kredi hacmi 20 Eylül itibarıyla 87 milyar 677 milyon lira arttı.
Söz konusu dönemde kredi hacmi 14 trilyon 687 milyar 686 milyon liradan 14 trilyon 775 milyar 363 milyon liraya çıktı.
Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise bankalar arası dahil, geçen hafta 116 milyar 760 milyon lira artarak 17 trilyon 730 milyar 171 milyon liraya yükseldi.
Tüketici kredilerinin tutarı 1 trilyon 808,5 milyar lira oldu
Tüketici kredilerinin tutarı, 20 Eylül itibarıyla 8 milyar 868 milyon lira azalışla 1 trilyon 808 milyar 531 milyon liraya düştü. Söz konusu tutarın 462 milyar 709 milyon lirası konut, 79 milyar 132 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 266 milyar 690 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.
Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı, 39 milyar 370,5 milyon lira artarak 1 trilyon 896 milyar 408,4 milyon lira oldu.
Bankaların bireysel kredi kartı alacakları ise yüzde 2,6 azalışla 1 trilyon 582 milyar 56 milyon liraya geriledi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 561 milyar 866 milyon lirasını taksitli, 1 trilyon 20 milyar 190 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.
Yasal öz kaynaklar arttı
Bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 20 Eylül itibarıyla önceki haftaya göre 1 milyar 266 milyon lira artışla 260 milyar 521 milyon liraya çıktı. Takipteki alacakların 194 milyar 282 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı.
Aynı dönemde bankacılık sisteminin yasal öz kaynakları, 27 milyar 490 milyon lira yükselerek 3 trilyon 172 milyar 892 milyon lira oldu.
KKM bakiyesi ise geçen hafta yüzde 1,9 ve 30 milyar 380 milyon liralık azalışla 1 trilyon 533 milyar 931,6 milyon liraya düştü.
Böylece KKM büyüklüğü, toplam mevduatın yüzde 8,7’sine geriledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), bankacılık sektörüne yönelik kritik adımlar attı.
Birol BOZKURT
TCMB’nin zorunlu karşılıklar ve likidite politikalarında yaptığı düzenlemeler, bankaların kârlılığını desteklemeyi hedeflerken, BDDK’nın kararı bireysel kredilerde gevşemeye yol açabilecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu adımlar, bankaların özellikle tüketici kredilerinde daha aktif rol oynaması için fırsat sunarken, piyasa faiz oranlarının aşırı düşmesinin de önüne geçilmek isteniyor.
Ekonomistler genel olarak, alınan kararların bankacılık sektörüne olumlu etkileri olacağını, ancak ekonominin genel gidişatını büyük ölçüde etkilemeyeceğini öngörüyorlar.
Ekonomistler ayrıca BDDK ve TCMB’nin attığı bu adımların özellikle bireysel kredi piyasasında bir hareketlenmeye neden olabileceğini, ancak bankaların temkinli yaklaşımını sürdüreceğini öngörüyor. Merkez Bankası’nın, özellikle Kur Korumalı Mevduat (KKM) çözülmesini hızlandırarak TL’ye geçişi teşvik eden bu hamlesi, kısa vadede sektörde rahatlama sağlasa da, uzun vadede daha kapsamlı adımlar gerektirebileceği ifade ediliyor.
Yüzde 2 sınırı gevşeme hızını etkileyebilir
Merkez Bankası verilerine göre tüketici kredilerinde yüksek seyir devam ediyor. 13 Eylül haftasında ortalama ihtiyaç kredisi faizi yüzde 73,65 olurken, KMH dahil ihtiyaç kredi faizi yüzde 75,84’e kadar çıktı.
Taşıt kredilerinde dalgalı seyrin devam ettiği görülürken 13 Eylül haftasında taşıt kredi faizi yüzde 43,78’e konut kredi faizi yüzde 43,22’ye düştü. Kredi kartı ve ihtiyaç kredisi faizlerinde görülen bu yüksek oranlar, bireylerin krediye erişimini sınırlarken, BDDK’nın attığı bu adımlar bankaların kredi koşullarını gevşetmesine olanak sağlayabileceği şeklinde değerlendiriliyor.
Diğer yandan, mevduat faizleri de yüzde 50-60 bandında seyrediyor. Yine 13 Eylül haftasında 1 aya kadar ortalama TL mevduat faizi yüzde 41,01 olurken, 3 aya kadar TL mevduat faizi yüzde 60,16, 6 aya kadar TL mevduat faizi yüzde 52,10, 1 yıla kadar TL mevduat faizi yüzde 50,96 düzeyinde bulunuyor. Ayrıca Merkez Bankası, bankaların TL kredilerindeki büyümesini kontrol altına almak amacıyla uyguladığı yüzde 2’lik sınırla, bankaların toplam kredi hacimlerini kısıtlamış durumda. Bu düzenleme, bankaların tüketici kredilerine yönelmesini engellese de, BDDK’nın sermaye yeterliliklerine ilişkin son düzenlemeleri, bu sınırın gevşetilmesine kapı aralayabilir.
Ekonomist Prof. Dr. Hakan Kara: “Amaç bankaların azalan kârlılıklarını sınırlamak”
TCMB’nin faiz aracının kullanımı nispeten şeffaflaşırken, faiz dışı araçlarına dair (döviz müdahaleleri, zorunlu karşılıklar, KKM vs) uygulamalar, sadeleşme çabalarına rağmen, karmaşık ve gizemli kalmaya devam ediyor. Dün gece yapılan düzenleme ile TL mevduat için ayrılan TL zorunlu karşılıklar artırılırken, döviz mevduat için tutulan TL zorunlu karşılık düşürüldü.
Buraya kadar bile yorumlaması zor olabilir, biliyorum, ama daha bitmedi. Aynı zamanda TL zorunlu karşılıklara faiz uygulamasında TL’ye geçiş oranı koşulu kaldırıldı Bitmedi, TL’ye geçiş oranı seviyesine göre uygulanan azami komisyon oranı da yükseltildi. Şair burada ne demek istiyor? Bu yapılanlar birkaç şeyi amaçlıyor.
1-Bankaların kârlılıklarındaki azalmayı sınırlamak (temel amaç bu gibi görünüyor).
2- Bu arada nette bir miktar likidite çekip piyasa faizlerinin çok düşmesini engellemek.
3- Arka planda döviz dönüşümlü KKM’den TL’ye geçişi zorunlu karşılıklara bağlayan koşulu kaldırarak KKM’den çözülmeyi biraz hızlandırmak.
4- Bütün bunları yaparken döviz mevduattan TL’ye geçmeyi teşvik etmeyi sürdürmek.
Özetle, sıkılaşma ya da gevşeme olarak yorumlamak zor. İnce ayar diyebiliriz.
Ekonomist Prof. Dr. Sinan Alçın: Fiyat istikrarı kadar finansal istikrar önceliklendiriliyor
Ekonominin içinde bulunduğu daralma süreci ve Fed başta olmak üzere majör ülkelerin merkez bankalarının faiz indirimine başlamış olmaları TCMB’nin genel seçim sonrasında yürüttüğü politika faizinin yükseltilmesi eğiliminin geriye doğru dönme ihtimalinin kuvvetlendiği bir sürece doğru ilerliyoruz. Burada fiyat istikrarı yanında finansal istikrar amacının da artık öncelenmeye başladığını görüyoruz.
Özellikle son dört buçuk yıl içerisinde alınmış birçok makro ihtiyati tedbir kararı var. Bu finansal sistemi bir anlamda mayınlı bir araziye çevirmiş durumda. Bunların teker teker temizlenmesi bir taraftan normalleşme anlamına gelirken bir taraftan da aslında miktarsal parasal genişleme anlamına geliyor. Dolayısıyla Merkez Bankası her ne kadar politika faizini indirememiş olsa bile en azından kasım ayına kadar mevcut tabela politika faizini 50 düzeyinde tutma niyetinde olduğu anlaşılsa bile miktarsal genişleme yoluyla piyasadaki daralmayı çözmeye çalışıyor.
Eski Hazineci ve Banka Yöneticisi Kerim Rota: Bankalarla ilgili tüm kararları BDDK almalı
Hem BDDK’nın hem Merkez Bankası’nın kararı oldukça teknik kararlar. BDDK’nın kararı daha çok bankaların sermaye yeterliklerini rahatlatacak bir karar. Aslında bankaların sermaye yeterliklerinde şu anda önemli bir sorun görülmüyor kağıt üstünde.
Oluşacak sorunlara karşı bir tampon oluşturmak amacıyla da yapılmış olabilir. Bankalar çok uzun süredir Merkez Bankası’nın yüzde iki sınırı sebebiyle tüketici kredileri ve bireysel kredilerden uzaklaşmıştı. O nedenle onları biraz tüketici kredilerini teşvik etmeye yönelik bir karar da olabilir diye düşünüyorum. Ama tabii ki bütün bunların ötesinde asıl bankacılıkla ilgili en önemli düzenleyici karar bence Merkez Bankası’nın, Türk lirası kredilerdeki yüzde iki sınırı. O durduğu sürece bu tür adımlar sadece bir iyi niyet göstergesi olarak veya ileri yönelik olarak bir rahatlatma amacı taşır.
Bankaları efektif bir şekilde tüketici kredilerine yönlendirmez. BDDK ve Merkez Bankası bu kararları ortak bir şekilde mi aldı? Bence bu tartışılmalı yani burada bir soru işareti var. Benim düşünceme göre aslında bankacılıkla ilgili bütün düzenlemelerin birçoğunun BDDK tarafından yapılması gerekir. Yeter ki senkronize olsun.
Albatros Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Sertaç Ekeke: Dinamiklerde bir değişiklik yok, öncelik bankalar
Merkez Bankası çok büyük denklemde oynamak istemiyor. Piyasanın dinamiklerini şu ana kadar getirdiği noktadan bozmak istemiyor. Ancak bir yandan da bankaların özellikle kârlılık kısmındaki elini güçlendirmeye, daha doğrusu destek olmaya çalışıyor. Ayrıca bir yandan da KKM’deki çözülmeyi hızlandırmak. Ama bu çözülmede döviz yerine TL’ye doğru bir akış olması gerektiği kanaatinde ve faizleri de belli seviyede korumaya çalışıyor.
Bu aslında bankacılık tarafının elini rahatlatan adımlardan bir tanesi olmuş diyebiliriz kısaca. Burada atılan adımlarla birlikte şunu görüyorum ben. Kısa vadede faizlerin belli bir noktaya kadar geri çekilmesi ki geçen hafta yüzde 47’lere kadar inen bir gecelik faiz vardı. Bunu yüzde 50 hattında korumaya çalışıyorlar. Faiz indirimine kadar burayı korumaya çalışacaklar. Dinamiklerde çok büyük bir değişiklik yok, bankaların elini rahatlatacak bir adım atıldı.
ENUYGUN Finans, 2024 yılının ağustos ayı itibarıyla Türkiye’deki finansal piyasaların hareketliliğini inceledi. Geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yapılan kıyaslamada, kredi hacimlerinde ve mevduat ürünlerinde önemli değişimler gözlendi. Sonuçlar, tüketici davranışlarının enflasyon ve faiz oranlarından nasıl etkilendiğini de gösteriyor.
BDDK’nın verilerine göre, Ağustos 2024 itibarıyla tüketici kredilerinde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 25 oranında artış yaşandı. Ancak, açıklanan yıllık yüzde 52’lik enflasyon oranı düşünüldüğünde bu artışın gerçek büyümenin oldukça gerisinde kaldığı görülüyor.
Tüketici kredileri, kredi kartları ve mevduat hesaplarıyla ilgili detaylı değerlendirmelerde bulunan ENUYGUN Finans İş Geliştirme Müdürü Erkam Adıyaman, “İhtiyaç kredileri yüzde 40’lık bir büyüme gösterdi. Günlük ihtiyaçlar için kullanılan bu krediler, enflasyon oranıyla kıyaslandığında toplam hacimde bir düşüş yaşanmakta. İhtiyaç kredilerindeki vade seçimlerinde kısa vadelerin tercih edildiğini özellikle 12 ay ve altındaki vadelerin öne çıktığını söylemek mümkün. Konut kredilerinde ise yüzde 2’lik bir artış yaşandı. Yüksek finansman maliyetlerinden dolayı, diğer krediler gibi konut kredilerinde de enflasyon oranına göre düşüş yaşandığı görülüyor. Tüketiciler, ev sahibi olma sürecinde daha temkinli hareket ediyor. Konut ve ihtiyaç kredilerinde enflasyonu dahil etmediğimiz durumda artış gözlemlenirken, aynı hesapla taşıt kredilerinde yüzde 9,5 oranında bir düşüş görebiliyoruz.” Dedi.
Kredi kartı kullanımı yüzde 14 arttı
Adıyaman’ın verdiği bilgiye göre, Temmuz 2024 itibarıyla, kredi kartı adedi yüzde 14 artarak 124 milyonu geçti. Kredi kartı ile ödeme hacimlerinde ise yüzde 94 oranında bir büyüme gözlemlendi. Temassız ödeme limitlerinin artırılmasının, alışverişlerin yüzde 80’inin temassız yöntemlerle gerçekleştirilmesine olanak sağlarken bu eğilim gelecekte de devam edecek.
Aramalarda Faizsiz Nakit İmkanları Öne Çıkıyor
Tüm dijital ortamlardaki arama hacimleri ve trafik verileri incelendiğinde, kullanıcıların kredi kategorilerindeki arama etkinliklerinin 2024 yılının ilk 8 ayında, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30 ile yüzde 40 arasında düşük seviyelerde kaldığı görülüyor. Kredi kartlarıyla ilgili arama hacimlerinde yüzde 6’lık bir artış yaşanırken, mevduat aramalarındaki hacmin yüzde 30 oranında yükseldiğini belirten Adıyaman, bankaların yeni müşterilerine sunduğu faizsiz nakit imkanlarına yönelik kullanıcı aramalarının geçen yıla kıyasla 2024 yılında yüzde 38 oranında artış gösterdiğini söyledi.
Yüksek faiz oranları TL vadeli hesapları cazip kılıyor
2024 yılındaki yüksek faiz oranlarından dolayı TL vadeli mevduat hesaplarının diğer yatırım araçlarına göre daha güvenli bir liman olduğu ve cazip yatırım seçeneği haline geldiğini vurgulayan Adıyaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizinin, 2024 yılının geri kalanında ve önümüzdeki yıl içerisinde de yine geçtiğimiz yıllara kıyasla yüksek seviyelerde olması bekleniyor. Bu durumda kullanıcılar, acil nakit ihtiyaçları için yine ihtiyaç kredisini tercih edecektir. Ancak bu kredilerin kullanım hacminin enflasyon oranının altında kalması mümkün.”
Pandemi ve inşaat sektöründeki yavaşlamanın ardından krize giren konut satışları son dönemde toparlanarak yeniden canlanmaya başladı. BES birikimlerinin kredi teminatı olarak gönsterilmesi, altın birikimleri ve mevduat yatırımların değerlendirmek isteyen vatandaşların konut alımına kayması son iki ayda satışlarda gözle görülür fark yarattı. Sektör temsilcileri ise satışların 2025 yılında daha da iyi olacğaını söylüyor.
Pandemi, konut yetersizliği, ekonomik kriz derken ev fiyatları uçuşa geçmiş, özellikle inşaat ve gayrimenkul sektörü dar boğaza girmişti. 4 yıllık süreçte sektör konut satışları dibi görürken, son iki ayda sektörde yeninden hareketlenme başladı.
Türkiye Gazetesi’nin haberine göre; konut satışlarında temmuz ayında başlayan hareketlilik yükseliş ivmesini sürdürürken, ağustos ayında da devam ederek 135 bine dayandı. Böylece son iki yılın en yüksek satış rakamlarına ulaşılırken, sektör temsilcileri yukarı yönlü ivmenin önümüzdeki sene de devam edeceğini söyledi.
İvme devam edecek
Sektördeki canlanmanın konut fiyatlarının talepsizlik nedeniyle düşmesi, bankaların faiz indirmesi ve gayrimenkul fiyatlarının artacağı beklentisi ile gerçekleştiği düşünülürken sektör temsilcileri ise artan satışla birlikte fiyatların yükseleceğini öngörüyor. BES birikimlerinin banka kredilerine teminat olarak sunulması, altın birikimlerinin ve mevduat yatırımlarının konuta kaymasının da konut satışlarında etkili olduğu düşünülüyor.
2,5 yılın ardından bir ilk
Konut satışında son iki ayda yaşanan yükseliş, konut-konut dışı satış oranlarını da değiştirdi. 2022 başından beri konut satışını geride bırakan konut dışı satış, konut satışının gerisine düştü. Temmuz ve ağustos aylarında 140 bini aşan konut satışları, konut dışı satış karşısındaki üstünlüğünü üçüncü ayına taşıdı.
Yaklaşık 2,5 yıl sonra ilk defa, üç kez üst üste konut satışı, konut dışı satışı solladı. Temmuzda toplam satış 267 bin 450 olurken konut satışı, 140 bin 362 adetle toplam satışın yüzde 52,5’ini oluşturdu. Konut dışı satış ise 127 bin 88 adetle toplam satış içerisinde yüzde 47,5 paya sahip oldu. Ağustos ayında ise toplam satış işlemi, 279 bin 538’i buldu. 145 bin 383 adet konut satışı, toplamda yüzde 52 payı üstlendi. Konut dışı satış, 134 bin 155 ile yüzde 48’lik payı aldı.
Faizler düştü, talep canlandı
Son dönemde hükümetin faiz indirimine gitmesi, azalan kredi taleplerini canlandırmak için bankaların kredi kampanyaları başlatmaları talebin canlanmasında etkili oldu. BES birikimlerinin banka kredilerine teminat olarak sunulması uygulaması üç ayı geride bırakırken, kredi başvuru sayısı 443, gösterilen teminat tutarı ise 134 milyon 758 bin lira oldu.
Emeklilik şirketleri, 382 kredinin 107 milyon 436 bin liralık teminatına onay verirken, en çok kredi talebi Türk Ekonomi Bankasından (TEB) geldi. TEB’i, Türkiye İş Bankası ve Halkbank takip etti. Yapılan başvuruların yüzde 80’i olan 354 kredinin başvurusu kesinleşirken, merkezî alacağın devri fonuna aktarılan teminat tutarı 99 milyon 441 bin lira oldu. Kredi karşılığında teminata alınacak BES birikimleri, talep edilen kredi tutarının 1,2 katına denk geliyor.
Fırsatçılara dikkat!
Öte yandan piyasadaki hareketlenme ve faizlerin gerilemesi sonrası bazı ilanlardaki fiyat değişimleri dikkat çekti. Fahiş artışa ilişkin sosyal medya hesabından açıklama yapan Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, fırsatçılara göz açtırmayacaklarını belirterek bir günde satışa koyduğu evin fiyatını 1 milyon 750 bin TL artıran emlakçıya 100 bin TL ceza verildiğini açıkladı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, bankaların sermaye yeterliliği hesaplamasında bireysel kredilere ve konut kredilerine uygulanan ilave risk ağırlıklarını kaldırdı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, bankaların sermaye yeterliliği hesaplamasında yeni kararlar alındı.
Kurum tarafından yapılan açıklamada, finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması ve kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışması amacıyla alınan koordineli makro ihtiyati tedbirler kapsamında, bankaların sermaye yeterliliği hesaplamalarında bireysel kredilere ve konut kredilerine uluslararası minimum standartlara oranla daha ihtiyatlı risk ağırlıklarının uygulandığı hatırlatıldı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Tüketicilere kullandırılan binek araç edinimi amaçlı taşıt kredileri ile taşıt teminatlı kredilerine ve yapılacak finansal kiralama işlemlerine, ihtiyaç kredilerine, bireysel kredi kartların ve tüketicinin kendisinin, eşinin veya 18 yaş altındaki çocuklarının malik olduğu en az bir konutunun bulunması halinde bu kişilere konut edinmeleri amacıyla kullandırılan ikamet amaçlı gayrimenkul ipoteği ile teminatlandırılan kredilere ilişkin daha ihtiyatlı risk ağırlıklarının belirlendiği 31/7/2023 tarihli ve 10630 sayılı Kurul Kararı ile 24/8/2023 tarihli ve 10655 sayılı Kurul Kararının ilga edilip söz konusu kredilere Yönetmelikte belirlenen risk ağırlıklarının uygulanmasına karar verilmiştir.”
Ek risk ağırlığı konulmuştu
BDDK, 31 Temmuz 2023’te yaptığı düzenlemeyle, sermaye yeterliliği standart oranları hesaplamasında dikkate alınan risk ağırlıklarını, ihtiyaç kredileri, bireysel kredi kartları, taşıt kredileri ile taşıt teminatlı krediler ve tüketiciler ile yapılacak finansal kiralama işlemleri açısından artırılmasına karar vermişti.
Bu işlemlerde standart yaklaşımın kullanılması durumunda bankaların risk ağırlıkları yüzde 150 olarak uygulandığından kredi faizlerinde yükselişe ve böylece kredi arzında olduğu gibi talebinde sınırlandırmayı hedefleyen bir uygulama olmuştu. İç talebi de sınırlamıştı.
Önceki oranlara dönüldü
BDDK son kararla bu düzenlemede daha önce kullanılan oranlara döndü.
Düzenleme öncesi risk ağırlıkları, kredi kartlarında 1-6 ay vadede yüzde 100, 6 aydan uzun vadede yüzde 150, ihtiyaç kredilerinde 1-12 ay vadede yüzde 100, 12 aydan uzun vadelerde yüzde 150 seviyesinde olurken, taşıt kredilerinde de risk ağırlığı yüzde 75 seviyesinde bulunuyordu.
ABD’de tüketici kredileri, Temmuz’da 25,5 milyar dolarla beklentilerin üzerinde arttı.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) açıkladığı Temmuz ayına ilişkin tüketici kredileri bilgilerine nazaran, ülkede tüketici kredileri, temmuzda evvelki aya kıyasla 25,5 milyar dolar artarak 5 trilyon 93,7 milyar dolarlık hacme ulaştı.
Tüketici kredilerine ait piyasa beklentisi 12,3 milyar dolar artması istikametindeydi. Tüketici kredileri Haziran’da 5,2 milyar dolar artmıştı.
Bu devirde kredi kartı ve gibisi zaman yapan krediler aylık bazda 10,6; mesken, araba ve öğrenci kredisi üzere periyot yapmayan krediler ise 14,8 milyar dolarlık artış kaydetti.
Tüketici kredileri, Temmuz’da yıllık bazda yüzde 6 arttı.
Devir yapan krediler, Temmuz’da yıllık yüzde 9,4, dönem yapmayan krediler yüzde 4,8 yükseldi.