İktisatçılar, Erdoğan iktidarının devamının siyasal ve ekonomik açıdan çok sert sonuçları olacağı görüşünde

Birgün Gazetesi’nden Havva Gümüşkaya, Erdoğan iktidarının devamının siyasal ve ekonomik sonuçlarını iktisatçılarla mercek alına aldı. Erdoğan iktidarının devamında da mevcut…

Birgün Gazetesi’nden Havva Gümüşkaya, Erdoğan iktidarının devamının siyasal ve ekonomik sonuçlarını iktisatçılarla mercek alına aldı.

Erdoğan iktidarının devamında da mevcut ekonomi politikaların uygulanacağı işaret ediliyor. İktisatçılar, kötü ekonomiye, istikrarsız kurlara, artan hayat pahalılığına, azalan alım gücüne karşın AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin sonuçlarına ilişkin öngörülerini anlattı.

Değerlendirmelerin ortak noktası, hem siyasal hem de ekonomik açıdan çok sert sonuçların ortaya çıkacağı oldu.

En büyük beklenti ise döviz krizinin kaçınılmaz olacağında yoğunlaşıyor.

YAPISAL ÇÜRÜME ENGELLENEMEYECEK

Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serdal Bahçe’ye göre kimlik, istikrar, rejim sorunları Türkiye kapitalizminin yapısal sorunlarının ve bu sorunların yarattığı toplumsal ve ekonomik çöküntünün önüne geçecek gibi duruyor.

Bu noktada tarihsel bir eğilimi hatırlatan Bahçe, “Burada hemen bir tarihsel eğilimi belirteyim. Burjuva demokrasisini bile işçi sınıfı kurmuştur. Bugün işçi sınıfı moral ve fiziksel olarak kuşatılmış ve teslim alınmış durumdadır. Gelişmeler yaşadığımız sorunların en altında bunun yattığını gösteriyor; işçi sınıfı geriledikçe gericiliğe daha çok teslim oluyoruz” diyor.

SİNYALLER YENİ DEĞİL

Ekonomideki olumsuzlukların son birkaç ayda ortaya çıkmadığına dikkati çeken Bahçe, şu ifadeleri kullanıyor: “Bütçe açığından, MB rezervlerine, risk göstergelerinden cari açığa, enflasyonist dinamiklerden bölüşüm göstergelerine, şirket kârları hariç, tüm göstergeler oldukça olumsuz bir tablo çiziyor. Türkiye kapitalizmi çok uzunca bir süredir anlık çöküş anlamında kriz dinamiklerini bir şekilde ertelerken kendisi bir yapısal krize dönüşme eğilimindeydi. Dışa bağımlı, dünya kapitalizminin ritmine ve performansına endeksli, içerde ancak emekçileri, kamu kaynaklarını ve doğal kaynakları daha çok sömürerek ayakta kalabilen bir yapı idi uzun bir zamandır. Bu yapı bir taraftan bir şekilde günü kurtarırken diğer taraftan sadece malum olanı erteliyordu. Doğrusu ani bir çöküş bir şekilde ertelenebilir ancak yapısal çürümeyi engelleyebilecek hiçbir araç kalmadı.”

KISA VADEDE DURDURULAMAZ

Bahçe, “Kamu maliyesi krizi, bankacılık krizi, finansal krizi, kur şokunun tetiklediği kriz; kısacası bunlardan herhangi biri olabilir” ifadelerini kullanıyor.

“Türkiye kapitalizmi otonomisini kaybetmiş bir yapıdır” diyen Bahçe, Türkiye’nin küresel kapitalizmin genişleme ya da daralma eğilimlerine bütünüyle teslim olduğunu belirterek “İşin kötüsü dünya kapitalizmi de en azından ana merkezleri itibarıyla çöküntü sinyalleri veriyor. Eğer küresel krizi bir anda okyanusta ortaya çıkacak bir girdap olarak farz edersek Türkiye bu girdaptan kaçabilecek bir gemi değil” ifadelerini kullanıyor.

Enflasyonist sürecin kendisini yaratan etmenleri aştığını kaydeden Bahçe’ye göre bugün sermaye ve mülk sahipleri enflasyonist süreci emekçilerden ve çalışanlardan değer aktarımı mekanizması olarak kullanılıyor. Bahçe’ye göre sermaye yapısal krizini kamu kaynaklarını, emek gücünü ve doğal kaynakları aşırı sömürerek aşmak istiyor.

Bahçe, enflasyon canavarının yeniden ortaya çıktığına dikkati çekerek “Bir zamanlar enflasyon gazete manşetlerinde yarı komodo ejderi, yarı ejderha bir canavar gibi resmedilirdi. Böylece toplumsal/ekonomik sistemden kaynaklanan bir sorun sanki sistemin dışından gelen bir melanet gibi gösterilirdi. Bu canavar yeniden ortaya çıktı, ancak dışarıdan gelmedi. Sermaye ve mülk sahiplerinin krizi fırsata çevirme ve kayıplarını giderme isteğinden türedi. Kısa vadede durdurulabilecek gibi de görünmüyor” değerlendirmesinde bulundu.

AÇIK FAŞİZME YÖNELİŞ

Prof. Dr. Oğuz Oyan da Erdoğan iktidarının devamının çok sert ekonomik ve siyasi sonuçları olacağına dikkat çekiyor. En net ifadeyle açık faşizme doğru bir yönelişin gerçekleşeceğini ifade eden Oyan, “Kurmaya çalıştığı dinci-otoriter rejim doğrultusunda toplumu ve siyaseti dönüştürmeye girişmiş bir siyasi hareket siyasi münavebeye açık olmadığı için iktidarını devretme olasılığını bir kâbus gibi algılar ve “gereğini” yapmaya çalışır. Daha açık söylersek, mevcut iktidar devam ederse örtülü faşizmden açık faşizme doğru bir yöneliş içine girecektir” diyor.

Bu iktidar karşısında tek gücün toplumsal muhalefetin büyütülmesi olduğunu ifade eden Oyan, “Toplumsal muhalefeti sadece seçim anlarına sıkıştırmayan bir örgütlü mücadele şart olacaktır. Bu bağlamda hem sosyalist siyasetin hem de sendikal mücadelenin önemi artacaktır” ifadesini kullanıyor.

TÜM YAYLAR BOŞALACAK

“Ekonomide tüm göstergeler birden bozulma eğilimindedir, 14 Mayıs’a kadar bu bozulmaların gün yüzüne çıkmaması için yapılan baskılamaların, iki haftalık ikinci tur arasını çıkarmakta bile yetersiz kaldığı görülmektedir. Seçimden sonra tüm yaylar birden boşalacaktır” diyen Oyan, çok daha zor zamanların yaşanacağını belirterek şunları söyledi:

“Son 20 aydır sürdürülen politikaların devam ettirilmesi halinde, düşük faizleri destekleyecek rezervler tüketildiği ve dış kaynak girişleri kıt ve pahalı hale geldiği için çok daha zor zamanlar yaşanacaktır. Erdoğan, 2018 ve 2020’de yaptığı gibi faiz politikasında yeni bir U dönüşü yapmaya mecbur kalsa bile -ki bize göre buna mecbur kalacaktır-, bunun güven verici etkileri ya çok sınırlı kalacak ya da etki süresi derde deva olmayacak kadar uzun olacaktır. Döviz kurlarını tutabilecek tüm müdahale araçlarının tüketilmiş olması veya bir kriz ortamını savuşturmak için yetersiz kalabileceği düşünülürse, Erdoğanlı bir devam senaryosunda bir döviz krizini önleyebilecek koşulların oluşabilmesi çok zordur. Üstelik bugün sadece bir döviz krizi değil, Türk Parası likiditesi (dolaşımdaki nakit artı vadesiz mevduat) yetersizliği ve kredi musluklarının tıkanması bakımından da büyük bir sıkışma yaşanmaktadır.

Kılıçdaroğlu’nun kazanması durumunda ise ekonomideki felaket tablosunun görece daha hafif atlatılması olanakları vardır. Sistem-içi çözümler dışına çıkılmayacak olsa bile, dış finans dünyasına güven verecek bir program-kadro bileşimiyle daha fazla kaynak girişinin sağlanması, dış borçlanma maliyetlerinin düşürülmesi, döviz arzının artışına bağlı olarak TL’nin değerindeki aşınmanın enflasyona bağlı denge seviyesinin çok dışına çıkmaması sağlanabilecektir.”

DÖVİZ KRİZİ GARANTİ

Oyan’a göre Erdoğanlı senaryoda bir döviz krizi adeta garanti. Ekonomik durgunluğun en iyimser tahmin olduğunu kaydeden Oyan, “Her durumda, biriken sorunların kısa vadede bir çözüme kavuşturulması olanağı yoktur. Bunlardan sadece KKM’nin kamu maliyesi üzerine yıktığı yükün bile telafisi epey zaman alacaktır. Kaldı ki bu uygulamadan hemen veya kısa erimde vazgeçebilmenin koşulları da ortada bulunmamaktadır. Buna rağmen, Erdoğan iktidarının devamı demek, bugünkü ekonomik sıkıntıların katlanarak büyümesi ve halihazırdaki ekonomik/toplumsal bunalımın daha şiddetli hale gelmesi demektir” ifadelerini kullanıyor.

Ödemeler krizinin tetiklenebileceğine dikkat çeken Oyan, “Ülkenin dış borçlarının 459 milyar dolar düzeyinde olduğu ve yıllık kaynak ihtiyacının (borç ödeme/çevirme artı cari açık) bunun yarısını aştığı bir dönemde, Erdoğanlı bir seçim sonrası dönemde bir ödemeler dengesi krizinin tetiklenmesinin de işten bile olmayacaktır” diyor.

Her koşulda enflasyonun yükseleceğini ve yüzde 70’in üzerine çıkabileceğini belirten Oyan, “Bu koşullarda enflasyon kendi seyrine bırakılırsa en olumsuz etkisi sabit gelirliler üzerinde olacak, hayat pahalılığını daha da çekilmez hale getirecektir. Eğer bir anti-enflasyonist politika uygulanır ve ortodoks IMF politikaları çerçevesinde kalınırsa yine emekçi kesimlere kemer sıktırmaktan başka sonuç vermeyecektir. Ancak, Millet İttifakı’nın uygulayacağı bir anti-enflasyonist politikanın mevcut iktidarınkine göre topluma daha dengeli yük dağıtması ihtimali bulunmaktadır. Bunu mümkün kılacak etkenlerden başında da toplumsal/sendikal mücadelelerin önünün daha açık olması olasılığıdır. Emeğin hak mücadelesini engellemeye dönük yürütme/ yasama/yargı sopasının kısaltılması bile toplumun sömürülen sınıflarının lehine sonuçlar verebilecektir” şeklinde konuşuyor.

***

EK BÜTÇE EK VERGİ

Depremin yarattığı ekonomik yıkım nedeniyle bütçe harcamalarının 2023 bütçesinde öngörülenin üzerinde artması bekleniyor. Seçim sonrasında yeni iktidarın ilk işlerinden biri ek bütçe çıkarmak olacak. Zira yılın ilk dört ayı itibarıyla bütçe açığı yılsonu hedefinin yüzde 58’ine ulaştı.

Prof. Dr. Aziz Konukman, seçim öncesinde gizli ek bütçeler yapıldığını kaydetti. Cumhurbaşkanı kararlarıyla devamlı olarak ödenek artışlarına gidildiğini belirten Konukman, 2023 yılı bütçe başlangıç ödeneği 80,4 milyar lira artırıldığına vurgu yaparak, “57,1 milyar lira genel bütçeli idarelere, 23 milyar lira özel bütçeli idarelere ve 300 milyon lira da düzenleyici ve denetleyici kurumlara verilmiş” ifadelerini kullanıyor.

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 19’uncu maddesine göre karşılığı gelir gösterilmek kaydıyla kanunla ek bütçe yapılabiliyor. Başka bir ifadeye göre kanuna göre ek bütçenin denk olması gerekiyor. Bu nedenle de gelir artırıcı yöntemler ortaya çıkıyor. Bütçe gelirlerinin yüzde 86’sının vergi gelirleri oluşturuyor. En kolay gelir toplama yöntemi ise dolaylı vergiler. Prof. Dr. Konukman, ek bütçe ile oluşabilecek vergi yükünü şöyle anlattı:

“Seçim sonrası sanki başlangıç ödenekleri duruyormuş gibi onun üzerinden ek bütçeye gidilecek. Ek bütçeye giderken de denklik maddesi uygulanacak. Yani 100 liralık gider yazılacaksa karşılığında 100 liralık da gelir yazılacaktır. Bu durum 5018 sayılı kanunda neoliberal saplantının yansımasıdır. Öncelikle bu denklik maddesinin kaldırılması gerekir ama Erdoğan iktidarının bunu yapacağını düşünmüyorum. Bu denklik maddesi demek ek vergi demektir. En kolay toplanan vergiler de dolaylı vergiler, tüketimden alınan vergilerdir. Bu şu demek oluyor: KDV ve ÖTV oranları artabilir. Diğer taraftansa pek çok alanda uygulanan sübvansiyonlar kalkabilir. Ek bütçe ile ödenekler artırılırken geniş halk kitleleri vergi yükünün altında ezilecektir.”

***

GELİR DAĞILIMI UÇURUMU

Son yıllarda uygulanan ekonomi politikaları gelir dağılımının emekçiler aleyhine bozulmasına neden oldu. İşgücü ödemelerinin GSYH’deki payı sadece son üç yılda yüzde 31,5’ten, yüzde 24,3’e geriledi.

Ekonomist Cem Oyvat, 7,2 puanlık düşüşün ne kadar büyük bir düşüş olduğunu göstermesi açısından şu örneği veriyor: “Erdoğan’ın iktidara gelmesinin önünü açan büyük ekonomik krizin yaşandığı 2001 yılında işgücü ödemelerinin GSYH’deki payı 1,7 puan düşmüştü.”

Oyvat’a göre iktidar bölüşüm krizi nedeniyle oylarını koruyabilmek için asgari ücreti ortalama ücretlerin üzerinde artırmak zorunda kalıyor: “Diğer taraftan emek kesiminin kendi içindeki eşitsizlikler azalıyor. Bütün çalışanlarının maaşlarının asgari ücrete yakınsadığı bir “asgari ücretlileşme” yaşıyoruz. Krizin en büyük kaybedenleri ise nitelikli, görece daha eğitimli olan emekçiler.”

Erdoğan iktidarının devamında kur şoku beklediğini kaydeden Oyvat, “Olası bir kur krizi düşmekte, ama hâlâ yüksek seviyede olan enflasyonu yeniden yukarı çekecektir. Türkiye’de üretim ithal girdilere çok bağlı, bu nedenle kurdaki artış hemen her şeyin fiyatına yansıyor. Tabii enflasyondaki olası bir artış, bölüşüm krizini de derinleştirecektir” diyor.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

I Am Your President – İnceleme

Ben sizin başkanınızım, ben ne dersem o olur…

Politik simülatörleri severim, bu çeşitten yeni bir oyun çıktığında da mümkün mertebe bir talih vermeye çalışırım. Strateji için bir alt cins olarak tanımlanabilecek politik simülatörler de farklı biçimlerde çıkabiliyor karşımıza. Kimi dünyanın rastgele bir ülkesini seçip yönetebileceğiniz bir oynanış sunarken kiminde belli bir ülkenin başkanı rolü yükleniyor omuzlarınıza. Bu, kimi örneklerde bir kurgu ülke, kimilerindeyse gerçek bir ülkenin kurgu bir versiyonu oluyor.

İşte I Am Your President da bu son kategoride bir oyun, sizleri Amerikan Liderinin koltuğuna oturtuyor. Ondan sonrasıysa “Make America Great Again” hikayesi…

Şansa yazgıya lider olduk, uygun mi!

Oyunumuz, başkanlık koltuğuna oturacak kahramanımızın çocukluk günlerinden itibaren adım adım nasıl da ülkü bir lider adayı haline geldiğine dair bir anlatımla başlıyor. Görsellerde, evvelki ABD Liderlerinin yaşadıkları trajediler ve skandallara yer verilirken, kahramanımız da buralardan ne üzere dersler çıkardığını paylaşıyor bizlerle. Bu noktada, oyunun esprili lisanına de ufak ufak şahitlik etmeye başlıyoruz.

Kahramanımız, bir nevi Designated Survivor durumunda, bir anda kendisini ABD Lideri olarak buluveriyor. Bu noktadan sonra, süratli bir halde işlere ısınmak durumundayız. Lakin olağan öncesinde siyasi eğilimimizi tespit etmek, önceliklerimizi belirlemek gerek. Bu ısınma tipinde, danışmanlarınızdan birisi çeşitli sorular soruyor, bizim verdiğimiz karşılıklarla da politik yelpazede konuşlanacağımız nokta belirlenmiş oluyor. Hangi partiden lider olacağınız da bu halde tespit ediliyor, olağan itiraz edip yok ben başkasından yoluma devam edeceğim de diyebilirsiniz, karar size kalmış.

Kendiniz için öncelikli maksatlar de belirledikten sonra artık başkancılık oynamaya başlayabilirsiniz. Mars’a beşerli uçuş gerçekleştirmekten terörle uğraşa uzanan ana gayelere ek olarak yine yapılanma yahut halkın adamı olmak üzere yan amaçlar de kelam konusu.

Bu ısınma faslından sonra artık lider olarak ipleri yavaş yavaş elimize almaya başlıyoruz. Bakanlarınız ve danışmanlarınızın biri çıkıp biri giriyor ofisinize, size farklı durumlar hakkında bilgiler veriyor ve talimatlarınızı bekliyorlar. Verdiğiniz kararlar toplum (halk nezdindeki itibarınız/popülariteniz), siyaset (partinizden, grup üyelerinizden vs aldığınız destek), sanayi (üretim miktarınız), iktisat (gelirleriniz), ordu (askeri gücünüz) ve diplomasi (diğer ülkelerle ilgilerde etkinliğiniz) kalemlerinden bir yahut birkaçı üzerinde olumlu-olumsuz tesirler gösteriyor, bunlardaki değişimler de sonuç olarak sizi muvaffakiyete ya da başarısızlığa götürecek yolun taşlarını döşüyor.

Bakan ve danışmanlarla gerçekleştirilen bu rutinlerin dışında basın toplantıları, röportajlar ve basın açıklamaları da emsal tesirler gösteriyor. Basın toplantılarında soruyu soracak şahısları seçip sonrasında da süratlice en uygun olacağını düşündüğünüz karşılığı vermeye çalışıyorsunuz. Röportajlar/canlı yayınlar için de emsal bir durum kelam konusu; lakin orada danışmanınız tarafından hazırlanan bilgi notları doğrultusunda hangi yanıtın daha makul olduğunu tespit etme imkânınız bulunuyor. Basın açıklamalarında ise, metni oluşturmak için 3 kısmı doldurmanız gerekiyor ve her kısım için de üçer tane tercih sunuluyor. Bunlar içerisinden size nazaran en uygun görünen kombinasyonu oluşturmaya çalışıyor, sonrasında da umut ettiğiniz sonucu yaratması için dua ediyorsunuz 🙂

Bir de “Screech” sorunu var (tweetlemiyor da screechliyorsunuz işte). Esasen lider olarak aksiyon aldığınız birinci sahne de bu oluyor ve devir periyot tekrar toplumsal medyaya başvurmak durumunda kalıyorsunuz. Bu kısım, işe esprili bir hava katmış katmasına da daha önemli bir şeyler paylaşmak istediğinizde yahut vakit zaman ortamı yumuşatacak bir paylaşıma niyetlendiğinizde, beklediğiniz cinsten metinlerin hazırlanmadığını görmek bir ölçü hayal kırıklığı yaratıyor.

Belirli bahislerde aksiyon kararı almak ve almamak üzere bir tercih yaptığınız bir kısım da var. Çalışma arkadaşlarınız tarafından önünüze konulan taslak metni imzalayıp sonrasında “Kabul” yahut “Ret” mührünü vuruyorsunuz. Bu da yol, su, elektrik olarak geri dönüyor sizlere.

Bir de kabine toplantısı için oturma planı var -ki burada bile karar vermeniz gereken bir ayrıntı sıkıştırılmış ortaya. Yakın etrafınızda hangi bakan ve bürokratların oturacağını seçiyorsunuz (kimler ‘inner circle’da yer alacak, karar veriyorsunuz), bunlar da 6 ana istatistiğe tesir ediyor her cinste.

Buraya kadar anlattığım mekanikler oyuna renk katmakla birlikte, kimileri şöyle bir görünüp kaybolduğundan tadını tam manasıyla almak güç. Zati oyuna dair lisana getirilebilecek eksilerden birisi de bu.

Dünya bir sahnedir…

Her çeşitte, belli bir aksiyon puanına sahibiz. Üstte saydığım günlük olaylarda bu puandan bağımsız halde hareket edebiliyoruz. Bu puanlarıysa 2 ana alanda kullanabiliyoruz. Bunlardan birincisi, projeler kısmı. Sağlıktan askeri harcamalara 9 ana başlıkta çok sayıda proje kelam konusu; her bir başlıkta 4 projeye kadar tercihte bulunma imkânınız bulunuyor. Her bir projenin artıları ve eksileri var, haliyle hangi projelere öncelik verip hangilerinden uzak duracağınız da ehemmiyet arz ediyor.

Aksiyon puanlarının bir öteki kullanım alanı da dünya haritası. Bu harita üzerindeki her ülkeyle makul bir ilgi durumunuz ve tıpkı vakitte bu ülkelerin de makul özellikleri var. Hangi ülkeye yönelik hangi faaliyeti uygulamaya koyabileceğiniz o ülkeyle diplomatik alaka durumunuza, uygulamaya koyduğunuz faaliyetin doğuracağı sonuçlarsa o ülkenin özelliklerine bağlı. Başlangıçta espiyonaj faaliyetleri ve ticaret mutabakatları faalken, hayata geçirdiğiniz projeler sonrasında tercihleriniz çeşitleniyor; diplomatik münasebetler tesis etmek, askeri üs kurmak, işgal de tercihler ortasına ekleniyor.

Dünya haritasında vakit zaman kimi olaylarla da karşılaşıyorsunuz ve burada da tercihler yapmanız gerekiyor. Aksiyon puanı tüketmeyen bu olaylar, yeniden başlangıçta belirttiğimiz 6 istatistikte değişikliklere yol açıp kar/zarar tablomuza yazıyorlar. Tahminen bu çeşit olaylarla daha sık karşılaşsak ve bunlar da bir kalemde olup bitmese, devamlılık arz etse daha güzel olabilirmiş, üretimciler bu türlü tercih etmemiş.

Oyunda “yerinde düşünülmüş, lakin layıkıyla uygulanamamış” diye düşündüğüm ayrıntılardan birisi krizler. Farklı başlıklarda çeşitli krizlerle karşı karşıya kalıyoruz. Lakin bu krizlere direkt bir müdahalede bulunamıyoruz, bu türlü bir imkân varsa da ben çözemedim, çözebilenler beri gelsin, beni de aydınlatsınlar 🙂 Ayrıyeten bu krizlerin temel kaynaklara tesirleri dışında bir tesiri de bulunmuyor. Halbuki, yaptığımız kimi tercihlerle yahut denetimimiz dışında gelişen olaylarla tetiklenen krizlere müdahale etmek durumunda kalsak, bu müdahaleler farklı sonuçlar doğursa, zincirleme olaylar yaşansa kriz konusu daha ilgi alımlı bir ayrıntı olabilirmiş, olamamış.

Oyunda esprili bir lisan kullanımının tercih edilmesiyle ilgili olarak da emsal fikirlerim var. Yerinde kullanılan, yüzümüzde hafif bir tebessüm oluşturan esprilere elbette bir şey demiyorum, onlar oyuna renk katıyorlar. Lakin bu işin suyunun çıkarıldığını düşündüğüm anlar da olmadı değil; üretimciler ölçüyü bir ölçü kaçırmış üzere geldi bana.

Yukarıda özetlemeye çalıştığım bu kadar deneyimin akabinde çıkardığım temel sonuç şu: Üretimciler, oyuna neleri eklemeleri gerektiğini görmüş, malzemeyi toparlamışlar; fakat iş bunları kullanmaya gelince işler biraz sarpa sarmış üzere geliyor bana. Kimi gereçleri gereğinden fazla, bazılarını ise yok denecek kadar az kullandıklarından, sonuçta ortaya umut edilen kadar etkileyici bir menü çıkmamış. Kimi yerde damağınıza şöyle muhakkak belgisiz bir tat geliyor, biraz daha yemek istiyorsunuz, sonra sosu biraz fazla kaçmış bir lokmaya denk geliyorsunuz, iştahınız kaçıyor.

Yine de toparlanma ihtimali var. Geride bıraktığımız 1 aylık deneyimden hareketle söylüyorum bunu. Oyunda birtakım teknik ıstıraplar da bulunuyordu (-ki bir kısmı hala yerli yerinde duruyor), geliştirici grup geri dönüşleri dikkate alıp süratlice yayınladıkları güncellemelerle bunları gidermeye çalıştılar, oyuncuları ciddiye aldıklarını gösterdiler. Oyuna yeni senaryolar, yeni içerikler de eklenecek. Bu sürecin akabinde karşımıza daha âlâ bir oyun çıkacağına dair umudumu koruyorum. Şu haliyle, çok ön plana çıkan bir imal değil; çeşide yeni giriş yapacaklar için ısınma çeşidi niteliğinde esprili bir oyun olarak kıymetlendirilebilir.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet isimli bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir adedidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, sağlam ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en değerli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan karşılaşmaları üyeler bir fiyata katlanmadan istedikleri vakit takip edebiliyor. Böylelikle hem heyecanlı hem de yararlı bir bahis tecrübesi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol üzere tanınan spor kısımlarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için yalnızca siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız kafidir.

Prizmabet ayrıyeten üyelerine bol ölçüde bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te birinci üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu üzere farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve çıkarınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim koşulları da epeyce makul düzeydedir.

Prizmabet para yatırma ve çekme süreçleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin üzere farklı usullerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme süreçleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa müddette hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme süreçlerinde rastgele bir komite yahut kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı takviye hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı dayanak grubu sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun yahut teklifinizi iletebilir ve anında tahlil bulabilirsiniz. Prizmabet canlı takviye takımı profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en düzgün bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de çıkarlı bir bahis tecrübesi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için şimdiki giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!