Obezite ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekenler

Obezite ameliyatı, sağlığı olumsuz etkileyecek kadar obez olan kişilerin kalıcı kilo vermesini sağlayan bir zayıflama yöntemidir. Obezite ameliyatı olmak için bazı yeterliliklere sahip olmak gerekir. Herkes “Ben obezite ameliyatı olacağım” deyip ameliyat olamaz. Öncelikli şart vücut kitle indeksinin 40’ın üzerinde olması ya da 35’in üzerinde olup şeker, kalp, tansiyon gibi ek hastalıkların bulunmasıdır. Kişinin alkol sorunu olmamalı ve akli dengesi yerinde olmalıdır. Öte yandan 11 yaşının altındaki çocuklara kesinlikle obezite ameliyatı yapılamazken, 16 yaşından küçüklere de tavsiye edilmez.

Obezite ameliyatı, sağlığı olumsuz etkileyecek kadar obez olan kişilerin kalıcı kilo vermesini sağlayan bir zayıflama yöntemidir. Obezite ameliyatı olmak için bazı yeterliliklere sahip olmak gerekir. Herkes “Ben obezite ameliyatı olacağım” deyip ameliyat olamaz. Öncelikli şart vücut kitle indeksinin 40’ın üzerinde olması ya da 35’in üzerinde olup şeker, kalp, tansiyon gibi ek hastalıkların bulunmasıdır. Kişinin alkol sorunu olmamalı ve akli dengesi yerinde olmalıdır. Öte yandan 11 yaşının altındaki çocuklara kesinlikle obezite ameliyatı yapılamazken, 16 yaşından küçüklere de tavsiye edilmez.

Eğer tüm bu şartları karşılıyorsanız obezite ameliyatı olabilirsiniz demektir. Ancak bir de ameliyatı düşünenlerin kafasında soru işaretleri vardır. Bunların başında “Obezite ameliyatından sonra yeniden kilo alır mıyım?” sorusu gelir. Bir obezite ameliyatının başarısını hedeflenen kiloya ulaşmak ve mevcut ek hastalıklardan kurtulmak gösterir. Hedeflenen kiloya ulaşmak için ameliyat kadar ameliyat sonrası süreç de önemlidir. Bu yüzden ameliyat sonrasında bazı noktalar dikkat edilmelidir.

Esasında dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta var: Sağlıklı beslenmek ve spor yapmak… “Zaten ben bunları yapabilseydim ameliyat olmazdım.” diyebilirsiniz. Ameliyattan sonra bunlara dikkat etmek, ameliyattan önce dikkat etmeye göre çok daha kolaydır. En sık yaptığımız tüp mide ameliyatından örnek vermemiz gerekirse; bu ameliyatta midenin yüzde 80’lik kısmı çıkarılarak midede bir küçülme meydana gelir. (Ki bu yüzden halk arasında mide küçültme ameliyatı olarak bilinir.) Bu sayede mide kapasitesi azalmış olur. Ayrıca alınan yüzde 80’lik kısımda fundus bölümü yer alır. Fundus, açlık hormonunun salgılandığı bölümdür. Böylece açlık hissiyatınız da azalmış olur. Yani beslenmeye dikkat etmeniz daha kolay olacaktır. Buna ek olarak hekiminizin önerdiği egzersizleri yaparsanız hedeflenen kiloya düşmeniz KAÇINILMAZDIR.

Obezite ameliyatı sonrası dikkat edilmesi gerekenler

Obezite ameliyatı, sağlığı olumsuz etkileyecek kadar obez olan kişilerin kalıcı kilo vermesini sağlayan bir zayıflama yöntemidir. Obezite ameliyatı olmak için bazı yeterliliklere sahip olmak gerekir. Herkes “Ben obezite ameliyatı olacağım” deyip ameliyat olamaz. Öncelikli şart vücut kitle indeksinin 40’ın üzerinde olması ya da 35’in üzerinde olup şeker, kalp, tansiyon gibi ek hastalıkların bulunmasıdır. Kişinin alkol sorunu olmamalı ve akli dengesi yerinde olmalıdır. Öte yandan 11 yaşının altındaki çocuklara kesinlikle obezite ameliyatı yapılamazken, 16 yaşından küçüklere de tavsiye edilmez.

Obezite ameliyatı, sağlığı olumsuz etkileyecek kadar obez olan kişilerin kalıcı kilo vermesini sağlayan bir zayıflama yöntemidir. Obezite ameliyatı olmak için bazı yeterliliklere sahip olmak gerekir. Herkes “Ben obezite ameliyatı olacağım” deyip ameliyat olamaz. Öncelikli şart vücut kitle indeksinin 40’ın üzerinde olması ya da 35’in üzerinde olup şeker, kalp, tansiyon gibi ek hastalıkların bulunmasıdır. Kişinin alkol sorunu olmamalı ve akli dengesi yerinde olmalıdır. Öte yandan 11 yaşının altındaki çocuklara kesinlikle obezite ameliyatı yapılamazken, 16 yaşından küçüklere de tavsiye edilmez.

Eğer tüm bu şartları karşılıyorsanız obezite ameliyatı olabilirsiniz demektir. Ancak bir de ameliyatı düşünenlerin kafasında soru işaretleri vardır. Bunların başında “Obezite ameliyatından sonra yeniden kilo alır mıyım?” sorusu gelir. Bir obezite ameliyatının başarısını hedeflenen kiloya ulaşmak ve mevcut ek hastalıklardan kurtulmak gösterir. Hedeflenen kiloya ulaşmak için ameliyat kadar ameliyat sonrası süreç de önemlidir. Bu yüzden ameliyat sonrasında bazı noktalar dikkat edilmelidir.

Esasında dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta var: Sağlıklı beslenmek ve spor yapmak… “Zaten ben bunları yapabilseydim ameliyat olmazdım.” diyebilirsiniz. Ameliyattan sonra bunlara dikkat etmek, ameliyattan önce dikkat etmeye göre çok daha kolaydır. En sık yaptığımız tüp mide ameliyatından örnek vermemiz gerekirse; bu ameliyatta midenin yüzde 80’lik kısmı çıkarılarak midede bir küçülme meydana gelir. (Ki bu yüzden halk arasında mide küçültme ameliyatı olarak bilinir.) Bu sayede mide kapasitesi azalmış olur. Ayrıca alınan yüzde 80’lik kısımda fundus bölümü yer alır. Fundus, açlık hormonunun salgılandığı bölümdür. Böylece açlık hissiyatınız da azalmış olur. Yani beslenmeye dikkat etmeniz daha kolay olacaktır. Buna ek olarak hekiminizin önerdiği egzersizleri yaparsanız hedeflenen kiloya düşmeniz KAÇINILMAZDIR.

Yaşlı Hastalarda Ülserler

Gastroenteroloji için bilgi mi arıyorsunuz? Yaşlı Hastalarda Ülserler makalesine göz atın ve Gastroenteroloji hakkında daha fazla bilgi edinin

Ülserlerin günümüzde çok sık görüldüğüne dikkat çeken uzmanlar özellikle yaşlı hastaları uyarıyor. Toplumun yaşlandığını buna bağlı olarak kalp hastalıklarının arttığına dikkat çeken Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Kan sulandırıcı ilaçlar çok sık kullanılıyor. Bu tür ilaçlara bağlı olarak ülser gelişiyor ve kanamalar oluşuyor.” uyarısında bulunuyor. Atamer gerek olmadıkça antienflamatuar ilaçların kullanmaması gerektiğinin de altını çiziyor.

Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, toplumda sık görülen peptik ülser hakkında açıklamalarda bulundu.

Ülserler mikroba bağlı olarak gelişir

Mide ülseri ve duodenum olarak adlandırılan oniki parmak bağırsağı ülserine peptik ülser denildiğini söyleyen Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer, “Bu ülserler günümüzde çok sık karşılaştığımız durumlar içerisinde yer alır. Peptik ülser dediğimizde en sık neden helikobakter piroli dediğimiz mikroptur. Mikroba bağlı olarak ülserler gelişir.” dedi.

Antienflamatuar denilen ağrı kesici ilaçların yaygın olarak kullanılmasının da ülserin gelişmesindeki en önemli neden olduğuna dikkat çeken Atamer, “Bu nedenle gerek olmadıkça bu tür ilaçlardan uzak durulmalı, kullanılacaksa doktor tavsiyesi ve gerekirse mide koruyucular ile kullanılmalıdır.” uyarısında bulundu.

Tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir

Mide ülserlerinde en sık görülen problemin mide kanamasına bağlı gelişen genel durum bozukluğu olduğuna değinen Atamer, şoka kadar ilerleyebilecek bir sorun olduğuna dikkat çekti. Atamer, “Bu durumun acil tedavi edilmesi gerekir. Mide ülser kanamalarında, kanamaların yeri saptanır ve kanamalar durdurulur. Bazen de daha derine gidebilir ve delinmelere yol açabilir. Bu durum hayatı tehdit eden bir durum oluşturur ve acil cerrahi müdahale gerektirir. Tedavide gecikme olması halinde ölümle sonuçlanabilir.” ifadelerini kullandı.

Özellikle yaşlı hastalarda ülser sık görülüyor

Ülserin sıklıkla ilkbahar ve sonbahar aylarında görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Aytaç Atamer, belirli aralıklarla kontrol edilmesinde fayda olduğunu söyledi. Özellikle yaşlı hastalarda fazla ağrı kesici ilaç kullanılmasına bağlı olarak ülserin sık görüldüğünü aktaran

Atamer sözlerini şöyle tamamladı:

“Toplumumuz yaşlanmakta ve buna bağlı olarak kalp hastalıkları da artmaktadır. Kan sulandırıcı ilaçlar çok sık kullanılıyor. Bu tür ilaçlara bağlı olarak ülser gelişiyor ve kanamalar oluşuyor. Bu ilaçlar kullanılmadan önce gastroenteroloji uzmanı takibinde olmalı, gerekirse endoskopi yapılarak mide ve bağırsak incelenmelidir.”