WWE 2K23’te daha evvel de haberini verdiğimiz üzere John Cena’ya ek olarak bir de John Cena aksiyon figürü bulunuyor. Bu ayki John Cena dozumuzu gereğince almamış olabileceğimizi düşünen 2K Sports artık de PGA Tour 2K23 için John Cena’yı duyurdu.
2K Sports’un açıklamasına nazaran ünlü WWE süperstarı Cena, 7 Nisan’da oyuna eklenecek. Böylelikle oyunda yer alan ve profesyonel golfçü olmayan basket efsanesi Michael Jordan ve NBA yıldızı Stephen Curry’e katılmış olacak Cena.
John Cena’nın PGA Tour 2K23’e katılacağı bu tarihin farklı bir değeri daha var. 7 Nisan’da EA de kendi PGA Tour oyunu olan EA Sports PGA Tour’u piyasaya sürecek. EA Sports PGA Tour, EA’in sekiz yıl sonra gelen birinci lisanslı PGA Tour oyunu.
2K, PGA Tour 2K23’e gelecek olan içerikler ortasında oynanabilir pro Nelly Korda, Spyglass Hill Golf Alanı, Pinehurst No 2 alanı, Eastside ekipmanları ve Barstool Sports Fore Play Podcast golfçüleri bulunacağını da açıklamıştı.
Oyun dünyasının en sert pazarlarından birine sahip olan Avustralya, ilginç başka bir karar ile bir kez daha gündeme oturdu. Şu anda hükümet tarafından görüşülen yeni yasa tasarısında, içerisinde herhangi bir loot box bulunduran oyunlara yaş sınırlaması getirilmesi bekleniyor.
Avustralya hükümetinin yeni tasarısında “kumar simülasyonu” adı verilmiş. Bu kavramın içerisinde gerçek parayla satın alabileceğiniz loot box’lar bulunuyor. Normal şartlar altında yaş sınırlaması bulunmayan FIFA gibi oyunlar, bu yasa geçerse sadece yetişkinlere özel olacak.
İngiliz Hükümeti, Çocukları Loot Box’lardan Korumak İstiyor
Gerçek para harcayamadığınız ama içerisinde loot box bulunduran oyunlar ise bu kapsamın dışında kalacak. Tasarı içerisinde Avustralya sınırlarında kumarhanelerin online casino ya da mobil uygulama gibi sistemler kullanamadığının altı çizilmiş. “Kumar simülasyonu” olarak tanımlanan bu oyunlar ise bu bağlamda yasayı deliyor gibi görünüyor.
Peki sizce loot box içeren oyunlara yaş sınırı gelmeli mi?
ADATA, ürünlerinin karbon ayak izini azaltma konusundaki sürdürülebilir çevre taahhüdünü, markanın ilk çevreci depolama ürünleri serisini duyurarak başlatmış oldu. HC300 ECO harici sabit disk sürücüsü (HDD) ve UC310 ECO USB flaş belleği UFD), geri dönüştürülmüş plastikten oluşan dış yüzeyi ve FSC™ (Orman Yönetim Konseyi) tarafından onaylanmış malzemelerle paketlenmesiyle, sürdürülebilir gelecek için yenilenebilir elektronik ürünler konusunda atılan büyük bir adımı temsil ediyor.
Çok Yönlü Koruma
ADATA HC300 ECO ve UC310 ECO, ADATA ürünlerinin ESG kavramlarına odaklanan serisinin öncüleridir. Malzemeler normalde yaşam döngüsünü tamamladıktan sonra atık olarak atılır. Fakat bu cihazların kasaları su damacanaları gibi PCR (Tüketim Sonrası Geri Dönüştürülebilen) malzemelerden yapılmıştır. HC300 ECO’daki PCR malzemelerin kullanımı karbon emisyonlarını %48’e kadar[3] azaltabilmektedir. Bu malzemeler ayrıca tek bir yerden sağlanmaktadır, böylece ürünün karbon ayak izi olabildiğince azaltılmaktadır.
Ek olarak, ADATA HC300 ECO ve UC310 ECO, karbondioksit emisyonlarını, atık suyu ve enerjiyi önemli ölçüde azaltan işlemlerle üretilen FSC™ sertifikalı çevre dostu kağıt malzemelerle paketlenmiştir.
Küçük Karbon Ayak İzi, Büyük Depolama İmkanı
ADATA HC300 ECO, 2 TB kapasitesinin yanında şık yeşil desenli, sadece 10.3mm kalınlığında ince bir kasaya sahiptir. HC300 ECO, sarsıntıdan kaynaklanan durumlarda özel şok koruma mekanizması sayesinde oluşabilecek veri kaybı ve hasarı önleyebilmektedir.
UC310 ECO, USB 3.2 arabirimine ve 256 GB kapasiteye sahiptir. Ayrıca kapaksız döndürülebilen tasarımı sayesinde USB konektörünü korumaktadır. UC310 ECO’nun Mayıs ayında çıkışı planlanmaktadır.
Hem HC300 ECO hem de UC310 ECO, ToGo akıllı yedekleme yazılımı sayesinde planlanabilen yedekleme ve gerçek zamanlı bulut senkronizasyonu sağlar.
ADATA “Geleceği Yeniliyor” iken, sizleri de karbon izinizi azaltmaya davet ediyor.
Gameloft milyarın üzerinde indirme sayısına sahip yarış oyunu serisi Asphalt’ın en yeni oyunu Asphalt 9: Legends’ta tarihi bir an yaşandığını oyuncularla paylaştı. Lamborghini’nin en yeni üyesi Revuelto firmanın merkez ofisindeki galayla dünyaya tanıtıldıktan hemen sonra Asphalt 9: Legends’taki yerini aldı.
Oyuncular 27 Nisan’a kadar sürecek olan özel etkinliğin ilk aşamasını tamamlayarak garajlarına yeni Lamborghini Revuelto’yı ekleyebilecekler. Asphalt 9: Legends bu yeni aracı içeren ilk ve tek oyun. Etkinliğe devam eden oyuncular ise daha fazla sayıda ödül kazanacak, hatta ileriki tarihlerde oyunda resmi Lamborghini eSports turnuvası da düzenlenecek.
Bu tarihi senkronizasyonu kutlamak üzere Asphalt 9: Legends’ın açılış ekranı, öğretileri ve ikonları da bu yeni Lamborghini’yi destekleyecek şekilde değiştirildi.
Bir dönemler yayıncılar arasında da epey popüler olan Foxhole, kendisine has bir kitleye kavuşmuş durumda. Sizi ikinci dünya savaşında cepheye yollayan bu oyun, özellikle gerçekçi yapısıyla dikkat çekiyor. Oyunun geliştiricisi Siege Camp, benzer bir yapıya sahip olacak yeni oyununu da duyurdu.
Anvil Empires isimli yeni oyunun her anlamda Foxhole’u andıracağını söylemek gerek. Fakat bu kez orta çağa gidecek ve 1.000 kişiden oluşan sandbox dünyada savaşlara dalacağız. Bu kez kendi kalelerimizi kurabilecek ve diğer uygarlıklarla farklı savaşlara girebileceğiz.
Uygarlık demişken, oyunun Calligo isimli fantastik bir dünyada geçtiğini belirtelim. Üç ana uygarlığın bulunacağı bu dünyada, oyuncuların da keşfedebileceği bazı “karanlık sırlar” olacak. Aynı Foxhole gibi savaşlarda askerlerinizi besleyecek lojistik hatlarını oluşturmanız, gerekli desteği sağlamanız ve gerekirse saldırı üssü kurmanız gerekecek.
Last of Us serisinde medeniyetin sonunu getiren Cordyceps adlı mantar, bulaştığı kişiyi zamanla insan olmaktan çıkarıp farklı bir kimliğe sokar. Mantar, henüz yolun başındayken konağın kısmende olsa hala insana benzediği düşünülebilir. İlk günler, konağın yüzünde ya da vücudunun herhangi bir yerinde hastalığın tezahürüne, daha doğrusu bir mantar oluşumuna rastlanmaz. Sadece dökülen saçlar, ten rengi ve kan çanağı olan gözler gibi belirtiler söz konusudur.
Haftalar sonrasında vücudun çeşitli yerlerinde, özellikle de yüzünün bir kısmında mantar korkunç bir biçimde büyümeye başlar. Konağın içerisinde sanki yeşeren bir ağaç varmışcasına bir takım uzayan dallar görülür. Enfekte olan kişi, hastalığın kendisine verdiği şekil doğrultusunda her geçen saniye insan olmaktan uzaklaşır.
Fakat bu sadece bir başlangıçtır. Çünkü Cordyceps’in yapacakları bununla da sınırlı kalmaz. Nitekim bu tedavisi olmayan müzmin hastalık yıllar sonra enfekte olanların yüzünde adeta bir çiçek gibi açılmaya başlayacaktır.
Cordyceps beyin enfeksiyonuna sebep olduktan sonra konağı bu aşamaya getirmesi yıllar sürer. Uzun bir süre mantara maruz kalan enfekteler ortalama bir insanı önemli ölçüde aşan bir güce sahip olur. Hastalık öylesine dehşet bir boyutta ilerlemiştir ki, çarpık ve yaralı bir yüzden geriye sadece pürüzlü dişlerden oluşan bir ağız bırakmıştır. Bu noktada konağın giymiş olabileceği kıyafetlerin çoğu genelde yırtılır çünkü her ne kadar mantar oluşumları konağın en çok yüzünde ortaya çıksa da, bir o kadar da bütün vücudunu kaplayan plakalar oluşturur. Ancak yazının başında da söylediğim üzere enfekte olan kişinin vücudunda oluşan bu şeyler gün geçtikçe daha da büyüyecek, insan gibi görünmesine dair hiç bir olanak bırakmayacaktır.
Kısaca vücudun çeşitli yerlerinde beliren bu çıkıntılar hastalığın bir sonraki evresinin (Bloater) erken aşamasıdır. Aynı zamanda enfeksiyonun bu evresi konağı canlı tutmak ve hastalığı daha fazla yayabilmek adına oldukça önem taşır. Vücudun birçok bölgesinde ortaya çıkan şeyler tabiri caizse bir zırh görevi görür. Dolayısıyla yeterince güçlü bir silahınız yoksa bir takırdayanı (ya da tıkırdayanı) kafasından dahi vurmanız istenilen sonucu vermeyecektir.
Fiziksel olarak böylesine ölümcül olmalarına rağmen aslında bütün takırdayanlar kördür. Mantar, ağız bölgesi hariç komple bütün bir yüzü kapattığı için göremezler. Fakat bu onlar tarafından fark edilmediğiniz anlamına da gelmez çünkü mantar yüzünden oluşan görme kaybı yerine, muazzam boyutta işitsel bir duyum kazanmışlardır. Çevresinde olan en ufak bir sesi rahatlıkla duyar ve gayet saldırgan bir biçimde hedefine doğru koşmaya başlar.
Ya da başka bir deyişle; en ufak bir tıkırtı sesi, onları takırdatacaktır…
Son derece tehlikeli olan takırdayanlar, koşucular ve izcilere kıyasla çok daha agresiftirler. Hastalık artık tamamen kendilerini bilinçsiz gibi gösterse de yine de bir zeka sahibi oldukları aşikardır. Avlarının yanlarında koştuğunu fark ederlerse o alanı asla terk etmezler ve hedeflerine ulaşana dek mevcutta yer alan her bir karışı kontrol ederler. Bununla birlikte doğrudan önlerinde olmadıkça ya da hareketsiz bir pozisyonda olunduğu sürece farkındalıkları yoktur. Bazı kaynaklar takırdayanların yüzü bir megafon şeklinde olduğu için ses kaynağının en iyi alınabildiği yerin takırdayanın kendi önü olduğunu söyler. Bu görüşe göre doğrudan önlerindeyken ses çıkarmak, takırdayanın başka bir yönünde ses çıkarmaktan çok daha ölümcüldür.
HBO Dizisi The Last of Us’taki Clicker’lar
Hiç şüphesiz Last of Us serisinde takırdayan evresinin ayrı bir yeri vardır. Sanırım bu yüzden HBO yapımı uyarlamada hemen ikinci bölümde bu evre işlenmiş. Oyundaki hikaye ile hemen hemen aynı düzlemde olan sahneler, bu evrenin ne denli tehlikeli olduğunu gözler önüne seriyor. Bu sahneler Ellie için bir noktada yeni bir keşif, Joel ve Tess için ise bir kabus oluyor.
Last of Us Serisine Gönderme Yapan Oyunlar
Last of Us serisinin olmazsa olmazı denilebilecek takırdayan evresine karşı bir çok popüler yapımda bir nevi saygı duruşu yapmıştır. En bilinen referanslardan birisi hikaye tabanlı Life is Strange adlı serinin ikinci oyunudur. Oyundaki ana karakterlerden birisi mantar bulaşan bir ağaca bakıp tıpkı bir takırdayan gibi der. Saygı duruşu dediğim yer ise bu diyalogtan sonra diğer çocuğun takırdayan sesleri çıkarmasıdır.
Bir diğer referans Dying Light serisinin ilk oyununda karşımıza çıkar. Oyunun bir bölümünde asansörden çıkan arkadaş her ne kadar bir sonraki evre olan şişkinler gibi iri cüsseli bir zombi de olsa kafa şekli yüzünden tıpkı bir takırdayan gibi bir izlenim bırakır.
The Last of Us’ta Salgının İlk Evresi – Runner’lar Kimlerdir?
The Last of Us’ta Salgının İkinci Evresi – Stalker’lar Kimlerdir?
Son olarak takırdayanların oyunlardan ziyade çizgifilmlere de konu olmuşluğu vardır.
Gumball adlı çizgi filmin parazit isimli bölümünde bir sahne bulunur. Hatta zombi şeklinin bir video oyunundan aldığından dahi bahsedilir.
Kabaca takırdayan deyip geçmeyin. Bu evrenin oyun içerisinde popüler olduğu kadar globalde de ün yapmış bir evre olduğu tartışılmaz bir gerçektir diyerek bir yazının daha sonuna gelmiş bulunduk. Okuduğunuz için teşekkürler!
Ayrıca bu yazıyı video olarak izlemek isterseniz o da hemen aşağıda:
Kutu oyunları kültürünün ülkemizde çok var olduğu söylenemez ne yazık ki. Eğer bir oyun oynanacaksa da Tabu, Monopoly gibi oyunlar tercih ediliyor. Oysaki buzdağının diğer tarafında öyle cevherler var ki sadece birkaç oyun sonra “Biz niye bunlarla kendimizi kısıtlamışız” diyorsunuz. Ve derine indikçe ne kadar da büyük bir havuzun var olduğunu fark ediyorsunuz.
Bu yazı da bu harika aktiviteye hem kendisi hem de arkadaşlarını dahil etmek isteyenler için başlangıç seviyesi kutu oyunlarını içeriyor. Liste fazlaca uzayabilirdi ama her oyuna ulaşmak çok kolay olmadığı için kadro daha çok erişilebilir ve herkesin beğenebileceği tarzda oyunlar üzerine şekillendi.
CATAN (1995)
Oyuncu Sayısı: 3-4 Oynama Süresi: 60-120 dakika
Yılların eskitemediği Catan’da oyuncuların amacı Catan şehrindeki en baskın güç olmak. Bunu gerçekleştirmek de buğday, tuğla, tahta gibi kaynakları harcayarak yollar ve evler yapmaktan geçiyor. Kaynaklar, rastgele yerleştirilmiş altıgen şeklindeki biyomlardan kazanılıyor. Zarlarla gelişiminizi ve kaynak sayınızı arttırabiliyorsunuz. Ayrıca oyuncular arası ticaret de mümkün. Yani Catan’da oyuncular arası etkileşim var.
Carcassonne (2000)
Oyuncu Sayısı: 2-5 Oynama Süresi: 30-45 dakika
Fransa’nın kalelerle ünlü Carcassonne şehrinden ilham alınarak tasarlanan Carcassonne’da oyuncular; içerisinde yol, kilise, otlak arazi ve tabii ki de kale bulunan karoları birbirleriyle uyumlu olacak şekilde yerleştirerek kendi Carcassonne’larını yapıyor. Bunu yaparken de oyuncular işçilerini bu alanlara yerleştirip en büyük bölgeye (puana) sahip olmaya çalışıyor. Herkesin sırayla karoları yerleştirdiği oyunda oyuncular arası etkileşim yok.
Cascadia (2021)
Oyuncu Sayısı: 1-4 Oynama Süresi: 30-45 dakika
Aynı Carcassonne gibi (bu kez altıgen) karoları yerleştirerek oynanan Cascadia’da amaç kendi habitatımızı kurmak. Carcassonne’dakinin aksine herkesin kendi alanının olduğu oyunda seçebileceğimiz yüzü açık dört karo bulunuyor. Bu karolar beraberinde bir hayvan token’ı içeriyor ve yerleştirdiğimiz karolar ve hayvanlarla yaptığımız kombinasyonlar oyunu kazanıp kazanamadığımızı belirliyor.
Ticket to Ride: Europe (2005)
Oyuncu Sayısı: 2-5 Oynama Süresi: 30-60 dakika
Ticket to Ride ana oyununun Avrupa haritasında oynanan bu versiyonunda amacımız, sahip olduğumuz hedeflerde gösterilen şehirlerin arasına ray hattı oluşturmak. Bunun için gereken vagonları marketten alıyorsunuz ama vagonlar farklı renklerde ve her rengi her şehir arasında kullanamıyorsunuz. Bireysel hedefler ne kadar uzun yol içeriyorsa o kadar fazla puan alıyorsunuz ve en çok puan toplayan oyunu kazanmış oluyor.
Azul (2017)
Oyuncu Sayısı: 2-4 Oynama Süresi: 30-45 dakika
Portekiz’in Evora bölgesinde bulunan Kraliyet Sarayı’nın duvarlarını en güzel şekilde süslememiz gereken Azul’da herkesin kendi oyun tahtası bulunmakta. Ortada rastgele gruplanarak bulunan taşları sırayla alarak kendi tahtamıza yerleştirdiğimiz oyunda amaç en düzgün şekilde taşları yerleştirebilmek. Çünkü taşlar istediğiniz gibi yerleşmiyor ve istediğiniz kadar da alana sahip değilsiniz.
Dixit (2008)
Oyuncu Sayısı: 3-8 Oynama Süresi: 30 dakika
Listedeki tek parti oyunu Dixit’in kuralları yok denecek kadar az. Herkesin elinde sadece görsel bulunan altı adet kart var ve sıradaki oyuncu bu görsele uygun bir kelime söyleyip kartı ortaya kapatıyor. Diğer oyuncular ise bu kelimeye en uygun ellerindeki kartı kapalı şekilde ortaya koyuyor. Karıştırılan kartlar açıldıktan sonra herkes ana oyuncunun kartını tahmin etmeye çalışıyor ve ona göre puanlamalar yapılıyor. İşte Dixit bu kadar!
Wingspan (2019)
Oyuncu Sayısı: 1-5 Oynama Süresi: 40-70 dakika
Wingspan bu listede yer almalı mı emin değilim, çünkü bir tık fazla karışık bir yapısı var. Ama gerek teması gerek oynattığım herkesin beğenmesi sebebiyle listede yer olsun istedim. Kuş meraklısı bir insan olarak oynadığımız Wingspan’de amaç kendi habitatımızı farklı kuşlarla donatmak. Bunu kuş kartlarıyla yapıyoruz ve aynı zamanda çeşitli hedefleri de yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu bazen yumurta sayısı oluyor, bazen belli bir yuva tipindeki kuşları toplamak oluyor. Bu sayede en yüksek puanı almaya çalışıyoruz.
Patchwork (2014)
Oyuncu Sayısı: 2 Oynama Süresi: 15-30 dakika
Ülkemizde aynı zamanda Yamalı Yorgan olarak da bilinen Patchwork’te oyuncular farklı biçimlerde ve tasarımlardaki kumaşları, kendi tahtalarına en uygun şekilde yerleştirmeye çalışıyor. Bu kumaşları oyunun para birimi olan düğme karşılığında alıyorsunuz. Neticede tahtanızda en az boşluk kalacak şekilde kumaşları dizmek en büyük amaç. Ayrıca 7×7’lik bir yorganı ilk bitiren ekstra düğme ödülü kazanıyor.
Tekken 8 tanıtımları hız kazandı diyorduk, o kadarı da yetmemiş demek ki, bu sefer 2 videoyla birden çıktılar karşımıza.
Videolardan ilki, serinin 5. oyunundan itibaren bizlerle olan Asuka Kazama’dan. Soyadı zaten Kazama ailesiyle akrabalık bağlarına işaret ediyor; Jun’un yeğeni, Jin’in de kuzeni oluyor kendileri. Aile geleneğini başarılı bir şekilde sürdürdüğünü söylemek mümkün, ringin tozunu attırıyor fragmanda.
İkinci konuğumuzsa, Leroy Smith. Serinin görece yeni karakterlerinden, 7. oyunla birlikte kadroya dahil oldu. Dikkat çekici bir tarzı olduğunu söyleyebiliriz. Bir de köpeği Sugar var tabii, zaman zaman o da Leroy’a dövüşlerde eşlik ediyor, fragmanda da görüyoruz kendisini.
Tekken 8 kadrosundan 11 ismi geride bırakmış olduk. Bakalım sırada hangi dövüşçülerimiz var.
Bedava oyun haberlerinde bugünün konuğu GOG oldu; Deep Sky Derelicts ücretsiz olarak veriliyor. Ancak bunun için elinizi çabuk tutmanız lazım, son birkaç saat.
Deep Sky Derelicts, birkaç oyun türünü harmanlayan yapımlardan; bir yandan sıra tabanlı strateji ve RYO, bir yandan kart oyunu, araya roguelike da sıkıştırılmış, ne ararsanız var yani 🙂 Bir uzay macerası vadediyor oyun severlere. Galaksinin uçsuz bucaksızlığında, çeşit çeşit uzay gemisine ayak basıyor, karşımıza çıkan türlü türlü düşmanı avlayıp etrafta ne bulursak yağmalıyoruz. Darkest Dungeon’ın uzay şubesi olarak değerlendirildiğine de denk gelebilirsiniz, ama yukarıda bahsettiğim gibi işin içine farklı oyun türlerinden mekanikler de katılmış durumda.
Deep Sky Derelicts’i ücretsiz olarak alabilmek için tek yapmanız gereken GOG anasayfasından oyunu hesabınıza eklemek. Bunun için son saat 16:00, elinizi çabuk tutun sevgili Oyunseverler.
Mod yapımcısı Painstaking Rick, Fallout 4 için yeni 4K Doku Paketini paylaşıma sundu. Bu paketin dosya büyüklüğü tam 41 GB, yani kendisi tam bir canavar. Bu kadar büyük olmasının sebebi ise oyundaki tüm dokuları (toplam 40,962 adet) 4K çözünürlüğe çıkarıyor olması.
Performout 4 – Fancy ismindeki bu mod gerçekten de oyundaki tüm objeler için dokuları 4K ile değiştiriyor ve bunu yaptığında da herhangi bir performans kaybı yaşamıyorsunuz. Yani oyunun normal versiyonu kaç fps çalışıyorsa 4K modlanmış olan versiyon da aynı şekilde çalışıyor.
Eğer hala Fallout oynayan (veya başlamak isteyen) oyunculardan biriyseniz siz de modu şuradan indirebilirsiniz.