Şu son iki senede Büyücülük Dünyası’nın en kârlı ve yağlı kısımları oyun sektörüne kaldı herhalde. Hogwarts Legacy öyle bir popülerlik elde etti, öyle rekorlar kırdı ki Warner Bros yetkilileri de hayret etmiştir eminim mikro-ödemesiz, Online servissiz, kılçıksız bir oyun tecrübesinin bu kadar büyük bir gelir kapısı olabileceğine. Ama garip olan bir şey vardı -ki Hogwarts Legacy’yi oynadıysanız kesinlikle fark etmişsinizdir: Oyunda uçma, süpürgeler, sahası falan tastamam bulunmasına rağmen… Quidditch yoktu! Açıkçası o zaman oynarken de garipsemiştim, çok geçmeden çeşitli söylentiler “Quidditch’i ayrı oyun yapacaklarmış, ondan dahil etmemişler” diye fısıldamaya başlayınca bu konudaki soru işaretleri bir anda çok daha anlamlı hale gelmeye başladı… Eh, çok geçmeden Quidditch Champions da duyuruldu ve hatta betası metası derken “Accio, Quidditch!” demişiz gibi kapımıza kadar geldi bir anda. Gerçi şimdi yiğidin hakkını yine yiğide bağışlamak lazım, “Hogwarts Legacy’ye koyamadıkları bütün kozmetikleri ve mikro-ödemeleri buna dayayacaklar şimdi; sağabilecekleri kadar sağacaklar kesin!” diye bekliyordum… Pek de öyle olmadı. Harry Potter. Quidditch Champions, Hogwarts Legacy’de eksikliğini çektiğimiz Quidditch’in ayrıca oynanabilir versiyonu tam olarak. Ne eksik ne de fazla.
Quidditch Champions, uzuunca bir alıştırma / öğrenme bölümünde esir tutuyor sizi asıl sahaya salmadan önce. Weasley ailesinin sahasına konuk olarak Ginny’den öğrendiğimiz kurallarla bezeli bu kısım açıkçası oyuna olan ilgi ve hevesimi biraz hırpaladı daha baştan. Bir yandan da anlıyorum tabii. Hiç bilmeyen birisi için Quiddtich’teki oyuncuların pozisyonları, kuralları, dinamikleri kafa karıştırıcı olabilir; onları da düşünmek zorunda sonuçta yapımcılar. Ama bir iki videolu slaytla geçebilecekleri kısımları kısıtlanmış şekilde uzun uzadıya oynatmak da ilk Quidditch deneyimimizi biraz baltalıyor doğrusu. Çünkü tam tecrübeyi yaşayamıyorsunuz bu kısımda ve ancak bütün pozisyonları tek tek deneyip oyunun sizden istediği şeyleri yaptıktan sonra serbest kalarak asıl hedeflenen tecrübeyi yaşamaya başlıyorsunuz. Neyse ki o noktadan sonraki tecrübeniz genellikle daha pozitif ve eğlenceli tarafa kaymaya başlıyor.
Alıştırma badiresini atlatıp oyun sizi nihayet saldığında menüde 4 farklı oyun seçeneğiyle baş başa kalıyorsunuz: Campaign, Multiplayer, Exhibition, Open Practice. Ben haliyle önce bir Campaign tarafına daldım. Orada sırasıyla giden 4 tane turnuva var, her tamamladığınız turnuva bir sonrakinin kapısını açıyor. Benzer şekilde bir zorlukta başarılı bir şekilde kupa kazandığınızda da bir sonraki zorluğu açmış oluyorsunuz.
Hoşuma giden bir detay, direkt “turnuva” olarak oynadığınız için bir maç bittiğinde bir sonrakine başlıyorsunuz ve tekli şekilde maçları tekrar etme şansınız olmuyor. Yani yeniliyorsanız ya da kötü oynadıysanız “Aa, maçı başa alayım” diyemiyorsunuz: Ya turnuvayı baştan alacaksınız ya da o şekilde oynamaya devam edeceksiniz -ki bir iki maçta kötü oynamanıza rağmen diğer maçlarda iyi oynadığınız için günün sonunda şampiyon olma şansına da sahipsiniz. İş tamamen kaç sayı yaparak kazandığınıza bakıyor, o yüzden de maçlarınızı bol gollü bir şekilde bitirmek isteyeceksiniz.
Hah, şimdi işin kurallarına geldiğimiz için burada apayrı bir paragraf kesinlikle gerekiyor: Çünkü Quidditch Champions, bizim bildiğimiz Quidditch kurallarını biraz eğip büküyor. Ben bunu “Heh, Snitch’i yakaladım!” diye oyunu saldığım sırada karşı takım gelip gol attığında fark ettim. Siz benim hatamı tekrarlamayın, zira oyun Snitch’i yakaladığınızda sona ermiyor. Snitch de 150 puan değil, 30 puan veriyor zaten. İlk başta sizin de “Olur mu ya öyle saçma şey?” dediğinizi tahmin ediyorum ama aslına bakarsanız bu şekilde bir süre oynadıktan ve alıştıktan sonra söyleyebileceğim şey… böylesi daha mantıklı gibi aslında?! Quidditch Champions’ta bir maç 7 dakika içinde ya da bir takım 100 puana ulaştığında bitiyor. (Eğer süre bittiğinde beraberlik olursa, ilk golü atan kazanmış sayılıyor.) Oyunun Co-Op ve PVP seçeneklerinin de bulunduğunu düşünürsek eğer alışılageldik Quidditch kurallarını uyguluyor olsaydı Seeker olan oyuncu maçın yarısı boyunca boş boş durup sonrasında da bir anda bütün maçın yükünü kendi omuzları üzerine yüklenmiş bulacaktı. Böyle bir dengesizliğin olmaması için de mantıklı ve eğlenceli böyle bir değişiklik yapmışlar. Zaten PVP kısmında hangi pozisyonu seçerseniz seçin bir de Chaser kontrol ediyorsunuz ve ikisi arasında istediğiniz zaman geçiş yapıyorsunuz. Böylece ister milleti süpürgesinden düşürmeye çalışıyor isterseniz de kalenizi savunuyor ya da her maçta aşağı yukarı iki kere ortaya çıkan Snitch’i yakalamaya çalışıyorsunuz. Çok daha yerinde olmuş böylesi.
Bu arada tabii ki bu maçları neden yapıyoruz? Zaferlere neden imza atıyoruz? Tabii ki takımımızı daha iyi kişiselleştirebilmek için. Bakın, oyun yapımcılarına sesleniyorum: Bu kişiselleştirme işini yabana atmayın. Oyuncuların kalbine giden yolun koordinatları bu kişiselleştirme kısmında gizli!
Geyiği bir yana bırakırsak, takımdaki bütün oyuncuları kişiselleştirebiliyorsunuz ancak bir Hogwarts Legacy karakter yaratma ekranı da beklemeyin; buradaki seçenekler çok daha sade. Ama yine de elinizi kolunuzu tamamen bağlayacak kadar da sığ değil. Tabii ki siz maç kazandıkça, oynadıkça ve kupaları eve getirdikçe daha çok seçenek, forma, aksesuar gibi ıvır zıvırlar açılmaya devam ediyor. Hatta çok büyük başarılara ünlü karakterlerin skinlerini de koymuşlar, tutup da Harry Potter ya da Draco Malfoy skini koyabiliyorsunuz yani karakterlerinize. Açıkçası başta da dediğim gibi Warner Bros’un burada quaffle’ı düşüreceğini beklemiştim ama beklediğim kadar kötü çıkmadı Market tarafındaki kozmetikler. Çoğunu düz oynayarak ve biraz uğraşarak açabiliyorsunuz zaten. Kaldı ki benim sezon öncesi gördüğüm ve almaya değer gördüğüm tek şey de maç sonrası çıkan kedi patronusu emote’uydu, onu aldım ve mevzu benim için kapandı. Daha da markete girmeme gerek olduğunu düşünmüyorum. Ama siz yine de girmek isterseniz oyundan keyif alıp oynamaya devam ettiğiniz sürece düzenli bir şekilde oyunun da sizi ödüllendirdiğini bilin. En azından şimdilik durum böyle, çünkü biliyorsunuz ki canlı servis oyunlarına güvenmek birazcık zor bu konularda. Bugün nispeten adil ve iyi kozmetikler koyarlar, sonra bir anda gözlerini para bürür, asıl oyuna kozmetik koymayı unutup hepsini markete doldurmaya ve fahiş fiyatlar istemeye başlarlar… Görmedik diyemeyiz sonuçta.
Oynadıkça ödüllendiriyor ödüllendirmesine ama… işte tam olarak şu noktada da bu oyunla ilgili en büyük sıkıntı ortaya çıkıyor: Ne kadar oynayacaksınız? Campaign’i maksimum alışmanız vakit alsa bile bir iki saatte bitirirsiniz. Sonrasında belki arada açıp şöyle bir oynarsınız ama sizi oyuna bağlayacak ya da “Off iki maç daha atayım” dedirtecek bir şey de yok oyunda. Ee, bu yüzden oyuncu sayısı dibe çakılırsa 3v3 PVP yapacak oyuncu da bulamazsınız bir süre sonra… O yüzden Quidditch Champions’ın “kalıcılığı” konusunda ciddi şüphelerim var şu noktada. Playstation Plus üyesiyseniz kaçmadan alın, ekleyin diyebilirim ama tam fiyatlı oyun olarak almaya değer mi, orasına siz karar verin. Şu haliyle bir süreliğine eğlendirse bile Hogwarts Legacy’den ayrı bir oyun yapılmasına değecek kadar büyük ve farklı bir değere sahip olduğunu düşünmüyorum şahsen.