Romanya’nın Karadeniz’in Neptün sahasında bulduğu yaklaşık 200 milyar metreküp büyüklüğe sahip doğal gaz rezervini karadan taşıyacak ‘Karadeniz kıyısı – Podişor Doğalgaz Boru Hattı’ projesini 530 milyon euro ile Kalyon inşaat yapacak. 308 kilometre uzunluğundaki hat 24 ayda tamamlanacak.
Hamit Varol-Bükreş
Türkiye’nin Karadeniz’de bulduğu ve yaklaşık 710 milyar metreküp büyüklüğe sahip doğal gaz rezervini karaya ulaştırmasının ardından Romanya da harekete geçti. Romanya’nın Karadeniz’in Neptun Deep sahasında keşfettiği ve yaklaşık 200 milyar metreküp olduğu tahmin edilen doğal gazı aradan taşınma işini Türk şirketi Kalyon İnşaat yapacak. Romanya hükümeti ile Kalyon Holding arasında, Karadeniz kıyısı – Podişor Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nin inşası için imzalar atıldı. 530 milyon euroya gerçekleştirilecek proje ile doğal gaz, boru hattıyla ülkenin iç kesimlerindeki bağlantı noktalarına ulaştırılacak. Toplam 308 kilometre uzunluğundaki hattı Kalyon İnşaat 24 ayda tamamlayacak.
İlk kaynak 3 ay sonra atılacak
Hattın inşasıyla ilgili imza töreni Romanya Başbakanlık binasında gerçekleştirildi. İmza törenine Romanya Başbakan Yardımcısı Marian Neacşu, Romanya Enerji Bakanı Sebastian Burduja ve Kalyon İnşaat İcra Kurulu Üyesi Serdar Över katıldı. Romanya’nın gaz iletim hatlarının yapım ve işletmesinden sorumlu kamu şirketi SNTGN Transgaz’ın yatırımı olan proje kapsamında, Avrupa Birliği’nin (AB) ve Romanya’nın artan gaz ihtiyacı, Kalyon Holding’in yapımına başladığı boru hattı ile karşılanacak. Kalyon İnşaat İcra Kurulu Üyesi Serdar Över’in verdiği bilgiye göre, boru hattı projesinde ilk kaynak 3 ay içinde atılacak. Proje kapsamında, Kalyon Holding tarafından yaklaşık 100 bin ton ağırlığında çelik boru tedarik edilmesi söz konusu olacak. Proje kapsamında ayrıca, kullanılacak boruların temini, 20 adet vana istasyonu, enerji temini, kato dik koruma ve fiber optik imalatları da yer alıyor.
Gaz Avusturya’ya ulaşacak
Avrupa Birliği ihale kanunlarına göre yapılmış, şeffaf ve zorlu geçen ihaleyi, Avrupa’nın en büyük firmalarını geride bırakarak ve teknik olarak tam puan alarak kazandıklarını vurgulayan Serdar Över, “Attığımız imza ile inşasına başladığımız boru hattı projemizi, en ileri teknoloji ile hayata geçireceğiz. Projeyi taahhüt ettiğimiz 24 aydan daha kısa sürede tamamlamayı planlıyoruz” dedi. Över, 308 kilometre uzunluğundaki hattın, BRUA koridoru ile birleşeceğini belirterek, “BRUA koridoru; Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya üzerinden geçen Avrupa’nın enerji güvenliği açısından çok önemli bir koridoru. Boru hattımız sayesinde Karadeniz’den çıkan gaz Avusturya’ya ulaşabilecek” diye konuştu.
“Mühendislik ihraç ediyoruz”
Romanya’nın müşavirlik ve müteahhitlik anlamında Türk firmaları açısından önemli bir potansiyel taşıdığına da değinen Över, “Amacımız, Karadeniz’de ortaya çıkacak ilave doğal gazı Romanya ve AB ülkelerinin kullanımına sağlıklı, kaliteli ve sürdürülebilirliğe uygun bir şekilde ulaştırmak. Kalyon Holding olarak bu alanda sahip olduğumuz bilgi ve deneyimimizi Avrupa’ya taşırken, ülkemizin mühendislik gücünü de komşu coğrafyalara ihraç ediyoruz. Bu sayede Türkiye ve Romanya arasındaki ticari iş hacmini artıracak olmanın gururunu yaşıyoruz. Önümüzdeki dönemde de gerek Romanya gerekse diğer ülkelerde Kalyon Holding’in imzasını daha da görünür kılacağız” diye konuştu. Hamit Varol-Bükreş Romanya Başbakanlık binasında gerçekleştirilen Karadeniz Kıyısı-Podişor Doğalgaz Boru Hattı’nın imza törenine (soldan sağa) SNTGN Transgaz Genel Müdürü Ion Sterian, Romanya Başbakan Yardımcısı Marian Neacşu, Kalyon İnşaat İcra Kurulu Üyesi Serdar Över, T.C. Bükreş Büyükelçisi Özgür Kıvanç Altan katıldı.
“Siz işi yetiştirin biz parayı tıkır tıkır öderiz”
SNTGN Transgaz Genel Müdürü Ion Sterian, Kalyon Holding’in Avrupa’dan 4 firmanın katıldığı ihaleyi, tüm kriterleri karşılayarak kazandığının altını çizdi. Sterian, ” Bu doğalgaz boru hattı, Avrupa’nın halihazırda en büyük boru hattı projesi. Yıllık 12 milyar metreküpü aşkın kapasiteye sahip olacak hattan taşınacak gaz ile Romanya’daki tüketimin yaklaşık yüzde 45’i karşılanacak” dedi. Projede ödeme sıkıntısının yaşanmayacağını kaydeden Sterian, “Daha önce açtığımız boru ihalesini Tosyalı Holding kazanmıştı. İş zamanında bitirdi ve ödemeleri tıkır tıkır yaptık. Bu iş için de aynı şey geçerdi. İşi yetiştirin para ödemesinde sıkıntı olmaz” şeklinde konuştu.
Turner International Başkan Yardımcısı ve Türkiye Genel Müdürü Mehmet Sami Kılıç “İstanbul Finans Merkezi stratejik öneme sahip. Merkezin bankalar bölümü açıldı, proje tamamlandıkça diğer bölümler de açılacak. Biz bu projenin bir parçası olmaktan…
Turner International Başkan Yardımcısı ve Türkiye Genel Müdürü Mehmet Sami Kılıç, “Turner bir Kuzey Amerika firması, hem müteahhitlik tarafı var hem de proje yönetimi tarafı var. Müteahhitlik tarafını sadece Amerika ve Kanada’da yapıyor ve buradaki know-how’ı diğer ülkelerde proje yönetiminde kullanıyor” dedi.
60’ın üzerinde ülkede proje yaptıklarını belirten Kılıç “Türkiye’ye biz 2000 yılında girdik ama son 10 yılda ivme kazandık. Piyasa payımız arttı ve büyümeye başladık. Türkiye’de İş Kuleleri ve Atatürk Havalimanı ile başlamıştık. Şu anda ise İstanbul Finans Merkezi’nin program yönetimini, Şişecam’ın büyük fabrikalarının hem Türkiye’de hem de Amerika’da proje yönetimini yapmaktayız. Bizim burada kırılma noktamız Ziraat Bankası kuleleriyle olmuştur.
Turizm sektöründen veri merkezine kadar başka projelerimiz de mevcut. Dünyada 100 en yüksek binanın 16’sı bizim projemiz. Şu anda da Türkiye’nin 353 metre olan en yüksek binasının projesinde de biz çalışıyoruz” diye konuştu.
Kılıç “İstanbul Finans Merkezi stratejik öneme de sahip. Biz projeye 2019’da dahil olduk. Bütün mülkiyet tek bir firmanın altında toplanıyor. Bu da Türkiye Varlık Fonu. Böylece kararlar daha hızlı verildi. Bürokratik yollardan da önümüz açıktı. Bunun yanında Emlak Konut ile beraber çalıştık. Dubai Finans Merkezi’ndeki know-how’ımızı harmanlayarak projeye yön verdik. Merkezin bankalar bölümü açıldı, proje tamamlandıkça diğer bölümler de açılacak. Biz bu projenin bir parçası olmaktan çok mutluyuz” şeklinde konuştu.
“Finansmanın kolaylaşması lazım ki sektör büyüme trendine yaklaşsın”
İnşaat sektörüne dair değerlendirmesinde Kılıç “İşçilik, malzeme ve finansman maliyetlerinin artması bu piyasanın küçülmesine neden oldu. Halihazırda devam eden projeler yavaşladı. Yeni başlayacak projelerin de ertelenmesine neden oldu. Dolar kurunun artmış olması ve Türkiye’deki piyasaların volatil olması firmaların zor duruma düşmesine neden oldu. Tabii Türkiye’de bu maliyet artışları dünyada yaşanandan daha fazla hissedildi. Bu maliyetlerin bir kısmı konut fiyatlarına yansıtıldı. Deprem de çok etkiledi. Zaten 2017’den beri de bir büyüme yok. Depremden sonra devletimiz bir seferberlik içine girdi. Özel sektör de bu işin içine girecek ve sektörün de ayakta kalmasını sağlayacak diye düşünüyorum. Tabii finansmanın da kolaylaşması lazım ki sektör büyüme trendine yaklaşsın” ifadelerini kullandı.
“Türkiye bizim şirketimiz için çok önemli bir pazar” diyen Kılıç “Biz burada kalıcı olmak istiyoruz. Biliyorsunuz ülkemizde bir elektrikli araç yatırımı oldu. Bunun için de gerekli olan pil fabrikaları şu anda gündemde. Bizim de bu işi yapan bir takımımız var ve bunu Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Türkiye pazarı için katma değerli projelere odaklanacağız. Şu anda Türkiye’de veri merkezi projesine de başladık” diye konuştu.
Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Türkiye ile Azerbaycan’ın enerji işbirliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Memmedov, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Projesi’nin kapasitesinin arttığına işaret ederek, “Bu yıl…
Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Türkiye ile Azerbaycan’ın enerji alanındaki işbirliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) Projesi’nin kapasitesinin arttığına işaret ederek, “Bu yıl Türkiye’ye 10,2 milyar metreküp, Avrupa’ya 12 milyar metreküp olmak üzere 22,2 milyar metreküp gaz ihraç edilmesi bekleniyor” dedi.
Azerbaycan’dan Türkiye ve Avrupa’ya doğal gaz sevkiyatı için inşa edilen ve 12 Haziran 2018’de faaliyete başlayan TANAP’ın, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı ile entegre edilmesiyle Hazar Denizi’ni Türkiye ile birleştirdiklerini dile getiren Memmedov, projenin Türkiye’nin enerji güvenliğini pekiştirdiğini ve Azerbaycan’ın yurt dışına gaz satışına olanak sağladığını aktardı.
Memmedov, Azerbaycan’dan İtalya’ya kadar uzanan Bakü-Tiflis-Erzurum, TANAP ve Trans Adriyatik Boru Hattı’nın (TAP) toplam yatırım bedelinin 40 milyar dolar olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye ve Azerbaycan’ın bugüne kadar süregelen başarılı işbirliğinin enerji alanındaki en büyük ve önemli adımlarından birisi olan TANAP, Avrupa ve Türkiye’nin doğal gazda kaynak çeşitliliğinin artırmasının yanı sıra Türkiye’nin enerji koridoru olması yolunda bugüne kadar atılan en stratejik adımlardan biridir. Bu proje sayesinde kurucu lider Sayın Haydar Aliyev döneminde başlayan Türkiye-Azerbaycan enerji işbirliği yeni bir boyuta taşınmıştır” ifadelerini kullandı.
TANAP ile taşınan gaz hacmi büyük ölçüde arttı
TANAP’ın faaliyete başlamasından bu yana Türkiye’ye 22, Avrupa’ya 24 milyar metreküp olmak üzere toplam 46 milyar metreküp gaz taşındığını vurgulayan Memmedov, “Yeni rakamlara bakacak olursak hacmin büyük ölçüde arttığını görebiliriz. Bu yıl TANAP ile Türkiye’ye 10,2 milyar metreküp, Avrupa’ya 12 milyar metreküp olmak üzere 22,2 milyar metreküp gaz ihraç edilmesi bekleniyor. TANAP’ın önümüzdeki yıllarda iletim kapasitesinin mevcut 16 milyar metreküpten, iki katına çıkarılması planı, Türkiye’nin bir ‘doğal gaz merkezine dönüşmesine önemli katkı sağlayacaktır” diye konuştu.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun “Doğal Gaz Piyasası 2022 Yılı Sektör Raporu”na göre Azerbaycan’ın Türkiye’ye gaz sevkiyatı 2022’de 8 milyar 705 milyon metreküp seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu gaz sevkiyatının bu yıl 10,2 milyar metreküpe çıkarılması yıllık bazda yaklaşık 1,5 milyar metreküp artış anlamına geliyor.
Kapasitenin artırılmasıyla iki ülkenin enerji güvenliğindeki rolü artar
Memmedov, “Kapasitenin 32 milyar metreküpe çıkarılması hem Azerbaycan’ın hem de farklı devletlerin gazının o boru hattıyla Avrupa devletlerine gönderilmesine olanak tanıyacaktır. Bu, hem Azerbaycan ve Türkiye’nin Avrupa’nın enerji güvenliğindeki rolünü artırmış olur, hem de iki ülkenin siyasi önemini artırır.” değerlendirmesinde bulundu.
TANAP projesiyle birlikte Türkiye’nin doğu ve batı arasında enerji koridoru olmaktan çıkarak “enerji hub”ı seviyesine ulaştığını belirten Memmedov, “TANAP ile Azerbaycan, güvenilir bir partnerle enerjisini Batıya ulaştırırken, Türkiye de kendi enerji güvenliği için güvenilir bir partner kazanmış oldu ve Avrupa Birliği’nin enerji güvenliği için kritik rol üstlendi. Böylelikle her iki ülke ve Avrupa bu işbirliğinden kazançlı çıkmış oldu. Uluslararası arenadaki gelişmeler TANAP’ın önemini daha da artırdı” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Memmedov, Azerbaycan’ın Türkiye’nin enerji sektörüne yönelik yatırımlarına ilişkin, “Bu mega projelerin yanı sıra Azerbaycan’ın devlet şirketi SOCAR’ın Türkiye’de enerji sektörüne ikili bazda yaptığı yatırım tutarı 20 milyar dolar civarındadır. SOCAR, Türkiye’deki petrol, gaz ve petrol ürünleri tedarikçilerinden biridir ve Türk firmaları, TPAO ve BOTAŞ ile kapsamlı bir işbirliği bulunmaktadır” diye konuştu.
SOCAR ve TPAO arasında hidrokarbon yataklarının aranması ve üretimindeki işbirliğine dikkati çeken Memmedov, TPAO’nun Azerbaycan’ın Şafak-Asiman, Karabağ ve diğer bazı projelerle ilgilendiğini söyledi.
Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı için çalışmalar sürüyor
Memmedov, Iğdır ve Azerbaycan’ın Nahçıvan bölgesi arasında doğal gaz boru hattı inşa edilmesinin da gelecek projeler arasında yer aldığına işaret ederek, “2020 yılında imzalanan mutabakat zaptı ile temelleri atılan ve yılda 500 milyon metreküp gaz taşıma hacmine sahip olacak bu projenin uygulanması yönünde gerekli adımlar atılıyor” dedi.
2010 yılından bu yana sürdürülebilirlik performansını şeffaf bir şekilde paydaşlarına açıklayan Anadolu Efes, bu yolculukta önemli bir adım daha atarak, ilk entegre raporunu yayımladı. Şirketin 2022’de başlattığı Denize +1 Nefes projesinden ilham alınarak tasarlanan rapor, finansal ve finansal olmayan alanlarda yarattığı değeri, performansını ve hedeflerindeki ilerlemeyi içeriyor.
Anadolu Efes, 8 Haziran Marmara Denizi Günü’nde Sedef Adası’nda gerçekleştirdiği etkinlikte ilk entegre raporunu ve Denize +1 Nefes projesindeki son gelişmeleri paylaştı. Anadolu Efes’in entegre düşünce anlayışıyla hazırladığı raporu; finansal ve finansal olmayan alanlardaki performansını, orta ve uzun vadeli hedeflerini ortaya koyuyor. Bununla birlikte şirketin Finansal, Üretilmiş, Fikri, İnsani, Doğal ve Sosyal&İlişkisel sermaye öğeleri etrafında nasıl değer yarattığı da raporda yer alıyor.
Entegre raporun Türkiye’de kendi sektöründe ilk olmasından ayrı bir heyecan duyduklarını belirten Anadolu Efes Bira Grubu Başkanı ve CEO’su Can Çaka sözlerine şöyle devam etti: “Anadolu Efes olarak, kurulduğumuz günden bu yana sürdürülebilirliği ana şirket stratejimizin temelinde konumlandırıyor, iş modelimizin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Bugün yolculuğumuza dünyanın 9., Avrupa’nın ise 5. büyük bira şirketi olarak devam ediyoruz. Bununla birlikte bölgesel bir güç konumunda bulunan şirketimizin performansını finansal başarı tanımının ötesinde bir bakış açısıyla ele alıyoruz.
Değer yaratmak, bizim için finansal başarıyla birlikte aynı zamanda çevre, inovasyon, insan ve sosyal etki odağında gelecek için adımlar atmak demek. Bu sebeple, sürdürülebilirliği karar mekanizmalarımızın ve her türlü faaliyetimizin içerisine entegre ediyor ve tüm paydaşlarımız için uzun vadeli değer yaratmak adına sürekli çalışıyoruz. Bu yolda daha odaklı ve daha da şeffaf ilerleyebilmek adına hem ülkemizde hem dünyada henüz az sayıda şirketin uygulamaya aldığı entegre raporlamaya geçmeye karar verdik. Raporlarımızdaki verilerin doğruluğunu teyit etmek ve güvenirliliği daha da artırmak için bağımsız güvence beyanı almayı da önemsiyoruz.”
Raporun tasarımında Denize +1 Nefes projesinden ilham alındı
Anadolu Efes sosyal etkisini her geçen yıl artırma hedefiyle toplumsal fayda odaklı projeler hayata geçiriyor. Şirketin bu yıl ilk kez yayımladığı entegre raporun tasarımına Anadolu Efes’in geçtiğimiz yıl Deniz Yaşamını Koruma Derneği iş birliğiyle hayata geçirdiği “Denize +1 Nefes” projesi ve dolayısıyla su altı dünyası ilham verdi.
Denize +1 Nefes projesiyle denizlerin yağmur ormanları olarak nitelendirilen ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan mercanların korunması, Marmara Denizi’ndeki su altı yaşamının ve biyoçeşitliliğin zenginleştirilmesi hedefleniyor. Proje kapsamında nakledilen mercanların yarattığı etkinin izlenebilmesi ve kayıt altına alınabilmesi için bu yıl izleme istasyonu kuruldu. Marmara Denizi Günü’nde gerçekleştirilen rapor lansmanında su altı görüntüleri paydaşlarla anlık olarak paylaşıldı.
Saatte 250 kilometre hıza uygun olan Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı, Ankara-Sivas arasındaki 12 saatlik seyahat süresini 2,5 saate indirdi. 27 Nisan-31 Mayıs arasındaki ücretsiz seferler düzenlenen tren hattıyla beraber 46 bin 974 yolcu Anadolu’nun kadim kentinin tarihi ve kültürel zenginliğini görme fırsatı buldu. İşte Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı hakkında tüm detaylar…, bahisnow, betist, Tumbet, Turkbet, Ultrabet, Vdcasino, Vegabet, Venusbet, Vforbahis, Wcasino, Wettenbet, Winxbet, Wonodds, Wsbets, Prizmabet,
Saatte 250 kilometre hıza uygun olan Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı, Ankara-Sivas arasındaki 12 saatlik seyahat süresini 2,5 saate indirdi. 27 Nisan-31 Mayıs arasındaki ücretsiz seferler düzenlenen tren hattıyla beraber 46 bin 974 yolcu Anadolu’nun kadim kentinin tarihi ve kültürel zenginliğini görme fırsatı buldu. İşte Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) hattı hakkında tüm detaylar…
Masmavi berrak denizlerden yemyeşil ormanlara, tarih kokan sokaklardan zengin kültürel dokulara kadar dört bir yanıyla göz kamaştıran ülkemizin her bir şehri keşfedilmeye değer bir atmosfere kucak açıyor. Seyahat etmeyi seven birçok kişi ise rotasını belirledikten sonra ilk olarak ‘Nasıl gidebilirim, nasıl ulaşabilirim?’ içerikli sorulara yanıt aramaya başlıyor. Vatandaşlardan yoğun ilgi gören Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) Hattı ise seyahat severler için ulaşıma yeni bir soluk getirdi. 26 Nisan’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açılışı gerçekleştirilen hızlı tren hakkında tüm detaylar için haberimizi okumaya devam edebilirsiniz…
ANKARA – SİVAS YÜKSEK HIZLI NERELERDEN GEÇİYOR?
Saatte 250 kilometre hıza uygun olarak inşa edilen Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) Hattı ile Ankara-Sivas arasındaki mesafe 603 kilometreden 405 kilometreye, 12 saat olan seyahat süresi ise 2 saate indi. Aynı zamanda bu hat ile birlikte Ankara-Yozgat arasındaki seyahat süresi ise 1 saate inmiş oldu.
Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) Hattı
Hat üzerinde Elmadağ, Kırıkkale, Yerköy, Yozgat, Sorgun, Akdağmadeni, Yıldızeli ve Sivas olmak üzere toplamda 8 istasyon yer almaktadır.
Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı durakları
Bu hat aracılığıyla Ankara, Kırıkkale, Yozgat ve Sivas’taki 1,4 milyon vatandaş konforlu ekonomik seyahat imkanına kavuşacağı gibi kara yolları hatları ile birlikte Sivas’ın devamında Tokat, Erzincan, Malatya gibi şehirlere de kolay ulaşım imkanı sağlanmış oldu.
Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı hakkında bilgiler
Ayrıca hattın işletmeye alınmasıyla birlikte enerji ve zaman üzerinden yıllık 410 milyon lira tasarruf sağlanacağı açıklandı.
Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı hakkında detaylar
ANKARA – SİVAS YÜKSEK HIZLI TREN HATTI ÖZELLİKLERİ
Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) Hattı projesi kapsamında toplam 155 milyon metreküp kazı ve dolgu yapıldı. Bunun yanı sıra tren hattı için toplam uzunluğu 66 kilometre olan 49 adet tünel, toplam uzunluğu 27,2 kilometre olan 49 adet viyadük inşa edildi. Projenin en uzun tüneli 5 bin 125 metre ile Akdağmadeni bölgesinde, en uzun demir yolu viyadüğü ise 2 bin 220 metre ile Çerikli/Kırıkkale’de inşa edildi.
Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı özellikleri
Dünyada MSS yöntemiyle (kalıp arabası) 90 metre açıklık geçirilerek en uzun açıklık geçilen demir yolu viyadüğü de bu proje kapsamında inşa edildi. Hızlı tren hatlarında ilk defa yerli raylar, Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) Hattı projesinde kullanıldı.
Ankara Sivas tren
Tünellerde balastsız yol (beton yol) uygulaması ilk kez bu projede gerçekleştirildi. Ayrıca, Sivas’ta çetin kış şartlarına uygun yerli ve milli buz önleme ve buz çözme tesisi proje için yapıldı.
Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren Hattı yapım aşaması
26 Nisan’da açılışı yapılan hızlı tren hattında, 35 gün boyunca ücretsiz karşılıklı 3 sefer gerçekleştirildi. Ankara-Kırıkkale-Yozgat-Sivas güzergahında hizmet veren hızlı trenin ücretsiz olmasıyla beraber 125 binden fazla kişi seyahat etti.
Sivas hızlı tren hattı
Aynı zamanda Anadolu’nun göz bebeği Sivas, ücretsiz seferlerin düzenlendiği süre zarfında 46 bin 974 ziyaretçiyi ağırladı.
“İLİMİZİ ZİYARET EDENLERİN SAYISI 4-5 KAT ARTTI”
Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait zengin bir kültürel mirasa sahip olan kente ziyaretçi akını olması hakkında konuşan Sivas Valisi Yılmaz Şimşek, “İlimizi ziyaret edenlerin sayısının 4-5 kat arttığını görüyoruz. Örneğin Gök Medrese’yi nisan ayında 5 bin kişi ziyaret etmişken mayısta bu rakam 20 bin civarında. Aynı şekilde nisanda şehir müzesini 1800 kişi ziyaret etmişti, şu anda bu rakam 5 bini buldu. Atatürk ve Kongre Müzesi’ni ise nisanda 4 bin kişi ziyaret etmişti, şu anda bu rakam 10-12 bin dolaylarında.” dedi.
Sivastan kareler
Hızlı tren sayesinde hem zamandan tasarruf sağlandığını hem de yolculukta konforun arttığını vurgulayan Şimşek, “Sivas artık uzaktaki, anılardaki bir şehir değil. Ankara’dan buraya günübirlik mesafede bir şehir. Vatandaşlarımız artık Sivas’a hızlı, konforlu ve ekonomik şekilde gelebilir, Sivas’ın tarihi ve turistik yerlerini ziyaret edebilirler. Adeta bir açık hava müzesi olan, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyetimizin kuruluşuna tanıklık eden eserleri bir arada görebilirler, gezebilirler ve Sivas’ın eşsiz lezzetlerinden de tadabilirler.” diyerek sözlerini sürdürdü.
Kripto dünyasında belirli bir pay sahibi olan Türkiye, genellikle hangi kripto paralara ilgi gösterdi, bu kripto paraların fiyatında ne gibi değişimler yaşandı?
Kripto dünyasında belirli bir pay sahibi olan Türkiye, genellikle hangi kripto paralara ilgi gösterdi, bu kripto paraların fiyatında ne gibi değişimler yaşandı?
2021’de yaşanan boğa sezonuyla birlikte bu alana yönelen çok fazla Türk yatırımcı olmuştu. Genellikle belirli kripto paralar üzerinde ticaret gerçekleştiren Türkiye kripto yatırımcısı, hangi coin’lere daha çok ilgi gösterdi? Bu coin’ler hangi sebeplerden dolayı artışa geçti? Gerçek anlamıyla boğa sezonunu yaşanan bu kripto paralar, hangi oranda yükselişler sergiledi?
Holo (HOT) Sosyal Medya Etkisiyle Yüzde 5336 Yükseldi!
Türkiye’de belki en çok popülarite yakalayan coin’lerden biri Holo (HOT) olmuştu. 8 Şubat 2021 – 12 Nisan 2021 tarihleri arasında yüzde 5336,95 yükselen HOT, Türk kripto yatırımcılarının çok büyük bir kısmının cüzdanında yer aldı. O zamanlarda kripto piyasasında boğa sezonunun yaşanması, bu olayı tetikleyen başlıca unsurlardan biri oldu.
8 Şubat’ta başlayan HOT trendi, genel olarak projeden kaynaklı değil, sosyal medyadaki FOMO etkisiyle alev aldı. Boğa sezonunun yaşanması, yeni kripto yatırımcılarına kapılar açarak kripto piyasa değerine de tavan yaptırmıştı. Kripto paralar hakkında çok fazla bilgi sahibi olmayan Türk yatırımcılar, sosyal medyada bu konu hakkındaki paylaşımlara çok fazla ilgi gösteriyordu. Ve bu sayede çok fazla kripto fenomeni piyasaya çıkmış oldu.
Bitcoin (BTC) tarafında yaşanan rallinin giderek altcoin’lere geçmesi, yatırımcıları altcoin ticaretine yöneltti. Henüz fiyatlamamış olan altcoin’lerin arasında Holo’da (HOT) yer alıyordu. O zamanlar gerçekten düşük bir işlem hacmine sahip olan HOT, kripto fenomenlerinin bol bol proje hakkında bahsetmesiyle büyük ilgi topladı. Hem yatırımcıların coin üzerinde oluşturduğu bu devasa ilgi hem de o süreçte boğa sezonunu yaşanması, HOT’u iki ay içinde 0,000582 dolardan 0,03164 dolara getirdi. Böylelikle yüzde 5336 oranında artış gösteren HOT, Türkiye’ye damga vuran kripto paralardan biri oldu. Şuan için 0,000872 dolardan işlem gören HOT, zirve fiyatından yüzde 96 düşmüş oldu.
Metaverse Rüzgarı, İstanbul’da Esti!
Geçtiğimiz aylarda global anlamda patlama yapan Metaverse sektörü, Türkiye çapında da kayda değer bir yer edindi. Hatta bu furya Metaverse ile ilgili kripto paralar ile sınırlı kalmayıp, Türkiye üzerinde Metaverse arazi satışlarını başlattı. İstanbul’un popüler semtlerinin Metaverse arazileri, uçuk fiyatlarda satışa sunulmuştu.
Metaverse arazi fiyatlarının kısa sürede çok fazla kazanç imkanları sunması, Metaverse bazlı kripto paraların (CEEK, SAND, MANA) uçup gitmesi gibi unsurlar, Türk kripto yatırımcısını direkt olarak bu alana çekti. O zamanlar Metaverse arazi alım satımlarıyla ilgili çok fazla haberler ortaya çıktı. Hatta bu haberler yalnızca sosyal medya değil, televizyon kanallarında da yer aldı.
Türk kripto yatırımcısının yakından takip ettiği Metaverse coin’lerinin başında Ceek VR (CEEK) geliyordu. Sektörün bu denli kazanç fırsatlarını sunduğunu gören yatırımcılar, henüz yükselmemiş Metaverse projelerine bol bol yöneldiler. Bu projelerin arasında The Sandbox (SAND) ve Decentraland’da (MANA) geliyordu. Fakat en çok takip edilen, en uzun süreli konuşulan proje Ceek VR (CEEK) olmuştu. 0,05122 dolardan 1,201 dolara ulaşan CEEK, toplamda yüzde 2246’lık bir performans göstermişti. Güncel olarak 0,069 dolardan alıcı bulan CEEK, en yüksek değerinden yüzde 95 değer kaybetti.
2021 Boğasının Bir Diğer Yıldızı BitTorrent’te (BTT) Yüzde 4454!
2021 yılında kripto dünyasına en çok akın eden ülkelerden biri de Türkiye olmuştu. Altcoin ticaret hacmine çok büyük bir etkisi olan Türk yatırımcılar, belirli kripto paralar üzerinde duruyordu. Bu kripto paralardan biri de BitTorrent (BTT) oldu. Sosyal medyadaki fenomenlerin de zaman zaman BTT ile ilgili konuşması, coin’in patlamasını kaçınılmaz hale getirdi.
Boğa sezonuna kadar olan süreçte uzun süre dip fiyatta işlem gören BTT, 1 Şubat 2021 – 12 Nisan 2021 tarihleri arasında 0,00030 dolardan 0,01368 dolara gelerek yüzde 4454 değer kazanmış oldu. Diğer altcoin’lere oranla daha çok volatil hareketler sergileyen popüler coin, Türkiye kripto ekosisteminde çoğu kişinin ticaretini yaptığı bir coin haline geldi. Şu an için 0,00000058 dolarda bulunan BTT, tepe fiyatından yüzde 89’luk bir çöküş yaşadı.
FOMO Etkisi Dent’i (DENT) Ateşledi: Yüzde 10109 Artış!
Türk kripto yatırımcılarının boğa sezonunda cüzdanlarında en çok bulundurduğu coin’lerin bir diğeri Dent (DENT) olmuştu. Holo (HOT), BiTorrent (BTT) gibi büyük bir coşku yakalayan DENT, bu coin’lere fark atarak çok daha fazla yükseliş gösterdi. Piyasaya yeni yeni dahil olan Türk kripto yatırımcıları, coin’deki artışı gördükçe kripto cüzdanlarına DENT ekliyordu. Global anlamda da büyük bir yankı yaratan DENT, ticaret olarak Türkiye kripto havuzundan büyük bir destek gördü.
O süreçlerde piyasaya sürülen çok fazla kripto paranın olmaması, bu denli değer kazanan kripto paralardaki ilgiyi artırıyordu. DENT’in neredeyse her gün üzerine koyarak ilerlemesi, Türk kripto yatırımcısının dikkatini çekti. Bu durum sosyal medya platformlarında DENT tartışmalarını iyice artırdı. Çevresinden sürekli olarak DENT paylaşımları gören yatırımcılar, projeyle ilgili çeşitli topluluklar da oluşturmuştu.
0,000222 dolardan 0,022 dolara gelerek bir sürü sıfırı atan DENT, yüzde 10109’luk patlama yaptı. 8 Şubat 2021 – 12 Nisan 2021 tarihleri arasında zirveyi test eden popüler coin, sadece Türkiye’de değil, küresel çapta kripto dünyasına damga vurdu. 2021 boğa sezonun en çok yükselen coin’lerinden DENT, bu etkisini çok büyük oranla kaybetmiş olsa da, Türk kripto yatırımcıları sosyal medyada dönem dönem DENT konuşmaya devam ediyor. Fakat DENT, şu an için en yüksek değerinden yüzde 96 oranında aşağıda işlem görüyor.
Türk müteahhitlik sektörünün Ocak-Mayıs döneminde yurt dışında üstlendiği proje tutarı 6,5 milyar dolar oldu.
Ticaret Bakanlığı verilerinden yapılan derlemeye göre, yurt dışı müteahhitlik sektörü 1972’den Mayıs ayı sonuna kadar, 133 ülkede 479,5 milyar dolar değerinde 11 bin 745 proje üstlendi.
Sektör, 2020’de hedef ülkelerde yaşanan ciddi siyasi istikrarsızlıklar, konjonktürel sorunlar ve Kovid-19 salgınının etkilerine rağmen 16,2 milyar dolar değerinde 371 iş almıştı.
2021’de ise salgının dünya ekonomisinde yarattığı olumsuz etkinin azalmasına paralel olarak Türk firmalarının yurt dışında üstlendiği projelerin toplam bedeli 30,7 milyar dolara çıktı. Bu dönemde üstlenilen proje sayısı 443 olarak kayıtlara geçti.
Ortalama bedel 39 milyon dolar
Yurt dışı müteahhitlik sektörü, geçen yılı da küresel ekonomik sorunlar ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nın gölgesinde geçirdi. Bu dönemde sektörün üstlendiği proje sayısı 492, toplam proje bedeli 19,1 milyar dolar oldu. Geçen yıl üstlenilen projelerin ortalama bedeli 38,8 milyon dolar olarak hesaplandı.
Sektör, bu yılın ocak-mayıs döneminde ise 96 proje üstlendi. Bu dönemde üstlenilen projelerin bedeli 6 milyar 459 milyon 199 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Yılın ilk 5 ayında üstlenilen projelerin ortalama bedeli ise 67,2 milyon dolar olarak hesaplandı.
Rusya ve Türkmenistan ilk sıralarda
Müteahhitlik firmalarınca 1972 yılından bugüne kadar yurt dışında üstlenilen projelerin ülkelere göre dağılımında Rusya yüzde 20,4’lük payla ilk sırada yer aldı. Söz konusu ülkede bugüne kadar 97,9 milyar dolarlık proje gerçekleştirildi.
Rusya’yı yüzde 10,6’lık payla Türkmenistan takip etti. Bu ülkede üstlenilen projelerin tutarı 50,8 milyar dolar oldu. Irak yüzde 6,9’luk pay ve üstlenilen 33,1 milyar dolarlık projeyle üçüncü sırada yer aldı. Bu ülkeleri, Libya ve Kazakistan izledi.
Müteahhitlik sektörünün daha fazla pay almak için odaklandığı Suudi Arabistan pazarı da yüzde 5,2’lik pay ve 24,9 milyar dolarlık proje bedeliyle öne çıktı.
Bugüne kadar en çok proje üstlenilen alanlara bakıldığında konut projelerinin yüzde 13,9’luk payla ilk sırada yer aldığı görüldü. Söz konusu projelerin bedeli 66,6 milyar dolar oldu.
En çok konut ve karayolu projesi üstlenildi
Konut projelerini yüzde 13,5’lik pay ve 64,7 milyar dolarlık proje bedeliyle kara yolları, tünel ve köprüler takip etti.
Enerji sektörü yüzde 8,5’lik payla yurt dışında üstlenilen işlerde üçüncü sırada yer aldı. Bu sektörün bugüne kadar üstlendiği proje tutarı 40,5 milyar doları aştı.
Türk müteahhitler, bugüne kadar yurt dışında 34,7 milyar dolarlık ticaret merkezi ve 30,7 milyar dolarlık havalimanı projesi üstlendi.
Uluslararası rekabet
Öte yandan, ENR dergisinin geçen bir yılda üstlenilen uluslararası projelerin toplam bedeli üzerinden her yıl belirlediği dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firmasını gösteren listede Türkiye, 2003 yılında sadece 8 müteahhitlik firmasıyla yer alırken 2022’de 42 firmayla boy gösterdi. Derginin 2022 yılı sayısında yer alan bu firmalardan 8’i söz konusu listede ilk 100 firma arasında kendine yer buldu, 2 Türk firması ise ilk 50’ye girdi. Türkiye, firma sayısı itibarıyla Çin’den sonra listede ikinci sırada bulunuyor.
Hayden Adams, Ethereum üzerine kurulmuş merkezi olmayan bir kripto para borsası olan Uniswap’ın kurucusudur.
Hayden Adams, Ethereum üzerine kurulmuş merkezi olmayan bir kripto para borsası olan Uniswap’ın kurucusudur. Asıl mesleği mühendislik olan Adams, Reddit’te yer alan bir projeyi görmesinin ardından hayatına bambaşka bir yön verdi.
Hayden Adams Hayatı
Hayden Adams, 21 Ekim 1992’de Amerika Birleşik Devletleri’nde doğdu. Genç yaşta teknoloji ve finansa ilgi duyduğu bilinmektedir.
Uniswap’i başlatmadan önce, 2016 yılında Stony Brook Üniversitesi’nden Mühendislik Bölümü’nden mezun oldu. Üniversitede geçirdiği süre boyunca bilgisayar bilimi ve finansın kesiştiği alana ilgi duymaya başladı ve bu noktada teknolojiyi kullanmanın yollarını keşfetmeye başladı.
Bilgisayar bilimi geçmişi, merkezi olmayan sistemler ve akıllı sözleşmeler gibi konularda araştırma yayınlamasına olanak sağladı. Adams, Blockstack, Siemens ve Consensys gibi çeşitli teknoloji şirketlerinde yazılım mühendisi olarak çalıştı.
Siemens’te, havacılık ve uzay ve otomobil endüstrisindeki müşteriler için tasarım keşifleri ve mühendislik simülasyonları yapıyordu, ancak neredeyse bir yıl çalıştıktan sonra görevinden alındı. Bu, hayatının en karanlık dönemiydi ve bunu şu şekilde açıkladı:
“‘Hayatımla ne yapacağımı bilmiyorum’ açısından bakıldığında, o zamanlar korkutucuydu. Bir süre [New York banliyölerinde] evde yaşıyordum.”
O karanlık zamanlarda, arkadaşı Karl Froersh bir “ışık huzmesi” olarak geldi ve onu Reddit’teki kriptoyla ilgili ilk projesi olan “Tahmin piyasalarını yürüttüğümüz gibi zincir üzerinde merkezi olmayan borsaları çalıştıralım” başlıklı projeyle tanıştırdı. Proje, Ethereum blokzincir ağının kurucusu ünlü Vitalik Buterin tarafından kaleme alınmıştı.
Floresch, Adams’ın Ethereum Vakfı tarafından sağlanan 65 bin dolarlık bir hibe için başvurmasını önerdi. Uniswap adlı proje ise hibeyi kazandı.
Adams, 2018’de adım atmaya ve kendi şirketini kurmaya karar verdi. İnsanların Bitcoin ve Ethereum gibi popüler kripto para birimleri de dahil olmak üzere çeşitli dijital varlıkları alıp satmasına izin verecek merkezi olmayan bir borsa oluşturmak için bir mühendis olarak becerilerini kullanma fırsatı gördü .
Ve böylece Uniswap doğdu. Merkezi olmayan borsa, akıllı sözleşmelerin kullanımı ve merkezi olmayan yapısı sayesinde kripto para topluluğu içinde hızla popülerlik kazandı.
Uniswap Nedir?
Uniswap, Ethereum tabanlı merkeziyetsiz bir borsadır. Uniswap aynı zamanda halka açık olması yönüyle de popülerliğini arttırmaktadır. Son zamanların en popüler borsalarından birisi olan Uniswap ERC20 token’larının yanı sıra ETH’nin bir ERC20 ile takas edilmesine ve bunun tersinin yapılmasına izin veren yüzde yüz zincir içi bir piyasa üreticisidir. Ayrıca, herhangi bir ERC20 belirteci için likidite havuzlarına katkıda bulunmanıza ve bu nedenle bunu yaptığınız için komisyon kazanmanıza olanak tanır.
Petrol ve doğalgaz sektörlerinde faaliyet gösteren BP, Shell, TotalEnergies, ADNOC, Saudi Aramco ve Petronas gibi çok uluslu şirketler, mevcut hidrokarbon yatırımları yanında yenilenebilir enerji, hidrojen üretimi ve karbon yakalama teknolojileri…
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Dünya Enerji Yatırımları 2023 raporundan derlenen bilgilere göre, dünya genelinde petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlar üzerinde yıllardır yatırım, üretim ve dağıtım yapan şirketler, rüzgar, hidrojen, karbon yakalama ve biyogaz teknolojilerinde yatırımlarla emisyon miktarlarını düşürmenin yanında yatırım alanlarını çeşitlendirmeyi hedefliyor.
Özellikle Avrupa merkezli bu şirketler portföylerinde yenilenebilir enerjiye yer verirken, birleşme ve satın almalar yoluyla, ayrıca ortaklık kurarak ya da direkt yatırım metotlarını kullanarak bu alanda yer alıyorlar.
İlk etapta rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları gerçekleştiren söz konusu şirketler, daha sonra deniz üstü rüzgar, hidrojen, karbon yakalama ve temiz teknolojiler üzerine yoğunlaşmaya başladı.
Fransa ve Norveç’te deniz üstü rüzgar
Fransa merkezli çok uluslu petrol şirketi TotalEnergies, geçen yıl 6 gigavatlık deniz üstü rüzgar kurulum hedefini 11 gigavata çıkarma kararı aldı.
Genel merkezi Hollanda’da bulunan, İngiliz-Hollanda ortaklığındaki Shell ise deniz üstü rüzgar kapasitesini 9 gigavat artırmayı hedefliyor.
Norveç’te devlet kontrolündeki çok uluslu şirket Equinor ise 2030’a kadar deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesini 12-16 gigavata çıkarmayı amaçlıyor.
Biyometan ve biyodizel üretimine odaklanan petrol ve doğal gaz şirketleri ise geçen yıl 11 milyar dolarlık yatırımı biyoenerji alanında gerçekleştirdi.
Büyük ölçekli hidrojen odaklı projeler yapım aşamasında
Rapora göre, Londra merkezli enerji şirketi BP, Avustralya’da hidrojen odaklı çalışan Western Green Energy Hub’ın yüzde 40 hissesini satın aldı.
Bu gelişme, şirketin İspanya’nın Valensiya kentinde rafineri operasyonları için hidrojen, biyoyakıt ve yenilenebilir enerji geliştirme projelerine 2 milyon dolar taahhüdünü açıklaması sonrasında yaşandı.
Öte yandan Shell geçen yıl Avrupa’nın en büyük hidrojen projelerinden biri olan Holland Hydrojen I için nihai yatırım kararı aldı.
Birleşik Arap Emirlikleri (UAE) merkezli Abu Dhabi National Oil Company (ADNOC), BP ve Masdar ile işletmede olan gaz santrallerinde karbondioksit iyileştirme işlemlerine başladı.
Şirket ayrıca Birleşik Krallık’ta bulunan “H2Teesside” projesinde karbon yakalama teknolojileri kullanarak doğal gazdan hidrojen üretmeyi hedefliyor.
Aramco arbondioksit yakalama kapasitesini 9 milyon tona çıkaracak
Suudi Arabistan’ın ulusal petrol ve doğalgaz şirketi Saudi Aramco da 2027’ye kadar karbondioksit yakalama kapasitesini 9 milyon tona çıkarmayı amaçlıyor.
Geçen yılın ortasında yayınladığı ilk sürdürülebilirlik raporuna göre şirket 2030’a kadar 11 milyon ton hidrojen üretmeyi hedefliyor.
Malezyalı petrol ve doğalgaz şirketi Petronas ise yıllık 3,3 milyon tonluk karbondioksit yakalanmasının hedeflendiği Kawasarı offshore karbon yakalama, kullanım ve depolama projesi için nihai yatırım kararı aldı.
Rapora göre, bu küresel şirketler için artan destekleyici politikalarla, karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojileri, biyogaz ve düşük emisyonlu hidrojen alanları, petrol ve doğalgaz şirketleri için proje yönetimi ve mühendislik kabiliyetlerini kullanması açısından uygun alanlar olarak değerlendiriliyor.
Kronik hastalığı olan öğrencilerin yaşamlarını kolaylaştırmayı hedefleyen, İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve İstinye Üniversitesi (İSÜ) iş birliğiyle
Kronik hastalığı olan öğrencilerin yaşamlarını kolaylaştırmayı hedefleyen, İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve İstinye Üniversitesi (İSÜ) iş birliğiyle yürütülen “Sağlık Elçileri Eğitim Programı” projesinde başarılı sunumlar gerçekleştiren ekiplere ödülleri 25 Mayıs’ta İSÜ Kongre Merkezi’nde düzenlenecek törenle takdim edilecek.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından desteklenen İstanbul Sağlık Elçileri Projesi, sağlıklı bir toplum ve sağlıklı gençlik ideallerini desteklemek ve akran dayanışmasını güçlendirmek amacıyla İSÜ ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ortaklığıyla gerçekleştiriliyor. Üç lise öğrencisi ve bir danışman öğretmenden oluşan dört kişilik takımlar projeye başvurarak katılım sağladı. Ardından ekipler, projelerini geliştirmek için başvuruların tamamlanmasının ardından kendi seçtikleri alanlardan birini belirlediler. Bu yıl, deprem farkındalığı geliştirmek amacıyla özel bir tema daha eklenerek, ‘Dijital Oyun Tasarımı’ ve ‘Sosyal Kampanya’ başlıkları altında projeler geliştirildi. İSÜ akademisyenleri tarafından verilen eğitimlerin ardından ekipler, seçtikleri alanda projelerini geliştirerek proje yarışmasına başvuru sağladılar. İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve İSÜ yönetim kadrosunun katılımıyla 25 Mayıs’ta İSÜ Kongre Merkezi’nde tüm ekiplerin projelerinin sergileneceği etkinliğin ardından dereceye girenlere ödülleri törenle takdim edilecek.
İstanbul Sağlık Elçileri Projesi nedir?
İstanbul Sağlık Elçileri Projesi, İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve İstinye Üniversitesi’nin (İSÜ) hayata geçirdiği, kronik hastalığı olan öğrencilerin yaşamlarına destek olmayı hedefleyen anlamlı bir projedir. Proje, öğrencilerin bir araya gelerek sağlıklı bir toplum oluşturmak için güçlerini birleştirmesi ve gençler arasında akran dayanışmasının sağlanması amacını taşımaktadır. Projeye katılan gençlerin, kendi yeteneklerini geliştirmenin yanı sıra topluma fayda sağlamak için önemli bir rol üstlenmeleri hedeflenmektedir.