ABD’nin Alabama eyaletindeki bir doğum günü saldırısına kimliği meçhul şahıslar tarafından taarruz düzenlendi. Görgü şahidine nazaran atakta 6 kişi hayatını kaybetti.
ABD’nin Alabama eyaletinde düzenlenen bir doğum günü partisine silahlı taarruz gerçekleştirildi.
Saat 22.30 sıralarında gerçekleşen silahlı atağa, doğum günü partisinde bulunan silahlı bireylerde ateş açarak karşılık verdi.
Olay sonrası çok sayıda ambulans ve polis takımları olay yerine sevk edilse de meyyit yahut yaralı sayısı tam olarak belirtilmedi. Olay yerindeki bir görgü şahidi ise silahlı taarruzda en az 6 kişinin hayatını kaybettiğini sav etti.
patronlardunyasi.com
13 Nisan’da hayatını kaybeden İngiliz modacı Mary Quant, bayanların toplumda daha minimalist yaşayabilmesi için küçük eteğin öncüsü oldu. Quant, bayan giysisine getirdiği özgürlükle modada çağdaş çağı başlattı.
Dünyayı küçük etekle tanıştıran efsanevi İngiliz modacı Mary Quant, geçtiğimiz günlerde 93 yaşında hayatını kaybederken, vefatının akabinde “devrimci bir kraliçe” olarak anıldı. 1955’te Londra’daki Kings Road’da birinci mağazası “Bazaar”ı açan Quant, ileri görüşlü olması ve yaratıcılığı sayesinde kısa müddette modaya eşsiz bir katkı sağladı.
Yatak odasında yaptığı birinci kıyafetleri Bazaar’da satan Quant’ın ışığı, aerodinamik ve canlı dizaynlarıyla bayan giysisini değiştirdi. 1960’larda çizgileriyle Londra modasının tanımlanmasını sağlayan Quant’ın erkek giysisinden de ilham alan dizaynları, cinsiyet çizgilerini bulanıklaştırdı.
KADINLAR İÇİN MODA İHTİLALİ BAŞLATTI
Moda eleştirmenleri, 1960’larda küçük eteğin yanı sıra kısa bayan şortlarını dünyaya tanıtan “Swinging Sixties” trendinin mucidi olan Quant’ın modanın çehresini sonsuza kadar değiştirdiğini söyledi. Quant, “kadınların özgürleşmeyi bekleyecek vakti olmadığını” belirterek 1950’ler ve 1960’ların genç bayanlarını bir sonraki jenerasyon için anneleri üzere giyinmeye zorlanmaktan kurtarmak maksadıyla moda ihtilali başlattı.
Etekleri cüretkâr bir biçimde kısaltan, bol elbiselere öncülük eden, pantolon ile taytı bayan gardıroplarının temel öğeleri haline getiren Quant, birebir vakitte arkadaşı, kuaför Vidal Sassoon’un öncülüğünü yaptığı kısa “bob” saç kısmının tanınan olmasını da sağladı.
Mini eteklerin yanı sıra kolsuz vardiyalı elbiseler, PVC yağmurluklar, Peter Pan yakalar, dar kesim kazaklar, blok renkli taytlar ve tulumlar da Quant’ın ihtilal niteliğindeki dizaynları ortasında yer aldı. 1963’te yeni ve daha ucuz bir çizgi olan “Ginger Group” ile İngiltere’de genişleyen Quant, 1966’da Britanya İmparatorluk Nişanı ile ödüllendirildi. Modacı, 1967’de ise Londra’nın New Bond Caddesi’nde üçüncü bir mağaza açtı.
“”BUGÜNÜN MODASI ONA ÇOK ŞEY BORÇLU”
“Moda, mesken dışındaki hayatta rekabet etmek için bir araçtır” diyen Quant, 1970’lerin sonlarından itibaren yüksek kaliteli bayan kıyafetleri üretti. 1960’ların modasının sevinçli özgürlüğünü temsil eden ve genç bayanlara yeni bir rol model olan Quant için eleştirmenler, bugünün modasının onun çığır açan vizyonuna çok şey borçlu olduğunu söyledi.
İngiltere’de “Dame” unvanına sahip duayen modacı Mary Quant, 1950’de sanat diploması için Goldsmiths, University of London’da tasarım eğitimi almıştı. Bu kurumun müdürü Prof. Frances Corner, efsanevi modacı için “Dame Mary, vizyoner çalışmalarıyla toplum üzerinde silinmez bir iz bırakan bir öncüydü” dedi. Corner ayrıyeten “Quant’ın trend belirleyen çalışması, nasıl giyindiğimiz kadar niyet stilimizi da değiştiren orjinal yıkıcılardan biriydi” tabirini kullandı.
patronlardunyasi.com
İstiklal Caddesi’nde açılan Kadim Kokular Sergisi’nde Bronz Çağı’ndan kalma 5 bin yıllık koku da görücüye çıktı.
İstiklal Sanat Galerisi’ndeki Kadim Kokular Sergisi’nin açılışını Beyoğlu Belediye Lideri Haydar Ali Yıldız yaptı. Stantta Anadolu başta olmak üzere Mısır, Mezopotamya ve Rodos kökenli koku ve tütsüler sergileniyor. Standın en dikkat cazibeli özelliğiyse milattan evvel hazırlanmış koku formüllerinin sergilenmesi.
AKGÜNLÜK, REÇİNE, MÜHÜR
Koku Kültürü ve Turizm Derneği Lider Yardımcısı Bihter Türkan Ergül, şunları söyledi: “Dünyanın birinci yazılı koku formülü, Mezopotamya’ya ilişkin Asur kökenli formülü çevirip gün yüzüne çıkardık. Dokuz arkeoloğumuzla birlikte çalışıp bu kokuyu İstanbul’da bu sergiyi ziyaret edenlerin burunlarına sunuyoruz. Dünyanın Bronz Çağı’na ilişkin birinci koku formülü burada standa çıkıyor.Bronz Çağı’na ilişkin koku formülünün içerisinde akgünlük, mühür, reçine özlü kokular var. O devirde çiçek, baharat, meyve yok. Daha çok ağaç kökü var. O yüzden biraz daha günümüzden uzak lakin çağımıza da yakın bir koku.”
patronlardunyasi.com
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi “Aylık Bülten Şubat 2023” raporunu yayınladı. Rapora nazaran Şubat ayında 118 bin kişi birinci kere ek hesap kullandı. Böylelikle ek hesap kullanan kişi sayısı yıllık 1 milyon 547 bin arttı.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi, “Aylık Bülten Şubat 2023” raporunu yayınladı. Raporda, Şubat 2023 sonu prestijiyle kişisel kredi kullananların toplam sayısının Ocak 2023’e (aylık) kıyasla 122 bin, Şubat 2022’ye (yıllık) kıyasla 2 milyon 142 bin artarak 38 milyon 403 bin şahsa ulaştığı kaydedildi.
Kredi meblağı ise aylık yüzde 5.2, yıllık yüzde 69 artışla 1 trilyon 727 milyar liraya yükseldi. Bu kapsamda ek hesap kullanan kişi sayısı aylık 122 bin, yıllık 1 milyon 547 bin artışla 27 milyon 690 bin kişi, bu çeşit kredi meblağı aylık yüzde 47.3, yıllık yüzde 196.8 artışla 119 milyar lira oldu.
118 BİN KİŞİ BİRİNCİ KERE EK HESAP KULLANDI
Kişi başına ortalama borç da Şubat 2022’de 1533 lirayken Şubat 2023’te 4 bin 298 liraya çıktı. Bu sayı Ocak 2023’te 2 bin 929 liraydı. Ayrıyeten rapora nazaran Şubat 2023’te 118 bin kişi birinci kere ek hesap kullandı.
Ocak 2023’te süratli artış yaşanan ferdi kredi kartlarındaki durum bakıldığında, Şubat 2023’te borçlu kişi sayısı aylık 150 bin, yıllık 2 milyon 942 bin artışla 34 milyon 339 bin kişi oldu.
Bunların fiyatı aylık yüzde 3.8, yıllık 133 artışla 510.1 milyar lira. Ortalama kart borcu 6 bin 974 liradan 14 bin 854 liraya çıktı. Gereksinim kredisi kullananlar ise aylık 10 bin, yıllık 182 bin artışla 15 milyon 235 bin kişi, fiyat aylık yüzde 4.1, yıllık yüzde 54 artışla 665.7 milyar liraya ulaştı. Ortalama muhtaçlık kredisi de 28 bin 708 liradan 43 bin 696 liraya çıktı.
patronlardunyasi.com
Brisa fabrikalarında, Enerjisa Güç’ün ‘İşimin Enerjisi’ projesi çatısı altında uygulanacak olan güç verimliği uygulamalarıyla 2,4 milyarlık tasarruf sağlayacak işbirliği muahedesi hayata geçirilecek.
Şirketten yapılan açıklamaya nazaran, Enerjisa Güç ile Sabancı Holding ve Bridgestone Corporation iştiraki Brisa, İzmit ve Aksaray fabrikalarında güç verimliliği sağlamak üzere harekete geçti.
İşbirliği kapsamında sağlanacak finansman ve performans modeliyle tesislerin tüm ısıtma ve soğutma sistemlerini dönüştürerek daha verimli hale getirecek projenin ‘Enerji Performans Sözleşmeleri’ imzalandı.
Böylece, Brisa fabrikalarında yüksek verimlilik sağlayan ısı pompası kurulumları yapılarak, yılda 6 bin 666 hanenin ısınma gereksinimi ve 458 hanenin su gereksinimi kadar tasarruf sağlanacak.
Her fabrikanın kendi iç süreç ve teknolojisine özel olarak tasarlanmış ısı pompaları sayesinde, Brisa’nın İzmit ve Aksaray fabrikalarında yıllık olarak 117 milyon liralık güç tasarrufu ve 2,2 milyon liralık su tasarrufu sağlanması öngörülüyor.
Bu tasarruf meblağının ise güç verimliliği uygulamalarının ekonomik ömrü boyunca net bugünkü kıymet olarak (NBD) toplamda 2,4 milyar liralık bir tasarruf ölçüsüne ulaşması bekleniyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Enerjisa Güç Üst Yöneticisi (CEO) Murat Pınar, güç verimliliği alanındaki iş birliklerine Brisa ile devam etmekten son derece mutlu olduklarını tabir ederek, şunları kaydetti:
‘Bu projede suram tamamlandıktan sonra Brisa İzmit fabrikasında 21 ay mühletince, Brisa Aksaray fabrikasında ise 15 ay mühletince performans garantisi vererek sistemin işletilmesinden, bakımından ve randımanından Enerjisa olarak biz sorumlu olacağız. Geliştirdiğimiz model sayesinde projelerin mühendislik tahlili ve finansmanı da tekrar Enerjisa tarafından sağlanacak olup, Brisa’nın İzmit ve Aksaray fabrikalarına kurulacak ısı pompası fabrikanın ilerleyen periyottaki gereksinimleri göz önüne bulundurularak gerekli genişleme altyapılar hazırlanarak kurulacaktır. Bu formda bakıldığında hem tasarruf sağlayan, hem kendi kendini ödeyen, hem de kontrat sonunda büsbütün müşteriye kalan ve tüm bu süreçlerde de Enerjisa’nın uzman takımının her kademesiyle şahsen ilgilendiği bir model.’
Brisa Üst Yöneticisi (CEO) Haluk Kürkçü de, ‘İşbirliğimiz kapsamında Enerjisa’nın kuracağı ısı pompası sayesinde fabrikalarımızda kullanılan soğutma sisteminden açığa çıkan ısı, ısıtma olarak fabrikalarımıza geri kazandırılacak ve böylelikle doğal gaz ve su kullanımından tasarruf sağlanmış olacak. Proje sayesinde yılda 4 kişilik 6 bin 666 hanenin ısınma muhtaçlığı, 458 hanenin ise su muhtaçlığı kadar tasarruf sağlayacağız. Projemiz her iki fabrikamızda da yıl sonuna yanlışsız devreye girecek. Bu iş birliği kapsamında emek veren tüm Brisa ve Enerjisa gruplarını kutluyorum.’ tabirlerini kullandı.
patronlardunyasi.com
Bayrak skandalına sahne olan bayanlar FIBA Euroleague finali bugün oynanacak. Prag Fenerbahçeliler Derneği, Genç Fenerbahçeliler ve ÇBK Mersin Yenişehir taraftarları olaya tepki emeliyle bugünkü maça Türk Bayrağı ile gelecek ve İstiklal Marşımızı sürekli bir ağızdan daha gür bir biçimde okuyacak.
Bayrak skandalına sahne olan bayanlar FIBA Euroleague finali bugün oynanacak. Galibiyet kutlaması yapan ÇBK Mersin Yenişehir oyuncularının elindeki Türk Bayrağı’nı alan FIBA yetkilisi, “Şartnamedeki ögeleri karıştırmışım” diyerek özür diledi. Prag Fenerbahçeliler Derneği, Genç Fenerbahçeliler ve ÇBK Mersin Yenişehir taraftarları olaya tepki niyetiyle bugünkü maça Türk Bayrağı ile gelecek ve İstiklal Marşımızı ebediyen bir ağızdan daha gür bir halde okuyacak.
Kadın basketbolunda Avrupa’nın en büyüğünü belirleyecek Euroleague Dörtlü Finali’ne konut sahipliği yapan Çekya’nın başşehri Prag, önceki gün tarihte görülmemiş bir skandala sahne oldu. Yarı finalde USK Prag’ı 78-58 yenerek finalde Fenerbahçe Alagöz Holding ile karşılaşmaya hak kazanan ÇBK Mersin Yenişehir Belediyesi’nin oyuncuları, maçtan sonra taraftarlarıyla galibiyet kutlaması yaparken, oyunculardan Sinem Ataş, tribünden uzatılan Türk Bayrağı’nı da açmak istedi. Lakin salonda bulunan bir FIBA yetkilisi bunun yasak olduğunu öne sürüp, “Bayrak açamazsınız” diyerek, bayrağı Sinem’in elinden çekip aldı.
SİNEM VE HOLLİNGSVORTH FORMALARINDAKİ BAYRAĞI ÖPTÜ
Salondaki binlerce kişinin gözü önünde gelişen bu şok hareket doğal olarak oyuncularımızın büyük tepkisini çekti. Sinem Ataş ve ABD asıllı Türk vatandaşı olan A Ulusal Takımımız’da da forma giyen Kuanitra Hollingsvorth başta olmak üzere tüm ÇBK’lılar, tepki olarak formalarındaki Türk Bayrağı’nı kameralara gösterip öptü. Maçı tribünden izleyen Türkiye’nin Prag Büyükelçisi Hâkim Bağış ve FIBA Avrupa Başkanı Turgay Demirel olaya hemen müdahale ederek yetkililerle konuştu. Bayrağı oyuncularımızdan alan FIBA yetkilisi, yansılar üzerine, “Özür dilerim, FIBA şartnamesindeki ögeleri karıştırmışım” diyerek af diledi.
ORGANİZASYONUN MESKEN SAHİBİ USK PRAG KULÜBÜ ÖZÜR DİLEDİ
Kadınlar Euroleague Dörtlü Finali’ne mesken sahipliği yapan USK Prag Kulübü de tatsız olay nedeniyle ÇBK Mersin Yenişehir Belediyesi’nden özür diledi. FIBA’dan yapılan açıklamada da, ÇBK Mersin Yenişehir Belediyesi’nin bugün Fenerbahçe Alagöz Holding ile oynayacağı Euroleague şampiyonluk maçında emsal bir tatsızlığın yaşanmaması için gereken tüm önlemlerin alınacağı belirtildi. Prag Fenerbahçeliler Derneği, Genç Fenerbahçeliler ve ÇBK Mersin Yenişehir taraftarları da kendi ortalarında bir tertip yaptı. Buna göre, salona gelen her vatandaşımız yanında Türk Bayrağı getirecek ve İstiklal Marşı daha gür okunacak.
KiM GALiP GELiRSE GELSiN KAZANAN TÜRKiYE OLACAK
Bayrak skandalı ile başlayan Bayanlar Euroleague Dörtlü Finali’nin şampiyonluk ve üçüncülük maçları bugün oynanacak. TSİ 18.00’de başlayacak birinci karşılaşmada İtalyan Beretta Famila ile konut sahibi USSK Prag, üçüncülük için uğraş edecek. TSİ 21.00’de de Fenerbahçe Alagöz Holding ile ÇBK Mersin Yenişehir Belediyesi, şampiyonluk için karşılaşacak. Her iki maç da TRT Spor Yıldız’dan yayınlanacak. İki Türk takımı, 8 devir sonra Euroleague finalinde karşı karşıya gelecek. 2013-14 periyodunda Galatasaray ile Fenerbahçe finalde karşılaşmış; sarı kırmızılılar 69-58 galip gelmişti.
patronlardunyasi.com
Yol ve köprülerin suyun altında kaldığı ilçede baraj suları, terk edilmiş binaları da kapladı. Karayla bağı kesilen eski yerleşim yerinde yaşayanlar, bölgeden ayrılmadan önce eşyalarını tahliye ediyor. Bölge halkı, “Gençliğimiz, anılarımız her şey birkaç gün içinde sular altında kalacak” diyor
Artvin’deki Türkiye’nin en yüksek, dünyanın en yüksek beşinci barajı olan Yusufeli Barajı’nın su seviyesi günden güne yükseliyor. Kemer baraj sınıfında 275 metreyle Türkiye’nin birinci, dünyanın beşinci en yüksek barajı olan Yusufeli Barajı havzasında su yüksekliği 100 metreyi geçti. Yol ve köprülerin yanı sıra terk edilmiş binalar da su altında kaldı. Eski kentte yaşayan binlerce vatandaşın yeni ilçe merkezine taşınma süreci de tamamlandı. Vatandaşlar yeni yerleşim yerine alışmaya çalışırken, suyun yeni ulaştığı kentin yüksek mahallelerinde büyük bir telaş var. Vatandaşlar hayvanlarını, konutlarında kalan eşyaları kurtarmak için vakitle yarışıyor.
“HER ŞEY BİRKAÇ GÜN İÇİNDE SU ALTINDA KALACAK”
Recep Bayram ve Nebahat Bayram çifti, eski konutlarının çatısını sökmeye çalışıyor. Yeni meskene alışamadıklarını söyleyen Nebahat Bayram, “Apartmanda oturmaya alışamadık. Gençliğimiz, anılarımız her şey birkaç gün içinde su altında kalacak. Çok üzülüyoruz” dedi.
Ali Cürmü,“15 büyükbaş hayvanım var. Belediye ahır yeri verdi lakin kâfi değil. Su altında kalmayan köylerde bile ahır yeri bulamıyoruz. Kalıcı bir analiz istiyoruz” dedi.
Bahçesindeki ağaçları kesen Ahmet Yiğit, “Kalbim acıyor. Her bir ağacın bende kıssası var. Birkaç gün sonra sular altında kalacaklar. Biz toprağın çocuğuyduk, artık beton konutlara mahkûm edildik” diye konuştu.
Sümbül Taşçı, “Evimizden, yuvamızdan olduk. Dört dairemiz vardı, bize bir mesken hakkı verdiler. Haksızlık var. Her şeyimiz varken birden çocuklarımızın aileleriyle tıpkı konutlarda yaşamak zorunda kaldık. Mağduruz, mağduriyetin giderilmesi için çabalıyoruz” dedi.
patronlardunyasi.com
Kripto para alım satım sitesine üye olan Rukiye Y., biriktirdiği paraların yok olduğunu görünce savcılığın yolunu tuttu. Kuşkulu bir ekonomist çıktı.
Kripto para alım satım platformlarından BTC TURK isimli siteye üye olan Rukiye Y., (54) hesabında biriktirdiği 300 bin liranın 6 Ekim 2020’de uçup gittiğini görünce büyük şok yaşadı.
Soluğu savcılıkta alan Rukiye Y., Sabah’ta yer alan habere nazaran, siteden kendisini birinin aradığını, siteye girişte bir sorun yaşandığı aktarılınca laptop ve telefonunun marka, model bilgilerini paylaştığını tabir etti. Sonrasında yaptığı denetimde hesapta yalnızca 611 TL kaldığını fark ettiğini kaydeden Rukiye Y.’nin şikâyeti kapsamında ‘şüpheli’ sıfatıyla tabiri alınan kişi bir ekonomist oldu.
Ekonomist Efe Y., “Bilişim sistemleri banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” hatasından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. Efe Y., yurtdışına çıkmama, haftanın makul gününde imza atma ve 1.5 milyon lira teminat ölçüsü yatırma kurallarıyla hür bırakıldı.
patronlardunyasi.com
Hatay’da zelzeleyle konutu yıkıldı. Konteyner kentte barınmaya başlayan gitarist dede Mehmet İstanbuloğlu gitarıyla düzenlediği küçük konserlerle depremzedelere moral oldu.
Hatay’da yaşayan Mehmet İstanbuloğlu (70) gençlik yıllarında 15 yaşındakyken marangoz olan babasının yanında müzik aletleri üretmeye başladı. Vakitle nota da öğrenerek gitar, bağlama, cümbüş ve ud üzere telli çalgılar çaldı. Düğünlerde ve yerlerde sahne alan İstanbuloğlu, bir mühlet sonra Antakya’daki konutunun altında kurduğu atölyede müzik aletlerinin tamirini yapmaya başladı. Asrın felaketinde İstanbuloğlu’nun konutu yıkılırken atölyesi de enkaz altında kaldı.
AFAD uyumunda oluşturulan Topal Dursun Konteyner Kenti’nde ömrünü sürdüren İstanbuloğlu, burada da bir arkadaşının armağan ettiği gitar sayesinde küçük konserler vererek depremzedelere moral oluyor. “Gitarist Dede” olarak tanınan İstanbuloğlu şunları söyledi: “Mutlu bir hayatım vardı. Zelzele olunca her şey bitti. Eşim ve serebral palsi hastası. Oğlumla bir müddet çadırda yaşadıktan sonra konteynere geçtik. Müzik aletlerimin enkazda yok olmasına çok üzüldüm, neredeyse ağlayacaktım. Müzik yaptığımda buradaki herkes keyifli oluyor. Biraz olsun gerilimlerini atmış oluyorlar. Herkesin acısı var. Bir biçimde kayıpları var. Benim de akrabalarımdan ölenler oldu. Lakin hayat devam ediyor. Güneş çıkınca herkes hayatına devam edecek.”
patronlardunyasi.com
Karar gazetesi köşe muharriri Taha Akyol, bugünkü köşe yazısında “Mesela ihale dosyası” başlığıyla Kamu İhale Kanunun geçmişini anlattı. Akyol, “Filmin birinci kısmında 2001 krizi var. Kemal Derviş’in ünlü 15 Kanunundan biri” dedi. İşte 20 yıllık kamu ihale belgelerinin çürüme hikayesi…
Gazeteci ve Karar gazetesinde köşe müellifi olan Taha Akyol, “Mesela ihale dosyası” başlığıyla kaleme aldığı yazısında Kamu ihale belgelerinin “çürümesindeki” 20 yıllık süreci anlattı. Yazısına “Filmin birinci kısmında 2001 krizi var. Popülizm ülke kaynaklarını tüketmiş, iktisat krize girmiştir. Kemal Derviş’in ünlü “15 Kanun”undan biri, 4 Ocak 2002’de kabul edilen 41 unsurluk Kamu İhale Kanunu’dur.” kelamlarıyla başlayan Akyol’un yazısının tam hali şu halde:
“Kamu İhale Kanunu’nun başına gelenler, iktidarın yirmi yılını yansıtan bir sinema üzeredir. Kamu eliyle “bizden” iş etraflarına servet transferi, kıymetli inşaatlar, hukuk devleti imajının gölgelenmesi, son yıllarda yatırım gelmemesi, lakin bütün bunlar olurken, ‘uçuyoruz, dünya bizi kıskanıyor’ propagandası…
Filmin birinci kısmında 2001 krizi var… Popülizm ülke kaynaklarını tüketmiş, iktisat krize girmiştir. Kemal Derviş’in ünlü “15 Kanun”undan biri, 4 Ocak 2002’de kabul edilen 41 unsurluk Kamu İhale Kanunu’dur.
Ecevit imzasıyla Meclis’e sevk edilmişti. Artık iktidarlar ‘yandaşa ihale’ yapamayacaktı. Avrupa Birliği standartlarına nazaran ihaleler şeffaf, rekabetçi ve kesinlikle ‘iktisadi’ olacaktı. Yalnızca kanunda yazılan çok hudutlu “istisna” hallerinde “davet usulü” uygulanacaktı.
BOZULMA BAŞLIYOR
AK Parti iktidarı bu “istisna”ları genişleterek kanunu değiştirmeye başladı, istediğine ihale verme yollarını genişletiyordu.
Durmuş Yılmaz 2020’deki bir açıklamasında İhale Kanunu’nunda “191 değişiklik yapıldı, kaynak tahsisi bozuldu ve yolsuzlukları arttı” diye açıklama yapacaktı. (6 Aralık 2020)
TÜSİAD Lideri Muharrem Yılmaz daha 2014’te “Hukukun üstünlüğüne riayet edilmeyen… ihale yasası onlarca defa değiştirilen bu türlü bir ülkeye yabancı sermayenin gelmesi mümkün değildir” diyerek kamuya yansıyan birinci uyarıyı yapmıştır. (23 Ocak 2014)
Başbakan Erdoğan bunu ihtar üzere almadı, Küme Konuşmasında TÜSİAD’ın “kendi ülkesini dışarıya kötülediğini… yabancı sermayeyi korkutamaya çalıştığını, her yerinde bunun isminin ihanet olduğunu” söyledi. (28 Ocak 2014)
Sanki dünyadaki iktisadi kurumlar ve şirketler İhale Kanunu’ndaki değişiklikleri bilmiyorlardı da TÜSİAD ihbar ediyordu! Gerçekten AB dahil memleketler arası raporlarda bu mevzu daima tenkit edilegelmektedir.
İktidarın Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Plan Bütçe Komisyonun’da nasıl konuştu biliyor musunuz?
Şöyle:
“Sayıştan raporları gözümü açtı… Elimden gelse Kamu İhale Kanunu’ndaki tüm istisnaları kaldırırım.” (5 Kasım 2014)
Tabii yetki onda değildi.
2023 SEÇİMLERİNE
Bozulma ağırlaşarak devam etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2020 sonlarında, hakikat bir kararla “reform periyoduna gidiyoruz” diyerek ortodoks iktisatçılar Naci Ağbal’ı Merkez Bankası’na, Lütfi Elvan’ı Hazine ve Maliye Bakanlığı’na getirdi. Göstergelerde güzelleşmeler başlıyordu.
Bakan Lütfi Elvan, hazırladığı paket hakkında bilgi verirken şunları söyledi:
“Kamu İhaleleri için de yeni bir sistemin devreye girecek. Sertifikasyon sistemi getiriyoruz. Firmaların liyakat ve yetkinliklerini belirleyen kriterler kamuoyuyla paylaşılacak. İhalelerde kontrolü güçlendirip, tasarruf ve şeffaflığı artıracağız… İhale Kanunu’ndaki istisnaların değerli bir kısmını kaldıracağız.” (16 Mart 2021)
Allah biliyor, Elvan’ın ıslahat paketini dinlerken içimde bir umut belirmişti… Ama Cumhurbaşkanı, “milli ve yerli model” diyerek bugünkü siyasetlerine yönelecek, Ağbal’ın yerine Kavcıoğlu’nu, Elvan’ın yerine Nebati’yi getirecekti… Sonrası malum…
Ve… 2023 seçimlerine giderken Ak Parti’nin Seçim Beyannamesi’nde bir cümle:
“Kamu İhale Kanunu güncellenecek!”
Yıllar geçtikten, hasar vahim surette büyüdükten sonra, bu bir tek cümle…
Filim burada sona eriyor. Sonrasını yaşayarak göreceğiz.
DÜŞÜNMEK SORUNU
TÜSİAD’ın, Mehmet Şimşek’in ve Lütfi Elvan’ın İhale Kanunu hakkındaki görüşlerinin tıpkı istikamette olması değerlidir; iktisat biliminin gereklerini söylüyorlardı.
Demek ki iktisadın siyaset ve ideolojilerin dışında kendine ilişkin gerçekleri, kanunları var lakin siyaset bunu dinlemedi.
Dün, bugün, sıkıntımız zihniyet sıkıntısıdır, olgularla, bilgilerle düşünmek yerine tutkularla davranmak…
Ekonominin bir bilim olduğunu toplumca anladığımızda “orta gelir tuzağı”ndan kurtulup istikrarlı, verimli, teknoloji öncelikli bir kalkınma yoluna gireceğiz. “Büyük Türkiye”nin diğer yolu yoktur.
Erdoğan “kişi başı geliri 2002’deki 3 bin dolardan 2013’de 12 bin dolara çıkardım” diyor Doğrudur. Lakin 2020’de 8 bin dolara düştük! Erdoğan artık 2028’de 16 bin dolara çıkmayı vaat ediyor.
2013-2028, tam on beş yıl, yalnızca dört bin dolar artış! Bu acıklı gerçek, on beş yıllık yanlışların faturasıdır.”
patronlardunyasi.com
