Fransa’da ırkçı görüşleriyle tanınan Le Pen, hastaneye kaldırıldı. 94 yaşındaki Le Pen’in sağlık durumunun ciddi olduğu ifade edildi.
Fransa’da aşırı sağcı partinin kurucularından Jean-Marie Le Pen hastaneye kaldırıldı.
Fransız BFMTV kanalının haberine göre, adı daha sonra Ulusal Birlik (RN) olarak değiştirilen aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN) partisinin kurucuları arasında yer alan Le Pen rahatsızlandı.
Dün akşam saatlerine doğru hastaneye kaldırılan 94 yaşındaki Le Pen’in, sağlık durumunun ciddi olduğu ifade edildi.
Aşırı sağcı siyasetçinin aile üyeleri de hastaneye gitti.
patronlardunyasi.com
İş insanı merhum Mehmet Salih Tatlıcı’nın ikinci eşi Nurten Tatlıcı ile oğlu Uğur Tatlıcı, Tat Kuleler’in tabanında biriken su nedeniyle yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, mümkün bir zelzelede can güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle yıkılması için mahkemeye başvurdu.
İş İnsanı merhum Mehmet Salih Tatlıcı’nın ikinci eşi Nurten Tatlıcı ile oğlu Uğur Tatlıcı, “TAT Kuleler”in yıkılması için mahkemeye müracaatta bulundu.
Milliyet’ten Elif Altın’ın haberine nazaran Tatlıcılar’ın 23 Şubat 2023’te İstanbul 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu müracaat dilekçelerinde, Uğur ve Nurten Tatlıcı’nın, 2/8 payına sahip olduğu Tat Towers’ın mümkün bir zelzelede yıkılması halinde büyük can ve mal kayıplarına ve ana arterlerin tıkanmasına yol açabileceğinden, müşterek malik ve mirasçı olarak binanın yüzde 79’una sahip olan Uğur Tatlıcı ve Nurten Tatlıcı’nın, 1 milyar doları aşkın (07.03.2023 tarihi itibariyle yaklaşık 19 milyar Türk Lirası) çok büyük maddi ziyana uğrayacaklarını bilmelerine karşın, hazırlanacak bilimsel datalara dayalı raporu inceledikten sonra binanın yıkılabileceğinin şuurunda oldukları söz edildi.
“CAN KAYBINA NEDEN OLMA RİSKİNİ ALMAK İSTEMEMEKTEDİRLER”
Dilekçede, şu görüşlere yer verildi:
“Tat Towers’ın merkezi ve ana arter üzerindeki pozisyonunu da dikkate alarak, muhtemel bir sarsıntıda Tat Towers’ın kısmen yahut büsbütün yıkılarak can kaybına neden olma riskini müvekkillerim Uğur ve Nurten Tatlıcı hiçbir biçimde almak istememektedirler. 8 Aralık 2021 tarihindeki eksper tespitlerin sonucunda, muhtemelen metro altyapı çalışmalarından ötürü, taban katları basan atık suyun yükselmesi sonucunda elektrik kablolarına vermiş olduğu hasardan ötürü kameralar ile monitörlerin çalışmadığı…’ halinde tespitlerde bulunulmuştur. Tarafımızdan, Tat Towers isimli taşınmazın bodrum katlarında meydana gelen su birikintisinin sebeplerinin tez incelenerek, önlenmesi ve bu duruma metro çalışmasının sebebiyet vermesi halinde yüklenici firmalar ve işin sahibi ve varsa başka sorumlular hakkında, kelam konusu taşınmazın imali ile ilgili bilinmeyen bir ayıp var ise yüklenici şirket hakkında gerekli yasal yollara müracaat edilmesi’ talep edilmiştir.”
İBB tarafından yapılacak zelzele dayanıklılık tespiti sonucunda, binanın zelzele güvenliği açısından önemli ve onarılamaz tehlike arz ettiği tarafında genel kabul görmüş teknik bilgilere dayalı gerekçeli rapor çıkarsa, Tat Towers’ın sarsıntıda yıkılması halinde büyük can ve mal kayıplarına ve ana arterlerin tıkanmasına yol açabileceğinden, müşterek malik ve mirasçı olarak binanın yüzde 79’una sahip olan müvekkillerim Uğur Tatlıcı ve Nurten Tatlıcı, çok büyük maddi ziyana uğrayacaklarını bilmelerine karşın Tat Towers’ın yıkılmasını talep etmektedirler. Sonuç olarak değerli pozisyonu nedeniyle öncelik tanınarak Tat Towers isimli üstte tapu bilgileri verilen binada acil sarsıntı incelemesi yapılmasını kıymetle talep ederiz.”
patronlardunyasi.com
Sudan’da milis küme HDK ile ordu ortasındaki çatışmalar hızlandı. Dün yaşanan çatışmalarda en az 56 sivilin ömrünü yitirdiği belirtildi.
Sudan’da ordu ile paramiliter güç Süratli Dayanak Kuvvetleri (HDK) ortasındaki çatışmalarda meyyit sayısının arttığı açıklandı.
Sudan’da dün ordu ve paramiliter güç Süratli Takviye Kuvvetleri ortasında çatışma çıkmıştı. Bugün yapılan açıklamada yaşanan çatışmalarda en az 56 sivilin hayatını yitirdiği belirtildi.
İngiliz haber ajansı Reuters’a konuşan görgü şahitleri taraflar ortasında Hartum yakınındaki Omdurman kentinde çatışmaların kuvvetlendiğini söyledi. Sabah saatlerinde Hartum yakınlarında, Omdurman’da ve Bahri kentlerinde çatışma sesleri duyulurken daha evvel çatışmanın yaşanmadığı Kızıl Deniz kenti Port Sudan’da da silah seslerinin duyulduğu öğrenildi.
Sudan Genelkurmay Lideri Abdül Fettah El-Burhan Katar merkezli Al-Jazeera TV’ye konuştu ve HDK’nın geri çekilmesi gerektiğini söyledi.
“KÖPEK ÜZERE ÖLECEKSİNİZ”
HDK’nın önderi olan ve Hemedti ismiyle bilinen General Muhammed Hamdan Dagalo ise Burhan hakkında “Kanun kaçağı” ve “yalancı” diyerek, “Sizin nerede saklandığınızı biliyoruz ve sizi oradan çıkarıp adalete teslim edeceğiz yoksa köpek üzere öleceksiniz” dedi.
Sudan’ın başşehri Hartum ve çeşitli kentlerinde, dün sabah Sudan ordusu ile paramiliter Süratli Takviye Kuvvetleri (HDK) ortasında silahlı çatışmalar başlamıştı.
Ordu ile HDK ortasında askeri güvenlik ıslahatı konusunda son birkaç aydır yaşanan “sözlü kavga”, iki güç ortasında sıcak çatışmaya dönüşmüştü.
2021’de ülkede yaşanan askeri darbe sonrasındaki geçiş devrinde ordu ve HDK siyasi güç için kutuplara ayrılmış ama taraflar ortasında bir mutabakat sağlanamamıştı.
patronlardunyasi.com
İstanbul’da geçtiğimiz hafta tesirli olan yağışlar, kente su sağlayan barajlardaki doluluk oranını artırdı. Ancak son yağışlar kentin yalnızca 15 günlük su gereksinimini giderebilecek.
İstanbul’da kurak geçen kışın akabinde yağışlar kendisini ilkbaharda gösterdi. Beklenen yağışların yağmaması ülke genelinde barajlarda tehlike zillerini çaldırdı.
Uzmanlar ve belediyeler “su tasarrufu” davetinde bulunurken son yağışlar, İstanbul’daki barajları olumlu etkiledi. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) 14 günlük datalarına nazaran, barajlardaki doluluk oranı yaklaşık yüzde 4.5 artarak yüzde 44.38 düzeyine ulaştı. Son bir haftada su düzeyindeki artış yüzde 3,56, son iki haftada da yüzde 4,92 olarak hesaplandı.
Son yağışların barajlardaki durumunu Milliyet gazetesine kıymetlendiren İSKİ Genel Müdür Yardımcısı Bülent Solmaz, şunları söyledi:
“Artı olarak baktığımız 40 milyonluk su bizim 15 günlük su gereksinimimizi karşılar. Bizi 15 gün daha ötelemiş olur. Esasen İstanbul’da su idaresi, bir döngüdür. Münasebetiyle bizim bu sene tehlikeli bulduğumuz durum bilhassa Terkos ve Istrancalar’a çok az su almıştı. Bu son yağışlar bilhassa Istranca ve Terkos’lara nispeten öteki bölgelere nazaran daha fazla yağdığı için sistemi dengeledi diyebiliriz. Lakin yeniden de 2014 yılı hariç son 20 yılın en düşük seviyelerindeyiz” diye konuştu.
Barajların doluluk oranları Alibey’de yüzde 19,16, Büyükçekmece’de yüzde 31,95, Darlık’ta yüzde 58,22, Elmalı’da yüzde 46,3, Istrancalar’da yüzde 47,91, Kazandere’de yüzde 13,21, Ömerli’de yüzde 69,68, Pabuçdere’de yüzde 10,66, Sazlıdere’de yüzde 32,77, Terkos’ta ise yüzde 36,81 olarak kaydedildi.
“2030’A KADAR NÜFUSUN YARISI SU AÇIĞI RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA”
Su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılmasına yönelik gerekli önlemler alınmadığı takdirde 2030’da toplam nüfusun yüzde 49’unun, sulanan tarım alanlarının ise yüzde 78’inin su açığı riskiyle karşı karşıya kalacağı tabir edildi. Birtakım havzalarda tedbirler alınsa dahi 2030 sonrasında su açığının oluşması bekleniyor. Tarım ve Orman Bakanlığı da “suda sıfır kayıp” gayesiyle kuraklık idare planları hazırlamayı sürdürüyor.
Bu kapsamda, havzaların kuraklık tahlilleri, mevcut ve gelecek su potansiyeli tespiti yapılarak, tarım, içme suyu, sanayi, ekosistem, turizm bölümlerine kuraklığın tesirleri belirlenerek, sulama sistemlerinin modernizasyonu, alternatif su kaynaklarının kıymetlendirilmesi, sulama randımanının artırılması hedefleniyor.
Doğu Karadeniz, Meriç, Ergene ve Marmara Havzalarında Kuraklık İdare Planları ile ilgili toplantıda konuşan Su İdaresi Genel Müdürü Afire Sever, toprak su varlığı açısından Türkiye’deki havzaların tamamında farklı şiddetlerde meteorolojik kuraklıkların gözlendiği uyarısı yaptı. 15 havzada kuraklık idare planlarının tamamlandığını aktaran Sever, 2 havzada güncelleme olmak üzere 12 havzada ise çalışmaların devam ettiğini kaydetti.”
patronlardunyasi.com
1,9 milyar dolar net servet ile dünyanın en güçlü insanları ortasında bulunan Eczacıbaşı Holding’in İdare Konseyi Lideri Bülent Eczacıbaşı, hem gündelik hem de kurumsal hayatta başarılı olmanın sırlarını açıkladı.
Eczacıbaşı, ‘Aklımızda Bulunsun’da tarihe geçmiş Darwin ve Einstein üzere isimlerin pek de çalışkan olmadıklarına ait bilgilere dikkat çekiyor. Pekala hem kurumsal hem gündelik hayatta bir insanın başarılı olması için nelere gereksinim var? Eczacıbaşı’nın reçetesi şöyle:
“Çalışkanlık ve zekâ üzere özelliklerin iş ömründe muvaffakiyetle ilgileri çok açık değil. Darwin, en azından görünürde, çalışmaya pek az vakit ayırırken Einstein’ın ise okuldaki başarısızlığı tarihe geçmiş. Eczacıbaşı’na başvursalardı kabul edilme talihleri pek olmazdı! (gülüyor) Başarılı insanları birleştiren bir tek özellik var, o da azim. Hiçbir mahzur karşısında yolundan dönmemek başarılı insanların ortak özelliği. Azimle peşinden gideceğiniz tutkunun ne olduğunu keşfetmek için de meraklı insan olmak gerekiyor. Yani her şey aslında merakla başlıyor.”
HATALARIN ORTAK NOKTASI
Başarısızlıkların da bir ortak noktası olduğuna dikkat çekiyor:
“Bir kusurun nedenlerini tahlil ettiğiniz vakit kesinlikle bir sorumluluk noktasında yer almaması gereken bir insanın bulunduğunu görürsünüz; yanlış bir atama yapılmıştır, yanılgılarına gereğinden fazla göz yumulmuştur, değiştirilmesi gerekirken değiştirilmemiştir. Pek çok kusurun kökünde ayrıyeten istişareden, fikir almadan, tartışmadan, çabukla karar almak vardır. Kendi aklımıza fazla güveniriz. Açık tartışma ortamı ile insan seçiminde itina birleşirse kusurlar en alt seviyeye iner.”
TEKNEDEN ÇIKAN HAYAT DERSİ
Bülent Bey’den bir gençlik anısı ve bir ders:
“Babam beni Bağdat Caddesi sosyetesinden uzak tutmak için, genç yaşta yelkene merak sarmamı istedi. Spor otomobiller yarıştıran süratli gençlerin ortasına karışmamı önlemek için bana bir yelkenli aldı. Ben de yelkene çok merak sardım ama… Düzgün bir yarışçı olamadım. Sebebi, bütün yeterli yelkenciler usta dümencilerin yardımcılığını yaparak ve kulüp teknelerinde yarışarak yetişir. Baban sana yelkenli alırsa, sen ‘kendi teknem’ diye masraf dümenin başına oturursun. Çok da hoşlanırsın, tahminen yelkenciliği öğrenirsin fakat yarışçılığı öğrenemezsin. Bütün tekneleri yarışlarda en arttan seyredersin, art görüntülerini ezberlersin! Bana da o denli oldu. Bundan aile şirketlerinin idareleri açısından çıkarılacak sonuçlar var; ‘Benim teknem’ deyip pat diye dümenin başına oturursan olmuyor! Bunu genç yaşta öğrendim.”
patronlardunyasi.com
3. Ceza Dairesi, Koza İpek Holding’in müsaderesine karar verdi. Yargıtay’ın kararıyla Koza şirketleri Hazine’ye geçti. Şirketlerin sermaye büyümesinde himmet paralarının kullanıldığı tespit edildi
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, FETÖ’cü Hamdi Akın İpek ile yakın aile bireylerinin ortağı olduğu Koza İpek Holding’in de ortalarında bulunduğu şirketlerin müsaderesine karar verdi. Yargıtayın verdiği kararla Koza İpek Holding’e bağlı şirketler Hazine’ye geçti. Kararın münasebetinde, şirket kurucusu Hamdi Akın İpek’in FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün elebaşı Fetullah Gülen ile olan münasebeti göz önünde bulundurulduğunda, şirketlerin sermaye büyümesinde himmet paralarının da kullanıldığının değerlendirildiğine yer verildi. Kararda, örtülü çıkar transferlerinin yurtdışına sermaye kaçırmak emeliyle da kullanıldığının tespit edildiğine yer verildi.
Sabah gazetesinden Mevlüt Hasgül’ün haberine nazaran, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 2020’de karara bağlanan ve çabucak akabinde istinaf kademesi tamamlanan “Koza İpek Holding” davasıyla ilgili olarak belge incelemesini tamamladı. Daire heyeti, Koza İpek Holding Anonim Şirketi’nin müsaderesine karar verdi. Dairenin kararında, küme şirketlerinin tümünün İpek ailesinin denetiminde ve iştirak yapısı olarak iç içe geçmiş durumda olduğuna vurgu yapıldı.
“SERMAYE BÜYÜMESİNDE HİMMET PARALARI KULLANILDI”
Ailenin yeni şirketlerin satın alınması ve mevcut şirketlerin sermayelerinin artırılması sürecinde şirketlere kaynağı muhakkak olmayan yüksek ölçülerde para transferlerinde bulunduğuna değinilen kararda, şirketlerin büyüme kaydetmelerinin doğal olduğuna lakin bu paranın kaynağının açıklanmamasının kuşkulu, şirket kurucusu Hamdi Akın İpek’in FETÖ/ PDY elebaşı Fetullah Gülen ile olan bağı göz önünde bulundurulduğunda şirketlerin sermaye büyümesinde himmet paralarının da kullanıldığının değerlendirildiğine yer verildi.
KOZA İpek Grubu’na ilişkin medya kuruluşlarının direkt örgüte ilişkin basın yayın kuruluşları olan Vakit, Taraf, Meydan, Samanyolu TV, Samanyolu Haber, Meltem TV, Irmak TV, Can Erzincan TV, Sızıntı, Yeni Ümit, Aksiyon üzere kuruluşlarla ortak bir yayın siyaseti benimsediği, kamuoyuna taraflı ve yanlış bilgi verdiği bahsedilen kararda, bu medya kuruluşlarının örgütün buyruk ve talimatları doğrultusunda faaliyet yürüttüğünün kabul edildiğine vurgu yapıldı.
“YURT DIŞINA SERMAYE KAÇIRMAK HEDEFİYLE KULLANILDI”
Örtülü çıkar transferlerinin, örgütün talimatıyla kurulduğu anlaşılan İpek Üniversitesi ve Koza İpek Eğitim Vakfı’nı ve öbür örgütle irtibatlı kurumları finanse etmek, İpek Üniversitesi’nin inşaatının imali ve medya şirketlerinin devamlılığının sağlanması için fon sağlamak hedefiyle kullanıldığının anlaşıldığı belirtilen kararda, “Doğrudan örgütün maksadına hizmet eden bu kurumlara fon sağlanması dışında örtülü çıkar transferlerinin yurt dışına sermaye kaçırmak hedefiyle da kullanıldığı tespit edilmiştir” sözlerine yer verildi.
patronlardunyasi.com
Lüks segmentte turist ağırlayan otellerde dönem açılışı başladı. Dünya jetsetinin yaz dönemi için değerli bir rotası da Bodrum olacak. Bölgede bu segment otellerde başta İngilizler olmak üzere, Amerikalı ve Rus turistlerin yükü hissediliyor.
Havaların ısınmasıyla birlikte Turizm bölümü canlanmaya başladı. Her kente özel tanıtım ve turizm alternatiflerini geliştirmek konusunda agresif bir strateji izleyen Türkiye’ye çok farklı millet ve gelir kümelerinden turist geliyor.
Milliyet gazetesinden His Erdoğan’ın haberine nazaran son yıllarda bilhassa yaz döneminin gözdesi Bodrum, lüks segment turistlerin rotasında önemli bir yer sahibi oldu. 2023 döneminde da beklenti epeyce yüksek. Buna nazaran bölgede lüks segment tesislerin beklediği turist sayısında evvelki döneme nazaran yüzde 20 ila 50 ortasında yükseliş öngörülüyor. Turist kümeleri ortasında dönemde en çok İngilizlerin tartısı kendini muhakkak edecek. Amerikalı ve Rus turistlerin hissesinin da artması bekleniyor.
Ege’nin değerli bir lüks yatırım merkezi haline gelen Bodrum, bu sayede dünyanın farklı ülkelerinden üst gelir kümesi turistin değerli bir yaz güzargahı haline geldi. Six Senses Kaplankaya Genel Müdürü Adnan Yücel, “Bulunduğumuz Ege Bölgesi bilhassa lüks milletlerarası resort işletmelerin varlığı, lüks milletlerarası yiyecek-içecek işletmelerinin tercihi ve verilen hizmetin kalitesinin yüksekliğinden dolayı tercih edilen bir destinasyon. Her yıl eklenen kaliteli işletmeler ve yüksek hizmet kalitesiyle Bodrum artık markalaşmış durumda” dedi. Otelin 2022’de başarılı bir dönem geçirdiğini anlatan Yücel, 2023 yılı için yüzde 30 büyüme beklediklerini kaydetti.
“İNGİLTERE VE RUSYA PAZARINDA AĞIR İLGİ VAR”
1 Nisan prestijiyle dönemi açtıklarını hatırlatan Adnan Yücel, şimdiye kadar alınan rezervasyonlar ortasında İngiltere ve Rusya’nın öne çıktığını lisana getirdi. Yücel, “Bu dönem Avrupa ülkelerinden de çok turist gelmesini bekliyoruz. İngiltere pazarında bu yıl da olumlu gelişmeler ve taleplerin devam ediyor, bunun yanı sıra Rusya pazarında da ağır ilgi var. Otelimizin İzmir ve Bodrum havalimanına yakın olması büyük avantaj, her iki havalimanından da büyük hisse alacağımızı şu anki rezervasyon akışında görebiliyoruz” dedi.
Doğa mükemmeli koylarıyla tekne ile seyahat ve marina imkanı vermesi de Bodrum’u dünya jetset’inin değerli bir uğrak noktası olmasını destekliyor. Bodrum’un artık markalaştığını vurgulayan Caresse, a Luxury Collection Resort & Spa, Bodrum’un yatırımcısı Büyükhanlı Kardeşler Kümesi İdare Şurası Üyesi Volkan Büyükhanlı, otelin yeni dönem beklentilerine ait şunları söyledi:
“Bu dönem gelen rezervasyonlara baktığımızda öne çıkan ülke ve bölgelerin; İngiltere, Avrupa, Amerika, Rusya ve Türkiye olduğunu görüyoruz. Dönem ilerledikçe farklı ülkelerden de konuklarımızı otelimizde ağırlıyoruz lakin yüklü olarak gelen konuklarımız bu ülkelerden oluyor. Doluluğumuz geçtiğimiz yıl yüksek dönemde yüzde 97, öteki aylarda ise yüzde 85 bandındaydı. Dönemin açılmasıyla birlikte hoş bir başlangıç yaptık ve hali hazırda aldığımız rezervasyonlar önümüzdeki aylarda bu gidişatın artarak devam edeceğini gösteriyor. Süreç bu formda ilerlemeye devam ederse bu dönem yüzde 50 büyüme öngörüyoruz.”
Bodrum’un milletlerarası bir marka olarak çekim merkezi haline geldiğini belirten METT Hotel & Beach Resort Bodrum Genel Müdürü Barış Molvalı, yakın vakitte Türkiye’ye gelen METT markasının da çok yeterli karşılandığını söyledi.
patronlardunyasi.com
Yeşilçam’ın usta oyuncusu Göksel Arsoy, yıllar boyunca biriktirdiği yazılı müzik arşivini TRT İstanbul Radyosu’na ikram etti: “Kendi kendime dedim ki; o anılar yalnız seni tatmin ediyor. Senin üzere bir sanatkara yakışan, bu güçlü arşivi büyük bir sanat kuruluşuna ikram ekmektir.”
Yeşilçam’ın ‘Altın Çocuk’ lakaplı yıldızı Göksel Arsoy, oyunculuğun yanında bir periyot müzikle de ilgilenmiş, 15 yıl boyunca sahneye çıkmıştı. Türk müziğinin usta bestekârı Yesârî Asım Arsoy’un yeğeni olan 87 yaşındaki sanatçı, musiki dersleri aldığı periyotta biriktirdiği notları ve külliyatları yıllar sonra TRT İstanbul Radyosu’na armağan etti.
Hürriyet’te yer alan habere nazaran Levent’teki meskeninde bulunan arşivi radyo yetkililerine teslim eden Arsoy şöyle konuştu: “Benim talihim; bestekâr Yesârî Asım Arsoy’un amcam olması. Onu anlamak için muhakkak bir kültüre ve birikime sahip olmak lazımdı. Ben de Yesârî Asım ismine yakışmak için dersler aldım. Haftada iki gün Muzaffer Birtan’ın konutuna sarfiyat, ders alırdım. Prof. Dr. Alâeddin Yavaşca’nın Taksim’deki muayenesine giderdim. Özellikle Arif Sami Toker’le tanışmam çok büyük bir talihti. Bütün bu hocalarla olan çalışmalarımda aldığım notları, musikiyle ilgili yazılı yapıtları daima biriktirdim. Ortaya büyük bir arşiv çıktı.”
HATIRLANMAMI SAĞLAYACAK
Göksel Arsoy, arşivini armağan etme kararını nasıl aldığını ise şöyle anlattı: “Son yıllarda arşivimi açıyor, okurken o günlere gidiyordum. Sonra kendi kendime dedim ki; o anılar yalnız seni tatmin ediyor. Senin üzere bir sanatkara yakışan, bu varlıklı arşivi büyük bir sanat kuruluşuna armağan ekmektir. Bu bir hizmettir. Hem de bu istikametten hatırlanmanı temin edecektir. İstanbul Radyosu’na telefon ettim. Çok yakınlık gösterdiler ve mutlu oldular. Ben de bu arşivi kendilerine ikram ettim.”
patronlardunyasi.com
ABD’nin Alabama eyaletindeki bir doğum günü saldırısına kimliği meçhul şahıslar tarafından taarruz düzenlendi. Görgü şahidine nazaran atakta 6 kişi hayatını kaybetti.
ABD’nin Alabama eyaletinde düzenlenen bir doğum günü partisine silahlı taarruz gerçekleştirildi.
Saat 22.30 sıralarında gerçekleşen silahlı atağa, doğum günü partisinde bulunan silahlı bireylerde ateş açarak karşılık verdi.
Olay sonrası çok sayıda ambulans ve polis takımları olay yerine sevk edilse de meyyit yahut yaralı sayısı tam olarak belirtilmedi. Olay yerindeki bir görgü şahidi ise silahlı taarruzda en az 6 kişinin hayatını kaybettiğini sav etti.
patronlardunyasi.com
13 Nisan’da hayatını kaybeden İngiliz modacı Mary Quant, bayanların toplumda daha minimalist yaşayabilmesi için küçük eteğin öncüsü oldu. Quant, bayan giysisine getirdiği özgürlükle modada çağdaş çağı başlattı.
Dünyayı küçük etekle tanıştıran efsanevi İngiliz modacı Mary Quant, geçtiğimiz günlerde 93 yaşında hayatını kaybederken, vefatının akabinde “devrimci bir kraliçe” olarak anıldı. 1955’te Londra’daki Kings Road’da birinci mağazası “Bazaar”ı açan Quant, ileri görüşlü olması ve yaratıcılığı sayesinde kısa müddette modaya eşsiz bir katkı sağladı.
Yatak odasında yaptığı birinci kıyafetleri Bazaar’da satan Quant’ın ışığı, aerodinamik ve canlı dizaynlarıyla bayan giysisini değiştirdi. 1960’larda çizgileriyle Londra modasının tanımlanmasını sağlayan Quant’ın erkek giysisinden de ilham alan dizaynları, cinsiyet çizgilerini bulanıklaştırdı.
KADINLAR İÇİN MODA İHTİLALİ BAŞLATTI
Moda eleştirmenleri, 1960’larda küçük eteğin yanı sıra kısa bayan şortlarını dünyaya tanıtan “Swinging Sixties” trendinin mucidi olan Quant’ın modanın çehresini sonsuza kadar değiştirdiğini söyledi. Quant, “kadınların özgürleşmeyi bekleyecek vakti olmadığını” belirterek 1950’ler ve 1960’ların genç bayanlarını bir sonraki jenerasyon için anneleri üzere giyinmeye zorlanmaktan kurtarmak maksadıyla moda ihtilali başlattı.
Etekleri cüretkâr bir biçimde kısaltan, bol elbiselere öncülük eden, pantolon ile taytı bayan gardıroplarının temel öğeleri haline getiren Quant, birebir vakitte arkadaşı, kuaför Vidal Sassoon’un öncülüğünü yaptığı kısa “bob” saç kısmının tanınan olmasını da sağladı.
Mini eteklerin yanı sıra kolsuz vardiyalı elbiseler, PVC yağmurluklar, Peter Pan yakalar, dar kesim kazaklar, blok renkli taytlar ve tulumlar da Quant’ın ihtilal niteliğindeki dizaynları ortasında yer aldı. 1963’te yeni ve daha ucuz bir çizgi olan “Ginger Group” ile İngiltere’de genişleyen Quant, 1966’da Britanya İmparatorluk Nişanı ile ödüllendirildi. Modacı, 1967’de ise Londra’nın New Bond Caddesi’nde üçüncü bir mağaza açtı.
“”BUGÜNÜN MODASI ONA ÇOK ŞEY BORÇLU”
“Moda, mesken dışındaki hayatta rekabet etmek için bir araçtır” diyen Quant, 1970’lerin sonlarından itibaren yüksek kaliteli bayan kıyafetleri üretti. 1960’ların modasının sevinçli özgürlüğünü temsil eden ve genç bayanlara yeni bir rol model olan Quant için eleştirmenler, bugünün modasının onun çığır açan vizyonuna çok şey borçlu olduğunu söyledi.
İngiltere’de “Dame” unvanına sahip duayen modacı Mary Quant, 1950’de sanat diploması için Goldsmiths, University of London’da tasarım eğitimi almıştı. Bu kurumun müdürü Prof. Frances Corner, efsanevi modacı için “Dame Mary, vizyoner çalışmalarıyla toplum üzerinde silinmez bir iz bırakan bir öncüydü” dedi. Corner ayrıyeten “Quant’ın trend belirleyen çalışması, nasıl giyindiğimiz kadar niyet stilimizi da değiştiren orjinal yıkıcılardan biriydi” tabirini kullandı.
patronlardunyasi.com
