Türkiye’de dün gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunu takip eden uluslararası gözlemciler, rekabetçi kampanya sürecinin ilk turdaki gibi devam ettiğini ancak seçimin “medyanın taraflılığı ve eşit olmayan şartların” gölgesinde kaldığını belirtti.
Seçimlerin ilk turunu takip eden gözlemci heyeti ikinci turu dair gözlemlerini de Ankara’da düzenledikleri basın toplantısında aktardı. Türkiye’nin daveti üzerine seçimleri izleyen heyet AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu (DKİHB), AGİT Parlamenterler Asamblesi (AGİT PA) ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) gözlemcilerinden oluşuyor.
Heyet ortak açıklamada, ikinci turun seçmenlere gerçek siyasi alternatifler arasında seçim yapma fırsatı vermiş olsa da kampanya döneminde gittikçe artan şekilde kullanılan kışkırtıcı ve ayrımcı dille gölgelendiğini kaydetti.
Gözlemci heyetinin açıklamasında ayrıca “Devam eden ifade özgürlüğü kısıtlamaları ile medyanın taraflı oluşunun eşit şartları ortadan kaldırdığı ve görevdeki Cumhurbaşkanının haksız avantaj elde etmesine katkıda bulunmuştur” denildi.
Adaylar özgürce seçim kampanyaları yapmış olsa da bazı muhalefet partilerinin destekçilerinin gözdağı ve tacizlere maruz kalmaya devam ettiğini belirten heyet üyeleri, her iki tarafın da kışkırtıcı ve ayrımcı ir dil kullanıp birbirlerini terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçladığını kaydetti.
Schwabe: Maça çıkılıyor, bir tarafın kramponu yok
AKPM Heyet Başkanı Frank Schwabe, seçimlerin kazanan tarafının belli olduğunu belirterek “Ancak bu ikinci tur da seçimlerin demokratik şekilde yapılabilmesi için gerekli koşulları pek çok yönüyle sağlanmadığı bir ortamda gerçekleşmiştir” diye konuştu.
Seçimi nasıl tarif edebileceği ile ilgili soru üzerine Schwabe, buna kolay bir yanıt veremeyeceğini belirterek şöyle konuştu:
“Bu zor bir soru. Ama mesela çocuklarıma anlatmak istesem; iki takım futbol maçına çıkmış ve bir tarafın ayağında kramponu yok derdim. Böyle bir ortamda tüm bu süreci ve olan biten her şeyi basit ve tek cümle ile tarif etmek çok zor.”
Sandıklara ulaşma ve oy verme sürecinin bu ikinci turda daha iyi geçtiğini belirten Schwabe, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim sürecine güveni güçlendirmek için şeffaflığı olabilecek en üst seviyeye taşımayı taahhüt etmesi gerektiğini de kaydetti.
Schwabe, Türkiye’ye iş insanı Osman Kavala ve eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili AİHM kararlarını uygulama çağrısı da yaptı.
Gazeteciler ve blog yazarları ile ilgili açılan davaların ve tutuklamaların ikinci turdan önce de devam ederek ifade özgürlüğünü kısıtladığını söyleyen Schwabe, birçok yayın kuruluşunun seçim kampanyalarını tarafsız şekilde yayınlama ve iki cumhurbaşkanı adayına eşit fırsatlar sağlama noktasında yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirtti.
Resmi yayın kuruluyu olan TRT’nin büyük ölçüde mevcut cumhurbaşkanını desteklediğini hatırlatan Schwabe, çok sayıda başka medya kuruluşunun da benzer bir taraflılığı benimsediğini bildirdi.
YSK’nın milletvekili kesin sonuçlarını açıklamayı ikinci tur sonrasına bıraktığını anımsatan Schwabe, “YSK ayrıca ilk turda olduğu gibi kapalı oturumlar düzenleme ve ilk tur sonuçlarıyla ilgili şikayet ve itirazlar gibi çoğu kararın yayımlanmasını durdurma uygulamasını da sürdürdü” diye konuştu.
Karimi: Endişelerimiz dikkate alınmadı
Özel Koordinatör ve AGİT kısa dönem gözlem heyeti lideri, AGİT PA Heyet Başkanı Farah Karimi ise gözlemcilerin ilk tura dair “şartların eşit ve kampanyaların adil olmadığı ile görevdeki Cumhurbaşkanı’nın haksız avantaj sağladığı yönündeki endişeleri dikkate alınmadı” dedi.
Her iki tarafın da kışkırtıcı ve ayrımcı dil kullanmasının siyasi ortamdaki kutuplaşmayı daha da artırdığını gözlemlediklerini söyleyen Karimi, ikinci tur öncesindeki kampanya döneminin genelde barışçıl geçtiğini, seçimlere yine yüksek katılım olmasının da olumlu bir durum olduğunu kaydetti.
Petersen: Adaylar medyada dengeli yer almadı
DKİHB seçim gözlem heyeti Başkanı Büyükelçi Jan Petersen ise seçmenlerin seçim günü siyasi alternatifler arasında gerçek bir seçim yapma şansına sahip olduğunu belirtirken şu eleştirileri yaptı:
“Ancak seçim idaresi şeffaf olmadığı için seçmenler bilgilendirilmemiş ve adayların medyada dengeli bir şekilde yer almaması endişe uyandırmıştır. Genel olarak eşit olmayan şartlara katkıda bulunan bu durum kesinlikle bu seçimlerin en büyük eksikliklerinden biri oldu.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim kampanyası sırasında Kılıçdaroğlu ile ilgili montaj videolar yayımlanmasına ilişkin gelen soru üzerine ise heyet üyeleri tek tek olgulardan hareket etmediklerini ama ayrıntıların önümüzdeki dönemde yayımlayacakları raporda yer alacağını ifade ettiler.
İkinci tur seçiminde toplam 31 ülkeden 232 gözlemci görev aldı.
DW Türkçe’ye VPN ile nasıl ulaşabilirim?