PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Alman üretim sektörü ekonomik zorluklarla boğuşmaya devam ediyor, zayıf talep nedeniyle işten çıkarmalar hızlandırıldı

Alman ekonomisindeki zayıf görünüm ve yapısal sorunlar nedeniyle, Alman şirketlerin maliyetleri düşürmek ve rekabet gücünü korumak için fabrika kapatma ve işten çıkarma planları artıyor.

Fortune 500 Avrupa listesinde yer alan Alman şirketleri, bu yıl çoğunluğu ülkenin imalat sektöründen olmak üzere 100 binden fazla çalışanı işten çıkarmayı planladıklarını duyurdu.

Kovid-19 sonrası ekonomide yaşanan zorluklara bağlı olarak artan maliyet ve düşen karlılıkla mücadele etmek için büyük çaplı işten çıkarmaya giden şirketler arasında, Bosch, Volkswagen, Thyssenkrupp, Deutsche Bahn ve Siemens de bulunuyor.

Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’nın bel kemiğini oluşturan şirketler, artan enerji fiyatları ve ihracata bağımlı Almanya ekonomisinde özel bir sorun olan dış talepteki düşüşe bağlı sert makroekonomik rüzgarlarla mücadele etmekte zorlanırken, ülke bu yıl üst üste ikinci kez negatif ekonomik büyüme ortamına hazırlanıyor.

ALMAN SANAYİSİ ZAYIFLIYOR

Alman ekonomisi, özellikle bölgedeki diğer ülkelere oranla daha büyük bir rol oynayan imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor.

Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,3 küçülen ülke ekonomisi, üçüncü çeyrekte yüzde 0,2 büyüme kaydederek teknik resesyona girmekten kurtuldu.

Ancak, imalat sektörü Alman ekonomisinin beşte birinden fazlasını oluşturuyor ve ihracata bağımlı olan Alman imalat sanayisi, küresel ekonomideki yavaşlamadan, artan Çin rekabetinden ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası yüksek enerji fiyatlarından olumsuz etkileniyor.

Almanya’da imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 2022’nin başından beri durgunluk içinde. Ülkede imalat sanayi PMI, uzun süredir faaliyetlerde büyümeyi gösteren 50 puan seviyesinin altında kalırken, ekonomide belirsizlikle fabrikalarda işten çıkarmalar artıyor.

Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Avro Bölgesi’nde yükselen enflasyona karşı artan faiz oranları, Alman şirketlerin yatırım yapma arzusunu frenlerken, Çin ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin Almanya’dan ithal ettiği malları giderek daha fazla üretebilmesi Alman sanayisinin düşüşten kurtulmasını zorlaştırıyor.

BOSCH’UN 5 BİN 500 KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARMA KARARI

Almanya’da rakamsal olarak büyük işten çıkarmalara son olarak, otomotiv sektörünün önemli tedarikçilerinden Bosch katıldı. Şirket, otomotiv biriminde dünya genelinde 5 bin 500 kişiyi işten çıkarma kararı aldı. Bosch, ilave olarak üretim tesislerinde kısa mesaiye gidileceğini açıkladı.

Alman otomotiv ve sanayi tedarikçisi Schaeffler, 5 Kasım’da otomobil üreticilerinden zayıf talep nedeniyle yeniden yapılanmaya giderek, 2 bin 800’ü Almanya’da olmak üzere Avrupa’da toplam 4 bin 700 kişiyi işten çıkaracağını duyurmuştu. Schaeffler, Avusturya ve İngiltere’deki fabrikaları kapatmayı da planlıyor.

Avrupa’nın en büyük otomobil üreticisi Volkswagen de 28 Ekim’de Almanya’da en az üç fabrikayı kapatma ve büyük çaplı işten çıkarma planladığını bildirmişti.

Şirket tarihindeki en büyük maliyet ve yapısal krizle mücadele eden Volkswagen, dün gece zorlu görüşmelerin ardından Almanya’da 35 bin kişiyi işten çıkarmak için sendika ile anlaşmaya vardı.

THYSSENKRUPP 11 BİN KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARACAK

Alman çelik üreticisi ve teknoloji firması ThyssenKrupp’tan 25 Kasım’da yapılan açıklamada, çelik biriminde 2030’a kadar 5 bin kişinin işten çıkarılmasının planlandığı belirtilmişti.

Şirket, buna ek olarak ticari faaliyetlerin satışı veya dış hizmet sağlayıcılara devri yoluyla 6 bin kişinin daha işten çıkarılmasının planlandığını açıklamıştı. Alman çelik şirketi, üretim kapasitesinin 11,5 milyon tondan 8,7 ila 9 milyon ton seviyesine düşürülmesini de öngörüyor. ThyssenKrupp Steel Europe’un 27 bin çalışanı bulunuyor.

Kamyon üreticisi Daimler ağustosta yaptığı açıklamada, özellikle Almanya’daki fabrikalarını etkileyecek şekilde, işlerin dondurulacağını ve çalışanların çalışma saatlerinin azaltılacağını duyurdu.

Siemens AG Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Roland Busch, 14 Kasım’da şirketin, otomasyon işinde devam eden zayıflık nedeniyle dünya çapında işten çıkarma yapabileceğini bildirdi. İstihdam daralmasının dört haneli rakamların altında veya ortasında (5 bin) olacağını belirten Busch, henüz kesin bir rakam belirlenmediğini söyledi.

Almanya merkezli Deutsche Bank da birkaç yıl içinde maliyetlerini 500 milyon avro azaltmak amacıyla 800 kişiyi, işten çıkarma kararı aldı.

Diğer Alman otomobil üreticileri de şimdiye kadar işten çıkarmalar konusunda temkinli kalırken, kasım ayında Mercedes-Benz, önümüzdeki yıllarda yıllık maliyetleri birkaç milyar avro azaltmayı planladığını açıkladı. Şirket iş gücü azaltımının da bu stratejinin bir parçası olduğuna işaret etti.

Mercedes-Benz Group AG Mali İşler Direktörü (CF0) Harald Wilhelm 25 Ekim’de 3. çeyrek finansal sonuçlarının hedeflerini karşılamadığını belirterek, maliyetlere ve verimliliğe daha da fazla odaklanacaklarını kaydetti.

ALMANYA’DA ŞİRKETLERİN İSTİHDAM EĞİLİMİ AZALMAYA DEVAM EDİYOR

Almanya’da Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) İstihdam Barometresi, sipariş yetersizliği ve ekonomik krizin etkisiyle aralıkta Kovid-19 salgınının yaşandığı Temmuz 2020’den bu yana en düşük puana geriledi.

Ifo açıklamasında, “Ekonomik kriz özellikle sanayide personel planlamasına damgasını vuruyor. Neredeyse tüm sektörler işte çıkarma düşünüyor. Metal endüstrisi ve otomobil üreticileri ve tedarikçileri en çok etkilenenler.” ifadelerine yer verildi.

‘MADE IN GERMANY ALGISIYLA PAHALI BİR BİÇİMDE ŞHRAÇ ET’ BAŞLIKLI İŞ MODELİ ARTIK İŞE YARAMIYOR

Yapısal sorunların da ekonomiyi frenlediği Almanya’da, bir zamanlar oldukça başarılı olan “Ucuz enerji ve ara malı ithal et, bunları işle ve yüksek kaliteye sahip mal olarak ‘Made in Germany’ algısıyla pahalı bir biçimde ihraç et” başlıklı iş modeli artık işe yaramıyor.

Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi son dönemde yaşanan çok sayıda kriz, Alman ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkarırken, ülkenin, jeopolitik sorunlar, iklim değişikliği, durgun ekonomi ve demografik zorlukların üstesinden gelme konusunda birtakım sorunlarla karşı karşıya bulunması da dikkati çekiyor.

Almanya’nın halen “kendi ürettiği bürokrasi, kurallar ve prosedürler altında da ezildiği” belirtiliyor.

Alman ekonomisi, “Çok az yatırım, çok fazla bürokrasi ve aşırı yüksek lokasyon maliyetleriyle” sıkışırken, iç ve dış siyasi çalkantıların ortasında Avrupa’da ve uluslararası alanda geride kalarak zemin kaybediyor. Tarihsel olarak küreselleşme ve ucuz enerji girdilerine dayanarak ücretlerin ve yaşam standartlarının yükselmesini sağlayan Alman büyüme modeli yapısal zorluklar ve jeopolitik risklerle karşı karşıya.

Küresel ticarette korumacılık artıp bir taraftan Rusya-Ukrayna Savaşı enerji maliyetlerini yükseltirken, Almanya’nın reel GSYH büyümesi Kovid-19’dan beri G7’de en alt sıralarında yer alıyor. Ekonomide ABD ve Çin’e ticari bağımlılık, yüksek enerji fiyatları, yatırım harcamalarının yetersizliği ve kötüleşen demografik koşullar gibi zorluklar söz konusu.

İhracata bağımlı olan ve ülkenin GSYH’nin neredeyse yüzde 30’unu oluşturan Alman sanayisi küresel ekonomideki yavaşlamadan, artan Çin rekabetinden ve Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra yüksek enerji fiyatlarından olumsuz etkileniyor.

ÇİN, ‘YENİ ALMANYA’ OLDU

ING Küresel Makro Araştırma Başkanı ve Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Sanayi üretiminin ekimde bir kez daha düşmesiyle Almanya’da sanayideki çöküşün sonu görünmüyor.” ifadelerini kullandı.

Brzeski bir notunda, “Çin’in ‘yeni Almanya’ haline geldiği bir dünyada, en azından imalatta, Almanya’nın ucuz enerji ve kolay erişilebilir büyük ihracat pazarlarından oluşan eski makro iş modeli artık işe yaramıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Carsten Brzeski, 2024’te neredeyse yüzde 5 azalan Alman sanayi üretiminde ekimde yaşanan düşüşün Alman ekonomisinde kış aylarında resesyon riskini artırdığını kaydetti.

Alman sanayisinin son birkaç yıldır tüm ekonominin sorunlarının en iyi örneği olduğunu ifade eden Brzeski, “Alman sanayisi konjonktürle ve yapısal rüzgarlar arasında sıkışıp kaldı ve ucuz enerji ve kolay erişilebilir büyük ihracat pazarlarından oluşan geleneksel makro iş modelinin artık işe yaramadığı gerçeğiyle yüzleşti. Bu nedenle, pandeminin başlamasından neredeyse beş yıl sonra, Alman sanayi üretimi hala pandemi öncesi seviyesinin yüzde 10’dan fazla altında.” açıklamasında bulundu.

Brzeski, “ABD’deki ‘komşunu dilendir’ ekonomi politikalarının modern ve potansiyel olarak daha agresif bir versiyonu sadece Alman ihracatına değil, şirketlerin üretimlerini ABD’ye taşımaları halinde Alman yatırımlarına da zarar verebilir. Buna bir de Almanya’nın en önemli ikinci ihracat ortağı Fransa’nın siyasi sıkıntıları eklenince, Alman sanayisinin görünümü, en azından kısa süreli bir konjonktürel toparlanmanın ötesinde, pek de iç açıcı görünmüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

CHP Genel Başkanı Özel’den kart kesintisi eleştirisi

Manisa’da zeytin şenliğine katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni eleştirdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Manisa’nın Soma ilçesinde zeytin şenliğine katıldı, zeytin hasadı yaptı.

Özel, Yırca Mahallesi’nde düzenlenen şenlikte yaptığı konuşmada 10 yıl önce termik santral inşaatı için mahallede zeytin ağaçları kesilirken üzüntü yaşadıklarını, onların yerine dikilen ağaçlarda yetişen ilk zeytinleri hasat ettiklerini belirtti.

Türkiye’de iktidar olacağız

Mücadele edenlerin kazandığını, başardığını Türkiye’ye gösterdiklerini ifade eden Özel, “Bundan sonra hep birlikte mücadele ederek, başaracağız. Türkiye’de iktidar olacağız. Gözü yaşlı kim kaldıysa, Soma’dan başlayarak, tren faciasından gar katliamına, Afyon’daki cephanelik patlamalarından Hendek’teki havai fişek kazasına kadar hakkını alamayan kim varsa ya da çevre mücadelesinde şimdilik kim kaybetti görünüyorsa… Kazandı görünenlerin kaybedeceğini, köylülerin, çevrecilerin kazanacağını hep birlikte göreceğiz.” diye konuştu.

Sokak hayvanları sorunu sınıfsal bir sorun

Dün Gebze’deki hayvan barınağında 50’ye yakın hayvanın öldürüldüğünü kaydeden Özel, bu konunun takipçisi olacaklarını dile getirdi. Sahipsiz hayvanlarla ilgili sorunun sınıfsal olduğunu savunan Özel, şunları kaydetti:

“Türkiye’de bir sokak hayvanları sorunu var. Bu sorun biraz da sınıfsal bir sorun. Hali vakti yerinde olanların, güvenlikli sitede olanların, çocukları özel okula servisle gidenlerin, evladını, eşini araba ile işine bırakanların çok göremediği bir sokak hayvanları sorunu var. Erkenden camiye gidenlerin, servissiz öğrencilerin yaşadığı, servise yürüyen kadınların, genç işçilerin yaşadığı böyle bir sorun var. Bununla akılcı mücadele etmek lazım. Bunun kaynaklarını hep beraber bulmak lazım. İktidar, muhalefet el ele vermek lazım. Ama asla ve asla cana kıymamak lazım.”

Savaş çıkarsa bu memleketi biz koruruz

Özel, Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne değinerek, teklifi eleştirdi.

Türkiye’nin güçlü bir ordusu olduğunu ifade eden Özel, şöyle konuştu:

“İhtiyaç duyulduğunda her birimiz o ordunun neferiyiz. Bu ülke zor günlerden birlikte çıktı. Ama ülkeyi kötü yöneten ve bu kötü yönetiminden dolayı ekonomiyi perişan eden, işsizliği çözemeyen, enflasyonu tek hanelilerden yüzde 80’lere kadar çıkaran ve o çok eleştirdiği, ‘enkaz devraldığım’ dediği rahmetli Ecevit’ten yüzde 30’larda enflasyon devralıp kendi yanlış politikalarıyla yüzde 85’lere çıkaran, bugün yüzde 50 enflasyonu, daha aşağı çekemeyen, hayat pahalılığında hepimizi ezen bu iktidar şimdi ‘Savaş çıkacak, sesinizi çıkarmayın’ diyor. Onlara inanmayın. Savaş çıkarsa bu memleketi biz koruruz. Savaş filan çıkmayacak.”

Özel, şenlik alanındaki stantları ziyaret etti, Yırcalı kadınlarla zeytin fidanı dikip, zeytin hasadı yaptı.

Aile içi iletişim geliştirme ve görev dağılımı broşürü

Aile İletişiminin Önemi Aile, bireylerin kendilerini güvende hissettikleri ve en derin bağları kurdukları yerdir. İyi bir aile içi iletişim, karşılıklı saygı ve anlayışla gelişir. Ancak yoğun günlük yaşam, aile fertleri arasında zaman zaman kopukluklara sebep olabilir. Bu broşürde, ailenizde daha sağlıklı iletişim kurabilmeniz ve görev dağılımını düzenleyebilmeniz için öneriler bulacaksınız.

Aile İletişiminin Önemi Aile, bireylerin kendilerini güvende hissettikleri ve en derin bağları kurdukları yerdir. İyi bir aile içi iletişim, karşılıklı saygı ve anlayışla gelişir. Ancak yoğun günlük yaşam, aile fertleri arasında zaman zaman kopukluklara sebep olabilir. Bu broşürde, ailenizde daha sağlıklı iletişim kurabilmeniz ve görev dağılımını düzenleyebilmeniz için öneriler bulacaksınız.

Göz Hizasından İletişim Kurma Göz hizasında iletişim, eşitlik ve karşılıklı saygı anlamına gelir. Bireyler göz teması kurarak hem duygusal bağlarını güçlendirir hem de mesajlarının doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlar.

  • Öneriler:

    • Konuşurken göz teması kurun. Göz hizasında olduğunuzda karşınızdakine daha iyi odaklanırsınız.

    • İletişim sırasında teknolojik cihazlardan uzak durun. Bu, tüm dikkatinizin karşınızdaki kişiye odaklandığını gösterir.

    • Bireyin duygularına ve düşüncelerine saygı gösterin. Sabırlı bir şekilde dinleyin ve cümlesini bitirmesine izin verin.

Görev Dağılımı: Ailede Sorumluluk Paylaşımı Ailedeki her bireyin sorumlulukları paylaşması, hem ev içi düzenin korunmasını sağlar hem de herkesin kendini değerli hissetmesine yardımcı olur. Görev dağılımı, ailenin her üyesine bir sorumluluk kazandırır ve birlikte yaşamın yükünü hafifletir.

  • Görev Dağılımı Önerileri:

    • Haftalık ya da aylık olarak aile üyeleriyle oturup görev dağılımı yapın.

    • Her bireyin yaşına ve becerilerine uygun görevler verin.

    • Görevleri belirlerken herkesin fikrini alarak adil bir şekilde dağılım yapmaya özen gösterin.

    • Görevlerin yerine getirilmesi için takdir ve teşekkür etmeyi ihmal etmeyin.

Etkili İletişim Teknikleri Aile içi iletişimde daha açık ve etkili olmak, yanlış anlaşılmaların önüne geçer. İşte etkili iletişim için birkaç yöntem:

  • Ben Dili Kullanın: Suçlayıcı bir dil yerine, kendi hislerinizi ve düşüncelerinizi ifade eden “Ben” dilini tercih edin. Örneğin, “Beni dinlemediğinde üzülüyorum” gibi cümleler kurarak duygularınızı ifade edin.

  • Aktif Dinleme: Konuşan kişiye dikkat edin, sözünü kesmeden dinleyin ve söylediklerini özetleyerek anladığınızı gösterin.

  • Empati Kurun: Karşınızdaki kişinin duygularını anlamaya çalışın ve onun bakış açısına göre değerlendirme yapın.

    Sorun Çözme ve Anlaşmazlıkları Yönetme Her aile zaman zaman anlaşmazlıklar yaşayabilir. Ancak önemli olan bu anlaşmazlıkları nasıl yönettiğinizdir. Etkili bir şekilde sorun çözmek, aile bağlarını güçlendirebilir.

  • Sorun Çözme Önerileri:

    • Sorunu tanımlayın: Öncelikle sorunun ne olduğunu açıkça ifade edin.

    • Birlikte çözüm üretin: Herkesin katılımıyla bir çözüm bulmaya çalışın.

    • Sabırlı ve anlayışlı olun: Öfke ve kızgınlıkla hareket etmek yerine sakin kalmaya özen gösterin.

Aile içi iletişiminizi geliştirmek ve sorumlulukları adil bir şekilde paylaşmak, hem bireysel hem de aile olarak mutluluğunuzu artıracaktır. Daha açık, empatik ve saygılı bir iletişim kurarak, aile içinde huzur ve güven dolu bir ortam yaratabilirsiniz.

Eşler Arası İletişimi Pekiştirme Yöntemleri

Evlilik, iki insanın ortak bir yaşam kurma kararıyla başlayan uzun bir yolculuktur. Bu yolculukta sevgi, saygı, güven ve anlayış, ilişkinin temellerini oluşturur. Ancak zamanla günlük hayatın koşuşturması, iş yoğunluğu, stres ve sorumluluklar çiftler arasında duygusal bir mesafe yaratabilir. İlişkinizi pekiştirmek ve evliliğinizi güçlendirmek için aşağıdaki yöntemleri kullanabilirsiniz

PlayStation Network Çöktü! Ne Hesaba Girilebiliyor Ne de Oyun Oynanabiliyor

PlayStation ağı, sabaha karşı saatlerden beri ciddi sorunlarla karşı karşıya. Oyuncular, hesaplara giriş yapmadan ve multiplayer oyunlar oynamada problem yaşıyor. Sony ise sorunu düzeltmeye çalıştığını söylüyor.

PlayStation, bu sabaha karşı çok geniş çaplı bir problemle gündeme geldi. Dünya çapından birçok kullanıcı PlayStation 5 başta olmak üzere Sony’nin tüm oyun platformlarında büyük bir bağlantı sorunuyla karşı karşıya kaldı.

PSN’deki sorun, Sony tarafından da yaşandığı sırada buradaki bağlantıdan ulaşabileceğiniz resmî site üzerinden doğrulandı. Etkilenen platformların PS5, PS4, PS3, PS Vita ve Web olduğu ifade edildi.

Oyuncular, giriş yapamıyor veya multiplayer oyunları oynayamıyor

Sony tarafından yapılan açıklamada hesap yönetimi, oyun oynama ve sosyal hizmet ve PlayStation Store’da sorunlar yaşanabileceği aktarıldı. Problemlerin, bugün sabaha karşı TSİ 04.21 sularında başladığı ve çözülmeye çalışıldığı da ifade edildi. Çözüldüğüne dair ise henüz bir açıklama yok. Yani devam ediyor olabilir.

Sorun nedeniyle oyuncular, hesaplarına giriş yapamıyorlar veya multiplayer oyunları oynayamıyorlar. Aynı zamanda giriş yapmaları istenen tekli oyunculu oyunlarda da sorunlar yaşanıyor. Ancak offline çalışan oyunlarda herhangi bir problem olmadığını belirtmek gerekiyor. İnternet bağlantısı olanlar dışındakiler düzgün şekilde çalışmaya devam ediyor.

Neyin bu büyük soruna neden olduğuna dair henüz bir açıklama yok. Ne zaman çözüleceği de hâlâ belli değil. Yeni açıklama geldiğinde sizleri bilgilendireceğiz.

Mini Oyundan DeFi’ye: TON’da eksik olan ne?

Geçtiğimiz birkaç ayda, Binance’de Notcoin, Dogs, Hamster Kombat ve Catizen listelemeleri de dahil olmak üzere TON ekosisteminde bir artış gördük.

Geçtiğimiz birkaç ayda, Binance’de Notcoin, Dogs, Hamster Kombat ve Catizen listelemeleri de dahil olmak üzere TON ekosisteminde bir artış gördük. Söylentilere göre borsalara milyonlarca yeni KYC kullanıcısı getirdi. Kabul edelim ya da etmeyelim, bu aslında son birkaç yılda blockchain’in en büyük kitlesel benimsenmesi. Ancak sorun şu ki, sırada ne var?

Çok sayıda kullanıcıya rağmen, TVL hala nispeten düşük ve pek çok DeFi protokolünün ortaya çıktığını görmüyoruz. Bu ayrıca TON’daki düşük kullanıcı değeri ve TON blok zincirinin eksik altyapısı hakkındaki tartışmalar hakkında endişeleri de gündeme getiriyor.

Ancak bu makalede, DeFi’nin arkasındaki önemli bir kavramı kısaca tartışmak istiyoruz – “Atomic Swap” ve LayerPixel’in (PixelSwap) ele aldığı sorun. Bir yandan, DeFi’nin başlangıçtaki başarısı, DeFi DApp’leri ve akıllı sözleşmelerin temeli haline gelen Ethereum’a kadar uzanıyor. Öte yandan, TON gibi asenkron blok zincirlerinin ortaya çıkışı, özellikle birleştirilebilirlik açısından DeFi uygulamaları için yeni fırsatlar ve zorluklar ortaya çıkarıyor.

DeFi’nin kısa tarihi

DeFi ekosistemi, büyük ölçüde Ethereum merkezli olarak “DeFi Yazı” sırasında gelişti. Geliştiriciler, akıllı sözleşmelerin Lego tuğlaları gibi birleştirilebilen temel yapı taşları olarak hizmet ettiği Ethereum ekosisteminden yararlandı. Bu birleştirilebilirlik, merkezi olmayan finansal uygulamaların ve hizmetlerin hızla yaygınlaşması için gerekli olan ağ etkisini sağladı.

Ethereum’un bileşenlenebilirlik paradigması, çeşitli DeFi protokollerinin birbirleriyle yenilikçi yollarla etkileşime girmesine olanak sağladı. Atomik takaslar, flaş krediler, yeniden bahis ve borç verme platformları gibi temel finansal ilkeller, farklı uygulamaların karmaşık, çok işlevli finansal ürünler oluşturmak için nasıl bir araya getirilebileceğini örneklendirdi.

DeFi olgunlaştıkça, Ethereum’un senkron modelinin sınırlamaları (esas olarak ölçeklenebilirlik ve yüksek işlem ücretleri ile ilgili) giderek daha belirgin hale geldi. Bu, bu içsel sınırlamaların bazılarını çözmeyi vaat eden asenkron blok zincirleri gibi yeni blok zinciri mimarilerini keşfetmeye olan ilgiyi artırdı.

Asenkron Blockchain’ler: Yeni Bir Paradigma

Ethereum’un geleneksel modeli senkrondur ve her işlemin ardışık olarak işlendiği monolitik bir durumu korur. Öte yandan TON gibi asenkron blok zincirleri bir aktör-model yaklaşımı kullanır. Bu değişim birkaç temel yapısal farklılığa yol açar:

  • Ethereum — Eşzamanlı Blok Zincirleri (Monolitik Durum) :
  • Küresel Durum: Tüm işlemler tek bir paylaşılan küresel durum üzerinden yürütülür; bu durum durum yönetimini basitleştirir ancak çekişmeyi artırır.
  • Atomik İşlemler: Her işlem (birden fazla akıllı sözleşmedeki durumları değiştiren bir işlem bile) tek birimli bir işlem olarak ele alınabildiğinden, basit atomik işlemler mümkündür. Örneğin, Ethereum Sanal Makinesi (EVM), bir işlemdeki tüm adımları güvenli bir şekilde kum havuzuna alır ve tam yürütmeyi veya hiç yürütme olmamasını sağlar.
  • Sıralı İşleme: Her işlem bir öncekinin tamamlanmasını beklemek zorundadır, bu da doğal olarak verimi ve ölçeklenebilirliği sınırlar.

TON — Asenkron Blok Zincirleri (Aktör Modeli) :

  • Paralel İşleme: İşlemler birden fazla aktör veya akıllı sözleşme arasında eş zamanlı olarak işlenebilir ve bu da genel ölçeklenebilirliği ve verimi artırır. Örneğin TON’daki akıllı sözleşmeler, bağımsız olarak çalışabilen hücreler veya aktörlerdir ve aktörler arasındaki durumları güncellemek için tek yönlü mesajlar kullanılır.
  • Dağıtık Durum: Farklı aktörler, diğer aktörlerle etkileşime girebilen ancak tek bir küresel durumu paylaşmayan izole durumlara sahiptir.
  • Koordinasyon Karmaşıklığı: Bu modelde atomik işlemleri gerçekleştirmek, dağıtık yapısı nedeniyle karmaşıktır.

Asenkron blok zincirleri ölçeklenebilirlik açısından oldukça önemli olsa da (teorik olarak), atomik takasların olmaması, kullanımı zor FunC / Tact diline rağmen TON’un DeFi üzerinde geliştirilmesini önemli ölçüde zorlaştırıyor. Bir düşünün, atomik işlemler ve sıralı işleme olmadan, zorlu DeFi Lego’suna rağmen, borç verme protokollerinin likiditesi oldukça zordur.

LayerPixel ve PixelSwap’ta (PixelSwap, LayerPixel’in altyapısını kullanıyor ve LayerPixel’in bir parçası), bu sorunu çözmek için yeni bir yol öneriyoruz; atomik takasları mümkün kılıyor ve takas ve DeFi için daha güvenli ve daha iyi bir çözüm sağlamaya çalışıyoruz.

Asenkron Blok Zincirlerinde DeFi Bileşenliliğinin Zorlukları

DeFi uygulamaları için, asenkron blok zincirlerinde bileşenleştirilebilirliği sürdürmek, öncelikle dağıtılmış durumların ve paralelliğin doğası nedeniyle karmaşık zorluklar ortaya çıkarır:

İşlem Koordinasyonu:

  • Senkronizasyon: Birden fazla aktörü belirli bir zaman noktasında durum üzerinde anlaşmaya varmak için koordine etmek karmaşıktır. Atomik işlemleri basitleştiren senkronize bir küresel durumdan farklı olarak, birden fazla bağımsız aktörün uyumlu bir şekilde çalışabilmesini sağlamak önemli engeller sunar.
  • Tutarlılık Modelleri: Eşzamansız sistemler genellikle nihai tutarlılık gibi daha zayıf tutarlılık modellerine güvenir. Dahil olan tüm aktörlerin ayrışmadan ortak bir duruma ulaşmasını sağlamak lojistik bir çaba haline gelir.

Devlet Tutarlılığı:

  • Eşzamanlılık Denetimi: Dağıtılmış ayarlarda, birden fazla işlem çakışan durumları güncellemeye çalışırsa yarış koşulları ortaya çıkabilir. Bu, sistemin darboğazına girmeden işlemlerin doğru şekilde serileştirilmesini sağlamak için karmaşık mekanizmalar gerektirir.
  • Durum Uzlaştırma: Aktörler arasındaki farklı durumların uzlaştırılması gerekir ve geri alma mekanizmaları (işlemin bir kısmı başarısız olursa) tutarsızlık yaratmadan değişiklikleri zarif bir şekilde geri alabilecek kadar sağlam olmalıdır.

Arıza Yönetimi:

  • Atomiklik: Bir işlemin tüm parçalarının başarılı olmasını veya hiçbirinin başarılı olmamasını garantilemek, durumların dağıtıldığı ve işlemlerin varsayılan olarak atomik olmadığı bir ortamda zorlu bir iştir.
  • Geri Alma Mekanizmaları: Kalan tutarsızlıkları bırakmadan kısmi işlem durumu değişikliklerini etkili bir şekilde geri almak, gelişmiş teknikler gerektirir.

Pixelswap: Bileşensellik Açığını Kapatmak

Pixelswap’ın yenilikçi tasarımı, TON blok zinciri için özel olarak tasarlanmış dağıtılmış bir işlem çerçevesi sunarak bu zorlukları ele alıyor. BASE ilkeleri ([BASE: Bir ACID Alternatifi](https://queue.acm.org/detail.cfm?id=1394128)) tarafından yönlendirilen mimari, iki temel bileşenden oluşuyor: İşlem Yöneticisi ve birden fazla İşlem Yürütücüsü.

Saga İşlem Yöneticisi

Saga İşlem Yöneticisi, uzun süreli, dağıtılmış işlemler için daha uygun olan Saga modelini uygulayarak 2PC’nin sınırlamalarını aşarak karmaşık, çok adımlı işlemleri düzenler:

  • Yaşam Döngüsü Yönetimi: Bir arıza durumunda her biri kendi telafi edici eylemi olan, bir dizi daha küçük, bağımsız olarak yürütülebilir adıma bölünerek tüm işlem yaşam döngüsünü yönetir.
  • Görev Atama: Birincil işlemi ayrı, izole edilmiş görevlere ayırır ve bunları uygun İşlem Yürütücülerine devreder.
  • Telafi Edici Eylemler: Her destanın, herhangi bir adım başarısız olursa kısmi değişiklikleri geri almak için tetiklenebilen karşılık gelen bir telafi edici işleminin olmasını sağlayarak tutarlılığı korur.

İşlem Yürütücüleri

İşlem Yürütücüleri, işlem yaşam döngüsü içerisinde atanan görevleri yürütmekten sorumludur:

  • Paralel İşleme: Yürütücüler eş zamanlı olarak çalışarak verimi en üst düzeye çıkarır ve sistem yükünü dengeler.
  • İşlevsel Genişletilebilirlik için Modüler Tasarım: Her İşlem Yürütücüsü, çeşitli işlevlerin uygulanmasına olanak tanıyan modüler olacak şekilde tasarlanmıştır. Bunlar, farklı takas eğrileri, anlık krediler, kredi protokolleri ve daha fazlası gibi çeşitli finansal işlemleri içerebilir. Bu modülerlik, bu işlevlerin DeFi bileşenlerinin temel prensiplerini koruyarak Saga İşlem Yöneticisi ile sorunsuz bir şekilde koordine olmasını sağlar.
  • Son Tutarlılık: Yürütücülerin yerel durumlarının, işlemin genel dağıtılmış durumuyla senkronize ve uzlaştırılmış kalmasını sağlar.

Bu özellikler sayesinde Pixelswap’ın İşlem Yürütücüleri, TON üzerinde karmaşık ve birleştirilebilir DeFi uygulamalarının oluşturulmasını sağlayarak sağlam, ölçeklenebilir ve eşzamansız işlem yürütmeyi garanti altına alır.

Çözüm

Sonuç olarak, DeFi’nin geleceği, bileşenlenebilirlik gibi temel prensipleri koruyup geliştirirken senkrondan asenkron blok zincirlerine doğru değişen paradigmalara uyum sağlamayı gerektirir. Pixelswap, sağlamlığı, ölçeklenebilirliği ve bileşenlenebilirliği zarif bir şekilde birleştirerek TON blok zinciri için öncü bir çözüm olarak ortaya çıkıyor. Sorunsuz etkileşim yetenekleri ve sağlam işlem yönetimi sağlayarak Pixelswap, daha dinamik, ölçeklenebilir ve yenilikçi bir DeFi ekosisteminin yolunu açıyor.

PixelSwap Beta v0.8 şu anda TON ana ağında ve PixelSwap.io adresinde deneyebilirsiniz . Bu sürüm, basit takas işlevleriyle temel bir demo sağlamayı amaçlamaktadır. Takas yapmayı, likidite eklemeyi ve cüzdan özelliklerini hemen şimdi finanse etmeyi deneyebilirsiniz. Fark edebileceğiniz gibi, PixelSwap için gaz ücreti diğerlerinden biraz daha yüksektir ve bu makalenin bunu daha iyi anlamanız için size rehberlik etmesini umuyoruz.

LayerPixel Hakkında

LayerPixel, TON blok zinciri için özel olarak tasarlanmış ve Telegram Mini Uygulamaları ile sorunsuz bir şekilde entegre edilmiş hepsi bir arada bir DeFi protokolüdür. Modüler bir mimariden yararlanan LayerPixel, TON’un eşzamansız sınırlamalarının üstesinden gelirken parçalama avantajlarından yararlanır.

LayerPixel ekosisteminin merkezinde birkaç yenilikçi bileşen yer almaktadır:

  • PixelWallet — Kullanıcıların dApp’ler ve LayerPixel ekosistemiyle kolaylıkla etkileşime girmesini sağlayan Hesap Soyutlama (AA) özelliklerine sahip bir SMC cüzdanı.
  • PixelSwap — TON üzerindeki ilk modüler DEX, ağırlıklı havuzlar ve LBP gibi gelişmiş işlem modellerini destekliyor.
  • Pixacle — dApp’lere ve akıllı sözleşmelere hızlı ve doğru fiyat verileri sağlayan merkezi olmayan bir oracle çözümü.

LayerPixel’in gelecek planları arasında, tüm Telegram Mini Uygulamalarında DeFi deneyimlerini destekleyen bir zincirler arası çözüm haline gelmek yer alıyor. LayerPixel, hepsi bir arada bir platform sağlayarak, blok zinciri destekli finansı TON ekosistemindeki herkes için erişilebilir hale getirmeyi amaçlıyor.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Şimşek: 2026’da enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz

Şimşek: 2026’da enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz

Foreks – Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun düşürülmesinin sürdürülebilir büyüme ve gelir dağılımında adalet için kritik öneme sahip olduğunu belirterek, 2026 yılında enflasyonu tek haneli seviyelere düşürmeyi hedeflediklerini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Karabük ziyareti kapsamında ilk olarak AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Burada il ve ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, İl Genel Meclisi Başkanı ve partililer ile toplantı yapan Şimşek, ardından Karabük Belediyesi’ne geçip Başkan Özkan Çetinkaya’yı ziyaret etti. Çetinkaya’dan belediyenin çalışmaları hakkında brifing alan Bakan Şimşek, belediye ziyaretinin ardından “Türkiye Buluşmaları” programına katıldı. Bakan Şimşek, burada yaptığı konuşmada Orta Vadeli Program’ın tek hedefinin milletin refahını artırmak olduğunu ifade etti. Bu hedefe ulaşmak için sürdürülebilir büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı sağlamanın kritik olduğunu belirten Şimşek, şöyle dedi:

“Bizim Orta Vadeli Programımızın bir tane hedefi var. O da milletimizin refahını arttırmak. Ama büyümek yetmiyor. Büyümenin sonucu ortaya çıkan refah artışının da daha adil bir şekilde dağılımı. Dolayısıyla sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı bu programın özü. Programın ana hedefi bu. Tabii bu hedefe ulaşmak için fiyat istikrarını sağlamamız lazım. Fiyat istikrarı ne demek? Enflasyonun düşük tek haneli seviyelere çekilmesi demek. Zaten gelir dağılımının bozulmasının en önemli sebebi enflasyon. Enflasyon yüksek olduğu zaman da büyüme performansı düşük. İşte kısa yakın dönem tarihinden bahsetmek istiyorum. 1990’lı yıllarda enflasyon ortalama yüzde 70 civarında, reel büyüme yani ülkede yıllık ortalama büyümesi yüzde 3 civarında. 2000’li yılların başına bakalım. 2000’li yılların başındaki on yıllık ortalama büyüme AK Parti hükümetinin döneminde yüzde 5,7’ye çıkmış. Yüzde 3,1’den yüzde 5,7’ye neredeyse ikiye katlanmış büyüme. Peki bu dönemde ne olmuş? Enflasyon ortalama yüzde 72’den ortalama 9,3’e düşmüş. Enflasyon düşünce ülkede kalıcı bir şekilde daha yüksek büyümeyi sağlayabiliyoruz. Çünkü enflasyonun düşmesi demek öngörülebilirliğin artması demek. Yatırımların artması, üretimin artması demek. Dolayısıyla bizim en büyük önceliğimiz fiyat istikrarıdır. Yani enflasyonun düşük tek haneye inmesi. Çünkü sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılım için olmazsa olmaz. Peki bunu destekleyecek diğer hususlar nelerdir? Tabii ki bütçe disiplini. Bunu sağlayamazsanız enflasyonu indiremez, büyük açıklar verirsiniz. O zaman kamu büyük açık verince normalde özel sektöre yatırımlara gidecek kaynakları kamu kendisi çeker. Yani dışlama etkisi olur. Dolayısıyla bütçe disiplinini tabii ki sağlayacağız.”

“Kalıcı kazanımlara dönmenin tek yolu yapısal reformlar, dönüşümdür”

Türkiye’nin geçmişte yaşadığı sıkıntıların temelinde genelde büyük dış açıklar olduğunu, kalıcı kazanımlara dönmenin tek yolunun her alanda yapısal reformlar olduğunun altını çizen Bakan Şimşek, “Dış açık demek dış borç demek. Sonra bunları yani döndürülmesinde en ufak bir sorun yaşadığınız zaman bu kur’a tabii yansıyor. Dolaylı olarak enflasyona yansıyor. Dolayısıyla bizim cari açığı da sürdürülebilir bir düzeye çekmemiz lazım. Yönetilebilir bir düzene çekmemiz lazım. Bütün bu bahsettiğim gelişmeleri geçici olarak sağlamak yetmiyor. Kalıcı kazanımlara döndürmenin tek yolu var. O da yapısal reformlar, dönüşümdür. Her alanda tarımda, sanayide, bütün alanlarda. Yani verimlilik arttırmak, rekabet gücünü arttırmak için reform yapmamız lazım. Dolayısıyla bizim Orta Vadeli Programımızın özeti bu. Bu programla Türkiye’nin büyümesinin temellerini sağlamlaştırmak istiyoruz. Şimdi bazıları diyebilir ki büyüme yavaşlıyor. Bu geçici bir yavaşlamadır. Çünkü biz daha yüksek sürdürülebilir büyümenin temellerini şimdi sağlamlaştırıyoruz. Burada bu söylediklerimi çok kısa bir şekilde görsellerle zenginleştirmek gerekirse, enflasyon mayıs ayında yüzde 75, ağustos ayı itibarıyla yüzde 52’ye düştü. Önümüzdeki aylarda kalıcı bir şekilde düşmeye devam edecek. Yani enflasyonda kalıcı belirgin bir düşüşün içindeyiz” dedi.

“Dezenflasyonu desteklemek için bütçe disiplinini sağlamamız lazım”

Merkez Bankasının açıkladığı yüzde 42 olan tahmin bandına yakın bir noktaya ulaşılacağını ifade eden Bakan Şimşek, “Bizim Merkez Bankamızın açıkladığı bir tahmin bandı vardı. O tahmin bandının üst kısmı yüzde 42’ydi. Bu sene muhtemelen Merkez Bankamızın tahmin bandının üstüne yakın bir noktaya çekmiş olacağız. Gelecek senede yine bandın orta noktası olan yüzde 17,5 gibi yani en azından Orta Vadeli Program’da öngörüyoruz. Ondan sonraki yıl da tek hane. Tekrar yüzde 10’un altı. Dolayısıyla enflasyonda düşüş patikası bu çerçevede. Dezenflasyonu desteklemek için yani enflasyonda düşüşü desteklemek için bütçede disiplini sağlamamız lazım. Deprem nedeniyle ağırlıklı olarak geçen sene ve bu sene bütçe açıkları yüzde 5 civarında. Milli gelire oranla büyük açık. Şimdi biz bu açığı önümüzdeki sene yüzde 3 civarında, daha sonra yüzde 3’ün altına zaten AK Parti hükümetlerine bakarsanız 20 yıllık geçmişte ortalama bütçe açığı oranı yüzde 2,4. Depreme rağmen tekrar harcama disiplinini sağlayarak biz bütçe disiplinini başaracağız. Son 20 yıla bakarsanız Türkiye’de cari açığın milli gelire oranı yüzde 3,8. Bu sene biz bu açığı yüzde 1,7’ye düşürdük. Önümüzdeki üç yıl boyunca da yüzde 1 ile 2 arası bir tahmin öngörüyoruz, orada tutacağız. Bu düzeyde cari açık sorun değil. Programın özü sürdürülebilir yüksek büyümeye doğru bir altyapı oluşturmak. Bunun için enflasyonu tek haneye düşürmek bütçe açığını, master kriterleri çerçevesinde yüzde 3’ün altına çekmek. Cari açığı sürdürülebilir bir patika yani yüzde 2,5’un altına çekmek. Ve bunun sayesinde de şu anki sıkıntıları geride bırakmak” diye konuştu.

“Cari açığı sürdürülebilir bir noktaya şu an itibarıyla çekmiş durumdayız”

Milletin karşılaştığı en önemli sıkıntının hayat pahalılığı, enflasyon olduğunu, bir diğer önemli sorunun da cari açık olduğunu aktaran Bakan Şimşek, cari açığı sürdürülebilir noktaya çektiklerini ifade ederek şöyle devam etti:

“Milletimizin karşı karşıya olduğu en önemli sıkıntı alanı tabii ki hayat pahalılığı, yani enflasyon. Dolayısıyla bu program esas itibarıyla enflasyonu kalıcı bir şekilde aşağı çekecek bir program. Tabii enflasyonun düşmesi demek, fiyatların düşmesi demek değildir. Yani diyelim ki bu ürünün fiyatı on liraysa ben gelecek sene 11 liraya çıkarsa yüzde 10 enflasyon var demektir. Çünkü ondan 11’e çıktı. Bir sonraki sene yani birden 11 liraya değil de 10 buçuk liraya çıksa o zaman enflasyon yüzde 5 oluyor. Ama fiyat artmaya devam ediyor. Dolayısıyla enflasyonda düşüş demek fiyatlardaki artışın yavaşlaması demek. Peki bu program çalışıyor mu? Bir yıl uyguluyoruz. Eylül ayında programı açtık. Hedeflerimizden bir tanesi cari açığı daraltmak hatırlarsınız. Cari açığı sürdürülebilir bir düzeye çekmek. Geçen sene ortasında cari açık 50 milyar doların üzerinde, 60 milyar dolar civarı. Bu sene temmuz ayından itibaren cari açık 19 milyar dolara düştü. Milli gelire oranı da haziran ay itibarıyla yüzde 2 civarına düştü. Ama yılın sonunda biz yüzde 1,5 ila 2 arası bir cari açık öngörüyoruz. Yüzde 1,7 diye programa yazdık. Dolayısıyla biz cari açıkta hedefimizden çok daha iyi bir noktadayız. Cari açığı sürdürülebilir bir noktaya şu an itibariyle çekmiş durumdayız. Dolayısıyla memleketin dış açık sorununu kalıcı hale getirmek için bu seviyelerde tutup, daha aşağılara çekmek için yapısal dönüşüme ihtiyacımız var. Yani sanayide dönüşüme ihtiyacınız var, bütün diğer alanlarda dönüşüme ihtiyacınız var.”

“Swap hariç net rezerv 30 milyar dolar”

Geçen yıl program öncesi 98,5 milyar dolar brüt rezervin bulunduğunu, bu rezervin 156 milyar dolara çıkartıldığını hatırlatan Bakan Şimşek, “Diğer önemli bir konumuz rezerv konusu. Geçen sene program öncesi 98,5 milyar dolar civarında brüt rezervimiz vardı. Bu rezervi biz yaklaşık 58 milyar dolar arttırıp, 156 milyar dolara çıkarttık. Uluslararası tanımlara göre artık Türkiye rezerv yeterliliğini sağlamış durumda. Tabii bu dönemde önemli tartışmalardan bir tanesi swap hariç rezervlerdi. Bankalardan, Merkez Bankası diye bir geçici olarak döviz alıp ona karşılık TL verince bu bir swap işlemi oluyor. Şimdi swap hariç net rezerv eksi 60,5 milyar dolardı. Swap hariç net rezervleri son 12 ayda 90 milyar dolar arttırdık. Ve Türkiye’nin rezerv sorununu bu anlamda çözdük. Yani artık bu konu bir endişe kaynağı olmaktan çıktı. Net rezerv swap hariç 30 milyar dolar” ifadelerine yer verdi.

“Kur korumalıdan ülkemizin çıkışını öngörüyoruz. Burada da epey mesafe kat ettik”

Kur korumalı mevduattan çıkmanın hedeflendiğini ifade eden Bakan Şimşek, “Diğer önemli bir konu veya önemli bir hedefimiz; kur korumalı mevduattan çıkış. Devlet şöyle bir taahhütte bulunmuş; vatandaş parasını Türk lirasında tutsun bankalarda ama eğer liradaki değer kaybı bankanın ödediği faizin üzerine çıkarsa o farkı da devlet taahhüt etmiş. Bu önemli bir belirsizlik kaynağı. Önemli bir koşullu yükümlülük olarak karşımıza çıkıyor. Bir de dezenflasyon sürecinden dediğim gibi liralaşma stratejimiz var. Çünkü biz liranın faizini yönetebiliyoruz, belirleyebiliyoruz. Yani hani bir aktarım mekanizması var para politikasında. Onun etkili olabilmesi için lira ağırlıklı bir sistem oluşturmamız lazım. Dolayısıyla kur korumalı mevduattan çıkış bizim için bir hedef. Son bir yılda yaklaşık 98 milyar dolar kur korumalı mevduatta düşüş oldu. Epey mesafe kat ettik. Yani eylül başı itibariyle kur korumalı mevduatın faizi 46 milyar dolara düştü 144 milyar dolardan. Biz piyasaları bozmadan önümüzdeki aylarda peyderpey bu bakiyenin daha da düşeceğini ve kur korumalıdan ülkemizin çıkışını öngörüyoruz. Burada da epey mesafe kat ettik” şeklinde konuştu.

“Geçen sene tedbir almasaydık Türkiye böyle bir bütçe açığını yönetemezdi”

Geçen yıl alınan tedbirler ile harcamaları kontrol altına aldıklarını ifade eden Bakan Şimşek, “Bakın Türk lirasının toplam mevduat içerisindeki payı geçen sene yüzde 32 civarı. Şu anda yüzde 53 civarına çıkmış durumda. Bir yılda muazzam bir başarı var. Yani Türk lirasına vatandaşımızın ve uluslararası aktörlerin güveni arttı. Dolayısıyla bir taraftan cari açıkta azaldı bir taraftan KKM’den çıkıyoruz. Bir taraftan rezerv biriktirdik. Bir taraftan da liraya güveni tekrar tesis ediyoruz. 20 yıllık ortalamalara bakarsanız Türkiye’nin bütçe açığı milli gelire oran olarak yüzde 2,4. Fakat deprem etkisiyle geçen sene EYT etkisiyle tedbir almasaydık bütçe açığı uzun vadeli ortalamanın beş katına çıkıyordu. Ama Türkiye böyle bir bütçe açığını yönetemezdi. Dolayısıyla geçen sene tedbir aldık. Geçen sene harcamaları kontrol altına aldık. Deprem hariç ve arz vergileri arttırmak zorunda kaldık. Ama bunu yapmasaydık enflasyon çok farklı seviyelerde olabilirdi. Çok daha yüksek seviyelerde olabilirdi. Dolayısıyla biz aldığımız tedbirlerle bütçe açığını kontrol ettik” dedi.

“Programı başarılı bir şekilde devam ettirirsek risk puanı 200’ün altına düşecek”

Gelecek yıllarda deprem etkisinin azalması, kamuda disiplin ve tasarruf ve diğer etkenlerle birlikte bütçede düzelmelerin devam edeceğinin altını çizen Bakan Şimşek şöyle devam etti:

“Geçen sene bütçe açığı yüzde 5,27’ydi. Ama bunun üçte ikisi depremle alakalı. Bunun 3,6 puanı depremden kaynaklı. Dolayısıyla deprem etkisi azaldıkça bu sene de deprem etkisi yüksek. İnanıyoruz ki bütçede düzelme devam edecek. Tabii vatandaşımız bizden kamuda disiplin istiyor, tasarruf istiyor. Bu konuda önemli adımlar attık. Şöyle son on yıla bakarsınız. Deprem hariç yüce meclisimizin kabul ettiği bir bütçe var. Bir de gerçekleşen bir bütçe var. Genelde on yılın ortalamasından bahsediyorum. On yıl boyunca deprem etkisi hariç, ortalama yıllık bütçedeki sapma yani başlangıç ödeneğine göre gerçekleşme ortalama 9,1 daha yüksek çıkmış. On yıllık bir ortalama. 2024 yılında tesis ettiğimiz bütçe değişikliğiyle, harcama değişikliği harcama kontrolüyle ayrıca tasarruf tedbirleriyle başlangıç ödeneğine göre sapma ondan önceki yani 2024’ten önceki on yıl ortalamanın onda biri bile değil. Dolayısıyla geçen sene ve bu sene attığımız adımlarla bütçe harcamalarında kontrolü ve sağlamış durumdayız. Ve bunun sayesinde muazzam bir tasarruf var. Ve bu tasarruf miktarı gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 1.8i’ine kadar bu sene çıkması öngörülüyor. Türkiye’nin bütün bu çabaları sayesinde, bu program sayesinde risk primi 700 baz puandan 200 baz puana kadar düştü. Biz bu programı başarılı bir şekilde uygulamaya devam edersek belki gelecek sene bu vakitlerde risk primimiz 200 baz puanın altında bir noktada olması muhtemeldir. Bunun sayesinde Türkiye’nin dış borçlanma maliyetleri düştü. Dış borçlanma maliyeti bu hazinenin, devletin yani. Özel sektörün maliyetleri bunun çok üzerinde. Geçen senenin başında hazine borçlanma maliyetleri yüzde 9.75 iken bugün 6.75 civarına kadar düşmüş durumda. 300 baz puan deyip geçmeyin. Yani 250 milyar dolar borcumuz var. Bunu yüzde 9.75 yerine yüzde 6.75’le döndürürseniz muazzam rakamlara tekabül ediyor.”

“Denetim kuruluşları durup dururken not artırmıyor”

Muhalif kesimleri eleştirerek “’Program yok, işe yaramaz’ diyen Bakan Mehmet Şimşek, dünyada bir tek Türkiye’nin kredi derecelendirme puanının arttığına vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Bakın geçen senenin ilk beş ayında reel sektör yüz dolar borç ödediğinde dış borç sadece 73 dolar bulabiliyor. Bankacılık sektörü yüz dolar borç ödediğinde 97 dolar bulabiliyordu. Şimdi ise reel sektör ben yüz dolar borç ödediğinde 122 dolar daha ucuza daha düşük maliyetlerle bulabiliyor. Benzer şekilde bankacılık sektörü 100 dolar borç ödediğinde dünyadan 153 dolar alabilir. Dolayısıyla Türkiye’nin dış finansal sorununu çözdük. Risk primini düşürdük. Borçlanma maliyetlerini aşağıya çektik. Ve kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu artırıyor. 2024 yılında dünyanın önde gelen üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu arttırılan tek ülke dünyada Türkiye. Şimdi bazı kesimler uzun bir süre ortada bir program yok dediler. Halen diyenler var aslında. Program yok diyorlar. Sonra programın olduğu çıkınca bu program işe yaramaz dediler. Bu programa kaynak gelmez dediler. Dışarıdan bu programa kaynak gelmez dediler. Net rezervler 90 milyar dolardı. 2003-2013 döneminde net rezervimiz 32 milyar dolarmış. On yılda net rezerv 38 milyar dolarmış. Son 12 ayda 90 milyar dolar. Bu defa dediler ki yok dediler tamam rezervler artıyor. Halbuki bu gelen paranın dörtte üçünden fazlası vatandaşımızın uluslararası kuruluşların Türk lirasına olan güveninden kaynaklanıyor. Daha uzun vadeli kaynak ve politikayı tercih ediyor. Denetim kuruluşları durup dururken not artırmıyor. Olmayan bir programda not artırılır mı? Ama hala bazı çevreler ortada program yok diyorlar. Ve bazı derecelendirme kuruluşları iki kademe artırıyor. Biz bu programı devam ettirelim notumuz artmaya devam edecek. Rahmetli Özal döneminde geldim ben ilk işte kredi notu düşürülmüş. 90’lı yılların başında Türkiye’ye bir kredi notu verilmiş. O zaman borcu çok düşük. Türkiye’ye yatırım yapılabilir kredi notu verilmiş. İki yıl sonra yani 1993’te yatırım yapılabilir kredi notunu kaybetmiş. Notumuz düşmüş. Notumuzun tekrar yatırım yapılabilir seviyeye gelmesi 19 yıl almış. 2013’te sağladık.”

“Hain darbe girişimi notumuzu düşürdü, yeniden çıkartmakta kararlıyız”

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Türkiye’nin puanının “Yatırım yapılabilir” seviyesinin altına düştüğünü, yeniden yatırım yapılabilecek seviyeye çıkartmakta kararlı olduklarını belirten Bakan Şimşek, “Bu defa çok daha hızlı olacak” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sonra hain darbe girişimi sonrası tekrar kredi notumuz yatırım yapılabilir seviyenin altına düştü. Biz tekrar Türkiye’ye yatırım yapılabilir ülke seviyesinin notuna çıkartmakta kararlıyız. Bu defa çok daha hızlı olacak. Öyle görülüyor. Türkiye’nin olduğu en önemli makro ekonomik sorun enflasyondur. Enflasyon yeni bir konu değil ama kolay bir konu da değil. 1970’li yıllarda hükümetler gelmişler. Enflasyonu indireceğiz demişler. İndirememişler. 1980’li enflasyonu düşürememişler. Doksanlı yıllarda her hükümet geldiğinde enflasyonu düşüreceğiz demiş. Enflasyon yüzde yetmiş civarı. 2000’li yılların başında AK Parti hükümetleri döneminde enflasyon tek haneye düşürüldü. Uzun süre orada kaldı. Fakat maalesef son yıllarda tekrar yükseldi. Şimdi tekrar biz enflasyonu tek haneye indirmek istiyoruz. Bu kolay bir süreç değil. 1970’li yıllardan bu yana elli altı ülkede yüzün üzerinde enflasyon şoku yaşanmış. Değişik dönemlerde. Enflasyonu şok öncesine düşürülmesi şok öncesi seviyeye geri getirilmesi ortalama 3,4 yıl alıyor. Bu dünya değeri. Bizim programın ilk yılı geride kaldı. Biz inanıyoruz 2026’nın sonunda kararlı bir şekilde sabırla bu programı uygulayarak enflasyonu tekrar tek haneye düşüreceğiz. Nitekim biz zaten şunu öngördük. Dedik ki programın bu geçiş döneminde enflasyon yükselecek. Mayısta zirveyi bulacak dedik. Mayısta zirveyi bulduk. Mayıstan bu yana enflasyonda 23,5 puanlık düşüş var. Önümüzdeki aylarda bu düşüş devam edecek. Yılı yüzde kırk civarında bir enflasyonla kapatacağız. Gelecek senede yüzde yirminin altına bir enflasyon, bir sonraki sene de yüzde onun altına bir enflasyon.”

“Beceri kazandırması gereken geniş bir nüfus var. Yapay zekâ çağındayız”

Her alanda yapısal dönüşüme dikkat çeken Bakan Şimşek, “Reform gündemine gelince, şimdi makro ekonomide dengeleri düzeltmek için çaba gerekiyor. Para politikası tedbirleri, maliye politikası tedbirleri. Peki diyorlar ya memleketin sorunları, para politikası tedbirleriyle çözülemez. Biz hiçbir zaman memleketin sorunları para politikası tedbirleriyle çözülür demedik, demiyoruz. Sadece maliye politikası tedbirleriyle sorunları çözeriz, onu da demedik. Tam aksine, tabii ki para politikası, maliye politikası, gelirler politikası ama en önemlisi yapısal politikalar. Yani yapısal reform. Yapısal dönüşüm. Çünkü esas kazanımlar burada. Dolayısıyla ülkemizin makro ekonomik dengesizliklerini, sorunlarını çözmek için çok kapsamlı bir problem ortaya koyuyor. Ve bizim programın en büyük bileşeni, en detaylı kısmı en çok sayfa tutan merak edenler için, okumak isteyenler için en büyük kısmı yapısal dönüşüm kısmıdır. Yapısal dönüşümün temel alanları bunlar. Biz insanımıza yatırım yapacağız. Ya sadece öğrenciden bahsetmiyorum. Hayat boyu öğrenmeden bahsediyorum. Şu anda okulda olmayıp da niteliklendirilmesi gereken nitelik yani beceri kazandırması gereken geniş bir nüfus var. Yapay zekâ çağındayız. Hepimizin yeniden belki eğitilmesi gerekir. İleri becerileri kazanmamız gerekiyor. Dolayısıyla bizim en önemli gündemimiz beşeri sermayenin yani insan stokumuzun kalitesinin arttırılması, becerilerinin arttırması. Diğer bir konu yatırım. Şimdi yatırım çekmek için bakın dün Cumhurbaşkanımızın başkanlığından dünyanın önde gelen büyük kuruluşlarda ve şirketlerin temsilcileriyle epey bir mesai yaptık. Bütün dünyaya yatırım çekme yarışında. Yatırım çekmemiz için veya Türkiye’deki yatırımları tutmak bizim müteşebbislerin bizim girişimcilerin başka ülkeler yerine Türkiye’de yatırım yapmasını sağlamamız için ne yapmamız lazım? Yatırım ortamını iyileştirmemiz lazım. Yatırım ortamını iyileştirmek çok kapsamlı bir alan. Hukuk devletini güçlendirmekten başlıyor. Bütün yani birçok unsuru içeriyor. Dolayısıyla yatırım ortamının iyileştirilmesi mesela enflasyon varsa öngörülebilirlik düşüktür. Enflasyonu düşürdüğü zaman yatırım ortamını iyileştirir. Finansmana erişimi iyileştirir. Eminim buradaki girişimcilerimizin çoğunu kafasındaki en önemli sorun finansmana erişimdir” diye konuştu.

“Finansmana erişimi uygun koşullarda sağlamanın yolu enflasyonu kalıcı olarak düşürmek”

2026’da hayata geçirilecek olan karbon vergisine değinen Bakan Şimşek, dijital dönüş, yeşil dönüşümün altını çizerek şöyle konuştu:

“Faturayı başkasına çıkartmadan kalıcı bir şekilde finansmana erişimi uygun koşullarda sağlamanın yolu enflasyonu kalıcı bir şey tek haneye ve düşük tek haneye çekmek. Bunu geçmişte başardık. Tekrar inşallah başaracağız. Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi yani sadece bankalardan yatırım amaçlı imkanlara erişim yetmiyor. Mutlaka sermaye piyasası enstrümanlarını da güçlü bir şekilde devreye almak gerekiyor. Kamu maliyesinde reform. Örneğin harcama disiplini bir reformdur. Şu anda dünyanın en önde gelen iki temel alanı. Yeşil dönüşüm demek Türkiye’de özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması demek. Bu niye önemli? Sadece çevreyle ilgili değil. Bizim mal sattığımız bazı bölgeler örneğin Avrupa Birliği diyor ki ben 2026’dan itibaren belli sektörlere vergi koyacağım diyor. Eğer karbon ayak izi yüksekse. Yani karbon vergisinden bahsediyoruz. İşte Türkiye’nin bütün bu süreçlere hazırlıklı olması için yeşil dönüşümü hızlandırması lazım. Dijital dönüşüm. Her alanda şimdi etkisini gösteriyor. Şimdi esnafımız diyor ki efendim online satış. Bakın satışlar dijitalleşti. Süreçler dijitalleşiyor. Ama her alanda. Sadece tek bir alanda değil. Dolayısıyla bizim mutlaka yeşil ve dijital dönüşüm sağlamamız lazım. Bütün bunların sonucunda ne olacak biliyor musunuz? Türkiye’de verimlilik kalkacak. Rekabet gücü artacak. Büyüme potansiyelimiz artacak. Biz de doğru politikalarla sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayacağız. Vergi politikaları üzerinden dezenflasyon üzerinden gelir dağılımını bugünkü durumdan çok daha iyileştireceğiz.”

Bakan Şimşek, toplantının ardından Karabük Valiliği ve Kardemir’i ziyaret ederek şehirden ayrılacak.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Alman Schengen’in son kurbanı Nobel Şirketler Grubu Başkanı Erhan Çelik oldu

Türk vatandaşlarının Schengen vizesi başvurularında ret oranı 4 yıllık süreçte yüzde 16,1’e yüksel ve bu oran 2024’te, yeşil pasaport sahibi olanları bile etkileyecek kadar büyüdü. Öyle ki artık şirket sahipleri, çok daha önceden ayarlanan fuarlara bile gidemiyor ve dalga geçilircesine bazı uygulamalara maruz kalıyor. Son kurban, eskiden haber spikeri olan, şimdiyse Nobel şirketler grubunu yöneten Erhan Çelik…

Murat KAYA

Avrupa Birliği (AB) üyesi Almanya, son dönemde Türkiye vatandaşlarına uyguladığı vize kısıtlamasının dozajını iyece artırdı.

Bu sıkı politika, ülkeye turist olarak gidecek Türk vatandaşlarının tatil hayallerini suya düşürdüğü gibi ülkeler arası seyahat yapmak zorunda kalan sanat ve spor dünyasından insanları da olumsuz etkiledi. Ama en çok Almanya ile iş yapan ya da burada açılan fuarlara katılmayı önceden organize eden şirketler ve iş insanları bu durumun çilesini çekiyor.

ERHAN ÇELİK’İN MAĞDURİYETİ

Daha önce Türk vatandaşları için bin bir zorluk çıkardığı bilinen Almanya Schengeni’nin son kurbanı iş insanı Erhan Çelik oldu.

Adını, haber kanallarında spikerlik yaparken Gülben Ergen ile olan evliliği ve boşanmalarıyla duyuran ancak şimdilerde Nobel Şirketler Grubu’nu yöneten Erhan Çelik, önceden ayarlanmış bir organizasyon kapsamında Almanya’ya gidemeyen ve bu durumdan mağdur olan son kurban.

“SON KURBAN ŞİRKETİM OLDU”

Bu durumla ilgili PD’ye bilgi veren Erhan Çelik, “Almanya’nın vize saçmalığının son kurbanı şirketim oldu. Düsseldorf’ta 27-29 Eylül tarihleri arasında düzenlediğimiz IMMO Emlak ve Gayrımenkul Yatırım Fuarı’nın 56 firmasından 19’u 6 ay önce duyurulan fuara katılamadı” dedi.

“VİZELER ÇIKTI, PASAPORTLAR VERİLMEDİ”

Çoğu Emlak Konut G.Y.O. yüklenicisi olan firmaya son haftaya kadar vize verilmediğine dikkate çeken Çelik, yaşadığı mağduriyeti şöyle anlattı:

“Dört gün önce vizeler çıktı ama bu sefer pasaportlar verilmedi. Katılımcılar her gün pasaportlarını almaya gittiler ama alamadılar. Şu anda gelen bilgi fuar kapandıktan bir gün sonra, yani pazartesi verileceği yönünde. Yani organizasyon bittikten sonra…Gerçekten insanın aklını kaçırtacak uygulamalar yapıyorlar. Katılımcılar arasında bir gün vize verilenler var. Büyük saçmalık.”

“RESMEN DALGA GEÇİYORLAR”

Alman makamlarının resmen dalga geçtiğini belirten Çelik, yeşil pasaport sahiplerinin de aynı muameleye maruz kaldığını, “Öyle ki Almanya’ya inişte yeşil pasaport sahiplerine vizen nerede diye soran polisler var” sözleriyle açıkladı.

“TÜRK BAYRAĞI ÇEKİLMESE SORUN BU SEVİYELERE ULAŞMAZDI”

Nobel Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Çelik, şunları dile getirdi:

“Şayet alana tüm bayrakların üstünde Türk bayrağı çekilmeseydi, yani ana organizatör olmak yerine burada alışıla gelen ‘Alman şirketi fuarı yapar, Türk katılımcısına kendi fuarında istediği kadar yer verir’ geleneği sürseydi, yaşatılan sorun bu seviyelere ulaşmazdı. Durmadan sorun çıkardılar. Alana giren metal konstrüksiyonlar Almanya’daki diğer fuarlarda da kullanıldığı halde bizim organizasyonumuzda uygunluk yok dediler. Elektrik tesisatına kendileri uygunluk verdiler. Sonra açılış zamanı gelince uygun değil dediler. Kurulumda görevli teknik personellerimiz de vize engeline takıldı. Ülkesinde organizasyon izni verdiği firmanın, ülkesine girişine izin vermiyor gibi saçma bir durum yarattılar.”

“Ziyaretçi girişini engellemek için bugün bize tahsis edilen otopark kapatıldı. Ve şu an otoparkı açtırma kavgası yapıyoruz. Gerçekten bu yaşadıklarımıza inanamıyorum” diyen Çelik, diplomasideki mütekabiliyet kuralını hatırlatarak yetkililerden yaşadıklarının aynı şekilde karşı tarafa uygulanmasını istedi.

Erhan Çelik, bu duruma bir çözüm bulunması ya da kendilerine “Bu ülkede ticaret yapmayın” denilmesini gerektiğini de sözlerine ekledi.

NOBEL ŞİRKETLER GRUBU’NUN ALMANYA İŞTİRAKİ

Nobel Şirketler Grubu’nun Almanya’daki iştiraki Nobel Messe Fuarcılık tarafından düzenlenen Nobel IMMO Emlak ve Gayrimenkul Yatırım Fuarı’nın katılımcısı olan 56 firmadan 19’u Almanya tarafından vize verilmemesi nedeniyle organizasyona katılamadı.

Devreye giren Dışişleri Bakanlığı’nın Almanya büyükelçiliğini konuyla lgili uyarması sonrası 19 firmadan 33 görevlinin vizesi çıktı ancak Alman yetkililer bu kez de başvuru için verilen pasaportları katılımcı firmalara teslim etmedi.

Skandal uygulamalar vize çilesiyle bitmedi. Sahip oldukları yeşil pasaportlarla ülkeye giren kimi firma sahiplerine vize soruldu. Vizeden muaf olan yeşil pasaportun ne olduğunu bilmemezlikten gelen Alman polisi bu pasaporta sahip kişileri uzun süre ülkeye giriş için kapıda bekletti.

TEKNİK SORUNLARI İLERİ SÜRDÜLER

Almanya’da ana organizatörlüğünü ilk kez Türkiye merkezli bir şirketin yapması bu ülkede farklı rahatsızlıklara da neden oldu.

Fuarın yapıldığı Düsseldorf Statiton AirPort yetkilileri fuarın açılacağı son ana kadar farklı bahanelerle teknik sorunlar olduğunu ileri sürdüler. Alanın elektrik tesisatı düzenlemesine bir gün önce onay veren işletme müdürlüğü açılışa saatler kala tüm kablolama sisteminin değişmesini istedi.

Çıkarılan her türlü zorluk karşısında yılmayan organizasyon şirketi bu isteği de yerine getirerek fuarın açılmasını sağladı.

ALMANYA’DA NE OLUYOR?

Türk vatandaşlarının Schengen vizesi başvurularında ret oranının 4 yıllık süreçte büyük artış gösterdiği. 2019’da yüzde 9,7 olan oranın 2023 yılında yüzde 16,1’e yükseldiği haberlere konu edilmişti.

Gel gör ki 2024 yılında bu Almanya’nın vize politikasını sıklaştırmasıyla bu oran daha da büyüdü ve hatta vize alma zorunluluğu olmayan yeşil pasaportlular bile ülke topraklarına alınmaz duruma getirildi.

Türk turistlerin vize başvurularının cevaplanmadığı ya da çok önceden alınan bilet tarihlerini geçecek şekilde görüşme ayarlandığını, buna rağmen Türk vatandaşlarına dalga geçer gibi 3 günlük vize verildiğine ilişkin bir haberi de PD yazmıştı.

FİİLEN ASKIYA ALINDI: “SAKINCALI” KRİTERİ

Bu durum, gün geçtikte daha da kötü oldu. Artık gazeteler, serbest dolaşımı öngören Schengen’i fiilen askıya alındığı haberleriyle doldu. Bu kararla birlikte artık ‘sakıncalı’ olarak görülen kişilerin vize olsa dahi ülkeye giriş yapamayacağı yazıldı.

SURİYE UYRUKLU GÖÇMENİN BIÇAKLI EYLEMİ

Almanya, Suriye uyruklu bir göçmenin bıçaklı saldırıda 3 kişinin ölümüne neden olmasının ardından sınır kontrollerini sıkılaştırmıştı. Ülke 16 Eylül’den itibaren, Avrupa Birliği içinde serbest dolaşımı öngören Schengen Anlaşmasını askıya almış, kara sınırlarında kontroller yapılmasını sıklaştırmış, yasaları gereği, sınır polisleri vizesi olsa bile ‘sakıncalı gördüklerini’ ülkeye alınmayacağını duyurmuştu.

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Telefon Şarj Oluyor Ama Açılmıyor: Sorun ve Çözüm Yolları

Telefon Şarj Oluyor Ama Açılmıyor: Sorun ve Çözüm Yolları nelerdir? Telefon şarj oluyor ve açılmıyor

Günümüzde akıllı telefonlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Ancak bu cihazların zaman zaman karşılaştığı sorunlar, kullanıcıları zor durumda bırakabilir. Özellikle telefon şarj oluyor ama açılmıyor durumu birçok kullanıcının karşılaştığı yaygın bir problemdir. Telefon açılmama sorunun kaynağını anlamak doğru adımları atarak cihazınızı yeniden çalışır hale getirmenize yardımcı olacaktır.

Telefonun Şarj Olup Açılmama Probleminin Nedenleri

 Telefonunun şarj olup açılmaması hem yazılımsal hem de donanımsal sorunlardan kaynaklanabilir. Cihazın açılmamasının nedenlerini anlamak, doğru çözüm yollarını bulmak açısından oldukça önemlidir. Aşağıda, bu sorunun başlıca nedenlerini madde madde sıraladık:

  • Donmuş Sistem: Telefonun işletim sistemi bazı durumlarda donabilir. Bu, cihazın yanıt vermemesine ve ekranın kararmasına neden olabilir.
  • Tamamen Boş Batarya: Uzun süre şarj edilmemiş bir batarya cihazın açılmamasına yol açabilir. Batarya tamamen boşaldığında, cihazın yeniden çalışabilmesi için belirli bir süre şarjda kalması gerekebilir.
  • Uyumsuz Şarj Cihazı veya Kablo: Yanlış veya uyumsuz bir şarj cihazı kullanmak telefonun yeterince şarj olmasını engelleyebilir. Bu durum, cihazın açılmamasına neden olabilir.
  • Şarj Bağlantı Noktası Sorunları: Toz, kir veya yabancı maddeler telefonun şarj bağlantı noktasını tıkayarak şarjın sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini engelleyebilir.
  • Yazılım Güncellemeleri: Cihazın yazılımı güncellenmediğinde veya bir güncelleme sırasında sorun yaşandığında, telefon açılmayabilir.
  • Donanım Arızaları: Anakart, batarya veya diğer bileşenlerde yaşanan arızalar, cihazın açılmamasına neden olabilir. Bu tür sorunlar genellikle profesyonel müdahale gerektirir.
  • Fiziksel Hasar: Düşme veya sıvı teması gibi fiziksel hasarla, telefonun iç bileşenlerine zarar vererek açılmamasına yol açabilir.

Telefonun Şarj Olup Açılmaması Durumuna Çözüm Önerileri

Bu problemin çözümü için atılacak adımlar cihazın durumuna ve sorun kaynağına göre değişiklik göstermektedir. Kullanıcılar öncelikle basit kontroller yaparak sorunun kaynağını tespit etmeli ve ardından uygun çözüm yöntemlerini uygulamalıdır. 

  • Güç Düğmesine Uzun Süre Basma: Cihazın donmuş olabileceği durumlarda, güç düğmesine 10-15 saniye basarak cihazı yeniden başlatmayı deneyin. Bu işlem, birçok durumda cihazın açılmasını sağlayabilir. Bu yöntem, Android telefonlarda daha etkili olurken, iPhone’larda güç ve ses açma düğmelerine aynı anda basarak yeniden başlatma yapılabilir.
  • Şarj Cihazı ve Kablo Kontrolü: Kullanılan şarj cihazının ve kablonun uyumlu olup olmadığını kontrol edin. Uygun bir şarj cihazı ve kablo kullanmak, şarj işlemini etkileyebilir. Apple’ın orijinal şarj cihazını kullanmak, iPhone’larda özellikle önemlidir.
  • Şarj Bağlantı Noktasını Temizleme: Şarj bağlantı noktasında biriken toz veya kir, şarjın sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini engelleyebilir. Basınçlı hava veya bir fırça kullanarak bu alanı temizleyin.
  • Yazılım Güncellemeleri: Cihazınızın yazılımının güncel olup olmadığını kontrol edin. Eski yazılımlar, bazı sorunlara yol açabilir. Gerekirse cihazınızı güncelleyerek problemi çözebilirsiniz.
  • Fabrika Ayarlarına Dönüş: Eğer yukarıdaki adımlar işe yaramazsa, cihazınızı fabrika ayarlarına döndürmeyi düşünebilirsiniz. Ancak bu işlem tüm verilerinizi silecektir, bu yüzden öncelikle yedekleme yapmalısınız.
  • Apple Destek ile İletişime Geçme: Eğer iPhone’unuzda sorun devam ederse, Apple Store’a veya yetkili bir servise götürmeyi düşünün. Profesyonel yardım almak, sorunun çözümünde etkili olacaktır.

Sonuç olarak telefon şarj oluyor ama açılmıyor durumu kullanıcılar için can sıkıcı bir sorun olabilir. Ancak yukarıda belirtilen adımları takip ederek bu sorunu çözmek mümkündür. Eğer tüm bu yöntemler işe yaramazsa profesyonel bir servisten yardım almak gerekebilir. Ayrıca mobil cihazların kullanımında telefon şarj powerbank kiralama gibi alternatif çözümler de düşünülmelidir. Bu tür çözümler acil durumlarda cihazınızı şarj etmenize yardımcı olabilir.

 

iOS 18’de Kritik Bir Hata: Kullanıcılar Dikkat!

Apple’ın geçtiğimiz hafta tam sürüm olarak yayınladığı iOS 18 sürümünde beklenmedik kritik bir hata tespit edildi. Önemli sorunlara yol açabiliyor.

Apple’ın geçtiğimiz hafta tam sürüm olarak yayınladığı iOS 18 sürümünde beklenmedik kritik bir hata tespit edildi. Önemli sorunlara yol açabiliyor.

iOS 18’de Kritik Bir Hata Kullanıcılar Dikkat

Apple’ın 16 Eylül itibariyle hayatımıza tamamen giren iOS 18, kullanıcılar tarafından cihazlara indirilip kullanılmakta. Beta sürecini tamamlayan ve nihai sürümünü yayınlayan fakat kullanıcıların geri dönütlerini de inceleyen şirket, beklenmedik bir hata ile karşılaştı. Karşılaşılan bu soruna göre iOS 18’deki bu hatada özellikle Apple Watch’tan paylaşılan saat yüzlerine yanıt verilmesi ile ortaya çıkıyor. WatchOS cihazlar üzerinden özelleştirilmiş saat yüzü paylaşma özelliği, mesajlaşma sırasında kritik bir sorun yaratabiliyor. Özellikle bir kullanıcı paylaşılan saat yüzüne yanıt vermek istediğinde, Mesajlar uygulaması sürekli olarak çöküyor. Bununla birlikte bu hata her iki tarafın da Mesajlar uygulamasını kullanmasını engelliyor.

Fark edilen bu kritik ama önemli hata, iOS 18 kullanıcılarının mesajlaşma deneyimini olumsuz etkiliyor. Bu hata yüzünden veri kaybı yaşanma potansiyeli artıyor. Eğer sizde iOS 18 kullanıp Apple Watch saat yüzleri ile mesajlaşıyorsanız, bu hatadan korunmak için paylaşım ve yanıt verme süreçlerine dikkat etmelisiniz.

iOS 18’de Kritik Bir Hata Kullanıcılar Dikkat

Hata Nasıl Gerçekleşiyor

iOS 18 güncellemesi ile Apple Watch saat yüzlerini paylaşma özelliğini watchOS’ta sunuyor ve bu yüzler Mesajlar ya da Mail üzerinden diğer kullanıcılara gönderilebiliyor. Ancak, geliştirilen bu özellik iOS 18’de ciddi bir sorunu beraberinde getiriyor. Eğer bir kullanıcı, iOS 18 yüklü cihazında paylaşılan bir saat yüzüne “başlık” özelliği ile yanıt verirse, uygulama sürekli çökmeye başlıyor.

Son güncelleme ile ortaya çıkan bu yeni sorun gerçekleştiğinde, kullanıcı Mesajlar uygulamasındaki bu konuşmayı açmaya çalıştığında uygulama tekrar tekrar kapanıyor. Bununla birlikte, diğer mesajlara yanıt vermekte mümkün olmuyor. Bu sorun Mesajlar uygulamasının genel kullanımına da olumsuz etki ediyor ve uygulamanın tamamen işlevsiz hale gelmesine neden oluyor.

Yeni ortaya çıkan bu Apple hatası oluştuğunda Mesajlar uygulamasını kullanmak neredeyse imkansız hale geliyor.

‘Son Silinenler’ Hatayı Ortaya Çıkarabiliyor

Yeni ortaya çıkan bu hata oluştuğunda Mesajlar uygulamasını kullanmak neredeyse imkansız hale geliyor. Bu sorunun geçici çözümü, hatanın bulunduğu konuşmayı silmek olarak düşünülüyor. Ancak, bu çözüm tüm mesaj geçmişinizi ve kaydedilmemiş fotoğraf, video gibi içerikleri kaybetmenize neden olabiliyor. Bunların yanında konuşmayı silseniz bile, bu konuşmayı Mesajlar uygulamasındaki “Son Silinenler” bölümünden geri yüklemek hatanın yeniden ortaya çıkmasına sebebiyet veriyor.

Kaynak: İndir

M4 iPad Pro Kullanıcıları, iPadOS 18.0 Hatası Aldı! Apple, Kullanıcılarını Şaşırtan Güncelleme Sorununu Çözmeye Çalışıyor

Apple, M4 iPad Pro kullanıcılarının yaşadığı iPadOS 18 güncelleme sorununu çözmek için çalışmalara başladı.

Apple, bazı M4 iPad Pro modellerinin iPadOS 18 güncellemesi sırasında işlevsiz hale geldiğini belirledikten sonra güncellemeyi geri çekme kararı aldı. kullanıcıları arasında kaygıya yol açarken, özellikle en yeni amiral gemisi cihazların etkilenmesi dikkat çekti. Diğer iPad modellerinin sorunsuz bir şekilde güncellemeye devam ettiği görülüyor.

Yetkili Servis Sağlayıcıları’na (AASP) gönderilen bir notta “küçük bir sayıdaki” M4 iPad Pro modelinin güncelleme sonrası açılmadığını kabul etti. Kullanıcılara zorla yeniden başlatma gibi basit çözümler denemeleri önerildi, ancak Reddit gibi tartışma platformlarında bu yöntemlerin çoğunun işe yaramadığına dair birçok geri bildirim geldi. Etkilenen cihazlarının yerel Apple Mağazaları veya AASP’ler tarafından değiştirilmesi gerektiğini bildirse de bu süreç sınırlı stok nedeniyle hemen gerçekleşmedi.

Apple, iPadOS 18.1 ile sorunları aşmayı planlıyor

Apple, iPadOS 18 güncellemesini piyasaya sürmeden önce geniş çaplı testler gerçekleştirmişti, bu nedenle yaşanan bu sorun, cihazların yazılım güncellemeleri sırasında karşılaşabileceği beklenmedik bir durum olarak değerlendiriliyor.

Diğer yandan iPadOS 18.1 beta sürümü şu an için herhangi bir sorun bildirilmeden devam ediyor. Bu da yaşanan sorunun yalnızca iPadOS 18.0 sürümüne özgü olduğunu gösteriyor. Apple M4 iPad Pro kullanıcılarının yaşadığı sorunları çözmek için çalışmalarını sürdürüyor ve bu durumun kısa sürede çözüme kavuşması bekleniyor.