Türkiye Halk Bankası Genel Müdürlük adresinin değiştiğini duyurdu.
Türkiye Halk Bankası Genel Müdürlük adresinin değiştiğini duyurdu.
Banka tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu’na yapılan açıklamada, “Bankamız Genel Müdürlük adresi “Finanskent Mahallesi, Finans Caddesi, No42/1 34760 Ümraniye/İstanbul” olarak değişmiş olup değişikliğe ilişkin tescil işlemleri İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü nezdinde tamamlanmıştır” ifadelerine yer verildi.
Borsa İstanbul A.Ş. Pay Piyasası Operasyon Direktörlüğü tarafından yapılan duyuruda Pay Piyasasında Fiyat Adımı ve Kotasyon Aralıkları Düzenlemeleri ve Borsa Yatırım Fonlarında Açılış Seansı Uygulanmasına Yönelik değişikliğe gidildiği açıklandı….
Borsa İstanbul A.Ş Pay Piyasası Operasyon Direktörlüğü, Pay Piyasasında Fiyat Adımı ve Kotasyon Yayılma Aralıkları Düzenlemeleri ve Borsa Yatırım Fonlarında Açılış Seansı Uygulanmasına Yönelik Değişiklikler Hakkında Duyuru yayımladı.
Yapılan duyuruda Pay Piyasasında işlem gören sermaye piyasası araçlarında gerçekleşen işlemler esnasında uyulması gereken fiyat adımları ile piyasa yapıcıların kotasyon girişlerinde tabi oldukları maksimum kotasyon yayılma aralıkları ve borsa yatırım fonlarının gördükleri seans akışı içerisinde gidilen değişikliklere yer verildi.
Buna göre, Paylar yeni pay alma hakları, gayrimenkul sertifikaları, sahipliğe dayalı kira sertifikaları, borsa yatırım fonları, gayrimenkul yatırım fonları ve girişim sermayesi yatırım fonları işlem sıralarında geçerli olan fiyat adımı uygulaması yeniden düzenlendi.
Yapılan düzenlemeyle Paylar, yeni pay alma hakları, gayrimenkul sertifikaları ve sahipliğe dayalı kira sertifikaları için;
| Fiyat Seviyesi | Fiyat Adımı |
| 0,01-19,99 | 0,01 |
| 0,01-19,99 | 0,02 |
| 50-99,99 | 0,05 |
| 100-249,99 | 0,10 |
| 250-499,99 | 0,25 |
| 500-999,99 | 0,50 |
| 1.000-2.499,99 | 1,00 |
| 2.500 ve üzeri | 2,50 |
TÜİK tarafından yayımlanan Tüketici Güven Endeksi 68 değerini alarak yılın en düşük seviyesine geriledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan Tüketici Güven Endeksi, Temmuz ayında 80,1 iken Ağustos ayında yüzde 15,1 oranında azalarak 68,0 oldu.
Öte yandan Temmuz ayına göre yaşanan 12,1 puanlık düşüş aylık bazda yeni rekor oldu.
Öte yandan yayımlanan alt endekslerin tamamında da düşüş gözlendi. TÜİK verilerine göre mevcut dönemde hanenin maddi durumu Temmuz’daki 64,5’ten yüzde 12,9 düşüşle 56,2’ye gerilerken gelecek 12 aylık dönemde maddi durum beklentisi de yüzde 19,6’lık düşüşle 79,2’den 63,7’ye indi.
Raporda gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde 23,2 düşüşle 82,2’den 63,1’e inerken gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi de 94,4’ten 89’a gerileyerek yüzde 5,7’lik düşüş yaşadı.
Bloomberg tarafından gerçekleştirilen ankete katılan fon yöneticilerinin tamamı altın pozisyonunu azaltmayı düşünmediklerini söylerken beş tanesi ise artırmayı beklediklerini belirtti.
Bloomberg’e konuşan bir düzine para yöneticisi altının cazibesini kaybetmediğini söylerken önümüzdeki değerli metal pozisyonlarını korumayı veya artırmayı beklediklerini belirtti.
Spot altın, son haftalarda reel getirilerideki artıştan, ABD’de faizlerin daha uzun süre yüksek kalacağı beklentisi ve doların güçlenmesine birçok olumsuzluk karşısında sendelemişti. Devlet varlık fonu yöneticilerinden hedge fonlara kadar birçok tipte yatırımcıyı kapsayan anket 2024 yılına dair fiyat beklentileriyle ilgili ılımlı bir iyimserlik ortaya koydu.
Ankete katılan yatırımcıların hiçbiri altın pozisyonlarını azaltmayı düşündüklerini söylemezken beşi ise fon tahsislerini artırmayı beklediklerini söyledi.
Katılımcıların üçte ikisinden fazlası fiyatların yükseleceğini öngörürken beşi tüm zamanların en yüksek seviyesini beklediklerini belirtti. Anket 10 Ağustos ile 22 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Öte yandan altın üzerinden pozitif etki yaratabilecek faktörlerden biri olan Fed’in sıkılaştırma döngüsünü ne zaman sonlandıracağı konusunda belirsizlik sürüyor. Küresel merkez bankaları inatçı enflasyonla boğuşmaya devam ederken ABD işgücü piyasası, agresif parasal sıkılaştırma karşısında şaşırtıcı derecede dirençli kalmayı sürdürüyor.
Yatırımcıların faizlerin daha uzun süre yüksek kalmasını beklediklerine dair bazı işaretler olsa da swap piyasası hala daha fazla faiz artışı yapılmamasını ve gelecek yıl para politikasında gevşemeye geçilmesini fiyatlıyor.
DWS Group Emtia Başkanı ve Portföy Yöneticisi Darwei Kung, “Fed’in bitirmesini bekleyen yatırımcıların bastırılmış altın talebi olduğunu tahmin ediyoruz. Bu bizim görüşümüze göre olumlu bir durum” ifadelerini kullanırken altının bu dönemde 2.250 dolar seviyesine ulaşmasını beklediğini kaydetti.
Ekonomistler arasında bu yılın başlarında ekonomide keskin bir gerileme yaşanacağı görüşü yaygınken bu durum son dönemde ABD ekonomisinin yumuşak bir iniş gerçekleştireceğine yönünde değişti.
Güvenli liman
Bloomberg tarafında gerçekleştirilen ayrı bir anket de altın fiyatlarında yükseliş beklentilerine işaret etti. Bloomberg Markets Live Pulse anketine katılan 602 katılımcının medyan tahminine göre altın 12 ay sonra 2021 dolar seviyelerinden işlem görecek.
Değerli metale yönelik iştahın devam etmesi, jeopolitik gerilimler ve makroekonomik belirsizliklerle ilgili devam eden endişelere işaret ediyor.
ABD ile Çin arasında artan gerilimler, Ukrayna’daki savaş veya Çin’deki emlak krizinde sırada ne olacağı gibi konular bu endişeler arasında başta geliyor.
Altın için diğer olumlu faktörler arasında ise küresel merkez bnkalarının devam eden alımları ve gelişmekte olan piyasalardaki nispeten güçlü perakende talebi yer alıyor.
Euro Bölgesi’nde özel sektör aktivitesindeki daralma sanayi sektöründe gerileme sürecine girilmesi ve hizmetler tarafında olumlu rakamların sona ermesiyle derinleşti. Bölgede PMI beklentilerin üstünde gerileyerek 47’ye düştü.
Euro Bölgesi’nde özel sektör faaliyetlerindeki daralma, hizmetler tarafında olumlu rakamların gerilemesi ve sanayi sektörünün bir gerileme sürecine girmesiyle Ağustos ayında yoğunlaştı.
Bölgenin Satın Alma Yöneticileri Endeksi büyümeye işaret eden 50 eşiğini altına düşerek 47’ye gerilerken bu rakam Bloomberg anketindeki herhangi bir ekonomistin öngördüğünden daha kötü bir sonuç oldu.
Hizmetler faaliyeti tarafomda geçen yılın sonundan bu yana ilk kez daralırken beklenti, yakın zamana kadar talebin güçlü olduğu sektörde büyümenin devam edeceği yönündeydi.
Rakamlar, salgının ilk dalgasının ekonomiyi Mayıs 2020’de büyük bir durma noktasına getirmesinden bu yana genel aktivitenin en hızlı şekilde düştüğü Almanya’da özellikle vahimdi. Fransa üretimde düşüşünü üçüncü aya taşırken, bölgenin geri kalanı daha ılımlı daraldı.
Hamburg Ticaret Bankası Baş Ekonomisti Cyrus de la Rubia yaptığı açıklamada, “Euro Bölgesi’nin hizmet sektörü ne yazık ki imalatın zayıf performansına paralel olarak gerileme emareleri gösteriyor. Hizmet şirketleri geçen yılın sonundan bu yana ilk kez faaliyetlerinde daralma olduğunu bildirirken imalat sektöründeki üretim yeniden düştü” değerlendirmesinde bulundu.
De la Rubia, rakamların Euro Bölgesi ekonomisinin üçüncü çeyrekte yüzde 0,2 daralacağını gösterdiğini, buna karşılık Haziran ayına kadar olan üç aylık dönemde yüzde 0,3’lük büyüme yaşandığını belirtti.
Yavaşlayan aktivite faizlerde duraksamayı destekliyor
Rapor, Eylül ayında başka bir faiz artırımı ile duraklama arasında kararsız olan Avrupa Merkez Bankası için çok önemli bir anda geldi. Yavaşlayan aktivite ikinci duraklamayı destekleyecek olsa da, S&P Global’in Çarşamba günü yayınladığı PMI raporu inatçı fiyat baskılarına ilişkin bir uyarıyı da beraberinde getirdi.
S&P Global, girdi maliyeti ve TÜFE’nin ana oranlarının kısmen ücretler nedeniyle Ağustos ayında yükseldiğini belirtti. Veriler hâlâ son 2,5 yılın çoğunda görülenden çok daha düşük baskıların sinyalini veriyordu.
De la Rubia konuyla ilgili, “ECB Başkanı Christine Lagarde, ekonominin daha yüksek ücretler ve daha düşük üretkenlikle karşı karşıya kalabileceği ve bunun da daha yüksek enflasyona yol açabileceği yönünde alarm Verdi. En azından geniş hizmet sektörü için bu endişeler gerçeğe dönüşmek üzere gibi görünüyor” şeklinde konuştu.
İşe alımlar durma noktasına geldi
Kötüleşen ekonomik beklentilere karşı şimdiye kadar dirençli kalan işgücü piyasasının sıkıntıyı hissetmeye başladığına dair işaretler de vardı. S&P Global, şirketlerin önümüzdeki yıl için daha kasvetli bir görünümle karşı karşıya kalması nedeniyle işe alımların neredeyse durduğunu söyledi.
İş güveni, büyük ölçüde birikmiş işlerin azalması nedeniyle düştü. Raporda, şirketlerin ayrıca “yurt içi ve ihracat pazarlarındaki daha geniş ekonomik yavaşlamalara ilişkin” endişelere de değindiği belirtildi.
Çarşamba günü erken saatlerde Almanya ve Fransa’ya ilişkin veriler daralma gösterdi. Avustralya’dan gelen önceki rakamlar derinleşen bir çöküşe işaret ederken, Japonya’ya yönelik bir ölçüm sağlam bir büyüme gösterdi. Birleşik Krallık’taki rakamların hafif bir büyümeye işaret etmesi muhtemelken, ABD’deki rakamların istikrarlı bir büyüme göstermesi bekleniyor.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, altının güvenilir yerlerden, renk, hafiflik, TSE belgesi gibi unsurlara dikkat edilerek alınması gerektiğini bildirdi.
Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, altına talebin son 1 yılda arttığına işaret ederek, “Ağustos 2022 başlarında 1016 lira olan gram altın şu anda 1700 lira seviyelerinde bulunuyor. Altına yatırım yapan vatandaşlarımızın son 1 yılda yüzde 66 kazanç sağlamasının altında yatan en önemli etken, altın yatırımının her dönem güvenli bir yatırım aracı olarak görülmesi.” ifadesini kullandı.
Palandöken, altında sahteciliğin arttığını belirterek, özellikle internetten ve bilinmeyen yerlerden altın satın almanın risklerine dikkati çekti.
Altında sahteciliğin en fazla sarrafiye ve zincir takılarda görüldüğünü bildiren Palandöken, şunları kaydetti:
“Altın güvenilir yerden, tanıdığınız kuyumcudan veya mahalle esnafından alınır. Güven ilişkisi üzerine gerçek olduğunu bilirsiniz. Ülkemiz için büyük bir önemi olan altını alırken ve satarken rengine, hafifliğine, bükülüp bükülmediğine, ayarına, patentine ve TSE belgesinin olup olmadığına mutlaka dikkat edilmeli.”
Rönesans Holding, TotalEnergies ile gerçekleştirdiği Rönesans Enerji ortaklığı sonrasında 189 megavatlık rüzgar enerjisi yatırımı yapacağını duyurdu.
Rönesans Holding’den yapılan açıklamaya göre, holdingin grup şirketlerinden Rönesans Enerji TotalEnergies ile gerçekleştirdiği ortaklık sonrasında ilk yatırımını hayata geçirmek için Almanya merkezli Nordex Grup ile anlaşmaya vardı.
Gelecek 5 yıl içinde Türkiye’de 2 gigavatlık yenilenebilir enerji yatırımı hedefleyen Rönesans Enerji, Türkiye’de hayata geçirilecek 189 megavatlık ilk yatırımı için Nordex Grup ile hareket edecek.
Anlaşma kapsamında Nordex Enerji, Rönesans Holding çatısı altındaki Almanya merkezli Heitkamp Industrial Solutions GmbH ile üç proje için sözleşme imzaladı.
Rönesans Enerji için Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modeli kapsamında hayata geçirilen YEKA RES-3 ihalesinin bir parçası olan üç projeye, Nordex tarafından 27 N163/6.x tipi 113 metre yüksekliğinde, 163 metre rotor çapında rüzgar türbini temin edilecek.
Heitkamp Industrial Solutions GmbH, bu projelerde Rönesans Enerji adına EPC (Mühendislik, Tedarik ve Kurulum) yüklenicisi olarak hareket edecek. Projenin ana yüklenicisi olarak Heitkamp, rüzgar santrallerinin inşaat ve elektrik işleri ile 154 kilovat enerji iletim hatlarının tesis işlerinden sorumlu olacak.
TotalEnergies ile yaptığı ortaklık sözleşmesi ile birlikte 5 yıl içinde Türkiye’ye yaklaşık olarak 2 milyar avro yenilenebilir enerji yatırımı yapmayı planlayan Rönesans Enerji, toplam 189 megavatlık anlaşma kapsamında, en büyük kurulumu 84 megavat değerinde 12 türbin ile Malatya Sağıluşağı’na yapacak.
Bununla birlikte, Çorum Osmancık’da 56 megavatlık 8 türbinin ve Sivas Kayalar’da 49 megavatlık 7 türbinin kurulumu da tamamlanacak.
Türbin ekipmanları, bakanlık ile imzalanan sözleşme çerçevesinde yüksek yerlilik oranına sahip olacak. Türkiye’de ticari anlamda satışta olan en yüksek kapasiteli, 7 megavatlık rüzgar türbinlerinin devreye alınacağı projede kullanılacak kule, kanat ve jeneratör dahil olmak üzere birçok ekipman Türkiye’de üretilecek.
Malatya, Çorum ve Sivas illerinde kurulumu gerçekleşecek ve toplam 189 megavat kurulu güce sahip olacak santrallerin 2024 yılı sonunda devreye alınması planlanıyor. Projelerin devreye girmesi ile Türkiye’de yaklaşık 380 bin hanenin elektrik tüketiminin karşılanması ve yıllık yaklaşık 370 bin ton karbondioksit salımının önlenmesi hedefleniyor.
Türkiye ile Irak arasında enerji bakanları düzeyinde yapılan toplantıdan boru hattından ihracatın tekrar başlatılması yönünde görüşmelerin sürdürülmesi kararı çıktı. Kaynaklar sevkiyatın tekrar başlaması Türkiye’nin talep ve koşullarının ele…
Irak Petrol Bakanı Hayan Abdel-Ghani ile Türk mevkidaşı Alparslan Bayraktar, Irak’ın kuzeyinde çıkarılan petrolün Kerkük-Ceyhan boru hattı üzerinden ihracatına kısa süre içinde tekrar başlama konusunda anlaşmaya varamadı ancak görüşmelere devam etmek konusunda mutabık kaldı.
Uluslararası arbitrasyon mahkemesinin, Irak merkezi hükümetinin izni olmadan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin petrol ihraç etmesine izin verdiği için Türkiye’ye tazminat cezası vermiş, Türkiye bunun üzerine 25 Mart’ta Kerkük-Ceyhan hattı üzerinden sevkiyatı durdurmuştu.
Sevkiyatın durdurulması, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nde bulunan sahalardan dünya piyasalarına petrol ihracatının durmasına yol açmıştı.
Irak Petrol Bakanlığı’ndan bir kaynağın verdiği bilgiye göre çeşitli konuların yanı sıra Ceyhan’dan petrol ihracatının tekrar başlamasını ele almak üzere yapılan görüşmenin ardından açıklama yapıldı.
Irak Petrol Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, sevkiyat tekrar başlamadan önce boru hattında yürütülen bakım çalışmasının tamamlanmasının bekleneceği ifade edildi.
Irak’ın kuzeyinde çıkarılan petrolün sevk ve idaresi hakkında bilgi sahibi Iraklı bir bakanlık yetkilisinin verdiği bilgiye göre, Ankara geçen ay Irak’ın kamu petrol ihracat şirketi SOMO ile irtibata geçerek boru hattı tekrar açılmadan önce yürütülen teknik incelemenin tamamlanması gerektiğini, bunun için biraz daha zamana ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Iraklı enerji yetkilileri, petrol bakanının Kerkük-Ceyhan üzerinden ihracata tekrar başlanacak net bir tarih belirlemek için Ankara ile ortak bir zeminde buluşmaya çalıştığını ifade ettiler.
Görüşmenin içeriği hakkında bilgi sahibi diğer bir Irak Petrol Bakanlığı yetkilisi, “Kısa süre içinde anlaşmaya varmak kolay değil, pekçok çetrefilli konu var. Türkiye’nin talepleri ve koşulları var, petrol akışı tekrar başlamadan önce bunları ele alacak görüşmelerin yapılması gerekir” dedi.
Avrupa’nın satış açısında en büyük ikinci otomobil üreticisi Stellantis’in, Çin’de varlığını artırmak adına aralarında Leapmotor Technologies şirketinin de olduğu yerel elektrikli araç şirketlerine yatırım yapmayı değerlendirdiği belirtildi.
Otomotiv üretim devi Stellantis, Çin’deki varlığını güçlendirmek amacıyla Çinli bir elektrikli araç şirketine yatırım yapmayı değerlendiriyor.
Bilgi sahibi kaynaklara göre, Avrupa’nın satış açısından en büyük ikinci otomobil üreticisi olan Stellantis NV dünyanın en büyük otomobil pazarındaki varlığını güçlendirmek amacıyla için Çinli bir elektrikli araç şirketie yatırım ya da ortaklık seçeneğini düşünüyor.
Kaynaklar, otomobil üreticisinin Zhejiang Leapmotor Technologies Ltd. dahil olmak üzere Çinli elektrikli araç üreticileriyle çalışma potansiyelini araştırdığını söyledi. Buna göre rakiplerinin izinden giden Stellantis’in yerel bir elektrikli araç firmasına yatırım yapmak ve Çin’de büyümesine yardımcı olacak bir iş ortaklığı gibi seçenekleri değerlendiriyor.
Kaynaklar, değerlendirmelerin sürdüğünü ve henüz nihai bir kararın verilmediğini söylerken, aralarında Volkswagen’ın olduğu diğer küresel otomobil üreticilerinin de Leapmotor ile olası bir ortaklıkla ilgilendiklerini ifade ettiler.
Bu ortaklık, Stellantis CEO Carlos Tavares’in, şirketin geçen yıl Çin’deki tek Jeep fabrikasında üretimi durdurması ve ülkedeki tüm otomobil üretimini sona erdirmeye ağırlık vermesinin ardından Çin’de hayata geçirdiği “varlık-hafif” stratejisine uygun olacaktır.
Tavares Temmuz ayında alınan küçülme kararından memnun olduğunu belirterek, araç üreticilerinin fiyatları düşürmesi nedeniyle rakipleri Volkswagen ve General Motors’un Çin’de “baskı altında” olduğunu söyledi.
Fiat Chrysler ile Fransa’nın PSA Grubu’nun 2021’de birleşmesinden oluşan otomobil üreticisi devin Çin’de Peugeot ve Citroen otomobillerini satmak için Dongfeng Motor Group Co. ile hâlâ bir ortak girişimi var. Şirketin yeni göreve gelen mali işler müdürü Natalie Knight Temmuz ayında konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Çin’in elektrik araç geçişindeki önemi nedeniyle ülkeyi anlamanın bu geçişi gerçekleştirmede anahtar faktör olacağını belirtmişti.
Küresel otomobil üreticileri son dönemde dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’in elektrik araç piyasasında büyümenin yollarını arıyor. Volkswagen geçtiğimiz ay Xpeng Inc. şirketine 700 milyon dolar yatırım yapmayı ve Çin’de ortak elektrikli araç geliştirmeyi planladığını açıklamıştı.
Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), Çin’den gelen daha sert bir rekabete karşı Almanya’da makine ve ekipman üreticilerinin rekabet gücünün kötüleştiğini bildirdi.
Ifo, Alman makine ve ekipman üreticilerinin rekabet gücüne yönelik Almanya İş Anketi sonuçlarını yayımladı.
Buna göre, nisanda eksi 7,3 puan olan rekabetçilik anketi puanı temmuzda eksi 14,3 puana geriledi.
Böylece, söz konusu anket puanı, Temmuz 1994’te kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana en düşük seviyeye geriledi. Anketin puanı benzer şekilde düşük bir seviyeye eksi 10,6 puan ile Ocak 2009’deki küresel finansal krizinde inmişti.
Anket verilerine göre, Alman makine ve ekipman üreticilerinin AB pazarlarında rekabet gücü eksi 8,5 puana düşerken, Almanya pazarında eksi 4,1’e geriledi.
Bu arada, ankete katılan Almanya’daki makine ve ekipman üreticilerinin yüzde 40’ı nitelikli çalışan ve önemli ara ürün kıtlığının çoğu zaman üretimlerini kısıtladığını belirtti.
Ifo’nun makine ve ekipman üreticileri sektörü uzmanı Nicolas Bunde, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “AB dışındaki satış pazarlarında, Alman makine ve ekipman üreticileri, özellikle Çin’den gelen daha sert bir rekabetle karşı karşıya kalıyor.” ifadesini kullandı.
Bunde, ülkede KOBİ’lerin hakim olduğu makine ve ekipman üretiminde vasıflı işçi sıkıntısının özellikle büyük bir sorun olduğunu belirterek, “Bu durumu iyileştirmek politika yapıcıların ve toplumun görevidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Nicolas Bunde, artan enerji ve ham madde maliyetlerinin bir iş yapma yeri olarak Almanya için uzun süredir bir dezavantaj oluşturduğunu vurguladı.
Öte yandan, Ifo’nın raporunda Almanya’da makine ve ekipman üretiminde çalışanların daha yaşlı ve genç çalışanların ise nadiren vardiyalı çalışmayı tercih ettiği ifade edilerek, “Ayrıca makine ve ekipman imalatçıları da kırsal bölgelerde bulunmakta. Buradaki şirketlerin, büyük şehirlerden uygun personeli çekmek istiyorlarsa işveren olarak daha çekici teklifler sunmaları gerekir.” ifadeleri kullanıldı.
Ifo’nun raporunda, makine ve ekipman üreticilerinin artan enerji ve ham madde maliyetlerini satış fiyatına ekleme zorluklarıyla karşılaştığına da vurgu yapılarak, “Bazı firmalar üretimlerini yurt dışına taşıdı. Ancak Almanya’da sanayisizleşmeden bahsetmek için henüz çok erken. Alman makine ve ekipman üreticileri son derece uzmanlaşmış hizmet sağlayıcılara dönüşüyor.” değerlendirmesinde bulunuldu.
