Başkan Burak Elmas: “Türk futbolu için tarihi bir karar alındı”

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.

Türk futbolunun düşüşten çıkarmak adına ortak irade çağrısında bulunan Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas, TFF Genel Kurulu’nda kürsüye çıkarak şu açıklamaları yaptı: 

“PROBLEMLERİ HALLETMEZSEK YENİ BİR KAOS SEZONUNA GİRECEĞİZ”

Sayın Divan Başkanım, Sayın Divan üyeleri, Sayın Federasyon Başkanım, sayın federasyonu yönetim kurulu üyeleri, sayın delegeler. Bugün birçok konuşma oldu; fakat şunu kabul edelim ki Türk futbolu ciddi bir kaosla uğraşmakta. Bu kaosun sebebini pandemi veya yabancı kararı olarak basitleştiremeyiz. Kısa bir süre önce yönetime geldik. Gördüğüm şey şu. Problemler kişisel ilişkilere zimmetlenmiş durumda. Süregelen, çözülememiş birçok kronik sorun var. Futbolu özerk yapan sizlerin verdiği kararlar, bizler futbolumuza sahip çıkmak zorundayız. Bugün Kulüpler Birliği birlikte hareket ederek Türk futbolunun sorunlarını açık bir şekilde dile getirdiler.  Bütün ligler bunu yapmak zorunda. Galatasaray Spor Kulübü olarak kimseyle kavgamız yok; ama çözümlerle ilgili çok ciddi bir irademiz var. Tüm kulüplerimiz için çözümlerin kısa zamanda elde edilebilmesi için bütün irademizi ortaya koyacağız. Rekabeti sahaya indirmek, bizim seçtiğimiz TFF’nin bunu gerçekleştirmesini istiyoruz. Bugün aramızda bulunan kulüplerden adaletten yana şikayeti olmayan kimse yok. Şu an dile getiremeyebilirler ama buna TFF yönetim kurulundan bazı arkadaşlarımızı da katabiliriz.”  

Artık cesur davranmak, değeri düşmeye devam eden Türk Futbolunu buradan çıkarmak e rekabeti sahaya indirmek, Türk futboluna adaleti sağlamak, federasyonun yapacağı spor kulüpleri futbol denetimini de herkese adil, eşit şekilde yapmasını sağlamak zorundayız. Kulüpler Birliği Yönetim Kurulu olarak, tüm başkanların imzasıyla sorunlar dile getirildi. Bu sorunlar sadece Süper Lig kulüplerinin sorunları değil. Tüm kulüplerimizin sorunları. Bugün ciddi bir vergi sorunu ile uğraşıyoruz. Dün Tahkim Kurulu ve Disiplin Kurulu ile ilgili çok verimli bir görüşme yapıldı. Sayın başkan da bizimle birlikteydi. Çok verimli bir toplantıydı ama yetmez. Kısa zamanda diğer problemleri de birlikte çalışarak halletmek lazım. Bizim federasyonumuzdan beklentimizde kişisel hiçbir konu yok. Bu problemlerin acil halledilme mecburiyeti var. Çünkü onlar Türk futbolunu yani bizi temsil ediyorlar. Bunların acil şekilde çözülmesini bekliyoruz.”

“Lütfen konuları kişilere olan husumet veya sempatiye indirgemeyelim. Kişileri sevdiğimiz için konuların üzerine gitmemeyi,  sempati duyduğumuz için yanlışı desteklemeyi bırakalım. Mevzu bahis Türk futbolu. Burada Türk futbolunu hep beraber cesur olarak, arkasına gücümüzü ve oylarımızı koyarak buradan çıkarmamız lazım. Zorlu bir pandemi dönemi geçirdik ama pandemi öncesinde de Türk futbolunun değeri düşüyordu. Bu yeni bir şey değil. Dolayısıyla burada artık kronikleşmiş tüm problemleri, iddia geliri problemini, yayıncı kuruluş problemini, vergi problemini, kurumlardaki adalet problemlerini, hakemlerle ilgili problemleri halletmezsek yeni bir çok kaos sezonuna daha gireceğiz. Bugün kurumlardan memnun olan kulüp başkanı hiçbir ligde görmedim. Demek ki sistemde bir yanlış var. Sistemdeki problemleri de kişiye zimmetleyerek bundan kurtulmadığımızı gördük. Federasyonlar değişti, biz problemler yaşamaya devam ettik. Hep birlikte bu çözümlerin arkasına ciddi bir irade koyup, TFF’ye hızlı şekilde çözmesi için gerekirse yardım gerekirse de baskı yapmak mecburiyetindeyiz. Galatasaray Spor Kulübü olarak her ligdeki tüm kulüplerimizin hakkını savunmaya Türk futbolunun buradan çıkması için üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız. Bunu bir görev olarak addediyoruz.”

“OYUNU GÜZELLEŞTİRMELİYİZ” 

“Bugün biz Türkiye Futbol Federasyonu’nun idare etmesini değil, Türk futbolunu yönetmesini istiyoruz. Bizler adına yönetmesini istiyoruz. Birçok bakanlıkta problemlerimiz var. Bunları zaten biliyorlar. Problemler konusunda ayrışmıyoruz. Çözümler konusunda da ayrışmamamız lazım. Sıkı bir diyalogla, hızlı çalışarak bu problemleri acil çözmemiz lazım. Bizler çözüm odaklı her şeye kişisel ilişkileri kenara koyarak sonuna kadar destek vermeye hazırız. Eğer yayıncı kuruluş ile bir problem varsa, federasyonumuz bu konuyu halledemiyorsa, sebeplerini varsa, bizimle açıp paylaşırlarsa biz de kulüpler olarak yardımcı oluruz. Sorunları çözmek için önce sorunların sebeplerini doğru teşhis etmek, çözümlerini doğru belirlemek ve arkasına irade koymak lazım. Bu formüle her zaman destek olacağız. Buna devam edeceğiz.” 

Bugün için oylayacağınız hukuk kurullarındaki çok önemli değişiklik maalesef bu sene için yetişmeyecek. Biz tüm kulüplerimizin hakkını kendi hakkımız olarak görüyoruz. Dolayısıyla tüm kulüplerimizin de bu anlayışla hareket etmesini rica ediyoruz. Zaten gergin olan, pandemiden çıkmış bir Türkiye’nin de Türk kulüpleri olarak germeye hakkımız yok. Oyunu güzelleştirme görevimiz var. Bunun için de TFF’nin görevine doğru şekilde oynayarak, bunu organize etmesini doğru şekilde yapmasını arzu ediyoruz. Hepinize teşekkür ediyorum.”    

“TÜRK FUTBOLU İÇİN TARİHİ BİR KARAR”

TFF Genel Kurulu’nun ardından Galatasaray Televizyonu’na açıklamalarda bulunan Başkan Burak Elmas, genel kurulda Türk futbolu adına tarihi bir karar alındığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“Öncelikle başkan yardımcımız Sayın Rezan Epözdemir’e teşekkür ederim. Çok büyük emek verdi. Sabahlara kadar çalıştılar. Kulüpler Birliği’nde çalıştığımız, arzu ettiğimiz bir değişimdi. Son dakikaya kadar ciddi görüşmeler yapıldı ve bu görüşmelerin sonunda da Türk futbolu için tarihi bir karar alınarak hukuk kurullarının bağımsızlığı konusunda ciddi bir adım oy birliği ile atıldı. Destek verdiler. O bakımdan önemli bir kazanım elde etmiş olduk. Galatasaray da burada hem Rezan Bey vasıtasıyla hem de Kulüpler Birliği’ndeki tutumumuzla önemli bir rol oynadı. Buna emek veren herkese çok teşekkür ederim. Umarım aynı konudaki hamlelerimizi, hem MHK organizasyonu hem de Türk futbolunun rekabetinin sahaya indirilmesi konusunda göstererek hızlı bir zaman içerisinde gerekli kazanımları elde etmeyi düşünüyoruz.“

“ÇÖZÜMLERDE AKSAMA OLURSA TEPKİMİZİ VERİRİZ”

Delegelerimizle birlikte geçmişte yaşanılan konular var. Bugün 5-6 konu ilettik. İki konuda önemli bir adım atıldı. Birincisi bugün resmileşen statü değişikliği ile ilgili. İkincisi Sayın Başkan Nihat Özdemir, televizyon yayın haklarıyla ilgili hem komisyon hem Süper Lig A.Ş.’ye bu yayınların devredilmesi konusunda açık bir niyet beyan etti. Biz bu niyetin devam edeceğini ümit ediyoruz; fakat her halükarda bunu görmek zorundayız. Bu sebeple ibra konusunda çekimser kalarak oy kullanmadık. Salonda bulunduk. Biz kişilerden bağımsız olarak çözüm için uğraşıyoruz. Bu çözümler yerine getirilirse Türk futbolu için iyi olacak. Çözümlerde bir aksama olursa tekrar her zamanki gibi duruşumuzu sergileyerek Galatasaray’a yakışır tepkilerimizi vermeye devam edeceğiz.

“GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ OLDU” 

“Artık Türk futbolunun bence başka bir şansı kalmadı. Ya buradan çok yukarılara ya da aşağılara gidecek. Burada insiyatif alacağız. Galatasaray her dönem tarihte sporun gelişimi açısından önemli bir rol oynamıştır. Galatasaray Spor Kulübü burada oynaması gereken rolü en güçlü şekilde oynayacak. 2. Lig, 3. Lig, Amatör kulüplerinin ve tüm kulüplerin haklarını savunarak Türk futbolunun ileriye gitmesi için güçlü iradesini masaya koyacak Galatasaray. Bugün güzel bir başlangıç oldu. Uzun zamandır sessizliğe bürünen, birbiriyle konuşmayan, tartışan futbol paydaşları yerine çözüm üreten, birlikte bu çözümü oylayan ve kabul eden bir futbol paydaşları görüntüsü oldu. Bizim de buna katkımız oldu. Ne mutlu bize. İşimiz bitmedi. Yetmez. Hızlı devam edeceğiz. Eğer istediğimiz hızla değişim olmazsa gereken tepkiyi göstereceğiz.”

“KALICI İRADEYİ GÖSTERMEYE NİYETLİYİZ”

Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas şöyle konuştu: 

“Önemli bir konuda önemli bir ilerleme kaydettik. Bu konuda TFF, Kulüpler Birliği birlikte çalışarak son anda da olsa bir irade gösterildi. Delegelerimiz de genel kurulda bunu onaylayarak devrim niteliğinede, Türk futbolunun bağımsız kurullar tarafından yönetilmesi ve adaletin her türlü karar yansıması adına bence tarihi bir karar aldındı. Gerçek ve ciddi anlamda çalışan, bu taslağın sabah erken saatlere yetişmesini sağlayarak herkesin takdirini kazanan Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Sayın Rezan Epözdemir’e ve TFF Hukuk grubuna çok teşekkür etmek istiyorum. Bugün mutluyuz. Yeter mi? Hayır. Önümüzde çözmemiz gereken çok ciddi problemler var. En azından bir adım atıldı. Bu adım da hiçbir kulüp için değil Türk futbolu için atıldı. Bu adımların hız kesmeden devam etmesini arzu ediyoruz. Kişilerle kavga etmekten ziyade sorunları çözmek için mücadele vermeliyiz. Kişiler bazında yapın mücadelenin Türk futboluna hiçbir katkısı olmadığını geçmiş dönemlerde gördük. Çözüm konusunda en sert ve kalıcı iradeyi Galatasaray Spor Kulübü olarak göstermeye niyetliyiz. Burada Galatasaray Spor Kulübü olarak kendimizi sadece Süper Lig kulüpleri değil, 2. Lig, 3. Lig ve tüm futbol paydaşları adına da sorumlu olarak hissediyoruz. Galatasaray Türkiye’nin lider bir kurumudur. Burada gereken rolü oynamaya devam edecektir.”

“SÜPER LİG A.Ş. KURULMASI YÖNÜNDE CİDDİ BİR ÇALIŞMA VAR”

“Kulüpler Birliği’nde yeni bir seçim yaptık. Başkanımız Ahmet Ağaoğlu’nun adaylığı kabul etmesinin birinci şartı buydu. Biz de kendisiyle birlikte hareket ettik. Süper Lig A.Ş.’yi kurmak adına ciddi bir çalışma yürüyor. Bu çalışmayı hızlandıracağız. TFF bugün Süper Lig A.Ş.’nin kurulması yönünde beyan ettiği iradeyi ortaya koyarsa, gelecek sezon başlangıcını düzgün bir şekilde, Süper Lig takımlarının değerinin artmasının yönlendirecek şekilde başlatabiliriz.   Artık TFF’yi denetleme görevinin eksiklik tüm takımların eşit olarak yapması lazım. Harcama limiti belirlemesinde problem varsa baştan tartışılmalı ama limit belirlendikten sonra her takıma eksiksiz uygulanmalı. Biliyorsunuz Financial Fair Play de artık rekabetin bir parçası. Hem sahada hem finansal rekabette eşitliğe uygun denetim ve adalet istiyoruz. Umarım bunu sağlayacağız. En azından Galatasaray Spor Kulübü olarak tüm irademiz bunun arkasında.” 

“YABANCI SINIRLAMASI İLE OYUNCU YETİŞTİREMEYİZ”

“Yabancı limiti konusunda bizim tepkimiz iki konudaydı. Birinci tepkimiz Kulüpler Birliği’nin iradesine rağmen böyle bir kararın alınmış olmasıydı. Türk futbolundaki büyük problemler yumağını sadece yabancı sınırı getirerek çözüleceğini düşünmek son derece basit ve sonuca yönelik olmayan bir düşünce tarzıdır. Türk oyuncularımız yetişsin istiyoruz; ama bu yabancı sınırı ile olmaz. Altyapıda kaynak ayırmak, burada düzgün şekilde bu oyucuları eğitmek, daha sonra A takımda onlara şans vermek. Bu ara gruplar için rezerv lig kurulması gibi birçok çalışma lazım. TFF ile bununla da görüştük. Bu konuşmaları yapacağız. Türk oyuncularımızın sahada yeterli zamanı almasını, yabancı sınırlaması gibi basit bir kararla altını doldurmadan yapmak son derece eksik bir uygulama. Uzlaşmamak üzerine, anlaşmamak üzerine anlaştık; ama gereğini yapıp detaylı çalışacağız. Ümit ederim 1-1,5 ay içerisinde bununla ilgili somut adımlar atarız.”

Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir: “Tahkim Kurulu başkanı ve üyelerinin istifasını istiyoruz”

Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun, futbolcumuz Oğulcan Çağlayan konusunda kulübümüz ve sporcumuz aleyhine verdiği karar üzerine açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun, futbolcumuz Oğulcan Çağlayan konusunda kulübümüz ve sporcumuz aleyhine verdiği karar üzerine açıklamalarda bulundu.

Kulübümüz ve sporcumuz aleyhine verilen kararın her türlü hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ifade eden Epözdemir, Tahkim Kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyelerini istifaya davet ederek, bu kararın altına imza atan tüm kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu uyarınca suç duyurusunda bulunulacağını belirtti.

Galatasaray Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir’in açıklamaları şu şekilde: 

“Kıymetli basın mensupları, değerli basın emekçileri, aramızda bulunan Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Sayın Köksal Ünlü, Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Selim Sefada, hepinizi saygıyla selamlıyorum.” 

“Süreçle ilgili bilgi vermeden önce, Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan orman yangınında hayatını kaybedenlere başsağlığı dilemek istiyorum. Galatasaray Spor Kulübü olarak, kederli ailelerine de rahmet dileklerimizi iletiyoruz. Yaralananlara geçmiş olsun. Şüphesiz ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu tür zor zamanlarda Türkiye’nin, toplumumuzun temel özelliği acılarda, üzüntülerde ortaklaşabilmesi. Sivil toplum örgütleri, demokratik kitle örgütleri, spor kulüpleri, gazeteciler, kitle iletişim araçları, yazılı-görsel basın birlikte ortaklaşarak bu konuda yeknesak bir tavır sergilemesi gerektiğini düşünüyorum. Kulübümüz adına tekrar başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. 

“EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ BİR KARARDAN BAHSEDİYORUZ”

Oğulcan Çağlayan meselesi ile ilgili kısa bir bilgilendirme yapmak istiyorum. Biliyorsunuz futbolcumuz Oğulcan Çağlayan’ın transferi ile ilgili Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’na bir başvuru yapılmıştı. Bu başvuru kapasımda  1 milyon 200 bin Euro ve 506 bin 275 TL ödenmesi, oyuncumuza da 6 maç mahrumiyet cezası verilmişti. Tazminattan oyuncumuz ve kulübüz müteselsilen ve müştereken sorumlu tutulmuştu. 6 müsabakadan men cezası verilmesi akabinde oyuncumuz, kulübümüzle birlikte Tahkim Kuruluna itiraz etmişti. Tahkim Kurulu, 6 maçlık men cezasını üç maça indirdi; fakat bir aza önce zikrettiğim 1 milyon 200 bin Euro’yu ve 506 bin 275 TL tazminat kararını onadı. Bu karar açıkçası bizi çok şaşırttı; çünkü kararın emsali yok. Sözleşmesinin bitmesine 6 ay kala, oyuncunun sözleşmesinin haksız olarak feshettiği iddia ediliyor. Bütün yılın ücreti  bonservis ve tazminat olarak değerlendiriliyor. Dha önce emsali görülmemiş bir karardan bahsediyoruz. Hukukun evrensel temel prensiplerine, tazminat hukukunun temel evrensel prensiplerine aykırı bir karardan bahsediyoruz.” 

“Bunun üzerine kulübümüz ve futbolcumuz tarafından bölge adliye mahkemesine başvuru yapıldı. Anayasının 59. Maddesi Tahkim Kurulu kararları kesindir diyor; ama kesin olan kararlar sportif, idari ve yönetsel kararlar. UÇK’nın alanına giren, sözleşme hukukundan kaynaklanana, ekonomik anlamda sonuç doğuran, sözleşme itilafından kaynaklanan kararlara yargı yolu açık. Yargıtay’ın yerleşmiş ve kemikleşmiş müstakel içtihatları böyle. Bu yüzden hem kulübümüz hem de oyuncumuz Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurduk. Bölge Adliye Mahkemesi’de bu itiraz sürecimiz devam ederken bir baktık transfer yasağı kararı alınmış. Bununla ilgili önce Yönetim Kuruluna başvurduk. Yönetim Kuruluna bu transfer yasağını kaldırın, hukuki süreç devam ediyor. Bu alacak kesin değil, çekişmeli bir alacak. Transfer yasağı uygulaması yapamazsınız. An itibarıyla hukuki süreç devam ediyor. Bu transfer yasağını kaldırın. Telafisi imkansız zararlara duçar kalıyoruz. Yönetim Kurulu bu talebimizi reddetti. Bunun üzerine Tahkim Kuruluna başvurduk. Tahkim Kurulu 25 Haziran 2021 tarihinde, tarihten 40 gün önce transfer yasağını kaldırıyorum, hukuki süreç devam ediyor, ortada kesinleşmiş bir yargı kararı yoktur, kesinleşmiş bir alacak olmadığı için kulüp bakımından transfer yasağını kaldırıyorum dedi. Öte yandan yetinmedik, UEFA’ya da başvuru yaptık. UEFA’ya da dedik ki, oyuncumuzla ilgili lisans tescil işlemleri yapmayı istiyoruz, borçsuzluk yazısı ile ilgili talepler gelecek, bu bir çekişmeli alacaktır, hukuki süreç devam ediyor, bunu böyle kabul edin dedik. UEFA da buna müspet yaklaştı.  UEFA bunun bir çekişmeli alacak olduğunu, hukuki sürecin devam ettiğini ve Galatasaray açısından hiçbir hukuki ve fiili bir sorun olmadığını söyledi. Akabinde TFF, transfer yasağımızı kaldırmasına rağmen oyuncumuzun vize ve lisans işlemlerini yapmadı. Oyuncunun lisansını vermedi.” 

“OY ÇOKLUĞU KARARINI ACELEYLE OY BİRLİĞİNE ÇEVİRDİLER!”

“Bunun üzerine TFF’ye bir başvuru yaptık. Bu karar hukuksuzdur. Süreç devam ediyor dedik. Bölge Adliye Mahkemesi net kararı verdi ama Yargıtay’a taşıdık bunu.  Olağan kanun yolu devam ediyor. Kesinleşmiş bir alacak yok. Hukuki süreç devam ederken oyuncuyla ilgili yaptığınız bu tasarruf hukuka aykırıdır. Oyuncunun vizesini, lisansını vermemezlik yapamazsınız. Bu oyunculuğun çalışma özgürlüğünü kısıtlar, hakkın özüne dokunur, öçlülülük ilkesine, demokratik toplum düzenine aykırıdır, bunu yapamazsınız dedik. TFF, tam 3 hafta boyunca bu talebimizle ilgili bir karar vermedi. Nihayet 2 Ağustos 2021’de yoğun çabalarımız sonucundan Oğulcan bakımından net kararı verdi. Biz de dün itibarıyla bugün verilecek olan listeye Oğulcan Çağlayan’ı yetiştirmek için Tahkim Kurulunun olağanüstü toplanmasını talep ettik ve Tahkim Kurulu olağanüstü toplandı. Tahkim Kurulu’nda itiraz mekanizmasını harekete geçirdik. Elinizde 40 gün önce verilmiş bir karar var. 40 gün önce Tahkim Kurulu hukuki olarak kesinleşmiş bir alacak yok, o yüzden burada transfer yasağını kaldırıyorum demiş. Herhalde paralel mahiyette bir karar çıkacak diye düşündük. Hayatın doğal akışı, mantık ve fizik kuralları bunu gerektirir. Futbolcu bakımından uygulanan bir yasak var, kulübe böyle bir karar verilmişse, yaklaşım sergilenmişse, oyuncu bakımından da böyle bir karar verilir diye tahayyül ediyorduk. Çok ilginç şekilde dün akşam 22.32’de karar vize fakslandı. 22.32’de fakslanan karar göreceksiniz, TFF resmi sitesinde oy çokluğuyla kararımızın reddedildiği yazılıyordu. 22.32’de fakslanan kararda oybirliği yazılıyor. Yani, herhalde arada muhalif olan, gerçekten adalet, hakkaniyet, vicdan perspektifinde karar veren, tarihe not düşen, her şeye rağmen dik durmaya çalışan Tahkim Kurulu üyeleri, muhalif kalan üyelerdi anladığım kadarıyla. Bu süreçte ikna edilmiş, bu oy çokluğu muhaliflerde çoğunluğa iştirak etmiş ve karar hiçbir çatlak ses olmadan oy birliğine dönüşmüş. Çok ilginç, manidar ve düşündürücüdür bu. Bu bile bu kararın başlı başına hukuk garabeti olduğunu ortaya koyuyor. Kerameti kendiliğinden menkul bir karardan bahsediyoruz. Açıkça hukuk dayanağından yoksun, mesnetsiz bir karardan bahsediyoruz. 40 gün sonra aynı olayda aynı şartlar, aynı hukuki koşullar devam ederken taban tabana zıt verilmiş kararlardan bahsediyoruz. Bunu anlatmak mümkün değil. Bu kararı anlatmak hukuken ve fiilen mümkün değil.  Bu kararın futbol paydaşlarında yaratacağı tahribat ve travma, tüm bu etkile düşünülerek burada yeknesak bir tavır olsun, çatlak ses olmasın diye oy çokluğunu palas pandıras oy birliğine çeviren bir kurul. Bu kurulun aldığı karar sağlıklı olabilir mi? Böyle bir karar olabilir mi ya? Hayatın olağan akışına, mantık ve fizik kurallarına aykırı. Oy çokluğu diye yayınlıyorsunuz, sonra 22.32’de bize oy birliği şeklinde fakslıyorsunuz. Aynı metin. Burada hangi eller bu karara dokundu? Kim bu talimatı verdi? Muhalif üyeleri kim vazgeçirdi? Muhalefet yazmaktan kim vazgeçirdi? Galatasaray Spor Kulübü’ne karşı, bu kumpası kim kuruyor? Sonuna kadar bunun takipçisi olacağız. Böyle bir hukuk garabeti olabilir mi? Resmi sitede oy çokluğu yazıyor, bize gelen kararda oy birliği… Hangi arada muhalif üyeler ikna edildi ve aleyhimize bu hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz, belki de Türk hukuk tarihine kara harflerle geçecek bu karar verildi? Bunu merak ediyoruz. Galatasaray Spor Kulübü olarak da sormak istiyoruz.” 

“BU KARAR BİR HUKUK GARABETİDİR”

“Profesyonel Futbolcu Statüsü ve Transfer Talimatı’nın 12. Maddesinde, ‘kesinleşmiş kararlardan kaynaklanan vadesi geçmiş borçlar’ ibaresi bulunuyor. Demek ki karar kesinleşmiş olacak, borcun vadesi geçmiş olacak. Halihazırda Yargıtay’da olağan kanun yolu devam ediyor. Kesinleşmiş bir karar yok. Kesinleşmiş bir alacak yok. Transfer yasağını koydun. Yönetime itiraz ettik, reddettin. Tahkim Kurulu 1. Fıkradaki gerekçe ile transfer yasağını kaldırdı. Yine 12. Madde 3. Fıkrada, ‘Temsilcilerine kesinleşmiş borcu dolan futbolcular’ ifadesi yer alıyor. Bir borç ne zaman kesinleşir? Oyuncu ile ilgili olağan hukuk yolları tüketildiğinde kesinleşir. Borcun varlığı artık kesinleşmiş bir yargı kararıyla sabit hale geldiğinde kesinleşir. Sabit! Kulüpler için transfer yasağını kaldırıyorsunuz. Gerekçe şu; yargı süreci devam ediyor. Kesinleşmemiş. Oyuncu için çok açık hüküm olmasına rağmen inanılmaz bir karar veriyorsunuz, bizim lisans reddine ilişkin karara yaptığımız itirazı reddediyorsunuz. Bu kararın hukuken fiilen anlatılabilir başka hiçbir tarafı yok. Bu karar bir hukuk garabetidir.” 

“TFF HUKUK KURULLARININ SAYGINLIĞI VE GÜVENİLİRLİĞİ TARTIŞILIR HALDEDİR”

“Bugün bunları söylemek kolay. Biz yönetim olarak ne yapmışız, onunla ilgili bir şey ortaya koyayım. Göreve geldikten sonra TFF bizden taahhüt istemiş. Bugünün konusu değil. O zaman tarihe not düştük. Sayın başkanımızın ve bizlerin imzasıyla TFF’ye gönderilen taahhüt. TFF yargı kurullarının görev yetkilerini kabul edip kararlarına uyacağımızı; bu kararlara karşı hiçbir idari ve adli yargıya, temyiz, tashihi karar, yargılamanın iadesi gibi kanun yollarına başvurmayacağımızı taahhütnamede belirttik. Bu taahhüdü vermezseniz lige kabul edilmiyorsunuz. Hem TFF hem UEFA bu taahhüdü arıyor. Biz hangi kayıtla verdik? Futbol yargılama kurullarının tarafsızlığı ve bağımsızlığına ilişkin düzenleme yapılması kaydıyla bu taahhüdü verdiğimizi belirttik. Bugün yaşanılanları geçmişten görmüşüz. TFF hukuk kurullarının bize göre saygınlığı ve güvenilirliği tartışılır haldedir. Repütasyonu son derece kötüdür. Ne adildir bu kurullar ne de adil görünmektedir.” 

“TFF hukuk kurullarının mevcut durumunu anlatayım sayın arkadaşlar. Disiplin Kurulunun verdiği kararlara karşı Tahkim Kurulu nezdinde itiraz ediyorsunuz. Disiplin Kurulu Başkanı ile Tahkim Kurulu Başkanı geçmişte ortaklık yapmış, İstanbul Barosu’nun kayıtlarına göre aynı ofisi paylaşmış ve birlikte kitap yazmışlar. Birinin verdiği kararı diğeri denetliyor. İkisinin birlikte çalışıp eserler yazdığı kamuoyunun malumu. Futbol futbol aktörleri ve paydaşları bunu içselleştirmiş. Hiçkimsenin kategorik ve sistemsel bir itirazı yok. Böyle bir garabet olabilir mi? TFF Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu Başkanvekili, bir kamu tüzel kişiliğinde hukukçu olarak çalışıyor. Onunla aynı kamu tüzel kişiliğinde hiyerarşik yapı, emir talimat bağı kapsamında çalışan aktör, TFF’nin hukuktan sorumlu yönetim kurulu üyesi. O disiplin sevklerini, o müfettişler eliyle yapıyor, PFDK başkanvekili de karar veriyor. Biri sevk ediyor, diğeri karar veriyor. Karar veren sevk edenin altında aynı tüzel kişilikte çalışıyor. Böyle bir garabet olabilir mi? Dünyanın hangi çağdaş futbol ülkesinde bu vardır? Bunu nasıl kabul edebiliriz biz? Böyle kerameti kendinden menkul bir sistem olabilir mi? Böyle bir utanç olabilir mi? Lisans kurulu üyesi, aynı zamanda Ziraat Bankası’nın yönetim kurulu üyesi. Kulüplerle Bankalar Birliği, FFP, denk bütçe konularda anlaşma yapan kurumun yöneticisiyle, bunları denetleyen kurulun üyesi aynı aktör, aynı kişi. MHK Başkanının Şanlıurfa’da yaptığı görevi biliyoruz. Hepimizin malumu. Dolayısıyla nereden bakarsanız bakın artık sürdürülemez, hukuksuz, adil ve hakkaniyet zemininden uzak bir hukuk kurulu ile karşı karşıyayız.” 

“Galatasaray Spor Kulübü bundan sonra nasıl adım atacak ve süreç buraya nasıl geldi… Oğulcan Çağlayan Galatasaray’ın çok kıymetli ve saygın bir futbolcusudur. Kimse Galatasaray’ın futbolcusunun hakkını yiyemez. Dolayısıyla Galatasaray Spor Kulübü’nün tüzel kişisinin hakkını yiyemez.” 

“FUTBOLUN TÜM PAYDAŞLARI İÇİN ADALET İSTİYORUZ”

“Türk futbol için, herkes için adaleti savunmaya devam edeceğiz. Biz sadece kendimiz için adalet istemiyoruz. Adaleti kendiniz için isterseniz bu bir taleptir. Adaleti başkası için isterseniz bir bir tavır ve iradedir. Hukuk hepimize lazım. Bir bumerang gibi atıyorsunuz ve sizi vuruyor.  Biz adaleti futbolun tüm paydaşları için istiyoruz. Bütün kulüpler için istiyoruz. 1. Lig, 2. Lig, 3. Lig ve Amatör Lig kulüpleri için istiyoruz. Futbol emekçileri için, teknik adamlar için, futbolcular içini hakemleri için, futbolun ötekileştirilmiş istisnasız tüm paydaşları için adalet istiyoruz. Adalet konusunda bir tavır ortaya koymaya çalışıyoruz. Galatasaray Türk sporunun bir mihenk taşıdır. Bu mücadelemizde kendinci, faydacı, lümpen bakış açısına her zaman dur diyeceğiz. Yönetimimiz süresince ve bundan sonra her zaman bu bilinçle, iradeyle hareket edeceğiz. Türk futbolunun bu kendinci, faydacı, lümpen anlayışa teslim olmasına asla izin vermeyeceğiz. Türk futbolunun temel sorunlarıyla ilgili uzalaşma çabamız, yani lisans, yayıncı kuruluş meselesi, yabancı sorunu, hukuk kurullarının tarafsız ve bağımsız olması… İş Galatasaray’ın menfaatlerine geldiği zaman uzlaşma çabamız, Galatasaray’ın menfaatlerine kesinlikle halel getirmeyecektir. Gayemiz Galatasaray’ın menfaatlerini zaman, zemin koşullar, konjektür ne olursa olsun savunmaktır. Bir yandan kurumlarla birlikte uzlaşma çabamızı akamete uğratmadan devam ettirip Türk futbolunun sorunlarını çözmeye devam edeceğiz. Galatasaray’a ve Galatasaray’ın herhangi bir paydaşına yapılmış hiçbir haksızlığa boyun eğmeyeceğiz. Her şekilde itirazlarımızı dermeyan edeceğiz.” 

“Kişisel çıkarla TFF’yi kaosa sürükleyen bu aktörlerle ilgili  de hukuki, fiili mücadelemizi vereceğiz. Birazdan size bununla ilgili, hangi hukuki yollara başvuracağımızla ilgili net olarak bilgi vereceğiz.”

“TAHKİM KURULU BAŞKANI VE ÜYELERİNİN İSTİFASINI İSTİYORUZ” 

“Tahkim Kurulunun verdiği bu kararın hasmane tavırlarla, rövanşist yaklaşımlarla verilen bir karar olduğunu düşünüyoruz. Galatasaray Spor Kulübü olarak bu kurumların tarafsız, adil ve hakkaniyet zemininde karar vermesi için çabalarımız devam edecek. Niçin bu oldu? Niçin olduğu aslında kamuoyunun malumu. Yakın zamanda gerçekleşen genel kurul ve oradaki süreçle ilgili bu kararı beraber okumak, resmi büyüğüne bakma imkanınız olursa bu kararın niçin verildiğini görebilirsiniz. Bu karar rövanşist yaklaşımla ve hasmane tavırlarla verilmiştir. Galatasaray Spor Kulübü olarak, Tahkim Kurulunun başkan ve üyelerinin istifasını istiyoruz. Galatasaray Spor Kulübü’nün resmi iradesi budur. Resmi sitede hukuk kurulları görünüyor. Sayın Murat Balcı, Sayın Emine Yazıcıoğlu, Sayın Osman Baturhan Dursun, Sayın Hüseyin Haluk Sonsuz, Sayın Eyüp Kul, Sayın Eyüp Kul, Sayın Murat Erbilen, Sayın Abdurrahim Güneşdoğdu’nun vakit geçirmeksizin, derhal, hiçbir kayıt olmaksızın istifa etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu kurulun evleviyetle istifasını talep ediyoruz. Hukuk kişilerle ilgilenmez, ilkeler ve düzenlemelerle ilgilenir. 40 gün içerisinde taban tabana, tamamen takdiri ve kişisel çıkarlarla bu karara imza atan Tahkim Kurulu üyeleri hakkında Türk Ceza Kanununun 257. Maddesi uyarınca görevi kötüye kullanmaktan en kısa zamanda savcılığa şikayetçi olacağız. TFF özerktir. Özel hukuk hükümlerine tabiidir ve kamu tüzel kişiliği yoktur. Yargıtay 5. Ceza Dairesinin karaları var. TFF çalışanları görevlerini ifa ederken, kamu görevlisi sayılırlar. Görevi kötüye kullanma suçu biz özgü suçtur. TCK’nın 257. Maddesine göre biz bu kişiler hakkında sonuna kadar hukuki mücadelemizi vereceğiz ve görevi kötüye kullanma suçundan ötürü derhal başsavcılık makamına şikayette bulunacağız. Ağır ihmal dışında sorunsuz olduğu doktrinde ifade edilen bu kimseler hakkında kulübümüzün, oyuncumuzun uğramış olduğu zararların tazmini için aynı zamanda bütün hukuki haklarımıza rücu hakkımızın saklı kalması kaydıyla başvuracağız. Bu adaletsiz sisteme ve düzene dur demek istiyoruz. Bu karara ilişkin de ulusal ve uluslararası yargı makamları nezdinde başvurulacak tüm yolları tüketeceğiz. Bundan sonra da kararlı mücadelemiz devam edecek. Hiç kimse bizi, Galatasaray’ı sınamasın. Galatasaray Spor Kulübü’ne karşı bu ve türevleri mahiyetindeki bütün hukuksuz uygulamalara karşı en sert şekilde cevaplarımızı vereceğiz. Kararlı ve dik duruşumuz devam edecek. Çünkü biz adil ve rekabetçi bir anlayışın egemen olmasını istiyoruz. Hak edenin kazanmasını istiyoruz. Adeletin tecelli etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bütün futbol paydaşları için bu konudaki çabamızı ve irademizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”   

Basın toplantısının soru cevap kısmında ise Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, “Geçtiğimiz hafta Genel Kurul düzenlendi TTF’nin hukuk kurulları ile alakalı köklü bir girişime gidilme kararı alındı. Hukukçu olarak sizin önderliğinizde son gün yapılan ciddi bir değişim oldu. Sizin yaptığınız konuşmayla, düzenlemeyle bu karar alınmış olabilir mi? Bu kurullar ne zaman değişecek? Düzenlemeyle ilgili bilgi verir misiniz?” Şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:

“Geçtiğimiz hafta Genel Kurul’da bir ibra Genel Kurul’u yapıldı. Bir gün öncesinde Kulüpler Birliği Vakfı’nın üzerinde uzun zamandır çalıştığı bir taslak metin vardı. Türkiye Futbol Federasyonu da statü değişikliği getirdi ve mevcut sistemde Federasyon Başkanının teklifiyle yönetim kurulunun atamasıyla bu kurullar atanıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu konuda verdiği adil yargılanma hakkının ihlaline ilişkin ifade özgürlüğü ve düşünce özgürlüğünün ihlaline ilişkin kararlardan hemen sonra bir statü değişikliğini Türkiye Futbol Federasyonu bu Genel Kurul’da getirdi. Bu statü değişikliğine baktığımızda kurullara tarafsızlık yemini ettirilecek yazılı olarak da ellerinden alınacak ve Türkiye Futbol Federasyonu sayın başkanı teklif etmeyecek, direkt yönetim kurulu atanacak, iki tane temel değişiklikle bu kurulların tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlanabileceğini düşünen bir bakış açısı ve perspektif vardı Kulüpler Birliği’nin hazırlamış olduğu ve ciddi emek vermiş olduğu bu çalışmada ise bir sonraki Genel Kurul’da seçim, dört yıl görevde kalma, yönetimden farklı olarak sonraki Genel Kurul’da seçim ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun Genel Kurulu’nun bu hukuk kurullarına seçmesi yani meşrutiyetini Genel Kurul’dan almasına ilişkin bir taslak metin vardı. Biz de Galatasaray Spor Kulübü olarak uzun zamandır böyle düşünüyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz bu konuda. Son akşam Kulüpler Birliği ve Türkiye Futbol Federasyonu sayın başkanı, yönetim kurulu üyeleri ve paydaşlarının yaptığı toplantıda bir uzlaşı konsensus ortaya çıktı orada biz dedik ki gelin burada Genel Kurul seçsin, siz statünüzü geri çekin, dört yıl görevde kalsın, bir sonraki Genel Kurul’da seçilsin. Türkiye Futbol Federasyonu sayın başkanı dedi ki bunun yerine bir blok liste olsa biz seçilirken blok liste olarak getirsek veya Genel Kurul tamam seçsin biz uzlaşı kültürünü egemen kılalım ama nasıl seçecek? Binlerce başvuru olacak, dedik ki 13 kişilik bir kurul oluşturulsun. Bu kurul seçici kurul olsun. İçerisinde Türkiye Futbol Federasyonu’ndan 3 kişi, Kulüpler Birliği Vakfı’ndan 3 kişi, amatör Federasyonlardan 1.,2.,3. Lig Kulüpler Birliği Vakıflarından insanlar olsun seçici kurul seçsin, Genel Kurul’a yollasın, 39’ar kişi. Genel Kurul bu 39 kişi arasından her bir üyeyi seçsin, en fazla oy alan başkan olsun, oy eşitliğinde kıdem esası söz konusu olsun ve 39’ar kişi arasında kurullar tespit edilsin dedik.” 

“TFF’de o gece itibarıyla uzlaşma kültürü egemen kılındı, bütün paydaşlar ortak akılla statüyü biliyorsunuz geri geçtiler ve bu statü geldi. 1/5 imza ile verdik, Genel Kurul’da da çıktım önerge sahibi olarak kapsamlıca biz anlattık. Oradaki futbol paydaşları bizden rica ettiği için sabah 7 buçuğa kadar da statü değişikliğinin revize halini oturttuk, Futbol Federasyonu’nun hukukçularıyla yazdık bizatihi ve 8 buçukta yetiştirip 1/5 imza ile sunduk, gündeme alındı. Daha sonra Genel Kurul’da bir konuşma yaptım o konuşmaya müdahale de geldi biliyorsunuz kamuoyuna da yansıdı. 2/3’le de bu değişiklik kabul edildi. Biz burada Galatasaray Spor Kulübü’nün yapmış olduğu bu çalışamaya ek olarak bu revize metninin hazırlanmasında, burada aldığı insiyatif, öncü rol, ortaya koyduğu tavır, genel kuruldaki bu sürecin bu süreçle ilgili ortaya koyduğu iradenin bu kararla bire bir bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Bugünkü kararın kesinlikle ve kesinlikle rövanşist yaklaşımla, hasmane tavırlarla alındığını düşünüyoruz. Bugünkü kararın kesinlikle ve kesinlikle kişisel çıkarlarla alındığını düşünüyoruz. Bu karar hukuken kabul edilebilir bir karar değil, hukuksuz bir karar. Bunun başka türlü bir izahatı yok. 40 gün önce alınan aynı olayda, aynı düzenlemeyle ilgili alınan karara karşı bugün alınan karar taban tabana zıtsa mevzuat bu kadar açıkken düzenleme bu kadar açıkken inanılmaz bir şekilde önce oy çokluğu, sonra bir gece yarısı operasyonuyla resmi sitede düzeltildi mi hala oy çokluğuydu. Oy birliğine dönüşen bir tahkim kurulu kararıyla Türk futbolu dizayn edilmeye çalışılıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz hak edenin zafere ulaştığı, dış etkenlerin ve parametrelerin belirleyici olmadığı, hukuk kurullarının adil ve hakkaniyetli olduğu ve bu sürece müdahale etmediği, bu sürecin müdahaleye kapalı olduğu bir sistemi inşa etmek istiyoruz. Bunun için de kıdem ve liyakatı esas olan bir anlayışı egemen kılmak istiyoruz. Değişikliği anlattım biz kesinlikle bunun rövanşist ve hasmane tavırlarla olduğunun kanaatindeyiz.”

“BU KURULA HİÇBİR GÜVENİMİZ YOK”

Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, “Oğulcan Çağlayan’ın durumu Türkiye’nin yeni Bosman’ı olur mu? Bundan sonraki hamleniz ne olacak ve Oğulcan Çağlayan formasına ne zaman kavuşacak?” sorusunu şöyle yanıtladı: 

“Bir defa bir milli futbolcunun hele hele bir Avrupa maçında oynamasının önüne geçiyorsunuz. Nereden bakarsanız bakın kabul edilemez bir tavır. Bir milli futbolcunun Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi ve anayasaya aykırı bir şekilde çalışma özgürlüğünü kısıtlıyorsunuz. Ne yapsın bu çocuk çalışmasın mı? Bu çocuk müteselsilen bu borçtan sorumlu diyelim ki bizim kulüp olarak burada yaklaşımımız ortada. Biz asla oyuncularımıza bir külfet yüklemeyiz zaten ama çalışmadan nasıl hayatını idam edecek. Siz bir kimsenin çalışma özgürlüğünü, anayasayla güvence altına alınmış özgürlüğünü kısıtlıyorsanız bunu hakkın özüne dokunmaksızın ölçülük ilkesi uyarınca özle biçim arasındaki dengeyi kurarak demokratik toplum düzenine uygun bir şekilde kanunla yaparsınız. Anayasanın 13. maddesi bunu söylüyor. Temel hak ve özgürlükleri ancak bu kriterlerle sınırlandırabilirsiniz ama siz burada bir idari kararla normatif bir düzenleme olmaksızın bir oyuncunun anayasayla güvence altına alınmış çalışma özgürlüğünü ihlal ediyorsunuz dolayısıyla buna nereden bakarsanız bakın Türkiye’deki birçok dinamiği etkileyecek futbolda önemli bir karar. Bundan sonra bir Tahkim Kurulunun başkan ve üyelerinin tamamının istifasını istiyoruz biz Galatasaray Spor Kulübü olarak. Bu kurula hiçbir güvenimiz yok. Türkiye Futbol Federasyonu’nun hiçbir kuruluna güvenimiz yok. Bu kurulların değişikliğine ilişkin statü yapıldı, biz burada öncü olduk, çıktık anlattık ve hazırladık. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızın görevi bitecek, görevi bitmeden bu arkadaşlarımız anladığımız kadarıyla bizim kulübümüzden ve bizlerden rövanşı almaya çalışıyor. Bunun başka türlü bir izahı yok. Böyle düşünüyoruz, böyle okuyoruz, böyle görüyoruz. 3 ay içerisinde Federasyon talimat yapacak ve bu arkadaşlarımızın görevi nihayete ereceği için, genel kurul seçeceği için ve bana göre bir daha seçilme şansları olmadığı için bizden kişisel çıkarlarla kendilerince rövanşist bir yaklaşımla hesap sormaya çalışıyorlar. Galatasaray Spor Kulübü’nden hesap sormak kimsenin haddi değildir. Bu üyeler hakkında Türk ceza kanunu 257. maddesi uyarınca açıkça bunun bir suç olduğundan görevi kötüye kullanmadan şikayetçi olacağız. Bu üyeler hakkında ağır ihmaliyle oyuncumuzu ve kulübümüzü zarara uğrattığından kıyasen hukuk mahkemeleri kanununun uygulanacağını düşünüyoruz. Nitekim değiştirilen statüde de benzer bir düzenleme vardı. Uğranılan zarar ve ziyanın tanzimiyle ilgili de hukuki yollara başvuracağız. Bundan sonra da sadece Galatasaray için değil, futbolun bütün paydaşları için, amatör kulüpler için 1.,2.,3. Lig kulüpleri için hepsi için adalet aramaya devam edeceğiz çünkü biz adaleti bütün futbol ailesi için istiyoruz. Mesela önümüzdeki dönemde Galatasaray Spor Kulübü statünün 22. maddesinin değiştirilmesiyle ilgili bir teklif hazırlığı içerisinde. Bakıyoruz amatör kulüpler 1.,2.,3. Lig kulüpleri birer temsilciyle birlikte kurullara katılıyor. Halbuki onların da Türk futbolunun yönetiminde karar sahibi olması lazım. Karar alma mekanizmasına onların da dahil olması lazım. Çoğulcu, plüralist, eşit, adil bir karar alma mekanizması sürecinin işlemesi lazım. Süper Lig kulüpleri 140 üyeyle temsil edilirken bu arkadaşlar, bu kulüpler çok saygın, kıymetli, çok zor koşullarda kendi bayraklarını ayakta tutmaya çalışan, kendi armaları için savaş veren müzayaka halinde zor koşullarda savaş veren bu kulüpler 1’er temsilciyle temsil ediliyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne diyordu oyuncular yeterince temsil edilmiyor. Niçin oyuncular  6 temsilciyle temsil ediliyor?. Hakeza hakemler. Niçin teknik adamlar? Amatör kulüpler niçin 10 temsilciyle temsil ediliyor? Biz bunlar bakımından da sayıların arttırılması noktasında biz kendimiz Galatasaray olarak değişiklik önergesi vereceğiz statüyü 1/5 imzayı bulursak da bunu gündeme aldıracağız. Buna ilişkin çalışmamız devam ediyor bu konuda da amatör kulüplerden 1.,2.,3. Lig’deki Kulüpler Birliği Başkanlarından ve kulüplerden destek isteyeceğiz. Biz gerekirse Galatasaray olarak kendi delege sayımızdan feragat etmeye hazırız yeter ki adil, hakkaniyetli, eşit haklı bir temsiliyet olsun. Temsilde adalet olsun.” 

“SONUNA KADAR HUKUKİ YOLLARA BAŞVURACAĞIZ”

 “Arkadaşlarımız bir not yollamışlar. Bu yayının nasıl bir etki uyandırdığını paylaşayım sizinle: TFF’den aramışlar. Karar oy çokluğu ile alınmış. 2 tane muhalif üye varmış. Halbuki ben alınan kararı tekrar göstermek istiyorum. Tarihe de not düşmek istiyorum. Demek ki oradaki garabetin bu yayınla farkına mı vardılar! Federasyonun internet sitesinde oy çokluğu yazıyor. Bize gelen karar paylaşmak istiyorum: Dün akşam 22.33’te bize gelen kararda oy birliği yazıyor. Burada muhalefet yok! İşte TFF Hukuk Kurulları nasıl bir rezaletin içerisinde görün! Şimdi kulübümüzün hukuk direktörü Petek Hanım mesaj atmış. Yayın devam ederken TFF’den aranmış arkadaşlar… Demişler ki 2 muhalefet var, karar oy çokluğu. Peki bana neden oy birliği diye karar yolluyorsunuz? Yani saat başı değişen bir karardan bahsediyoruz. Bu kararın saygınlığı ve güvenilirliği tartışılır halde değil midir? Size soruyorum kıymetli basın mensupları; bu karar sizin içinize siniyor mu? Resmi sitede oy çokluğu, bana tebliğ ediyorsun; resmi tebliğdir bu oy birliği yazıyor. Şimdi iki muhalif üye varmış, oy çokluğu! Gerçekten iki muhalif varsa onlar her şeye rağmen bu hukuksuzluğa imza atmamışlar. Çünkü hakimler kararlarıyla konuşurlar. Atılan her imza tarihe not düşmektir. Demek ki o iki muhalif arkadaşımız her şeye rağmen içlerinde bir vicdan kırıntısı var ki böyle bir hukuksuzluğa ortak olmak istememişler. Oy çokluğu… 22.32’de oy birliği. Bu yayını yapmasak oy birliği arkadaşlar! Bu yayın bize verilmiş kararla ilgili iki tane muhalif oy kazandırdı ne güzel, ne kadar komik bir durum! Yayın yapılırken tekrar oy çokluğuna döndü bu iş. Bu gelen resmi tebligat bize gelen oy birliği. Bu kurulların saygınlığı ve güvenilirliği tartışılır halde değil mi? Bu hukuk kurulları sürdürülebilir mi? Türk futbolu böyle yönetilir mi? Böyle gider mi bu sistem ve bu süreç? Ben TFF Başkanı ve Yönetimi’nin de bu kurullardan memnun olduğunu düşünmüyorum. Bu kurulların işleyişinden ve verdiği kararlardan memnun olduğunu düşünmüyorum. En azından bize yansıyan bilgiler bu yönde. Bir an önce Tahkim Kurulu istifa etmelidir! Bir an önce! Bu iki muhalif oy neyi değiştirdi? Savcılık şikayetinde iki arkadaşımızı şikayet etmeyeceğiz. Onlara karşı tazminat davası açmayacağız. Ama bu hukuksuz karara imza atarak bu garabeti, bu utancı Türk futbol kamuoyuna yaşatan üyelerle ilgili sonuna kadar hukuki yollara başvuracağız. Sustuk, yıllarca susuldu, susuldu. İnsanlar sindirildi. Kabul edildi. Türk futbolunun geldiği nokta ortada. Hakeden kazansın. Hukuk kurulları süreci manipüle etmesin! Süreci dizayn etmesin! Biz bunu arzu ediyoruz.”

“TFF Genel Kurulunda alınan karar gereği yeni hukuk kurulları ne zaman göreve başlayacak?” Sorusuna Epözdemir: ‘’Sayın Başkan taahhüdü verirken dahi tarafsız ve bağımsız yargılama olması kaydıyla, buna ilişkin düzenleme yapılması kararıyla’’ demiş. Orada da öngörülü bir yaklaşım göstermiş Başkanımız Sayın Burak Elmas. Ha keza Habertürk’te, 4 kulübün güzide başkanlarının katıldığı canlı yayınında da benzer bir öngörü ortaya koymuştu. Geldiğimiz noktada kendisinin öngörüsünün ne kadar isabetli olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Düzenleme ile ilgili biz, 3 ay içerisinde bu seçici kurulla ilgili talimat yapılsın; en geç devre arasında yürürlüğe girsin dedik. Bütün Kulüpler Birliği Vakfı ve paydaşları da düzenlemeyi böyle yazmıştı. Fakat TFF, bunun devre arasına yetişmeyeceğini, burada da seçici kurulun çalışması gerektiğini, talimatın yazılması gerektiğini belirtti. Dolayısıyla biz 5 ay süre koymuştuk, 10 aydan önce bunun ikmal edilmeyeceğini söylendi. Bunun bir hazırlık aşaması olacağı söylendi. Bütün Kulüpler Birliği’ndeki Başkanların tamamı da buna muvafakat gösterdiği için orada uzlaşma ve konsensus ile 10 ay içerisinde yürürlüğe gireceğine ilişkin düzenleme yapıldı. Fakat burada TFF’nin kararlı ve samimi tavrının ölçümlenmesi açısından da bir geçici madde ekledik. Üç ay içerisinde TFF, bu düzenlemenin hayata geçmesi için Yönetim Kurulu’nda talimatları yapmalı dedik. Üç aylık süre içerisinde bu talimatlar yapılacak mı bunun fikri takipçisi olacağız. Kurulların, Tahkim Kurulunun istifasını istedik. TFF de futbolun adaletli yönetimiyle ilgili bütün önlem ve tedbirleri almalıdır. Kendilerine de bu konuda çağrı yapıyoruz.”