Ripple’a (XRP) Türkiye’de İlgi Yüksek: Kırklareli Önde!

Ripple-SEC davasındaki gelişmeler, Türkiye’deki Ripple (XRP) araştırmalarını zirveye taşıdı, peki ya hangi şehirler ön plana çıkıyor?

Ripple-SEC davasındaki gelişmeler, Türkiye’deki Ripple (XRP) araştırmalarını zirveye taşıdı, peki ya hangi şehirler ön plana çıkıyor?

Ripple-SEC gerginliği tüm hızıyla devam ediyor. Davayı önde götüren ismin Ripple olması, sadece kripto verilerinde değil, sosyal verilerde de büyük bir şaşkınlık yarattı. Aynı zamanda Ripple Destekçisi Avukat John Deaton’un dava hakkındaki görüşlerini belirtmesi, ekosisteme damga vurdu.

Ripple-SEC Davasındaki Gelişmeler, XRP Verilerini Uçurdu

XRP’nin bir menkul kıymet olup olmadığıyla başlayan Ripple–SEC savaşı, piyasayı sallamaya devam ediyor. Yaklaşık olarak iki yıldır süren davada giderek sona yaklaşılması, XRP tarafındaki araştırmaları tavana çıkardı. Son günlerdeki gelişmeleri değerlendirecek olursa Ripple cephesi, davada bir adım önde. Ripple’a her anlamda pozitif yansıyan bu durumlar, XRP fiyatının yükselmesi, XRP/BTC paritesinin güçlü durması, XRP Google aramalarının zirve yapması gibi etkenleri oluşturdu.

Ripple Destekçisi Avukat John Deaton, Dava Hakkında Ne Düşünüyor?

Cointelegraph Türkiye, Ripple destekçisi avukat John Deaton’a davaya yönelik sorular yönelterek, olaylara biraz daha aydınlık kazandırdı. Ripple ve SEC arasındaki davanın ne zaman sonuçlanacağı, kripto dünyasının merakla beklediği bir olay haline geldi. Ortalıkta dolaşan haberlere karşılık Cointelegraph Türkiye‘ye cevap niteliğinde açıklamalar yapan Ripple’ın avukatı John Deaton, davanın yargıcı Analisa Torres’in kararı her an bildirebileceğini ifade etti.

Deaton, bu kararın Eylül sonundan önce belirtilmesi gerektiğini savunuyor. Deaton’a göre, aksi bir durumun yaşanması, karar sürecinin giderek uzayacağını tetikleyecek. Deaton’ın dediğindi bir diğer konu ise, Torres’in kararının davayı sonuçlandırmayacağı oldu. Dava kararı, bir jüri duruşmasına ihtiyaç olduğu yönünde de sonuçlanabilir.

Davayı kazanan taraf Ripple olursa, bunun kripto piyasası üzerinde büyük bir etkisi olacağını ifade eden Deaton, aynı zamanda SEC’in Yürütme Yoluyla Düzenleme politikasını etkileyeceğine inandığını açıkladı. Ayrıca Deaton, olası bir Ripple galibiyetinin Coinbase’e inanılmaz oranda pozitif yansıyacağını belirtti.

Ripple’ı (XRP) En Çok Araştıran Ülkelerden Biri Türkiye!

Türkiye, Ripple (XRP) araştırmalarında ön plana çıkmaya devam ediyor. SEC-Ripple davasında da sona yaklaşılması, bu durumu artıran başlıca unsurlardan biri oldu. XRP’ye en çok ilgi gösteren ülkelerden birinin Türkiye olması, Türkiye’deki kripto yatırımcılarının büyük bir kısmının XRP’ye sahip olduğunun bir göstergesi olabilir.

Son 7 günlük zaman dilimi ele alındığında, Türkiye bazında giderek artan bir “XRP Google Trend’leri” görülüyor. Özellikle de 31 Mayıs tarihinde XRP aramaları 100 seviyesine ulaşarak tavan yaptı. Türk yatırımcılarının yakından takip ettiği XRP, sadece Google verilerinde değil, neredeyse tüm sosyal medya platformlarında büyük bir etkileşim topluyor.

30 Günlük XRP Google Trendi verilerini incelediğimizde aslında XRP’nin bir şekilde gündemde kalmaya devam etti görülüyor. Piyasanın geri çekilmesinden de kaynaklı zaman zaman düşüşler yaşansa da, Türkiye çapında XRP popülaritesini sürdürüp, araştırmaların üst sıralarında yer alıyor. 25 Mayıs’tan sonra patlama yapan XRP araştırma verileri, Bitcoin’in (BTC) aşağı yönlü hareketinden kaynaklı düşüş eğilimine döndü.

SEC davasında öne geçen tarafın Ripple olması, ekosistemin coin’i XRP’yi çeşitli verilerde zirveye taşıyor. Ek olarak sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde büyük bir ilgiyle takip edilen Ripple (XRP), 30 Mayıs saat 20.00’da Google Trend’lerde 100 puan ile yakın zamanlı zirvesine imza attı.

İlk Sırada Kırklareli Yer Alıyor!

Şehirler arasındaki verilere baktığımızda, Google Trend’lerde XRP’yi en çok araştıran şehir, Kırklareli olarak karşımıza çıkıyor. Son 7 günü değerlendirdiğimizde Kırklareli’nin 100, Adıyaman’ın 80, Edirne’nin 75, Sinop’un 70 ve son olarak da Erzincan’ın 68 Google Trend puanına sahip olduğu görülüyor. Liste’nin ilk sıralarında Trakya bölgesinden iki şehrin yer alması, dikkat çekici ayrı bir konu oldu.

Şehirler genelinde 30 günlük XRP Google Trend verilerini incelediğimizde, Ardahan’ın diğer şehirlere büyük oranda bir fark attığını görüyoruz. Listenin en başında olan Ardahan, 100 Google Trend’ler puanıyla dikkat çekiyor. Ardından Kilis 24, Elazığ 22, Nevşehir 19 ve Amasya 16 puan ile geliyor. XRP araştırmalarıyla hem aylık hem haftalık olarak global anlamda ses getirmeye devam eden Türkiye, XRP’ye olan ilgisini devam ettirecek gibi duruyor.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

İhracatta ilk 10 ülke hedefine perakende ile ulaşacağız

Perakende Günleri etkinliğinde konuşan TİM Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye’yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma vizyonu ile çalıştıklarını belirterek, “Bu hedefe ulaşmak için mutlaka markalı ihracatımızı artırmamız gerekiyor” dedi. BMD Başkanı Sinan Öncel ise AVM’lerle ilgili yaşanan kira sorunlarının sektörün büyümesine engel olduğunu söyledi.

Mehtap HALICI

Perakende Günle­ri 2023, “Dijital Dün­ya-Yeni Müşteri, Yeni Perakende, Yeni Dönem” ana temasıyla Haliç Kongre Mer­kezi’nde başladı. Sektörün ve dijital ticaretin geleceğine yön veren çok sayıda yerli ve ya­bancı konuşmacıyı 9 bin 500’ü aşkın üst düzey yöneticiyi bir araya getiren etkinlikte konu­şan Türkiye İhracatçılar Mec­lisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, Türkiye ekonomisi­nin büyümesi ve refahı geliş­tirmek için markalı üretim ve ihracatın daha da artması ge­rektiğini söyledi. Türkiye’nin üretimde bir marka ülke oldu­ğunu vurgulayan Gültepe, “Ar­tık bununla yetinmeyip mar­kaların ülkesi olabilmeliyiz. Sadece BMD üyesi markaların yurt dışında 5 bini aşkın ma­ğazası ve 11 bin civarında sa­tış noktası bulunuyor. Sınır­larımızın ötesinde 17 bine ya­kın mağaza ve satış noktasına ulaşmak kolay iş değil. Hatta bazı ülkelerde alanlarında pa­zar lideri konumunda marka­larımız var. Önümüzdeki yıl­larda kuşkusuz çok daha iyi yerlere geleceğiz. Birçok sek­törden küresel markalar çıka­racağız. Markanın çarpan et­kisinden daha fazla yararlan­malıyız” dedi.

“Türkiye markasını tanıtıyorlar”

Türkiye’yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma vizyonu ile çalıştıklarını vurgulayan Gültepe, şunları söyledi: “Bu hedefe ulaşmak için mutla­ka markalı ihracatımızı artır­mamız gerekiyor. Çünkü ihra­cat markaları, markalar ihra­catı doğrudan etkiliyor. Kendi markasıyla ihracat yapan fir­malarımız Ar-Ge’ye daha çok önem veriyor. Diğer firmala­ra göre daha fazla patent baş­vurusu gerçekleştiriyor. Da­ha fazla araştırmacı istihda­mı sağlıyor. Küresel arenaya çıkan her firmamız aynı za­manda Türkiye markasını da dünyaya tanıtıyor. Bu bilinç­le çalışmalarımıza devam edi­yoruz.”

“AVM’lerde yıllık israf 10 milyar TL’yi buluyor”

Öte yandan yüksek mali­yetler ve enflasyon nedeniy­le markaların cirolarında yüz­de 100 civarında bir artış ol­duğunu söyleyen Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel de, mev­zuatta yapılan düzenlemelere rağmen AVM’lerde ödenen ge­nel giderlerin bir türlü şeffaf­laşamadığını belirtti. Öncel, “Markalar AVM’lere ayrıca ciro kirası ödüyor. Ciro kira­sı nedeniyle AVM’lerin gelir­lerinde ciddi bir artış olması­na rağmen yüzde 400’e varan kira zammı talepleriyle kar­şılaşıyoruz. Oysa ciro kiraları yüzde 100 artarken kur artışı yıllık yüzde 35-40’ta kaldı. Ya­ni AVM’lerin kira gelirlerin­de döviz bazında net yüzde 60- 65 artış oldu” dedi. AVM’lerde toplam 14 milyon metrekare kiralanabilir alan bulunduğu­na dikkat çeken Öncel şöyle devam etti:

“Metrekare başına her ay ortalama 60 TL’lik kayıp ve israf var. Yıllık hesapladığı­mızda 8-10 milyar TL arasın­da bir rakam ortaya çıkıyor. Bu parayla her biri 300 mağaza­lı 30 AVM inşa edilebilir veya 100 metrekarelik 10 bin ma­ğaza açılabilir ya da yenile­nebilir. BMD üyesi markalar için uygun koşullarda krediye erişimin de önemli bir sorun olmaya devam ettiğine dik­kat çeken Öncel, önümüzdeki günlerde kredi sorununa çö­züm bulunacağını ümit ettik­lerini sözlerine ekledi.

“Yabancı yatırımcı oranı geriledi”

Alışveriş Merkezi Yatırım­cıları Derneği (AYD) Başka­nı Nuri Şapkacı de sektördeki yabancı yatırımcı oranın son 5 yılda yüzde 28’lerden 20’lere gerilediği kaydetti. “Yeni yatı­rımların hayata geçirilebilme­si için tüm tarafların çıkarla­rını optimum düzeyde ve uzun vadede koruyacak şekilde ka­rarlar alınması gerekmektedir. Küresel uygulamaların Tür­kiye’ye uyarlanması, sadece AVM yatırımlarının değil otel, ofis, rezidans ve lojistik gibi di­ğer ticari gayrimenkul yatırım­larının da gündeme alınması­na olanak sağlayacaktır” diye konuştu. Şapkacı, 2023 yılının ilk çeyreğine ilişkin rakamların tüketicilerin pandemi sonrası sosyalleşme güdüsü ile alışve­riş merkezlerine tekrar gitme­ye başladığını bildirdi.

“Talepler erkene çekildi”

Zincir Mağazalar Derneği (ZMD) Başkanı Serhan Tınastepe, seçim dönemi olmasına rağmen depremin ve makroekonomik bazı belirsizliklerin etkisiyle 2023 yılının ilk yarısının beklentileri karşıladığının altını çizdi. Tınastepe, “Tüketicilerin özellikle tüketici elektroniği, beyaz eşya, ev ve yaşam kategorilerinde enflasyondan kaçınmak için taleplerini erkene çektiğini gördük. Bu da bu alanlarda işlerin canlılığını sağladı. Bunun dışında çok ciddi bir turizm etkisi görüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Artan enerji maliyetleri ile mücadele ediyoruz”

Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Başkanı Alp Önder Özpamukçu, perakendenin GSMH’nın büyümesine iki kat daha fazla etki yapan bir sektör olduğunu kaydetti. Özpamukçu, “Net kar marjlarımız yüzde 2-3 seviyesinde. Bu nedenle gıda perakendecileri olarak maliyetlerimizi bir yandan verimlilikle, tedarik zincirlerin gelişimi ve üretimin takibi ile azaltmaya çalışırken, diğer taraftan da giderleri kontrol etme noktasında artan enerji maliyetleri başta olmak üzere petrol, doğalgaz, nakliye, lojistik ve işgücü maliyetleri ile mücadele ettiğimizi görüyoruz” dedi.

“Otele gelen turistin restoranlara faydası yok”

Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, gastronomi turizminin payının yüzde 30-40 seviyesine çıkartılması gerektiğini belirterek “Otellere gelen turistlerin ne yazık ki kaldıkları şehre, o şehirdeki restoranlara faydası olmuyor. Bizim artık nicelikten çok, niteliğe odaklanarak gurme turizminin sektördeki payını artırmamız gerekiyor” dedi. Türkiye Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu Başkanı (TAMPF) Hüseyin Altaş ise perakende sektörünün dijitalleşme alanında büyük bir çaba sarf ettiğini kaydetti.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Sanayici yeni dönemde teşviklerde topyekun değişim ve dönüşüm istiyor

Enflasyon, baskılanan kur politikası, işçilik maliyetleri gibi sıkıntılar eşiğinde yılın ilk 5 ayını tamamlayan sanayicilerin gözü, yeni ekonomi yönetiminde. Sanayiciler, yeni dönemde alınacak kararlarda aktif olmayı ve teşvik politikalarının yeniden oluşturulmasını talep ediyor.

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN-Hamide HANGÜL-Mehtap HALICI

Seçimlerin ardından reel sektörde gözler yeni ekonomi politikalarına çevrildi. Toplumun tüm kesimlerinin görüşlerinin alınması ve 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturulması beklenen yeni ekonomi rotası öncesinde iş dünyası temsilcileri, öncelikle kronikleşen enflasyon ve cari açığın düşürülmesini, maliyet artışlarının frenlenmesini ve ihracatı artırıcı, ithalatı azaltıcı politikaların devreye alınmasından yana. İş dünyasına göre, bu noktada da düğüm yeni teşvik ve üretim politikalarında çözülüyor. Cari açığın kapanması için ihracatı artırıp, ithalatı kontrol altına almak gerektiğine işaret eden iş dünyası temsilcileri, şu önerilerde bulunuyor: İthalat haritası çıkarılsın, en çok ithal edilen ürünlerde üretilmeyeni üretmek için yeni teşvik politikaları oluşturulsun, bölgesel değil sektörel teşvik politikası izlensin, teşvik ve finansmanda seçici modele geçilsin. Teşvik mekanizmasında yüksek katma değerli ve teknolojik ürünler öncelikli olsun.

Sanayici ne istiyor?

– Finansmana erişimde sıkıntı var. Seçici kredi modeline geçilsin

– Teşvikler teknolojik ve katma değerli ürün odaklı olsun

– Yeşil dönüşüm gibi yeni yatırım alanlarının önü açılsın ve regülasyonlar yapılsın

– Atık yönetmelikleri yeniden düzenlensin, atıklar hammadde olsun

– Yatırım için sanayi arsası sorunu çözülsün

– Kalifiye eleman yetiştiren merkezlere MEB kaynaklı öğretmen desteği verilsin

– Kur karşısında ezilmeyecek katma değerli üretim için gerekli destekler sağlansın

– Yurt dışından orta ve yüksek teknoloji yatırımı yapacak şirketleri çekilsin, nitelikli insan kaynağının yurt içinde kalması için ikna edilsin.

En fazla ithal edilen ürünler:

– Mineral yakıtlar yüzde 19,7 düşüşe karşın 26.3 milyar dolar

– Kazanlar makineler mekanik cihazlar yüzde 22,2 artışla 12,9 milyar dolar

– Motorlu kara taşıtları yüzde 76,7 artışla 8.46 milyar dolar

– Demir çelik yüzde 22,4 düşüşle 8,4 milyar dolar

– Elektronik makine ve cihazlar yüzde 39,9 artışla 9.1 milyar dolar.

Katma değer üreten sanayici desteklensin katma değerli ihracat ana unsur haline gelsin

“Dünyada ekonomik ve politik olarak değişken süreç ve koşullara tanıklık ediyoruz” diyen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Türkiye’nin dünyadaki güçlü konumunu koruyabilmek için teknoloji ve inovasyonla katma değer üreten ekonomik yapısını özellikle sanayide gerçekleştireceği yatırımlarla desteklemesi gerektiğini vurguladı. Katma değerli ihracatı tüm ekonominin ana unsuru haline getirmek gerektiğine dikkat çeken Zorlu, “Bu konuda dünya çapında başarılı şirketlerimiz var. Diğer taraftan dünyada da yaşanan gelişmeleri yakından takip etmeliyiz. Sanayisiz bir ülke düşünülemez. Sanayi istihdam ve ihracat demek. O nedenle sanayimizi ihracat odaklı olarak dönüştürmeliyiz. Bunun merkezinde de daha fazla katma değer üretmek olmalı. Ekonomimize katkı sağlayan tüm şirketler için hazırlanacak teşvik politikalarıyla topyekûn bir değişim ve dönüşüm sağlamalıyız” dedi. Zorlu’ya göre bu, Türkiye’yi yeni dünya düzeninde katma değerli ihracat yapan ve sürdürülebilir büyüme sağlayan bir ülke haline getirecek.

Türkiye’nin artık üretim odaklı yeni bir hikaye yazması gerekiyor

“Artık rekabetçilikte sanayi odaklı, üretim odaklı yeni bir hikâye yazmalı, büyümeden ziyade kalkınma odaklı bir ekonomik modele geçmeliyiz” diyen TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, asıl gündem olan ekonomiye dönülmesi gerektiğini vurguladı. İş dünyasının finansmana erişim ve genel ekonomik beklentilerini ölçmek üzere yılın her çeyreğinde yaptıkları anketin 2023 yılı ilk çeyrek sonuçlarını açıklayan Sönmez, bu dönemde her 4 işletmeden 3’ünün krediye erişmekte zorlandığını, her 10 işletmeden 8’inin ise uygulanan mali ve finansal tedbirlerden olumsuz etkilendiğini söyledi. Sönmez, “Çıkan sonuç, başta KOBİ’ler olmak üzere işletmeler açısından 2022 yılından bu yana şartların daha da ağırlaştığını gösteriyor. Her 3 işletmeden 1’i işletme sermayesi ihtiyacını banka kredileri veya tedarikçi ve müşterilerinden aldığı finansman ile karşılıyor. Her 4 işletmeden 3’ü krediye erişimin zorlaştığını ifade ediyor. Seçim öncesi açıklanan 350 milyar TL’lik KGF kredilerinin miktarını yeterli görmeyenlerin oranı yüzde 85 olurken, işletmelerin yüzde 74’ü de KGF kredilerine erişimin zorlaştığını belirtiyor.”

Ekonomi politikalarında yaratılacak güven ikliminin, uluslararası yatırımlardan finansmana erişime kadar pek çok konuda temel oluşturduğunu anlatan Sönmez, şöyle konuştu: “Faizler ve finansmana erişim konusunda uzun süredir yaşadığımız belirsizliğin bir an önce istikrara kavuşması için iyileştirici adımlar atılmalı. Krediler üzerindeki baskı hafifletilmeli, finansmana erişimde zorlaştırıcı unsurlar ortadan kaldırıldığı gibi kolaylaştırıcı uygulamalar hızla hayata geçirilmeli. Yüksek seyreden dış ticaret açığının ana nedeni ihracatın istenen düzeyde artmaması değil başta enerji alanında olmak üzere ithalata olan aşırı bağımlılığımız ve yüksek katma değerli, yüksek teknolojili ürün ihracatında yüzde 3 barajına takılı kalmamızdır.”

Orta ve yüksek teknolojiye odaklanalım nitelikli insan kaynağımızı koruyalım

Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, cari açığı orta ve uzun vadede çözecek bir politikanın ortaya konması ve kararlılıkla uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Dalgakıran, ciddi teşviklere rağmen, sanayi üretimini orta ve yüksek teknolojili üretime yönlendirilmediğini söyledi. Dalgakıran, “Yurt dışından orta ve yüksek teknoloji yatırımı yapacak şirketleri çekelim. Nitelikli insan kaynağını yurt içinde kalması için ikna etmeliyiz. Uzun vadeli düşük faizli kredilerin de yatırımları özendireceğini düşünüyoruz” dedi. Krediye erişimin zorlaştırılmaması, döviz kurunun da gerçek değerine ulaşması gerektiğini söyleyen Dalgakıran, “Sene başından beri döviz artışı yüzde 10’da kalırken, TL bazı maliyetler yüzde 50 arttı. Bu da ihracatçının artık para kazanamaz, rekabet edemez hale gelmesine neden oluyor. Ana problem cari açık olduğuna göre, ülkeye giren dövizi yükseltmek, çıkan dövizi de azaltmalıyız. Ara malı ithalatı giderek yükseliyor. Kurların düşük kalması, üretmek yerine dışarıdan ithal etmeyi özendiren bir durum. İçinde bulunduğumuz durumla tam bir tezat teşkil ediyor” dedi. Türkiye’nin ithal ettiği ürünlerin yüzde 70’ini, iç piyasada ürettiği halde ithal ettiğini söyleyen Dalgakıran, Türk sanayisini orta ve yüksek teknolojilere taşıyacak sektörlerin makine, elektronik ve yazılım sektörü olduğunu belirtti.

Yeni dönemde bölgesel değil sektörel teşvik yapılsın, ithalat azalsın üretim hızla artsın

Yeni ekonomi yönetiminin odak noktasının ‘üretim’ olması gerektiğini söyleyen Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Haluk Tezcan, finansman desteklerinin de üretim ve istihdam odaklı olması gerekliliğine işaret etti. Tezcan, bölgelere göre değil sektörlere göre teşvik verilmesini istedi. Tezcan, “Hangi sektörler katma değer yaratacaksa o sektöre teşvik sistemine geçilmeli. Türkiye’de un fabrikası fazlalığı var. Un fabrikasına teşvik verilmesi bir anlam ifade etmiyor. Türkiye’nin üretemeyip ithal ettiği sektörlerde üretimi artıracak işletmelerin desteklenmesi gerekiyor. İthalatı azaltıp üretimi artıracak alanlarda gelişmeliyiz” dedi. Gıda sektörünün yılda 1 milyar dolardan fazla ithalatı olduğuna dikkat çeken Tezcan, şunları söyledi: “Hangi ürünler yapılacaksa belirlenip onlara teşvik sağlanmalı. Ürettiğimiz fındık, üzüm, buğday unu gibi ürünleri markalaştırıp dünya sofralarına ulaştırmalıyız. Kimya ve atık sektörü olarak yapabileceğimiz birçok farklı yatırım alanlarımız var. Örneğin cip üretimi var, burada hükümetin bir politikası olmalı.”

Finansmanda seçici kredi modeli belirlenmeli yüksek teknoloji pozitif ayrışsın

Yeni dönemde verilen teşviklerin bölgeselden çok Türkiye’nin ihtiyaçlarına ve katma değerli üretim odaklı olması gerektiğine işaret eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Türkiye’nin şu anda asıl ihtiyacı ürün üretmek. Teşvik modeli seçilirken özellikle teknoloji odaklı olmalı” dedi. Türk iş dünyasının şu anda asıl probleminin finansal kaynak olduğunu kaydeden Eroğlu, sınırlı kaynaklar nedeniyle de orta ve yüksek teknoloji ürünlerinin krediye ulaşımının kolaylaştırılması gerektiğini belirtti.

Eroğlu’nun bu noktadaki önerisi ise orta ve yüksek teknoloji ürünlerinin destekleneceği ‘seçici kredi modeli’ politikasına geçilmesi. Plastikte Türkiye’yi rahatlatacak yeni yatırım alanlarına işaret eden Eroğlu, şunları söyledi: “Türk plastik sektörü Almanya’dan sonra 11 milyon ton üretimle ikinci sırada. Ancak hammaddede ihtiyacımızın sadece yüzde 12’si yerli üretim. Yeşil dönüşümle birlikte burada önümüze bir fırsat çıktı; döngüsel ekonomi. Yani orijinal petrolde üretilen hammaddeyi kullanmak yerine geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmak. Eğer geri dönüşüm konusunda Türkiye bölgesel bir güç olursa, dünyadaki atıkların da bir dönüşüm merkezi olur. Çevreyle uyumlu yapılar kurabilir, yasal altyapılarımızı buna göre yaparsak yeni dönüşümde bir fırsat yakalarız.”

Sanayicinin kronik sorunlarından birini de yatırım arsası olarak gösteren PAGEV Başkanı Eroğlu, “İşini büyütmek için sanayicinin yatırım yapması gerekiyor ama önündeki en büyük maliyet kalemi sanayi arsası. Türkiye’de sanayi arsası ranta dönüştü. Ranttan arındırılmış, modern üretim merkezleri için önümüzdeki dönemde sanayicinin yer sorununun çözülmesi gerekiyor” dedi. Eroğlu’na göre, döviz kuru karşısında hassas olmayan katma değerli ürünler yapabilmek için topyekun regülasyon gerekiyor.

Sınıflama yapılsın, üretimde teknoloji seviyesine göre teşvik mekanizmaları geliştirilmeli

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) eski Başkanı Murat Akyüz, cari açığın azaltılmasına vurgu yaptı. Türk Lirası bazlı maliyetlerin arttığına işaret eden Akyüz, sanayicinin enerji maliyetlerini aşağıda çekmede yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine vurgu yaptı. Murat Akyüz, şunları söyledi: “GES ve RES gibi güneş ve rüzgar santrallerine sanayicinin erişmesi çok zor olmaya başladı. Kiralık alanlar var ancak, buradaki üretimleri taşıyacak elektrik hatları yok. Sanayici GES ve RES’le yapmak istediği enerji yatırımlarını yapamaz hale geldi. Bunu finansmanıyla ilgili de sıkıntılar var. Öte yandan şirketlerimizi biran önce karbon nötr hale getirmek için elektrikli araçlara teşvik vermeliyiz. Firmaların yatırımlarına teşvik edici uzun vadeli yeni politikalar belirlemeliyiz. Orta yüksek teknolojili ürün yatırımlarına daha yüksek teşvik vermeliyiz. Bugün domates, salça üreticisiyle, domatesten likopeni çekip kanser tedavisinde kullanan ya da vitamin üretenlere aynı teşvik veriliyor. Teknoloji seviyelerine göre teşvik mekanizmaları oluşturulmalı. Üretilen bir ürün varsa, üretilmeyen bir ürün için teşviklerle yönlendirici olunmalı. ‘Sen farklı bir şey yap ona göre teşvik verelim’ gibi yönlendirme yapılması gerekiyor.”

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Seyahat acenteleri vize sorununu ‘günübirlik’ ile aşıyor

Son dönemde yaşanan vize sorunlarından dolayı yurtdışına tur organize eden seyahat acenteleri çok zor günler geçiriyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde yaşanan vize sorunları nedeniyle tatilciler, rotasını vizesiz turlar ile günübirlik seyahatlere çevirdi. Tatilciler, Schengen zorluğu çıkaran AB yerine Mısır, Balkanlar, Fas’a rotayı kırdı.

Mehtap HALICI

Son dönemde yaşanan vize sorunlarından dolayı yurtdışına tur organize eden seyahat acen­teleri de bu yüzden çok zor günler geçiriyor. Ancak hem Türkiye’den yurtdışına hem de yurtdışından Türkiye’ye yapılan vizesiz turlar ile gü­nübirlik seyahatler acente­lerin yüzünü güldürüyor. Av­rupa ve Türkiye arasındaki vize sorunun devam ettiğini söyleyen Setur Turizmden Sorumlu Genel Müdür Yar­dımcısı Koray Küçükyılmaz, randevu sürelerinin uzama­sından dolayı satışlarının et­kilendiğini söyledi. Ancak vi­ze problemi nedeniyle vizesiz ülkelere talebin arttığını ifa­de eden Küçükyılmaz, “Özel­likle Balkanlar, Uzak Doğu, Fas, Mısır yoğun ilgi görüyor. Bu bölgeler tercih ediliyor” dedi. Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alma süre­cindeki zorlukların devam et­tiğini belirten Küçükyılmaz, vize ile uğraşmak istemeyen­lerin vizesiz ülkelere yöneldi­ğini ifade etti. Yurtdışından Türkiye’ye yapılan seyahat­lerin de arttığını da belirten Küçükyılmaz, en çok turist getiren büyük major ülkele­rin; Rusya, Almanya, İngilte­re ve sonrasında Bulgaristan olduğuna işaret ederek, şun­ları söyledi: “Günübirlik se­yahatler öncelikli kısımdır. Türkiye açısından önemli bir hacim oluşturur. Dolayısıyla günübirlik turizmin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu avantajdan dünyanın her ye­rinde yararlanılıyor. Türkler de günübirlik seyahatler ya­pıyor. Buradaki temel kriter; Türkiye’ye girmiş olan turist­lerin yapmış oldukları harca­malardır. Bu harcamaları bel­li bir seviyenin üzerine çıkar­mak önemli. Misal İsviçre’de yaşayıp Almanya’dan benzin almaya giden dünya kadar in­san var. Sınır ötesi hareket­ler bazen fırsatlardan yarar­lanmak adına önemli fayda­lar sağlıyor.”

Günübirlik kavramı sektöre artı değer katıyor

Avrupa ülkelerinin vize sorunundan dolayı seyahat acentaları olarak zorlandık­larını ifade eden Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, “Güç durumdayız. 2 ay sonraya vize almak de­mek birçok seyahat tatilinin planlamasını güçleştiriyor. Temmuz sonuna kadar vize alma şansımız olmuyor. Bu durumdan dolayı vize yetiş­mediği için Schengen ülke­lerine çok ciddi tur iptalleri­mizde söz konusu olabiliyor. Vizesi yetişmeyen kişi sayı­sı eskisine nazaran yaklaşık olarak 2 katından daha fazla” dedi. Türkiye’den yurtdışına giden kadar Türkiye’ye gelen turistlerin de turizm sektö­rü için önem arz ettiğini di­le getiren Onaran, günübirlik turizmin sene boyunca tek­rarlandığını söyledi. Onaran, sözlerine şöyle devam etti: “Amerika’dan gelen bir turist hayatında belki 2 defa Türki­ye’ye gelebiliyor ama Bulga­ristan’dan, Yunanistan’dan, İran’dan gelen turist senede 3-4 defa gelebiliyor. Şu anda da iyi gidiyor. Bir de Bulgaris­tan’dan Yunanistan’dan sa­dece Edirne’ye gelmiyorlar, Edirne’ye de İstanbul’a da ge­liyorlar. Turizm, Türkiye’nin her tarafına yayılabiliyor. Bu da turizm sektörü için artı de­ğer katıyor.”

Seyahat turizme olumlu katkı sağlıyor

Schengen ülkelerinde ran­devuların Ağustos’a verildi­ğini, Amerika’da ise 2024 yı­lına kaldığını belirten Ta­tilSepeti Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Karayal, “En çok ret Almanya ve İngilte­re’de oluyor. Ancak İngilte­re yine işini en normal yapan taraf çünkü bir sorun varsa sorunu açıklayan bir İngil­tere var. Bu durum ne zaman normale döner öngöremiyo­ruz. Belki göçmen politikaları netleşirse normale dönülebi­lir” diye konuştu. Vizeyle ilgi­li son dönemlerde yaşanan bu durumun Türkiye’den vizesiz ülkelere seyahatleri artırdı­ğını ve Türkiye’ye de bu şekil­de çeşitli ülkelerden gelen tu­ristlerin olduğunu söyleyen Karayal, özellikle günübirlik seyahatlerle ve vizesiz ülke­lere yapılan yolculukların tu­rizm gelirlerine olumlu katkı sağladığını söyledi. Karayal, şunları dile getirdi: “Bunu Haziran-Eylül arasındaki 4 ayda gerçekleşecek Antalya ziyaretleriyle ölçümleyebi­liriz. Bu dönemdeki artış bi­zim yıllık turizm gelirlerimi­zi önemli ölçüde etkileyecek artıştır. Çünkü Antalya’da gelip 1000-2000 dolar har­cayan bir turist, Bulgaris­tan’dan gelip 100 dolar har­cayanın ortalamasının bin dolarda buluşması gibi bir sonuca yol açabiliyor. Biz bu­rada 2 bin dolar harcayacak ve otellerde uzun konaklama yapacak turist sayısını Hazi­ran-Eylül arasındaki gerçek­leşme sayılarıyla daha rahat anlayabileceğiz.

“Bu tarz mobingler olmamalı”

Seyahat, sağlık ve golf turizminde hizmet veren Medulux Health & Travel Agency Şebnem Akman Balta ise; yaşanan vize sorununu biraz daha politik ve siyasi durumlardan kaynaklı olduğunu dile getirdi. İsveç’in İran’a yaptırım uygulamaya başladığını ve Rusya ile yaşanan dünyadaki krizlerden dolayı böyle bir sorun olduğunu dile getiren Balta, bu tarz mobinglerin uygulanmaması gerektiğine dikkat çekti.

“Bekarlara daha kolay ret veriliyor”

Yurtdışına gitmek isteyenlerin ret durumuna itiraz etmek yerine tekrar evrakları toparlayıp başvuru yaptığını söyleyen Kaan Karayal, gidenlerin dönmemesinden tedirgin olan konsoloslukların bekarlara daha kolay ret verme eğiliminde olduklarını dile getirdi. Karayal, “Ailelere daha rahat vize veriyorlar. Somut bir şeye dayanarak söylemiyorum ama ret olan başvuruları incelediğimizde biraz daha gidenlerin dönmemesinden tedirgin olunuyor diyebilirim” dedi.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

“Türkiye-Mısır ilişkileri normal haline döndü”

Türkiye’nin Kahire Maslahatgüzarı Büyükelçi Salih Mutlu Şen, “Türkiye-Mısır ilişkilerinin normal haline döndüğünü” söyledi.

Suudi Arabistan merkezli “Eş-Şark lil-Ahbar” televizyon kanalına video-konferans yöntemiyle bağlanan Büyükelçi Şen, Türkiye ile Mısır arasındaki diplomatik ilişkiler, ekonomik, ticaret ve turizmin yanı sıra çeşitli alanlarda ortak meselelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Mısır ile normalleşmeye yönelik önemli adımların atıldığını ve iki ülke arasında güvenin yeniden tesis edildiğini ifade eden Şen, “İki kardeş ülke (Türkiye-Mısır) ve halkları gelecekte tüm alanlarda iş birliği yapma arzusunda. İki ülke arasında bazı engeller vardı ama, tüm bunların hepsinin üstesinden gelmeyi başardık. Türkiye-Mısır ilişkileri normal haline döndü. Biz şu anda ise ekonomik, turizm ve kültür gibi çeşitli alanlarda iki ülkenin halklarının çıkarları çerçevesinde çalışabileceğimiz resmi iş birliği imkanlarını konuşuyoruz. Bundan dolayı iki ülke arasındaki durum, üst düzey güven ve saygı çerçevesinde geleceğe doğru ilerliyor.” dedi.

Geçen 10 yıllık süreçte her iki ülkenin de ekonomik ilişkilere önem verdiğini ve ekonomik ilişkilerin siyasi durumdan etkilenmemesine özen gösterildiğini söyleyen Şen, ekonomik iş birliğinin, diplomatik ilişkilerin tamamen iyileşmesiyle daha fazla gelişmesinin mümkün olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“2002 yılında Türkiye-Mısır arasındaki ticaret hacmi 9,7 milyar dolara ulaşmıştı. Şu anda ise iki ülkenin liderlerinin arasındaki siyasi iradeyle iş insanları toplumu da ticaret alanında daha fazla iş birliğine gidecektir. Orta vadede yıllık ticaret hacminin 20 milyar dolara yükselebileceğini söyleyebilirim. Ayrıca, Mısır’ın en büyük ihracat pazarının Türkiye olduğu gerçeğini de vurgulamam gerekiyor. Aynı zamanda Türkiye, Mısır gazını satın alan bir numaralı müşteri.”

“Mısır’a gelen Türk turist sayısının orta vadede 3 katına çıkacağını tahmin ediyoruz”

Mısır ile Türkiye arasındaki turizm sektörüne de değinen Büyükelçi Şen, Mısır’ın turistik kentlerini ziyaret eden Türk turist sayısının orta vadede 3 katına çıkmasının beklendiğini belirtti.

Şen ayrıca, “Tatil, alışveriş ve Türk lezzetlerini tatmak için ülkemize gelen çok sayıda Mısırlı turist bulunuyor. Mısır hükümetinin Türk vatandaşlarına yönelik vize konusunda sağladığı kolaylıkların ardından Hurgada, Şarm eş-Şeyh ve Asvan gibi Mısır’ın turistik kentlerine gelen Türk turist sayısının orta vadede 3 katına çıkacağını tahmin ediyoruz. Bu alanda birçok çalışmaya da şahit olacağız.” şeklinde konuştu.

Büyükelçi Şen, Türk firmalarının Mısır’daki yatırımına ilişkin ise halihazırda ülkede yaklaşık 2,5 milyar dolar değerinde ihracat ve yerel pazara yönelik çeşitli alanlarda yatırımların bulunduğunu ve Mısır’daki en büyük ihracatçı tekstil şirketlerinin Türk şirketleri olduğunu bildirdi.

İki ülkenin halklarının çıkarları çerçevesinde ekonomik ilişkilerin her zaman korunduğunu ve siyasi ilişkilerden etkilenmediğini aktaran Şen, “Mesela Mersin-İskenderiye arasında Ro-Ro seferleri vardı ama bazı lojistik sorunlardan dolayı sekteye uğradı. Yani siyasi meselelerden etkilenmedi. Bundan dolayı Türkiye-Mısır arasındaki Ro-Ro seferlerini yeniden aktifleştirmeyi arzuluyoruz. Önümüzdeki süreçte de bu konuya odaklanacağız.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sisi’nin önümüzdeki 3-6 ay içinde bir araya gelmesi bekleniyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin beklenen görüşmesine de değinen Büyükelçi Şen, söz konusu görüşmenin önümüzdeki 3-6 ay içinde gerçekleşebileceğini ifade etti.

Şen, “Cumhurbaşkanı Sisi’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdiği tebrik mesajı ve iki lider arasında yapılan telefon görüşmesi gayet dostça bir adımdı. Bu adımın, ilişkilerde ilerlemeye yönelik güçlü siyasi bir arzunun teyidi olduğunu söyleyebilirim.” ifadelerini kaydetti.

Büyükelçi Şen, şöyle devam etti:

“Zaten diplomatik ilişkilerin en üst düzeye, Büyükelçi düzeyine çıkartılması kararlaştırıldı. Yani iki lider arasında bir zirve olacaktır. Ben şahsen bu görüşmenin önümüzdeki 3-6 içinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor ve temenni ediyorum. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yoğun bir programı olacaktır. Bu yılın sonuna kadar Ankara veya Kahire’de liderlerin bir araya geleceğini tahmin ediyorum.”

“Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması konusu işbirliğine açıktır”

Spikerin sorusu üzerine Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması konusuna değinen Şen, “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması konusu işbirliğine açıktır, rekabet konusu değildir.” dedi.

Söz konusu meseleye ilişkin Büyükelçi Şen, “Belki uzmanlar da söylediklerime katılacaktır, Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması konusunda Mısır-Türkiye arasında esas noktasında bir anlaşmazlık yoktur. Önümüzdeki süreçte bu konuyu da kapsayan çalışmalar yapılacak ve ilerleme kaydedilecektir. Daha önce de söylediğim gibi bu konuda Türkiye-Mısır arasında esas noktasında bir anlaşmazlık yok.” değerlendirmesinde bulundu.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Dünya liderleri Erdoğan’ı tebrik etti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesinin ardından BM, NATO ve AB’nin yanı sıra Almanya, ABD, Rusya ve Fransa dâhil birçok ülkenin liderinden kutlama mesajı geldi.

Dünya liderleri, Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ni kazanarak yeniden göreve seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik etti.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Erdoğan’ı kazandığı seçimden dolayı kutlarken iş birliğini artırma vurgusu yaptı.

Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric tarafından yapılan yazılı açıklamada, BM Genel Sekreteri’nin “Türkiye ile BM arasındaki iş birliğinin daha da güçlendirilmesini dört gözle beklediği” duyuruldu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Twitter’dan yaptığı paylaşım ile Erdoğan’ı tebrik etti. Stoltenberg, “Birlikte çalışmayı sürdürmeyi ve Temmuz’daki NATO Zirvesi’ne hazırlanmayı sabırsızlıkla bekliyorum” ifadesini kullandı.

AB: Stratejik önem taşıyor

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Erdoğan’ı tebrik etti. “AB-Türkiye ilişkilerini geliştirmeyi sürdürmek için sabırsızlanıyorum” diyen von der Leyen, “Halklarımızın yararı için, hem AB hem de Türkiye açısından bu ilişkiyi geliştirmek stratejik bir önem taşıyor” ifadesini kullandı.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel de Twitter mesajında Erdoğan’ı tebrik ederek “Gelecek yıllarda AB-Türkiye ilişkilerini derinleştirmek için sizinle tekrar çalışmayı sabırsızlıkla bekliyorum” dedi.

Scholz: Ortak konularımızı ileriye götüreceğiz

Almanya Başbakanı Olaf Scholz da sosyal medya hesabından bir tebrik mesajı yayımladı.

“Almanya ve Türkiye yakın ortak ve müttefiktir, toplumsal ve ekonomik olarak da birbirimize güçlü bir şekilde bağlıyız” diyen Scholz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yeniden seçilmesi nedeniyle tebrik etti. Scholz, “Şimdi ortak konularımızı taze bir güç ile ileriye götüreceğiz” dedi.

Biden’dan “ortak küresel zorluklar” vurgusu

Yeniden seçilen Erdoğan’ı tebrik eden bir başka lider, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden oldu. Biden, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “NATO müttefikleri olarak ikili meseleler ve ortak küresel zorluklar üzerinde birlikte çalışmaya devam etmeyi dört gözle bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Putin: Açık bir kanıt

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise Erdoğan’a gönderdiği tebrik mesajında, “Bu seçimlerdeki zaferiniz, hem Türkiye Cumhuriyeti’nin lideri olarak gerçekleştirdiğiniz özverili çalışmanın doğal bir sonucu hem de Türk halkının devlet egemenliğini güçlendirme ve bağımsız bir dış politika izleme çabalarınızı desteklediğinin açık bir kanıtıdır” ifadesini kullandı.

Erdoğan’ın “Rusya ile Türkiye arasında dostane ilişkiler geliştirilmesine verdiği kişisel katkıyı” da takdir eden Putin, bu “yapıcı ilişkiyi” sürdürmeye hazır olduğunu ifade etti.

Putin, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşası dâhil, Türkiye ile Rusya arasındaki ortak projelere de “büyük önem” verdiklerini belirtti.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Twitter’dan paylaştığı Türkçe mesajda, “Fransa ve Türkiye’nin birlikte üstesinden geleceği büyük sınamalar var. Avrupa’ya barışın geri gelmesi, Avrakdeniz İttifakımızın geleceği, Akdeniz denizi. Yeniden seçilmesi dolayısıyla tebriklerimi ilettiğim Başkan Erdoğan ile birlikte, ilerlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de Türkçe tweet attı:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki zaferinden dolayı Cumhurbaşkanı @RTErdogan kutluyorum. Avrupa’nın güvenliği ve istikrarı için iş birliğimizin geliştirilmesini ve ülkelerimizin yararına stratejik ortaklığımızın daha da güçlendirilmesini umuyoruz.”

İngiltere Başbakanı Rishi Sunak, Twitter’dan Erdoğan’ı tebrik ederek “NATO müttefikleri olarak ticaretin geliştirilmesinden güvenlik tehditleriyle mücadeleye kadar ülkelerimiz arasındaki güçlü iş birliğini sürdürmeyi dört gözle bekliyorum” dedi.

DW,AFP / CÖ,ET

“Türkiye ile AB müzakerelerine son verilsin”

Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi, Avrupa’da Türkiye ile ilişkilerin geleceği ile ilgili tartışmaların fitilini ateşledi. AB müzakerelerine son verilmesi ve koşullu ekonomik destek önerileri gündeme taşındı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ikinci tur seçim galibiyetinin Avrupa’daki yankıları sürüyor.

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) muhafazakar milletvekillerinden oluşan, Avrupa Halk Partisi’nin (EPP) lideri Manfred Weber, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerine artık son verilmesi gerektiğini söyledi. Avrupa Parlamentosu’ndaki en büyük grubu oluşturan EPP’nin lideri, bu önerisini Funke Medya Grubu’na verdiği söyleşi ile gündeme taşıdı.

“Ne Türkiye istiyor, ne de AB”

Önerisini, “Üyelik müzakereleri Türkiye ile ilişkileri desteklemek yerine bloke ediyor” sözleriyle savunan Weber, “Son bir kaç yıl, Türkiye ile yakın bir partnerliğin önemli olduğunu gösterdi, ancak kimse Türkiye’nin AB’ye üye olmasını istemiyor, ne Türkiye ne de AB” ifadelerini kullandı.


Manfred WeberFotoğraf: Mikko Stig/Lehtikuva/dpa/picture alliance

Weber, Ukrayna ile Rusya arasında barışın tesis edilmesi hedefi, göç politikaları, ekonomide modernizasyon ve Kıbrıs meselesi nedeniyle seçimlerden galip çıkan Erdoğan ile iş birliğine ihtiyaç duyduklarını dile getirirken, “Erdoğan şimdi derhal İsveç’in NATO üyeliğine onay vermeli” dedi.

Yeni dönemin ilk işaretleri

Almanya Federal Meclisi’ndeki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) Grubu Dış Politika Sözcüsü Jürgen Hardt ise Erdoğan’dan yeni dönemde daha uzlaşmacı bir tavır beklediklerini kaydetti.

Erdoğan’ın seçimlerden sonra Almanya ve Batı’ya yönelik “provokatif yöneliminden” geri adım atmasının ihtimal dışı olmadığına işaret eden Hardt, “Erdoğan aklı selim bir analizin ardından, ülkesinin büyük ekonomik sorunlarının ancak AB ve Almanya ile çözülebileceği sonucuna varabilir” ifadesini kullandı.

CDU’lu siyasetçi aşırı borçlanma ve TL’deki değer kaybı nedeniyle Türkiye ekonomisinin zorda olduğunun altını çizerken, öncelikle ülkesinin çıkarlarını gözetmek zorunda kalacak olan Erdoğan’ın, “AB’nin iş birliği yapabileceği tek partner olduğunu” da kabul etmek durumunda kalacağını aktardı.

Zordaki ekonomiye koşullu yardım

Alman siyasetçi Türkiye’nin borçlarını dolar ve euro ile ödemesi gerekeceğini söylerken, Ankara’nın Rusya ve Çin ile kurduğu yakın ilişkilerin bu kaynağı temin etmeye yetmeyeceğini belirterek, “Putin ve Rus rublesi Türkiye’ye yardım edemeyecek” dedi.

Alman Hükümeti’nin Türkiye’ye, “Zordaki iktisadi durumdan çıkışı için destek işareti” vermesinin önemli olduğunu anlatan Jürgen Hardt, buna karşılık olarak da Ankara”dan bazı taleplerde bulunulması gerekeceğini aktardı. Hardt, Ankara”nın verilecek destek karşılığında Avrupa ve Almanya”ya dostane bir tutum sergilemesi gerekeceğini vurgularken, aynı zamanda insan hakları ile ilgili de bazı beklentilerin “formüle edilebileceğini” vurguladı.


Jürgen HardtFotoğraf: picture alliance/photothek

Jürgen Hardt ayrıca, Temmuz ayındaki NATO zirvesini Türkiye ile ilişkilerin geleceği açısından “ilk sınav” olarak gördüğünü de kaydetti. CDU’lu siyasetçi, Erdoğan’ın aylardır engellediği İsveç’in NATO üyeliğine yeşil ışık yakarak “nerede durduğunu kanıtlayabileceğini” belirtti.

Zor bir dönemin kapıları aralanıyor

AB uzmanları, 14 Mayıs seçimleri öncesinde yayımladıkları analizlerde, demokrasi ve hukuk devleti alanında gerilemeye yol açan Erdoğan’ın seçimleri kazanması halinde, Türkiye’nin AB ile üyelik müzakerelerine son verileceğine dikkat çekmişti.

Uzmanlar hem AB hem de Avrupa hükümetlerinin kendi çıkarları gerektirdiği ölçüde Erdoğan yönetimi ile iş birliği yapacağını, Türkiye’yi stratejik öneme sahip bir komşu olarak konumlandırıp, al-ver ilişkisi olarak nitelendirilen transaksiyonel ilişkilere ağırlık verileceğini kaydetmişlerdi.

AFP, dpa / ET,DA

DW Türkçe’ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?

Ankara-Avrupa ilişkilerinde “al-ver” dönemi geliyor

Erdoğan’ın ikinci turu kazanmasının ardından Avrupa ülkelerinden işbirliği mesajları geldi, ancak uzmanlar yeni dönemde Avrupa-Türkiye ilişkilerinde soğuk bir dönem öngörüyor.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçimini ikinci turda kazanarak yeniden göreve seçilmesinin ardından Avrupa-Türkiye ilişkilerinin hangi yönde ilerleyeceği merak konusu olmaya başladı. Kulislerde “Ankara yeni dönemde değerler Avrupası yönünde mi ilerleyecek, yoksa Avrupa’dan adım adım koparak al-ver ilişkisine dayalı pragmatik bir yol mu seçecek” sorusu soruluyor.

Birçok Avrupa ülkesinin devlet ya da hükümet başkanı Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tur sonuçları henüz daha tam kesinleşmeden sosyal medya hesapları aracılığıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “işbirliği” arzusu dolu tebrik mesajları yollamaya başladı. Bu mesajların çoğunun “güvenlik” tonlu olması gözlerden kaçmadı. İlk tebrik mesajı, Erdoğan’ı “tartışmasız seçim zaferi”nden dolayı kutlayan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’dan geldi.

Macron ve Scholz’dan “ilerleyelim” mesajı

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da Fransızca ve Türkçe yayımladığı mesajında “Fransa ve Türkiye’nin birlikte göğüs germesi gereken sınamalar var. Akdeniz, Avro-Atlantik İttifakımızın geleceği, Avrupa’nın yeniden barışa kavuşması. Yeniden seçilmesini tebrik ettiğim Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “Almanya ve Türkiye yakın ortak ve müttefiklerdir, halklarımız ve ekonomilerimiz derinden iç içe geçmiştir. Başkan Erdoğan’ı kutluyorum, ortak gündemimizi yeni bir ivmeyle, beraber ilerletmek istiyoruz” mesajı yolladı.


Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron Fotoğraf: Adem ALTAN and Ludovic Marin/various sources/AFP

Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, “NATO müttefikleri olarak ticaretin geliştirilmesinden güvenlik tehditleriyle mücadeleye kadar ülkelerimiz arasındaki güçlü işbirliğini sürdürmeyi sabırsızlıkla bekliyorum” ifadelerine yer verdi. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise “İtalya ve Türkiye, müttefiktirler ve Akdeniz’de ve dünyada önemli sorumluluklar paylaşmaktadırlar. Birlikte, halklarımız, büyüme ve küresel istikrar için daha fazlasını yapabilir” vurgusunda bulundu.

Hollanda Başbakanı Mark Rutte, “Dost ve müttefiklerle birlikte Hollanda ve Türkiye ilişkilerimizi ve çalışmalarımızı güçlendirmeyi dört gözle bekliyorum” mesajını paylaştı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, sosyal paylaşım hesabından Türkçe yayımladığı mesajda “Avrupa’nın güvenliği ve istikrarı için işbirliğimizin geliştirilmesini ve ülkelerimizin yararına stratejik ortaklığımızın daha da güçlendirilmesini umuyoruz” dedi. Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Nikos Hristodulides de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kutlayarak “Kıbrıs müzakerelerinin 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden devamına hazır oldukları” mesajı gönderdi.

NATO üyelik perspektifi nedeniyle son aylarda Ankara ile kriz yaşayan İsveç’in Başbakanı Ulf Kristersson, tebrik mesajında “Ortak geleceğimiz geleceğe yönelik bir önceliktir” vurgusu yaparken NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, “Birlikte çalışmayı sürdürerek temmuzdaki NATO Zirvesi’ne hazırlanmayı sabırsızlıkla bekliyorum” değerlendirmesinde bulundu.

AB kurumları da yeni Erdoğan yönetimiyle işbirliği mesajları verdi. Avrupa Komisyonu Başkanı von der Leyen, “Halklarımızın çıkarına olacak şekilde ilişkileri ilerletmek için çalışmak hem Türkiye hem AB için stratejik önem taşımaktadır” mesajını paylaştı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Avrupa Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi tarafından yapılan ortak açıklamada, AB’nin “İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, uluslararası hukuk ve bölgesel istikrar taahhütleri temelinde ortak refah ve istikrar için yapıcı bir ilişkiye doğru ilerlemek amacıyla Türkiye ile birlikte çalışmaya hazır olduğu” kaydedildi.

Soğuk dönem öngörüsü

Ancak bu işbirliği mesajlarına rağmen uzmanlar yeni dönemde Avrupa-Türkiye ilişkilerinde soğuk bir dönem öngörüyor.

Strasbourg Üniversitesi Türk Etüdleri Bölüm Başkanı ve siyaset bilimci Prof. Dr. Samim Akgönül, “Yeni Erdoğan dönemi ilişkilerin sertleşeceği bir dönem olacak, zira Erdoğan hiç olmadığı kadar sağda bir işbirliği inşa etti. İki aşırı milliyetçi parti ve iki radikal islamcı parti zaten liberalleri iyice tasfiye etmiş AKP’yi daha da Batı karşıtı bir çizgiye itecektir. Özellikle NATO konusunda Rusya çizgisine gelmesi artık kaçınılmaz” değerlendirmesini yaptı.

Yeni döneme rağmen Türk dış politikasında değişim beklemeyen Fransız Uluslararası Stratejik İlişkiler Enstitüsü (IRIS) Türkiye uzmanı Didier Billion ise “Erdoğan’ın güvenlik konusunda ülkesinin başlıca güvencesi olan NATO’yu terk etmek gibi bir niyeti yok” görüşünde.


Fotoğraf: Reuters/F. Lenoir

AB ile al-ver ilişkisine doğru

Ankara’nın AB ile üyelik perspektifli ilişkisi aslında pratikte sonlanmış durumda. Avrupa’da aşırı sağcı ve Avrupa karşıtlığının yükeldiği bir dönemde Avrupalı siyasiler de Türkiye’nin üyelik perspektifini özenle gündeme getirmemeye çalışıyor.

Konu, Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından da bloke edilmiş halde. AP, gümrük birliğinin güncellenmesi ya da vize serbestisi gibi konuları dahi Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve hukuk devletine bağlılık alanlarındaki ilerleme koşuluna bağladı. Bu alanlarda yakın gelecekte ilerleme beklenmiyor.

AB buna karşılık sığınmacılar, düzensiz göç ya da terörle mücadele gibi konularda işbirliği istiyor. Bunun da iki tarafı “al-ver” olarak tanımlanabilecek yeni bir ilişkiye sürükleyebileceği tahmin ediliyor.

Bu arada Türkiye’deki yeni dönemi fırsat bilen kimi Avrupalı aşırı sağcı ve Hristiyan Demokrat çevreler Ankara ile zaten askıda olan katılım müzakerelerinin resmen durdurulmasını talep etmeye başladı.

Avrupa Konseyi bilmecesi

Türkiye, üyesi olduğu Avrupa Konseyi cephesinde de sıkışmış durumda. Ankara, bir Avrupa Konseyi organı olan AİHM’nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarını uygulamadığı gerekçesiyle önümüzdeki aylardan itibaren kimi yaptırımlarla yüzleşebilir. Türkiye, Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülük ve taahhütlerini tam olarak yerine getirmediği gerekçesiyle Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin denetim sürecinde de tutuluyor.

Avrupa Konseyi üyeliği Türkiye’nin siyasal planda “Avrupalı” kimliği açısından Ankara için stratejik öneme sahip. Bu üyeliğin sonlanması Avrupa ailesinden tamamen kopma anlamına geliyor. Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi “değerler Avrupası”nı temsil ediyor. Tüm AB üyesi devletlere ek olarak, AB üyesi olmayan tüm Avrupa devletleri de Avrupa Konseyi’ne üye konumdalar.


Türkiye, Kavala’nın tutukluluğu nedeniyle Avrupa Konseyi’nin denetim sürecine girmişti Fotoğraf: DW

Türkiye ve Avrupa Siyasi Topluluğu

Bu kurumların ötesinde geçen yıl Fransa’nın önerisi üzerine oluşturulan Avrupa Siyasi Topluluğu (ASP) adlı bir diyalog ve işbirliği platformu bulunuyor. Enformel bir yapıya sahip bu oluşum, ilk liderler zirvesini geçen yıl Çekya’nın başkenti Prag’da gerçekleştirmişti. Daha çok enerji, jeostratejik sorunlar, siber güvenlik ve altyapı gibi konuların ele alındığı ASP’nin ikinci liderler zirvesi 1 Haziran Perşembe günü Moldova’nın başkenti Kişinev’de yapılacak.

Prag zirvesine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kişinev’e de bekleniyor. ASP bünyesinde devletlerin hiçbir yükümlülükleri olmasa da bu kulüpte kalabilmek için de Avrupa Konseyi üyesi, yani büyük Avrupa ailesinin mensubu olmak gerekiyor.

Tüm göstergeler Türkiye’nin yeni dönemde Avrupa ile kurumsal ilişkilerinin jeostratejik planda NATO çerçevesinde, siyasal planda ise Avrupa Konseyi cephesinde yoğunlaşacağına işaret ediyor. Avrupa ülkelerinin hükümetleri ise bölgesinde vazgeçilmez aktör gördükleri Ankara ile ikili ilişkileri geliştirmek istediklerine dair mesajlar yolluyor.

DW Türkçe’ye VPN ile nasıl ulaşabilirim?

Alman hükümeti Türkiye politikasını gözden mi geçirecek?

Alman siyaseti, Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçildiği Türkiye ile ilişkilerinin geleceğini sorguluyor.

Almanya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarda kalmaya devam edecek olması nedeniyle, Türkiye politikalarında değişime gitmeyi tartışıyor.

Koalisyon hükümetinin ortaklarından Yeşiller Partisi, tıpkı Rusya konusunda olduğu gibi Türkiye politikalarında da köklü değişime gidilmesi talebini gündeme taşıdı.

Köklü değişim çağrısı

Yeşiller Partili Tarım Bakanı Cem Özdemir, dış politika konularında örtbas etmenin, geçiştirmenin nelere yol açabildiğini Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile tecrübe ettiklerini hatırlattı, “Tanrı’ya şükürler olsun ki Putin ile mücadelede köklü politika değişikliğine gittik, aynı şeyi şimdi Türk aşırı milliyetçiliğiyle, köktendinciliği ile mücadelede de yapmamız gerekiyor” dedi.


Yeşiller Partili Tarım Bakanı Cem Özdemir.Fotoğraf: Nadja Wohlleben/REUTERS

Hükümet ortaklarından Sosyal Demokrat Parti’den (SPD) de dikkat çeken bir açıklama geldi. Federal Meclis’teki Dışişleri Komisyonu’nun Başkanı SPD’li Michael Roth, Erdoğan’ın iktidarda olduğu Türkiye ile ilişkiler konusunda pek çok soru işareti bulunduğuna dikkat çekti.

Erdoğan’dan yanıt beklenen sorular

Roth, ARD’ye yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın bazı sorulara yanıt vermek durumunda olduğunu söylerken bunları şöyle sıraladı: Türkiye, NATO’da güvenilir bir rol oynayabilir mi? Yani İsveç’e vetosundan vazgeçer mi? Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulayacak mı? İnsan hakları aktivistlerini serbest bırakacak mı? Giderek artan oranda Erdoğan’ın yörüngesine giren Türkiye AB’ye aday bir ülke olmaya devam edebilir mi?


SPD milletvekili Michael Roth.Fotoğraf: Bernd von Jutrczenka/dpa/picture alliance

Michael Roth’un son sorusuna Alman siyasetçilerinin verdikleri yanıtlar farklılık gösteriyor.

AB üyelik müzakerelerine son verilmeli mi?

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) muhafazakar milletvekillerinden oluşan Avrupa Halk Partisi’nin (EPP) Alman lideri Manfred Weber, Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından artık Türkiye ile AB üyelik müzakerelerine son verilmesi gerektiğini açıkladı.


Ana muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik partisinin (CDU) milletvekili Roderich Kiesewetter. Fotoğraf: Bernd Elmenthaler/IMAGO

Ana muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birlik partisinin (CDU) milletvekili Roderich Kiesewetter ise buna katılmıyor. Kiesewetter, Türkiye ile yakın bir işbirliğinin zorunlu olduğunu, bu nedenden ötürü 1952’den itibaren NATO üyesi olan Türkiye ile AB müzakerelerinin dondurulmaması gerektiğini savundu.

SPD milletvekili Nils Schmid de Türkiye ile AB üyelik müzakerelerine son verilmesine itiraz etti.


SPD’li Nils Schmid.Fotoğraf: Malte Ossowski/SvenSimon/picture alliance

Schmid, Redaktionsnetzwerk Deutschland’a yaptığı açıklamada, “AB katılım sürecini iptal etmek, muhalefetin ve bir aşamada daha demokratik bir Türkiye’de yaşayabileceğine güvenen herkesin suratına atılmış bir tokat olur” diye konuştu. Schmid, Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti alanında ilerleme olmadığı müddetçe zaten müzakere sürecinde de ilerleme kaydedilemeyeceğini belirtti.

Dpa, DW/ DA, EC

DW Türkçe’ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?

Schengen krizi sürüyor: Tur şirketleri ‘vizesiz turları’ önermeye başladı

2022 yılının sonunda gündeme gelen Türk yurttaşlarının Schengen vizesi alma sıkıntısı hala devam ediyor. Tur şirketlerinin de söz konusu durum hakkında mağdur olmaya başladığı belirtilirken, şirketler ‘vizesiz turları’ önermeye başladı.

Türkiye’de son günlerde başta Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinden Schengen vizesi almak için başvuruda bulunan kişiler, randevu almak için uzun süre beklemek durumunda kalıyor.

Ekonomim’in haberine göre, sosyal medyada ortaya atılan iddialarda ise Schengen başvurularının Temmuz ayı sonuna kadar durdurulduğu öne sürüldü.

Türkiye Ocak ayında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ne (AKPM) konuya yönelik sunduğu karar tasarısında Schengen vizelerine ret oranının 4 kat arttığını ve son 8 yılda en fazla başvuruyu yapan 5 ülke arasında olan Türkiye’nin ret oranı en çok artan ülke olduğunu belirtti.

Türk vatandaşlarının vize sıkıntısı ise 2022’nin sonlarında gündeme geldi. Schengen vizesine Rusya’dan sonra en çok başvurunun yapıldığı ikinci ülke olan Türkiye olmasına karşın aldığı ret oranı Rusya’nın neredeyse 5 katına ulaştı. Verilere göre Türkiye son 8 yıl içerisinde en çok başvuru yapan Rusya, Suudi Arabistan, Fas, Ukrayna’nın yer aldığı ilk 5 ülke arasında da ret oranı en çok artan ülke oldu. Bu sebeple geçen yıl 50’ye yakın tur iptal edilmek zorunda kalmıştı ve acentaların 300 bin Euro’ya yakın zararı oldu.

“BİR AY SONRAYA ANCAK RANDEVU BULUNUYOR”

Prontotour Yönetim Kurulu Başkanı Ali Onaran, Schengen vizesi sorununun son zamanlarda yeniden arttığını ifade etti. Bazen konsoloslukların yoğunluk sebebiyle randevuları kapattığını da vurgulayan Onaran, “Randevuları bir hafta sonraya alabilirken şimdilerde bir ay sonraya ancak randevu bulunuyor. Vize başvurularının sonuçlanmasının standart süresi de 1 aya çıktı. Bu da tur şirketlerini zorluyor” dedi.

Ancak pandemide durma noktasına gelen yurtdışı seyahetlerinin arttığına da vurgu yapan Onaran, “Bu yıl ilk çeyrekte en yüksek yurtdışı talebi yaşandı. Talepteki yükseliş de randevuları etkiliyor. Yaz aylarında vizesiz turları öneriyoruz yoğunlukla” diye konuştu.

“HERKES VİZE ALAMIYOR”

Tur Operatörleri Sözcüsü Cem Polatoğlu’na göre Yunanistan, İspanya ve Macaristan gibi ülkeler uygulamada yumuşamaya gitmesine karşın sorunun hâlâ sürdüğünü kaydederek, “En azından 3 ay sonra çıkacağına 20-25 gün sonrasına çıkıyor. Herkes vize alabiliyor da değil. Almanya halen sıkmaya devam ediyor. Yerli turistin yurtdışı talebi bu yıl çok yüksek. Özellikle Türkiye’deki döviz kurunun enflasyona göre sabit kalmasının yurtdışına olan talebi artırdı. Türkiye’de fiyatların çok yükselmesi ve dövizle satılan ürünlerin aynı kalmasından dolayı yurtdışı tatillerini daha uygun hale getirdi. Vize sorununda talebin artmasının da etkisi var” dedi.

“10 BİN YOLCU VİZE SIKINTISI NEDENİYLE AVRUPA’YA GİDEMEDİ”

Yolcu sayısı azalsa bile turu iptal etmediklerini anlatan Travel Zone’dan Barış Öztürk de şunları anlattı:

“Yolcu vize sorunu yaşadığında günün sonunda bu acentayı da etkiliyor. 40 kişilik turdan 5 yolcu vize alamazsa tur iptal olabilir. Sadece biz değil bütün acentalar en az mağduriyetin yaşanması için ya tur iptal edip ücreti iade etmeyi tercih ediyoruz ya da zarara katlanarak kişi sayısı düşse bile turu yapıyoruz. Geçen yıl vize mağduriyetinin en çok yaşandığı ülkeler İtalya, İspanya, Fransa. Geçen yıl yaz aylarında 10 bin yolcu vize sıkıntısı nedeniyle Avrupa’ya gidemediğini düşünüyorum. Hala vize başvuruları yoğun bir şekilde yapılıyor. Vizesi olmayanlar yurt dışı planını çok daha fazla erkenden yapmalılar” dedi.