PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Türkiye yapay zeka yatırımlarıyla küresel sıçrama yapabilir

Boğaziçi Ventures Yönetici Ortağı Barış Özistek, Türkiye’deki teknoloji şirketleri ve girişimlerin yapay zeka teknolojisini etkin bir şekilde kullanarak küresel ölçekte önemli başarılar elde edebileceğini belirterek, Türkiye’nin yapay zeka yatırımlarıyla küresel “sıçrama” yapabileceğini söyledi.

Barış Özistek, İstanbul’da gerçekleştirilen ve teknoloji, girişimcilik ve finans dünyasından önde gelen isimlerin yapay zekanın geleceğini ve sektöre etkilerini değerlendirdiği “Beyond the Visible” zirvesinde, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Boğaziçi Ventures olarak, merkezine yapay zekayı alan ve geleneksel endüstrileri dönüştürmeyi hedefleyen şirketlere yatırım yapmaya öncelik verdiklerinin altını çizen Barış Özistek, bu anlamda yatırımcıları hem global hem Türkiye’deki şirketlerle buluşturduklarını söyledi.

Barış Özistek, “Halka açık şirketler tarafında oyun fonumuz var. Tamamen yapay zeka dönüşümünden etkilenecek şirketler fonumuz da var. Uzay ve teknoloji gibi alanlar da ön planda. Çünkü bugün uzay teknolojisi, yapay zeka sayesinde hızla büyüyor. Robotik teknolojiler de aynı şekilde hızla gelişiyor.” ifadelerini kullandı.

Girişimlere yönelik yatırımlar da yaptıklarını belirten Özistek,

“Girişimlere yatırım yapan fonlarımız tamamen Türkiye’deki girişimlere odaklanıyor. Burada finans teknolojileri, perakende, dijital sağlık, oyun gibi birçok alanda yatırımlarımız var. Ama önceliğimiz, merkezine yapay zekayı almış, yapay zekayı üst düzeyde kullanarak farklı sektörleri baştan yaratmaya ve klasik geleneksel endüstrileri yapay zeka ile dönüştürmeye çalışan şirketler. Bu anlamda yapay zekada her sektörde yatırım yapıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Özistek, yapay zekanın bütün sektörleri dönüştüreceğini, ortaya çıkacak yeni sektörlere ilaveten gelecekte sektörlerinin yeni hallerinin de görüleceğini vurgulayarak, şunları söyledi:

“Bir de yapay zekanın hızlandırıcı etkisi var. Yani burada bir ilaç bulunma sürecini de hızlandırıyor. Uzay teknolojilerinin gelişimini de hızlandırıyor. Belki 2050’de, 2100’de ulaşacağımız noktalara çok daha hızlı ulaşacağız. Malzeme teknolojileri belki sektör olarak bakarsanız her zaman hayatımızda olacak ama şu an kullanmadığımız ya da şu an çok pahalı, üretim maliyetleri çok yüksek olduğu için kullanmadığımız, teknik olarak kullanamadığımız belki birçok malzemeyi önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde, 10 yıl içerisinde kullanmaya başlayacağız.”

Türkiye’de birçok yetenekli girişim bulunduğuna işaret eden Özistek, şöyle devam etti:

“Türkiye’deki teknoloji şirketleri, Türkiye’deki girişimler bu teknolojiyi kaldıraçlı şeklinde kullanarak globalde büyük işler yapma, ekonomiye büyük değerler yaratma fırsatına sahip. Türkiye’de çok sayıda yetenekli girişimimiz var. Onları hem doğru fonlarsak hem de doğru yönlendirirsek, global network ile doğru şekilde bir araya getirirsek, Türkiye ekonomisinde büyük bir sıçrama yaratabiliriz.” dedi.

Özistek, “Buradan yani 3-5 tane şirketin çok başarılı olmasından bahsetmiyorum. Totalde ekonomiye büyük etki sağlayabilecek bir fırsat var önümüzde. Çok da uzun değil yani önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde bunlar olacak.” ifadelerini kullandı.

Teknolojideki yapay zeka trendinin gerisinde kalmanın risklerine değinen Özistek, “Bunları yapamazsak, Türkiye geriye düşebilir. Yani risk de var. Bu, Türkiye, Amerika, Çin, Kore, İngiltere gibi ekosistemler arasında bir yarış ve bu yarışı kazanmak zorundayız.” açıklamasında bulundu.

Özistek, girişimciler, yatırımcılar ve teknoloji üreticilerini bir araya getirmenin önemine vurgu yaparak, şunları kaydetti:

“Bugün bu etkinliği yapmadaki temel sebebimiz ekosistemi bir araya getirmek. Girişimciler, yatırımcılar, teknoloji üreticileri, kullanıcıları, sivil toplum kuruluşları hepsini bir araya getirmek. Çünkü diğer ekosistemlerle mücadele edebilmek için bu birleşmeden, birlikte öğrenmeden, deneyimleri paylaşmadan faydalanmamız lazım. Ancak o şekilde güçlenebiliriz. Bu etkinliği de temel yapma nedenimiz bu.”

TÜRKİYE’NİN GİRİŞİMCİLİK POTANSİYELİ AVANTAJ SAĞLIYOR

Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Eczacıbaşı Bilişim Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı da Türkiye’de yapay zeka alanında girişimcilik ekosisteminin büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı.

Eczacıbaşı, “Bu alanda ilerleme sağlamak için sivil toplum, devlet ve özel sektörün iş birliği yapması gerekiyor. Özellikle politikaların geliştirilmesi ve kullanım alanlarının verimliliğe yönlendirilmesi için tüm kurumların önünün açılması çok önemli.” değerlendirmesinde bulundu.

Yapay zekanın farklı sektörlere etkisini bir metaforla açıklayan Eczacıbaşı, “Yapay zeka, çekiç gibi bir şey. Kafa da kırabilirsiniz, hayat da kurtarabilirsiniz. Kullanımına bağlı olarak her sektörde fayda sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

Eczacıbaşı ayrıca Türkiye Bilişim Vakfı olarak geleceğin çevresel ve sürdürülebilirlik sorunlarına çözüm üretmek için yapay zekanın kritik bir araç olduğunu belirterek, “Yapay zekanın geleceğin sorunlarını halletmek için kullanılması lazım. Bizi ileriye yönelik, önümüzdeki kuşakları bekleyen, çok büyük çevresel ve sürdürülebilirliği önleyen bir takım sorunlar bekliyor. Küresel ısınma, çevresel sorunlar, gelir dağılımı bozukluğu gibi konuların küresel olarak üzerine gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi.

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Parayı frekansa ödetip yatırımı geciktirmeyin

 Vodafone Türkiye Yöneticileri, 5G ihalesinin frekans satmaktan ziyade yatırımı önceleyen bir çerçevede yapılmasını istedi. İhale ile birlikte fiber altyapı yatırımının da hizmet sağlayıcı şirketin tekelinden çıkması gerektiğini öne süren Vodafone CEO’su Aksoy, 2026’da 5G’ye değil 5.5G’ye geçeceğimizi açıkladı.

Recep ERÇİN

Ulaştırma ve Altyapı Ba­kanı Abdulkadir Uraloğ­lu’nun “Gelecek yıl ihalesi yapılıp, 2026’da kullanıma başla­mayı planladığımız 5G ile Türki­ye’nin bilişim tarihini yeniden ya­zacağız” açıklamasının ardından gözler sektör oyuncularına çev­rildi.

Artık tarihi netleşen 5G iha­lesini konuşmak üzere Vodafo­ne Türkiye CEO’su Engin Aksoy ile Vodafone Türkiye İcra Kuru­lu Başkan Yardımcısı Hasan Süel ve üç meslektaşımla akşam yeme­ğinde bir araya geldik. 130’dan faz­la ülkenin 5G teknolojisine geç­tiğini anlatan Vodafone Türkiye Yöneticileri, bu örneklerden hare­ketle yapılacak ihalenin yatırım­ları teşvik edecek çerçevede olma­sı gerektiğini ifade ettiler.

“Yatırım olmazsa vatandaş 5G’ye geçemez”

Vodafone Türkiye CEO’su En­gin Aksoy, “5G aslında artık ye­ni bir teknoloji değil. Dünyada da 130’dan fazla ülkede şu anda var. Vodafone grubu da zaten 5G lans­manını pek çok ülkede yaptı. Do­layısıyla bu konuda çok tecrübeli­yiz. Ve hazırız. 5G olduktan sonra vatandaşa ulaştırabiliyor muyuz? Önemli olan konu bu. Bunun için de ihale koşullarının yatırımı teş­vik edecek şekilde tasarlanma­sı gerekiyor. Yani baştan çok yük­sek bir ihale bedeli almak gibi bir mantık olursa bu sefer ihale bede­line para veriyorsunuz. Yatırıma az para veriyorsunuz.

Onun yerine yatırıma yöneltip, yatırımla karşı­lamak lazım. Nitekim dünyada ar­tık yapılan son ihalelerde, en son Hollanda’da yapıldı, bunu görüyo­ruz. Ülkeler artık bunun bir lüks olmadığının bir temel ihtiyaç ol­duğunun, ekonominin kalkınma­sı için çok gerekli olduğunun far­kında. Yaymak için de ihale bedel­lerini düşük tutup yatırımı teşvik ediyorlar. Yani ben ihale bedelle­rini düşük alacağım, sen yatırım yap, yeter ki; Türkiye’nin her ye­rine 5G’yi götür” mesajları verdi.

“Yatırım atağına ihtiyaç var”

Bu noktada söze giren Vodafo­ne Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel, sabit in­ternet altyapısında yaşanan so­runlara işaret etti. “Türkiye’de sa­bit telekomünikasyon hizmetle­rinde yaşanan yatırım ve erişim sıkıntılarından dolayı ülkemizin ihtiyacı olan internet tam olarak her lokasyonda istenen hızla, is­tenen kalitede verilemiyor” diyen Süel, sözlerini şöyle sürdür­dü: “Keşke mobilde olan rekabet sabitte de olsa diye temenni edi­yoruz. Türkiye’nin bir eşgüdüm­lü, ortak bakış açılı, akılcıl bir ya­tırım atağına ihtiyacı var. Bugün, bir binanın önünü üç kere kazarak internet getirmek rasyonel değil.”

Türkiye’deki her haneye ve her kuruma fiber internet götürmek

istediklerini ifade eden Engin Ak­soy da, altyapı konusundaki sıkın­tıları şu sözlerle ifade etti: “Türk Telekom’un içerisinde iki tane şirket var. Bir TT Mobil var, bir Türk Telekom var. Biz diyoruz ki, altyapı şirketi ayrılsın, ayrı bir şir­ket olsun….Fiberi tek bir firma ya­pabiliyor. Dolayısıyla bir şirketin kapasitesi de belli bir yere kadar yeterli oluyor. Bugün Türkiye’de bakarsanız yüzde 50’ye varan bir fiber ulaştırıyor ama gerçeğe ba­karsanız; Türkiye’de 26 milyon hane vardır ama 40 milyon yaşam birimi var. Bunların üçte birine fi­ber ulaşabiliyor. Ve biz bu hızla gi­dersek, 2040’ları falan geçeceğiz. ”

2026’da 5.5G’ye geçeceğiz

Türkiye’de başta İstanbul Havalimanı olmak üzere 34 noktada 5G kullanılıyor. 2025’te ihale yapılırsa 2026’da 5G’ye geçeceğiz. Vodafone CEO’su Engin Aksoy, “Biz 5.5G’yi yapacağız. Vodafone’un lansmanını yapacağı 5G Advanced aslında 5.5G teknolojisi” dedi.

Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel ise, “Baz istasyonlarımızı da 5G’de fiber teknolojisiyle birbirine bağlamamız lazım. Dolayısıyla sabitte yapılacak bir reformla bir 5G yatırımı Türkiye için doğru reçetedir. Ama eğer burada sadece mobil ihale yapıp, sabitte herhangi bir yatırım reformu yapılmayıp, bugünkü şartların 15 ya da daha fazla yıl uzatılması şeklinde bir karar alınırsa, ki endişemiz bu. Bu hem mobile zarar olacaktır hem mobilin lisans bedellerini etkileyecektir, hem yatırım iştahını, yatırım miktarlarını etkileyecektir. En kötüsü, ülkenin, vatandaşının ihtiyacı olan hizmeti geciktirecektir. Kalitesini düşürecektir” görüşlerini öne sürdü.

“Yerlilik artsın istiyoruz ama”

5G’ye geçerken yerliliğin de artması için çalıştıklarını anlatan Engin Aksoy, “Şu anda Türkiye’de yerlilik oranı en yüksek olan operatör biziz. 45’i geçti. Burada önemli olan ülke için en doğru ürünün olması… Ama arz konusu var. KOBİ yükümlülüğü var ama arzı yapabilen KOBİ yok Türkiye’de. Arzın müşteri deneyimini sağlayabilecek kalitede olması lazım yoksa biz kendi ekipmanlarımızı kullanmıyoruz. Tedarikçilerden satın alıyoruz, yerli olması bizi mutlu eder” diye konuştu. Hasan Süel de, “Yerlilikle ilgili pozitif ayrımcılık da yapıyoruz. Şirket içinde yerlilik komitemiz var. Ve yani gerçekten şebekemizde uyumlu çalışabilecek sürdürülebilir yerli ürün ve hizmetlere öncelik veriyoruz” mesajı verdi.

Türk Telekom’un imtiyazı uzatılacak mı?

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, kasım ayı sonunda yaptığı açıklamada, “Türkiye’deki ortalama internet hızında istediğimiz yerde değiliz, birinci derecede sorumlu Türk Telekom” ifadelerini kullandı. Hem son tüketicilere hizmet sunan hem de altyapı yapan tek bir şirket modelinin doğru olmadığını öne süren Vodafone Türkiye CEO’su Aksoy da, 2026’da bitecek olan Türk Telekom’un imtiyazı uzatılmadan farklı bir şirket bünyesinde altyapı hizmetinin devam ettirilmesi gerektiğini söyledi.

Süre uzatılırsa “Minimum 15 yıl daha Türkiye’de bir tekel yapı olacak demek. Ve tekelinde sonuçlarına katlanmak zorundayız” diyen Aksoy, şu önerileri yaptı: “Yine devletin olsun ama ayrı bir şirket olsun. Türkiye’nin altyapı şirketi olsun… Devlet diyecek ki ben bunu geri alayım. Ondan sonra ne isterse yapacak… Ayda 1,4 milyon çağrımız var. Bu hizmet kalitesinde sıkıntı var. ”

Altyapı şirketi için üç öneri sunuldu

1-Devlet isterse ortak olalım, yatırımcı olarak bu şirkete girelim, hep beraber bu şirketi ayağa kaldıralım, ülkenin tüm hanelerine fiber götürelim.

2-Devlet derse ki ben istemiyorum ortaklığı. Bu şirket benim şirketim. Tek başıma yapacağım. Tamam. Hepimize eşit mesafede tek şirket olsun. Çünkü ciddi bir yatırım sermayesi koyulması gerekecek. Ama olabilir biz buna da sıcak bakarız.

3-Devlet şunu da diyebilir. Ben kendim de yapmayacağım. Operatörlerin de ortak olmasını ve yapmalarını istemiyorum. Dışarıdan yatırımcı getireceğim. Yatırım fonları getireceğim. Dünyada çok büyük yatırım fonları var altyapıya yatırım yapan.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

50 bin daire boşa çıkarsa kira artışları yavaşlar

Suriyeliler ülkesine geri dönecek beklentisiyle kiralık konutta bir haftada düşüş beklememek gerektiğini vurgulayan gayrimenkul uzmanları, “İstanbul’da 40-50 bin daire boşa çıkabilir, arz fazlası fiyatları düşürebilir ancak bu evlerin piyasaya etkisi 1-1,5 yılda görülür. Kiralık ev seçeneği artar, mülk sahibinin ağır şartları esner ve kira artış hızı yavaşlar” dedi.

Hamide HANGÜL

Suriyeli sığınmacıla­rın ülkesine geri dö­nüş beklentisi kiralık piyasasında ‘kiralar düşe­cek’ beklentisine neden ol­sa da gayrimenkul uzmanla­rı, kimsenin “Kiralar hemen inecek” beklentisine kapıl­maması gerektiğine vurgu yaptı. Suriyeliler’in en fazla Fatih, Beylikdüzü, Esenyurt, Avcılar gibi bölgelerde yaşa­dığına işaret eden uzmanlar, şayet geri dönüşlerin olması durumunda İstanbul’da 40- 50 bin dairenin boşalabilece­ğini tahmin ettiklerini açık­layarak, “Bu evlerin kiralık piyasasına etkisi de ancak 1,5 yıl sonra görülür.

Hemen bir haftada kiralar düşmez. Öy­le bir beklentiye kimse kapıl­masın. Ancak o zaman da ki­ralanacak ev çoğalacağı için ev sahiplerinin ağır şartla­rı biraz daha esner ve kira fi­yatlarında artış hızı yavaşlar. Ancak şu anda Suriyelilerden dönüş için yoğun bir talep al­mıyoruz. ‘Elektrik yok, su yok neden gideyim’ diyenler de var. Çünkü bir çoğu bura­da mülk aldı, iş yerlerini kur­du” değerlendirmesinde bu­lundu.

Kiralanacak ev sayısı artar

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gayrimenkul Komi­te Başkanı ve Tüm Girişimci Emlak Müşavirleri Derneği (TÜGEM) Onursal Başkanı Hakan Akdoğan: “Suriyelile­rin yoğun yaşadığı bölgeler­de, son 2-3 günde ciddi dönüş olacağı sinyalleri var. Şayet Suriyelilerin yoğun yaşadığı bölgelerde gidişler hızlanır­sa, kiralarda rahatlama geti­rebilir, kiralık ev sayısı artar. Bu da kira fiyatlarının nor­malleşmesine, şartların da­ha da kolaylaşmasını sağlar. Suriyeliler gitti diye kira­larda bir değişiklik olacağı­nı düşünmüyorum.

Özellik­le yoğun yaşadıkları yerlerde, çünkü her yerde yaşamıyor­lar. Büyük şehirlerin de belli semtlerinde yaşıyorlar. Yani satılık tarafında bir etkileri yoktu, ciddi hareket getirece­ğini öngörmüyorum. Ancak kiralık tarafında bir rahatla­ma getirebilir. Fatih, Esen­yurt, Beylikdüzü, Sultanbeyli gibi yoğun yaşadıkları semt­lerde bir rahatlama söz konu­su olur, kiralık konut arzı ar­tar. Bu da kiracı adayları için hızlı bir kiralık konut bulma noktasında fayda sağlar. Fi­yatların daha normalleşme­sini, kira artış hızını yavaşla­tır. Ancak ne kadar boşa dai­re çıkacak bilmiyoruz. Genel anlamda gördüğümüz, kira­lık konut arzı, konut seçeneği artar ve ev sahiplerinin zorla­yıcı şartları kolaylaşır ve kira artış hızını yavaşlatır.”

“Gittiler diye kiralar düşmez”

Trio Gayrimenkul Yöneti­mi kurulu Başkanı Sezgin Bil­ge, “Suriyelilerin gitmesi ko­nut piyasasını çok etkilemez. Ancak Türkiye’ye, yabancı yatırımcının daha cazip bak­masını ve tekrar yatırım için daha çok değerlendirmesi sağlar. Yani Suriyeliler gitti diye kiralar düşmez. Kirala­rın düşürme etkisine çok ola­cağını düşünmüyorum açık­çası.

Zaten baktığınızda, Su­riyelilerin kiraladığı ya da satın alıp kiraya verdiği böl­geler Beylikdüzü, Esenyurt gibi yerler. Yani İstanbul’un daha uç noktaları ve orada za­ten kiralar çok yüksek değil. Çünkü kiralama açısından oralarda çok seçenek var. Ki­ralık yüksek olmasının nede­ni ise özellikle üretimin az ol­masından kaynakladı. Yani üretimin az olduğu bölgeler­de daha yüksek. O yüzden çok büyük bir etkisi olmaz. Ancak yabancı yatırımcının gelip konut kiralamaya başlama­sıyla arz da artarsa öyle bir et­kisi olabilir. Daha fazla konut o zaman kiraya verilebilir.”

“Hemen düşecek beklentisi olmasın”

İSTOÇ İşadamları Derne­ği Yönetim Kurulu Üyesi ve Gayrimenkul Danışmanı Se­nay Araç, “Hemen öyle kira­lara düşecek diye bir beklenti olmasın, ‘kiralar düşecek ev­ler gelecek’ diye. Suriyeli bir­çok kişinin satın aldığı evler de var burada. Kendi mülk­lerini alan, iş yerlerini açan Suriyeli sığınmacılar da var. Yani hiç kimse ‘bir hafta son­ra kiralar düşer’ diye beklen­tiye girmesin. Durumu iyi olanlar kendi mülkünü alı­yordu, ancak iyi olmayanlar da çalışıyordu ve çok kötü yerlerde oturan sığınmacı­lar da vardı.

Kömürlük daire­leri bile kiralayanlar oldu. İs­tanbul’da Fatih, Başakşehir, Esenyurt en yoğun yaşadık­ları bölgeler. Buralarda ‘evi­mizi boşaltıyoruz, taşınıyo­ruz artık’ gibi bir talep yok. Ancak yaza doğru olur. Çün­kü kış dönemindeyiz. Suri­yeli sığınmacıların yoğun ol­duğu bölgelerde evlerin bo­şalması ve geri dönüşlerin başlaması halinde, bu duru­mun kiralık piyasasına yan­sıması ancak 1,5 yıl sonra gö­rülür.”

“Yoğun bir geri dönüş yok”

İstanbul Emlakçılar Odası Başkanı Nizamettin Aşa: “Bu bir senaryo aslında. Bir psiko­loji oluşmuş gidilecek diye an­cak ne kadarı gerçeğe döner bi­lemiyoruz. Şayet geri dönüşler olursa İstanbul’da tahmini 40- 50 bin ev boşa çıkabilir, yani ciddi bir ev potansiyeli var. Bu­nun da etkisi ancak 1 yıl son­ra piyasalara yansır. Kiralık ev adeti çoğalacağı için o zaman fiyatlarda bir düşüş olabilir. Suriyelilerin yoğun olarak ya­şadığı bölgelerde. Bütün bun­lar, döneceklerini varsayarsak olur, geri dönmezlerse olmaz. Ancak Suriyeli sığınmacılarda 3-5 aile birlikte kalan da olu­yor. ‘Elektrik yok, su yok, gi­dip de ne yapacağız’ diyenler de var. Gidip tekrar döner mi ya da kaç kişi gider bilmiyoruz. Ancak kiralık piyasasına etkisi bir yıldan önce olmaz. Bir anda herkes tası tarağı toplayıp git­mez, çünkü burada yerleşen iş­yeri açanlar da var. Bu konuyu gündemimize aldık ancak yo­ğun bir geri dönüş yok.”

“Arz fazlası kiraları düşürebilir”

Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Arslan: “Suriyelilerin geri dö­nüşü, Türkiye’deki bazı bölge­lerde konut piyasasını yeni­den şekillendiriyor. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirler­de, Suriyeli nüfusun azalma­sıyla birlikte, kira piyasasında arz fazlası bekleniyor. Bu du­rum, kiralık daire fiyatlarının düşmesine ve kiralama bedel­lerinin reel olarak azalmasına neden olabilir. Özellikle İstan­bul’un Fatih ilçesi gibi yoğun göç alan bölgelerde, Suriyeli nüfusun azalmasıyla boşalan konutlar, kiralık konut arzını artıracak ve kiracıların daha uygun fiyatlarla konut bula­bilmesine imkân tanıyacaktır. Artan arz, talebin daha kolay karşılanmasını sağlayarak, ki­raların dengelenmesine yar­dımcı olacak.”

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Uğurcan Çakır: “Dünyanın her yerinde böyle!”

A Milli Futbol Takımı’nın ve Trabzonspor’un başarılı kalecisi Uğurcan Çakır, basın mensuplarına konuştu.

A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar B Ligi 4’üncü Grup’ta 11 Ekim Cuma günü Samsun’da Karadağ ile 14 Ekim Pazartesi günü ise deplasmanda İzlanda ile karşılaşacak. Milliler, hazırlıklarına TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde yaptığı antrenmanlarla devam ediyor. Ay-yıldızlılarda kaleci Uğurcan Çakır, antrenman öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

‘BURADA OLMAK HER ZAMAN GÜZEL’

Antrenmanlara dün başladıklarını belirten milli file bekçisi, “Burada olmak her zaman güzel. Güzel bir ortam var. Samimi bir ortam var. Buranın tadını çıkartmaya çalışıyoruz. Hocamızın antrenmanlarına uyum sağlamaya çalışıyoruz. Mert ağabey küçük bir sakatlığı dolayısıyla kadrodan çıkarıldı. Ona da buradan geçmiş olsun demek istiyorum. Berke aramıza katıldı. Çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘İYİ KALECİLERİMİZ VAR’

A Milli Takım’da her mevkide rekabet olduğunun altını çizen 28 yaşındaki kaleci, “Buraya gelen her oyuncu burayı hak ederek buraya geliyor. Kaleci mevkisinde de iyi kalecilerimiz var. Milli takımda kimin oynadığının çok bir önemi yok. Kime forma geliyorsa elinden geleni yapmaya çalışıyor. Sezona iyi başladığımı düşünüyorum. Hocam şans verirse elimden geleni yapmaya çalışacağım. Milli takımımızı en iyi şekilde temsil edeceğiz” diye konuştu.

‘DÜNYANIN EN BÜYÜK TAKIMLARINDA OYNAYAN OYUNCULARIMIZ VAR’

Milli kaleci, konuşmasına şöyle devam etti:

“Dünyanın en büyük takımlarında oynayan oyuncularımız var. Hem genç hem takıma liderlik yapan iyi oyuncularımız var. Hakan ağabey gibi dünya çapında futbolcumuz var. Arda, Kenan ve Kerem gibi çok yetenekli oyuncularımız var. Arkadaşlık ortamı gayet iyi. Hocamızla uyumumuz iyi. Almanya’da bunun sinyalini vermiştik. Hocanın istediklerini yapmaya çalışan bir grup var.”

Her zaman ülkesine faydalı olmak istediğini dile getiren tecrübeli kaleci, “Bu sezon takım olarak iyi başlayamadık ama kendimin iyi başladığını düşünüyorum. Her zaman en iyi performansımı vermeye çalışıyorum. Çok çalışarak, hem burada hem takımımda iyi olmaya çalışıyorum” diye konuştu.

‘DÜNYANIN HER YERİNDE BÖYLE’

Yoğun maç temposuyla ilgili de konuşan Uğurcan Çakır, şunları kaydetti:

“Biz Avrupa Şampiyonası’nda yaklaşık 45 gün geçirdik. Trabzonspor olarak 8-9 gün sonra Avrupa’da Play-off maçımız vardı. Maçların yoğunluğu her sezon daha fazla artıyor. UEFA olmadığında milli takım araları oluyor. Gerçekten yoğun bir fikstür var. Ancak dünyanın her yerinde böyle. Buna adapte olmaya çalışıyoruz.”

Milli kaleci, bu sezon özelinde iyi kaleci performansları gördüğünü aktararak, “Muhammed Şengezer, Berke Özer ve Altay Bayındır. Keza Okan Koçuk’ta iyi bir performans sergiliyor. Kayserispor’da Bilal’de iyi bir performans sergiliyor” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.

Teknik Direktörümüz Jose Mourinho ve Jayden Oosterwolde, Twente maçı öncesinde açıklamalarda bulundu

Teknik Direktörümüz Jose Mourinho ve futbolcumuz Jayden Oosterwolde, Fenerbahçemizin, UEFA Avrupa Ligi’nin 2. haftasında yarın deplasmanda Hollanda temsilcisi Twente ile oynayacağı müsabaka öncesinde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda …

Teknik Direktörümüz Jose Mourinho ve futbolcumuz Jayden Oosterwolde, Fenerbahçemizin, UEFA Avrupa Ligi’nin 2. haftasında yarın deplasmanda Hollanda temsilcisi Twente ile oynayacağı müsabaka öncesinde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Teknik Direktörümüz Jose Mourinho ve futbolcumuz Oosterwolde, şunları söyledi:

Maçla ilgili Teknik Direktörümüz, “Güçlü yönleri olarak takım olmalarını söyleyebilirim. Takım halinde oynuyorlar ve bunun arkasında yapmış oldukları çalışmaları görebiliyorsunuz. İyi savunma yapıyorlar, önde iyi baskı yapıyorlar, gerektiğinde geri çekilip kompakt ve organize bir şekilde oynamayı iyi biliyorlar. Her Hollanda takımı gibi topla oynamaktan keyif alıyorlar. Topa sahip olmak istiyorlar. Aynı zamanda kontrataklarda da çok tehlikeli olabiliyorlar. Öndeki oyuncularının hareketlilikleri iyi. Zayıf yönlerine değinmeyi tercih etmiyorum. Pazar gününden beri bu maça hazırlanıyoruz, birkaç günümüz oldu. Yüksek şiddetli çalışmalar yapamadık çünkü ligde zorlu bir maç oynamıştık. Ama en azından taktiksel olarak neler yapmamız gerektiğini biliyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Fenerbahçe’de ve Türkiye’de olduğu için mutlu olduğunu belirten Jose Mourinho, “Diğer çalıştığım kulüpleri de yüksek platform olarak ayırmam. Her kulübün hedefleri vardır. Bir kulübe geldiğiniz zaman o kulübün projelerini, hayallerini sahiplenirsiniz. İspanya Ligini Real Madrid’le kazanmak, Türkiye Ligi’ni Fenerbahçe’yle kazanmaktan daha önemli demem asla. Hiçbir farkı yok. Fenerbahçe çok büyük bir kulüp, Türkiye harika bir ülke. Türk futbolunda hala öğrenmeye çalıştığım bazı şeyler var. Değiştiremeyeceğim için onlarla yaşamaya, kabul etme durumunda olduğum şeyler var. Buraya gelme kararımdan hiç pişman değilim. Tamamen kulüple yapmak istediklerime odaklanmış durumdayım.” dedi.

20 yıl önce Porto ile Şampiyonlar Ligi’ni kazandığı dönemdeki hırs ve hislere sahip olduğunu belirten Mourinho, “20 yıl önce Porto ile Şampiyonlar Ligi’ni kazanmıştım, 2 yıl önce de Roma ile Konferans Ligi’ni kazanmıştım. 1 yıl önce de Roma ile Avrupa Ligi’ni kaybetmiştim ama kaybettim derken… Ama tabii ki 20 yıl önceki hislerimi, hırslarım hala var. Fenerbahçe de hırsları olan bir kulüp. Burada hedeflerimize ulaşmak için içinde bulunduğumuz durumlar çok zor. Türk insanı ne demek istediğimi gayet iyi anlıyor. Ben içimde hala aynı ateşi, hırsı hissediyorum. Hala sarı kart görüyorum. Dış görünüşüm dışında değişen pek bir şey yok benim için. Fenerbahçe turnuvaları kazanmak istiyor. Ligde iyi rakiplerimiz var. Zor şartlar var ama bu zor şartları konuşması gerekecek doğru kişi ben değilim çünkü ben buraya yeni geldim. Onlar daha iyi biliyorlar çünkü tüm hayatları boyunca buradalardı. Aynı şekilde Avrupa Ligi’nde de seviyesi çok yüksek takımlar var. Bu yeni garip formatta hem iyi hem de kötü şeyler var. İyi şeylerden biri artık Şampiyonlar Ligi’nden takımlar gelmiyor. Bu turnuvaya başlayan takımlar bu turnuvayı bitiriyorlar. Takım isimlerine baktığımız zaman gerçekten zor ve potansiyelli takımlar var. Önümüzde 7 maçımız kaldı. Biz ilk etabı geçmeyi umuyoruz. İkinci etaba geçtikten sonra üçüncü etabı düşünmeye başlarız. Şu anda bu yeni formatta kaç puan gerektiğini bilmiyorum. Bildiğim tek şey şu an cebimizde 3 puan var. Önümüzde 7 maç daha var ve bu maçlardan da puan almamız lazım. Umarım yarından başlayarak bunu başarırız.” şeklinde konuştu.

Yarınki karşılaşmanın VAR hakeminin, Roma-Sevilla finalindeki VAR hakemi Stuart Edward olduğunun hatırlatılması üzerine Jose Mourinho, “Bunun normal bir atama olduğunu düşünüyorum çünkü UEFA, Bay Rosetti ve De Cupers’in yapmış olduğu atamalara göre belirliyor bu kararları. Benim için hiçbir problem yok. Ben dürüstlüklerine inanıyorum. Futbolun içinde olan insanların dürüstlüğüne inanıyorum. Onlar finali yönettikleri günde kötü günlerindeydiler. Bir kulübün, hocanın, oyuncuların ve taraftarların tarihini etkileyen karar verdiler, ben bunu unutmuyorum ama dürüstlüklerine inanıyorum. Sadece onlar o gün kötü günlerindeydiler. Yarın da ellerinden geleni yapacaklarını biliyorum. Bununla ilgili hiçbir problemim yok.” açıklamasını yaptı.

Son olarak Hollanda takımlarına karşı galibiyet istatistiğinin hatırlatılması üzerine Teknik Direktörümüz Jose Mourinho, “Hollanda takımlarına karşı geçmişte o maçları kazandım çünkü iyi takımları çalıştırıyordum. Ajax’a karşı 4 kez oynamıştım Real Madrid’deyken. Böyle bir eşleşmede kazanmayı beklersiniz. Bunun benimle veya Hollanda takımları olmasıyla bir alakası yok. Sadece takımların potansiyeliyle alakası var. O eşleşmeler de zordu, kolay olmadı. Sadece bir Ajax-Real Madrid maçı ve Manchester United-Ajax finali kolaydı. Onun dışında oynamış olduklarımın hepsi zordu. Daha çok yeni Feyenoord’a kaybettim. Yarın da zor olacak diye düşünüyorum. Ben kazanmaktan hoşlanıyorum, kaybetmekten hoşlanmıyorum. Hollanda takımları her zaman zor. Çok organizeler, çok iyi oynuyorlar, teknik anlamda çok üst düzeyler, kaliteliler, özellikle evlerinde oynadıklarında taraftar desteği olduğunda bu maçlar çok zor oluyor. Bu sene hem Twente hem de AZ ile eşleştik grupta. İkisiyle de deplasmanda oynayacağız. ‘Bu durumdan mutlu musunuz?’ diye sorarsanız, hayır değilim. Sadece havalimanının bile buraya 1 saat uzak olması bizim için bir zorluk. Hollanda takımlarının aynı zamanda bir pragmatizmi de oluyor. Yarınki rakibimiz savunmayı çok iyi biliyor, gerektiğinde geri çekilmeyi iyi biliyorlar. Kompakt bir şekilde beklemeyi ve kontrataklara çıkmayı iyi biliyorlar. Belli bir dozda pragmatizme sahipler. Bunu iyi yapıyorlar. Geçen sene de ligi üçüncü bitirdiler. Slavia Prag ile eşleşmişlerdi ki Slavia Prag takımı da sanılandan çok daha iyi. Ben de yarınki rakibimizin çok iyi bir takım olduğunu söyleyebilirim.” diye konuştu.

Ardından söz alan Hollandalı oyuncumuz Jayden Oosterwolde, “Eski yuvama geri döndüm. Geçen yıl da Twente ile oynamıştık. Benim için güzel bir hatıra olmuştu. Umarım yarın akşam da benim için güzel bir hatıra olur. Enteresan bir maç olacak. Bence her iki takım da çok iyi. Twente, geçen hafta M. United’a karşı güzel bir iş çıkardı ama biz de Fenerbahçe olarak çok iyiyiz. Yeni bir teknik direktörümüz var. Kendisinin takım üzerinde çok güzel etkisi var. Umarım yarın da iyi olur ve galibiyetle döneriz.

(Eski takımına karşı oynayacak olmak) Geçen yıl da aynısını yapmak zorundaydım ama tabii ki hoş bir duygu değil ama artık Fenerbahçeliyim. Fenerbahçe’de başarı göstermek zorundayım. Biz de Avrupa Ligi’ne katılmak istiyoruz. Hoş bir duygu değil ama profesyonel davranmanız gerekiyor. Dusan Tadic’in Hollanda’da daha fazla eski aşkları (takımları) var. Onun için de güzel bir his bu. Twente bence çok iyi takım. Defans ve hücum açısından her iki yönden de iyiler. Birlikte çalışan bir takım.

Mourinho ile çalışabilmem, onun beni seçmesi benim için bir onurdur. İtalya’da da oynadım. Fenerbahçe’de benim üçüncü teknik direktörüm. Deneyimlerim oldu. Kendisinin belirli bir karizması var. Çok da başarıları var. Ondan daha fazla bilgi almak demek istemiyorum ama onun söylediklerini daha fazla ciddiye alıyorsunuz. İyi bir ambiyansla geldi. Zaaflarımız varsa onları düzeltmeye, geliştirmeye yardımcı oluyor. Futbola ayrı bir bakış açısı var. Kendisi büyük bir hoca.

Türkiye gibi ülkede çok şey oluyor. Sadece futbolda değil, Türkiye’nin dışından da çok farklı şeyler oluyor. Alışmanız, kabullenmeniz ve adapte olmanız gerekiyor. Evet, Türkiye’de garip şeyler oluyor ama bunu kabul etmek zorundayız. Türkiye’den çıkarken de bunu da deneyim olarak götürmeniz gerekiyor.

Bütün kariyerim boyunca sol bek oynadım. Sol orta sahada oynadım. Her iki pozisyonda iyi oynayabiliyorum ama hocanın şu anda benim sol kanatta oynamama ihtiyacı var. Bu benim için herhangi bir problem değil. Hangi pozisyonda oynamaktan daha fazla keyif alıyorsun diyorsanız, geçen sene daha çok sol stoper oynadım. Birçok Avrupa kulübü benimle ilgilendi. Her iki pozisyon da benim için problem değil. İyi bir sezon oynadığımı düşünüyorum ama dediğim gibi hocamızın benim sol kanatta oynamama ihtiyacı var.

En üst düzeyde oynamaya çalışacağız. İlk 8’de olmamız gerektiğini düşünüyorum. Hedefimiz bu yönde. İyi maçlar bizi bekliyor. Hedefimiz galibiyet.

Bence Mourinho çok şakacı biri, hatta futbolun dışında da çok iyi bir insan. Geçmişte yaşadığı hikayeleri bize anlatıyor. Bize şunu öğretti: Her şey futboldan ibaret değildir. Çok da katı bir insan değil. Çok komik insan. ” dedi.

Basın Fotoğrafları

Emekli astsubaylar haykırıyor: Hayata tutunamıyoruz

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) yıllarca hizmet verdikten sonra emekli olan binlerce astsubay; subay emeklilerine verilen hakların kendilerine verilmediği, az maaş aldıkları, verilen sözlerin tutulmadığı ve ekonomik sıkıntı yaşadıkları gerekçeleriyle 19 günlük “astsubaylığa saygı” yürüyüşüyle seslerini duyuracak. PD’ye konuşan Astsubay İnisiyatif Hareketi ve Çalıştay Grubu üyesi Ergün Erdoğan, sesi titreyerek, emekli subaylardan 30 bin lira daha düşük aldıkları maaşlarla artık hayata tutunamadıkları ve psikiyatrik vaka olduklarını söylüyor.

Murat KAYA

Astsubaylar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ana omurgasını oluşturuyor ve hizmetleriyle, bu kuruma çok büyük katkılar sunuyor.

Orduda en önemli görevleri üstlenen, sorumluluk alan, savaşta en ön safta bulunan ve yaralanma ya da şehit olmalarıyla gündeme gelebilen astsubaylar, ordunun yükünü taşımalarına rağmen aldıkları maaşların subayların maaşlarından çok daha düşük olmasından yakınıyor. Astsubaylar ayrıca emeklilikte de üst rütbelilere oranla da az maaş almaları, başka işlerde çalışmak zorunda bırakılmaları ve subaylara tanınan haklardan yararlandırılmamaları nedeniyle, siyasilerden haklarının korunmasına ilişkin yasal düzenlemeler bekliyor.

Bütün bu beklenti, emekli astsubayların bir araya gelerek oluşturdukları Astsubay İnisiyatif Hareketi ve Çalıştay Grubu’nca, gerek eylemlerle, gerek mitinglerle ve gerekse de yürüyüşlerle dile getiriliyor.

Emekli Kıdemli Astsubay Levent Ulucan’ın başkanlığında oluşturulan Çalıştay Grubu; emekli astsubaylar Nevzat Yüksel, Fahrettin Bağrı, Ergün Erdoğan ve akademik katkılar sunan Dr. Fatih Çam’ın organizasyonlarıyla Türkiye’de emekli olan tüm astsubayların sesi olma mücadelesi veriyor.

TARİHTE İLK KEZ MSB’Yİ PROTESTO ETTİLER

Astsubay İnisiyatif Hareketi ve Çalıştay Grubu, meslektaşlarının sesini kamuoyuna duyurmak ve beklenilen düzenlemelerin yapılması için bu yıl birçok aktif eylemde bulundu.

Ankara Ulus’ta 27 Ocak 2024’te bir mitingi düzenlendi ve bu mitingde emekli astsubaylar tarihinde ilk kez Milli Savunma Bakanlığı’nı (MSB) protesto etti.

Aynı emekliler bu yılın şubat ayında ise 785 dilekçeyi MSB’ye sunarak, haklarının düzenlenmesi talebinde bulundu. 2 Mart’ta bu kez İzmir’de bir araya gelen hak arayışındaki 27 bin emekli astsubay, Gündoğdu meydanında seslerini ilgililere duyurmak istedi.

İSTANBUL’DA 52 BİN KİŞİLİK MİTİNGTEN SONRA YENİ EYLEM: YÜRÜYÜŞ

Emekli astsubaylar 16 Mart’ta İstanbul’da 52 bin kişinin katılımıyla düzenlenen mitingden sonra yeni bir eyleme başladı. Onlar, 19 gün sürecek bir yürüyüşle, seslerinin en üst makamlarca duyulmasını sağlamaya çalışacak.

On binlerce emekli astsubayı temsil eden, onların sesi olan Çalıştay Grubu üyesi Cafer Demir, Fatih Kozan ve Levent Keleş; 29 Eylül’de, onlar için simge bir isim olan 15 Temmuz darbe kalkışması şehidi Astsubay Ömer Halisdemir’in Niğde’deki kabrinden yürümeye başladı.

Toplam 427 kilometrelik mesafede yapılması planlanan yürüyüş, Ankara Anıtkabir’de bitecek ve geniş katılım sağlanacak bu noktada yürüyüşü yapan emekli astsubaylarca basın bildirisi okunacak.

Maaş bağlama oranının yükseltilmesi, tazminat haklarının verilmesi, 2022’de söz verilen ancak seçimden sonra kadük bırakılan sözlerin yerine getirilmesi, iyileştirme olarak 10 bin puan talebinin karşılanması amacıyla düzenlenen “astsubaylığa saygı” yürüyüşüne; varılacak duraklarda katılım olacak. Varılan her noktada emekli astsubaylar, bir araya geldikleri eylem yürüyüşçüsü emekli astsubaylarla bir süre birlikte yürüyecek.

OKUNACAK O BİLDİRİDE ŞEHİT ÖMER HALİSDEMİR DETAYI

Yürüyüşün, astsubaylar için çok anlamlı olan 17 Ekim Dünya Astsubaylar Günü’nde bitmesi planlanıyor.
Ankara’da son bulacak yürüyüşten sonra yürüyüşçülerden Cafer Demir, Emekli Hava Astsubay Kıdemli Başçavuş Levent Ulucan’ın yazdığı bir basın bildirisini okuyacak.

Tüm şehitlerin rahmetle anılacağı, gazilerin de minnet ve saygıyla selamlanacağı bildiride, Astsubay Ömer Halisdemir’e yönelik; şu ifadeler kullanılacak:

“Ömer Halisdemir meslektaşıma belki daha önce de mezarı başında söyleyenler olmuştur. Bir kere de ben söylemek isterim. Sen mertçe, erkekçe, yiğitçe onlarca kahpenin üzerine öleceğini bile bile yürürken kendi karargahındaki personel tarafından boynuna kemer dolananlar bakan oldu, milletvekili oldu. Utandılar mı? Elbette hayır! Bir çok şeyden utanmadıkları gibi utanmadılar. Senin gibi, her astsubay gibi, yıllarca kahpe pusuların, hainlerin, ölümün üzerine yürüdük. Yıllarca bize ‘git ve öl’ diyenler, ‘biz aileyiz’ diyenler iş adalete, iş hakka-hukuka gelince kör ve sağırı oynadılar. Söz verdiler unuttular. Utandılar mı, elbette hayır! Her birimiz Ömer Halisdemir’iz.”

“YOLLARA DÜŞMEMİZE SEBEP OLANLAR UTANIRLAR MI, ELBETTE HAYIR”

Söz konusu bildiride, MSB yetkilileri ve bu duruma düşmelerine sebep olanlar da, eleştirilecek.

“Bize haklarımızı vermeye gelince kendileri karşımıza statü diyerek set çektiler. Bize göre alt statüde olanlara statüyü deldirdiler. Utandılar mı? Elbette hayır” denilecek bildiride, şu aktarım yapılacak:

“Yaş ortalamamız 60 üzeri. Neredeyse hepimiz sağlık sorunları yaşıyoruz. Buralara gelmemize, yollara dökülmemize sebep olanlar utanırlar mı, elbette hayır! Vatan namusumuz, astsubaylık onurumuzdur. Şu açıkça bilinsin; astsubaylık hak ettiği saygınlığa ulaşıncaya, emeğimize, ekmeğimize hak ettiğimiz değer verilene kadar kutsal hak mücadelemiz, kutsal yürüyüşümüz devam edecektir. Bu vatan için nasıl ölümün üzerine yürüdüysek bu gün de bize yıllardır yapıla gelen haksızlığın üzerine yürüyeceğiz. Bu yürüyüş bir onur mücadelesi yürüyüşüdür. Bu yürüyüş astsubayın kendi mesleğine saygı yürüyüşüdür. Hukuktan ayrılmadan yasalar çerçevesinde her türlü eylemin ilk adımıdır. 20 yıldır her MSB Bakanı tarafından, devletin tepe noktasından verilen sözleri hatırlatma yürüyüşüdür. Siyaset kurumundan ilk seçimde sorulacak bir hesabımız var. Dengeleri değiştirecek gücümüz var. Dünü unutmadık, yarınlar için de notumuzu aldık. Başımız dik, alnımız ak, gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz.”

EMEKLİ ASTSUBAY ERGÜN ERDOĞAN’IN HAYKIRIŞI: SUBAY-ASTSUBAY AYRIMI VAR

PD’nin eylemle ilgili görüştüğü emekli astsubay Ergün Erdoğan, sisi titreyerek uğradıkları haksızlıkları anlattı.

“TSK’da subay-astsubay ayrımı var” diyen Erdoğan, teknik ve idari konularda aynı işleri yaptıklarını, kendilerine her kademede görevler verildiğini ancak emekli olduklarında subaylar maaşlarının yüzde 85’ini alırken astsubayların maaşlarının yüzde 40 civarında kaldığını söyledi.

“BİZİ SÜREKLİ OYALADILAR”

Erdoğan, “Askerlik mesleği buysa aynı işi yapıyoruz biz. Hatta teknik konular bizde. Muhaberatı, iletişimi, lojistiği hep astsubaylarda. Ordunun bel kemiği dediğimizi yapı astsubaylarda. Ama onlar bizim görevimizi yapamazlar, biz onların görevini yaparız. Onlar sadece emretme makamı. Dolayısıyla biz icra makamıyız. Mecliste çalışmalar düzenlendi, hükümet ‘haklarınızı vereceğiz’ dedi, sürekli oyaladılar bizi. En sonunda astsubaylar haklarını aramak için meydanlara döküldü” ifadelerini kullandı.

“SADECE CENAZEMİZE GELİYORLAR”

Yetkililerin sadece cenazelerine geldiklerini ve siyasilerin sadece bu katkıyı sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, “Televizyonlarda 20 saniyelik zaman ayrılıyor bize. Gözünü, uzvunu kaybeden bir sürü arkadaş var. Türkiye ölçeğinde yüzde 3’e tekabül eden bir yapıyız biz. Neden görmüyorlar? Anlatamıyoruz derdimizi. Siyasilere sesimizi duyurmamız gerekiyor artık. İkinci bir iş yapıyoruz emeklilik hayatımızda. Ya güvenlik, ya olmadık işler yapıyoruz. Çünkü geçinemiyor astsubaylar. Aktif olarak en mühim görev astsubayların üzerinde. Ordunun yükü onlara verilmiş ancak ekonomik olarak değil” şeklinde konuştu.

“YARBAY EMEKLİSİYLE ARAMIZDA 25 BİN LİRA FARK VAR”

Emekli subaylarla emekli astsubayların aldıkları maaşları karşılaştıran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eskiden yarbay muadili maaş alırken bugün yarbayla aramızda 25 bin lira fark var. Hele albayı söylemeye bile gerek yok. Bir albay emekli oluyor üsteğmen maaşı alıyor. Astsubay başlangıçtaki en küçük rütbelinin maaşının yarısı kadar bile alamıyor. Bir albay emekli olunca 54-56 bin lira civarı maaş alıyor. Astsubay emekli oyunca 25 bin lira anca alıyor. Arada 30 bin liralık fark var. Onlara özel kaymaklı tazminatlar çıkarılmış. Maaş bağlama özlük hakları incelendiğinde şunu görecek kamuoyu ve hükümeti; her darbenin arkasında subaya özellik tanınmış. Astsubaya gelince ‘dur’ dediler. Bu kadar ayrımcılık olur mu? Bu bu vatanın öz evlatları değil miyiz biz? Hep kandırıyorlar.”

“HAYATA TUTUNAMIYORUZ”

Telefonla görüştüğümüz Ergün Erdoğan, son olarak sesi titreyerek şu söylediklerini iletmemizi istedi:

“Emekliler ikinci, üçünü işleri yapmaya başladılar. Sosyal ve ekonomik çöküntü yaşıyoruz, biz hayata tutunamıyoruz. Gerçekten artık psikaytrik vakayız. Bu kast sistemi değişmeli.”

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Şimşek: 2026’da enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz

Şimşek: 2026’da enflasyonu tek haneli rakamlara indirmeyi hedefliyoruz

Foreks – Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun düşürülmesinin sürdürülebilir büyüme ve gelir dağılımında adalet için kritik öneme sahip olduğunu belirterek, 2026 yılında enflasyonu tek haneli seviyelere düşürmeyi hedeflediklerini söyledi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Karabük ziyareti kapsamında ilk olarak AK Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Burada il ve ilçe belediye başkanları, meclis üyeleri, İl Genel Meclisi Başkanı ve partililer ile toplantı yapan Şimşek, ardından Karabük Belediyesi’ne geçip Başkan Özkan Çetinkaya’yı ziyaret etti. Çetinkaya’dan belediyenin çalışmaları hakkında brifing alan Bakan Şimşek, belediye ziyaretinin ardından “Türkiye Buluşmaları” programına katıldı. Bakan Şimşek, burada yaptığı konuşmada Orta Vadeli Program’ın tek hedefinin milletin refahını artırmak olduğunu ifade etti. Bu hedefe ulaşmak için sürdürülebilir büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı sağlamanın kritik olduğunu belirten Şimşek, şöyle dedi:

“Bizim Orta Vadeli Programımızın bir tane hedefi var. O da milletimizin refahını arttırmak. Ama büyümek yetmiyor. Büyümenin sonucu ortaya çıkan refah artışının da daha adil bir şekilde dağılımı. Dolayısıyla sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil bir gelir dağılımı bu programın özü. Programın ana hedefi bu. Tabii bu hedefe ulaşmak için fiyat istikrarını sağlamamız lazım. Fiyat istikrarı ne demek? Enflasyonun düşük tek haneli seviyelere çekilmesi demek. Zaten gelir dağılımının bozulmasının en önemli sebebi enflasyon. Enflasyon yüksek olduğu zaman da büyüme performansı düşük. İşte kısa yakın dönem tarihinden bahsetmek istiyorum. 1990’lı yıllarda enflasyon ortalama yüzde 70 civarında, reel büyüme yani ülkede yıllık ortalama büyümesi yüzde 3 civarında. 2000’li yılların başına bakalım. 2000’li yılların başındaki on yıllık ortalama büyüme AK Parti hükümetinin döneminde yüzde 5,7’ye çıkmış. Yüzde 3,1’den yüzde 5,7’ye neredeyse ikiye katlanmış büyüme. Peki bu dönemde ne olmuş? Enflasyon ortalama yüzde 72’den ortalama 9,3’e düşmüş. Enflasyon düşünce ülkede kalıcı bir şekilde daha yüksek büyümeyi sağlayabiliyoruz. Çünkü enflasyonun düşmesi demek öngörülebilirliğin artması demek. Yatırımların artması, üretimin artması demek. Dolayısıyla bizim en büyük önceliğimiz fiyat istikrarıdır. Yani enflasyonun düşük tek haneye inmesi. Çünkü sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılım için olmazsa olmaz. Peki bunu destekleyecek diğer hususlar nelerdir? Tabii ki bütçe disiplini. Bunu sağlayamazsanız enflasyonu indiremez, büyük açıklar verirsiniz. O zaman kamu büyük açık verince normalde özel sektöre yatırımlara gidecek kaynakları kamu kendisi çeker. Yani dışlama etkisi olur. Dolayısıyla bütçe disiplinini tabii ki sağlayacağız.”

“Kalıcı kazanımlara dönmenin tek yolu yapısal reformlar, dönüşümdür”

Türkiye’nin geçmişte yaşadığı sıkıntıların temelinde genelde büyük dış açıklar olduğunu, kalıcı kazanımlara dönmenin tek yolunun her alanda yapısal reformlar olduğunun altını çizen Bakan Şimşek, “Dış açık demek dış borç demek. Sonra bunları yani döndürülmesinde en ufak bir sorun yaşadığınız zaman bu kur’a tabii yansıyor. Dolaylı olarak enflasyona yansıyor. Dolayısıyla bizim cari açığı da sürdürülebilir bir düzeye çekmemiz lazım. Yönetilebilir bir düzene çekmemiz lazım. Bütün bu bahsettiğim gelişmeleri geçici olarak sağlamak yetmiyor. Kalıcı kazanımlara döndürmenin tek yolu var. O da yapısal reformlar, dönüşümdür. Her alanda tarımda, sanayide, bütün alanlarda. Yani verimlilik arttırmak, rekabet gücünü arttırmak için reform yapmamız lazım. Dolayısıyla bizim Orta Vadeli Programımızın özeti bu. Bu programla Türkiye’nin büyümesinin temellerini sağlamlaştırmak istiyoruz. Şimdi bazıları diyebilir ki büyüme yavaşlıyor. Bu geçici bir yavaşlamadır. Çünkü biz daha yüksek sürdürülebilir büyümenin temellerini şimdi sağlamlaştırıyoruz. Burada bu söylediklerimi çok kısa bir şekilde görsellerle zenginleştirmek gerekirse, enflasyon mayıs ayında yüzde 75, ağustos ayı itibarıyla yüzde 52’ye düştü. Önümüzdeki aylarda kalıcı bir şekilde düşmeye devam edecek. Yani enflasyonda kalıcı belirgin bir düşüşün içindeyiz” dedi.

“Dezenflasyonu desteklemek için bütçe disiplinini sağlamamız lazım”

Merkez Bankasının açıkladığı yüzde 42 olan tahmin bandına yakın bir noktaya ulaşılacağını ifade eden Bakan Şimşek, “Bizim Merkez Bankamızın açıkladığı bir tahmin bandı vardı. O tahmin bandının üst kısmı yüzde 42’ydi. Bu sene muhtemelen Merkez Bankamızın tahmin bandının üstüne yakın bir noktaya çekmiş olacağız. Gelecek senede yine bandın orta noktası olan yüzde 17,5 gibi yani en azından Orta Vadeli Program’da öngörüyoruz. Ondan sonraki yıl da tek hane. Tekrar yüzde 10’un altı. Dolayısıyla enflasyonda düşüş patikası bu çerçevede. Dezenflasyonu desteklemek için yani enflasyonda düşüşü desteklemek için bütçede disiplini sağlamamız lazım. Deprem nedeniyle ağırlıklı olarak geçen sene ve bu sene bütçe açıkları yüzde 5 civarında. Milli gelire oranla büyük açık. Şimdi biz bu açığı önümüzdeki sene yüzde 3 civarında, daha sonra yüzde 3’ün altına zaten AK Parti hükümetlerine bakarsanız 20 yıllık geçmişte ortalama bütçe açığı oranı yüzde 2,4. Depreme rağmen tekrar harcama disiplinini sağlayarak biz bütçe disiplinini başaracağız. Son 20 yıla bakarsanız Türkiye’de cari açığın milli gelire oranı yüzde 3,8. Bu sene biz bu açığı yüzde 1,7’ye düşürdük. Önümüzdeki üç yıl boyunca da yüzde 1 ile 2 arası bir tahmin öngörüyoruz, orada tutacağız. Bu düzeyde cari açık sorun değil. Programın özü sürdürülebilir yüksek büyümeye doğru bir altyapı oluşturmak. Bunun için enflasyonu tek haneye düşürmek bütçe açığını, master kriterleri çerçevesinde yüzde 3’ün altına çekmek. Cari açığı sürdürülebilir bir patika yani yüzde 2,5’un altına çekmek. Ve bunun sayesinde de şu anki sıkıntıları geride bırakmak” diye konuştu.

“Cari açığı sürdürülebilir bir noktaya şu an itibarıyla çekmiş durumdayız”

Milletin karşılaştığı en önemli sıkıntının hayat pahalılığı, enflasyon olduğunu, bir diğer önemli sorunun da cari açık olduğunu aktaran Bakan Şimşek, cari açığı sürdürülebilir noktaya çektiklerini ifade ederek şöyle devam etti:

“Milletimizin karşı karşıya olduğu en önemli sıkıntı alanı tabii ki hayat pahalılığı, yani enflasyon. Dolayısıyla bu program esas itibarıyla enflasyonu kalıcı bir şekilde aşağı çekecek bir program. Tabii enflasyonun düşmesi demek, fiyatların düşmesi demek değildir. Yani diyelim ki bu ürünün fiyatı on liraysa ben gelecek sene 11 liraya çıkarsa yüzde 10 enflasyon var demektir. Çünkü ondan 11’e çıktı. Bir sonraki sene yani birden 11 liraya değil de 10 buçuk liraya çıksa o zaman enflasyon yüzde 5 oluyor. Ama fiyat artmaya devam ediyor. Dolayısıyla enflasyonda düşüş demek fiyatlardaki artışın yavaşlaması demek. Peki bu program çalışıyor mu? Bir yıl uyguluyoruz. Eylül ayında programı açtık. Hedeflerimizden bir tanesi cari açığı daraltmak hatırlarsınız. Cari açığı sürdürülebilir bir düzeye çekmek. Geçen sene ortasında cari açık 50 milyar doların üzerinde, 60 milyar dolar civarı. Bu sene temmuz ayından itibaren cari açık 19 milyar dolara düştü. Milli gelire oranı da haziran ay itibarıyla yüzde 2 civarına düştü. Ama yılın sonunda biz yüzde 1,5 ila 2 arası bir cari açık öngörüyoruz. Yüzde 1,7 diye programa yazdık. Dolayısıyla biz cari açıkta hedefimizden çok daha iyi bir noktadayız. Cari açığı sürdürülebilir bir noktaya şu an itibariyle çekmiş durumdayız. Dolayısıyla memleketin dış açık sorununu kalıcı hale getirmek için bu seviyelerde tutup, daha aşağılara çekmek için yapısal dönüşüme ihtiyacımız var. Yani sanayide dönüşüme ihtiyacınız var, bütün diğer alanlarda dönüşüme ihtiyacınız var.”

“Swap hariç net rezerv 30 milyar dolar”

Geçen yıl program öncesi 98,5 milyar dolar brüt rezervin bulunduğunu, bu rezervin 156 milyar dolara çıkartıldığını hatırlatan Bakan Şimşek, “Diğer önemli bir konumuz rezerv konusu. Geçen sene program öncesi 98,5 milyar dolar civarında brüt rezervimiz vardı. Bu rezervi biz yaklaşık 58 milyar dolar arttırıp, 156 milyar dolara çıkarttık. Uluslararası tanımlara göre artık Türkiye rezerv yeterliliğini sağlamış durumda. Tabii bu dönemde önemli tartışmalardan bir tanesi swap hariç rezervlerdi. Bankalardan, Merkez Bankası diye bir geçici olarak döviz alıp ona karşılık TL verince bu bir swap işlemi oluyor. Şimdi swap hariç net rezerv eksi 60,5 milyar dolardı. Swap hariç net rezervleri son 12 ayda 90 milyar dolar arttırdık. Ve Türkiye’nin rezerv sorununu bu anlamda çözdük. Yani artık bu konu bir endişe kaynağı olmaktan çıktı. Net rezerv swap hariç 30 milyar dolar” ifadelerine yer verdi.

“Kur korumalıdan ülkemizin çıkışını öngörüyoruz. Burada da epey mesafe kat ettik”

Kur korumalı mevduattan çıkmanın hedeflendiğini ifade eden Bakan Şimşek, “Diğer önemli bir konu veya önemli bir hedefimiz; kur korumalı mevduattan çıkış. Devlet şöyle bir taahhütte bulunmuş; vatandaş parasını Türk lirasında tutsun bankalarda ama eğer liradaki değer kaybı bankanın ödediği faizin üzerine çıkarsa o farkı da devlet taahhüt etmiş. Bu önemli bir belirsizlik kaynağı. Önemli bir koşullu yükümlülük olarak karşımıza çıkıyor. Bir de dezenflasyon sürecinden dediğim gibi liralaşma stratejimiz var. Çünkü biz liranın faizini yönetebiliyoruz, belirleyebiliyoruz. Yani hani bir aktarım mekanizması var para politikasında. Onun etkili olabilmesi için lira ağırlıklı bir sistem oluşturmamız lazım. Dolayısıyla kur korumalı mevduattan çıkış bizim için bir hedef. Son bir yılda yaklaşık 98 milyar dolar kur korumalı mevduatta düşüş oldu. Epey mesafe kat ettik. Yani eylül başı itibariyle kur korumalı mevduatın faizi 46 milyar dolara düştü 144 milyar dolardan. Biz piyasaları bozmadan önümüzdeki aylarda peyderpey bu bakiyenin daha da düşeceğini ve kur korumalıdan ülkemizin çıkışını öngörüyoruz. Burada da epey mesafe kat ettik” şeklinde konuştu.

“Geçen sene tedbir almasaydık Türkiye böyle bir bütçe açığını yönetemezdi”

Geçen yıl alınan tedbirler ile harcamaları kontrol altına aldıklarını ifade eden Bakan Şimşek, “Bakın Türk lirasının toplam mevduat içerisindeki payı geçen sene yüzde 32 civarı. Şu anda yüzde 53 civarına çıkmış durumda. Bir yılda muazzam bir başarı var. Yani Türk lirasına vatandaşımızın ve uluslararası aktörlerin güveni arttı. Dolayısıyla bir taraftan cari açıkta azaldı bir taraftan KKM’den çıkıyoruz. Bir taraftan rezerv biriktirdik. Bir taraftan da liraya güveni tekrar tesis ediyoruz. 20 yıllık ortalamalara bakarsanız Türkiye’nin bütçe açığı milli gelire oran olarak yüzde 2,4. Fakat deprem etkisiyle geçen sene EYT etkisiyle tedbir almasaydık bütçe açığı uzun vadeli ortalamanın beş katına çıkıyordu. Ama Türkiye böyle bir bütçe açığını yönetemezdi. Dolayısıyla geçen sene tedbir aldık. Geçen sene harcamaları kontrol altına aldık. Deprem hariç ve arz vergileri arttırmak zorunda kaldık. Ama bunu yapmasaydık enflasyon çok farklı seviyelerde olabilirdi. Çok daha yüksek seviyelerde olabilirdi. Dolayısıyla biz aldığımız tedbirlerle bütçe açığını kontrol ettik” dedi.

“Programı başarılı bir şekilde devam ettirirsek risk puanı 200’ün altına düşecek”

Gelecek yıllarda deprem etkisinin azalması, kamuda disiplin ve tasarruf ve diğer etkenlerle birlikte bütçede düzelmelerin devam edeceğinin altını çizen Bakan Şimşek şöyle devam etti:

“Geçen sene bütçe açığı yüzde 5,27’ydi. Ama bunun üçte ikisi depremle alakalı. Bunun 3,6 puanı depremden kaynaklı. Dolayısıyla deprem etkisi azaldıkça bu sene de deprem etkisi yüksek. İnanıyoruz ki bütçede düzelme devam edecek. Tabii vatandaşımız bizden kamuda disiplin istiyor, tasarruf istiyor. Bu konuda önemli adımlar attık. Şöyle son on yıla bakarsınız. Deprem hariç yüce meclisimizin kabul ettiği bir bütçe var. Bir de gerçekleşen bir bütçe var. Genelde on yılın ortalamasından bahsediyorum. On yıl boyunca deprem etkisi hariç, ortalama yıllık bütçedeki sapma yani başlangıç ödeneğine göre gerçekleşme ortalama 9,1 daha yüksek çıkmış. On yıllık bir ortalama. 2024 yılında tesis ettiğimiz bütçe değişikliğiyle, harcama değişikliği harcama kontrolüyle ayrıca tasarruf tedbirleriyle başlangıç ödeneğine göre sapma ondan önceki yani 2024’ten önceki on yıl ortalamanın onda biri bile değil. Dolayısıyla geçen sene ve bu sene attığımız adımlarla bütçe harcamalarında kontrolü ve sağlamış durumdayız. Ve bunun sayesinde muazzam bir tasarruf var. Ve bu tasarruf miktarı gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 1.8i’ine kadar bu sene çıkması öngörülüyor. Türkiye’nin bütün bu çabaları sayesinde, bu program sayesinde risk primi 700 baz puandan 200 baz puana kadar düştü. Biz bu programı başarılı bir şekilde uygulamaya devam edersek belki gelecek sene bu vakitlerde risk primimiz 200 baz puanın altında bir noktada olması muhtemeldir. Bunun sayesinde Türkiye’nin dış borçlanma maliyetleri düştü. Dış borçlanma maliyeti bu hazinenin, devletin yani. Özel sektörün maliyetleri bunun çok üzerinde. Geçen senenin başında hazine borçlanma maliyetleri yüzde 9.75 iken bugün 6.75 civarına kadar düşmüş durumda. 300 baz puan deyip geçmeyin. Yani 250 milyar dolar borcumuz var. Bunu yüzde 9.75 yerine yüzde 6.75’le döndürürseniz muazzam rakamlara tekabül ediyor.”

“Denetim kuruluşları durup dururken not artırmıyor”

Muhalif kesimleri eleştirerek “’Program yok, işe yaramaz’ diyen Bakan Mehmet Şimşek, dünyada bir tek Türkiye’nin kredi derecelendirme puanının arttığına vurgu yaparak şöyle devam etti:

“Bakın geçen senenin ilk beş ayında reel sektör yüz dolar borç ödediğinde dış borç sadece 73 dolar bulabiliyor. Bankacılık sektörü yüz dolar borç ödediğinde 97 dolar bulabiliyordu. Şimdi ise reel sektör ben yüz dolar borç ödediğinde 122 dolar daha ucuza daha düşük maliyetlerle bulabiliyor. Benzer şekilde bankacılık sektörü 100 dolar borç ödediğinde dünyadan 153 dolar alabilir. Dolayısıyla Türkiye’nin dış finansal sorununu çözdük. Risk primini düşürdük. Borçlanma maliyetlerini aşağıya çektik. Ve kredi derecelendirme kuruluşları notumuzu artırıyor. 2024 yılında dünyanın önde gelen üç büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notu arttırılan tek ülke dünyada Türkiye. Şimdi bazı kesimler uzun bir süre ortada bir program yok dediler. Halen diyenler var aslında. Program yok diyorlar. Sonra programın olduğu çıkınca bu program işe yaramaz dediler. Bu programa kaynak gelmez dediler. Dışarıdan bu programa kaynak gelmez dediler. Net rezervler 90 milyar dolardı. 2003-2013 döneminde net rezervimiz 32 milyar dolarmış. On yılda net rezerv 38 milyar dolarmış. Son 12 ayda 90 milyar dolar. Bu defa dediler ki yok dediler tamam rezervler artıyor. Halbuki bu gelen paranın dörtte üçünden fazlası vatandaşımızın uluslararası kuruluşların Türk lirasına olan güveninden kaynaklanıyor. Daha uzun vadeli kaynak ve politikayı tercih ediyor. Denetim kuruluşları durup dururken not artırmıyor. Olmayan bir programda not artırılır mı? Ama hala bazı çevreler ortada program yok diyorlar. Ve bazı derecelendirme kuruluşları iki kademe artırıyor. Biz bu programı devam ettirelim notumuz artmaya devam edecek. Rahmetli Özal döneminde geldim ben ilk işte kredi notu düşürülmüş. 90’lı yılların başında Türkiye’ye bir kredi notu verilmiş. O zaman borcu çok düşük. Türkiye’ye yatırım yapılabilir kredi notu verilmiş. İki yıl sonra yani 1993’te yatırım yapılabilir kredi notunu kaybetmiş. Notumuz düşmüş. Notumuzun tekrar yatırım yapılabilir seviyeye gelmesi 19 yıl almış. 2013’te sağladık.”

“Hain darbe girişimi notumuzu düşürdü, yeniden çıkartmakta kararlıyız”

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Türkiye’nin puanının “Yatırım yapılabilir” seviyesinin altına düştüğünü, yeniden yatırım yapılabilecek seviyeye çıkartmakta kararlı olduklarını belirten Bakan Şimşek, “Bu defa çok daha hızlı olacak” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sonra hain darbe girişimi sonrası tekrar kredi notumuz yatırım yapılabilir seviyenin altına düştü. Biz tekrar Türkiye’ye yatırım yapılabilir ülke seviyesinin notuna çıkartmakta kararlıyız. Bu defa çok daha hızlı olacak. Öyle görülüyor. Türkiye’nin olduğu en önemli makro ekonomik sorun enflasyondur. Enflasyon yeni bir konu değil ama kolay bir konu da değil. 1970’li yıllarda hükümetler gelmişler. Enflasyonu indireceğiz demişler. İndirememişler. 1980’li enflasyonu düşürememişler. Doksanlı yıllarda her hükümet geldiğinde enflasyonu düşüreceğiz demiş. Enflasyon yüzde yetmiş civarı. 2000’li yılların başında AK Parti hükümetleri döneminde enflasyon tek haneye düşürüldü. Uzun süre orada kaldı. Fakat maalesef son yıllarda tekrar yükseldi. Şimdi tekrar biz enflasyonu tek haneye indirmek istiyoruz. Bu kolay bir süreç değil. 1970’li yıllardan bu yana elli altı ülkede yüzün üzerinde enflasyon şoku yaşanmış. Değişik dönemlerde. Enflasyonu şok öncesine düşürülmesi şok öncesi seviyeye geri getirilmesi ortalama 3,4 yıl alıyor. Bu dünya değeri. Bizim programın ilk yılı geride kaldı. Biz inanıyoruz 2026’nın sonunda kararlı bir şekilde sabırla bu programı uygulayarak enflasyonu tekrar tek haneye düşüreceğiz. Nitekim biz zaten şunu öngördük. Dedik ki programın bu geçiş döneminde enflasyon yükselecek. Mayısta zirveyi bulacak dedik. Mayısta zirveyi bulduk. Mayıstan bu yana enflasyonda 23,5 puanlık düşüş var. Önümüzdeki aylarda bu düşüş devam edecek. Yılı yüzde kırk civarında bir enflasyonla kapatacağız. Gelecek senede yüzde yirminin altına bir enflasyon, bir sonraki sene de yüzde onun altına bir enflasyon.”

“Beceri kazandırması gereken geniş bir nüfus var. Yapay zekâ çağındayız”

Her alanda yapısal dönüşüme dikkat çeken Bakan Şimşek, “Reform gündemine gelince, şimdi makro ekonomide dengeleri düzeltmek için çaba gerekiyor. Para politikası tedbirleri, maliye politikası tedbirleri. Peki diyorlar ya memleketin sorunları, para politikası tedbirleriyle çözülemez. Biz hiçbir zaman memleketin sorunları para politikası tedbirleriyle çözülür demedik, demiyoruz. Sadece maliye politikası tedbirleriyle sorunları çözeriz, onu da demedik. Tam aksine, tabii ki para politikası, maliye politikası, gelirler politikası ama en önemlisi yapısal politikalar. Yani yapısal reform. Yapısal dönüşüm. Çünkü esas kazanımlar burada. Dolayısıyla ülkemizin makro ekonomik dengesizliklerini, sorunlarını çözmek için çok kapsamlı bir problem ortaya koyuyor. Ve bizim programın en büyük bileşeni, en detaylı kısmı en çok sayfa tutan merak edenler için, okumak isteyenler için en büyük kısmı yapısal dönüşüm kısmıdır. Yapısal dönüşümün temel alanları bunlar. Biz insanımıza yatırım yapacağız. Ya sadece öğrenciden bahsetmiyorum. Hayat boyu öğrenmeden bahsediyorum. Şu anda okulda olmayıp da niteliklendirilmesi gereken nitelik yani beceri kazandırması gereken geniş bir nüfus var. Yapay zekâ çağındayız. Hepimizin yeniden belki eğitilmesi gerekir. İleri becerileri kazanmamız gerekiyor. Dolayısıyla bizim en önemli gündemimiz beşeri sermayenin yani insan stokumuzun kalitesinin arttırılması, becerilerinin arttırması. Diğer bir konu yatırım. Şimdi yatırım çekmek için bakın dün Cumhurbaşkanımızın başkanlığından dünyanın önde gelen büyük kuruluşlarda ve şirketlerin temsilcileriyle epey bir mesai yaptık. Bütün dünyaya yatırım çekme yarışında. Yatırım çekmemiz için veya Türkiye’deki yatırımları tutmak bizim müteşebbislerin bizim girişimcilerin başka ülkeler yerine Türkiye’de yatırım yapmasını sağlamamız için ne yapmamız lazım? Yatırım ortamını iyileştirmemiz lazım. Yatırım ortamını iyileştirmek çok kapsamlı bir alan. Hukuk devletini güçlendirmekten başlıyor. Bütün yani birçok unsuru içeriyor. Dolayısıyla yatırım ortamının iyileştirilmesi mesela enflasyon varsa öngörülebilirlik düşüktür. Enflasyonu düşürdüğü zaman yatırım ortamını iyileştirir. Finansmana erişimi iyileştirir. Eminim buradaki girişimcilerimizin çoğunu kafasındaki en önemli sorun finansmana erişimdir” diye konuştu.

“Finansmana erişimi uygun koşullarda sağlamanın yolu enflasyonu kalıcı olarak düşürmek”

2026’da hayata geçirilecek olan karbon vergisine değinen Bakan Şimşek, dijital dönüş, yeşil dönüşümün altını çizerek şöyle konuştu:

“Faturayı başkasına çıkartmadan kalıcı bir şekilde finansmana erişimi uygun koşullarda sağlamanın yolu enflasyonu kalıcı bir şey tek haneye ve düşük tek haneye çekmek. Bunu geçmişte başardık. Tekrar inşallah başaracağız. Sermaye piyasalarının derinleştirilmesi yani sadece bankalardan yatırım amaçlı imkanlara erişim yetmiyor. Mutlaka sermaye piyasası enstrümanlarını da güçlü bir şekilde devreye almak gerekiyor. Kamu maliyesinde reform. Örneğin harcama disiplini bir reformdur. Şu anda dünyanın en önde gelen iki temel alanı. Yeşil dönüşüm demek Türkiye’de özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye alınması demek. Bu niye önemli? Sadece çevreyle ilgili değil. Bizim mal sattığımız bazı bölgeler örneğin Avrupa Birliği diyor ki ben 2026’dan itibaren belli sektörlere vergi koyacağım diyor. Eğer karbon ayak izi yüksekse. Yani karbon vergisinden bahsediyoruz. İşte Türkiye’nin bütün bu süreçlere hazırlıklı olması için yeşil dönüşümü hızlandırması lazım. Dijital dönüşüm. Her alanda şimdi etkisini gösteriyor. Şimdi esnafımız diyor ki efendim online satış. Bakın satışlar dijitalleşti. Süreçler dijitalleşiyor. Ama her alanda. Sadece tek bir alanda değil. Dolayısıyla bizim mutlaka yeşil ve dijital dönüşüm sağlamamız lazım. Bütün bunların sonucunda ne olacak biliyor musunuz? Türkiye’de verimlilik kalkacak. Rekabet gücü artacak. Büyüme potansiyelimiz artacak. Biz de doğru politikalarla sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayacağız. Vergi politikaları üzerinden dezenflasyon üzerinden gelir dağılımını bugünkü durumdan çok daha iyileştireceğiz.”

Bakan Şimşek, toplantının ardından Karabük Valiliği ve Kardemir’i ziyaret ederek şehirden ayrılacak.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Uraloğlu: Rize-Antalya arasında uçak seferi konulacak

Uraloğlu: Rize-Antalya arasında uçak seferi konulacak

Foreks – Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Rize-Artvin Havalimanında yüzde 89 oranında doluluk oranına ulaşıldığını belirterek “Rize’den her hafta 72 sefer var. Havayolu şirketlerine yüzde 90 doluluğa ulaştığınızda o bölgeye ilave hat planlayın diyoruz. Rize de tam bu eşikte” dedi.

Havalimanının açıldığı tarihten bu yana 15 bin 954 uçak trafiğine ve 2 milyon 400 bine yakın yolcuya hizmet verdiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Rize-Antalya seferleri gündemimizde. Ekim ayı başında havayolu şirketleriyle bir araya geleceğiz. Bu talepleri karşılamaya çalışacağız” diye konuştu.

ÇAY TV’de katıldığı televizyon programında konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Rize’deki ulaştırma ve altyapı projelerini değerlendirdi. Rize Artvin Havalimanı hakkında soruları yanıtlayan Bakan Uraloğlu, Türkiye genelinde 600 civarında uçak bulunduğunu kaydederek 58 havalimanından dünyada 347 noktaya sefer düzenlediklerini ifade etti. Uraloğlu, “Havalimanlarına düzenlenecek seferlerde birkaç kriter var. Bir tanesi arz talep meselesi; bizden izin isterler biz de o izni veririz. Türkiye’de Cumhurbaşkanımızın talimatıyla vatandaşlarımız daha çok uçsun diye biz yurt içi uçuşlarında tavan fiyat uygulaması yaptık. Şu anda bir uçağın yüzde 80’inine kadar olanına kadarı 2 bin 500 liradan yükseğe satamaz hiçbir operatör. Yüzde 20’sini de 4 bin liraya kadar satabilir. Businesslar buna dahil değildir” ifadelerini kullandı.

“Rize ve Trabzon havalimanları birbirinin yedeği değildir”

Uçuş seferlerini haftalık olarak değerlendirdiklerini kaydeden Bakan Uraloğlu, “Rize’den her hafta 72 sefer var. Doluluk oranlarına baktığımızda yüzde 86 ile yüzde 89 arasında. Bu iyi bir oran. Biz yüzde 90 doluluğa ulaştığınızda o bölgeye ilave hat planlayın diyoruz. Rize de tam bu eşikte” dedi.

Ordu-Giresun, Trabzon, Samsun ve Rize-Artvin Havalimanlarının birbirine zararı değil, katkısı olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Rize’de birçok sefer iptalinin olduğu ve Trabzon’a yönlendirildiği ile ilgili gündem oldu. Özellikle zamanında kalkışlar noktasında Rize’nin Trabzon’dan daha iyi olduğunu söyleyebilirim. Rötarlar ve iptaller konusunda belirleyici olan esasında hava şartları. Rize ve Trabzon çok benzer şartları taşıyor. Birinde iptal edildiyse diğerinde devam eden azdır. Oradaki yedek havalimanı Erzurum’dur. Rize ve Trabzon havalimanları birbirinin yedeği değildir” şeklinde konuştu.

Rize-Antalya Seferleri gündemde

Rize-Antalya seferlerinin de gündemde olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, Ekim ayı başında havayolu operatörleriyle toplantı yapacaklarını belirterek, “Rize- Antalya uçuşları gündemimizde. Kış ve bahar planlarını için operatörlerle toplantı yapacağız. Bu talepleri karşılamaya çalışacağız.” dedi. Bakan Uraloğlu ayrıca İstanbul’a ek seferlerin konulması için çalışmaların başlatıldığını belirterek şu şekilde konuştu:

“Havayolu şirketlerine doğrudan müdahalemiz olmamakla birlikte bu sektörün yöneticisi biziz. Bizim resmi olarak tavan fiyat uygulama yapılmasına yönelik hukuki bir yetkimiz yok. Operatörleri çağırıyoruz. Maliyetlerini alıyoruz. Cumhurbaşkanımıza da arz ederek tavan fiyat koyuyoruz. Burada bir otorite ortaya koyduk ve koymaya da devam edeceğiz. Önümüzdeki ayın başında havayolu şirketleri ile toplantı yapacağız. Kesinlikle kendi inisiyatiflerine bırakmayacağız. Biz fiyatları baskılayarak buraya getirdik.”

Uraloğlu, Türk Hava Yolları (IS:THYAO)’nın 2033 yılına gelindiğinde hali hazırda 460 olan uçak sayısının 813 olacağını kaydederek “O zaman çok daha rahat etmiş olacağız. Peyderpey bu artış gerçekleşecek. Bakın AJet ve Türk Hava Yolları kiralık uçak bulamıyorlar. Hatırlarsınız belki Ajet olayından aksamalar oldu diye çok eleştiri aldık. Dedik ki yurtdışı seferlerinden keseceksiniz. Sonrasında da Türk Hava Yollarından uçak takviyesi yaptılar ve şu anda Ajet düzene girdi.” ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, “Rize-Artvin Havalimanında açıldığı tarihten bugüne 15 bin 954 uçak trafiği gerçekleşti, 2 milyon 400 bine yakın yolcu seyahat etti. Yıllık olarak orada 1 milyon üzerinde bir yolcu hareketi var. 2 yıllık bir havalimanı için bu rakamlar çok iyi” dedi.

“Rize Lojistik Limanı’nı 2026 yılında bitirmeyi planlıyoruz”

Rize’ye son 22 yılda 133 milyar lira yatırım yaptıklarını kaydeden Bakan Uraloğlu, Rize İyidere Lojistik Merkezi hakkında, “Biz 2071’e bakan bir ufukla bakıyor ve ona göre planlamalar yapıyoruz. Biz burayı 2026 yılında bitirmeyi hedefliyoruz. Aynı zamanda üstyapı çalışmaları hakkında da kafa yormaya başladık” dedi.

Samsun’dan Sarp’a Hızlı Tren çalışmalarını başlattıklarını da kaydeden Uraloğlu, “Muhtemelen önümüzdeki ay Ankara-Çorum arasının ihalesini yapacağız. Biz bunu hayata geçirdiğimiz zaman Doğu Karadeniz’deki 5 milyonun üzerindeki nüfusa hem yolculuk anlamında hem yük anlamında hitap edeceğiz” diye konuştu.

“İkizdere-Ovit Tüneli arasındaki 19 kilometrelik kesimin ihalesi bu sene içerisinde yapılacak

İkizdere ile Ovit Tüneli arasındaki 19 kilometrelik kesimin ihalesini bu sene içerisinde yapmayı hedeflediklerini belirten Bakan Uraloğlu, “Kırık Tüneli de Türkiye’deki kara yolu tünellerinin en zoru. Bir günde 20 santimetre ilerlediğimiz yerler var. Burası 35 kilometrelik Gölyurt Dağı’nı kısaltıyor. Muhtemelen 2026 yılını bulacak. Devamında da 3 kilometreye yaklaşan Dallıkavak Tüneli var. Burayı da inşallah önümüzdeki sene hizmete açıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Salarha Tüneli’nden açıldığı günden bu yana 7 Milyon 610 bin araç geçti”

Salarha Tüneli’nin açıldığı günden bu yana 7 milyon 610 bin araç geçtiğini ifade eden Bakan Uraloğlu, “Yolu da yaklaşık 11 kilometre kısaltmıştır. Zamandan ve akaryakıttan ortalama 433 milyon lira, karbon emisyonundan da 7 bin 604 tasarruf sağlamışız.” dedi. Bakan Uraloğlu devam eden diğer çalışmalar hakkında da bilgi vererek, “Pazaryolu Caddesi bin 100 metre. Orada yerleşim var, altta bir dere var, mevcut yol var ve orayı dik kesen bir cadde var. Orada finale doğru gidiyoruz” açıklamasında bulundu.

Rize Şehir Hastanesi’nin dolgusunun Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını ifade eden Bakan Uraloğlu, “Karadeniz de yaşanan fırtınalar sonucunda iklim değişikliği konusunda ciddi tespitlerimiz oldu. Aylar süren deneyler sonucunda oraya ne yapmamız gerektiğine karar verdik. Biraz daha tahkimatı denize doğru ilerleteceğiz ve hastanenin etkileneceği yeri tamamen koruma altına almış olacağız. Bunu Sağlık Bakanımızla görüştük. Kararını verdik ve onunla ilgili çalışmayı başlatacağız. Hastane inşaatına engel olmayacak, hastane inşaatı zaten devam ediyor” dedi.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Van Bronckhorst’tan Immobile açıklaması

Beşiktaş Teknik Direktörü Giovanni van Bronckhorst, Ajax maçı öncesi açıklamalarda bulundu.

Beşiktaş Teknik Direktörü Giovanni van Bronckhorst, Ajax maçı öncesi açıklamalarda bulundu.

Hollandalı teknik adam, “Nerede olursak olalım taraftarımız hep yanımızda. Avrupa’da da bu desteğe ihtiyacımız var. Deplasmanda bu desteği almak çok önemli. Oyuncularımızın fiziksel durumunu göz önünde bulunduruyoruz. Son 10 gün zordu. Geniş bir kadromuz var. Mustafa bugün 11’de, gelişmesi içiin önemli. Rafa’nın yerinde bir değişikliğimiz var. Daha güçlü bir orta sahamız var.” dedi.

Giovanni van Bronckhorst ayrıca, “Rafa ile Gedson saha içerisinde serbest kalıyor. Oyun içi özgürlükleri var. Defansif olarak da rakiplerimize zorluk çıkaracağız.” sözlerini sarf etti.

 

Okan Buruk ve Yunus Akgün’den açıklamalar

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk ile sarı kırmızılı futbolcu Yunus Akgün, PAOK maçı öncesi basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk ile sarı kırmızılı futbolcu Yunus Akgün, PAOK maçı öncesi basın toplantısında açıklamalarda bulundular.
OKAN BURUK’UN AÇIKLAMALARI

“Mental olarak çok iyi durumdayız. Galatasaray ve Türk futbolu için kazanmak istiyoruz.”

“DIŞARIDAN YARATILAN HAVA SUNİ”

“Florya’da ortam çok başka, dışarıdan farklı yansıtılıyor. Öz güvenimiz hep çok yüksek. Dışarıda suni bir ortam yaratılıyor. Oyuncularımıza ve kendimize güveniyoruz. Sezon başı hatalar yaptık ama adı üstünde, sezon başı. Milli takımdan gelen oyuncular… Bütün Avrupa bu maç yoğunluğunu konuşuyor. Geçen sezon 12-13 ay sürdü. Hazırlık süreci her takım için zaman alıyor, bizim için da bazen daha fazla oluyor. Kadro tamamlandı. Transfer dönemi bittikten sonra bizde bir sakinleme olur. Artık sadece futbola, sahaya odaklandık. Bu da galibiyetler ve başarılar getiriyor.”

MAURO ICARDI AÇIKLAMASI

“Mauro Icardi, Fenerbahçe derbisinde takımın yanında olmak istedi. Arkadaşlarına desteğini, maçtan sonra sevincini hepimiz gördük. Mauro Icardi ile Victor Osimhen bir arada oynayacak. İnşallah 3’ü bir arada oynar. Kimin oynayacağı bilinmez. Her oyuncu değerli, herkes oynayacak.”

“DEV AYNASINDA GÖRMEMELİYİZ”

“Derbiyi kazandık, 6’da 6 yaptık ama kendimizi dev aynasında görmemeliyiz. Kafamızda ‘Hafta sonu Fenerbahçe’yi yendik, daha yapacak bir şey yok’ gibi bir düşünce olamaz. Biz aç bir takımız! Başarıya ve galibiyete açız. Bunu sahada göstereceğiz.”

“ÜST ÜSTE KOYARAK GİDİYOR”

“Yunus Akgün’ün kalitesi var. Üst üste koyarak gidiyor. Sağ ve solda oynayabilir. Roland Sallai de oynayabilir. İyi kanat oyuncularımız, iyi oyuncularımız var. Böyle bir grupla çalıştığım için çok mutluyum.”

“KARAKTERLİ OYUNCULAR ALDIK”

“İyi karakterli oyuncular aldık. Oyuncu ve kişilik olarak yeni gelenler çok iyi uyum sağladı. İyi profesyoneller, antrenmanda her şeylerini veriyorlar. Galatasaray kadrosu uzun vadede devam edebilecek bir kadro.”

“HAKEM 3-1’E GETİRDİ, BATS GİREMEDİ”

“Michy Batshuayi’nin Fenerbahçe maçında ne kadar oynamak istediğini biliyordum. Dün kendisiyle konuştum. 3-0’da yanlış bir penaltı, bizim adımıza da birçok şeyi değiştirdi. Hakemin maçı 3-1’e getirmesi birçok şeyi değiştirdi, skoru korumak üzerine hamleler yaptık. O yüzden oyuna alamadık, bunu kendisine de anlattım. Bundan önceki senelere göre oynama süresi daha yüksek.”

“F.BAHÇE DERBİSİ İÇİN BASKI YAPMADIK”

“Derbiye futbol ve taktiksel olarak hazırlandık. Üzerimize ekstra baskı yüklemedik. ‘İlla kazanmamız lazım, şöyle olması lazım’ gibi baskı yüklemedik. Kalitemize ve oynayacağımız oyuna güvendik. Üzerimizde baskı yoktu ama iyi hazırlandık. En önemli rakiplerinizden biri… Camianın üzerine maç baskısı var. Başkan hiç buraya gelmedi, takımla konuşmadı. Son gün yöneticiler geldi. Çok baskı yüklemedik.”

“ŞANS YANIMIZDA OLMALI”

“UEFA Avrupa Ligi’nde favori takımlardan olmak önemli ve değerli. Öz güveni yükselten bir şey. Her takım birbirine sürpriz hazırlayacak. Kazanarak başlamanın önemini hatırlatmak istiyorum. 36 takımlık sıralamada yerimizi belirlemek için önemli. İlk 8 içinde olmak için çok maç kazanmalıyız. Kazanmaya yönelik oynayacağız ama maç içinde şans da yanımızda olmalı.”

BEŞİKTAŞ, FENERBAHÇE, GALATASARAY

“Avrupa’da Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın çok yukarılara gitme potansiyeli olan kadroları var. Üç Türk takımı olarak birbirimizi geçmek için yarışacağız. Türk futbolu ve ülke puanı için bu çok önemli olacak.”

YUNUS AKGÜN’ÜN AÇIKLAMALARI

“Derbiyi kazandık ve 6’da 6 yaptık. Bunun vermiş olduğu moral de var. PAOK maçını kazanarak, UEFA Avrupa Ligi’ne iyi bir başlangıç yapmak istiyoruz.”

“HER ŞEY ÇOK GÜZEL GİDİYOR”

“Oynadıkça daha iyi olacağım. Kendi performansım önemli ama benden daha önemlisi takımın iyi olması, her maçı kazanması. Her şey çok güzel gidiyor. Ben de inşallah aynı şekilde devam ederim.”

“BENİM POZİSYONUM PENALTIYDI”

“Penaltı pozisyonuyla alakalı sıcak anda anlamadım. Ayağım yerden kesilmişti anlamadım ama Fenerbahçe’ye verilen penaltıya bakılırsa, benim pozisyonum daha da penaltıydı.”