Galatasaray Spor Kulübü Başkan Yardımcısı Av. Dr. Rezan Epözdemir, Galatasaray Televizyonu’nda açıklamalarda bulundu. Çaykur Rizespor Başkanı Tahir Kıran’ın Galatasaray Spor Kulübü’ne, Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Burak Elmas’a ve kendisine yönelik menfi söylemlerine yanıt veren Epözdemir, iddialarının gerçek dışı olduğunu belgeleriyle ortaya koydu.
Sözlerine ülkemizin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlayarak başlayan Rezan Epözdemir, konu ile ilgili şu ifadeleri kullandı:
“AÇIKLAMALARI MANİPÜLATİF VE GERÇEK DIŞI”
“Bu konu ile ilgili son kez değerlendirme yapmak istiyoruz; çünkü spor kamuoyunu artık daha fazla bu mesele ile meşgul etmek istemiyoruz. Bu konuda başka bir açıklama eklenmezse biz bir değerlendirme yapmayacağız; ama Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü olan Galatasaray’ın da 30 milyon taraftarıyla böylesine gerçek dışı, manipülatif söylemlere karşı refleks göstermesi de takdir edersiniz ki çok olağan. Bu aynı zamanda bizim görev ve sorumluluğumuz. Dolayısıyla bugün bu açıklamayı yapma zarureti hasıl oldu. Öncelikle Rizespor Başkanı Sayın Tahir Kıran’ın açıklamaları manipülatif ve gerçek dışı ifadeler. Kendisi beyanlarını bir metinden okuyor. Zannediyorum ki hukukçuları o metinde kendisini bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yanlış yönlendiriyor. Dolayısıyla kamuoyu önünde birazdan açıklayacağımız belgelerle kendisini zor durumda kalmış olacak.”
“BİR YANDAN TAHKİM ŞİKAYETİ YOK DİYİP, DİĞER YANDAN ŞİKAYETTEN VAZGEÇİN DİYOR”
“Öncelikle Oğulcan Çağlayan konusu ile ilgili bir biliyorsunuz Türk Ceza Kanunu 257. Maddesi uyarınca görevi kötüye kullanmaktan bir şikayet ikame edeceğimizi söylemiştik. Bu şikayetimizin temel gerekçesi, Tahkim Kurulunun almış olduğu transfer yasağı kaldırılması kararındaki hukuki durum aynı olmasına rağmen, 40 gün sonra bambaşka bir karar vermesiydi. Basın toplantısı yaparken önceki kararda oy birliği vardı, basın toplantısı esnasında oy çokluğu olduğuna dair telefonlar geldi kulübümüze. Bu bile bu kararın saygınlığını tartışılır hale getirdi. Hukuki durum aynı, taraflar aynı, dosya Yargıtay’da; ama oyunucunun Anayasa ile güvence altına alınmış çalışma özgürlüğünü ihlal eden, hakkın özüne dokunan, ölçülülük ilkesine ve demokratik toplum düzenine aykırı bir karar verilmişti. Hem ben hem sayın başkanımız Tahkim Kurulunu şikayet edeceğimizi söylemiştik. 4 Ağustos’ta ben bu konu ile ilgili ilk defa bir basın toplantısı yaptım. Orada belgelerle süreci anlattım. Buradaki sürecin ne olduğunu bütün kamuoyu belgeleri bile birlikte muttali oldu. Sonrasında Sayın Tahir Kıran bugün benim Tahkim Kurulunu şikayet edeceğimi; fakat etmediğimi, bunun üzerinden şov yaptığımı söylüyor.”
“Arkadaşlar Ek 1’deki belgeyi lütfen çıkarsınlar. Tam 11 Ağustos’ta biz Tahkim Kurulunu şikayet etmişiz. Dosya numarasını da vereyim ki iyi takip etsinler. Niçin iyi takip etsinler diyorum? Bir yandan Tahkim şikayeti yok diyip, diğer yandan Tahkim şikayetinden vazgeçin diyorlar. Bu hayatın olağan akışına, mantık ve fizik kurallarına aykırı. Garabet. Bir akıl tutulması. Anladığım kadarıyla Tahkim Kurulu üyelerinden ve şüphelilerinden daha fazla Sayın Tahir Kıran ve arkadaşları bu dosyayla ilgileniyor. Adliyeye gidip bakıyorlar filan… Bir baskı uygulamaya çalışıyorlar. Buna ilişkin veriler de elimizde var. Gerek görürsek bunları da açıklarız. Kimin hangi koşullarda kimlere baskı yaptığını, bu dosyayla ilgili çaba sarf ettiğini biliyoruz.”
“Dosya numarasını vereyim. Yakın zamanda zaten dosya numarasını da vakıf olduktan sonra bu dosya takipsizlik olur büyük ihtimalle. Tarihe de not düşelim. Çok kısa zamanda hepimiz kamuoyunda göreceğiz. Dosyayı şu ana kadar bulamadıkları için etki edemediler. Bulduktan sonra büyük ihtimalle etki edecekler ve bu dosya takipsizlik olacak. Bunu biliyoruz çünkü başka bir tarifi yok. Sizi ilgilendirmeyen, taraf olmadığınız, hiçbir şekilde size izafe edilemeyecek bir dosyayı ilgilisinden daha fazla takip etmek, aslında bizim önceki basın toplantısındaki ifademizi teşvik eder mahiyette. Yani siz bu dosyayı niye kıymet atfedip bu kadar takip ediyorsunuz? İlgilileri bu dosyayı bu kadar takip etmiyor! Dosya numarası tarihini de vereyim iyice yapsınlar. Elimizde bununla ilgili bilgi ve belgeler var. İyice bu konunun takipçisi olsunlar. Yakın zamanda da takipsizlik olur bu. En azından tarihe not düşmüş olalım. 11 Ağustos’ta İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet etmişiz. Dosya numarası: 2021/121792. Kaşeli. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Müracaat Büro’ya yaptığımız bir şikayet. 13 Ağustos’ta dosyamız Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na yetkisizlikle gitmiş ve şu an dosyamız derdest. Yani ben 4 Ağustos’ta basın açıklaması yapmışım, sayın başkanımız Burak Elmas beyefendi ile birlikte de aynı ayın 20’sinde yapmışız. Biz 11 Ağustos’ta, mevcut tarihten yaklaşık 20 gün önce zaten Tahkim Kurulu üyelerini şikayet etmişiz.”
“YALAN DEMECİ KİMİN VERDİĞİNİ BELGESİYLE ORTAYA KOYDUK”
“Yalan demeci kimin verdiğini bugün belgesi ile birlikte ortaya koyduk. Türkiye de şahit oldu. Dosya numarasını da veriyorum tekrar: 2021/121792 soruşturma numaralı dosya. 11 Ağustos’ta şikayet etmişiz. Resmi başsavcılığın kaşesi var. Kimin yalan attığını, kimin varyasyon yaptığının takdiri kamuoyunun. Kamuoyunu değerlendirir zaten. Biz belge sunuyoruz. Gerçek dışı, manipülatif, kişisel çıkarlara hizmet eden, sansasyonel kaygılarla çıkıp böyle açıklamalar yapmıyoruz.”
“HERKES HADDİNİ BiLECEK”
“Galatasaray Başkan Yardımcısına kimse şov yapıyor diyemez. Herkes haddini bilecek bir defa. Galatasaray başkanına kimseyi şov yapıyor diyemez. Bu belgeyle şovu kimin yaptığı net bir şekilde ortaya çıktı. Sayın Tahir Kıran’a kişisel olarak bunu iade ediyorum. Bu ifadeyi Sayın Tahir Kıran’a iade ediyorum. Kimse Galatasaray Spor Kulübü’nün başkan yardımcısına şov yapıyor diyemez. Bu resmi belge ve soruşturma dosyasıyla kimin şov yaptığını bütün kamuoyu artık görmüş oldu çok net bir şekilde.”
“Bir diğer husus, bu dosyayı kimlerin nasıl, hangi koşullarda baskı yaptığını nasıl sonuç alma çabasına girişimi içerisinde olduklarını biliyoruz. Kulübümüz de biliyor. Gerekirse bunları da açıklarız fakat bir yandan şikayet yok deyip bir yandan protokolde şikayetten vazgeçme ile dayatmanın takdiri kamuoyunun. Yani mantı fizik kurallarına aykırı. Diğer taraftan bir şikayet dosyasını şüphelilerden daha fazla takip edip kıymet, kutsiyet atfedip çılgınlar gibi gidip orada, adliyelerde takip edip baskı uygulamaya çalışmak… Dosyayı bulmaya çalışmak çok ilginç. TFF’de şikayette olan üyelerin hiçbir beyanı ve çabası yok iken, taraf olmayan Sayın Tahir Kıran’ın bu konuda bir kıymet, kutsiyet affedip açıklama yapması çok manidar ve düşündürücü. Bu bile iddialarımızın ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor. Tarihe not düşülsün. Bugünkü program kayıtları çıkarırız. Dosya numarasını verdiğimize büyük ihtimalle çok kısa sürede bu dosya başka etmen ve etkilerle, faillerinin kim olduğunu biliyoruz, takipsizlikle sonuçlanacaktır. Buna da eminiz. Tarihe not düşelim. Vicdani kanaatim de bu. Hep birlikte izleyeceğiz.”
“Sayın Kıran, kıvırmasınlar paramızı ödeyecekler mealinde bir beyanda bulunmuş. Ben takip edemedim ama sizin de söylediğiniz sosyal medyada izleyicilerimizden, taraftarlarımızdan inanılmaz yoğun bir reaksiyon ve tepki var.”
“GALATASARAY ŞİKAYETİ İKAME EDECEĞİM DERSE EDER”
Kimin yalan attığı ve kıvırdığı bu belge ile ortaya çıktı mı? Çok bir şekilde çıktı. Burada Galatasaray etmiş olduğun telkinin gereğini kendisi yerine getirip hassasiyet gösterecek mi bundan sonra bakacağız. Kimin yalan attığını, kimin kıvırdığını biz belgelerle ortaya koyuyoruz. Biz kurumsal refleksleri olan, şeffaf, ilkeli, Galatasaray değerlerini sosyalleşme süreci ve kültürünü önceleyen bir spor kulübüyüz. Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlerinden bir tanesiyiz. Galatasaray Spor Kulübü şikayeti ikame edeceğim derse eder. Çok net yani bu. Tartışmaya mahal vermeyecek kadar aşikar. Hiçbir baskı ve tehdide boyun eğmeden hukuk devletinin gereği olarak hak arama özgürlüğünü kullanır ve şikayetini yapar. Bizi başkalarıyla karıştırmasın Sayın Kıran. Biz şikayet ediyoruz dersek ederiz. Dolayısıyla kıvırmasınlar yalan söylüyor şeklindeki beyanlar çok uygun ve şık olmadı. Bu belge ile birlikte kimin kıvırdığı ve yalan söylediği ortaya çıkmış oldu.”
“PFDK’YI DA ŞİKAYET ETTİK”
“Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na da şikayet yaptık. O da yakın zamanda tartışılabilir. Onun da tarihini bu vesile ile söyleyeyim. Şikayet yapmadılar denilebilir. Onu da tarihe not düşelim. 27 Ağustos’ta da Profesyonel Futbol Disiplin Kurulundaki başkan ve üyeleri şikayet ettik. Sadece Tahkim şikayetimizde iki kişi muhalif kalmış. Muhalefet şerhini istemiştik. Hanımefendi onlar bize geldi. O iki üye hakkındaki şikayetimizi, sayın başkanımızın talimatıyla vazgeçeceğiz.”
“TEK DERDİ, TFF VE KURULLARININ ŞİKAYET EDİLMEMESİ”
“Bir diğer mesele, başkanımızın kendisine özür dilediğini iddia ediyor Sayın Tahir Kıran. Sayın başkanımız kendisine dönemediği için özür dilemiş. Mesajları bizatihi ben gördüm. Konunun aslında hiç bir özrü yok. Sayın başkanımızın, 17.22’de tarafıma ve bütün profesyonel çalışanlara ve aynı zamanda Yönetim Kurulu Üyelerine atmış olduğu bir twit var bu konu ile ilgili. Demiş ki sayın başkan, ‘Rezan Bey, ekte bana iletmiş olduğunuz sözleşme şartları iyi niyetten uzak ve tek taraf niyetler barındırmaktadır. Açıkçası benim açımdan anlaşma içerisinde bulunan talepleri Galatasaray Spor Kulübü’nün kabul etmesi mümkün değildir. Bu çerçevede herhangi bir anlaşma zemini bulunmamaktadır. Bu mail yazıldığı an itibarı ile anlaşma niyetimiz masadan kalkmış bulunmaktadır. Bu versile ile müzakere sürecine vakit ve emek veren tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.’ Bizim başkanımız bu kadar nezaketli, bu kadar kadar kıymetli ve bu kadar beyefendi bir insandır. Bizim başkanımız Galatasaray’ın değerlerini içselleştirmiş, nezaketten asla taviz vermeyen ama Galatasaray’ın menfaatlerini önceleyen, Galatasaray’ın menfaatlerini olmazsa olmaz yapan bu kulübün seçilmiş başkanıdır. Öncesinde bu mail Tahir Bey’e de gitti. Müzakereyi sürdürmediğimizi kendisine söyledik. Ben de telefonda söyledim. Bunun kabul edilemez olduğunu sayın başkanımız da söyledi. Daha sonra arkadaşlarınıza da böyle bir mail attı. Bende mesajlar var diyor. Bende de Sayın Tahir Kıran’ın mesajları var. Özel hayatın gizliliği, kişisel verilerin korunması hassasiyeti dolayısıyla ben bunları paylaşmayacağım. ‘Kardeşim sen bu işi halledersin’ diyor bana. Ben de diyorum ki, ‘Bu olmaz’. ‘Sen başkanı ikna edersin. Bu Tahkim Kurulunu şikayetten vazgeçelim.’ diyor. Yani Sayın Tahir Kıran’ın anlaşma, uzlaşma, sulh, ibra, paranın ödenmesi gibi bir derdi yok. Sayın Tahir Kıran’ın Tahkim ile ilgili yaptığımız şikayetin vazgeçilmesi, bir daha Türkiye Futbol Federasyonu’na hiçbir şikayet ikame etmemize dair bir meselesi var. Bende mesajları duruyor. WhatsApp mesajları. Paylaşabilirim kendisiyle de. Gönderebilirim ne zaman isterse. ‘Sana güveniyorum. Sen ikna edersin. Sen başkanla konuş. O seni dinler.’ Ben de diyorum ki kendisine, ‘Bu onursuzluktur bu kabul edilemezdir. Galatasaray Spor Kulübü böyle bir açıklama yaptıktan sonra asla ve asla geri adım atmaz. Tahkim şikayetinden vazgeçmez. Bizde bu mesajlar duruyor. Biz de kalkıp bunları mı açıklayalım? Biz nezaketli kaldık, beyefendi kaldık, bunları açıklamadık. Özel hayatın gizliliğine dikkat ettik ama bel altı vurulursa da gerekeni söylemek zorunda kalırız.”
“KUTUPLAŞTIRMA, İKİLİK ÇIKARMA GAYRETİ GALATASARAY’DA PRİM YAPMAZ”
“Bir diğer husus Fatih hocamızla ilgili. Çok müspet değerlendirmeler yapıyor Sayın Fatih Terim ile ilgili; ama sayın başkanımız ve benimle ilgili çok daha farklı, menfi değerlendirmeler yapıyor. Düne kadar Sayın Fatih Terim ilgili neler söylediğini bütün kamuoyu biliyor. Fatih hoca bizim için çok değerli ve kıymetlidir. Futbol şubemizde erkek futbol takımının teknik direktörüdür. Evet çok kıymetlidir. Teknik konuların tamamında tek yetkili isimdir fakat Galatasaray’ın idari ve yönetsel birçok parametresi var. TFF ile ilişkiler, Kulüpler Birliği amatör şubelerimiz var, iktisadi süreçler var… Galatasaray’ın idari ve yönetsel anlamdaki tek patronu Sayın Burak Elmas’tır. Seçilmiş, Galatasaray’ın teveccühüne mazhar olmuş bir kişidir. Galatasaray’ın vicdanı olan Galatasaraylılar, kendilerine bu koltuğu yönetimimize emanet etmiş. Dolayısıyla buradan Florya ile bizim aramızda bir ikilik çıkarmaya matuf bir şey iş yapmaz. Prim yapmaz bu. Eğer birini iradesini esas alacaksa kimin iradesi bu konuda belirleyici diyorsa Sayın Kıran, Galatasaray Spor Kulübü’nün tek patronu Sayın Burak Elmas’tır. Galatasaray Spor Kulübü’nün başkanıdır. Genel Kurulun teveccühüne mahzar olarak seçilmiş isimdir. Dolayısıyla bir iradeyi esas almak istiyorsa sayın Burak Elmas’ın iradesini esas alabilir. Kaldı ki bu, idari ve yönetsel bir konudur. Bu konuda karar vermeye ilgili ve yetkili olan sayın başkanımız Burak Elmas efendi ve Yönetim Kurulumuzdur. Buradan bir ikilik çıkarıp bir ayrıştırma ve spesifik bir kutuplaştırma girişimi Galatasaray’da sökmez. Çok uyumlu, ılımlı bir birlikteliğimiz var. Hiç boşu boşuna bir çaba sarf edilmesin.”
Son olarak Ek 2’yi getirelim. Disiplin Kurulu’nu 27 Ağustos’ta şikayet etmişiz. Bu da onunla ilgili belge. Bunu da bulup yapabilecekleri ne varsa yapsınlar. Böyle bir çaba içerisinde olduklarını görüyoruz. Kendini ilgilendirmeyen dosyalara müdahil olup araştırma ile ilgili olağanüstü hassasiyet gösteriyorlar.
“NİÇİN TAHKİM KURULU ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇMEMİZ İÇİN BİZE PROTOKOL GÖNDERİYORSUN?”
Ek-3’e bakalım. Temel problem aslında bu. Yüzde 10 cezai şart bizim için önemli değil. Oyuncu yetiştirme tazminatı ve dayanışma tazminat hiç önemli değil yazmış. TFF Tahkim Kurulu üyelerine karşı Cumhuriyet Savcılığı nezdinde bulunan şikayetten vazgeçecektir maddesi konmuş. Seninle benim aramdaki sulh ve ibra protokolü. Ben zaten seninle ilgili
Yargıtay dosyamdan vazgeçmeyi taahhüt ediyorum. Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesi dosyasında görülen, 2021/5 K. Sayılı davadan vazgeçeceğimi taahhüt ediyorum. Çünkü ibralaşıyoruz, sulhe varıyoruz. Bir daha bu parayı isteme imkanı yok senden. Neden Tahkim şikayetinden vazgeç diyorsun. Seni Tahkim şikayeti ne ilgilendiriyor ki? Bu adamlar görevi kötüye kullandı. Biz futbolun tüm paydaşları adına görevini kötüye kullanan bu kimselerle ilgili hak arama özgürlüğümüzü kullandık. Başsavcılık makamı bir karar verecek. Varsa itiraz kanun yoluna başvuracağız. Hepimiz saygıyla karar vereceğiz. Niçin Tahkim Kuruluna yaptığımız şikayetten vazgeçmek için bize böyle bir protokol gönderiyorsunuz? Sen bizim kurumsal reaksiyonumuza, tüm futbol paydaşlarına verdiğimiz taahhüde halel getirmeye çalışıyorsun.”
Rizespor’un kulübümüze gönderdiği protokolde yer alan madde:“Taraflar, gelecekte işbu uyuşmazlığa sebep olan sürece ve sonrasına ilişkin birbirlerine veya başka kişi ve kurumlara karşı herhangi bir yargı yoluna başvurmayacaklarını kabul, beyan ve taahhüt ederler. Taahhütlerine uymayan taraf, diğerine 1.300.000 Euro tazminat öder.”
“Ben Disiplin Kuruluna, UÇK’ya, Tahkim Kuruluna gitmeyeceğim, kimseye dava açmayacakmışım. Bu sizi niye ilgilendiriyor? Bunu bana neden dayatıyorsunuz? Niçin bana WhatsApp mesajlarında, ‘Bunu sen çözersin, başkanı ikna edersin, Tahkimi hallet’ diyorsun. Ben de, ‘Bunu yapamayız. Bu asla kabul edilebilir bir şey değil’ diyorum.”
“Niçin? Tek amacın ve gayen bu. Bunu yapmazsak 1.3 milyon Euro tazminat. Yönetici veya kurumlara ileride dava açarsak 1.3 milyon Euro tazminat ödeyecekmişiz. Bu meselenin özü budur. İfadeler yanıltıcıdır, insan bazen olasılıklar üzerinde düşündüğünde gerçekleri ıskalayabilir. Çünkü gerçekler burada, belgeler burada. Ne olacak bundan sonra? Bu parayı ödesinler, kıvırmasınlar dedi değil mi?”
“TFF, UEFA’DAN BİZE GELECEK PARAYI KESİP RİZESPOR’A VERECEK”
“Tahkim Kuruluna karşı hem oyuncumuzun avukatı hem de biz AİHM’e başvuru yapıyoruz.
Devam eden bu süreçle ilgili Yargıtay’da dosyamız var. Kararı Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz ettik. Dosya Yargıtay’a gitti. Orada hukuki sürecin nihayete ermesini bekleyeceğiz. Bu arada Tahkim Kurulunun hukuka aykırı kararı nedeniyle oyuncumuz mağduriyet yaşadı. Yani çalışma özgürlüğü ihlal edildi. Yani anayasa ile güvence altına alan temel ve özgürlükleri, hakkın özüne dokunacak şekilde, ölçülülük ilkesine aykırı şekilde ihlal edildi. Dolayısıyla bu sorunun, vize ve lisans verilmemesi noktasındaki sorunun çözülmesi zarureti var. Ne yapacağız? Çok net ne yapacağımız. Gidip Rizespor’a para falan ödemeyeceğiz. Demiş ya kıvırmasınlar diye. Ne olacak biliyor musunuz? UEFA’dan gelen paralarımız var bizim. Bu hafta içi TFF’den gelen açıklamaya göre ayın 31’inde yayın haklarından gelen paramız var. Federasyon biliyorsunuz bunları kesiyor. Kesmeyin, bize ödeyin, hukuki süreç devam ediyor, aksi takdirde hukuki yollara başvururuz. Bu paraları bize ödeyim şeklinde dilekçemiz var. Resmi kayıtlara girmiş bu dilekçemiz olmasına rağmen büyük ihtimalle buradaki paralarımız kesilecek ve ödenecek zikredilen rakamla. Oyuncumuzun da vizesi ve lisansı çıkmış olacak. Biz de Yargıtayda, uzlaştığımızda feragat edebiliriz dediğimiz dosyayı yasal çerçevede takip edeceğiz. Eğer o dosya da bozulursa hukuk devletinin gereği olarak, hak arama özgürlüğü gereği olarak, Tahkim Kurulunun verdiği kadar bozulursa, TFF’nin bizden kesip onlara ödeyeceği parayı yasal faizi ile birlikte iadesini talep edeceğiz. Reddedilirse bizim başvurumuz hukuk devletinin gereği olarak verdiği karara saygı duyacağız. Ulusal ve uluslararası alanda bütün hukuki yolları tüketeceğiz.”
“GASP ETTİLER DİYEN TAHİR KIRAN DİSİPLİNE SEVK EDİLECEK Mİ?”
Bu konu ile ilgili de bir mukabele gelmezse başka de bir açıklama ve değerlendirme yapmayacağız. Gelirse biz de 30 milyonluk bir camiayı temsil ediyoruz. Sonuna kadar kendi camiamızın menfaatlerini savunuruz, önceleriz. Bütün bu problem, futbolun paydaşları adına, adalet için ortaya koyduğumuz irade ile açıklanabilir. Bizim başkanımız haraç kesiyorlar dediğin için, suç örgütü dediği için, sayın başkanımıza 45 gün hak mahrumiyeti cezası verdiler. Bugün Sayın Tahir Kıran gasp ediyorlar bizi dedi. Haraç kesme ifadesinden daha ağır. Futbolda şiddet ve düzensizliği arttıran, teşvik eden bir ifade. Dolayısıyla 6222 Sayılı Kanuna göre, aynı zamanda Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu bakımından da Futbol Disiplin Talimatı’na göre hukuka aykırılık var. Sayın Tahir Kıran’ı bu federasyon hukuk kurulu acaba disipline sevk edecek mi? Haraç kesiyor diyen başkanımıza 45 gün verildi. Gasp ediyorlar bizi diyen Sayın Tahir Kıran’a acaba aynı hassasiyet gösterilip bir disiplin sevki yapılacak mı? Bunu da takip edeceğiz.”
“ŞOV YAPAN BELGELERİYLE ORTAYA ÇIKTI”
Kendi ifadeleriyle yalan demeç veren, şov yapan veya kıvıranın kim olduğu belgeleriyle ortaya çıktı. Gerisi artık kamuoyunun takdirdir. Kamuoyu zaten bütün bunlara vakıf oldu. Bu Galatasaray’ın sponsorlarından da bahsetmiş. Buna da bir açıklık getireyim. Rizespor’un sponsorları, iştirak şirketi yöneticileri, ortakları, TFF’daki hangi görevliler bir kamu bankasından kredi aldı? Biz bunları biliyoruz. Bizi bırakın artık 80 milyon bu konuları biliyor. Kamuoyunun bildiği maruf bir vakayı artık tekrar tekrar dillendirmeye gerek yok. Zaten kamuoyu bunun takdirini yapacaktır.
“Kamuoyu tüm bunların takdirini yapıyor. Böyle bir açıklama gelmeseydi biz konuşmayacaktık. Ben artık meseleyi kişiselleştirmek istemiyorum. Sayın başkanın kendisine özür mesajı attığını söylüyor, başkanımız söyledi çok nezaketli bir şekilde telefona dönemediği için özür mesajı atmış. Bana da okuttu. Kendisinin de bana attığı mesajlar var. Biz ama bunlara atıf yapmıyoruz özel hayatın gizliliği ve nezaket gereğince. Ben kendi adıma konuşayım tehdit edeceklerini, baskı kuracaklarını, geçmiştekilerle veya benzerleriyle mukayese ederek bizi sindireceklerini zannediyorlarsa yanılıyorlar. Biz tehditlere, baskılara boyun eğmeyiz. Bizim tek bir derdimiz var. Başta hiçbir kimlik ve gözlük asla ve asla bunun arkasında yok olamaz da. Türkiye Futbol Federasyonu’nun hukuk kurulları statü değişikliğiyle birlikte onları artık Genel Kurul seçecek. Bu hukuk kurullarının tarafsız ve bağımsız olması, bizim mücadelemiz bu. Biz bunu sadece kendimiz için değil, bütün futbol paydaşları için istiyoruz çünkü hukuk bumerang gibidir atarsınız gelip sizi bulur. Adaleti biz kendimiz için istemiyoruz. İsteseydik bu bir talepti. Biz adaleti başkaları için istiyoruz. O yüzden bir tavır ve irade… Bütün futbol paydaşlarının da bu tavır ve iradeye sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum.”
Rezan Epözdemir, Çaykur Rizespor’un UEFA Avrupa Ligi’nde tur atlayan Fenerbahçe’yi tebrik edip Galatasaray’ı tebrik etmemesiyle ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:
“Rizespor ve Rize halkıyla bizim hiçbir sorunumuz yok. Onlar bizim için çok değerli ve kıymetli. Yıllardır da böyle dostane ilişkilerimiz var. Hiçbir sorunumuz, problemimiz olamaz. Rize özelinde hiçbir önyargımız olamaz. Dolayısıyla Rize halkı bizim için çok kıymetlidir. Rizespor da öyledir. Bu açıklamayı talihsizlik olarak görüyorum. Herkes kendine yakışanı yapar. Açıklamaya baktım yorum yapmaya değer görmedim.”
GALATASARAY ASLA SESSİZ KALMAZ
“Biz bu konuyla ilgili artık spor kamuoyunu ve gündemini meşgul etmek istemiyoruz. Devam eden derdest bir hukuki süreç var. Hukuk devletinin gereği olarak hak arama özgürlüğümüzü kullandık. Bize gelen paraları da TFF vermeyin dememize rağmen ödeyecek. Oyuncu da en kısa sürede zaten formasına kavuşacak. Sonrasında Yargıtay dosyası müspet sonuçlanırsa ödediğimiz paranın, daha doğrusu bizden kesilen hukuksuz paranın faiziyle iadesini talep edeceğiz. Aksi karar da çıkarsa saygıyla karşılayacağız. Bize göre bu mesele kapanmıştır. Spor kamuoyunu bu gündemle artık meşgul etmemek gerekiyor diye düşünüyorum naçizane benim kanaatim ama bir açıklama gelirse Galatasaray asla sessiz kalmaz. Biz nezaketi, kurumsallığı önceleyen ama Galatasaray’ın menfaatlerini de sonuna kadar savunan bir anlayışı egemen kılmak isteriz.”
GALATASARAYLILAR MÜSTERİH OLSUNLAR
Son olarak Galatasaray camiasına mesajını ileten Rezan Epözdemir, şunları söyledi:
“Merak etmesinler, müsterih olsunlar. Biz hem camiamız hem taraftarlarımız hem üyelerimiz çok kocaman bir aileyiz. Kocaman yürekli bir aileyiz. Bir teveccüh gösterdiler ve bu görevi bize layık gördüler. Bu aynı zamanda ciddi bir sorumluluk. Netice itibariyle bizler de buralarda gelip geçiciyiz. Görev yaptığımız dönemde zaman, zemin, koşullar, konjonktür ne olursa olsun eğilmeden, bükülmeden nezaketten de taviz vermeden Galatasaray’ın menfaatlerini önceleyerek sonuna kadar hukuki mücadelemizi vereceğiz. Galatasaray’ın haklarını yedirmeyeceğiz. Menfaati için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu konuda endişe etmesinler, müsterih olsunlar.”