Serbest piyasada 27,9000 liradan alınan dolar, 27,9020 liradan satılıyor. 29,4170 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 29,4190 lira olarak belirlendi.
Dün doların satış fiyatı 27,8800 lira, euronun satış fiyatı ise 29,4040 lira olmuştu.
İstanbul serbest piyasada dolar 27,9020 liradan, euro 29,4190 liradan güne başladı.
Serbest piyasada 27,9000 liradan alınan dolar, 27,9020 liradan satılıyor. 29,4170 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 29,4190 lira olarak belirlendi.
Dün doların satış fiyatı 27,8800 lira, euronun satış fiyatı ise 29,4040 lira olmuştu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre vadesine 1 yıl ya da daha az kalmış dış borç stoku 211 milyar dolarla rekor seviyeye yükseldi.
Kısa vadeli dış borç stokunda Ağustos ayında yeni rekor seviye kaydedildi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 2023 Ağustos sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 211 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Böylelikle bu veride rekor kırılmış oldu.
Ağustos sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2022 yıl sonuna göre yüzde 10,9 oranında artışla 165,4 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 4,2 oranında artarak 64,9 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 0,8 oranında artarak 54,5 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2022 yıl sonuna göre yüzde 10,2 oranında artarak 11,8 milyar dolar oldu.
Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin Döviz tevdiat hesabı yüzde 5,8 oranında azalarak 20,3 milyar dolar, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı da yüzde 10,6 oranında artışla 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Ayrıca, yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 7,8 oranında artışla 14,2 milyar dolar oldu.
Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2022 yıl sonuna göre yüzde 0,7 oranında azalarak 48,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Borçlu bazında incelendiğinde, tamamı kamu bankalarından oluşan kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2022 yıl sonuna göre yüzde 12,2 oranında artarak 32,4 milyar dolar olurken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 0,5 oranında azalarak 86,9 milyar dolar oldu.
Rolls-Royce, dünya çapında 2 bin ila 2 bin 500 çalışanını işten çıkarmayı planladığını açıkladı.
Rolls-Royce Holdings Plc, 2 bin 500 kadar işten çıkarma yapacağını ve CEO Tufan Erginbilgic’in yönetimi altında bugüne kadar olan en derin işten çıkarmaları hayata geçirerek işleri düzene sokacak.
Şirket, Pazartesi günü geç saatlerde işten çıkarma raporlarını doğrulayan bir açıklamada, işten çıkarmaların 2 bin ila 2 bin 500 çalışanı veya küresel personelin yaklaşık yüzde 6’sını hedefleyeceğini söyledi. Rolls-Royce, kurumsal revizyonun bir parçası olarak Teknolojiden Sorumlu Başkan Grazia Vittadini’nin gelecek yılın Nisan ayında şirketten ayrılacağını da ekledi.
Erginbilgic, inşaat makineleri yan kuruluşunun başındaki isim da dahil olmak üzere bazı önemli yönetim pozisyonlarını halihazırda değiştirdikten sonra, şirketteki dönüşümü derinleştirecek.
Şirket, mühendislik teknolojisi ve güvenlik işlerinin birleştirileceğini ve vardiyanın bir parçası olarak yönetim ekibine katılan sivil havacılık yan kuruluşunun üst düzey yöneticisi Simon Burr tarafından yönetileceğini söyledi.
Yeni yapının, müşterilere daha iyi hizmet verebilecek ve birinci sınıf ürünleri sunmaya devam edecek daha çevik bir işletme olmasının hedeflendiği kaydedilen açıklamada, “Planlanan değişiklikler, maliyet verimliliği sağlayacak. 2023’e kadar maliyetleri ve personel sayısını sıkı bir şekilde yönetmemiz, çalışan sayısındaki genel azalmayı en aza indirmemizi sağladı. Rolls-Royce şu anda 42 bin kişiyi istihdam ediyor.” ifadeleri kullanıldı.
Altın fiyatları, ABD’nin İsrail-Hamas çatışmasının derinleşmesini engelleme çabalarını artırmasıyla ikinci işlem gününde de düşüş yaşadı.
ABD Başkanı Joe Biden, ABD’nin Orta Doğu’daki en yakın müttefikiyle dayanışma sinyali vermek ve çatışmanın genişlemesini önlemek amacıyla Çarşamba günü İsrail’e gitmeye hazırlanırken güvenli liman talebi geriliyor.
Altın fiyatları haftanın ikinci günde de geriledi. Spot altın, Pazartesi günkü yüzde 0,7’lik kaybın ardından haftanın ikinci işlem gününde yüzde 0,2 düşerek 1.916 dolar seviyelerine geriledi.
Yarın Tel Aviv’i ziyaret edecek olan Biden’ın İsrail ile birlik mesajı vermesi bekleniyor.
Söz konusu görüşmelerin İsrail-Filistin çatışmasında ateşkes olabileceği ihtimalini artırmasıyla piyasalarda risk iştahı güçlenirken, varlık fiyatlarını da etkilediği görülüyor.
Öte yandan spot altın, artış gösteren tahvil getirilerden de bir miktar baskı görmeye devam ediyor.
Dünya Çelik Birliği’nin raporunda dünyada çelik talebinin bu yıl yüzde 1,8 artacağı öngörülürken, Türkiye’nin çelik talebinin yüzde 19 ile rekor artış göstermesi bekleniyor.
Dünya Çelik Birliği’nin (worldsteel) Kısa Vadeli Görünüm raporuna göre, küresel çelik talebi, geçen yılki yüzde 3,3 daralmanın ardından bu yıl büyüme eğilimine geçti.
Dünya çelik talebinin bu yıl yüzde 1,8 artacağı, gelecek yıl ise bu büyümenin yüzde 1,9’a yükseleceği öngörülüyor.
Türkiye’nin çelik talebinin ise bu yıl yüzde 19 ile rekor artış göstermesi ve büyümenin 2024’te de devam etmesi bekleniyor. Türkiye’deki talep artışında Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası yeniden yapılanma süreci itici güç oluşturuyor.
Çin’in çelik talebinin, bu yıl altyapı yatırımları ve emlak sektörünün istikrara kavuşmasıyla yüzde 2 büyüyeceği öngörülürken, ülkenin çelik talebinde 2024’e ilişkin görünüm, belirsizliğini koruyor.
Avrupa Birliği’nde (AB) yüksek enerji maliyetleri ve faizlerin imalat faaliyetlerine ağır darbe vurduğu belirtilirken, çelik talebinde bu yıl yüzde 5,1 daralmanın ardından 2024’te yüzde 5,8 artış bekleniyor.
Yüksek faiz oranlarının çelik kullanılan sektörleri etkilediği ABD’de ise çelik talebinin bu yıl yüzde 1,1 azalacağı ve 2024’te ise yüzde 1,6 ile büyüme eğilimine gireceği tahmin ediliyor.
Çin ve jeopolitik gerilimler, çelik talebine ilişkin belirsizlik yaratıyor
worldsteel Ekonomi Komitesi Başkanı Maximo Vedoya, rapora ilişkin değerlendirmesinde, çelik talebinin yüksek enflasyon ve faiz oranlarının etkisini hissettiğini ve 2022’nin ikinci yarısından beri yatırım ve tüketimin zayıflamasıyla keskin şekilde azaldığını ifade etti.
Bu durumun özellikle AB ve ABD’yi de etkileyerek bu yıl da devam ettiğini kaydeden Vedoya, şu ifadeleri kullandı:
“Sıkı para politikasının etkilerinin geriden gelerek yansıdığını dikkate aldığımızda, 2024 çelik talebindeki toparlanmanın yavaş olmasını bekliyoruz. Gelişmekte olan ekonomilerde talebin gelişmiş ekonomilerden daha hızlı büyümesi bekleniyor. Çin emlak piyasasındaki durumun yılın ikinci yarısında istikrara kavuşmasını ve Çin’in çelik talebinin hükümet önlemleri sayesinde hafif pozitif bir büyüme kaydetmesini bekliyoruz. Çin’in 2024 görünümü, mevcut ekonomik zorlukların üstesinden gelmeye yönelik politika yönelimlerine bağlı olarak belirsizliğini koruyor. Çin ekonomisinin dalgalanma ve belirsizlik yaratabilecek yapısal bir geçiş aşamasında olduğunu belirtiyoruz. Diğer belirsizlik ise Rusya ve Ukrayna, İsrail ve Filistin ve diğer yerlerdeki bölgesel çatışmalarla bağlantılı. Bu durum, artan petrol fiyatlarına ve daha fazla jeo-ekonomik bölünmeye yol açabilir.”
Vedoya, yüksek faiz oranları nedeniyle inşaat faaliyetlerinin zayıflamasına rağmen, altyapı yatırımlarının birçok bölgede ve gelişmiş ekonomilerde bile, karbonsuzlaştırma çabalarının etkisini yansıtacak şekilde olumlu bir ivme gösterdiğini sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2024 Bütçe Teklifi Bilgilendirme Toplantısı’nda konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2024 Bütçe Teklifi Bilgilendirme Toplantısı’nda konuştu.
Yılmaz, “2024 bütçe teklifi dirençli şehirler, dirençli ekonomi ve dirençli toplum öncelikleri gözetilerek hazırlandı. Temel önceliğimiz depremle yıkılan şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak. Gerçekçi ve ayakları yere basan politikalarla hayat pahalılığı sorununun üstesinden geleceğiz. 2023’te ekonomik büyümemizin yüzde 4,4 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2024 yılı için ekonomimizin daha dengeli bir talep kompozisyonuyla yüzde 4 oranında büyümesini bekliyoruz. 2023’te 255 milyar doların üzerinde ihracatla bir önceki yılın üzerinde performansı yakalamayı, 2024 yılı için 267 milyar dolarlık rakama ulaşmayı amaçlıyoruz. 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde, bütçe giderlerinin 11 trilyon 89 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 8 trilyon 437 milyar lira olacağı tahmin edilmektedir. 2024 yılı bütçesinden deprem ihtiyaçları için 1,28 trilyon lira kaynak ayırıyoruz.” dedi.
Dünyada elektrik şebekelerini yenilemek ve kapasiteyi artırmaya yönelik yeterli yatırımların yapılmaması halinde, şebeke altyapısındaki erişim ve kalite eksikliklerinin küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlama hedefini ulaşılamaz hale getirebileceği…
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (UEA) dünyadaki elektrik şebekelerinin ilk envanteri olarak yayımladığı Elektrik Şebekeleri ve Güvenli Enerji Dönüşümü raporuna göre, elektrik sistemlerinin belkemiğini oluşturan şebekeleri genişletmeye yönelik yatırımlar, güneş ve rüzgar enerjisi, elektrikli araçlar ve ısı pompaları gibi temiz enerji teknolojilerindeki dönüşümün hızına yetişemiyor.
Dünyada şu anda yarısı ileri aşamada bulunan 3 bin gigavatlık yenilenebilir enerji projesi şebeke bağlantı sırasında bekliyor. Bu kapasite, 2022’de küresel çapta devreye alınan toplam güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin beş katına eşit.
Temiz enerji kapasitesinin şebekelere bağlanarak elektrik sistemlerinin güvenliğine ve iklim hedeflerine katkı sunabilmesi için şebeke altyapısının modern ve dijital hale getirilmesi gerekiyor.
Yenilenebilir enerji yatırımları 2010’dan bu yana neredeyse iki katına çıkmasına rağmen, dünyadaki şebeke yatırımları yıllık 300 milyar dolarla sabit kalmaya devam ediyor.
Ulusal iklim hedeflerine ulaşmak ve enerji güvenliğini sağlamak için 2040’a kadar dünyada 80 milyon kilometre elektrik şebekesinin eklenmesi veya yenilenmesi gerekiyor.
Bu rakam, dünyada şu anda kullanımda olan tüm şebekelerin büyüklüğüne eşit ve gerekli şebeke altyapısı genişlemesinin sağlanması için yıllık yatırımların iki katına çıkarak yıllık 600 milyar dolara yükselmesine ihtiyaç duyuluyor.
Küresel sıcaklık artışının 2 dereceyi yüzde 40 aşma riski olabilir
Şebeke yatırımlarının önündeki en büyük engel bölgeler arası değişiklik gösterirken, Hindistan, Endonezya ve Kore gibi ülkelerdeki şirketlerin finansal koşulları ve gelişmekte olan ülkelerde ise finansmana erişim ve yüksek sermaye maliyetleri en temel zorluk olarak öne çıkıyor.
UEA, politika yapıcılar ve şirketlerin elektrik şebekelerini yenilemek ve genişletmek için hızla harekete geçmemesi durumunda, güvenli elektrik tedarikini sağlama çabalarının riske girebileceği ve küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlama hedefinin ulaşılamaz hale gelebileceği uyarısında bulunuyor.
Şebeke yatırımlarının hızlandırılmaması ve düzenleyici reformların yavaş seyretmesi halinde, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretimin düşük seyretmesi ve tüketimin fosil kaynaklarla karşılanması ihtimali nedeniyle, 2030 ve 2050 arasında toplam karbon emisyonlarının 60 milyar ton daha yüksek olabileceği hesaplanıyor.
Dünyada son 4 yılda elektrik sektöründen kaynaklanan karbon emisyonlarıyla eşit seviyede olan bu potansiyel emisyon artışı, küresel ısınmanın 1,5 derecenin üzerine çıkması ve 2 dereceyi de yüzde 40 aşma riski oluşturuyor.
UEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, birçok ülkede görülen temiz enerji gelişiminin benzeri görülmemiş olduğunu belirterek, “Bu durum iyimser olmamızı da sağlıyor. Ancak, hükümetler ve iş dünyası, hızla büyüyen yeni enerji ekonomisine hazır olmak ve dünyanın elektrik şebekelerinin hazır olduğundan emin olmak için bir araya gelmezse, temiz enerji dönüşümü tehlikeye girebilir. Şebekelere bugün yatırım yapmalıyız, yoksa yarın çıkmazla karşı karşıya kalacağız.” ifadelerini kullandı.
Gelişmekte olan dünyanın elektrik şebekelerini inşa ve modernize etmek için ihtiyaç duyduğu kaynaklara sahip olmasını sağlamanın uluslararası toplum için önemli bir görev olduğunu kaydeden Birol, önde gelen ekonomilerin finansmanı harekete geçirerek, teknolojiye erişimi sağlayarak ve politikalara ilişkin en iyi uygulamaları paylaşarak sürdürülebilir kalkınmayı güçlendirmeye ve iklim değişikliği kaynaklı riskleri azaltmaya yardımcı olabileceğini vurguladı.
Online tahsilat platformu Kozmos ve TESYÖN güçlerini birleştirdi
Albaraka Türk Katılım Bankası tarafından hayata geçirilen Fintek girişim kurucusu Insha Ventures’ın online tahsilat platformu Kozmos, tesis yönetiminin kurumsallaşması ve sektörel standartların oluşmasını amaçlayan Uluslararası Tesis Yöneticileri Derneği (TESYÖN) ile iş birliğine imza attı. Bu iş birliği çerçevesinde sektörün geleceğini şekillendirecek çeşitli organizasyonlar, seminerler ve mesleki eğitimler gibi konularda katkı sunulacak.
‘Sektörde bir ilke imza attık’
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Insha Ventures Genel Müdürü Hasan Sami Bayansar, şunları söyledi: “Insha Ventures olarak sektörel iş birliklerini önemsiyoruz ve farklı paydaşlarla bir araya geldiğimizde daha da fark yaratabileceğimize inanıyoruz. Bu anlamda Kozmos markamızla TESYÖN ile resmi protokol imzalayan ilk aidat yönetim platformu olduk. Insha Ventures olarak, bu tür iş birliklerindeki öncü rolümüzü sürdürerek farklı sektörlerin etkileşim içinde büyümesini ve profesyonelleşmesini desteklemeye devam edeceğiz.”
‘Tesis yönetimi sektörünün gelişimine liderlik etmeyi sürdüreceğiz’
Kozmos Direktörü Çetin Emre Sadi ise de konuyla ilgili şöyle konuştu: “Kozmos olarak dijital ve yapay zekâ alanındaki güçlü altyapımızı tesis yönetimi sektörüne taşıyarak, kurumsallaşma ve sektörel standartların oluşmasına katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. TESYÖN ile başlattığımız bu iş birliğinin sektörün daha profesyonel, daha verimli ve daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru ilerlemesinde önemli bir katkı sunacağına inanıyoruz. Kozmos olarak tesis yönetimi sektörünün gelişimine liderlik etmeyi ve bu alandaki yenilikleri desteklemeyi sürdüreceğiz.”
‘Kozmos’un, sektörün tüm paydaşlarına destek sağlayacağına inanıyoruz’
Konuyla ilgili açıklamasında TESYÖN Başkanı Dr. Aylin İlgen ise şu değerlendirmede bulundu: “Tesis yönetim sektörünün gelişimi ve uluslararası standartlarda yönetim modellerinin uygulanması, biz yöneticilerin hizmet verdiği yapılara değer katmamıza olanak sağlayacaktır. Bu doğrultuda Kozmos’un, sektörün tüm paydaşlarına destek sağlayacağına inandığımız için bu protokolü imzalamaktan ve iş birliği adımını atmaktan memnuniyet duyuyoruz.”
Sosyal medya hesabından 12. Kalkınma Planı ile ilgili paylaşımda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirmeyi, 2028 yılı sonunda yüzde 4,7’ye geriletmeyi hedeflediklerini söyledi. Erdoğan, “12’nci Kalkınma…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından 12. Kalkınma Planı ile ilgili paylaşımda bulundu. Erdoğan, sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin, iş dünyasının katkılarıyla, ortak akılla hazırladıkları Kalkınma Planı’nı bugün Meclis’in takdirine sunacaklarını belirtti.
Erdoğan ortalama yüzde 5 oranında istikrarlı ve dengeli bir büyüme hedeflediklerini, enflasyonu 2028 sonunda yüzde 4,7’ye düşürmeyi hedeflediklerini söyledi.
Erdoğan 5 yıllık kalkınma planının 5 ana eksenden oluştuğunu belirterek şunları söyledi;
“1- Nitelikli insan, güçlü aile, sağlıklı toplum.
2- İstikrarlı büyüme, güçlü ekonomi.
3- Yeşil ve dijital dönüşümle rekabetçi üretim.
4- Afetlere dirençli yaşam alanları, sürdürülebilir çevre.
5- Adaleti esas alan demokratik iyi yönetişim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, paylaşımında şöyle devam etti:
“12’nci Kalkınma Planı döneminde; ortalama yüzde 5 oranında istikrarlı ve dengeli bir büyüme hedefliyoruz. 2028 yılında 1 trilyon 589 milyar dolar milli gelire, 17 bin 554 dolar kişi başına gelire ulaşmayı amaçlıyoruz. Yılda ortalama yüzde 3 istihdam artışı sağlayarak dönem sonunda işsizliği yüzde 7,5 düzeyine indirmeyi öngörüyoruz. Mal ihracatını 375 milyar dolara yükselterek, turizm gelirlerinde 100 milyar dolar seviyesine çıkarak cari işlemler açığını sıfıra yakın bir seviyeye düşürmeyi amaçlıyoruz. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirmeyi, 2028 yılı sonunda yüzde 4,7’ye geriletmeyi hedefliyoruz. Türkiye Yüzyılı’na giden yolda devletimize ve milletimize rehberlik edecek 12’nci Kalkınma Planı’nın hayırlı olmasını diliyorum.”
Almanya’da ZEW yatırımcı güveninde toparlanma, faiz artışlarının sonuna gelindiği beklentisiyle Ekim ayında da devam etti.
Merkezi Almanya’nın Mannheim kentinde bulunan Avrupa Ekonomik Araştırmalar Merkezi (ZEW) Ekonomik Güven Endeksi’nin sonuçlarını açıkladı.
Buna göre ZEW beklentiler endeksi Eylül’deki eksi 11,4’ten eksi yüzde 1,1’e yükseldi.
Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi eksi 9’du. Cari koşullar endeksindeki kötüleşme devam etti ve endeks eksi 79,9 değerini aldı.
ZEW Başkanı Achim Wambach endekste en kötünün görüldüğünü belirterek “Ekonomik beklentilerin iyileşmesi ve enflasyonun düşeceği beklentisi hakim. Anket katılımcılarının üçte birinden fazlası Euro Bölgesi’nde kısa vadede faiz oranlarının bu seviyelerde kalmasını bekliyor.” değerlendirmesini yaptı.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin etkisiyle Alman ekonomisinin 2023’ün 2. yarısında daralması beklenirken gelecek sene ekonomide toparlanma beklentisi var. Alman hükümeti, enflasyondaki soğuma ve artan ücretlerin iç talebi canlandırmasıyla büyümenin gelecek sene yüzde 1,3 olmasını bekliyor.
Avrupa Departmanı Direktör Yardımcısı Oya Celasun, Marakeş’te cuma günü gazetecilere yaptığı açıklamada Almanya’da uzun vadede büyümeye yönelik zorluklar olduğunu söylemişti.