Ticaret Bakanlığı, şirketlerin entegratörlük yetkisine ilişkin şartları belirledi.
Ticaret Bakanlığı, hizmet sağlayıcılarca alınan ticari elektronik ileti onay ve ret bilgilerinin, İleti Yönetim Sistemi’ne (İYS) yüklenmesini sağlayan entegratörlük yetkisine ilişkin şartları belirledi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, ticari faaliyette bulunan hizmet sağlayıcılar için getirilen yükümlülüklerin, uygulamada bilişim sektöründe faaliyet gösteren şirketler (entegratör) aracılığıyla ifa edildiği belirtildi.
Bu kapsamda, söz konusu şirketlerin yetkilendirilmesi, yükümlülüklerinin belirlenmesi ve bunlara ilişkin usul ve esasların tespiti amacıyla “Ticari Elektronik İleti Yönetim Sistemi Entegratörleri Hakkında Tebliğ”in Resmi Gazete’de yayımlandığı ifade edildi.
Açıklamada, tebliğle ticari elektronik ileti onay ve ret işlemlerinin İYS’ye kaydedilmesi veya bu işlemlerin sistem üzerinden gerçekleştirilmesi hususlarında hizmet sağlayıcılara entegratör olarak hizmet vermek isteyen şirketlerin Bakanlıktan yetki almasının zorunlu hale getirildiği kaydedildi.
Entegratörlük yetkisi için gerekli şartlar
Entegratörlük yetkisi için gerekli şartların belirlendiği vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Entegratörlük yetkisi almak isteyen işletmelerin, anonim veya limitet şirket şeklinde kurulması, ödenmiş sermayesinin en az 1 milyon lira olması, şirket ortağı ve yöneticilerinin, tebliğde belirtilen suçlardan dolayı hüküm giymemiş olması, ticari defter ve kayıtlarını düzenli ve izlenebilir şekilde tutuyor olması, şirket bünyesinde ağ ve ağ güvenliği uzmanı, veri tabanı uzmanı, sistem uzmanı, kalite sistemleri uzmanı ve yazılım geliştirme uzmanı olmak üzere en az 5 personeli istihdam etmesi, entegratörlük hizmetinde kullanılacak bilgi işlem sisteminin, yazılım, donanım ve sunucu altyapısının Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bir veri tabanında bulunması gerekmektedir.”
Anılan şartları sağlayan anonim veya limitet şirketlerin tebliğ ekinde yer alan başvuru formu ve istenen diğer belgelerle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine (TOBB) başvurmaları gerektiğinin bilgisi verilen açıklamada, “TOBB, başvuruyu ön incelemeye tabi tutarak eksiksiz ve uygun olanları başvuru tarihinden itibaren 30 gün içinde Ticaret Bakanlığına gönderir. Bakanlıkça yapılan incelemeler sonucu şartları sağladığı tespit edilen anonim ve limitet şirketlere entegratörlük yetkisi verilir.” ifadeleri kullanıldı.
Entegratörlük yetkisinin iptaline ilişkin usuller
Açıklamada, tebliğ hükümlerine aykırı hareket eden veya belirtilen şartları sonradan kaybeden şirketlere aykırılıkları gidermeleri için 30 günlük süre tanınacağı vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
“Süre sonunda aykırılığın giderilememesi veya şartların yeniden sağlanamaması halinde entegratörlük yetkisinin TOBB’un bildirimi üzerine Bakanlık tarafından iptal edileceği belirlenmiştir ancak yetkisi iptal edilen entegratör, iptal tarihinden itibaren 30 gün boyunca hizmet verdiği hizmet sağlayıcıların iş ve işlemlerini yürütebilecektir. Halihazırda entegratörlük hizmeti veren şirketler, entegratörlük yetkisi almak için gerekli belgelerle 31 Mart 2025’e kadar başvuruda bulunabileceklerdir. Anılan tarihe kadar entegratörlük yetkisi almayanlar, hizmet sağlayıcı adına ticari elektronik iletilere ilişkin hiçbir işlem tesis edemeyecek ve İYS üzerinden herhangi bir işlem gerçekleştiremeyecektir.”
Vana Coin, kullanıcıların verilerini yapay zeka (AI) model eğitimine dahil etmelerini sağlamak için tasarlanmış bir ağdır.
Vana Coin, kullanıcıların verilerini yapay zeka (AI) model eğitimine dahil etmelerini sağlamak için tasarlanmış bir ağdır. Kullanıcılar katkıda bulundukları yapay zeka modellerinin sahibidir, onları yönetir ve bunlardan kazanç sağlamaktadır. Bu sistem, kişisel verileri statik bir varlıktan üretken bir kaynağa dönüştürerek kullanıcıların verilerinden tokenlar aracılığıyla gelir elde etmelerini mümkün kılmaktadır.
Vana Coin Nedir?
Vana’nın tarihi, 1990’ların sonlarında MIT Medya Laboratuvarı’nda geliştirilen giyilebilir bilgisayarlar ve yerel veri depolama vizyonuna dayanmaktadır. Bu fikir, kullanıcıların verilerini dışarıya bağımlı olmadan saklamalarını hedeflemekteydi. Ancak, bulut bilişim ve merkezi platformların yükselmesiyle bu vizyon terk edildi ve kullanıcı verileri büyük şirketler tarafından toplanıp ticarileştirildi. Vana’nın kurucuları, blockchain ile gizlilik odaklı şifrelemeyi birleştirerek, daha önceki projelerin karşılaştığı veri taşınabilirliği ve gizlilik sorunlarına çözüm sundular.
Vana, ilk olarak 2023 yılında Ethereum ağı üzerinde piyasaya çıkmıştır. Protokol, blockchain ve gizlilik odaklı teknolojiler kullanarak, kişisel veri sahipliği ve kollektif yapay zeka yaratımı konusunda devrim niteliğinde bir çözüm sunmuştur. Ethereum’un akıllı sözleşme ve tokenizasyon yeteneklerinden faydalanarak, kullanıcıların verilerini güvenli bir şekilde paylaşmalarını ve tokenize etmelerini sağlamıştır. Vana, kullanıcıların verilerinin özerkliğini korurken, aynı zamanda Data Liquidity Pools aracılığıyla yapay zeka eğitimine katılım sağlamalarına ve bu süreçten ödüller kazanmalarına olanak tanınmaktadır. Bu, merkeziyetsiz veri pazarları ve yapay zekanın demokratikleşmesi gibi yeni fırsatlar sunarak, dijital ekonomiden bireylerin daha fazla fayda elde etmesini mümkün kılmaktadır.
Vana, protokolünün işleyişini desteklemek için kendi token’ını (Vana Coin) kullanmaktadır. Bu token, Ethereum ağı üzerinde yer alan ERC-20 token olarak tasarlanmıştır ve tokenleştirilmiş veri hakları ile ödüller sisteminin temelini oluşturmaktadır. Kullanıcılar, verilerini Vana’nın Data Liquidity Pools’unda paylaştıkça, bu veriler AI modellerinin eğitiminde kullanılmak üzere havuzlanır ve karşılığında Vana Coin ile ödüllendirilmektedir.
V NFT Nedir? V On Vana NFT Bilgileri
V-On-Vana NFT; Vana platformu tarafından yaratılan AI ile üretilmiş dijital sanat eserlerinden oluşmaktadır. V-On-Vana NFT, 2023 yılı itibarıyla piyasaya çıkmıştır. Bu NFT’ler, her biri benzersiz ve koleksiyonluk dijital varlıklardır. V-On-Vana NFT’leri, yapay zekanın yaratıcı gücünü kullanarak sanat dünyasında yeni bir çağ başlatmaktadır.
Bu NFT’ler son dönemde büyük ilgi görmektedir. Floor fiyatı hızla 1.47 ETH’ye yükselmiştir ve ticaret hacmi de önemli bir artış göstermiştir. AI sanatına olan ilgi, bu NFT’lerin değer kazanmasını sağlamıştır.
V-On-Vana NFT’leri, yüksek volatilite nedeniyle yatırımcılar için cazip hale gelmektedir. Ancak, bu volatilite aynı zamanda risk içerir, bu yüzden dikkatli yatırım yapılması önemlidir.
Vana Airdrop Süreci ve Kriterleri
Vana, kullanıcıların verilerini kontrol etmesini sağlayan Web3 tabanlı bir platform olarak, hem NFT hem de coin airdrop programlarıyla topluluğunu büyütmektedir. İlk olarak, V-On-Vana NFT koleksiyonu ile dikkat çeken Vana, AI tarafından üretilen benzersiz dijital sanat eserleriyle kullanıcıların ilgisini çekmiştir. Bu NFT’ler, platforma erken katılım sağlayan kullanıcılara değer kazandırırken, topluluk oluşturma sürecinde önemli bir rol oynamıştır. Sonrasında ise VANA token airdrop programı başlatılarak, daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşılması hedeflenmiştir.
Vana Airdrop sürecine katılmak oldukça basittir. Katılımcılar, Telegram’daki Vana Data Hero Botu’nu kullanarak TON cüzdanlarını bağladıktan sonra belirli görevleri tamamlayarak VANA token kazanabilmektedirler. Görevler arasında Telegram gruplarına katılmak, sosyal medya paylaşımları yapmak ve arkadaş davet etmek gibi etkileşimler yer almaktadır. Bu token’lar, Vana ekosisteminde kullanılabilir veya başka platformlarda takas edilebilmektedir. Airdrop süreci, kullanıcıların projeye erken katılmalarını sağlayarak Vana ekosistemini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
Vana Coin Nasıl Satın Alınır?
Vana Coin (VANA) satın almak için öncelikle güvenilir bir kripto para borsası seçmeniz gerekmektedir. Binance, CoinEx, Bybit, Gate.io ve MEXC gibi platformlar Vana Coin’i alıp satabileceğiniz popüler borsalar arasında yer almaktadır. Hesap oluşturduktan sonra, banka transferi, kredi kartı veya başka bir kripto para kullanarak fon yatırılabilir ve ardından Vana Coin alımı gerçekleştirilebilmektedir. Satın alma işlemi için piyasa emri vererek anında işlem yapabilmekte veya belirli bir fiyat belirleyerek limit emri verilebilmektedir. Vana Coin’inizi güvenli bir şekilde saklamak için ise soğuk cüzdanlar (hardware wallet) kullanılması önerilmektedir. Son olarak, yatırımlarınızı izlemek ve piyasa hareketlerini takip etmek için portföy takip uygulamaları kullanılmaktadır.
Vana Coin Hangi Borsalarda Var?
Binance
Bybit
Upbit
Bitget
MEXC
Gate.io
BingX
Vana Coin Hangi Borsalarda Listelenecek?
Vana (VANA) Coin, 16 Aralık 2024 saat 13:00’te Binance, MEXC ve Gate.io gibi büyük borsalarda işlem görmeye başlamıştır. Bu listelemelerle birlikte, Vana’nın işlem hacminin artması ve daha fazla kullanıcıya ulaşması beklenilmektedir. Ancak, şu anda Kraken, KuCoin, ve Huobi gibi diğer büyük borsaların da Vana’yı listelemeyi planlayabileceği ihtimaller arasındadır. Bu tür listelemeler, Vana’nın değerini ve erişilebilirliğini artırarak daha geniş bir yatırımcı kitlesine hitap edebilmektedir. Yine de, bu borsaların listeleme onayları için resmi duyuruları beklemek gerekecektir.
Introducing @withvana (VANA) on Binance Launchpool!
Vana Coin’in Binance’te listelenmesi, Binance’in yenilikçi blockchain projelerini destekleme konusundaki güçlü rolünü bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu listeleme, yatırımcılar için erken aşamada umut verici bir projeye yatırım yapma fırsatı sunmakta ve Vana’nın kripto para piyasasında daha geniş bir kitleye ulaşmasına zemin hazırlamaktadır. Kripto para piyasası hızla evrilirken, Vana’nın Binance ile entegrasyonu, projenin daha fazla kullanıcı tarafından benimsenmesine ve değer kazanmasına olanak tanıyacaktır. Binance’in sağlam altyapısı ve küresel kullanıcı tabanı, Vana Coin’in likiditesini artırarak daha fazla görünürlük elde etmesine yardımcı olmaktadır. Bu gelişme, Vana’nın gelecekteki büyüme potansiyelini güçlendirerek, projenin başarı yolunda önemli bir adım olma özelliği taşımaktadır.
Yeni Bir Vana Airdrop’u Olacak Mı?
Yeni bir Vana airdrop’u olup olmayacağına dair kesin bir duyuru yapılmamış olsa da, Vana’nın büyüyen topluluğu ve artan popülaritesi göz önüne alındığında, gelecekte benzer bir airdrop düzenlenmesi ihtimali bulunmaktadır.
Vana, özellikle kripto ekosisteminde kullanıcıların katılımını artırmaya yönelik çeşitli etkinlikler düzenleyebilmektedir. Ancak, resmi bir açıklama yapmadan önce bu tür duyuruları dikkatle takip etmek önemlidir. Duyuruları takip etmek için Vana Resmi Websitesi‘ne göz atabilirsiniz.
Vana Coin haberleri, fiyat analizleri ve çok daha fazlası için diğer haberlerimize coinkolik.com üzerinden göz atabilirsiniz.
Puddy Penguins (PENGU) listelemesinde yaşanan bir sorundan dolayı özür dileyen Binance, belirli saatlerde işlem yapan kullanıcılarına airdrop yapacağını duyurdu.
Puddy Penguins (PENGU) listelemesinde yaşanan bir sorundan dolayı özür dileyen Binance, belirli saatlerde işlem yapan kullanıcılarına airdrop yapacağını duyurdu.
Dünyaca ünlü NFT koleksiyonu Puddy Penguins, airdrop dağıtımının ardından birçok borsada listelendi. Popüler kripto projesi, geçtiğimiz gün saat 14:30’da Binance’te işleme başladı. Binance’in PENGU listelemesi, borsanın veri tabanında yaşanan bir sorundan dolayı yatırımcıları mağdur etti.
Binance, söz konusu mağduriyet hakkında açıklama yaptı. Borsa, şu ifadeleri kullandı;
“Binance, kullanıcılarına verdiği rahatsızlıktan dolayı özür diler. Veri sağlayıcımızla bir inceleme yürütmenin yanı sıra Binance, alternatif ve çoklu veri kaynaklarını araştırmak da dahil olmak üzere benzer sorunları önlemek için önlemler uygulayacaktır.”
Borsa, mağdur olan kullanıcılarına büyük bir airdrop yapacağını açıkladı.
Binance, PENGU için açıklama yaptı
Binance, PENGU’nun listelendiği ilk yarım saatte yaşanan veri problemine dair açıklamalarda bulundu. Binance, geçtiğimiz gün yarım saat boyunca PENGU’nun piyasa değerini mevcut değerden 10 kat daha düşük gösterdi. 3,5 milyar dolar seviyesinde alım satım gören PENGU, Binance’te 350 milyon dolar olarak yansıtıldı. Söz konusu durum, yatırımcıların yanılmasına yol açtı.
Yaşanan sorunu aydınlatan Binance, şu şekilde açıklama yaptı;
“Veri sağlayıcımız CoinMarketCap tarafından Pudgy Penguins (PENGU) için token bilgilerinin güncellenmesinde yaşanan gecikme nedeniyle, Binance Spot’ta listelenmesinin ardından proje için gösterilen piyasa değeri ve tam seyreltilmiş değerleme (FDV) verileri zamanında güncellenmedi. Binance, sorunun keşfedilmesiyle CMC ekibini bilgilendirdi ve CMC verilerini hızla yeniledi.“
Borsa telafi amacıyla, 17 Aralık saat 17:00 ila 17 Aralık saat 17:37 arasında spot piyasadan PENGU alanlara airdrop yapacağını açıkladı. Binance, CMC’nin piyasa değeri verisini hatalı gösterdiği zaman aralığında işlem yapanlara 135 milyon PENGU airdrop’u yapacak.
Global pazarda rekabet etme şansını artırmak isteyen her şirketin, her biriminde dijital dönüşümü sağlaması gerektiğini söyleyen Kuika AI Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv, Türkiye’de büyük firmaların dönüşüm trendini ıskalamaması uyarısını yaptı. Yazılım süreçlerinin low-code platformla hızlandırdıklarını dile getiren Ciliv, şirket sahiplerinin, üretimden finansa her birimi yapay zekayla entegre etmeleri ve birim yöneticilerini teknoloji odaklı yenilikçi, girişimci liderlerden oluşturmaları gerekliliğini belirtti.
HANDE BERKTAN
Bloomberg HT’de Gündem Teknoloji programına katılan Kuika AI Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv, global pazarda rekabet gücünü artırmak isteyen her şirketin, her biriminde dijital dönüşümü sağlaması gerektiğini söyledi.
“Yapay zeka, her şirket için öncelik”
Ciliv “Yeni dünyada, bilgisayarlar her yerde ve iletişim her yerde. Yani her yerden bilgi akışı var ve buluttaki bilgileri inceleyen, anlamlandıran makineler artık öğrenmeye başladı. Akıllı sistemler buradan ortaya çıkıyor. Yapay zeka, günümüzde her şirket için büyük öncelik. Bir çok şirket dijital dönüşümü ıslıkladı ve tüm yükü bilgi işlem ekiplerine bıraktı.Örneğin, büyük şirketlerin merkezi Levent’te, veri merkezleri ise Gebze’de. Genel merkezin istediği bir proje veri merkezine iletilip, proje anlaşılıp gerçekleştirilinceye kadar genel merkezin talep ettiği projenin niteliği değişiyor çünkü iş dünyasında talepler sürekli yenileniyor. Bütün şirketin birimleri tek alanda toplanması gerek” açıklamasını yaptı.
“Öncelikle, iş sahipleri, dönüşümü sahiplenmeli”
Kuika AI Yönetim Kurulu Başkanı Ciliv “Global pazar, Türkiye pazarının 100 katı, dolayısı ile globale odaklanılması gerek. Global oyuncu olunca rekabet gücünüz artıyor. Yapay zeka herkesin önceliği olmalı. Müşteri hizmetleri de, üretim de bu işi nasıl hızlı yapabiliriz sorusuna çalışmalı. Akıllı sistemler, her kaynağınızı, her müşterinizi detaylı tanıma fırsatı veriyor sizin ölçeğinizi büyütmenizi sağlıyor. İşin sahibi yani Türkiye’de iş sahipleri öncelikle bu dönüşümü sahiplenmeli. Bunu uygulamayan şirketlerin global pazarlarda rekabet etme şansı kalmayacak.Bugün, Amazon’da Jeff Bezos tekrar şirkete döndü. Şirketi zaten akıllı sistemlerle yönetiyordu. Binlerce uygulama mevcut artık bu uygulamayı yapay zeka ile nasıl akıllı yaparız sorusunu çözmek için Bezos, tekrar şirketin başına geçti” dedi.
“Üniversitelerde, low-code uygulaması dersleri veriyoruz”
Üniversitelerde gençlere, yazılım sürecini hızlandıran low-code dersleri verdiklerini dile getiren Ciliv “Akıllı sistemlerinin esas kısmı yazılım kısmı. Türkiye’de birçok iş insanı, örneğin mobilyaya yatırım yapıyor ancak yazılıma yatırım yapmıyor. Artık yazılım projelerini hızlandıran low-code platformla, yazılım sürecini hızlandırabiliyoruz. Yatırımcısı ve yöneticisi olduğum Kuika AI ile yazılımı, yapay zeka ile hızlandırabiliyoruz. Artık hızlı inovasyon yapmalıyız yani fikirlerinizi en hızlı şekilde dönüştürmeniz gerek. Kuika AI ile Türkiye’de üniversitelerde yazılımı hızlandıran low-code uygulamasının derslerini veriyoruz. Mühendislerimize, hızlı akıllı sistemleri geliştiren yazılımı öğretiyoruz” dedi.
“Optimizasyon, masraf kısmak değil bir çok kaynakla en verimli opsiyonu sunmaktır”
Optimizasyonun, bugün masrafların kısalması gibi yanlış anlamlandırıldığını dile getiren Süreyya Ciliv, iş dünyasında optimizasyonu “Optimizasyon masrafı kısmak değildir ileri matematikle işimizi optimize etmektir. Yani birçok kaynakla birçok müşteriye en uygun opsiyonu sunmaktır. Şirketler ancak rekabeti, otomasyon, optimizasyon ile yakalayabilir. Hızlı takımlarda işi ve müşteriyi iyi bilen ve teknolojiden anlayan yöneticiler şirketlere liderlik etmeli. Her pozisyonda her iş biriminde yenilikçi girişimci liderlere ihtiyaç var. Büyük şirketlerde esas girişimcilere ihtiyaç var. Üretimde, lojistiğinde, finansta girişimci liderler olmalı” şeklinde ifade etti.
Ciliv, gençlere “Kendinize inanın. Ben şirketimde, yapay zekayı kendi gençlerimizle birlikte geliştiriyorum. Gençler, hiç bir şekilde geride değilsiniz, birincilerle aynı sınıftasınız. Çalışırsanız hayallerinize ulaşırsınız” tavsiyesinde bulundu.
Trump’ın ticaret politikalarına yönelik belirsizlikler ve yoğun veri gündemi öncesinde küresel piyasalarda temkinli seyir öne çıkıyor. Bugün gözler ülkede açıklanacak enflasyon verilerine çevrilmişken, yüksek faiz döneminin resesyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı dair endişeler varlığını koruyor.
Geçen hafta açıklanan istihdam raporundaki verilerden alınan iyimser sinyallerin risk iştahını beslediğini belirten analistler, bugün açıklanacak enflasyon verilerinin, Fed’in yılın son faiz kararı öncesinde dikkate alınacak en önemli veri setlerinden biri olduğunu belirtiyor.
ABD’de yeniden başkan seçilen Donald Trump’ın 20 Ocak’ta görevi devralması sonrasında ülkenin ekonomi politikasının nasıl şekilleneceğine yönelik belirsizlikler varlığını korumayı sürdürüyor. Trump’ın uygulamayı planladığı tarifeleri değerlendiren ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, bu uygulamanın ABD’li tüketiciler için fiyatları önemli ölçüde artıracağını ve girdilerin ithalata dayalı firmalar için maliyet baskısı yaratacağını belirtti.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in yılın son para politikası toplantısında yüzde 86 ihtimalle 25 baz puan faiz indireceği öngörülürken, gelecek yıl yapılacak faiz indirimlerinin hızına yönelik sinyallerin de yavaş yavaş varlık fiyatlarının yönü üzerinde etkili olacağı tahmin ediliyor.
Boeing ve Alphabet hisselerinde yükseliş dikkat çekti
Kurumsal tarafta ise Çin tarafından tekelleşme soruşturması açılması sonrası düşüşe geçen Nvidia hisseleri yüzde 2,7 geriledi. Oracle’ın hisseleri, şirketinin ikinci çeyrek finansal sonuçlarının beklentileri karşılayamamasının ardından yüzde 6,7 değer kaybetti. ABD’li havacılık şirketi Boeing’in hisseleri ise şirketin 737 MAX üretimini yeniden başlatacağına dair haberlerin ardından yüzde 4,5 yükseldi. Alphabet’in hisseleri de Google’ın “çok hızlı” olduğunu iddia ettiği yeni kuantum çipi “Willow”u tanıtması sonrası yüzde 5,3 değer kazandı.
ECB’nin yılın son para politikası kararı ne olacak?
Avrupa borsalarında gözler yarın açıklanacak ECB’nin yılın son para politikası kararına çevrildi. Analistler, resesyon endişelerinin ve düşen imalat aktivitesinin canlandırılması için 50 baz puanlık faiz indiriminin masada olabileceğini belirtmesine karşın, Euro Bölgesi’nde açıklanan kasım ayına ilişkin öncü enflasyon verisinin yıllık bazda ECB’nin hedeflediği yüzde 2 seviyesinin üzerinde gelmesinin 50 baz puanlık indirime yönelik beklentileri sınırladığını söyledi.
Dün bölgede açıklanan verilere göre, Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’da da ekimde yüzde 2 olan yıllık enflasyon yüzde 2,2 gelerek ECB’nin hedeflediği seviyenin üzerinde gerçekleşti.
Şi Cinping: Ticaret, bilim ve teknik savaşlarının kazananı olmaz
Asya borsalarında Japonya hariç pozitif bir seyir izlenirken, dün açıklamalarda bulunan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping “ticaret ve bilim teknik savaşlarının kazananı olmaz” mesajı verdi.
Makroekonomik veri tarafında ise Japonya’da kasım ayına yönelik Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) aylık yüzde 0,3, yıllık bazda da 3,7 artarak beklentileri geride bıraktı. Enflasyon göstergelerinin tahminlerin üzerinde seyretmesinin ülke ekonomisindeki riskleri artırdığını kaydeden analistler, gelecek hafta toplanacak BoJ para politikası kurulu öncesinde yüksek gelen ÜFE’nin parasal sıkılaşma ihtimallerini güçlendirebileceğini söyledi.
Piyasalarda bugün takip edilecek veriler
10.00 Türkiye, ekim ayı perakende satışlar
15.00 ABD, haftalık mortgage başvuruları
16.30 ABD, kasım ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)
1. Lumoz modüler hesaplama Katmanı Lumoz Protokolü, gelişmiş sıfır bilgi kanıtı (ZKP) hizmetleri sağlamaya adanmış küresel olarak dağıtılmış modüler bir bilgi işlem protokolüdür. ZK teknolojisinin gelişimini destekler ve ZK ve AI gibi en yeni …
1.Lumoz modüler hesaplama Katmanı
Lumoz Protokolü, gelişmiş sıfır bilgi kanıtı (ZKP) hizmetleri sağlamaya adanmış küresel olarak dağıtılmış modüler bir bilgi işlem protokolüdür. ZK teknolojisinin gelişimini destekler ve ZK ve AI gibi en yeni teknolojiler için sağlam hesaplama gücü sağlar.
Sıfır bilgi hesaplama alanındaki hesaplama maliyetlerinin zorluklarıyla yüzleşen Lumoz, hesaplama verimliliğini önemli ölçüde artırmak için devreleri ve algoritmaları yenilikçi bir şekilde optimize ederek ZKP’deki kapsamlı deneyiminden yararlanmaktadır. Bu, Rollup projelerinin yüksek maliyetlerini ve düşük verimliliğini etkili bir şekilde ele alırken, sıradan kullanıcıların sıfır bilgi işlem pazarına katılmasının önündeki engelleri azaltmaktadır.
Lumoz şu anda Rollup alanında öncü konumdadır. Modüler bilgi işlem katmanı ağıyla Lumoz, Merlin gibi çok sayıda projeyi ZKP bilgi işlem hizmetleriyle destekleyerek üst düzey sıfır bilgi (ZK) bilgi işlem gücünün lider sağlayıcısı haline gelmiştir. Lumoz, gelişmiş hesaplama desteğine yönelik artan talebi karşılamaya devam etmektedir.
Lumoz Modüler Hesaplama Katmanı:Temel Özellikler
Lumoz Modüler Hesaplama Katmanı, aşağıdaki önemli özelliklere sahip güçlü bir hesaplama modülü olarak hizmet vermektedir:
Merkezi Olmayan Hesaplama:
Lumoz Hesaplama Katmanı, merkezi olmayan hesaplama yetenekleri sağlayan Proof of Stake (PoS) ve Proof of Work (PoW) hibrit konsensüs mekanizmasını kullanarak bir blok zinciri ağı üzerinde çalışır. Bu mimari, zkRollup’lar için sürekli ZKP hesaplaması sağlar ve yapay zeka uygulamaları için güvenli bir veri işleme ve model eğitim ortamı sunar.
Yüksek Hesaplama Kararlılığı:
Lumoz’un hesaplama düğümleri binlerce GPU/CPU düğümünden oluşur. Bu, yalnızca ZKP’lerin sürekli hesaplanmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda yapay zeka için gerekli olan büyük ölçekli paralel hesaplamayı da destekler ve karmaşık hesaplama görevlerinin verimli bir şekilde yürütülmesini garanti eder.
Güçlü Uyumluluk:
Lumoz, Polygon zkEVM, zkSync, Scroll ve Starknet gibi blockchain endüstrisinin önde gelen Toplama çözümleriyle son derece uyumludur. Ayrıca, çeşitli teknoloji yığınları arasında sağlam destek sunan benzersiz bilgi işlem mekanizmaları aracılığıyla çeşitli yapay zeka hesaplama ihtiyaçlarını karşılar.
Maliyet Verimliliği:
Lumoz merkezi olmayan hesaplama katmanı, düşük maliyetli ZKP üretimini mümkün kılmak için optimize edilmiş bir ekonomik modeli entegre eder. Bu maliyet verimliliği, YZ hesaplama görevlerine kadar uzanır ve kullanıcılara hem YZ hem de blok zinciri hesaplamaları için ekonomik ve verimli bir çözüm sunar.
2. Lumoz’un ZK Hesaplama Ağı ETH 3.0’ı Güçlendiriyor
Vitalik’in The Verge yol haritasında, Ethereum’un SNARKification’ı, hem fikir birliği katmanına hem de yürütme katmanına sıfır bilgi kanıtları uygulayarak ölçeklenebilirliği ve ademi merkeziyetçiliği artırmayı amaçlayan önemli bir girişimdir. Bu dönüşüm Ethereum 3.0’ın vizyonunun kilit bir bileşenidir. Vitalik, mutabakat katmanını değiştirmenin, gelecekteki çalışmalarda sürekli değerlendirme ve optimizasyon gerektirecek önemli bir zorluk olduğunu kabul etmektedir.
Justin Drake tarafından DevCon’da tanıtılan Beam Chain önerisi, mutabakat katmanının SNARKifikasyonunu sağlamak için potansiyel bir yol sunarak bu zorluğu ele almaktadır. SNARK kanıtlarını ve kuantum sonrası kriptografiyi entegre ederek Beam Chain yalnızca stake etme engellerini azaltmakla kalmaz, aynı zamanda blok onay sürelerini de kısaltır. Bu da Ethereum’a daha güçlü bir ademi merkeziyetçilik ve gelişmiş performans getirmektedir.
Blok Üretim Hedefleri:
Doğrulayıcı İzolasyonu: Doğrulayıcıları blok üretiminden ayırmak için Attester Proposer Separation ve yürütme ihalelerinin uygulanması.
Daha Hızlı Slot Süreleri: Blok üretim hızını artırmak için slot sürelerini 4 saniyeye düşürmek.
Staking Hedefleri:
Staking Eşiklerinin Düşürülmesi: Daha geniş katılımı teşvik etmek için stake etme eşiğinin 32 ETH’den 1 ETH’ye düşürülmesi.
Hızlı Kesinliğe Ulaşmak: İşlemlerin daha hızlı sonuçlandırılması için tek yuvalı kesinliğin uygulanması.
Kriptografik Hedefler:
Zincir SNARKifikasyonu: Sistem gizliliğini ve güvenliğini artırmak için zkVM’nin entegre edilmesi.
Uzun Vadeli Güvenlik: Ethereum’un kriptografik güvenliğinin on yıllar hatta yüzyıllar boyunca dayanıklı kalmasını sağlamak.
BeamChain bir Ethereum 3.0 mutabakat katmanı yükseltme önerisidir. BeamChain, sıfır bilgi kanıtları ve kuantum sonrası imzalar gibi yenilikçi teknolojilerden yararlanarak blok zinciri güvenliğini, verimliliğini ve ölçeklenebilirliğini önemli ölçüde artırır.
Bu gelişmeler işlem gizliliğini ve ademi merkeziyetçiliği geliştirmekte, doğrulama maliyetlerini azaltmakta ve ağı gelecekteki kuantum bilişim gelişmelerinin zorluklarına hazırlamaktadır. Bu yenilikler dizisi blok zinciri endüstrisi için yeni fırsatlar yaratıyor.
Lumoz’un BeamChain Uygulamasındaki Kilit Rolü Lumoz, BeamChain’in uygulanmasında modüler tasarımından ve verimli hesaplama yeteneklerinden yararlanarak birden fazla hedefe ulaşılmasında kritik bir rol oynamıştır:
Verimli Doğrulayıcı İzolasyonu: Lumoz’un modüler mimarisi, doğrulayıcıları blok üretiminden ayırmak için verimli hesaplama gücü sağlar. Bu optimizasyon, doğrulayıcı işlemlerini kolaylaştırarak ağın genel ademi merkeziyetini ve güvenliğini artırır.
Daha Hızlı Blok Üretim Hızı: Lumoz’un yüksek performanslı yürütme katmanı, blok üretimini hızlandırmak için çok önemli olan slot sürelerinin azaltılmasını destekler. Bu hızlanma, ağın daha yüksek hacimli işlemlere hızlı bir şekilde yanıt verebilmesini ve bunları işleyebilmesini sağlar.
Zincir SNARKifikasyonunu Destekleme: Lumoz, zkVM’yi entegre ederek karmaşık sıfır bilgi kanıtı işlemlerini desteklemek için güçlü hesaplama yetenekleri sunar. Bu destek, sistem gizliliğini güçlendirir, genel güvenliği artırır ve işlem verilerinin gizliliğini ve bütünlüğünü sağlar.
Uzun Vadeli Güvenlik Sağlama: Lumoz’un bilgi işlem altyapısı Ethereum’a sürekli kriptografik destek sağlayarak güvenliğinin on yıllar hatta yüzyıllar boyunca bozulmadan kalmasını sağlar. Bu uzun vadeli güvenlik, kullanıcı güvenini ve ağ istikrarını korumak için gereklidir.
Ekonomik Olarak Verimli Hesaplama Desteği: Merkezi olmayan hesaplama katmanı ve optimize edilmiş ekonomik modeli sayesinde Lumoz, düşük maliyetli ZKP üretimini başarmıştır. Bu maliyet verimliliği yalnızca blok zinciri hesaplama görevleri için geçerli değildir, aynı zamanda yapay zeka uygulamaları için de ekonomik olarak verimli çözümler sunar.
Bu katkılar sayesinde Lumoz sadece BeamChain’in işlevselliğini ve performansını artırmakla kalmamış, aynı zamanda Ethereum ekosisteminin gelecekteki gelişimi için sağlam bir temel atmıştır.
Lumoz, verimli doğrulayıcı hesaplama, hızlandırılmış blok üretimi, gelişmiş gizlilik ve güvenlik ve ekonomik olarak verimli hesaplama desteği sağlayarak, blok zinciri üçlemesini ele aldı – ademi merkeziyetçilik veya güvenlikten ödün vermeden ölçeklenebilirliğe ulaşmak.
Bu atılım, Ethereum’un merkeziyetsizliği ve güvenliği korurken ağ ölçeklenebilirliğini ve kullanıcı deneyimini önemli ölçüde geliştirmesine olanak tanıyarak gelecekteki yenilikler ve uygulama geliştirme için daha geniş fırsatlar yaratır.
Sonuç
Lumoz, Ethereum 3.0 ve Beam Chain’in gelişimini desteklemek için merkezi olmayan ZKP hesaplama gücü sağlayan modüler hesaplama katmanı alanında bir öncüdür. Ethereum topluluğunun uzun süredir yürütme katmanı optimizasyonuna odaklandığı bir ortamda, Lumoz’un teknolojisi yürütme katmanının Snarkifikasyonunu geliştirirken, mutabakat katmanının Snarkifikasyonunun da önünü açmıştır.
Beam Chain’in piyasaya sürülmesi, topluluğun dikkatini mutabakat katmanının dönüşümüne kaydıracak ve heyecan verici yeniliklere yol açacaktır. Sıfır bilgi kanıtı (ZKP) teknolojisini kuantum sonrası kriptografi ile birleştiren Lumoz, Ethereum ekosistemine gelişmiş merkeziyetsizlik ve gelişmiş performans sağlamıştır.
Lumoz’un sağlam hesaplama kararlılığı, düşük maliyetli ZKP üretimi, çoklu zincir uyumluluğu ve verimli hesaplama gücü, blok zinciri ve yapay zeka uygulamaları için ekonomik olarak verimli çözümler sunmaktadır. Bu avantajlar, Ethereum Snarkification bulmacasının önemli bir parçasını tamamlayarak Ethereum ekosisteminde yenilik ve genişlemeyi toplu olarak yönlendirmiştir.
Kasırga, sel ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının gözle görülür hale geldiği 2024, iklimle ilgili riskleri liderlerin gündeminde üst sıralara çıkardı. Tahminler 2023’teki aşırı hava olaylarının küresel ekonomiye maliyetinin 280 milyar dolar olduğunu gösterirken, özellikle tarım, enerji ve sigorta gibi sektörler için veri odaklı risk yönetimi ve dijital dönüşüm kaçınılmaz hale geldi.
Kasırga, sel ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının gözle görülür hale geldiği 2024, iklimle ilgili riskleri liderlerin gündeminde üst sıralara çıkardı. Tahminler 2023’teki aşırı hava olaylarının küresel ekonomiye maliyetinin 280 milyar dolar olduğunu gösterirken, özellikle tarım, enerji ve sigorta gibi sektörler için veri odaklı risk yönetimi ve dijital dönüşüm kaçınılmaz hale geldi.
İklim değişikliğinin yıkıcı sonuçları günden güne dünyanın dört bir yanında yaşanan aşırı hava olaylarıyla kendini gösterdi ve bunun etkisiyle iklimle ilgili riskler liderlerin gündeminde üst sıralara taşındı. Reasürans şirketi Swiss Re’nin tahminleri, 2023’te aşırı hava olaylarının dünya ekonomisine 280 milyar dolara mâl olduğunu gösterirken, iklim değişikliğiyle ilgili risklere daha açık olan tarım, enerji ve sigorta sektörleri için veri odaklı dijital dönüşüm kaçınılmaz hale geldi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan UIGEO CEO’su Melih Çolpan, “Güney yarımküredeki bir kuraklık tarımsal emtia ticaretinde dalgalanmaları artırıyor. Avrupa’da meydana gelen bir kuraklık mal sevkiyatlarını sekteye uğratıyor. İklim değişikliği ve buna bağlı aşırı hava olayı riskleri, artık hiç olmadığı kadar gerçek. UIGEO olarak biz, tarım, enerji ve sigortacılık sektörlerine yönelik veri servisi çözümlerimizle işletmelerin iklim risklerini yönetmelerini kolaylaştırmayı amaçlıyoruz” dedi.
ABD’deki kasırgalar tedarik zincirlerini aksattı
Geçtiğimiz haftalara, ABD’de meydana gelen iki büyük kasırga damgasını vurdu. Moody’s Analytics verileri Helene kasırgasının maliyetinin 34 milyar doları bulabileceğini öngörürken, Milton’ın maliyetinin 175 milyar dolara kadar çıkabileceği tahmin edildi. Florida’da öngörülen kıyıları vurması durumunda tedarik zincirleri için yeni bir darboğaz oluşturma potansiyeli günlerce tartışılan Milton’ın iklim değişikliği kaynaklı risklere en güncel örnek olduğuna dikkat çeken Melih Colpan, “Örneğin geçtiğimiz ayın başında, Robusta’ya ilişkin tedarik zorlukları, düşük hasat beklentileri ve diğer endişeler, Arabica kahve çekirdeklerinin fiyatını 13 yılın en yüksek seviyesine taşıdı. Dünyanın her yerindeki üretici ve şirketler, bu gibi risklere hazırlıklı olmak için yatırım yapıyor. Tarım, enerji ve tüm bu alanlardaki riskleri üstlenen sigorta sektörlerinde karar alma süreçlerini optimize etmeyi amaçlayan UIGEO, servis tabanlı veri çözümleriyle hava durumu tahminleri, pazar fiyatları, yıldırım verileri, uydu görüntüleri gibi kritik bilgileri kullanıcılarına gerçek zamanlı sunarak tam da bu noktada devreye giriyor” ifadelerini kullandı.
Hem risk yönetimi hem operasyonel mükemmellik sağlıyor
Pandemiden bu yana küresel ve ulusal tedarik zinciri yöneten şirketlerin “dayanıklılık ve esneklik” kavramlarını konuştuğunu hatırlatan Melih Çolpan, “Tarım, enerji ve sigorta sektörleri de bu dönemde zincir boyunca görünürlüğün en önemli dayanıklılık kriteri olduğunu keşfetti. Bugün ise büyük veri kümelerini anlamlı çıktılara dönüştüren yapay zekadan söz ediyoruz. Görünürlüğün temelinde iyi, nitelikli, yorumlanabilir ve gerçek zamanlı veriler yatıyor. Faaliyetlerini San Francisco’daki merkezinden sürdüren ve Türkiye’de de agresif bir büyüme stratejisi üzerinde çalışan UIGEO’nun sunduğu veri çözümleri, tarım, enerji ve sigortada dijital dönüşüme hız kazandırmaya, veriye dayalı karar alma süreçlerini ileri taşımaya hizmet ediyor. Müşterilerimizin ihtiyaç duyduğu, şirketlere özel, hızlı, güvenilir ve doğru verileri sunarak stratejik karar alma süreçlerine katkıda bulunuyoruz. Türkiye’nin büyüyen ekonomisinde teknoloji odaklı çözümlerin önemi her geçen gün artıyor ve UIGEO olarak bu dönüşümde öncü olma hedefiyle çalışıyoruz. Şirketlere operasyonel mükemmellik ve risk yönetimi yetenekleri kazandırıyoruz” diye konuştu.
Tarımda dijital dönüşümün öncüsü olacak
Tarım ve teknolojinin, son dönemin öne çıkan girişimcilik dikeylerinden birinde kesiştiğine dikkat çeken ve tarım sektöründe dijital dönüşüm yatırımlarının son yıllarda %20 arttığını hatırlatan UIGEO CEO’su Melih Çolpan, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: “UIGEO, servis tabanlı çözümler sunarak şirketlerin operasyonel süreçlerini optimize etmelerine olanak tanıyor. Bu hizmetler arasında gerçek zamanlı veri akışı, risk yönetimi, stratejik planlama ve karar alma süreçlerini iyileştiren veri analizleri bulunuyor. 2024’ün son çeyreğinden itibaren Türkiye genelinde büyüme hedeflerimize hız veriyoruz. Tarımsal veri analizleri, hava durumu tahminleri, yıldırım-şimşek gibi risk verileri, coğrafi kodlama ve uydu destekli veri çözümleriyle Türkiye’de elde edeceğimiz başarıları, ABD başta olmak üzere küresel pazarlara taşıma hedefimizle, tarımda veri temelli dijital dönüşümün öncüsü olma hedefimize istikrarlı adımlarla ilerleyeceğiz.”
Küresel firmaların hazırladığı 2024 raporlarına göre, siber suçların dünya ekonomisine 9.5 trilyon ABD dolarına mal olacağı öngörülüyor…
Günümüzde kimlik sahteciliği, hızla yükselişe geçen siber tehditlerden biri haline geldi. Küresel firmaların hazırladığı 2024 raporlarına göre, siber suçların dünya ekonomisine 9.5 trilyon ABD dolarına mal olacağı öngörülüyor. Başka bir rapora göre, 2023 yılında şirketlerin kimlik sahteciliğiyle bağlantılı sorunları çözmek için ortalama 10 saat harcadığı, bu sürenin 2022 yılında 6 saat olduğu belirtiliyor.
Dijital çağın getirdiği yenilikler, şirketlerin veri toplama ve işleme süreçlerini kolaylaştırırken aynı zamanda kimlik sahteciliği için yeni fırsatlar yarattı. Günümüzde kimlik sahteciliği, hızla artan siber tehditler arasında öne çıkıyor. Küresel firmaların 2024 yılında yaptığı anket sonuçlarına göre, 2023 yılında tüketicilerin yüzde 50’si kişisel verilerinin ifşa edildiğini bildirdi. Başka bir rapora göre ise 2024 yılında deepfake saldırılarında yüzde 3000 oranında bir artış yaşandı. Yine aynı raporda, dijital doküman sahteciliğinde yüzde 18’lik bir artış kaydedildi. Bu veriler, tüketici davranışlarına da yansımış durumda; tüketicilerin yüzde 68’i ödemelerini kimlik sahteciliği risklerini göz önünde bulundurarak gerçekleştirdiğini belirtiyor.
“Daha güçlü siber güvenlik önlemleri ile daha kolay ve hızlı kullanıcı deneyimi arasındaki denge, bizim için çok önemli. Kullanıcıları hem daha az şifre kullanarak hem de daha güvenli kimlik doğrulama sistemleriyle buluşturarak kullanıcı deneyimini ve veri güvenliğini iyileştirebiliriz. Bireysel bankacılık, kredi kartı, online alışveriş, mobil ödeme ve uzaktan müşteri edinimi veya hesap açma gibi finansal ve dijital süreçlerin bir arada bulunduğu hassas işlemler, 2023 yılında tüketicilerin en sık dolandırıldığı alanlar arasında yer aldı. Yapay zeka tecrübemizi kullanıcı deneyimiyle birleştirerek, tüketicilerin kritik bilgilerini doğrulama ve koruma konusunda büyük adımlar attığımıza inanıyoruz” diyen Sodec Technologies Kurucusu Hasan Dertli, müşterilerinin verilerini doğrulamak ve güvenli tutmak için geliştirdikleri hızlı ve esnek çözümlerin altını çiziyor.
Yapay zekanın kötüye kullanımının bir örneği, bir ya da birden fazla kişiye ait kimlik bilgilerinin birleştirilerek oluşturulan sahte kimliklerdir. Hacker’lar, yasadışı yöntemlerle bu verilere ulaşıp tüketicileri yanıltarak bu bilgileri elde edebiliyor. Kimlik sahtecileri, ortalama bir tüketiciye yılda 6 kez farklı kanallar aracılığıyla ulaşmaya çalışıyor. En sık kullanılan yöntemler arasında e-mail, telefon, SMS ve sosyal medya kanalları bulunuyor. Dark web, yapay zeka ve deepfake teknolojisi, sahte profiller ve lokasyon maskeleme araçları, sahtecilerin sıkça başvurduğu yöntemlerdir. Kimlik sahteciliği riski en yüksek sektörler arasında ise finans, telekomünikasyon, perakende/e-ticaret, kamu ve dijital oyun sektörleri yer alıyor. Kimlik sahteciliğinin finansal etkileri şirketleri ciddi anlamda olumsuz etkileyebilir. Küresel firmaların 2024 raporuna göre, siber suçların 2024 yılında dünya ekonomisine 9.5 trilyon ABD dolarına mal olacağı öngörülüyor. Türkiye’deki şirketlerin yüzde 33’ü, kimlik sahteciliğiyle ilgili giderlerinin 25.000 ila 125.000 ABD doları arasında olduğunu belirtiyor.
Yüz Sahteciliği ve Pasif Canlılık Algılamanın Önemi
Kimlik doğrulama ve yüz tanıma süreçlerinde en büyük tehditlerden biri, sahtecilik yöntemlerinin hızla gelişmesidir. Başkalarının vesikalık fotoğrafları, kağıt veya karton maskeleri, dijital görüntüler veya videolar, üç boyutlu silikon ve balmumu maskeler sahtecilik için kullanılabiliyor. Son yıllarda gelişen deepfake teknolojisiyle, sahte baş hareketleri ve mimikler kullanılarak kimlik doğrulama sistemleri kandırılabiliyor. Bu tür saldırılar, güvenlik zafiyetlerine yol açarak kimlik doğrulama süreçlerini ciddi anlamda tehdit ediyor.
Aktif canlılık algılama sistemlerinde, kullanıcıdan belirli baş hareketleri veya mimik talep edilmesi güvenlik zafiyetlerine neden olabilir. Pasif canlılık algılama teknolojileri ise kullanıcıdan herhangi bir komut istemeden sahtecilik ataklarını tespit ederek güvenliği sağlamakta ve kullanıcı deneyimini iyileştirmektedir. Bu yöntem, sahteciliğin yaygın olduğu sektörlerde güçlü bir çözüm sunar.
Kimlik sahteciliğine oldukça açık olan telekom, bankacılık, fintech ve sigorta gibi sektörler başta olmak üzere birçok sektöre hizmet sunan Sodec Technologies; insan faktörü olmadan, yapay zeka teknolojileri kullanarak kişi ve belgelerin gerçekliğini doğrulayabiliyor. Yüz ve kimlik doğrulama alanında dünya markalarıyla rekabet gücüne sahip olan Sodec Technologies, Türk mühendisler tarafından geliştirilen teknolojilerle, Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü (NIST) tarafından yüz tanıma alanında yapılan testlerde, milyonda bir hata payından daha düşük bir oranla ilk 10’da yer aldı.
NIST Testleri ve Sertifikasyonun Önemi
Kimlik doğrulama ve biyometrik doğrulama süreçlerinde sertifikasyon ve testler büyük önem taşıyor Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü (NIST) tarafından yapılan yüz tanıma testlerinde, Sodec Technologies milyonda bir hata payı ile ilk 10’a girmiştir. Bu tür testler, biyometrik doğrulamanın güvenilirliğini kanıtlarken, kimlik doğrulama süreçlerinde güvenlik ve doğruluğun ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
Yapay Zeka ve Güvenlik Çözümleri
Yapay zeka, kimlik sahteciliğiyle mücadelede güçlü bir araç olarak öne çıkıyor. KYC (know your customer) süreçlerinde biyometrik verilerin doğrulanması ve belgelerden veri çıkarılması gibi konularda yapay zeka teknolojileri güvenilir ve hızlı çözümler sunuyor. Yapay zekanın kullanımı, sahtecilik ataklarını önlemede önemli bir rol oynuyor.
Sodec Technologies Kurucusu Hasan Dertli, “Mevcut kimlik doğrulama ve uzaktan müşteri edinimi süreçlerinde yüz sahteciliği güvenlik açığı yaratıyor. Aktif canlılık algılama yöntemleri yetersiz kalırken, yapay zeka destekli pasif canlılık algılama teknolojileri sahtecilik ataklarını tespit edebiliyor ve kullanıcı deneyimini koruyarak güvenliği artırabiliyoruz. NIST tarafından yapılan yüz tanıma testleri, biyometrik doğrulamanın güvenilirliğini ispatlamış durumda ve güvenlik sertifikalarının önemi her zamankinden daha büyük” dedi.
TUIK sonunda ekonomistlerin merakla beklediği “mevsimsellikten arındırılmış TÜFE” verilerini yayınladı. Kurumdan gelen açıklama aşağıda. Bu veri TCMB’nin faiz kararlarında öneli…
TUIK sonunda ekonomistlerin merakla beklediği “mevsimsellikten arındırılmış TÜFE” verilerini yayınladı. Kurumdan gelen açıklama aşağıda. Bu veri TCMB’nin faiz kararlarında öneli bir rol oynayacak, ama halihazırda bu yıl faiz indirimi için çok ümit vermiyor doğrusu.
TUIK’e göre
Mevsimsel etkilerden arındırılmış tüketici fiyatları Eylül’de yüzde 2,80 artış kaydetti. Ağustos ayında yüzde 2,83 artış yaşanmıştı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:
“Mevsimsel etkilerden arındırılmış enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç TÜFE (C Endeksi) Eylül’de aylık yüzde 2,96 arttı. Ağustos ayında artış yüzde 2,78 seviyesinde gerçekleşmişti.
Ağustos ayında yüzde 2,71 olarak açıklanan mevsimsel etkilerden arındırılmış işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE (B Endeksi) ise Eylül’de aylık yüzde 2,71 arttı.
Niye önemli?
TCMB para politikası kararları verirken, “trend enflasyona” göre rotasını çiziyor. Trend enflasyonun ne anlama geldiği biraz muğlak bırakılsa da, mevsim etkisinden arındırılmış enflasyon verileri bu değişkeni tayin etmekte önemli rol oynayacak.
Yeni TÜFE ölçümü bir çok uzmanın tahmin ettiği TCMB’nin bu sene faiz indireceği senaryosunu desteklemiyor. Cuma saat 18:00 açıklanan TCMB aylık fiyat gelişmeleri raporunda yıllık enflasyonun enerji ve hizmetlerde daha belirgin olmak üzere tüm ana gruplarda gerilediğini bildirdi. Ancak, faiz indirimi için açık sinyal verilmedi.
Raporda şahin olarak algılanabilecek şu ifadeler dikkat çekti:
“Bu dönemde sözleşme yenileme oranının yüksek olmasıyla aylık kira enflasyonunun güçlü seyrini koruduğu vurgulandı.
Açıklamada ayrıca “Üretici fiyatları artışı önceki aya kıyasla bir miktar yavaşlamış, yıllık üretici enflasyonu gerileme eğilimini sürdürmüştür. Bu görünüm altında, mevsimsellikten arındırılmış verilerle, aylık değişimler B göstergesinde yatay seyrederken diğer göstergelerde bir önceki aya kıyasla bir miktar yükselmiştir.” ifadeleri yer aldı”.
TCMB daha önce kamuoyuyla paylaştığı mesajlarda yılın son çeyreğinde “trend enflasyonun” %1.5’a gerilemesi halinde para politikasını gevşeteceğini beyan etmişti. Eylül itibarıyla “neresinden bakarsak bakalım” TCMB’nin faiz indirimine bahane olarak kullanabileceği bir enflasyon verisi yok ortada.
ABD’de Eylül ayına ilişkin tarım dışı istihdam artışı belli oldu.
ABD’de para politikası patikası açısından kritik önem taşıyan tarım dışı istihdam verilerinde Eylül tablosu belli oldu.
Verilere göre, ülkede Eylül’de tarım dışı istihdam artışı 254 bin oldu. Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi artışın 150 bin olması yönündeydi. İşsizlik oranıyla ilgili beklenti de yüzde 4,2 olarak kaydedilmişti.
Tarım dışı istihdam verileri açısından öncü gösterge olarak kabul edilen ADP verileri de Eylül’de pozitif sinyaller vermişti.
Buna göre ülkede özel sektör istihdamı Eylül’de 143 bin artış gösterdi. Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin beklentisi Eylül’de artışın 125 bin olması yönündeydi.
Daha önce 99 bin olarak açıklanan Ağustos ayı özel sektör istihdamı da 103 bine revize edildi.
İşe alımlardaki artış, özellikle Mart 2023’ten bu yana en zayıf veri olarak kaydedilen bir önceki ayın verisine göre toparlanmaya işaret etti.