Ahmet Hakan: Metin Abi’cilik Erkan Baba’cılık

Ahmet Hakan, Metin Akpınar ve Erkan Can’a dair yapılan değerlendirmeleri eleştirdi. Ahmet Hakan, “Başkaları yapsaydı yorumlar çok farklı olurdu” diye ekledi.

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, Metin Akpınar’ın 35 yaşında ikiz kızlarının ortaya çıkmasına ve Erkan Can’ın da alkollü olarak araba kullanırken yakalanmasına ilişkin yorum yapanları eleştirdi.

Usta oyunculara sağduyu ile yaklaşanların, yaşananları başka isimlerin başına gelmesi halinde tepkilerinin çok başka olacağını öne sürdü.

Ahmet Hakan bugün kaleme aldığı yazısında şu noktalara dikkat çekti:

“Başkası yapsa yılansı, çıngıraklı dillerini çıkarıp alabildiğine çirkinleşmesi kesin olan tipler, söz konusu Metin Akpınar olunca şöyle konuşuyorlar: Yıllar önce bir gecelik ilişki yaşamış adamcağız. Olamaz mı? 80 küsur yaşında adam, babalığı nasıl benimsesin? Nasıl da zarif biçimde özür diledi. Daha ne istiyorsunuz? Metin Abi adamdır adam. Bütün suç annenin. Çocukları doğurup terk etmiş. Başkası yapsa “bu tam olarak cinayete teşebbüstür” diye ortalığı ayağa kaldırması kesin olan tipler, Erkan Can alkollü araç kullanınca şöyle diyorlar: Aman Erkan Baba. Korkuttun bizi. Yeter ki sana bir şey olmasın Erkan Baba. Keşke bir taksi tutsaydın. Trafik polislerine sorun çıkarmamış kral. Bir daha dikkat et Erkan Baba, sen bize lazımsın. “Şu hayatta en dayanamadığım 10 tip listesi” yap deseler… Bu tipler, yapacağım listenin ilk üçünde kesin yer alırlar.”

Sanayici yeni dönemde teşviklerde topyekun değişim ve dönüşüm istiyor

Enflasyon, baskılanan kur politikası, işçilik maliyetleri gibi sıkıntılar eşiğinde yılın ilk 5 ayını tamamlayan sanayicilerin gözü, yeni ekonomi yönetiminde. Sanayiciler, yeni dönemde alınacak kararlarda aktif olmayı ve teşvik politikalarının yeniden oluşturulmasını talep ediyor.

Nurdoğan ARSLAN ERGÜN-Hamide HANGÜL-Mehtap HALICI

Seçimlerin ardından reel sektörde gözler yeni ekonomi politikalarına çevrildi. Toplumun tüm kesimlerinin görüşlerinin alınması ve 5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturulması beklenen yeni ekonomi rotası öncesinde iş dünyası temsilcileri, öncelikle kronikleşen enflasyon ve cari açığın düşürülmesini, maliyet artışlarının frenlenmesini ve ihracatı artırıcı, ithalatı azaltıcı politikaların devreye alınmasından yana. İş dünyasına göre, bu noktada da düğüm yeni teşvik ve üretim politikalarında çözülüyor. Cari açığın kapanması için ihracatı artırıp, ithalatı kontrol altına almak gerektiğine işaret eden iş dünyası temsilcileri, şu önerilerde bulunuyor: İthalat haritası çıkarılsın, en çok ithal edilen ürünlerde üretilmeyeni üretmek için yeni teşvik politikaları oluşturulsun, bölgesel değil sektörel teşvik politikası izlensin, teşvik ve finansmanda seçici modele geçilsin. Teşvik mekanizmasında yüksek katma değerli ve teknolojik ürünler öncelikli olsun.

Sanayici ne istiyor?

– Finansmana erişimde sıkıntı var. Seçici kredi modeline geçilsin

– Teşvikler teknolojik ve katma değerli ürün odaklı olsun

– Yeşil dönüşüm gibi yeni yatırım alanlarının önü açılsın ve regülasyonlar yapılsın

– Atık yönetmelikleri yeniden düzenlensin, atıklar hammadde olsun

– Yatırım için sanayi arsası sorunu çözülsün

– Kalifiye eleman yetiştiren merkezlere MEB kaynaklı öğretmen desteği verilsin

– Kur karşısında ezilmeyecek katma değerli üretim için gerekli destekler sağlansın

– Yurt dışından orta ve yüksek teknoloji yatırımı yapacak şirketleri çekilsin, nitelikli insan kaynağının yurt içinde kalması için ikna edilsin.

En fazla ithal edilen ürünler:

– Mineral yakıtlar yüzde 19,7 düşüşe karşın 26.3 milyar dolar

– Kazanlar makineler mekanik cihazlar yüzde 22,2 artışla 12,9 milyar dolar

– Motorlu kara taşıtları yüzde 76,7 artışla 8.46 milyar dolar

– Demir çelik yüzde 22,4 düşüşle 8,4 milyar dolar

– Elektronik makine ve cihazlar yüzde 39,9 artışla 9.1 milyar dolar.

Katma değer üreten sanayici desteklensin katma değerli ihracat ana unsur haline gelsin

“Dünyada ekonomik ve politik olarak değişken süreç ve koşullara tanıklık ediyoruz” diyen Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Türkiye’nin dünyadaki güçlü konumunu koruyabilmek için teknoloji ve inovasyonla katma değer üreten ekonomik yapısını özellikle sanayide gerçekleştireceği yatırımlarla desteklemesi gerektiğini vurguladı. Katma değerli ihracatı tüm ekonominin ana unsuru haline getirmek gerektiğine dikkat çeken Zorlu, “Bu konuda dünya çapında başarılı şirketlerimiz var. Diğer taraftan dünyada da yaşanan gelişmeleri yakından takip etmeliyiz. Sanayisiz bir ülke düşünülemez. Sanayi istihdam ve ihracat demek. O nedenle sanayimizi ihracat odaklı olarak dönüştürmeliyiz. Bunun merkezinde de daha fazla katma değer üretmek olmalı. Ekonomimize katkı sağlayan tüm şirketler için hazırlanacak teşvik politikalarıyla topyekûn bir değişim ve dönüşüm sağlamalıyız” dedi. Zorlu’ya göre bu, Türkiye’yi yeni dünya düzeninde katma değerli ihracat yapan ve sürdürülebilir büyüme sağlayan bir ülke haline getirecek.

Türkiye’nin artık üretim odaklı yeni bir hikaye yazması gerekiyor

“Artık rekabetçilikte sanayi odaklı, üretim odaklı yeni bir hikâye yazmalı, büyümeden ziyade kalkınma odaklı bir ekonomik modele geçmeliyiz” diyen TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, asıl gündem olan ekonomiye dönülmesi gerektiğini vurguladı. İş dünyasının finansmana erişim ve genel ekonomik beklentilerini ölçmek üzere yılın her çeyreğinde yaptıkları anketin 2023 yılı ilk çeyrek sonuçlarını açıklayan Sönmez, bu dönemde her 4 işletmeden 3’ünün krediye erişmekte zorlandığını, her 10 işletmeden 8’inin ise uygulanan mali ve finansal tedbirlerden olumsuz etkilendiğini söyledi. Sönmez, “Çıkan sonuç, başta KOBİ’ler olmak üzere işletmeler açısından 2022 yılından bu yana şartların daha da ağırlaştığını gösteriyor. Her 3 işletmeden 1’i işletme sermayesi ihtiyacını banka kredileri veya tedarikçi ve müşterilerinden aldığı finansman ile karşılıyor. Her 4 işletmeden 3’ü krediye erişimin zorlaştığını ifade ediyor. Seçim öncesi açıklanan 350 milyar TL’lik KGF kredilerinin miktarını yeterli görmeyenlerin oranı yüzde 85 olurken, işletmelerin yüzde 74’ü de KGF kredilerine erişimin zorlaştığını belirtiyor.”

Ekonomi politikalarında yaratılacak güven ikliminin, uluslararası yatırımlardan finansmana erişime kadar pek çok konuda temel oluşturduğunu anlatan Sönmez, şöyle konuştu: “Faizler ve finansmana erişim konusunda uzun süredir yaşadığımız belirsizliğin bir an önce istikrara kavuşması için iyileştirici adımlar atılmalı. Krediler üzerindeki baskı hafifletilmeli, finansmana erişimde zorlaştırıcı unsurlar ortadan kaldırıldığı gibi kolaylaştırıcı uygulamalar hızla hayata geçirilmeli. Yüksek seyreden dış ticaret açığının ana nedeni ihracatın istenen düzeyde artmaması değil başta enerji alanında olmak üzere ithalata olan aşırı bağımlılığımız ve yüksek katma değerli, yüksek teknolojili ürün ihracatında yüzde 3 barajına takılı kalmamızdır.”

Orta ve yüksek teknolojiye odaklanalım nitelikli insan kaynağımızı koruyalım

Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, cari açığı orta ve uzun vadede çözecek bir politikanın ortaya konması ve kararlılıkla uygulanması gerektiğinin altını çizdi. Dalgakıran, ciddi teşviklere rağmen, sanayi üretimini orta ve yüksek teknolojili üretime yönlendirilmediğini söyledi. Dalgakıran, “Yurt dışından orta ve yüksek teknoloji yatırımı yapacak şirketleri çekelim. Nitelikli insan kaynağını yurt içinde kalması için ikna etmeliyiz. Uzun vadeli düşük faizli kredilerin de yatırımları özendireceğini düşünüyoruz” dedi. Krediye erişimin zorlaştırılmaması, döviz kurunun da gerçek değerine ulaşması gerektiğini söyleyen Dalgakıran, “Sene başından beri döviz artışı yüzde 10’da kalırken, TL bazı maliyetler yüzde 50 arttı. Bu da ihracatçının artık para kazanamaz, rekabet edemez hale gelmesine neden oluyor. Ana problem cari açık olduğuna göre, ülkeye giren dövizi yükseltmek, çıkan dövizi de azaltmalıyız. Ara malı ithalatı giderek yükseliyor. Kurların düşük kalması, üretmek yerine dışarıdan ithal etmeyi özendiren bir durum. İçinde bulunduğumuz durumla tam bir tezat teşkil ediyor” dedi. Türkiye’nin ithal ettiği ürünlerin yüzde 70’ini, iç piyasada ürettiği halde ithal ettiğini söyleyen Dalgakıran, Türk sanayisini orta ve yüksek teknolojilere taşıyacak sektörlerin makine, elektronik ve yazılım sektörü olduğunu belirtti.

Yeni dönemde bölgesel değil sektörel teşvik yapılsın, ithalat azalsın üretim hızla artsın

Yeni ekonomi yönetiminin odak noktasının ‘üretim’ olması gerektiğini söyleyen Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Haluk Tezcan, finansman desteklerinin de üretim ve istihdam odaklı olması gerekliliğine işaret etti. Tezcan, bölgelere göre değil sektörlere göre teşvik verilmesini istedi. Tezcan, “Hangi sektörler katma değer yaratacaksa o sektöre teşvik sistemine geçilmeli. Türkiye’de un fabrikası fazlalığı var. Un fabrikasına teşvik verilmesi bir anlam ifade etmiyor. Türkiye’nin üretemeyip ithal ettiği sektörlerde üretimi artıracak işletmelerin desteklenmesi gerekiyor. İthalatı azaltıp üretimi artıracak alanlarda gelişmeliyiz” dedi. Gıda sektörünün yılda 1 milyar dolardan fazla ithalatı olduğuna dikkat çeken Tezcan, şunları söyledi: “Hangi ürünler yapılacaksa belirlenip onlara teşvik sağlanmalı. Ürettiğimiz fındık, üzüm, buğday unu gibi ürünleri markalaştırıp dünya sofralarına ulaştırmalıyız. Kimya ve atık sektörü olarak yapabileceğimiz birçok farklı yatırım alanlarımız var. Örneğin cip üretimi var, burada hükümetin bir politikası olmalı.”

Finansmanda seçici kredi modeli belirlenmeli yüksek teknoloji pozitif ayrışsın

Yeni dönemde verilen teşviklerin bölgeselden çok Türkiye’nin ihtiyaçlarına ve katma değerli üretim odaklı olması gerektiğine işaret eden PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, “Türkiye’nin şu anda asıl ihtiyacı ürün üretmek. Teşvik modeli seçilirken özellikle teknoloji odaklı olmalı” dedi. Türk iş dünyasının şu anda asıl probleminin finansal kaynak olduğunu kaydeden Eroğlu, sınırlı kaynaklar nedeniyle de orta ve yüksek teknoloji ürünlerinin krediye ulaşımının kolaylaştırılması gerektiğini belirtti.

Eroğlu’nun bu noktadaki önerisi ise orta ve yüksek teknoloji ürünlerinin destekleneceği ‘seçici kredi modeli’ politikasına geçilmesi. Plastikte Türkiye’yi rahatlatacak yeni yatırım alanlarına işaret eden Eroğlu, şunları söyledi: “Türk plastik sektörü Almanya’dan sonra 11 milyon ton üretimle ikinci sırada. Ancak hammaddede ihtiyacımızın sadece yüzde 12’si yerli üretim. Yeşil dönüşümle birlikte burada önümüze bir fırsat çıktı; döngüsel ekonomi. Yani orijinal petrolde üretilen hammaddeyi kullanmak yerine geri dönüştürülmüş ürünleri kullanmak. Eğer geri dönüşüm konusunda Türkiye bölgesel bir güç olursa, dünyadaki atıkların da bir dönüşüm merkezi olur. Çevreyle uyumlu yapılar kurabilir, yasal altyapılarımızı buna göre yaparsak yeni dönüşümde bir fırsat yakalarız.”

Sanayicinin kronik sorunlarından birini de yatırım arsası olarak gösteren PAGEV Başkanı Eroğlu, “İşini büyütmek için sanayicinin yatırım yapması gerekiyor ama önündeki en büyük maliyet kalemi sanayi arsası. Türkiye’de sanayi arsası ranta dönüştü. Ranttan arındırılmış, modern üretim merkezleri için önümüzdeki dönemde sanayicinin yer sorununun çözülmesi gerekiyor” dedi. Eroğlu’na göre, döviz kuru karşısında hassas olmayan katma değerli ürünler yapabilmek için topyekun regülasyon gerekiyor.

Sınıflama yapılsın, üretimde teknoloji seviyesine göre teşvik mekanizmaları geliştirilmeli

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) eski Başkanı Murat Akyüz, cari açığın azaltılmasına vurgu yaptı. Türk Lirası bazlı maliyetlerin arttığına işaret eden Akyüz, sanayicinin enerji maliyetlerini aşağıda çekmede yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine vurgu yaptı. Murat Akyüz, şunları söyledi: “GES ve RES gibi güneş ve rüzgar santrallerine sanayicinin erişmesi çok zor olmaya başladı. Kiralık alanlar var ancak, buradaki üretimleri taşıyacak elektrik hatları yok. Sanayici GES ve RES’le yapmak istediği enerji yatırımlarını yapamaz hale geldi. Bunu finansmanıyla ilgili de sıkıntılar var. Öte yandan şirketlerimizi biran önce karbon nötr hale getirmek için elektrikli araçlara teşvik vermeliyiz. Firmaların yatırımlarına teşvik edici uzun vadeli yeni politikalar belirlemeliyiz. Orta yüksek teknolojili ürün yatırımlarına daha yüksek teşvik vermeliyiz. Bugün domates, salça üreticisiyle, domatesten likopeni çekip kanser tedavisinde kullanan ya da vitamin üretenlere aynı teşvik veriliyor. Teknoloji seviyelerine göre teşvik mekanizmaları oluşturulmalı. Üretilen bir ürün varsa, üretilmeyen bir ürün için teşviklerle yönlendirici olunmalı. ‘Sen farklı bir şey yap ona göre teşvik verelim’ gibi yönlendirme yapılması gerekiyor.”

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Toroğlu’ndan gündem oluşturacak sav #prizmabet

Erman Toroğlu, MHK Önderi Lale Orta’yla ilgili gündem oluşturacak bir tez ortaya attı.

Erman Toroğlu, A Spor ekranlarında Lale Orta’nın geçmiş haftalarda maç gözlemcilerini arayıp düşük not alan hakemlere yüksek not yazdırmasını istediğini söyledi.

Erman Toroğlu kelamlarına TFF Önderi Mehmet Büyükekşi de dahil olmak üzere futbol kamuoyunun haberi olmayan usulsüzlüklerin olduğunu söyleyerek şu tabirleri kullandı:

“LALE ORTA ‘DÜŞÜK NOT ALANA DÜŞÜK NOT VERME’ DEDİ”

“Bu sene Lale Orta kümesi geldikten sonra gözlemcilerden bazıları, bunların hangi maçlar olduğunu da biliyorum, maçları söylemiyorum ancak büyük küme maçları olduğunu söyleyeyim sırf. Gözlemcinin birisi diğer gözlemciyi arıyor ne yapıyorsun ne ediyorsun diye birbirleriyle konuşuyorlar. Aslında bu yasak! Birisi bir maçla ilgili 3 tane siyah-beyaz yanılgı var düşük puan vereceğim, oburu de ben yüksek puan vereceğim diyor. Tamam nasıl bilirsen o kadar yap diyorlar birbirlerine. Bunun üzerine düşük puan vericem ben diyen hakem raporunu yazıyor, ben yüksek puan vericem diyen hakem ise Lale Orta’yı arıyor. Diyor ki, benim öbür arkadaşım siyah-beyaz kusurlar var diyerek düşük puanlı rapor yazacak diyor. Ben de yüksek vericem diyor. Bunun üzerine Lale Orta, düşük puan verecek olan gözlemciyi arıyor, puanını yükselt diyor. Yapamam diyor gözlemci ve sonra düşük puan veren gözlemciye bir daha maç vermiyorlar. Bu da eski bir FIFA hakemi”

“SADECE TFF ÖNDERİ’NE ANLATIRIM”

Toroğlu bu cins hareketlerin ligi dizayn etme isteiğiyle gerçekleştiğini belirterek, “Bunlar ligi dizayn ediyorlar, at yarıştırıyorlar. Bunu yapan maçları ona göre idare ettirir. TFF Önderi’nin da bunlardan haberi yok. Sen kimsin Lale Orta bunları yapabiliyorsun?” kelamlarını kullandı.

Toroğlu ayrıyeten olayın detaylarını ve isimleri, maçları tek tek ve sırf TFF Başkanı’na anlatabileceğini söyleyerek “Ben isimlerini, maçları biliyorum. Şayet TFF Başkanı isterse ona dokümanları verebilirim. Bir tek de ona verebilirim. İsterse anlatırım da. İsterse o gözlemciyi de yollarım onun yanına” açıklamasını yaptı.

“Işığın Peşinde” olan bir ressam: John Croxton

Britanyalı sanatçı John Craxton’ın Türkiye’de birinci sefer düzenlenen standı “Işığın Peşinde” sanatkarın hayata bakışıyla sanatını buluşturan işleri sunacak. Segide, John Craxton Estate’ten sonra en fazla sayıda Craxton yapıtına sahip olan Ömer Koç Koleksiyonu’ndan 44 eser var.

İstanbul şu sıralar sanat tarihinin değerli ressamlarından biriyle birinci sefer tanışmanın heyecanını yaşıyor… Meşher, Britanyalı ressam ve dizayncı John Craxton’ın yapıtlarını sanatseverlerle buluşturuyor. “John Craxton, Işığın Peşinde”, 2009’da hayata veda eden sanatkarın Türkiye’deki birinci şahsî standı. Milliyet’te yer alan habere nazaran, Craxton’ın arkadaşı Ian Collins’in küratörlüğünü üstlendiği stant, onun uzun mesleğine yayılan yapıtlarından bir seçki sunuyor. Lakin her şeyden evvel yaşadığı ânı ıskalamadan kayıt altına alan, çok istikametli bir ressamı tanıtıyor. Stantta çeşitli koleksiyonlardan ödünç alınan yapıtların yanı sıra John Craxton Estate’ten sonra en fazla sayıda Craxton yapıtına sahip olan Ömer Koç Koleksiyonu’ndan 44 eser var.

Uçsuz bucaksız mavilik

Ian Collins’ten öğrendiğimize nazaran hayattan keyif almaya çalışan, dertsiz, hesapsız, ânın tadını çıkaran ve hayatı olduğu üzere kabul eden bir sanatçı John Craxton. 1922’de İngiltere’de dünyaya gelmiş. Çizmek ve resmetmek dışında hiçbir şey yapmamaya yemin etmiş. Girdiği hiçbir imtihanı geçememiş ancak yeteneğinin yanında talihi yaver gidince lütuflarla dolu bir hayat serilmiş önüne… Collins’in tabiriyle keyfin fotoğrafını çizmiş ve keyifle yaşamış bir ressamla karşı karşıyayız. Ailesinin şimdi küçük yaşlarda verdiği “Hayatta ne yaparsan yap karar senin, her vakit memnun ol” nasihati ona bu gücü vermiş olmalı. Merakı ve bitmek bilmeyen arayışı, ‘karanlık, soğuk ve bağnaz’ olarak nitelendirdiği İngiltere’den kopuşuna neden olmuş. Ve Craxton ‘bir rengin peşinde’ soluğu Akdeniz ile Ege’de almış. İngiltere’de yaptığı ‘karanlık’ fotoğraflar rengini uçsuz bucaksız maviliklere bırakmış…

Sergide anıtsal bir duvar halısı, tablolar, çizimler, baskılar, kitap dizaynları ve şahsî eşyalar dahil olmak üzere Craxton’ın geniş yelpazesinden 200’e yakın yapıtı var. 1940’lı yıllarda savaş vaktinin karanlığından aydınlığa ve tek renkten parlak renklere yanlışsız ilerleyen keyif dolu ve yaratıcı hayatından izler görüyoruz. Çok istikametli bir sanatçı John Craxton. Meşher’in iki katına yayılan stantta ressamın tabloları, portreleri, fotoğrafları hatta kostümlerini tasarladığı operalardan manzaralar dahi var. Erken periyotlarında Picasso, Miro’dan etkilenen Craxton’ın Yunanistan ile Türkiye seyahatlerinden kaynaklanan Ege kültürü ve görüntüsüne duyduğu sevgi, yetişkinlik periyodundaki çalışmalarını da şekillendiriyor. Kendini ‘Ege cennetini’ tanımlayan bir ‘Arkadyalı’ olarak görüyor. Renklerle oluşturduğu güçlü kompozisyonlar, ince ve son derece ferdî bir sembolizmin yanı sıra güneşin altındaki duyusal bir hayatı da yansıtıyor. Birçok tabloda ışığın kullanımı ve ışık kırılmalarının yarattığı yanılsamalar ön planda.

Ian Collins’in kaleme aldığı biyografi kitabının Türkçe çevirisi Yapı Kredi Yayınları tarafından “John Craxton: Hayatın Lütufları” başlığıyla yayımlandı.

50 yılı Osmanlı stüdyosunda

Craxton, 50 yıl boyunca en uygun yapıtlarının birçoklarını memleketi olarak benimsediği Girit’in Hanya kentindeki Osmanlı’dan kalma bir stüdyoda üretmiş. Hayatındaki onlarca ‘ünlü figüre’ rağmen denizciler, çobanlar, taverna ve kafelerdeki arkadaşları üzere sıradan insanları resmetmeyi tercih etmiş. Kimi tablolar bilhassa bir deniz günlüğü tadında. Hayata bakışı sanatına da yansımış. Yarım bıraktığı, akıbeti bilinmeyen tabloları, Collins tarafından atölyesinde tesadüfen rulo hâlde bulunmuş tablosu, Lucien Freud ile maceralı dostlukları, Picasso’yu görme hayaliyle bir balıkçı teknesine atlayıp gümrüğe yakalandığı anlar, Ege’deki balıkçılarla dostluğu… Hepsi birinci kere tanıştığınız bir ressamın hayat hikayesi hakkında kâfi ve değerli ipuçlarına sahip.

Güneye sevdalı John Craxton’ın yolu İstanbul’a da düşmüş elbette. İstanbul seyahatlerinde bilhassa Bizans mozaiklerinden ve Ayasofya’dan çok etkilenmiş. Troya’dan Efes’e kadar Türkiye’nin Ege kıyıları boyunca seyahat eden Craxton’ın tutkulu olduğu bahisler antik yerleşim yerlerinden klâsik mutfağa kadar yer buluyor. Yaşamayı, hayattan zevk almayı, umursamamayı, doya doya yaşamayı benimsemiş bir sanatçı aşikâr ki. Hayatın ona verdiklerini o da fotoğraflarıyla sanatseverlere geri vermiş. Renk, figür, desen tercihlerindeki ‘denemeye değer’ yaklaşımı ve yapıtlarındaki hümanizma yaşama bakışını da en yalın hâliyle aktarıyor.
“Işığın Peşinde” kendi sesini arayanları da John Craxton’ın hikayesine ortak olmaya davet ediyor. Stant 23 Temmuz’a kadar ziyarete açık olacak.

patronlardunyasi.com

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet isimli bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir adedidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, sağlam ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en değerli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan karşılaşmaları üyeler bir fiyata katlanmadan istedikleri vakit takip edebiliyor. Böylelikle hem heyecanlı hem de çıkarlı bir bahis tecrübesi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol üzere tanınan spor kollarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için yalnızca siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız kafidir.

Prizmabet ayrıyeten üyelerine bol ölçüde bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te birinci üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu üzere farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve çıkarınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim kaideleri da epey makul düzeydedir.

Prizmabet para yatırma ve çekme süreçleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin üzere farklı yollarla para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme süreçleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa müddette hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme süreçlerinde rastgele bir komite yahut kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı dayanak hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı dayanak grubu sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun yahut teklifinizi iletebilir ve anında tahlil bulabilirsiniz. Prizmabet canlı dayanak grubu profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en güzel bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de çıkarlı bir bahis tecrübesi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için şimdiki giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!