PrizmaBetGüncelGirişAdresiHızlıveGüvenilirErişim!

Soru-Cevaplar

Psikoloji için bilgi mi arıyorsunuz? Soru-Cevaplar makalesine göz atın ve Psikoloji hakkında daha fazla bilgi edinin

Soru: Katı gıdaya alıştırma süreci nasıl olmalı ?

Cevap: Merhabalar, öncelikle pütürlü gıdalara 8. Aydan itibaren başlanılması gerekmektedir. Eğer geç kalınmışsa da çocuğa alıştırmak annenin elindedir. İlk olarak blenderi artık kullanmamalısınız. İlk günlerde alıştırmak için örn, muzu çatalla ezip önüne koyun ve kendi yemeye çalışsın zorla asla
yedirmeyin. İlk zamanlar zorlanabilirsiniz ama kontrolünüzü kaybetmeyin ve vermeye devam edin.
Ara öğünlerde doğal bebek bisküvisi, çubuk kraker yapıp eliyle yemesini sağlayın. Yerlere atabilir,
parçalayabilir; nasıl yendiğini söyleyip, gösterip kendinizden emin bir şekilde vermeye devam edin. Bu sürede blender kullanmayın. Öğünlerini tabağa süslü sevimli şekiller vererek onun yemesini
sağlayabilirsiniz. Doğal pankek tariflerini ayıcıklı kalpli renkli yapıp kendisinin yemesini sağlayın. Bu zaman zarfında biberonla yiyecek içecek vermeyiniz, 2 buçuk yaş bardakla içmek, çatal kaşık
kullanmak için çok çok uygundur. (Çatalı şimdiye kadar hiç kullanmadıysa hemen vermeyin ya da
kontrollü verin). Çocuğunuzu taneli besinlere alıştırmak bir haftanızı alabilir fakat inancınızı ve
güveninizi kaybetmeden devam edin. Kaçamak sıvı püre vermeyin. Her öğün çorba vermeyin.
Bunların dışında farklı bir fizyolojik nedeni varsa doktorlara başvurabilirsiniz. Sevgiler.

Soru: Eşimle çok sık tartışıyoruz. Artık iyi anlaşmak istiyorum ne yapabilirim?

Cevap: Evliliklerde ve ikili ilişkilerde tartışmalar yaşanabilir. Bu normal ve olası bir durumdur.Ancak
sağlıklı bir ilişki için; tartışma, küslük bittikten sonra iki birey oturup sakince yaşadıkları tartışmayı
konuşmalılar.Fakat suçlar tarzdan daima kaçınarak, herkes kendi yaptığı hatalardan bahsedebilir.
Yaşadıkları duygu durumlarını anlatabilir.Bu durumlar kabullenildikten sonra ilişkiler ileriki günlerine
daha sağlam adımlarla başlayacaklardır. Sevgiler.

Soru: Çocuğuma yemek alışkanlığı nasıl kazandırabilirim?

Cevap: Merhaba, ek gıdaya geçiş demek anneden ayrılmaya başlamak demektir. Bebeğinizin hayatını tek başına birey olarak devam edebilmesi için sorumluluk alması gereklidir. Fakat bunu sadece beslenme konusunda değil her konuda uygulamalıyız; tuvalet, uyku, giyinmek gibi. Geç kalınmakla beraber 1 buçuk yaş gayet alışkanlık kazandırılabilecek bir yaştır. Rutinler ve öncesi-sonrası ritüeller belirleyin ve bunu hayatınızın bir parçası haline getirin. Çocuğunuz yemeği sizin için, tabletteki video için, TV’deki çizgi film için, parkta sallanmak için yemesin. Yemeği aç olduğunda karnını doyurmak için yesin. Bunu istikrarlı KENDİNİZDEN EMİN bir şekilde sıkılmadan uygulayın, söyleyin ve öğretin. En önemlisi en başından beri olan durumlardan dolayı umutsuz düşünceleriniz varsa, onları lütfen bırakın ve bunları rutin olarak hayatınıza geçirdiğinizde her şeyin yola gireceğine inanın. Yemek yemeyen çocukların anneleri hakkında yakında paylaşacağım postu okumanızı tavsiye ederim. Sevgiler

Soru: Ailem çocuğumu ısırarak vurarak seviyor. Bu ona nasıl yansır?

Cevap: Çocukları acıtarak, ısırarak, vurarak, sıkıştırarak “sevmek” çocuklarınıza çok yanlış mesajlar vermektedir. Çocuklarınız sevgi ve şiddeti bağdaştırarak uzun vadede birçok sorunlara yol açar. Çocuklarınızın bilinçdışında “bana vuruyor ama seviyor, beni sevdiği için vuruyor “gibi bir bilgi yer eder. Büyük bir birey olduğunda boyun eğmeye ve özgüvensiz, pasif davranışlara neden olur. Sevgiler.

Çocukluk Döneminde Cinsel Kimlik

Çocuk Psikolojisi için bilgi mi arıyorsunuz? Çocukluk Döneminde Cinsel Kimlik makalesine göz atın ve Çocuk Psikolojisi hakkında daha fazla bilgi edinin

Erken Bebeklik döneminin bitimiyle fallik dönem sonrasında yani 4 yaş gibi
çocuklar artık cinsel kimliklerinin bilinçli olarak farkında olurlar.
Anne baba eğer fiziksel bir dış görünüşten bir sıkıntı görmüyorsa; doğuştan ya da
sonra oluşan, cinsiyetine uygun davranış ya da oyunlara yönelmemeyi tercih
ediyor ve aksi davranış sergiliyorsa çocuk doktoruna götürülebilir.

Sonrasında psikolog eşliğinde erkek bebek için babadan kız bebek için anneden
ve tabi ki anne ve babadan da eş oranda destek beklenir. Bu şekilde devam
etmeli. Ergenlik bitimine kadar cinsel kimlik desteklenmelidir. Her ne kadar bize
şu dönemlerde sempatik gözükmeye çalışılsa da aslında çocuklarımızı kendimiz
bir ikileme itiyor yanlışa yol gösteriyor olabiliriz.Ve karmaşa yaşayan bireylerin hayatları, deneyimlerinden bildiğim, psikolojik durumları gerçekten ciddi anlamda etkilenmektedir. Hayat hiç kolay olmuyor. Bize gösterilenler birer simge.

Oyunlar cinsiyetsizdir her çocuk her oyunu oynar fakat oyunlar onların hayatlarına dair birer prototiptir. Bilinç dışındakileri oyunlaraaktarırlar. Gerekse oyunlar gerekse gerçek hayat eğitimleri her zaman çocukdüşünülerek ilerlemeli. Çünkü cinsel kimlik vardır. Çocukta da vardır. 2 yaş itibariyle nasıl mahremiyet eğitimi vermeliysek çocuklarımıza iç çatışmalar yaşamayacağı öğretilerde bulunmalıyız. Bunlar önemli ve geç kalınmaması gereken durumlardır. ( bahsettiklerim erkek mavi giyer kızlar araba ile oynamaz demek kesinlikle değil. Tabi ki oynar ve sosyal yaşam
becerilerini geliştirecek oyunları ve her oyunu da oynamalı. Bir erkek bebeğin
evcilik setiyle yemek yapması çok çok normal ve olması gereken bir durumdur.
Bir kız bebeğin araba ile oynayıp toplara olan ilgisi de çok çok normaldir.)

SAÇ EKİMİ REHBERİ

Saç dökülmesi, saç ekimi ve kaş ekimi hakkında bilinmesi gerekenleri uzmanlarından dinledik.

Son zamanların en popüler uygulamalarından biri olan saç ekimi söz konusu olduğunda kafalarda pek çok soru işareti olabiliyor. Daha dolgun saçlar için yapılan bu estetik cerrahi işleminde en önemli nokta, uygulama hakkında olabildiğince çok şey öğrenmektir. Saç ekimi ya da kaş ekimi operasyonlarının sizin için uygun olup olmadığına karar verebilmeniz için bir rehber hazırladık.

Smile Hair Clinic Kurucu Ortakları Dr. Gökay Bilgin & Dr. Mehmet Erdoğan ile saç dökülmesi, saç ekimi ve kaş ekimi hakkında merak edilenleri konuştuk.

Dr. Mehmet Erdoğan & Dr. Gökay Bilgin

Saç dökülmesinin nedenleri nelerdir?
Dr. Gökay Bilgin: Saç ekimi yaptırmadan önce saç dökülmesinin sebeplerinin detaylıca analiz edilmesi gerekiyor. Bugün saç dökülmesine yol açan genetik faktörün altında DHT hormonu yatıyor. Bu hormon 15-20 yaş aralığında aktifleşerek saç diplerine zarar vermeye başlıyor. Bu süreçle birlikte saç dökülmesi gerçekleşiyor.

Günümüzde saç dökülmesini erkek ve kadın saç dökülmesi olarak ikiye ayırabiliriz. Erkeklerde görülen en sık saç dökülmesi nedeni hormonlar (Androgenetik Alopesi) ve saç köklerinin bu hormonlara verdiği yanıtlara bağlı olarak yaşam döngülerinin son bulmasıdır.

Kadın tipi saç dökülmesi nedir?
Dr. Mehmet Erdoğan: Kadınlarda saç dökülmesinin sebepleri genellikle demir eksikliği, tiroid hormonu eksikliği ve şekil verme, bağlama esnasında çekilmeye bağlı yaşanan mekanik travmalar olarak sayılabilir. Tabii bunun yanında genetik faktörler de etkili olabiliyor. Son yıllarda kadın hasta sayısında gözle görülür bir artış var. Bu artışta özellikle pandemi sonrası stres ya da uyku ve yeme bozuklukları, kullanılan ilaçların yan etkilerini sayabiliriz.

Saç dökülmelerinin önüne geçmek için neler yapılabilir?
Dr. Gökay Bilgin: Erkeklerde medikal tedavi çok olumlu sonuçlar veriyor. Özellikle saçlar ilk incelmeye başladığı dönemde finasteride etken maddesi içeren ilaçlar, kelliği ciddi bir oranda önlüyor. Kadınlarda ise altta yatan sebeplerin teşhisi sonrası kayıpları önleyebiliyoruz.

Özellikle genetik faktörlere bağlı yaşanan saç dökülmesi sorununda saçlar ilk incelmeye başladığı dönemde finasteride etken maddesi içeren ilaçlara başlamak, saç kaybını önlemek ya da süreci yavaşlatmak için seçeneklerden biri. Ancak bu ürünler kullan-bırak tarzında değil, doktor tavsiyesiyle uzun süreli ve düzenli kullanılmalıdır. Ancak ilaçların uzun süreli kullanımında saç ekiminden çok daha maliyetli bir hale geldiğini söyleyebiliriz.

Saçı dökülenler eczane ürünlerinden farklı olarak esansiyel yağlar, bitkisel kremler ya da alternatif tıbba yönelebiliyor. Bazı bitkisel yağların saçları besleyici özelliği olabiliyor ancak hiçbir yağ ya da bitki, genetik saç dökülmesinin önüne geçemez. Uygulanan yağ ya da bitkilerin saç derisini tahriş edebileceği ya da dönüşü olmayan zararlara yol açabileceği riskini hiçbir zaman unutmamak gerekli.

Saç dökülmesi hakkında doğru bilinen yanlışlardan bahsetsek…
Dr. Mehmet Erdoğan: Özellikle maliyetin yüksek olmasının iyi kalite anlamına geldiği gibi bir yanlış algı var. Maliyetlerde saç ekim merkezinin bulunduğu lokasyon, tedaviyi gerçekleştirecek doktorun popülerliği, operasyonlarda yer alacak ekibin büyüklüğü ve cihazların teknolojik seviyeleri, tedavi öncesi ve sonrasında hastaya sağlanan ulaşım, konaklama hizmetleri gibi birçok dinamik söz konusu. Dolayısıyla yüksek fiyat iyi kaliteyi her zaman beraberinde getirmiyor.

“Sadece erkekler saç dökülmesi yaşar” inanışı yaygın yanlışlardan biri. Kadınlarda da farklı sebepler doğrultusunda saç dökülmesi olabiliyor. Dolayısıyla bir cinsiyet farkı olmuyor.

Şampuanın saç dökülmesi yaptığı yönündeki inanış da doğru değildir. Yıkamada elimize gelen saçlar zaten dökülme aşamasına gelmiş ömrü tamamlanmış olan saçlardır. Dolayısıyla saçı yıkamamak saç dökülmesini önlemiyor. Kozmetik açıdan baktığımızda, saçımızın düzenli yıkanması saçımızın temiz, parlak ve canlı olmasını sağlıyor. Ayrıca jöle, köpük, wax gibi şekillendirici hiçbir ürün saç derisi altına geçemedikleri için saç kaybı yaratmaz. Bunları kullanan kişilerin tercihen gün sonunda saçlarını durulaması istenir.

Öte yandan şapka takmak veya örtünmek saç dökülmesini artırmaz. Çünkü saç dökülmesin dışarıdan sebeplerle oluşmuyor. Bu yüzden saç dökülmesi yaşayan kişinin genetik ve fiziksel altyapısını araştırmak gerekiyor.

Dönemsel saç dökülmeleri için neler yapılmalı, nelere dikkat edilmeli?
Dr. Gökay Bilgin: Yoğun diyetler, aşırı uykusuzluk, stres, doğum, ameliyat ve bazı hastalıklar dönemsel saç dökülmelerine neden olabiliyor. Öte yandan boya kalitesi ve bazı kimyasal işlemlere sıkça maruz bırakılması da saç kalitesini önemli ölçüde etkiliyor. Mevsim değişikliğine bağlı olarak saçlar belirli dönemlere göre farklı uzama ve dökülme oranlarına sahip olabiliyor. Örneğin sonbahar ayında artan saç dökülmeleri artık bilimsel olarak açıklanabiliyor. Bu doğrultuda sağlıklı beslenme ve takviye gıdalar, saç köklerinin vitamin ve mineral açıdan zengin olmasını sağlayabiliyor. Bununla birlikte saç dökülmesinin uzun süre devam etmesi halinde ciddiye alınması gerekiyor.

Birbirinden farklı saç dökülmelerini düşünürsek; saç dökülmesi ne zaman dikkate alınmalı?
Dr. Mehmet Erdoğan: Günde 100-150 saç telinin dökülmesi normal bir süreç olarak kabul ediliyor. Bu sayıdan fazla bir dökülme olduğunda ciddiye alınması ve bir uzmana başvurulması gerekiyor.

Öncelikle bilinçli bir ekim yolculuğu için bilinmesi gereken terimler nelerdir?
Dr. Gökay Bilgin: Greft, saç kökü nakli ihtiyacı olan insanların donör bölgesinden alınan doku olarak tanımlanıyor. Her greftin içerisinde saç kökleri ve deri bulunuyor.

Microblade Safir FUE tekniği, Smile Hair Clinic’te bir mikro bıçak ve çoğunlukla Safir bıçak ile ekim yapılacak alanda kesiler oluşturur. Önceden yapılmış bu kesilere greftler yerleştirilir. Kanalın derinliğini ve yönünü, yoğunluğunu ve dağılımını ayarlayabildiğimiz için bu tekniğin diğer greft yerleştirme tekniklerine göre birçok avantajı olduğunu düşünüyoruz.

DHI tekniği bir çeşit yapıştırma ve yerleştirmedir. Bu nedenle aynı avantajlar daha az kanama ve kaçırılan yerlerin olmaması olarak açıklanabilir.

Alopesi, vücudun herhangi bir bölgesinde bulunan kılların herhangi bir nedenden ötürü dökülmesidir. En çok hormonlara bağlı olarak gerçekleşen Androjenik Alopesi (AGA) tipi görülüyor. Andorogenetik alopesi, erkek tipi saç dökülmesi olarak adlandırılmasına rağmen kadınları da yüzde 45 oranında etkiliyor.

Finasteride, saçların dökülmesini önleyen, korunmasını sağlayan ve ince saç tellerinin eski kalınlıklarına ulaşmasını sağlayan bir ilaçtır.

Saç ekimi nedir? Saç ekim işleminde süreç nasıl ilerliyor?
Dr. Mehmet Erdoğan: Süreç ilk olarak hastayı görmemizle başlıyor. Hastanın saç ekimine uygunluğu var mı, tedaviye hangi süreçte başlamalı, saç ekimi öncesinde hangi testleri yaptırmalı; bu tür sorulara yanıt arıyoruz. Tüm test ve analizler sonrası hasta saç ekimine uygunsa hastayla birlikte, saç ekimi için uygun bir dönem ve tarih belirliyoruz. Sonrasında operasyonu başlatıyoruz ve bu operasyon yaklaşık 8 saat kadar sürüyor. 2 gün sonra ilk kontrolümüz başlıyor ve akabinde 1-1,5 yıla uzanan bir süreç beraberinde geliyor. Bazı hastalarda bu süreç daha kısa sonuçlanabilse de ortalama birinci yılda yüzde 80’e yakın sonuçları görmeye başlıyoruz. Bu süre bazen daha kısa bazen de daha uzun olabiliyor.

Operasyon öncesinde hastayla konuşup, doğru yönlendirmeyi sağlayıp sonrasında da 1 yıllık takibini yapıyoruz. Ayrıca raporlama sistemlerimizle hastaya e-mail yoluyla kontrol ve yıkama gibi hatırlatmalarını yapıyoruz. Belirli dönemlerde hastanın fotoğraflarını isteyerek süreci izliyoruz. Hastayı belli aşamalarda çağırarak, tekrar gözden geçirilmesi gereken noktalar ya da fotoğraflarda dikkatimizi çeken alanları değerlendiriyoruz.

Kimler saç ekimi işlemi yaptırabilir?
Dr. Gökay Bilgin: Saç ekimi yaptırmadan önce saç dökülmesinin altında yatan sebepler ortaya çıkarılmalı. Saç dökülmesi genetik faktörlere mi yoksa vitamin, mineral eksikliğine mi ya da hormonal sebeplere mi bağlı tüm bu soruların cevaplanması gerekli. Eğer saç dökülmesinin altında yatan sebepler destekleyici tedavilerle önlenebilirse saç ekimini ikinci plana alıyoruz. Ancak saç dökülmesi genetik faktörlere bağlıysa ve önleyici ve destekleyici tedavilerle eski saç formu asla kazanılmayacaksa hastayla birlikte saç ekimine karar veriyoruz.

Kaş ekimi nedir? Kaşlara şekil vermeye yardımcı olur mu?
Dr. Mehmet Erdoğan: Özellikle kadınlarda kaş ekimi talebiyle karşılaşıyoruz. Kadın hastalarımızın çoğu erken yaşlarda kaşlarını aldırmaya başladığı için kaş kökleri hasar görüyor ve yeni kaşların çıkması mümkün olmuyor. Bu durumlarda yeni kaş ekimiyle müdahale ediyoruz, estetik bir görünüm yaratmak üzere yüze özel bir tasarım yapıyor ve iyi sonuçlar alıyoruz. Bunun yanında kalıcı kaş dövmesi yaptırmış ama sonuçtan memnun kalmamış kadınların da tekrar restore etmek isteğiyle kaş ekimi uygulaması yapıyoruz.

Kadınların sıklıkla tercih ettiği bir tedavi olan kaş ekimi nasıl gerçekleştirilir?
Dr. Gökay Bilgin: Kaş ekimi operasyonu aslında saç ekimi işlemi ile aynıdır. Transfer edilecek greft miktarı az olduğu için daha kısa sürer. Konsültasyon işlemi sırasında öncelikle doktorlarımız hastanın kaş ekimi operasyonundan beklentisini dinleyerek, kendi tecrübelerinden de yola çıkarak hastayı mutlu edecek optimum çözüme ulaşmaya çalışır. Konsültasyon sırasında altın oran pergeli ile, hastanın yüz hatlarına en uygun kaş şekli belirlenir. İlk önce kaşlara lokal anestezi uygulanır. İhtiyaç olan sayı çok az olacağı için olduğu cerrah öncelikle kaşlara safir FUE yöntemi ile kanalları açar. Bu sayede hem gereken sayının tam olarak bilinerek donör alandan fazla greft alımının önüne geçilir hem de greftlerin vücut dışında kalma süresi azaltılarak risk minimuma indirilmiş olur.

Sonrasında ise kadınların donör bölgesindeki saçlar diğer uzun saçların kamufle etmesine imkan tanıyacak bir pencere açılarak tıraş edilir ve bu bölgeye lokal anestezi uygulanır. Donör bölgesinden greftler mikro FUE yöntemi ile alınır ve kısa bir sürede daha önceden açılmış kanallara nakledilir. Operasyondan sonra hastanın uygulaması gereken bakım ve tedavi talimatları hastaya anlatılarak, pansumanı tamamlanarak taburcu edilir.


Kaşlar neden incelir ve dökülür?

Dr. Mehmet Erdoğan: Kaş şekli ve seyrekliği, genellikle genetik bir faktör olmakla birlikte uygulanan yanlış kaş alımı işlemleri gibi uygulamalar sonucu da oluşuyor. Bazı hastalıklar, ilaç tedavileri, yanlış makyaj uygulamaları kaşların dökülmesine sebep olabiliyor. Ayrıca bazı kazalar ve bu kazalardan kaynaklı yaralanmalar sebebi ile kaşların görüntüsünde kalıcı bozukluklar oluşabiliyor.


Saç ve kaş ekim işleminin ilerleyen zamanlarda tekrarlanması ihtimali hakkında söylentiler söz konusu… Doğru mudur?

Dr. Gökay Bilgin: Ekim işlemi hastanın beklentisini karşılamadığında veya doğru planlama yapılmadığında saç ekimi tekrarlanabilir. Bunun için donör bölgesinde yeterli sayıda sağlıklı saç kökü olması gerekiyor. Dolayısıyla ikinci ekim operasyonu yapılabilir ancak önerilen sayı maksimum 3 diyebiliriz.

Ekim işlemlerinin riskleri ve yan etkileri var mıdır?
Dr. Mehmet Erdoğan: Kabuklanma, saç ekiminin yan etkilerinden en yaygın olanlarından biridir. Kabuklanma, operasyondan sonra 48 saat içinde, ekim yapılan alanda görülebilir. Kabuklanma aynı zamanda iyileşmenin de bir işaretidir. Kabuklanmanın olduğu yere müdahale etmemek gerekiyor, ortalama 2 hafta içinde kendiliğinden iyileşiyor.

Operasyon sonrası donör ve ekim yapılan alanda ufak kanamalar görülebiliyor. Hastanın nakil öncesi kullandığı aspirin, NSAİİ, E vitamini, alkol, anabolik steroidler ve diğer kan sulandırıcılar kanama riskini artırabiliyor.

Operasyon sonrası kaşınma saç ekiminin en yaygın yan etkilerinden biridir. Saç ekimi sonrası kabuklanma kendiliğinden iyileşirken bu süre zarfında kaşıntı görülüyor. Kaşıntı da iyileşme belirtisidir. Saç ekimi sonrası kaşıma yeni ekilen köklere zarar verebiliyor. Saç ekimi sonrası ilk 2 hafta devam eden kaşıntı, kabuklanma iyileştikten sonra kendiliğinden geçiyor.

Saç ekimi operasyonlarından sonra kabuklanma ve kaşıntı gibi bir diğer yaygın sorun ise ödem ve şişliktir. Saç ekimi sonrası ilk 48 saat içerisinde yüz bölgesi de dahil olmak üzere şişlik görülebilir. Standart saç ekimi yan etkileri olarak tüm saç ekimleri veya cerrahi operasyonlardan sonra şişlik ve ödem beklenir. Saç ekimi sonrası ödem ve şişlik, kaşıntı ve kabuklanmada görüldüğü gibi kendiliğinden geçecek bir durumdur.

Saç ekimi operasyonları da aslında cerrahi müdahalelerdir. Bu nedenle steril ortamlarda hizmet almak çok önemlidir. Steril olmayan ortamlarda yapılan operasyonlarda enfeksiyon riski de nispeten yüksektir. Saç ekimi sonrası koruma süreci enfeksiyondan korunmak için hayati önem taşır. Saç ekimi sonrası doktorunuzun önerdiği antibiyotiklerin düzenli kullanımı enfeksiyon riskini en aza indirecektir.

Başarılı bir sonuç ve doğal görünüm elde edilmesi için bilinmesi ve dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Dr. Gökay Bilgin: Doğru süreç yönetiminde klinik her zaman hastasının yanında olmalı, tedavi sonrası süreçte de hasta her zaman takip edilmeli.

Saç ekiminde günümüzde uygulanan iki yöntem var. İlki FUT, ikincisi ise FUE. Ayrıca enseden linael şekilde alınan saçlı doku yöntemi mevcut ancak günümüzde çok fazla tercih edilen bir yöntem değil.

FUE yani Follicular Unit Extraction; greftin, panç yöntemi ile alınması ve bu greftlerin teker teker saçsız kısma nakledilmesidir. Greft alımında panç yöntemini tercih ediyoruz. Nakli ise safir ile birlikte ya da DHI dediğimiz bir yöntemle yapıyoruz. Safir dediğimiz yöntemde, aldığımız greftleri saç derisinde küçük bir kesici aletle açtığımız kanalların içine teker teker yerleştiriyoruz. Bazen greftleri tıbbi bir kalemin içine yerleştirerek ekim yapıyoruz.

Ayrıca Smile Hair Clinic’te yine kendimize ait bir yöntemimiz var. Biz buna True Planing diyoruz. True Planing tüm aşamaların planlaması. Sabah hastayı gördüğümüzdeki santimetrekare yoğunluk hesabından başlayıp, saçların yönünün, hangi bölgeye hangi saçların ekilmesine kadar birçok süreci birleştirdiğimiz ve doğru sonuca gidebildiğimiz bir yöntem. Tüm hastalarımıza bunu uyguluyoruz. Bu yöntem için, hastanın altta yatan hastalığından tutun hastanın beklentilerine, hastanın saç modeline, yüz tipinden saç yapısına kadar farklı disiplinler farklı uygulamalar geliştiriyoruz.

Saç veya kaş ekim tedavileri için adres seçerken nelere dikkat edilmeli?
Dr. Mehmet Erdoğan: Saç ekiminde ihtiyaç tümüyle hastanın beklentisi doğrultusunda karar verilen bir süreç. Saç ekimi yaptırmak isteyenler öncelikli olarak Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı klinikleri seçmeliler. Sağlık Bakanlığı onayı olan kliniklerde tedavileri doktorlar gerçekleştiriyor.

Türkiye’de maalesef merdiven altı dediğimiz, alanında uzman olmayan teknisyen ya da yetersiz ekiplerin işlem yaptığı merkezler de bulunuyor. Saç ekimi yaptırmak isteyen hasta, saç ekim ekibinde kimlerin olduğunu ve özellikle saç ekimini kimin yapacağını öğrenmeli. Hangi doktorun hangi aşamada yer alacağını açık bir şekilde araştırmalı. Akabinde internette merkezin yorumları, merkezin şikayetleri ve yaptığı operasyonlarını araştırdıktan sonra karar verilmeli. Ayrıca kliniğin eski hastalarına ulaşıp onların deneyim ve yorumlarını da almaları klinik seçiminde çok önemli. Sürecin ilk adımını doğru planlamak adına oldukça detaylı araştırma yapmak, ömür boyu yaşayacağınız deneyim açısından son derece kritik önem taşıyor.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Panik Atak Nedir?

Panik Atak için bilgi mi arıyorsunuz? Panik Atak Nedir? makalesine göz atın ve Panik Atak hakkında daha fazla bilgi edinin

Panik Atak Nedir? Panik Atak Neden Olur?

Herkes hayatının belli dönemlerinde endişe üzüntü panik hissine kapılabilir. Belli bir stres düzeyinde tehlike anında bu şekilde bazı duygulara kapılmak beynin verdiği doğal bir tepkidir. Panik atak aniden gelen ve belli aralıklarla düzenli olarak yaşanan bir duygu durum bozukluğu anksiyete halidir. Panik atak rahatsızlığı olanlar için bu durum endişe üzüntü panik gibi durumları sürekli olarak aniden hatta hiçbir sebep yokken yaşarlar. Panik bozukluk yine panik atak ile ilişkili ruhsal bir bozukluk olup beklenmeyen şekilde ortaya çıkıp kişinin hayat standardını olumsuz yönde etkiler.

Hastanın panik atak krizi geçirdiği süre boyunca ölme zarar görme sevdiklerinin zarar görmesi gibi düşüncelere kapılmasından dolayı kişi normal yaşantısına uyum ağlamakta güçlük çeker. Panik atak neden olur? Sorusunun yanıtını vermek gerekirse diğer bazı ruhsal hastalıklarda olduğu gibi tam olarak nedeni bilinmemekle beraber ortak kanı kişinin geçmişinde yaşadığı bazı travmatik olayların tetiklediği düşünülmektedir. Aileden yakın birinin kaybı yoğun stresli geçen bir dönem ya da beyinde bulunan nörotransmiter ile alakalı bir dengesizlik sonucu olduğuna bağlı bazı kanılar bulunmaktadır.

Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

Panik atak anksiyete hastalığından farklı olarak kişide hem fiziksel hem de zihinsel semptomlar
gözlemlenir. Bu belirtiler ortada hiçbir sebep yokken de çıkabileceği gibi stresli bir olay karşısında da gelişebilir. Kişi bu sırada çok büyük bir korkuya kapıldığı için vücut da doğru orantılı olarak bazı tepkiler verir. Panik atağın belli bir yaş aralığı yoktur fakat çocuk ve ergenlerde daha sık rastlanır.

Panik atak belirtileri nelerdir? Sorusunu soranlar için verilecek bazı ortak tepkiler bulunur. Bunlar
arasında en belirgin olanlar ani tuvalet ihtiyacıdır. Vücutta titremeler, ateş basması, baş dönmesi,
boğulma hissi oluşabilir. Kalp sıkışması olduğu için hasta kalp krizi geçirdiğini düşünebilir. Kişi ölüm
korkusu ya da dehşete kapılır, ağızda kuruluk, kulak çınlaması, mide bulantısı, nefes almada güçlük çekebilir. Ayrıca parmaklarda karıncalanma, vücutta uyuşma ve iğne batma hissi oluşabilir. Kişi yukarda sayılanlardan en az 4 tanesini yoğun stres altındayken ya da hiçbir kaygı durumu ortada yokken aynı anda yaşıyorsa o zaman hastaya panik atak tanısı konabilir.

Panik Atak Anında Ne Yapmalı?

Panik atak süresi genelde 5 dakika ile 20 dakika arasında sürer. Fakat bazı durumlarda bu sürenin 1 saate kadar da uzadığı gözlemlenip kayıt altına alınmıştır. Durumun şiddetine göre panik atak sayısı ve sıklığı değişkenlik gösterebilir. Bazı bireyler panik atak krizini haftada birden çok yaşarken bazıları ise ayda bir bu krizi yaşayabilirler. Gözlenen bu semptomlar kişiye zarar vermez fakat hayatın normal gidişatını olumsuz yönde etkiler.

Panik atak geçirmeyi engellemek adına da yapılacak bazı yöntemler vardır. Pilates ya da yoga yapmak, spor yapmak, düzenli yürüyüş yapmak, kitap okumak, masaj yaptırmak, stres altında doğru nefes alma egzersizleri öğrenmek gibi aktiviteler sizi panik atak krizlerinden uzaklaştırmaya yardımcı olur ya da bu krizleri en hafif şekilde atlatmanıza fayda sağlayacaktır. Ayrıca şeker, alkol, tütün ürünleri, kafein kullanımı azaltılmalıdır. Bu tür ürünler panik atak krizlerini sıklaştırabilir. Sağlıklı beslenmek ve sosyal aktivitelerde bulunmanın panik atak üzerinde olumlu etkileri vardır.

Panik atak anında ne yapmalı? Diye soranlar için verilecek ilk cevap panik atak ile savaşmanız
gerektiğidir. Atak geçirdiğiniz yer güvenli ise olduğunuzda yerde kalarak derin derin nefes alın. Olumlu düşünmeye ve huzurlu yerleri düşünerek buralara odaklanın. Bu atak anının kısa sürede geçeceğine ve hayatınızın tehdit altında olmadığını kendinize hatırlatarak rahatlamaya çalışmak bu süreci en hafif şekilde atlamanıza fayda sağlayacaktır.

Panik Atak Tedavisi

Panik atak tanısı ve panik atak tedavisi mutlaka alanında uzman tarafından konulmalıdır. Kişi panik atak belirtilerini gösteriyorsa en kısa sürede bir uzmandan yardım almalıdır. Uzman bireyi kapsamlı bir terapi sürecine alacaktır.

Uzman tanı koyarken kişiye hangi sıklıkla bu atakların gerçekleştiğini sorarak ne kadar süredir devam ettiğini öğrenmek isteyecektir. Sürekli tekrarlayan bir durumsa panik bozukluk teşhisi de koyulabilir. Panik atak tedavisinde ilk amaç yaşanan panik atak sıklığının azaltılmasıdır. Ayrıca bu süreci en hafif şekilde atlatabilmek için doğru nefes alma yöntemleri çok önemlidir.

Öğrenme Güçlüğü ve Oyun Terapisi

Oyun Terapisi için bilgi mi arıyorsunuz? Öğrenme Güçlüğü ve Oyun Terapisi makalesine göz atın ve Oyun Terapisi hakkında daha fazla bilgi edinin

Öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin zekâ düzeyi, normal ya da normalin
üstündedir. Çok hareketlidirler, el ve ayakları devamlı kıpırdar, yerlerinde
duramazlar. Veya hipo aktiftirler yani bazısı çok yavaş hareket eder. Dikkatleri kısa
sürelidir, kolayca dağılır. Motor koordinasyonları zayıftır. Sakarlık ve beceri zayıflığı
görülür. El-göz koordinasyonları zayıftır. Görsel ayrımlaştırma yetenekleri zayıftır.
Öğrenme güçlüğü tanısı almış çocukların büyük bir kısmında okul veya aile
hayatında yaşanmış travmatik anılar vardır. Küçük yaş çocuklarında yaşanan
travmatik anılar çocukta pek çok olumsuz etki bırakır. Çünkü 0-6 yaş arası çocukları
tehlikeyi fark etmekte ve kendini korumada diğer yaştaki çocuklara göre daha
zayıftırlar. Bu yaşlarda çocuklar somut düşünce döneminde olduklarından yaşadığı
acı verici olaylardan kendini ve anne babasını sorumlu tutar, Aynı zamanda
yaşadığı travma karşısında duygularını düşüncelerini sözcüklerle dile getiremezler.
Bu yüzden zeka düzeyleri, hafıza, motor, dil becerileri olumsuz olarak etkilenir.
Travma yaşayan çocuklar bilişsel, davranışsal, psikolojik, fizyolojik tepkiler
gösterirler.

  • Bilişsel tepkiler; öğrenme sorunları, düşük yetenek gelişimi, dikkat, hafıza
    problemleri, tekrarlayan olumsuz düşünceler, olaya ait görüntülerin zihne gelmesi.
  • Psikolojik tepkiler; şok olma, korku hissi, öfke, yas, suçluluk utanç hisleri,
    çaresizlik ümitsizlik, sevgi şefkat gördüğünde bunun farkına varamama, depresyon,
    kaygı.
  • Davranışsal tepkiler; çabuk irkilme, hırçın ve öfkeli olma, saldırgan davranışlar,
    heyecanlı ve üzüntülü olma, kendini suçlama, aşırı susma, aşırı ağlama içe
    kapanma, ebeveynlerinden ayrılma korkusu.

Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar bireysel özel eğitim desteğinin yanı
sıra oyun terapisi görebilir. Oyun terapilerinde çocuk okulla ilgili olumsuz
yaşantılarını terapinin ilerleyen seanslarında, uzman ile güvenli bir ilişki kurduktan
sonra oyunlarında sahneler. Böylece kaybettiği gücünü onurunu özgüvenini tekrar
kazanır. Bu iyilik hali ders başarısına ve sosyal ilişkilerine olumlu bir şekilde yansır.

Borderline Kişilik Bozukluğu

Kişilik Bozukluğu için bilgi mi arıyorsunuz? Borderline Kişilik Bozukluğu makalesine göz atın ve Kişilik Bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin

Borderline kişilik bozukluğu, kişinin kendisi ve başkaları hakkında düşünme ve hissetme şeklini
etkileyen, günlük yaşamda işlevsellik sorunlarına neden olan bir zihinsel bozukluktur. Benlik imajı
sorunlarını, duygu ve davranışları yönetmede zorlukları ve istikrarsız ilişkiler örüntüsünü içerir.
Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiler yoğun bir terk edilme korkusu yaşarlar. Yalnız
kalmaya tahammül edemeyen borderline kişilik bozukluğu belirtileri öfke, dürtüsellik, sık sık
değişen ruh halleri ve kalıcılığı olmayan ilişkiler kurmak şeklinde sıralanabilir.

Erken yetişkinlik döneminde başlayan borderline kişilik bozukluğuna sahip kişiler genç
yetişkinlikte yoğun problemler yaşarken ilerleyen yaşlarda toplumsal kurallara uymamanın
yarattığı olumsuz sonuçlar nedeniyle kademeli olarak iyileşme gösterebilirler. Borderline kişilik
bozukluğunun tedavisinde medikal destek ve psikoterapi desteği bir arada ilerlemelidir.

Bu yazı esnasında belirtilerin bir kısmını kendinizde görüyor olabilirsiniz ancak bu borderline
kişilik bozukluğuna sahip olduğunuz anlamına gelmez. Bir düzeye kadar bu belirtiler pek çok
insanda bulunur.

Borderline Kişilik Bozukluğu Nedir?

Borderline kişilik bozukluğu, duygu düzenlemede, dürtü kontrolünde, kişilerarası ilişkilerde ve
kendilik imajında yaygın bir kararsızlık modeliyle karakterize olan bir kişilik bozukluğudur.

Klinik belirtiler arasında duygusal düzensizlik, dürtüsel saldırganlık, tekrarlayan kendine zarar
verme davranışları ve kronik intihar eğilimleri yer alır. Nedensel faktörler kısmen bilinmektedir.
Özellikle genetik yatkınlığın, fiziksel ve cinsel istismar gibi çocukluk dönemi yaşantılarının
bozukluk üzerinde etkisi bulunmaktadır.

Genel popülasyonun yaklaşık %1 -2’sini etkileyen borderline kişilik bozukluğunda şiddetli
psikososyal bozukluk ve intihara bağlı yüksek ölüm oranı görülür. Hastaların yaklaşık %10’unda
intihar öyküsü vardır. Bu oran genel popülasyondan neredeyse 50 kat daha fazladır.

ABD’de yapılan araştırmalarda yetişkinlerin yaklaşık %2’sinde ve kadınlarda 3 kat daha fazla
görülen borderline kişilik bozukluğu, İngiltere’de kişilik bozukluğu vakalarının % 0.7’sinde
tanılanmıştır. Türkiye’de sıklığına yönelik yeterli bilgi yoktur.

Borderline Kişilik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Kişinin hislerini, davranışlarını, düşüncelerini ve diğerleriyle kurduğu ilişkileri etkileyen borderline
kişilik bozukluğu birtakım semptomlarla kendini gösterir. Semptomlar şu şekilde sıralanabilir;

  • Borderline kişilikler yoğun düzey terk edilme korkusu hissederler. Gerçek ya da hayali birayrılık durumundan veya reddedilme ihtimalinden kurtulmak için önlem alırlar.
  • Borderline kişilikler karşılarındaki kişileri idealize edip sonra birdenbire o kişinin zalim
    olduğuna, kötü niyetli olduğuna inanabilirler.
  • Borderline kişiliklerin hayatlarında oluşturdukları hedefleri ve değerleri ani kararlarla,
    hızla değişebilir.
  • Borderline kişilikler strese bağlı olarak paranoya epizodları yaşayabilirler, gerçekle olan
    temasları kesilebilir.
  • Borderline kişiliklerin dürtüsel davranışları arasında kumar oynama, dikkatsiz araba
    kullanma, sık sık korunmadan cinsel ilişki yaşama, aşırı yemek yeme, uyuşturucu
    kullanma gibi riskli davranışlar yer alır. Bu kişiliğe sahip olan insanlar aniden iyi bir işten
    ayrılabilir, olumlu bir ilişkiyi sonlandırabilir. Bu şekilde farkında olmadan kendilerini
    sabote ederler.
  • Borderline kişilikler herhangi bir ayrılık veya reddedilme durumunda kendine zarar
    verme davranışlarında bulunabilirler. Borderline kişilik bozukluğu vakalarında çoğunlukla
    intihar teşebbüsü görülür.
  • Borderline kişilikler yoğun mutluluk, öfke, utanç duygularını içeren, birkaç saatten birkaç
    güne kadar süren ruh hali değişimleri yaşarlar.
  • Borderline kişilikleri yaşamlarını derin bir boşluk hissiyle sürdürdüklerini ifade edebilirler.
  • Borderline kişilikler öfkelerini kontrol etmekte zorlanırlar, alaycı davranabilirler. Fiziksel
    ya da sözel şiddet uygulayabilirler.

Borderline Kişilik Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?

Pek çok psikolojik ve psikiyatrik bozukluklarda olduğu gibi borderline kişilik bozukluğunun da
nedenleri tam olarak anlaşılmış değildir. Çocukluk döneminde istismar ve ihmal öyküsü bulunan
kişilerin borderline kişilik bozukluğu açısından risk grubunda olduğunu söylemek mümkündür.
Çevresel faktörlerlerin yanı sıra ikizler ve ailelerle yapılan birtakım araştırmalar, kişilik
bozukluklarının kalıtsal olabileceğini veya aile üyeleri arasında görülen diğer psikiyatrik
bozukluklarla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.

Birtakım araştırmalar ise duygu düzenleme, dürtüsellik ve saldırganlık davranışlarıyla ilişkili
olarak birtakım beyin anomalilerinin etkisine vurgu yapmaktadır.

Borderline kişilik bozukluğunun nörokimyasallarla da ilişkili olduğu bilinmektedir. Özellikle neşeli
ruh haline katkıda bulunan serotonin isimli nörokimyasal maddenin borderline kişiliklerde
normal miktarda salgılanmadığı görülmektedir.

Borderline Kişilik Bozukluğunun Görülme Sıklığı

Yapılan araştırmalara göre borderline kişilik bozukluğu kadınlarda erkeklerden daha yaygındır.
Çocuk ve ergen örnekleminde yapılan bir araştırmaya göre borderline kişilik bozukluğunun 9-19
yaş arasında görülme sıklığı %11 iken 11-21 yaş arasında görülme sıklığı %7.8’dir.

Borderline kişilik bozukluğu kız çocuklarında oğlan çocuklardan daha sık görülmektedir.

Borderline Kişilik Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir?

Amerikan Psikiyatri Birliği tanılamasına göre Borderline kişilik bozukluğu, genç erişkinlik
döneminde başlar, farklı koşullar altında ortaya çıkar. Özellikle kişilerarası ilişkilerde, benlik
algısında ve duygulanımda tutarsızlıkla karakterize olan borderline kişilik bozukluğu vakalarında
dürtüsel eğilimler görülür.

Saldırganlık, değişkenlik, tutarsızlık, çökkünlük ve şiddete eğilimli olmak gibi pek çok kriz durumu
borderline kişiliklerin hayatını domine eder.

Borderline kişilikler diğerlerine yönelik manipülatiftir. Kendilerine zarar verme eğilimindedirler
ve intihar teşebbüslerinde bulunurlar.

Önemli tanı ölçütlerinden biri olan duygusal dalgalanma ölçütüne göre borderline kişiliklerin
duygu durumları saatler içinde hızla değişebilir veya nadiren birkaç gün ya da daha uzun süre
değişmeden kalabilir.

Terk edilme korkusunun tetiklediği yoğun öfkeye bağlı olarak öfke patlamaları yaşarlar.
Diğer kişilerle yakın, stabil ve anlamlı ilişkiler kurmakta zorlanan borderline kişiliklerin benlik
bütünlüklerinde zayıflık ve boşluk duygusu vardır.

Borderline kişiliklerin kendine zarar verme davranışlarının ardında kendini cezalandırma, acı
veren duygulardan kurtulma, rahatlamayı sağlama ve kendini daha canlı hissetme gibi nedenler
yer alır. Bu bağlamda kumar oynama, aşırı yeme, tehlikeli araba kullanma gibi dürtüsel
davranışların altında da aynı nedenlerin yer aldığını söylemek mümkündür.

Borderline kişiliklerde öfke, üzüntü, utanç, panik, yalnızlık ve kronik boşluk duygularını içeren
yoğun duygulanım hali görülür. Bu kişiler duygularını çok yönlü ve yoğun yaşarlar. Duygular
büyük bir hızla ve akıcılıkla yer değiştirebilir.

Borderline kişilerde depersonalizasyon, derealizasyon, şüphecilik, sanrılar ve halüsinasyonlar gibi
birtakım bozulmuş bilişler mevcuttur.

Borderline kişilikler dürtüseldirler. Kasıtlı olarak kendilerine zarar verebilirler. Madde kötüye
kullanımı, düzensiz yeme, aşırı para harcama, sözlü patlamalar şeklinde görülen davranışlar da
dürtüselliğin yansımasıdır.

Borderline kişiliklerde istikrarsız ilişkiler görülür. Yalnız bırakılmaktan korktukları için insanları
tekrar tekrar telefonla arayabillirler, fiziksel olarak sürekli temas etmeyi isteyebilirler.
Borderline kişiliklerin ilişkileri çalkantılıdır. Öngörülmesi zor duygusal tepkiler gösterirler.

Kolon Kanseri

Kolon Kanseri için bilgi mi arıyorsunuz? Kolon Kanseri makalesine göz atın ve Kolon Kanseri hakkında daha fazla bilgi edinin

Kolon Kanserinden Nasıl Korunulur?

Kolon kanseri kalın bağırsaktan gelişir. Kalın bağırsak, karın sağ alt kadranından başlayıp anüste sonlanan uzun bir organdır. Kalın bağırsağın son kısmına rektum denir ve buradan gelişen kansere rektum kanseri denmektedir. Kolon kanseri için en öneli risk faktörü ileri yaş, genetik-ailevi faktörler ve diyet gibi çevresel faktörlerdir. Kolon kanseri ölümcül bir kanserdir. Kadın ve erkekte benzer sıklıkta görülür ve her iki cinste en sık görülen kanserlerden biridir.

Kolon kanserinin tedavisi şu şekildedir; cerrahi olarak hastalığın yerleştiği kolon bölümünün çıkartılması ve sonrasında hastalığın evresine göre ihtiyaç var ise kemoterapi tedavisi ile tedavinin tamamlanmasıdır. Rektum kanserinde ise genellikle öncelikle radyoterapi ve sonrasında cerrahi olarak hastalıklı rektum bölümünün çıkartılmasını içerir. Bazı hastalarda kanserin yerleşim yerine göre kalıcı kolostomi (torba) açılması gerekebilir.

Kolon kanserinden nasıl korunacağız?

Bu sorunun cevabını bulabilmek için öncelikle kolon kanserinin nedenlerine bakalım. Bu nedenlerin bazılarını mesela ailevi etki, genetik gibi risk faktörlerini değiştiremezken diyet etkileri gibi bazı risk faktörlerini kontrol edebiliriz. Kolon kanserlerinin hepsi poliplerden gelişir. Neoplastik (kansere dönüşen) polipin gelişimi ve bundan kanser gelişmesi yaklaşık 5-10 yıllık bir süre gerektirmektedir. Yani kolon kanseri aylar içinde gelişmez yıllara ihtiyacı vardır. Bu nedenle 50 yaşından itibaren kolonoskopi kontrolünün yapılması ve varsa poliplerin temizlenmesi kolon kanserinden korunmanın temel basamağıdır. Dışkıda kan görülmesi de kolon kanseri açısından bir belirteç olabilir. Kolon kanserlerinin çoğunluğu ailevi bir bağlantıya sahip değildir. Ailesinde özellikle birinci derece akrabalarında kolon kanseri olanlar ve ayrıca bu kanserler akrabalarında 50 yaşından önce ortaya çıkmış kişiler kolon kanseri açısında risk altındadır. Ailesinde kolon kanseri olan kişiler, en genç yaşta kolon kanseri olan birinci derece akrabasından 10 yıl daha erken yaş da kolonoskopik kontrol yaptırarak kolon kanserinden korunabilirler. FAP gibi kansere dönüşen kolon polipi yapan genetik hastalıklarda kalın bağırsağın alınması ile kanser gelişimi engellenebilir.

Kolon kanserinin bir diğer sebebi ise diyette fiber yani yeşillik (lif) tüketiminin yetersiz olmasıdır. Yine kırmızı et ve işlenmiş et (sucuk, salam, sosis vb.) tüketiminin fazla olması da kolon kanserine sebep olabilmektedir. Bu nedenle özelikle öğle ve akşam yemeklerinde zeytin yağlı salata tüketimi kolon kanserinden korunmak için önemlidir. Yenilen yeşillik (lif/fiber) kansere sebep olabilecek kanserojen maddeleri dışkı içine hapseder ve kolon hücreleriyle olan temasını azaltarak koruyucu etki oluşturur. Yine yapılan çalışmalar günlük kalsiyum tüketiminin düzenli olduğu kişilerde kolon kanserinin daha az geliştiğini göstermiştir.

DEHB’li çocuklar okulda beklenin altında performans gösterebilir

Psikoloji için bilgi mi arıyorsunuz? DEHB’li çocuklar okulda beklenin altında performans gösterebilir makalesine göz atın ve Psikoloji hakkında daha fazla bilgi edinin

Etiketlemeler çocukların özgüvenlerinin düşmesine neden olur.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) çocukların yaşam kalitelerine, gelişim seviyelerine, akademik hayatlarına ve sosyal ilişkilerine olumsuz etkileri olduğunu söylüyor. Bu çocukların okulda beklenenin altında performans gösterdiklerini belirten Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, ayrıca çevreden olumsuz tepkiler aldıklarını ve ‘yaramaz, uyumsuz, tembel’ gibi etiketlenmelere maruz kaldıklarına dikkat çekiyor. “Bu etiketlemeler çocukların özgüvenlerinin düşmesine ve kendilerini kötü görmelerine neden olur.” diyen Konuk aileleri uyarıyor: “Çocukların kendi ihtiyaçları ve çevresi arasında dengeli ilişkiler kurması ve sürdürmesi, sağlıklı gelişen bir benlik kavramı ile mümkündür.”

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’na sahip çocukların, eğitim ve sosyal hayatlarında ne gibi sorunlarla karşılaşabileceklerine dair açıklamalarda bulundu. Konuk, bu çocukların aileleri ve eğitimcilerinin çocuklara davranışlarına ilişkin de önerilerini sıraladı.

Ders sayısı ve zorluk derecesinin artmasıyla performansta hızlı düşüş görülebilir.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) çocukların yaşam kalitelerine, gelişim seviyelerine, akademik hayatlarına ve sosyal ilişkilerine olumsuz etkileri olduğuna dikkat çekerek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, “Okulda beklenenin altında performans gösterirler. Aynı zamanda zekadan bağımsız olarak çocuğun öğrenmesinde dikkatle ilgili yaşadıkları sorunlar derslerde öğrenmeyi de güçleştirir. Dikkat sorunu olan çocuk verilen yönergeleri tam anlayamaz ve dersi takip etmekte oldukça zorlanır. Benzer şekilde derslerinin, ödevlerinin başında saatlerce oturmalarına rağmen bir görevi yapmakta zorlandıkları için ödevini tamamlayamadan masadan kalkarlar. Unutkan ve dalgın olurlar. Sıklıkla ders araç gereçlerini, gündelik kullandığı eşyaları kaybederler. Ödev ve sorumlulukları konusunda uygun planlama yapamazlar, öncelikleri belirlemekte güçlük yaşarlar. Yaş ilerledikçe ders sayısı ve derslerin zorluk derecesinin artması ile akademik performansta hızlıca düşme görülebilir.” açıklamasında bulundu.

Kurallara uymakta zorlandıkları için akranlarıyla sorunlar yaşayabilirler

Hareketli ve dürtüsel olan çocukların ise dikkat sorunları eşlik etsin ya da etmesin sınıfta ders süresince oturmakta zorlandıkları ve sürekli hareket ihtiyacı duydukları için dersi takip edemeyeceklerini kaydeden Konuk, “Çok konuşup, hem kendilerinin hem de sınıftaki arkadaşlarının derse olan dikkatini bozabilirler. Sabırsızdırlar ve isteklerini bekletmekte, ertelemekte oldukça zorlanırlar. Arkadaşlarının oyunlarını böldükleri, düşünmeden hareket ettikleri ve kurallara uymakta zorluk yaşadıkları için akranlarıyla sıklıkla sorunlar yaşayabilirler.” dedi.

“Etiketlemeler çocukların özgüvenlerinin düşmesine neden olabilir”

Okul ortamında yaşanan bu tarz sorunların çocukları sadece akademik yönden olumsuz etkilemeyeceğinin altını çizen Konuk, “Sıklıkla çevreden olumsuz tepkiler almasına, sosyal ortamlardan dışlanmasına sebep olmakla birlikte ebeveynleri, öğretmenleri veya arkadaşları tarafından yaramaz, dalgın, sakar, uyumsuz, tembel gibi etiketlenmelere de maruz kalırlar. Bu etiketlemeler çocukların özgüvenlerinin düşmesine ve kendilerini kötü görmelerine neden olur. Oysa ki çocukların kendi ihtiyaçları ve çevresi arasında dengeli ilişkiler kurması ve sürdürmesi, sağlıklı gelişen bir benlik kavramı ile mümkündür.” şeklinde konuştu.
Çocuğun yerine ödev yapmak yerine çalışmanın planlamasına destek olunmalı
“Bu etiketlenmeyi önlemek ve çocuğu desteklemek adına öğretmenlerin ve ebeveynlerin rehberliği ve yönlendirmeleri oldukça önemli.” diyen Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, “Çocuğun günlük yaşantısında açık, anlaşılır rutinler oluşturmak ve rutinlere uyum sağlamak gerekir. Özellikle çocuk ödevlerini tek başına yapmakta zorlanıyor ise yardımcı olunmalı. Ancak bu yardım çocuğun yerine ödev yapmak değil, ödev yapmanın ve ders çalışmanın planlamasını desteklemek ve anlamadığı konularda destek olmak şeklinde olmalı.” uyarısında bulundu.

Sınıfta ön sıralara yakın, dış uyaranların az olduğu bir sırada oturtulmalılar

Ödev yapmakta zorlanan çocuklar için ödevlerin küçük parçalara bölünerek ek süre tanınması tavsiyesinde bulunan Konuk sözlerini şöyle tamamladı:

“Sınıf ortamında ise DEHB’li çocukların ön sıralara yakın, dış uyaranların az olduğu bir sırada oturmaları dikkatlerinin mümkün olduğunca daha az dağılmasını sağlayacaktır. Derste çocuğun hareket ihtiyacını karşılayabileceği sınıf içi sorumluluklar verilebilir. Olumlu her davranışı için çocuğa özel olumlu geribildirim sunulmalıdır. Sosyal açıdan okul ortamında desteklemek, grup çalışmalarına katılım göstermesini sağlamak, arkadaşlarıyla ilişki ve iletişimlerinin de artmasını sağlayacaktır.”

ÇOCUKLARIN RÜYALARI LEGO YARATICILIĞI İLE BULUŞUYOR #prizmabet

LEGO Group, yeni teması LEGO DREAMZzz ile çocukların rüyalarının sınırsız yaratıcı gücünü hayata geçiriyor.

LEGO Group bugün, çocukların rüyalarındaki yaratıcılığı, destansı çizgi film ve ürün yelpazesiyle hayata geçiren yepyeni teması LEGO DREAMZzz’i ilk kez gözler önüne seriyor.

Dünya genelinde 23.000’den fazla çocuk ile yapılan Dreams Research (Rüyalar Araştırması) sonuçlarına göre, her on çocuktan yedisinin (%69) günlük yaşamlarında stres veya yalnızlık gibi karmaşık duygular yaşadığını ve neredeyse her dört çocuktan birinin (%24) bunun nedeni olarak dünyadaki veya sosyal medyadaki olayları gösterdiğini ortaya koyuyor. Öte yandan uyku uzmanları, rüyaların çocukların karmaşık duygularını anlamlandırma ve hayal güçlerini harekete geçirmelerinde önemli bir rol oynayabileceğini belirtiyor. Araştırmaya katılan çocukların üçte ikisi (%68) rüyaların onlar için önemli olduğunu ve gün içinde daha yaratıcı olmalarına yardımcı olduğunu söylüyor. Türkiye’de araştırmaya katılan çocukların beşte dördü (%78) rüyaların önemli olduğunu düşünürken, yüzde 85’i ise mutlu rüyaların daha yaratıcı olmalarına yardımcı olduğu söylüyor.

LEGO DREAMZzz temasında rüyalara odaklanan bu yaratıcılık tutkusu hayata geçirilirken, LEGO Group 15 Mayıs’ta başlayacak yeni çizgi film öncesinde, dünyanın dört bir yanından binlerce çocukla içerik ve oyuncakları bir deneyim testine çıkarıyor. Çizgi film lansmanını ise çocukları hayal gücüyle çalışan sürücü koltuğuna geçiren inanılmaz bir eğlence ve oyun deneyimi yaratan ürün yelpazesi izleyecek.


Rüya evrenine adım atın

LEGO DREAMZzz serileri, okul arkadaşları olan Mateo, Izzie, Cooper, Logan ve Zoey’nin gizli bir ekibe katılıp, Rüya Evreni’ne yolculuk etmek için hayal güçlerini kullanmayı ve zalim Kabus Kral’ı yenmeyi öğrenirken yaşadıkları maceraları anlatıyor

15 Mayıs’ta 10 bölümlük çizgi filmle LEGO severlerle buluşacak LEGO DREAMZzz’in temasına uygun yeni ürün yelpazesi, Ağustos 2023’ten itibaren raflarda yerini alırken, çizgi filmin yeni bölümleri de yayınlanacak.

LEGO DREAMZzz Kreatif Direktörü Cerim Manovi konuyla ilgili şöyle diyor “LEGO DREAMZzz, rüya görmenin harika dünyasını kutlayan ve aynı zamanda rüyalar gerçeğe dönüştüğünde, sıradan çocuklar olağanüstü hale geldiğinde ve yaratıcılık bir süper güç olduğunda neler olduğunu keşfeden ilk konseptimiz” ve ekliyor: “Çocukların en çılgın rüyalarını hayata geçirmek için kendilerini güçlü hissetmelerinin yanı sıra rüya görürken yaratıcı hayal güçlerinin gerçek potansiyelinin tadını çıkarmalarını istiyoruz – ve bu sadece bir başlangıç.”

Dreams Research (Rüyalar Araştırması), yaratıcılık konusunda rüyaların önemini gösteriyor

LEGO DREAMZzz, LEGO Group tarafından 29 farklı ülkeden 6-12 yaş arası çocuklarla yapılan kapsamlı ve global ölçekli bir araştırma ile geliştirildi. Araştırmada çocukların hayal güçleri, rüyaların psikolojisi ve duyguların anlamlandırılmasındaki öneminin yanı sıra problem çözme ve yaratıcı deneyler açısından oyunun önemi de ele alındı.

Araştırma, stres veya yalnızlık gibi karmaşık duygular yaşayanların neredeyse beşte birinin (%22), bunun sonucunda daha fazla kabus gördüğünü ortaya koydu. Çocukların yarısından fazlası (%55) kabusların, rüya ve gerçek dünyanın açıkça çarpışabileceği bir yer olan okul da dahil olmak üzere günlerinin geri kalanını da etkilediğini söylüyor.

Öyle ki, çocukların %63’ü oyun oynayarak geçirdikleri zamanın rüyalarını etkilediğini belirtiyor. Çocukların büyük çoğunluğu (%86), rüya görürken olumlu duygular yaşıyor ve birçoğu uyandıklarında bunun etkilerinden faydalandıklarını belirtiyor. Çocukların yaklaşık üçte ikisi (%68), mutlu rüyaların gündüzleri daha yaratıcı olmalarına yardımcı olduğunu belirtirken, neredeyse aynı oranda çocuk (%64) uyanık oldukları zamanlarda da fikirler düşündüklerini ifade ediyor. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’deki çocukların yüzde 34’ü rüya görmediklerinde ya da gördükleri rüyaları hatırlamayınca sabah uyandığında daha olumsuz duygular hissediyor.

Araştırmada LEGO Group ile birlikte çalışan Psikolog ve Davranışsal Uyku Uzmanı Dr. Shelby Harris, konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Çocuklar doğal olarak rüya görürler ve deneycilerdir, ancak yaşları ilerledikçe toplumsal baskılar onları sınırlamaya ve hayal güçlerini kısıtlamaya başlar. Rüya görmek, genellikle dünyanın dört bir yanındaki çocuklar tarafından mutlulukla karşılanan evrensel bir fenomendir. Günlük hayatta stres ve taleplerin arttığı günümüz dünyasında özgür oyun oynama ve yaratıcılığı teşvik etmek önemlidir. Araştırmalar, özgür oyun oynama zamanına erişimi olan çocukların rüya görme sıklıklarının arttığını ve bunun sonucunda kendilerini daha mutlu, yaratıcı hissettiklerini açıkça gösteriyor. LEGO DREAMZzz gibi çocuklara rüyalarımızdaki öğelerin gerçek dünyada nasıl kullanılabileceğini gösteren ve yaratıcı potansiyelin tümüne ulaşmalarına yardımcı olan içerikler görmek harika.”

LEGO DREAMZzz serisinin ilk iki bölümü, 15 Mayıs’tan itibaren LEGO Youtube kanalına ek olarak Netflix ve Amazon Prime’dan da izlenebilecek.

LEGO Group’un hayal yaratıcısı ekibine katılın

LEGO DREAMZzz, lansmanını kutlamak adına LEGO Group, dünyada bir ilke imza atarak çocuklar için ‘Hayal Yaratıcısı Ekibi’ne katılma fırsatı sunuyor. Seçilecek katılımcılar, çeşitli LEGO DREAMZzz atölyelerine katılmak üzere LEGO Group’un ana merkezi Danimarka’ya davet edilecek.

Hayal Yaratıcısı olarak çocukların buradaki rolü, rüyaların yaratıcılığını LEGO Group içinde desteklemek ve hayal kurmanın gençler için olumlu ve yaratıcı etkilerini dünyanın dört bir yanına yaymak.

6-12 yaş arası çocuklar, kendi yaptıkları bir LEGO tasarımının görseli ya da çizimi yanı sıra rüyalarında gördükleri bir figürün veya taşıtın LEGO yapım parçalarından oluşan halini göndermeleri için desteklenerek rüyalarındaki yaratıcılığı sunmaya teşvik edilecekler. Başvuruların ayrıca, gönderdikleri içeriğin ne olduğuna dair bir tanım, yaptıkları her neyse onun ne anlama geldiği ve neden rüyalarında onları heyecanlandırdığını anlatan kısa bir açıklama da içermesi gerekiyor.

Başvurular 20 Mayıs-20 Haziran tarihleri arasında resmi olarak başlıyor. Daha fazla bilgiye LEGO.com/dreamzzz adresinden ulaşabilirsiniz.

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlere Prizmabet adlı bir bahis sitesinden bahsedeceğim. Prizmabet, Betconstruct altyapısı ile üyelerine kaliteli hizmetler veren ve ülkemizin önde gelen bahis sitelerinden bir tanesidir. 2009 yılında kurulan Prizmabet, lisanslı, güvenilir ve avantajlı bir site olarak dikkat çekmektedir. Prizmabet’te spor bahisleri, canlı bahisler, casino, canlı casino, slot oyunları, sanal sporlar ve daha pek çok seçenek bulabilirsiniz. Prizmabet’te oyun oynamak için aradığınız ortamı fazlası ile bulacaksınız.

Prizmabet’in en önemli özelliklerinden biri de Prizmabet TV kanalıdır. Bu kanal sayesinde bahis sitesinde bulunan müsabakaları üyeler bir ücrete katlanmadan istedikleri zaman takip edebiliyor. Böylece hem heyecanlı hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Prizmabet TV kanalında futbol, basketbol, tenis, voleybol gibi popüler spor dallarının yanı sıra daha az bilinen sporlara da yer verilmektedir. Prizmabet TV kanalını kullanmak için sadece siteye üye olmanız ve yatırım yapmanız yeterlidir.

Prizmabet ayrıca üyelerine bol miktarda bonus ve promosyon da sunmaktadır. Prizmabet’te ilk üyelik bonusu olarak 100 TL deneme bonusu alabilirsiniz. Bunun yanında yatırım bonusları, kayıp bonusları, arkadaş davet bonusu, doğum günü bonusu gibi farklı bonuslar da mevcuttur. Prizmabet bonusları sayesinde daha fazla oyun oynayabilir ve kazancınızı artırabilirsiniz. Prizmabet bonuslarının çevrim şartları da oldukça makul seviyededir.

Prizmabet para yatırma ve çekme işlemleri konusunda da üyelerine kolaylık sağlamaktadır. Prizmabet’te banka havalesi, kredi kartı, papara, cepbank, QR kod, bitcoin gibi farklı yöntemlerle para yatırabilir ve çekebilirsiniz. Para yatırma ve çekme işlemleri 7/24 yapılabilmekte ve kısa sürede hesaplara yansımaktadır. Prizmabet para yatırma ve çekme işlemlerinde herhangi bir komisyon veya kesinti de yapmamaktadır.

Prizmabet müşteri hizmetleri de üyelerine 7/24 canlı destek hizmeti sağlamaktadır. Prizmabet canlı destek ekibi sayesinde site ile ilgili her türlü soru, sorun veya önerinizi iletebilir ve anında çözüm bulabilirsiniz. Prizmabet canlı destek ekibi profesyonel, güler yüzlü ve yardımseverdir.

Sonuç olarak, Prizmabet ülkemizin en iyi bahis sitelerinden biri olarak gösterilebilir. Prizmabet’te hem eğlenceli hem de kazançlı bir bahis deneyimi yaşayabilirsiniz. Prizmabet’e üye olmak için güncel giriş adresini web sitemizden bulabilirsiniz. Prizmabet’e girmek için tıklayınız! Prizmabet’e katıldığınıza pişman olmayacaksınız!

Türkiye Rafting Şampiyonası 1. ayak yarışları sona erdi #prizmabet

Türkiye Kano Federasyonu tarafından Düzce’de düzenlenen Türkiye Rafting Şampiyonası’nın 1. ayak yarışları sona erdi.

Türkiye Kano Federasyonu tarafından Düzce’de düzenlenen Türkiye Rafting Şampiyonası’nın 1. ayak yarışları tamamlandı.

Cumayeri ilçesi Dokuzdeğirmen mevkisinde dün başlayan şampiyonaya, 25 vilayetten 53 kulüp ve 300 sportmen katıldı.

Şampiyonanın ikinci gününde Melen Çayı’nda botlarını suya indiren bayan ve erkek sportmenler, 4 kategoride slalom ve iniş etap yarışları gerçekleştirdi.

İki gün süren yarışların sonunda açık yaş erkekler kategorisinde Düzce Belediye Spor, açık yaş bayanlarda Muğla Sarsala, açık yaş karmada Muğla Sarsala, 23 yaş altı erkeklerde Çaykur Rizespor, 23 yaş altı karmada Muğla Sarsala Spor Kulübü, 19 yaş erkeklerde ise Çaykur Rizespor Kulübü birinci oldu.

Dereceye giren ekip ve atletlere kupa ve madalyaları protokol üyeleri tarafından verildi.

Tertipte derece elde eden sportmenler, ulusal kadro kampına katılmaya hak kazandı.