Türkiye’de Özal döneminde başlayan hisse senedine yatırım kültürü, zaman içinde yaygınlaşmak yerine inişli-çıkışlı seyir izledi. Her dönem sonunda yaşanan krizler uzun süre çok sayıda tasarruf sahibini Borsa’dan soğuttu. En son dönem Erdoğan’ın nas politikaları devrine rast gelir. O günden bu yana Borsa’da hisse taşıyan tasarruf sahipleri ve kurumsal yatırımcıların sayısı 1 milyondan 7 milyon yükseldi. Bu kez “hisse senedi kültürü” döviz ve altın alışkanlığı yanında finansal sistemin temel bir öğesi konumuna yükselebilir mi? Hindistan’ın hikayesi bize yol gösterebilir:
Bloomberg’in “India Is Witnessing a Roaring Nineties-Style Stock Boom” başlıklı incelemesi şöyle yazıyor:
Tasarruf sahiplerinin hisse senetlerini yatırım portföylerinin dayanak noktası olarak benimseme derecesi olan hisse senedi kültürü, ilk kez 1990’larda ABD’de kendini gösterdi. Bu dönemde hisse senetleri hane halkı tasarruflarının oranının üç kat artarak yaklaşık toplamın üçte birine çıktığı ABD’deki “Kükreyen Doksanlar” Wall Street’te rallinin sürmesinde temel etken oldu. Analistler, Hindistan’ın önümüzdeki yıllarda da benzer seviyelere ulaşabileceğini söylüyor.
Bu değişim, dünyanın en kalabalık ülkesinde 5 trilyon dolarlık borsayı zenginlik yaratmanın motoru olarak yeniden tanımlayan duygu değişimi sayesinde gerçekleşiyor. Pahalı değerlemelere ve global fonların çıkışlarına rağmen ülkedeki birçok bireysel yatırımcı, mevcut boğa rallisinin yalnızca başlangıç olabileceğini söylüyor.
Morgan Stanley’e göre, yerel hisse senetlerindeki perakende sahipliği son on yılda 8 puanlık artışla %23,4’e yükseldi. Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu’na göre hane halkı, Mart 2024 itibarıyla hisse yatırımlarının değerini bir önceki yıla göre %57 artırdı. Yerli kurumların varlıkları rekor seviyelere yakın ve ilk kez küresel para yöneticilerinin varlıklarını geride bırakmaya yakın.
Bu coşku, Hindistan’ın küresel pazarlarda güçlü bir oyuncu olarak konumunu güçlendirebilir ve daha olgun işlem yapan yereller sayesinde derinlik ve likidite zenginliği sunabilir. Bireysel olarak Hintlilerin hisse senetlerini benimsemesi, yerel piyasaya küresel şoklara karşı artan bir bağışıklık kazandırabilir; perakende yatırımcılardan oluşan bir ordu, halihazırda olduğu gibi, dipten satın almaya hazır olabilir.
Bu isteklilik, yapay zeka hisselerine yönelik yüksek değerleme endişelerinin dünya hisse senetlerinde satışlara yol açtığı Ağustos ayında tam anlamıyla ortaya çıktı. MSCI Asya Pasifik Endeksi 5 Ağustos’ta %6’dan fazla düşüş yaşarken, Hindistan’ın Nifty 50 Endeksi bu miktarın yarısından daha az düştü. Global fonların sattığı noktada yerli yatırımcıların düşüşlerini sınırlamak için devreye girdiği gözlendi.
Son üç yılda Nifty 500 Endeksi %56 artış göstererek S&P 500 Endeksi’nin yaklaşık %30’luk kazancını çok geride bıraktı.
Hisse senedi çılgınlığı, halka arzlarda 400 kata kadar talep oluşmasına neden oldu. Piyasaya ilk adım atan firmaların ilk gün hisse senedi kazançları bu yıl ortalama %25 iken, ABD’de bu oran yalnızca %12’ydi. Hindistan’ın halka arz piyasası, yeni hisse arzındaki artışa rağmen güçlü kalmayı sürdürdü.
Hindistan kendi borsa rönesansını yaşıyor. Gerçek zamanlı ödemeler artık dünyanın en büyük ikinci akıllı telefon pazarı olan ülke için bir dayanak noktası haline geldi. 2018 yılında hükümet, daha fazla hisse yatırımlarını teşvik etmek için vergilendirmeyi azalttı ve BES türü ulusal emeklilik fonlarında hisselerin payının artmasını teşvik etti. Zerodha gibi on-line ve çok düşük komisyon çarc eden aracıların ortaya çıkışı da büyümeyi destekledi; bu tür ilk üç firma, ülkedeki toplam hesapların yarısından fazlasını elinde tutuyor.
Perakende yatırımcılar arasında hisse senetlerinin “kaybedilemeyecek bir yatırım” olduğuna dair artan inanç, bunun ABD dot.com balonunu patlatan benzer bir çöküşe katkıda bulunabileceğinden korkan regülatörler için kaygı yaratıyor. Hindistan’ın menkul kıymetler piyasası düzenleyicisi, spekülatif köpükleri sınırlamak için, opsiyon ticaretine engeller koymak da dahil olmak üzere bir dizi kural getirdi. Düzenleyici aynı zamanda küçük yatırımcıları hisse senedi çılgınlığının tehlikeleri konusunda da uyardı.
Nitekim, balon oluştuğuna dair uyarı işaretleri ortaya çıkıyor. Hindistan’ın en büyük 500 şirketini kapsayan ortalama fiyat-kazanç çarpanı, geçtiğimiz on yıldaki ortalama sadece 27 kata kıyasla yaklaşık 44 kat arttı. Listelenen tüm şirketlerin gayri safi yurtiçi hasılaya oranı olarak piyasa değeri, son zamanlarda küresel mali kriz sırasında görülen seviyelere ulaştı.
Aequitas Investment Consultancy Pvt. yatırım sorumlusu Siddhartha Bhaiya, “Ayı piyasası kaçınılmaz” dedi. “Ancak sular çekildiğinde kimin çıplak yüzdüğünü anlayacaksınız ve bu sefer ülkenin büyük bir kısmı çıplak olacak.”
Küresel para yöneticileri de geri adım atıyor. Global fonlar Ekim ayında rekor miktarda Hint hisse senedi satışı gerçekleştirerek MSCI Hindistan Endeksi’nin teknik düzeltmeye girmesine yardımcı oldu. Ülkenin hisse senetlerinin yabancı yatırımcılar tarafından sahiplenilmesi de yüzde olarak tüm zamanların en düşük seviyesine geriledi. Küresel fonlar bir kez daha yükselişe geçse de dönmese de, sıradan Hintliler arasında hisse senedi yatırımlarındaki patlamanın piyasada devrim yarattığına şüphe yok.