Ülkemizin Avrupa ülkelerine olan coğrafi yakınlığının yanında, önemli bir mühendislik avantajına sahip olduğunu ve Avrupa’nın iş yapış şekillerine hâkimiyetinin bulunduğunu kaydeden Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDEDER) Başkanı Can Tokcan, Türkiye’nin bu sektörde “üretim üssü” haline dönüştürülüp, dünyaya enerji depolama sistemleri ihraç edebileceğini söyledi.
Küresel ölçekte enerjiye olan talep her geçen gün artarken, enerji depolama sektöründe de geleceğe dönük projeksiyonlar belirginleşiyor. Küresel ölçekte, depolama alanında 2035 yılına kadar toplamda 2 TWh’lik kurulum hedeflendiğini, bu yatırımın bedelinin 400 milyar doları bulduğunu anımsatan EDEDER Başkanı Can Tokcan, ülkemizde bu alanda verilen 35 GW’a yakın önlisansın da 10 milyar doları aşan yatırımı beraberinde getireceğini kaydetti.
Tokcan, “Bu yatırımların ne kadar büyük bir bölümü hayata geçirilirse ülkemiz ekonomisi adına o kadar büyük değer yaratılacaktır” dedi.
Enerji depolama sektörü yatırımcısı dikkatli
Yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlanması ile birlikte şebekeyi yönetebilmek açısından ülkemizde depolama yatırımlarının hızlanması gerektiğine vurgu yapan Can Tokcan, Türk yatırımcısının özellikle depolama alanında dikkatli ancak hızlı yatırım gerçekleştirmek istediğini dile getirdi.
Yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmanın yolunun enerji depolamadan geçtiğine dikkat çeken Can Tokcan, bunun için kapasite ve teknik altyapı problemlerini çözerek ilerlemenin çok kritik olduğunu, depolama olmadan yenilenebilir enerjiyi yaygınlaştırmanın mümkün olmadığının altını çizdi.
Tokcan şunları kaydetti: “Depolama yatırımları çok hızlandı, küresel ölçekte 150 gigavatsaatin üzerinde kurulum yapılmış durumda. Türkiye de bu alanda hızlanıyor. Bu, şebekeyi yönetmeyi gerektiren stratejik bir konu olduğu için hem yönetiminin hem de geliştirmesinin yerli şirketler tarafından üstleniliyor olması şart. Aksi halde temelde yurt dışındaki firmaların kontrolü altında bir enerji şebekesi sorunu ortaya çıkacaktır.”
“Türkiye enerji depolamada Avrupa için iyi bir partner”
Ülkemizde özellikle depolama alanında önemli katma değer yaratılabileceğini, bunun için şirketlerin ciddi bir tecrübe birikimi olduğunu aktaran Tokcan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz katma değeri Türkiye’de yaratalım, yurt dışına ihracat yapalım istiyoruz.
Hem doğalgaz ithalatını azaltarak cari açığın azaltılmasına katkımız olsun, hem de teknoloji ithalatını bırakıp ihracata yönelmeyi hedefliyoruz. Bu alanda faaliyet gösteren şirketler olarak ciddi bir know-how geliştiriyoruz. Ülkemiz, mühendislik becerileri ve iş yapış biçimleri sebebiyle avantajlı bir konumda. Çin’den hazır paket batarya ithal etmek yerine, bunu ülkemizde üreterek dünyaya ihraç edebiliriz. Normalde bazı şeyler dünyada gelişir, sonra Türkiye bir şekilde bunu adapte eder. Enerji depolama sektörü tüm dünyada büyüyor.
Avrupa’nın tamamı depolama yatırımlarında çok hızlı ilerliyor. Avrupa ile uyumlu iş yapış şekli, teknik yaklaşım, destek, yazılım gibi konuları hesaba katınca özellikle Avrupa için çok iyi bir partner olma potansiyelimiz var. Avrupa ülkeleri bunun farkında olduğundan şu an Türkiye’deki şirketlerle depolama alanında iş birliklerinin temelini atıyorlar.”
“Finansman koşulları iyileştirilmeli”
Enerji depolama sektöründe yatırımların artması açısından, teşvik mekanizmalarının ve finans koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çeken EDEDER Başkanı Can Tokcan, Türkiye’de şu an için yatırım bütçelerinin çok yüksek olduğunu kaydetti. Zaman içinde bu durumun değişeceğine inandıklarını vurgulayan Can Tokcan, Türk şirketlerinin yurt dışından bu alanda finansman getirebildiğini, Avrupa Bankaları’nın da “yeşil bono” gibi mekanizmalarla bu tip yatırımları fonlamayı tercih ettiklerini sözlerine ekledi.
Depolama sektörü Avrupa’ya ihracata başladı
Hâlihazırda depolama yönetmeliği taslağının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yayınlandığını, bu konuda çok ciddi yol alınmış olsa da yönetmeliklerin son halinin henüz Resmi Gazete’de yayınlanmadığını aktaran Tokcan, bu durumun toplam sahaya yansıyacak yatırımı etkileyen kritik birçok parametre içerdiğini aktardı.
Kamunun bakış açısına paralel şekilde, yönetmeliklerin katma değerin Türkiye’de üretilmesi, kaliteli sistemlerin ülkemizde kullanılması ve yatırımcıların korunacağı şekilde tamamlanması adına sürece katkı sağlamaya çalıştıklarını anlatan Tokcan, “Sektör olarak Avrupa’da iş yapmaya başladık bile. Macaristan, Bulgaristan ve İspanya gibi ülkelere ürün teslimleri ve kurulumları yapıyoruz. Şirketlerimiz yurt dışına sistem, hizmet ve yazılım ihracatı gerçekleştiriyor olmanın yanı sıra farklı ülkelerde yatırım yapmaya başladı” dedi.