Yeme Bozuklukları

Yeme Bozukluğu için bilgi mi arıyorsunuz? Yeme Bozuklukları makalesine göz atın ve Yeme Bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin

Beslenmek, bir takım yaşamsal fonksiyonlarımızı yerine getirmek ve günlük işlerimizi yapabilmemiz için gerekli enerjiyi sağladığımız rutin bir davranışımızdır. Ancak psikolojik, biyolojik ve toplumsal nedenlerin de etkisiyle yeme davranışlarında bozulmalar meydana gelebilmektedir. Yeme bozukluğu ile beraber beslenmek artık hayatta kalma amacını yitirerek hayatın merkezi haline gelir. Kişi zamanının büyük bir kısmını yemek ya da yememek üzerine kaygılı bir şekilde düşünerek geçirir; bu düşüncelerin etkisi ile davranışlarını şekillendirir. Bu durum kişinin kendisini, iş hayatını, aile yaşantısını ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkilemeye başlar.

Yeme bozukluklarının nedenleri tam olarak bilinmese de çocukluk döneminde yaşanan olumsuz ya da travmatik olaylar, güvensiz bağlanma, erken ergenliğe girmiş olmak, kontrolcü bir ailede büyümüş olmak risk faktörleri olarak görülmektedir. Bu risk faktörleri ile beraber günümüzde medyanın zayıf olmayı güzellik ve başarı olarak gösteriyor olması yeme bozukluklarının artmasına neden olmaktadır.

YEME BOZUKLUĞU TÜRLERİ

PİKA; Kişinin besin değeri taşımayan (iplik, saç, boya, kâğıt, silgi vb.), yenilemeyecek maddeleri tekrarlayıcı bir şekilde yemesi ile kendini gösterir. Pika anemi ve kurşun zehirlenmesi gibi tıbbi bozukluklara neden olabilmektedir.

GERİ ÇIKARMA (GEVİŞ GETİRME) BOZUKLUĞU; Kişi yeni yuttuğu bir besini zorlama olmadan tekrardan ağzına getirir ve yeniden çiğneyerek yutar ya da ağzından atar.

KAÇINGAN/KISITLI YİYECEK ALIMI BOZUKLUĞU; Kişinin kilo alma ya da beden algısı ile ilgili herhangi bir endişe yaşamadığı halde devamlı bir şekilde yiyeceklerden kaçınması veya yiyecek kısıtlamasında bulunması. Yiyecek alımının kısıtlanmasının nedenleri; iştahı ve yemeyi bozan fiziksel ağrılar, yaygın anksiyete, yaşanan olumsuz duygular olabilmektedir.

ANOREKSİYA NERVOZA; Kişinin zayıf bir bedene sahip olma isteği ve kilo almaktan aşırı korkması ile besin alımını aşırı derecede kısıtlaması, kendini kusturması, laksatif kullanması ve aşırı egzersiz yapması bununla beraber vücut ağırlığının ya da biçiminin algılanmasında bozulma eşlik eder. Yetersiz beslenme ve düşük vücut ağırlığına bağlı olarak; amenore (adet görememe), kemik erimesi, vücutta kıllanma, kalp ritim bozukluğu gibi tıbbi rahatsızlıklar görülebilir.

BULUMİYA NERVOZA; Tekrarlayan tıkınırcasına yeme ataklarının ardından telafi davranışlarının (kendini kusturma, laksatif kullanma, aşırı egzersiz yapma ve yemek yememe vb.). Kişi kendini kilosu ve görünümüyle yargılar. Kişi yeme ataklarından sonra suçluluk hisseder. Aynı zamanda kişi yeme atağından sonra kendini kusturarak yediğini çıkardığı için kilosu normal seviyede seyreder. Tekrarlayan kusma davranışlarından dolayı deride sertleşme, kalınlaşma, diş çürümesi ve tükürük bezlerinde büyüme gibi bir takım tıbbi rahatsızlıklar yaşanır.

TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU; Kişi aynı zaman dilimi ve koşullarda yiyebileceğinden çok daha fazla besini kısa süre içinde tüketir ve yeme atağı sonrasında suçluluk hissetmesine rağmen herhangi bir telafi davranışında bulunmaz. Kişi aşırı miktarda yemek yeme davranışını engelleyemez ve yeme atağı tekrarlanır.

YEME BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ

İnsanlar yeme bozukluğu olduğunu fark etmeyebilir veya bu davranışlarından utandıkları veya suçluluk duyguları yaşadıkları için yeme bozukluğunu saklama eğilimi gösterebilirler. Kişi yeme bozukluğu konusunda yardım istediği zaman arkadaşlarının ve ailelerinin onları eleştireceğinden, dışlayabileceğinden korkarlar. Aynı zamanda tedavinin onlara kilo aldırabileceğini düşünürler. Bu nedenle tedavide motivasyonları düşük olabilir ya da tedaviye yeme bozukluğuna bağlı yaşanılan tıbbi rahatsızlıklardan dolayı başvurabilirler. Yeme bozukluğunun tedavisinde asıl amaç kilo almak ya da kilo vermek değildir. Kişinin yemek, kilo ve beden algısı ile ilgili yaşadığı kaygılar; kişiyi temelde yaşadığı sorunlardan uzaklaştırır. Bu nedenle tedavide önemli olan kişinin üzerini kapattığı temel probleme odaklanabilmektir.

Yeme bozukluğunun bir tercih olmadığı ve yaş, ırk, sosyo-ekonomik statü, cinsel tercih, beden yapısı, kilo farkı gözetmeksizin her kadını ve erkeği etkileyebileceği unutulmamalıdır.

Kilo ve Beden Şekli İle Gelen Yeme Bozukluğu

Yeme Bozukluğu için bilgi mi arıyorsunuz? Kilo ve Beden Şekli İle Gelen Yeme Bozukluğu makalesine göz atın ve Yeme Bozukluğu hakkında daha fazla bilgi edinin

Yeme bozuklukları her kadını ya da erkeği etkilese de genellikle, kadınlarda 15 – 24 yaş arasında daha sık rastlanabilen psikolojik rahatsızlıktır. Yeme bozukluğu çoğu zaman beden ve kilo olarak algılansa da ruhen etki eden bir durumdur. Yani yeme bozukluğu gösteren bir kişide altta yatan başka sorunlar olduğunu göstermektedir. Bu sorunlarla baş edilmediğinde bazı yeme bozukluğu davranışlarında bulunmaktadırlar.

Yeme bozukluğunun dört alt başlığı vardır. Bunlar;

  • Bulimia
  • Kontrolsüz yeme
  • Diğer tanımlanmış yeme bozukluğu
  • Anoreksiya nevroza

Çoğumuzun bazı dönemlerden benden şekli ya da kilosu bakımından şikayet ettiğimiz olmuştur. Bunun nedenlerinden biri de medyada gördüğümüz mankenlerin bedenleri, çocukken bize oynatılan Barbie bebeklerle çevrili bir dünya da algı olarak ‘güzellik’ kavramını uzun ve zayıf olarak nitelenmektedir. Bu algı çerçevesinde bakılacak olursa bu ya da başka özel sebeplerden dolayı kişi de yeme bozuklukları görülmesi olasıdır. Bu düşünce ışığında olumsuz beden algısına sahip olmak kendilerinde öz saygısını yitirmesine, güvenin azalmasına neden olmaktadır. Erkekler de tıpkı bu durum gibi zayıf olma, V şeklinde bir vücut geliştirmeyi arzulamaktadırlar.

Yeme bozukluğunda ister kadın ister erkek olsun genellikle kendi fiziksel özellikleri hakkında abartılı şeklide endişelenmektedirler. Kilo ya da bedenlerinde en ufak bir farklılıkla birlikte çok fazla tepki verir ve saatlerce üzülmelerine sebep olmaktadır. Bu yüzden sürekli plan yaparlar ve nasıl kilo vereceklerini düşünürler. Kaygılarını yatıştırmak için uğraştırkları için kısır döngü şeklinde yıllarca devam edebilir. Bu da sağlıksız alışkanlıklar geliştirmelerine neden olmaktadır. Aynı zamanda yeme bozukluğu olan kişiler çok fazla tartılır, ayna da fiziksel olarak kotroller, mezura ile ölçüm yaparlar. Kontrol sürekli onlarda olmalarını isterler.

Kilo ve beden şekillerinde oluşan kaygılar insanlarla ilişkilerini olumsuz etkilemiştir. Vücudunun bir kısmını saklamak isterler, partilere katılmak istemezler (partide yiyip içilme olduğu için), fiziksel olarak olumsuz bir eleştiriye karşı korku içerisindedir. Bu da etrafındaki insandan kendini soyutlamasına ve başka bir takım sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Bu tür vakalarda genellikle depresyon ve anksiyete semptomlarında artış gözlemlenmiştir. Ya da tam tersi de olmaktadır. Depresyon bazı durumlarda yeme bozukluğuna sebep olduğunu da söyleyebilir. Bu dururmların psikoterapi ile baş edilebilecek sorunlar olduğu unutlmamalıdır.