Serbest piyasada 20,0450 liradan alınan dolar 20,0470 liradan satılıyor. 21,5230 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 21,5250 lira olarak belirlendi.
Cuma günü doların satış fiyatı 20,0000 lira, euronun satış fiyatı da 21,4680 lira olmuştu.
İstanbul serbest piyasada dolar 20,0470 liradan, euro 21,5250 liradan haftaya başladı.
Serbest piyasada 20,0450 liradan alınan dolar 20,0470 liradan satılıyor. 21,5230 liradan alınan euronun satış fiyatı ise 21,5250 lira olarak belirlendi.
Cuma günü doların satış fiyatı 20,0000 lira, euronun satış fiyatı da 21,4680 lira olmuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci turun tamamlanmasının ardından yurt içi piyasalarda ortaya çıkan ilk tepkiler…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından ilk işlem gününde ilk fiyatlamalarda kurda sınırlı bir tepki görülürken, Borsa yükselişle açıldı.
BIST 100 endeksi güne yüzde 2,52 artışla 4 bin 696 puandan başladı.
Açılışta bankacılık endeksi yüzde 1,4 artış gösterdi. Sınai endeksinde ise seansın ilk bölümünde artış yüzde 2,5 oldu.
Açılışta Anadolu Efes ve Anadolu Grubu hisseleri dışında tüm hisseler artış kaydetti.
Sektörel olarak en dikkat çeken çıkışlardan birini de gayrimenkul yatırım ortaklıkları yaptı. Gayrimenkul yatırım ortaklığı sektörü endeksi yüzde 3,4 artışla 25 Nisan’dan bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Bankalararası piyasada Dolar/TL kuru güne 20 seviyesinin üzerinde başladı. Kur daha sonra 20,05 seviyesini gördü.
Ekonomik güven endeksi Mayıs ayında yüzde 1,4 artarak 103,7 değerini aldı.
TÜİK’in açıkladığı verilere göre Nisan ayında 102,2 olan ekonomik güven endeksi Mayıs’ta 103,7’ye yükseldi.
Bir önceki aya göre Mayıs ayında Tüketici Güven Endeksi yüzde 4 artarak 91,1, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi aynı seviyede kalarak 105,1 oldu.
Hizmet sektörü güven endeksi yüzde 0,6 azalarak 117,4’e gerilerken perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 0,4 artışla 116,7 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 4,3 artışla 92,2 değerini aldı.
Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.
Altın, ABD borç tavanı anlaşmasında iki tarafın şartlar üzerinde anlaşmaya varması sonrası Mart ortasında beri en düşük seviyesine yakın seyretti.
Altın, yatırımcıların ABD borç tavanı anlaşmasının kabul edilme şansını ve anlaşmanın hükümet harcamaları üzerindeki etksini değerlendirmesiyle Mart ortasından bu yana en düşük seviyesine yakın bölgede yatay seyretti.
Spot altın ons başına 1947 dolar civarında. Ons altın ve bankalar arası Dolar/TL kuru uygulanarak yapılan hesaplamalara göre gram altın ise 1254 TL seviyesinde.
ABD Başkanı Joe Biden ve Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, Çarşamba günü erken bir tarihte oylanabilecek anlaşmanın Kongre’den geçeceğine güvendiklerini belirttiler.
Yine de şartlar her iki tarafında hoşuna gitmeyecek pek çok madde içeriyor ve anlaşmanın ABD’nin büyümesini desteklemek için kullanılan federal harcamaları sınırlandıracağı için resesyon riskini artırabileceği değerlendiriliyor.
Beklentilerin üstünde gerçekleşecek bir gerilemenin spot altının güvenli varlık cazibesini artırabileceği değerlendirilirken daha fazla faiz artışı gerçekleşmesinin buna ağır basacağı belirtiliyor.
Faizlere duyarlı iki yıllık tahvil getirisi son birkaç haftada keskin şekilde yükselirken bu durum kalıcı enflasyon nedeniyle Fed’in faiz artışlarına son vermesine engel işaret ediyor.
Öte yandan altı haftanın zirvesinde seyreden dolar da değerli metali alıcılar için daha pahalı getirerek altın için olumsuz başka bir faktör oldu.
Suudi Arabistan’ın net rezervleri ülkenin petrol gelirlerini yönetme şekliyle ilgili değişikliği sonrasında düşüşünü sürdürerek Nisan’da 13 yılın en düşük seviyesine geriledi.
Suudi Arabistan’ın yabancı rezervleri, ülkenin Merkez Bankası’nın varlıklarını tamamlamak için geçen yıl elde edilen 326 milyar dolarlık beklenmedik petrol gelirlerini henüz kullanmadığının bir işareti olarak Nisan ayında 13 yıldan fazla bir sürenin en düşük seviyesine geriledi.
Bankanın Pazar günü yayımladığı aylık rapora göre net yabancı varlıklar geçtiğimiz ay 1,538 trilyon riyale (410 milyar dolar) gerileyerek düşüş serisini beşinci aya taşıdı.
Bu, 2019’dan bu yana yaşanan en uzun düşüş serisi olarak kayda geçti. Rezervler zirve yaptığı 2014 Ağustos ayından bu yana yüzde 44 düştü.
Kasım ayından beri yaklaşık 42 milyar dolara ulaşan düşüş, dünyanın en büyük ham petrol ihracatçısı olan ülkenin petrol gelirlerini yönetme şeklinde gerçekleşen değişikliğin ardından geldi.
Yükselen petrol fiyatları ve üretim daha önceleri hızla artan Döviz rezervlerine dönüşürken yetkililer bir yıl önce krallığın parayı elinde tutmayı planladığını ve nasıl dağıtılacağına daha sonra karar vereceğini duyurmuştu.
Maliye Bakanlığı’na göre bütçe geçen yıl 103,9 milyar riyal fazla verdi.
Suudi Arabistan Maliye Bakanı Mohammed Al-Jadaan’a göre hükümet kamu maliyesini şoklardan korumak amacıyla, ekonomik çıktının bir payı olarak ayırmak istediği rezerv seviyesi için düşük ve yüksek limitler belirledi.
Bitcoin, ABD’de borç limitini yükseltmeye ilişkin anlaşmaya varılmasıyla 28 bin seviyesinin üstünü test etti.
Bitcoin, ABD’de borç limitini yükseltmeye ilişkin anlaşmaya varılmasının ardından yatırımcı iyimserliğini artırmasıyla iki haftayı aşkın bir sürenin en yüksek seviyesine tırmandı.
Bitcoin, Pazartesi günü sabah saatlerinde 28 bin seviyesinin üstünü test etti.
Başkan Joe Biden ile Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy arasındaki borç tavanı anlaşması, küresel piyasalarda risk iştahına yardımcı oldu.
Dijital varlık Borsası Independent Reserve’den John Toro, “Pozitif risk duyarlılığı doğrudan borç tavanı çıkmazının çözümüyle ilgili. Finansman maliyetleri, kripto getirilerine göre oldukça yüksek olmaya devam ediyor. Bu da uzun vadeli yatırımcılar için negatif getiriye neden oluyor” diye konuştu.
Bitcoin, zayıf likidite ve ABD baskısı nedeniyle zorlu bir çeyreği kısmen hafifleten beş günlük kazanç serisini sürdürüyor.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, 28 Mayıs’ta yapılan yerel seçimlerde aldığı yenilginin ve muhalefetteki sağ partilerin güçlenmesinin ardından normal şartlarda Aralık ayında gerçekleştirilmesi gereken genel seçimlerin 23 Temmuz’a alındığını açıkladı.
Sanchez, Madrid’deki Başbakanlık konutu Moncloa’da soru almadan basına yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulunun bugün öğleden sonra acil toplanarak meclisi feshetme kararı alacağını ve ülkenin 23 Temmuz’da erken genel seçime gideceğini duyurdu.
Yerel seçimlerin sonuçlarını kabul ettiğini ve erken seçime gitmenin gerekli olduğuna inandığını belirten Sanchez, “Sonuçları kabul ediyorum ve buna bir cevap vermenin gerekli olduğuna inanıyorum. En iyisi ülkenin siyasi gidişatını belirlemek için İspanyolların sözü almasıdır.” dedi.
İspanya’da 35,1 milyon seçmenin kayıtlı olduğu, 12 özerk yönetim parlamentosunun ve 8 bin 131 belediye meclisinin üyelerinin belirlendiği yerel seçimlerden mevcut durumda ülkede muhalefette olan sağ görüşlü partiler güçlenerek çıktı.
Seçimler sonunda ülke genelinde oyların dağılımına bakıldığında ana muhalefetteki sağ görüşlü Halk Partisi (PP) yüzde 31,5, sol koalisyon hükümetinin büyük ortağı Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) yüzde 28,11, muhalefetteki aşırı sağcı Vox Partisi yüzde 7,18 oy aldı.
2019’daki son yerel seçimlerde bu oranlar PSOE yüzde 29,26, PP yüzde 22,23, Vox ise yüzde 2,9 şeklindeydi.
PP, bu yerel seçimlerde PSOE’nin elinde olan 10 özerk yönetimden 6’sını kazandı.
PP lideri Alberto Nunez Feijoo, partisinin yerel seçimlerden açık bir zaferle çıktığını savunarak, “Önümüzdeki dönemde İspanya’da başlatacağımız yeni bir siyasi döngünün ilk adımı atılmıştır.” yorumunda bulunmuştu.
İspanya, üçüncü siyasi güç olan ve oyunu en yüksek oranda artıran aşırı sağcı Vox Partisinin lideri Santiago Abascal ise “sosyalizm, komünizm ve onların ayrılıkçı ve terörist ortaklarına alternatif inşa etmek için Vox’un kesinlikle gerekli bir alternatif olduğunu artık pekiştirdiğini” savundu.
İspanya’da 2019 yılı sonunda yapılan son genel seçimlerin ardından 2020 ocak ayında PSOE ve aşırı sol görüşlü Unidas Podemos arasında ülke demokrasi tarihindeki ilk koalisyon hükümeti kurulmuştu.
Fransa, Dijitalleşme ve Telekomünikasyondan Sorumlu Bakan Jean-Noel Barrot, kurallardan kaçması durumunda Twitter’ın ülkede yasaklanacağını bildirdi.
Barrot, Twitter’ın Avrupa Birliğinin (AB) dezenformasyonla mücadele için hazırladığı zorunlu olmayan uygulama kurallarından ayrılmasına ilişkin açıklama yaptı.
Twitter’ın, kurallara uymamayı sürdürmesi durumunda ülkede yasaklanacağını belirten Barrot, “Twitter, kamuoyu tartışmalarında önemli bir rol oynuyor ancak Twitter gibi bir sosyal ağın, dezenformasyon destekçilerinin toplumsal tartışmalarımızı ve demokrasimizi rehin alarak etkilemelerine müsaade etmesi riskini almayız.” ifadesini kullandı.
Fransız Bakan, ChatGPT gibi yapay zeka programları için de Avrupa’daki yasal düzenlemeler kapsamında kullanım alanlarını kısıtlayan bir çerçeve belirlenmesi gerektiğine işaret etti.
Bu tür teknolojilerin katı yaptırımlara tabi tutularak tamamen dışlanmaması gerektiği yorumunu yapan Barrot, “Bu yapay zeka modelleri, kendimizi geride bırakmamıza izin vermememiz gereken çılgınca bir yarışın konusudur.” değerlendirmesini yaptı.
Barrot, yapay zeka programları konusunda Avrupa’nın yatırım yapmaya ihtiyacı olduğunu kaydetti.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe Bloomberg HT ekranlarında seçim sonrası ihracatçıların yaşadığı sıkıntıları anlattı. Gültepe yeni ekonomi ekibi ile sıkıntıların kısa zamanda çözülmesi gerektiğini çünkü pazar kaybetmek istemediklerini belirtti.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe seçim sonrası ihracatçıların beklentilerini anlattı.
Bloomberg HT’ye konuk olan Gültepe, ihracatta şimdiye kadar konulan performansın son 6 ayda yavaşladığını yeni kurulacak ekonomi ekibiyle beraber yapılacak olan programlarla bu hacmin eski haline gelmesini umut ettiğini belirtti.
Gültepe’nin konuşmasında öne çıkanlar şöyle:
Seçimlerin Türkiye’mize, vatanımıza ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Mesajımızda da belirttiğimiz üzere ihracat son 6-7 ayda durgunluk içinde özellikle 2022’nin Temmuz ayından sonra daha az ihracat yapan daha az üretim yapıyoruz. 2023’ün ilk dört ayına baktığımız zaman eski performansımız ortaya koyamadık. 2023’ün ilk ayında yüzde onluk bir büyüme artışı gerçekleştirmiştik ama Şubat’ta eksi, Mart’ta artı, Nisan’a tekrar bir eksi ortaya koyduk özellikle üretim ihracat dayalı bir ekonomi modeli sürdürülebilir ve devamlı olması gerektiğine inanıyoruz.
“Rekabetçiliğimizi tüm dünyada kaybetme noktasına geliyoruz”
Pazar kaybetmenin yüzde 100 sebebinin kur olduğunu söylemenin doğru olmayacağını belirten Gültepe, “Yüzde 20 diğer etkenler, yüzde 80 kur diyebiliriz. Pandemi sonrasında büyük bir ivme gerçekleştirmişti. Rekabetçiliğimizi tüm dünyada kaybetme noktasına geliyoruz. Özellikle fiyat istikrar konusunda Türkiye olarak çok iyi bir şekilde sağlayamadık. Fiyatların yükselmesi ile bir taraftan enflasyonun artması bir taraftan kurların paralelinde artmaması bizleri bu kapsamdaki rekabetçilik konusunda aşağı doğru çekti” dedi.
Gültepe ayrıca “Üretimi ihracatı ve istihdamı attırmalıyız ve sonrası için minimum Türkiye’nin yüzde 10 ihracatını ve üretimini artırması gerekiyor” diye ekledi.
Finansmana erişim konusundaki zorluklardan da bahseden Gültepe, erişim konusundaki sıkıntı ortadan kalkarsan Türkiye’nin ürün satamayacağı ülkenin olmadığını belirterek şunları söyledi:
“Son dönemlerde ortaya konulan para politikaları özellikle Merkez Bankası kaynaklı Eximbank kredilerinde çok farklı noktalara gelmesi gerekiyor. Yatırım, üretim, ihracat ve reeskont kredilerine çok rahat bir şekilde ulaşıp; ortaya koyduğumuz projeksiyonlara finans kaynaklarını sağlayabilirsek bizim dünyada ürün satamadığımız ülke kalmaz”
“En büyük problem fiyat istikrarı”
İhracatçıların ve iş insanlarının son altı ayda para kazanmayı bırakın son dönemlerde neredeyse eksiye gelme noktasında olduğunu moral ve motivasyon düşmüş durumda olduğunu belirten Gültepe, en büyük problemin fiyat istikrarı olduğunun altını tekrar çizerek şunları söyledi:
“Özellikle Türkiye’nin yeni 100 yılında yeni ekonomi ekibiyle beraber cumhurbaşkanlığımızın önderliğinde bundan sonraki adımları kısa sürede elbirliğiyle son altı ayda kaybettiğimiz hacmi kolay bir şekilde kazanmalıyız. Pazar kaybetmemiz fiyat istikrarının olmamasından dolayı maalesef Türkiye’den alım yapan her sektörü etkiledi bu durum, şu an en büyük problem fiyat… Müşteriler ikame bir başka ülke bulduğu zaman oraya kayıyor müşteri dışarı gittikten sonra onu tekrar Türkiye’ye getirmek kolay değil dolayısıyla mevcut olan müşterileri koruma ve yeni müşterileri eklemek gerekiyor” dedi.
Autorola Türkiye Genel Müdürü Oğuzhan Saygı “10 yıl içerisinde 350 milyon adetlik elektrikli araç sahipliği öngörülüyor. Şu anda 10-15 milyon civarında olan elektrikli araç pazarının bu şekilde büyüyeceğini; 6,9 milyon civarında şarj noktasının…
Otomotiv Zirvesi 2023’ün bu haftaki konuğu, Autorola Türkiye Genel Müdürü Oğuzhan Saygı oldu.
Autorola olarak şirketlerin daha çok dijital dönüşümlerini tasarlayan, bu süreçleri yöneten bir şirket olduklarını ifade eden Saygı “ 2022 yılı, yeni araç satışının globalde yüzde 8 gerilediği, aynı zamanda 2. el araç satışının da geliştiği bir dönemde, Türkiye özelinde baktığımızda 780 bin tane araç satıldı. Dolayısı ile pazar aslında yüzde 6 büyüdü. 2. el pazarı bunun yaklaşık 10 katı. Burada 8 milyon adetlik bir rakamdan bahsedebiliriz. 2023’ün ilk 4 ayını değerlendirdiğimizde geçen seneye göre yüzde 57’lik bir büyüme var. İkinci el araç pazarında ise ilk 4 aya baktığımızda yüzde 43’lük bir büyüme görüyoruz” dedi.
Saygı “10 yıl içerisinde 350 milyon adetlik elektrikli araç sahipliği öngörülüyor. Şu anda 10-15 milyon civarında olan elektrikli araç pazarının bu şekilde büyüyeceğini; 6,9 milyon civarında şarj noktasının devreye gireceğini düşünüyoruz” dedi.
Mobilite ve dijitalleşmenin önemli bir trend olarak değerlendirilebileceğini dile getiren “Araç alım satımı ile ilgili olarak online süreçlerin tasarlanması gerekiyor. Artık tüketiciler pandemiden sonra tüm alım işlemlerini online olarak yapmayı tercih ediyorlar. Burada yüzde 83 civarında kişi araçlarını online olarak almayı tercih ediyor, bu oran pandemi öncesi yüzde 43 civarındaydı” diye konuştu.