Başkanımız Mustafa Cengiz gündeme dair açıklamalarda bulundu.
VAR sisteminin bozulduğunu belirten Başkanımız tartışılan uygulama ile ilgili şunları söyledi:
“Özellikle biz VAR sistemini bozduk maalesef. Biz elle gol atılacağını öğrendik. VAR’da oturan hakem de hepimizin uluslararası başarılarından övündüğümüz bir hakem ve yardımcısı, şok yaşadık. Buradan çok teknik konulara girmek istemiyorum, daha önce de anlattım: VAR odasında 20 kamera varsa, 20 görüntü akar. Bunları direkt VAR hakemleri görmez. O görüntülere teknik sorumlular bakar, onlar seçer ve hakemler kameraları ister. Siz bunları hızla hazırlayıp yayına veremezseniz, eksik görüntü çıkar. Ben kasıt var, bir takımın fanatik taraftarı saklıyor demiyorum. Eğer durum zaten oysa iyice yandık demektir. TFF, fiziki altyapısı çok iyi olmasına rağmen kişisel olarak hazırlanamadı. Hakemler de hazırlanamadı. “
“HAKEM GÖRMEDEN ELLE DE ATILIYOR”
Kamera kalitesinin VAR için yeterli olmadığını belirten Başkanımız Mustafa Cengiz, “Sezon öncesi toplantıya Oğuz Sarvan ve ekibi de geldi, ‘hakemin VAR’a gitmesi sicillerini kötü etkiliyor’ dedi. Böyle bir şey yok. Ben de şu an konuşurken bir hata yapabilirim, yanlış konuşabilirim. Bilmeden ve kastım olmadan. Bunu düzeltmek insani bir şey, VAR’a gitmekten neden korkuyorsun? Gerçi VAR’a gitmekten biz de korkuyoruz artık, diagonal çizgiler çiziliyor VAR’da. Elle çizilen çizgi oluyor, hakem görmeden elle de atılıyor ya, Tanrı’nın eli. Futbolcunun topa vurduğunu gösteren küçük bir kare vardı, o karede topa baktınız mı? Top orada Amerikan futbolu topu, elips durumda top. Yayıncı kuruluşa soruyorum, kameraların frame rate’leri iyi olsa, o top vurulduğu anda top gibi görünür. 2 milisaniye oynatırsan 10 santim ofsayt görülür. Orada 60’lık, 120’lik kameralarla çekerseniz top bombe yapar, vuruş anını göremezsiniz. TFF çok masraf etti VAR odası için, paralarını da kulüpler ödüyor, onu da söyleyeyim” şeklinde konuştu.
“GÜNDELİK BAŞARILARA, HAFTALIK HAFIZALARA SAHİBİZ”
Kendilerinin kulübümüzde emanetçi olduğunu ve bunu gelecek nesillere iyi bir şekilde aktarmak istediklerini söyleyen Başkanımız, “Öncelikle şunu vurgulayalım, insanlarımız haklı. Gündelik başarılara endeksliyiz, haftalık hafızalara sahibiz. Buna ben de dahilim, kimseyi özellikle eleştirmek için söylemiyorum. Değerli arkadaşlar, Galatasaray son iki yılın şampiyonu. Galatasaray, tarihinde ilk defa kâra geçti, kayyım tehlikesini atlattı, resmi kâr açıkladı. Galatasaray, şartlar böyle giderse, 2-3 yıl içerisinde de dernek bazında borcunu sıfırlayacak. Hedefimiz bu. Biz gelecek kuşaklara bunu teslim etmek istiyoruz. Biz burada emanetçiyiz. Bu emanet bizim aklımıza, vizyonumuza teslim edilmiş. Doğruluk ve dürüstlük yetmez doğru yönetmeniz gerekir. Biz Türkiye’de içinde bulunduğumuz şartlarda doğru yönettiğimize inanıyoruz. Şunu net olarak görmek gerek, haddimizi bileceğiz, herkes de haddini bilecek. Biz şu anda üç yılda 147 milyon Euro zarar bildirmemize ve limitimiz 5 milyon olmasına rağmen 142 milyon aşımla, çok doğru bir sunum ve anlatım yaparak camianın büyük desteğiyle mali durumumuzda kıpırdanma yaptık ve UEFA ile 4 yıllık yapılandırma anlaşması yaptık. UEFA tarihinde bu bir ilk, üst üste iki defa yapılandırma yapan tek takımız. Aynı UEFA şu anda bizi örnek gösteriyor. Bu, Türkiye için onur verici. Sadece Galatasaray için değil. Buna inanmayanlar CAS’a gitti, CAS’ı da kazandık. Hedefimiz dünyanın tepesi ama realist olmak gerek maalesef 5 büyük ülke ligiyle diğer ülkeler arasındaki makas açıldı. Bunun en büyük nedenlerinden biri, “co-efficient” denilen ortak etkileşim. Nedir bu? Geçmiş 10 yıldaki başarılara bakarak takımlar sıralanıyor, en üste en başarılı takım konuluyor. Böyle yapıldığında Türk takımları ve diğer liglerin takımları 20’nci, 30’uncu sıraya düşüyor ve gelirden alınan paydan bununla birlikte düşüyor. Bir taraf yüz milyonlarca Euro kazanırken diğer takımlar 1.5-2 milyon Euro’nun peşine düşüyor. Bu da endüstrileşmiş futbolda kaliteyi düşürüyor ve aradaki fark doğuyor. Bu sadece Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray için değil, maalesef diyorum ki, diğer takımlarımız için de geçerli olduğunu gördük. Bu yürek sızlatan bir şey bizim için. Biz hala ülke puanının önemine, bu ülkede siyasi, dini, sosyal, sınıfsal, tarikatsal ayrımlar olmadan bir takım tutma bilincine inanıyoruz. Aynı aile üyelerinin farklı takımlar tutabildiği bir toplum yapısına sahibiz. Bu nedenle ülkenin temsili için tüm takımlarımızın başarılı olmasını isteriz. Tabii ben Galatasaray’ın en tepede olmasını isterim çünkü ben bir Galatasaray taraftarıyım. Ama takımlarımızın hepsinin ülkemizi temsil etmesini, Avrupa’nın büyük futbol ülkeleri gibi Şampiyonlar Ligi’ne dört takımımızın direkt katılmasını ama Galatasaray’ın da en üstte olmasını isterim” açıklamasında bulundu.
“PARİS’TEKİ TARAFTARLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Taraftarımızın Paris’te yaşadığı olaylara da değinen Başkanımız, “Paris’teki taraftarlarımıza tekrar teşekkür ederim. Ben de oradaydım. 18 yıl önceydi sanırım Paris’te seyircilerimize karşı çok tatsız olaylar oldu. Bizi en çok üzen şey seyircilerimize yapılan baskıydı. Taraftarlarımıza, kendilerine yapılan saldırıya gösterdikleri reaksiyon için tebrik ederim. 1500’e yakın seyircimiz ara ara PSG taraftarlarını susturduğu için de ayrıca onlara teşekkür ederim. Taraftar ve seyirci olmazsa futbol diye bir şey yoktur. Bu da popülizm değildir, çünkü futbolun kendisi zaten halka aittir. Futbolun özünde bu vardır, bu unutursanız geriye bir şey kalmaz. Futbol seyirciyle, taraftarla güzeldir. Şükür ki biz Türkiye’nin en büyük taraftarına sahip kulübüz” şeklinde konuştu.
“FATİH HOCA İLE FUTBOLCULAR ARASINDA HİÇBİR SORUN YOK”
Teknik Direktörümüz Fatih Terim ile oyuncuların arasında hiçbir problem olmadığının altını çizen Başkanımız, “Hocamın söylemleri yanlış anlaşılıyor. Yorumları ben de okuyorum. Hocam da kendine göre haklı, yorumcular da haklı. Ben burada oyuncu izleme ekibimizi ya da teknik ekibimizi suçlayamam. İnsanın yaradılışında, fıtratında var. Bazıları tutmayabiliyor. Kadromuzdaki bütün futbolcular çok değerli ve hepsi bir dünya yıldızıdır, geleceğin yıldızıdır. Galatasaray gibi büyük takımlarda transferler bitmez. Hocanın söylemek istediği şu, bizim 10’a yakın sakat oyuncumuz var. Biz bunu diğer Avrupa kulüpleriyle kendi aramızda tartışıyoruz. Milli takım araları maalesef takımlara büyük zarar veriyor. Milli takımlara gidenler farklı teknik direktörlerle farklı yüklemeler yaptığı için farklı sakatlıklar oluşuyor. Galatasaray, güneş gibidir. Güneş tutulmaları olabilir. Ortalık karanlık görülebilir. Ama güneş oradadır, o güneş de işte Galatasaray. Transfer Ocak’ta da olabilir, Haziran’da da olabilir. Galatasaray’da transfer bitmez. Hoca da bir taraftar. Hoca belki de bizden fazla üzülüyor. Çünkü o aynı zamanda bir de teknik sorumlu. Şunu söyleyeyim, ne olursa olsun, sorumluluk bendedir. Judoda da basketbolda da voleybolda da, ben teknik olarak karışmasam da kusursuz sorumluluk ilkesi gereği sorumluluk bendedir” ifadelerini kullandı.
“GALATASARAY BİR GÜNEŞTİR. ARA SIRA DA GÜNEŞ TUTULMALARI OLABİLİR. GAYET DOĞAL”
Kulübümüzün çok büyük bir marka olduğunu vurgulayan Başkanımız, “Biz geldiğimizde enkaz falan bulmadık. Enkaz olsa kaldırırsın. Ama maalesef sistemin içinin çürüdüğünü gördük. Bu bir yönetimle de olmaz. Fakat maalesef şartlar mı diyeyim, koşullar, ülkenin durumu mu diyeyim… Biz titiz insanlarız. Biz devletten geldik, resmi gazete de dahil bulunduğum yerleri hep sıfırdan yaptım. Hiç hazıra konmadım. Hep uğraştık. Sistemi biz oturttuk. Biz geldiğimiz zaman futbolda transfer yasağı vardı ve 5 iş günü süremiz vardı. Basketbolda transfer yasağı vardı. Bu arada aklınıza gelebilecek her yerden icra vardı. Biz Lorik Cana’nın, Johan Elmander’in menajer paralarını yeni ödedik. Şimdi yeni bir belge daha geldi. Orduspor’dan da 2.5 milyon euro alacağımız varmış. Ancak Orduspor kapanmış, ona da muvafakatname vermişiz TFF’den alsın diye. Ancak maalesef Yeni Orduspor kurulmuş, hukuken karşımızda Orduspor diye bir şey yok. Oradan da gitmiş 2.5 milyon euro. Ama şundan emin olun, Galatasaray dünyada çok büyük bir marka, çok büyük bir isim. Altın yere düşmekle hiçbir şey kaybetmez. Galatasaray bir güneştir. Ara sıra da Güneş tutulmaları olabilir. Gayet doğal” ifadelerini kullandı.
“GALATASARAY YARIN GENÇ VE BONSERVİSLİ OYUNCULARA GİDEBİLİR”
Falcao’nun çok fazla eleştirip eleştirilmediği sorusu üzerine “Biz bazı şeyleri zamana bırakmak istiyoruz” diyen Başkanımız, “Falcao karakterli bir insan. Biz hiç kimseye bonservis ödemedik. Sadece Babel’e bir imza parası ödedik, onun dışında oyuncularımızı bonservissiz aldık. Galatasaray yarın bonservisli, genç oyunculara gidebilir. Fakat biz alınan maaş açısından ödediğimiz ücretleri kesinlikle düşürmek, aşağılara çekmek istiyoruz. Şu anda bize göre hala yüksek. Tabii geçmişten gelen zorunlu sözleşmelerimiz var. Bir futbolcunun bize maliyeti 28, birinin 26, birinin 24, birinin 22. Bu bize böyle geldi. Hiçbir yönetimi eleştirmek için bunu söylemiyorum, herkes kendi şartlarında haklıdır. Biz bunu düzeltmeye çalışıyoruz. Bizim de maaş bağlamında Falcao’ya ödediğimiz miktar yüksek ama Falcao bir dünya yıldızı. Şöyle söyleyebilirim: Falcao’nun bizden alacağı ücret kendisine teklif edilen diğerlerinin çok çok altında. Bundan eminiz ve bunu biliyoruz. Umarız Falcao o hırsıyla 90 dakika mücadele edecek hale gelecek, dileğimiz bu” ifadelerini kullandı.