Site icon Prizmabet

Yalnızlık

Çok yalnızım, mutsuzum

Göründüğüm gibi değilim aslında

Karanlıklarda kaybolmuşum

Bir ışık arıyorum, bir umut arıyorum uzun zamandır

Aradıkça batıyorum karanlık kuyulara

Kimse duymuyor çığlıklarımı

Duyan aldırış etmiyor çekip kurtarmak istemiyor

Bense insanların bu ilgisizliği karşısında ilgiye susamışım

Ümidimi yitirmişim

Biliyorum bir gün dayanamayacak küçük kalbim

Arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye

Veda edeceğim.

Nilgün Marmara

Depresyon Nedir, Nedenleri Nelerdir?

Depresyon bir “şımarıklık”, “pozitif düşünmediği için kişinin kendi kendine yarattığı, kendi halletmesi gereken bir durum” değildir. Depresyon, teşhisi psikiyatrist tarafından konulan, tedavi edilmesi gereken ciddi bir duygu durum bozukluğudur. Depresyon tedavi edilmezse kötüleşerek uzun sürebilir. Ağır vakalarda, kendine zarar verme ya da intihar yoluyla ölümle sonuçlanabilir. Bunun yanında doğru tedavi ile iyileşme oranı oldukça yüksektir.

İnsan biyopsikososyal bir varlıktır ve depresyonun sebebini tek bir nedene indirgemek doğru değildir. Genetik yapı, beyindeki kimyasal değişimler, kişilik yapısı, yaşanan stresli olaylar, travma ve kayıplar bu süreci etkileyebilir.

Ek olarak, Davranışçı kuram depresyonu olumsuz olay ve kayıpların yaşattığı acı ile baş etmek için ortaya çıkan bir kaçınma ve bu kaçınmanın giderek kişinin hayatını fakirleştirmesi ile açıklar. (H. Türkçapar)

Depresyon Belirtileri nelerdir ?

Ek olarak:

Depresyon Türleri Nelerdir ?

Mevsimsel Depresyon: Özellikle sonbahar ve kış aylarında günlerin kısalması ve güneş ışığının azalmasıyla ortaya çıkan majör depresyon türüdür. İlkbahar ve yaz aylarında geçme eğilimindedir. Mevsimsel depresyonun tedavisinde antidepresanlardan ve güneş ışınlarının eksikliğini kapatmak için ışık terapisinden yararlanılabilir.

Prepartum (Doğum Öncesi) Depresyon: Hamilelik döneminde ortaya çıkan prepartum yani doğum öncesi depresyon, gebeliğin herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir ve oldukça yaygın görülen bir durumdur. Aşırı üzüntüye, kaygıya, yorgunluğa ve uyku sorunlarına neden olabilen bu durum anne ve bebeği etkiler. Gebelik öncesinde anksiyete, panik atak, obsesif kompulsif bozukluk ve depresyon gibi ruh hâli bozuklukları yaşayan kadınlarda daha sık görülebilir. Aynı zamanda sağlık sorunu ya da özel ihtiyaçları olan bir bebek taşıyan, ikiz ya da üçüz bebek bekleyen, planlanmayan bir gebelik yaşayan ya da stresli bir gebelik geçiren kişilerde de doğum öncesi depresyon görülebilir.

Postpartum (Doğum Sonrası) Depresyon: Doğum, hem anne hem baba için meydana gelen büyük yaşam değişikliklerinden biridir. Bu nedenle de doğum sonrası görülen depresyon oldukça yaygındır. Lohusa depresyonu olarak da bilinen postpartum depresyon özellikle ilk kez ebeveyn olanlarda ve kadınlarda daha sık görülse de tüm ebeveynlerde doğum sonrasında görülebilir. Doğum sonrası yaşanan hormonal, fiziksel, duygusal ve ekonomik değişimler postpartum depresyona neden olabilir. Aşırı üzüntü, sık ağlama nöbetleri ve yalnızlık hissi postpartum depresyonun belirtileri arasında gösterilebilir. Postpartum depresyon tedavi edilmesi gereken bir ruh sağlığı durumudur.

Adet Öncesi Disforik Bozukluk: Adet öncesi dönem kadınlarda hormonal değişikliklere bağlı olarak bir dizi semptoma neden olabilir. Şişkinlik, meme hassasiyeti, ve kramplar bu semptomlar arasında sayılabilir. Aynı zamanda ciddi kaygı bozukluğu, depresif ruh hali gibi ruhsal semptomlar da âdet öncesi dönemde sıklıkla görülür. Âdet öncesi disforik bozukluksa adet öncesi sendromunun daha şiddetli biçimidir.

Sanrısal Bozukluk : Psikotik depresyon olarak da bilinen sanrısal bozukluk, majör depresyon belirtilerine ek olarak psikotik semptomların görüldüğü türdür. Sanrısal bozuklukta olmayan şeyleri görmek ya da duymak, yanlış inançlar ve paranoya gibi belirtiler görülebilir.

Melankolik Depresyon : Melankolik depresyona sahip olan kişiler hayata dair ilgilerini kaybetme ve hiçbir şeyden zevk alamama eğilimindedirler. Çevresindeki kişilerle iletişimi kesme ve asosyallik gibi belirtilerin de kendisini gösterdiği melankolik depresyon uzun süre devam ettiğinde ve tedavi edilmediğinde kişiyi intihara kadar sürükleyebilir.

Bakışaçısı ve notlar:

Depresyonu tetikleyebilecek yaşam olayları arasında ev değiştirme, iş kaybı, sevilen birinin kaybı, önem taşıyan bir ilişkinin bitmesi, aile/ önem taşıyan diğer insanlar ile çatışmalar, işle ilgili memnuniyetsizlik, fiziksel ruhsal anlamda tükenme, yalnızlık, çocuk doğumu, çocuğun evden ayrılması, yaşın ilerlemesi de yer alabilir. Bu tetikleyicilerin ortak özelliği kişide bir kayıp duygusu yaratmalarıdır.

Davranışçı kuram depresyonu olumsuz olay ve kayıpların yaşattığı acı ile baş etmek için ortaya çıkan bir kaçınma ve bu kaçınmanın giderek kişinin hayatını fakirleştirmesi ile açıklar.

İnsan hiçbir şey yapmadan kendi kendine gelen bir mutluluk enerjisine sahip değildir. İnsan birşey yaparak, görerek, seyrederek, yiyerek, tadarak mutlu olur.

Sağlıklı bir mutlu kişinin bütün etkinliklerini, gereksinimlerini kısıtlayarak hava, yiyecek, barınma dışında birşey yapmamasına müsade edildiğinde bir süre s
onra mutsuz biri haline gelir. Depresyondaki kişi bunu kendi kendine yapar. (H. Türkçapar)

Hatırlatma: Depresif belirtilere sahip olduğunuzu düşünüyorsanız öncelikle psikiyatr olmak üzere bir uzman görüşü alınız.

Kli. Psk. Damla Yalçın Gürkan

Exit mobile version