Site icon Prizmabet

Bir Hayvanın Beslenme Düzenini Değiştirsek Ürettikleri Gıdaların Türü de Değişebilir mi?

Bu soru, epey kafa karıştırıcı olsa da üstüne düşününce aslında basit bir cevabı var.

Ürettikleri gıdanın türü değişmese bile, içeriği ve özelliklerinde mutlaka değişiklikler olmalı! Peki durum bizim düşündüğümüz gibi mi, gelin bakalım.

Hayvanların beslenme düzeni, ürettikleri besinlerin içeriğini etkiliyor.

Süt ürünlerinden başlayacak olursak inekler, koyunlar veya keçilerin beslenme düzeni; sütün yağ, protein ve vitamin içeriklerini etkiliyor. İneklere omega-3 yağ asitleri açısından zengin yemler verildiğinde sütteki omega-3 miktarının arttığı gibi.

Tabii hayvanın yediği yemlerin bileşimi de sütün tadını ve aromasını da etkiler. Mesela taze otla beslenen ineklerin sütü genellikle daha aromatik olur.

Peki et üretiminde de aynı durumlar geçerli mi?

Elbette geçerli. Hayvanın beslenme şekli, etin yağ dağılımını ve yağ asitlerinin bileşimini değiştiriyor. Tahıl ağırlıklı beslenen bir hayvanın eti, ot ağırlıklı beslenene göre daha fazla yağ içeriyor ve yağın yapısı da burada değişiklik gösteriyor.

Ayrıca tükettikleri besinler, etin lezzetini, rengini ve dokusunu da etkileyen önemli bir ayrıntı. Doğal otlarla beslenen ineklerin etleri, genellikle daha az yağlı ve daha yoğun bir tada sahip olması gibi.

Aynı durum tavuklar için de geçerli.

Tavukların beslenmesi, yumurtaların besin içeriğini etkiliyor. Yüksek omega-3 içeren yemler verilen tavukların yumurtaları, omega-3 açısından daha zengindir. Ayrıca bu durum, yumurtanın kabuk rengini ve sarı rengini dahi etkiliyor.

Gariptir ki arıların bile beslendiği çiçekler, balın aromasını, rengini ve tadını değiştiriyor. Bir lavanta çiçeğinden toplanan bal ile portakal çiçeğinden toplanan balın tadı asla aynı değil.

Doğal olarak hayvanların beslenme düzenlerinin ufacık bile olsa değişmesi demek, üretilen gıdalarının da içeriğinin, tadının ve hatta kokusunun bile değişmesi anlamına geliyor.

Kaynaklar: MDPI, ResearchGate
Exit mobile version